02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 AĞUSTOS 2000 ÇARŞAMBA CUMHURtYET SAYFA DEPREM DOSYASI Marmara Depremi'nde zarar görenler, bugün başvurmazlarsa tazminat haklannı yitirecekler Depremzedelerîıı son günüSİBEL HZILIŞIK OZANYAYMAN İSTANBUL / tZMtR - Mar- rnara depreminin ardından can ve mal kaybına uğrayan yurttaş- lann, yerel yönetimler ve mer- kezi yönetiminağır ihmalleri ne- deniyle oluşan zararlann gideril- mesi isteminde bulunabilmeleri- nin süresi bugün doluyor. Dep- remzedelerin bugûn akşama ka- dar başvurularını yapmamalan halinde tazminat isteminde bulu- namayacaklan belirtildi. Zarar gören yurttaşlar, bugûn çalışma saati sonuna kadar Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı, Devlet Plan- lama Teşkilaü, yerel yönetimler ve valiliklere karşı suç duyurusu niteliğindeki dilekçeleriyle hu- kuki sûreci başlatabilecekJer. Bu tanhten sonrakı yazılı başvurula- nn geçersiz olacağı ve işleme ko- nulmayacağ] bildınldı. Hukukçular, idare hukukuna göre, kamu yönetiminde açık hizmet kusuru bulunan yetkili • îstanbul Barosu Genel Sekreteri Mert Er Karagülle, 10 bini aşkın tespit davasına karşın çok az tazminat davası açıldığını, depremzedelerin yargılama sonucunda bir şey elde edebileceğini düşünmediğini belirtti. Karagülle, devletin delil toplama konusunda ısrarcı davranmadığını ve yetersiz tespit nedeniyle savcılann da dava açmakta tedirgin olduğunu ifade etti. zenlemekre göre de zararm olu- şumundan 1 yıl içinde dava aç- mak gerekir. Bu yoruma kaufar- sanız, süre bu akşam sona eriyor. İkmtigorüşegöreiseortada 'söz- leşmeden doğan bir eksiklik' vanhr, yükümlülükler yerine ge- tiribnenıiştir. Burada 5 yıflık bir ı süresi var. Bana gö- birimlerin tazminat ödemesinin zorunhı olduğunu kaydediyorlar. Marmara depreminin ardından yaşanan felakete yönelik tüm ve- rilerin, inşaatlann yapı normla- nna uygun denetlenmediği yö- nünde olduğunu kaydeden uz- manlar, 1. derecede deprem böl- gesınde yapılaşmaya ızın veren tüm kurumlann ağır hizmet ku- suru işlediklehni belirtiyorlar. Adapazan'nda yıllar önce de büyük ölçekli bır deprem mey- dana geldiğini, buna karşın böl- geye yeniden yapılaşma izni ve- rildiğıni belırten Avukat Noyan Özkan, bunun bile başlı başına bir kusur olduğunu söyleyerek "Sözkonıısuuygulama, 17Ağus- tos depreminde mağdur olan yurtaşlann Bayındırlık Bakanb- ğj, DPT, yerel yönetimler ve vaü- Kklerhakkmdatazminat taJebiy- le suç duyurusunda bulunmala- n için yeterü olacakbr" dedi. Îstanbul Barosu Genel Sekre- teri Avukat Mert Er Karagülle, depremden 1 yıl geçtikten sonra sorumluluğu net bir şekilde orta- ya koyacak, yargılamaya temel teşkil edecek delillerin yeterli öl- çüde elde edilemediğini, savcıla- nn da bu nedenle yargılama sü- recini başlatamadığını söyleye- rek "Çünkü devlet,defil toplama konusnnda ısrarcı davranmadı, bu yfikü bjreyiere birakû" dedi. Karagülle, depremin akabinde 10 bini aşkın tespit davası açıldı- ğını, buna karşın tespit davasına dayanarak çok az tazminat dava- sı açıldığını belirterek "Tazmi- nat davasnun açılabilmesi için depremzede ya kendisi bizzatda- vasını açacakü; ancak deprem- den sonra oralan terk etti. Ya da avukat tutacakn, buna da maddi imkânı oimadı, çekti ghU Zaten çoğuda yargdama sonucunda bir şey elde edebfleceğinî dûsünme- diler" diye konuştu. Depremden sonra devletin, genel uygulamayı esnekleştire- cek, bürokrasiyi azaltacak dü- zenlemelere gitmesi gerektiğini anlatan Karagülle, şöyle devam etti: "AdHye personefa' arasuıda ölen, yaralanan var, göç oldu. Yargılama o*ıtwıni hnhmdtrmali için baa zararlar, yargtlamaya gerek kalmaksran devlet tarafin- dan karşılanabttir, na iüşkuı gecki hflküm getirflebi- lirdi." Müteahhitler, mimarlar, tek- nik sorumlulara karşı açılacak tazminat davalan için son süre tartışmalı. Karagülle, bu konu- daki iki görüşü şöyle anlattı: "Birinci görüşe göre bu dava- larda sorumhı tutulan Idşjlerin yapoğı haksız fiil'dir.Geneldü- re müteâhhit bmayı tesam ettiği anda eksMğin variığı tespit edi- lemeyeceği, zarar yıkımla birtik- te ortaya çıkacağı için zamanaşt- mı süresi burada binanın tesli- miyle değü, binanın yıkıkhğı an başbtr. Ancak bu konu tarnşma- b oMuğu için davamn en son bu- gün açdmaa daha vararb obcak- nr." tstanbul Barosu Başkanı Yö- cel Sayman, doğal afetler konu- sunda yüklü bir mevzuat bulun- masına karşın gereklı hukuksal güvencelerden yoksun olundu- ğunu belirterek, depremle ilgili olarakTBMM'nin ve hükümetin aradangeçen biryılda yeterli ya- saJ önlemleri almadığını belirtti. AYINDIRLIK BAKANIKORAYAYDIN 'Konuûar sağlam zeminde yapüdı J BOLU/ADAPAZARI (Cumburiyet) - Bayındır- lık ve Iskân Bakanı Koray Aydın, deprem bölgesin- deki kalıcı konutlann beklenilen süreden daha erken bitirilebileceğini belirtti. Aydın, geçmişten ders aldıklannı ifade ede- rek kalıcı konutlan sağ- lam zeminlere yaptıklan- nı bildirdi. Marmara Depremi'nin I. yıldönûmûnde Bolu, Düzce ve Adapazan'nda yaptmlan kalıcı afet ko- nuttafrnda incelemelerde 1 bulunan ve inşaatlar için 150 günlûk süre verildiği- ni anımsatan Bakan Ay- dın. konutlann tahmin edilen süreden daha erken bitirilebileceğini söyledi. Aydm, konutlann yüksek kaütede ve özel bir mıma- ride yapıldığını belirte- rek, "aîet konutundan" çok "örnek kontıt" niteli- ği taşıyan kalıcı konutlar- da ısı yalıtım tekniği uy- gulanarak yüzde 40 yakıt tasarrafu sağlanacağını da bildirdi. Kalıcı konutlara arazi tespiti için aylarca çalışıl- dığımjeolojikjeoteknik incelemeler yapıldığını ve bulgulara göre alan tespit edildiğini anlatan Aydm, Îstanbul ve Anka- ra'daki lüks semtlerdeki binalardan daha yüksek kalitede inşaatlar yapıldı- ğını söyledi. Aydın, "Prestij projesi olabilecek konut alanlan üretiyonız. İşin peşini bırakmayaca- giz, masa başında değD şannyelerde işi taldp ede- ceğjz" dedi. Bolu'dan sonra Düz- ce'ye giden Aydm, Düz- ce kent merkezine 6 kilo- metre mesafedeki alarun 10 bin konutluk altyapı işinin bittiğini bildirdi. Bu bölgeye 7 bin konut yapılacağını ve yapımcı firmalann şantiyelerini kurduklarmı ifade eden Aydm, geri kalan 3 bin konutluk yerieşim alanı- nm ise Düzce'nin ileride- ki konut gereksınıtnine göre değerlendirileceğini söyledi. Söz konusu yer- ieşim bölgesinin ileride yeni Düzce'nin çekirdeği olacağını ifade eden Ay- dın, şöyle devam etti: "Yalova aNrvyonlu bir arazide kurulmus. 1939'da Erancan yıkıldı. Aynı Erzincan aynı yerde 1992'dedevüakh.l967'de Sakarya yıkddL 1999da aynıyerde yineyüakn. Biz geçmişten ders alan bir anlayış ortaya koy uyoruz. Burada yapdan bu çahş- maya bu emeğe berkesin saygı duyması lazun. Ma- sabaşı söylemlerden uzak- laşmak lazım." rİANDlLLfDE TANITIM YAPILDI Işıkara çizgifilm kahramanı oldu 'Depremdedeve Doğa' adh çizgi filrnde, tt Depremdede" olan Prof. Dr. Işıkara, Meltem ve Yıldınm adh çocuklara önce depremin nasıl meydana geldi^ni da- ha sonra ise deprem öncesinde, sırasuıda ve sonrasında neler yapdması gerek- tiğini anlabyor. Işıkara'nın kendi sesinden hazırianan çizgi filmde, "Doğa" adh kedi de çocuklaria buükte depreme hazırlanmayı öğreniyor. Îstanbul HaberServisi- Bogaziçi Üniversitesi fBU) Kandilli Rasathane- si Müdürü Prof.Dr. Ahmet Mete Işıkara, kendisinin de "Depremdede" adıyla kahramanlan arasında yer aldığı, çocuklan deprem konusunda bilinçlendir- meyi amaçlayan çizgi fil- mi tanıttı. Kandilli Rasathanesi ve Suadiye Rotary Kulübü ta- rafindan hazırianan "Dep- remdede ve Doğa" adh çizgi filmin Kandilli Ra- sathanesi 'ndeki tanınmın- dan önce, basın mensup- lanna 16 dakika 30 saniye süren, 3 bölümlük çizgi fîlm gösterildi. Film gösteriminin ardın- dan bir konuşma yapan BÜ Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştrma Ens- titüsü Müdürü Işıkara, ha- zırianan çizgi filmin, 1996 yılından beri çocuklann deprem konusunda bilinç- lendirilmesi çabalannm bir parçası olduğunu söyledi. Söz konusu çizgi filmin deprem öncesi, sırası ve sonrasında neler yapılma- sı gerektiğini içerdiğini an- latan Işıkara, "Bu çizgi ffl- mi çocuklanmızuı eğftimi konusuna olağanüstü bir katkı olarak görüvorum. Fümde, çocuklanmız üze- rinden büyüklere de me- sajlar var" diye konuştu. Prof. Dr. Işıkara, med- yamn da deprem eğitimi konusundaki çabalanna destek vermesi gerektiğini ve çizgi filmin çocuk saat- lerinde belli aralıkJarla gösterilmesinin çok yarar- lı olacağını belirtti. Işıkara, Milli Eğitim müdürlükleri aracılığıyla da fılmi, Türkiye'deki tüm okullara ulaşürmaya çalı- şacaklannı ifade etti. Çizgi filme "dünya ço- culdarmabirarmağanoto- rak" baktığını belirten Işı- kara, "Özellikk deprem- den zarar görmüs ülkele- rin çocuklan için çokeğtti- d ve öğretid bir çizgi drye bakrvorum. Fflm, Ahnan- ca, Ingilizce, Fransızca, Itahanca, Japonca ve Js- panyokaya da çevrikcek. Çocuklannuza armağan olsun" diye konuştu. 2420. Bölge Guvernörü Hatke Şarizideprem egitı- minin çocuğa erken veril- mesının, bilinçli toplum oluşumundaki önemini be- lirtti. Filmin yapımcısı AH MuratErkorkmazda dep- remin bir korku değıl, bir doğa olayı olduğunun an- latüması gerektığine dik- kat çekerek "Bu fflmin en büyüközefiıği,birumut fil- mi ohnası" dedi. Erkorkmaz, fümin 3 ay- lık birçalışmanm ürünü ol- duğunu sözlerine ekledi. IMO Genel Sekreteri Şevket Çorbacıoğlu, ölümlerden 'insanlann' sorumlu olduğunu söyledi 6 îstat]bi]l karaııtiııava abnsm 9 MUTLUSERELİ ANKARA - tnşaat Mühendisleri Odası (ÎMO) Genel Sekreteri Şevket Çorbacıoğhı, 17 Ağustos depreminin olağanüstü felakete dönüşmesınin özündeki nedenin "göç" olduğunu belirterek çarpık yapılaşmamn adeta depreme davetiye çıkardığını söyledi. "Siyasi StT alanı" olarak nitelediği Istanbul'da günde 78 kaçak konut in- şa edildiğini, konutlann yüzde 70'inin kaçak olduğunu anlatan Çor- bacıoğlu, "tstanbul'un varoşlan ka- rantinayaanmp 1998'devürürlüğegi- ren deprem yönermeKğine göre teda- viedflmeüdir'dedı Şevket Çorbacıoğlu, depremin üze- rinden geçen 1 yıl içinde Türkiye'de çok fazla şeyin değişmediğini söyle- di. "Deprem değfl, bina öldürür" öz- deyişinin dillere yerleştigini belirten Çorbacıoğlu, "Hayır. Binalan da biz İDsanlar yapügumza göre, oldüren ne deprem, ne debina; öMüren insan" di- ye konuştu. Çorbacıoğlu, Türkiye'nin son 95 yılda meydana gelen 126 dep- remde nitel ve nicel olarak "uyankn- ğını" belirterek bunlardan hiçbir ders alınmadığım söyledi. 17 Ağustos depreminin ardından da birkaç popülist girişim yapılacağım kaydeden Çorbacıoğlu, "Zaman için- de yüzyıhn bu en büyük depreminin yararüğı yaralan sarmışgörünüpola- yı her zamanki aymazhldar bütünün- T T K C e n e l M ü d ü r ü Y e n e l : K u r t a r m a e k i b i h a z ı r 'Madenciler araçbekliyor' ALtAYAROĞLU ZONGULDAK - Marmara ve Dûzce depremlerinin ardından çok sayıda kişinin yaşamını kurtaran madenciler, kurtarma ekibi için araç gereç yardunı bekliyor. Türkiye Taşkömürleri Kurumu (TTK) Genel Müdürü Omer Yenel, 400 kişilikekiplerininkurtarmaçahşmalan içinhazır bulunduğunu bildirdi. TTK Genel Müdürü Ömer Yenel, dün yaptığı basın toplantısında, deprem sonrasında yapılan çahşmalan anlattı. Yenel, oluşturduklan 800 kişilik arama-kurtarma ekibinin her an göreve hazır olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Deprem sonrası afet böigesine ilk ulasan arama kurtarma ekibi maden işçileriydL Maden işçilerinj deprem sonrası süratle bölgeye gönderdik. 3 saat içerisinde çauşmaya başiaddar. Biznn farkhhğınıız diğer arama kurtarma ekiplerinin enkazm özerinden delerek mndahalede bulunması, bizim ise alttan delerek canbya alaşmasHbr. Bu madencinin başanh olmasında etkfli obnustur. Şu anda ekibimiz 800 kisiden ohışuyor. Bunun 400 kisisi ber an hazır bekliyor. 800 eğftümiş insan hem öretime katkıda buhınacak, hem de temenni etmediğimiz afetlerde insani sorumhüuğunu yerine getirecek. Bugüne kadar ekonomik koşollar nedeniyle gerekli araç ve gereçlerimizi tamamlayamadık." Yenel, madencilerin kurtarma çahşmalannda kullanmak için özellikle seyyarjeneratör, hidrolik araçlar, elektronik kesici aletler ve diğer arama kurtarma araçlanna gereksinimleri olduğunu belirtti. Ömer Yenel, TTK'nin ayhk zarannm 14 trilyonunun hazineden karşılandığını belirterek radikal kararlarla zaran en aza indirmeye çalışacaklannı ifade etti. deki seyrine btraknuş olacağız ve yine deprem öncesi ve deprem sonrası ka- hcı önlemler konusunda çahşmalan başlatmayacağız" dedi. Deprem teknolojisini geliştirmiş ülkelerde yapım sürecinin arsa üreti- mi ile başladığını, "Etüt, fizibilite ra- porlan, planlama, proje ve uygulama" olmak üzere 5 aşamadan oluştuğunu anlatan Çorbacıoğlu, Türkiye'deki yapım sürecimn ise proje uygulama aşamalan ile sınırlı olduğuna dikkat çekti. Çorbacıoğlu, planlama aşamasının ise sadece "siyasi otorite taranndan kentve kryıranürunböhlşümü nokta- suıda" dikkate alındığmı belirterek 17 Ağustos felaketinin böyle bir du- yarsızlığm sonucu olduğunu kaydet- ti. Şevket Çorbacıoğlu, inşaat sektö- riinde acilen alınması gereken önlem- leri şöyie sıraladı: • Çevresel etki değerlendirme ra- poru gibi, deprem değerlendirme ra- poru da yapım süreci öncesinde zo- runhı olarak görühnetidir. • Fay zonlanndaki arsa üretimi ras- yonel mühendislik bilimi doğrultu- sunda işletilerek doğana ve doğaya öncelik tamyan yapı sürecine dönüş- türühnelidir. • Geleneksel yapı teknoktjisi terk edflip özeüikJe tüm &y zonlannda en- düstrryel yapı teknolojisiyie stabil ve seri üretim sürecine geçümeBdir. • Fay hatlanndaki tarun alanlan ke- sinlikle sanayi ve konutalanlanna ka- patılmalıdır. • Nükkerenerji santraDan aktif fay haüanndan uzak tutulmalıdır. • Günde 78 kaçak konutun inşa edildiği, 23 milyon kişinin bannabi- leceği yüzde 70'i kaçak 1 milyon 445 konuta sahip, siyasilerimizin SÎT ala- m îstanbul varoşlan karantinaya alı- mp 1998'de yürürlüğe giren deprem yönetmeliğine göre tedavi edilmeli- dir. Aynca, Izmir varoşlanyla birlik- te Ankara Demetevler, Karşıyaka çevresi ve tüm kıyı kentlerimizdeki kıyı betonlaşmalan da ivedi rehabili- tasyon sürecine sokulmalıdır. • Fay hatn üzerindeki, özellikle kır- sal kesim kent ve köy yerteşimlerinde her 5 aüeyedevlet destekti çadır bulun- durma zorunluluğu getirOmelidir. • Deprembilirnini kurumsallaştıra- rak "deprem mühendisfiğinin" yay- gınlaştınhnası gereklidir. • OzeOikle deprem kuşağı bölgesin- dekiortaöğretimkurumlarmazorurı- hı olarak uygulamah deprem dersi konmabdır. DÜZ1AZI ORHAN BİRGİT Bleri Armut Toplayan Muttalefet! Cumhurbaşkanı önceki gün başkente döndü. Dün de hükümet, kanun hükmünde kararnamesini tek keiime değişiklik yapmadan on yedi sayfalık bir ge- rekçe yazısı ile Çankaya'ya yeniden gönderdi. Şimdi kamuoyunda haklı ve gergin bir bekJeyiş dö- nemi başladı: Ne olacak? Cumhurbaşkanı.ikinci kez kendisine sunulan KHK! yi imzaJayacak mı imzalamayacak mı? Hükümetin gerekçeleri, bu kez Sezer'in eski görüş- lerini törpülemesini sağlayacak mı? Ecevit'in dün sabah Hacıbektaş'a giderken oto- mobilini durdurma gereğini duyarak konvoydaki ga- zetecilere Cumhurbaşkanı ile bugün saat 11 'de gö- rüşme yapacağını söylemesi, devletin doruğundaki küskünlük söylentilerinin giderilmiş olduğunun bir belgesi olarak mı kalacak; yoksa bütün yaşamı bo- yunca insan sevgisini, hoşgörüyü yaymaya çalışmış büyük Veli'nin izlediği yol, Çankaya-hükümet ilişki- terine de egemen mi olacak?.. Sanınm Başbakan da, dün Hacıbektaş yolunda bugünkü buluşma haberini verirken kısaca söyledik- leri ile ikinci yol için beklentilerini öne çıkarcJı. Üçfü ko- alisyon hükümetinin gösterdiği uyumun Çankâya ile de sağlanabileceginin beklentiterinin attını çizdi. Tüm bu gelişmeler olurken muhalefetin, özellikle parlamento içindeki muhalefet partilerinin ne yaptı- ğtnı merak etmez misiniz? Kanun hükmünde kararnameter, Cumhurbaşka- nı'nın ve bir kısım bilim adamlannın ve yazarlann da ileri sürdüğü gibi gerçekten anayasaya aykın mıdır? Aykjn ise, kendilerinden beklenilen tek görev, bu ko- nuda görüş bildirmekle sınırtı olan bilim adamlan gi- bi, demeçterle yetinen bizim muhalefet partilerimiz bu krizin baş göstermesinden bu yana, o görüşlerin tıp- tasını tekrarlamaktan başka bir şey yapamazlar mıy- dı? Bakıntz, bu kanun hükmünde karamame olayı, bu- günkü koalisyon hükümetinin patentinde bir buluş değildir. 1982 Anayasası'nda hükümetlere bu tür ka- ramame çıkarma hakkı tanınmış ve özellikle Turgut Özal döneminde büyük bir ivme ile birbiri arkasına çıkanlan KHK'lerden hemen hiçbirisi, yine anayasa- daki açık hükme karşın Türkiye Büyük MiHet Mecli- si'nde ele alınmamıştır. Anayasa, KHK'leri çıkaran hükümetlerin, bunlan Resmi Gazete'de yayımlandığı gün TBMM Başkan- lığı'na sunmakla yükümlü olduğunu bildiriyor TBMM Kanunlar Müdüriüğü'nde tam 259 KHK, genel kurul gündemine alınmak için dolaplarda bek- letiliyor. 2 KHK tasansı da genel kurul gündeminde ve alt sıralarda Parlamento, bunlan görüşecek; onaylarsa KHK'ter birer yasa olarak sıra numarası alarak kalıcılık kaza- nacak. Yok onaylanmazsa, işte o zaman bir sözde bilim adamının Sayın Cumnurbaşkanı'na tavsiye et- tiği biçimde gerçekten "çöpe atılacak"!.. Ama bizim dünkü ve bugünkü muhalefet partiteny mizden hiçbirisi -ki bunlann arasında 18 Nisan 1998 öncesi TBMM'de ağırttğı olması gereken CHP de vardır- hiçbir girişimde bulunmamıştır. Şimdi hepsi tek ağızdan, son KHK için Cumhur- başkanı'na akıl hocalığı yapmaya kalkışmayı birer muhalefet görevi sayıyorlar. Hele bugünkü parlamentoda 103 milletvekiii bulu- nan "ana muhalefet" srfatlı Fazilet Partisi ile 85 san- dalyeye sahip Doğruyol Partisi'nin sözcüleri, ellerin- de bir kâgrt toman ile kameralann karşısına geçip KHK yüzünden hükümete veryansın etmiyorlar mı? Sadece eteşt'ri ile de yetinmiyor, hükümete TB- MM'yi toplaması için çağn yapıyor, Cumhurbaşka- nı'ndan onay imzasını esirgemesini ısrarla istiyorlar! Oysa biliniyor ki, TBMM çalışmalanna ara vermiş ise toplanma çağnsı ya cumhurbaşkanı, ya hükümet ya da milletvekiii tam sayısmın beşte birinin imzala- yarak TBMM Başkanlığı'na başvurusu ile yapılıyor. 550 tam sayılı parlamentomuzda beşte bir imza 110 milletvekiii demek. Bugünkü Meclis'teki muha- lefet milletvekillerinin sayısı ise 188. 188 milletvekiii çağn yapmış olsaydı, şu ünlü KHK olayı çoktan TBMM'de ele alınacak ve elbette iktidar partilerinin ikisi içindeki müttefıkleri de yanına alarak muhalefetin hükümeti sorgulamasına dönüşecekti. Bu iki kere ikinin dört ettiği gerçeğini, ne FP ne de DYP bilmemiş olamazlar. Ama her ikisi de ya mini ba- sın toptantlan ya da yaz pikniklerindeki söyleşileri ile yetinmeyi yeğlediler. Meclis'i toplantıya çağırmıyor, olayı miting alanla- nna indirmeye cesaret edemiyorlar. Ama sanal Inter- net anketieri ile halkın yüzde 81'inin KHK karşıtı ol- duğunu söyleyip avunmakla yetiniyorlar. Bir tür ka- yıkçı kavgası ile yetinip elleri armut toplayan bir mu- halefeti, kamuoyu tabanı sanarak o taban üstünde kimse şov yapmaya kalkmamalıdır. Faks: 0212 - 677 07 62 E-mail: obirgitle-kolay net Belediyeler konuk ediyor Dep^mzede çocııklar Yunanistan 9 da tatilde ÎstanbulHaber Servi- si-Yunanistan'ın Sapes ve Komotini belediye- leri, 13-18 yaşlan ara- smda 60 Gölcüklü dep- remzede genci tatil için ülkelerine davet ettiler. Türkiye ve Yunanis- tan'dan 40 üniversite ögrencisı de "Banştçin Türk-Yunan Üniversite ÖğrencOeri Toplanası" için Istanbul'da bulusa- caklar. İnsan Kaynağını Ge- liştirme Vakfı (İKGV) ile Sapes ve Komotini belediyelerinin ortakla- şa düzenledikleri genç- lik kampında, konser, eğlence, spor etkinlik- leri yer alacak. 18-30 Ağustos tarihleri ara- smda gerçekleşecek ge- zi hakkında bilgi veren İKGV Genel Müdürü DemetGüraL gençlerin tüm giderlerinin bu iki belediye tarafindan kar- şılanacağını belirterek şunlan söyledi: "Dep- remin yaratnğı tüm olumsuzhıklann yanın- da güzel şeyler de olu- yor. Bunlann en önem- üsi de geBşen uhıslara- rası dosthıİdar. İlk gün- lerden beri bizünle bir- Kkte olan Yunanh dost- larumzın verdiği destek sürüyor. Geçen ay, Palea Fokea'da Yunanh aileler yanında konaklayan gençler son derece güzel anılar ve olumlu izle- nimlerle döndüler." Türk ve Yunanis- tan'dan 40 üniversite öğrencisi ise 18-25 Ağustos tarihleri arasın- da Istanbul'da buluşa- rak, uzmanlann başkan- hğmda "sorun çözme" eğitimi görecekler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear