16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 AĞUSTOS2000SAU CUMHURİYET SAYFA HABERLER DertzBayfcal Tratazon'da • TRABZON (AA) - Eski CHT Genel Başkanı Deniz Baykal, Trabzon'da bir süre önce vefat eden CHP Trabzon Yomra îlçe Başkanı Muamtner Pekşen'in ailesine başsağlığı dilemek üzere Trabzon'a geldi. Ziyareti sırasuıda CHP parti binasmda partililerle sohbet eden Baykal, gazetecilerin sorulan üzerine "Siyasetle ilgili olarak konuşmak istemiyorum. Buraya sadece başsağlığı ziyaretinde bulunmak üzere geldim" diye konuştu. LeHgaro'nun yorumu • PARlS (AA) - Fransa'da yayımlanan Le Figaro gazetesinde çıkan bir haberde, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, devlet memurlan bakkındakı kanun hükmünde karamamenin (KHK) onaylanması konusunda hükümetle "gûç çekişmesi içine girdiği" bildirildi. Le Figaro'nun haberinde, "KHK'nin önemsiz bir konu olmadığı, ülkenin anahtar sorunlanndan biri olan rejimin demokratıkleşmesi ile ilgili bir konu olduğu" kaydedüdi. Haberde, Cumhurbaşkani Sezer'in "YÖK'ün yapüğı rektör atamalanndan bın ile ilgili olarak koyduğu veto" anımsatıldı. hssıı kaçakçftğı • ANKARA (AA) - Insan kaçakçılığıyla bağlanülı organize suçlarla ortak mücadeleyi amaçlayan ve aralannda Türkiye'nin de bulunduğu "Adriyatik Girişimi" ûlkeleri, 10 Ağustos'ta Roma'da yapuklan toplantıda, bu suçlarla mücadelede etkin önlemler alınmasını içeren bir paketı kabul ettiler. Italya Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada, "Adriyatik Girişimi "ne katılan ülkelerin içişleri ve dışişleri bakanlıklan müsteşarları seviyesinde yapılan toplantının amacının, insan kaçakçılığı konusunda durumun saptanması ve insan kaçakçılığıyla mücadelede ülkeîer arasındaki işbirliğini daha iyi hale getinnek olduğu ifade edildi. Mrzaoğkı hgltere'ye grtti • istanbulHaberServisi- Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu, denizcilik alanında bazı inceleme ve temaslarda bulunmak üzere Ingıltere'nin başkenti Londra'ya gitti. Mirzaoğlu, Ingiltere Denizcilik Bakanı ile iki ülke arasındaki mevcut denizcilik faalıyetlerinin geliştirilmesı konusunda görüşme yapacağını söyleyerek bu yıl sonuna kadar kıyı ve Boğazlar'da hızmet verebilecek 22 acil müdahale istasyonu kuracaklannı açıkladı. TÜMTtS'ten tepki • İstanbul Haber Servisi- Türkıye Motorlu Taşıt Işçılen Sendikası (TÜMTÎS), memur kararnamesinin iş gûvencesıni ortadan kaldırdığını belirtti. KHK'nin geri çekilmesini ve çalışanlara örgütlenme özgürlügü ve ış güvencesı sağlanmasını savunan TUMTİS üyelen, mücadele yaratılması ıçın çıhşmalannı yoğunlaştıracaklannı söylediler. Cumhurbaşkanı'nın tavnnın 'geri adım atmama' yönünde olduğu öğrenildi Sezer'e gerekçeK KHKHükümetln gerekçeleri # tadeniz hukuki değil, keyfi bir tutum. # tmzaladığınız diğer KHK'lerle çelişki içindesimz. # Anayasa Mahkemesi'nin zıt kararlan var. Son takdir yetkisi yüksek mahkemenin olmalı. # Olağan dönemdeki KHK'lerde Cumhurbaşkanı'nın iradesi şeklidir. # Devlet krizi, yasama, yürütme ve yargının dûzenli ve uyumlu çalışmasını engeller. # Devlet kadrolanna yerleşmiş PKK ve Hizbullah militanlan disiplin suçu kapsamına alınmalı. ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Hükümet, memurlann meslekten atılmasmı kolaylaştıran kanun hükmünde kararnameyi (KHK) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e suçlamalar içeren "bflgi notuyta" ve değiştirmeden ıkinci kez Çankaya Köşkü'ne gönderdı. Cumhurbaşkanı Sezer'in ise, "esas MS IBUI" yönünden itirazlannı sürdürdüğü, "geri adım atmama eğfliminde olduğu" öğrenildi. KHK'yi yasa gibi değerlendirerek Cumhurbaşkanı'ndan 15 gün içinde imzalamasını isteyen Başbakan Bülent Ecevit, Sezer'e itirazını "Kevfi davranryorsunuz; daha önce benzer kararnameleri imzaladınız; ceiişki içindesiniz; imzanız 'şekli onay' niteiiğindedir; anayasaya aykın davranıyorsunuz; Anayasa Mahkemesi'nin takdir yetkkini engeUryorsunuz" gerekçelenyle iletti. Hükûmetin, devlet kadrolanna yerleşen PKK ve Hizbullah mılitanlanyla DYP ve FP Muhalefet desteği sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Muhalefetin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e desteği sü- rüyor. DYP Genel Başkan Yannmcısı MehmetAfi Ya- vuz, hükûmetin Sezer'i is- tifaya kadar götürmek iste- diğini savundu. FP Genel Başkan Yardımcısı Ertan Yfiîek de Cumhurbaşka- nı 'nın anayasaya aykın ol- duğunu bildiği bir kararna- meyi imzalamama hakkı bulunduğunu vurguladı. Yülek, hükûmetin Yetki Yasası'na dayanarak böyle bir kararname hazuiamak- la yetkısinı kötüye kullan- dığını savundu. ANAP Trabzon Millet- vekih Eyûp Aşık, KHK'yi eleştirerek, "Bu kararna- meyi yalnız içüne değil, dı- şuna da sindiremiyorum" dedi. Aşık, düzenledıği ba- sın toplantısmda "Hek he- le Cumhurbaşkanı taran Hiperaktif' bir caz gıtanstn- dan Anayasa'ya aykın ol- duğu ikazedilerekgerigön- derilmesine rağmen buyan- uşta diretilmesi, iktidara mensup bir partinin millet- vekfii olarak beni rahatsız etmiştir" dıye konuştu. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART Eski Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptaa, 'Bafina' operasyonunun kilit ismi Niyazoğlu'ndan para aldığını itiraf ettL mücadele etmekte "hukuki boşhık" nedeniyle yetersiz kaldığmı savunan Başbakan, "devtet krizi"' uyansmdan neyi kastettiğini, "Yasama, yûrûtme ve yargı organlannın düzenli ve uyumlu çahşması engeüenir" dıye anlattı. Hükümet, bu konuda Anayasa Mahkemesi'nin birbiriyle çelişen kararlan bulunduğunu vurgulamakla birlikte "olağan" yönetim döneminde Cumhurbaşkanı'nın imzasmın "şekli bir onaydan ibaret oktuğunu" savundu. Devlet zirvesinde bunalıma neden olan kanun hükmünde kararname, Başbakan Bülent Ecevit'in imzasını taşıyan üst yazı ve 15 sayfalık bilgi notuyla Çankaya Köşkü'ne dün yeniden sunuldu. Üst yazıda, anayasaya göre Cumhurbaşkanı 'nın KHK'leri geri gönderme yetkisi bulunmadığı, buna karşın ıade işlemiyle yasalara ılişkin sürecin başlatıldığı savunuldu. Ecevit yazısında, Cumhurbaşkanı'nı şu ifadelerle imzaya zorladı: "TBMM'ce aynen kabul edilen bir kanunun Cumhurbaşkanı taraftndan üdnci kez iadesi anayasanuza uygun ounadığına göre, 10 Ağustos 2000 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısırıda değişiklik yapdmaksızın Cumhurbaşkanbğı'na yeniden gönderUmesi kararlaşûnlan bu KHK'nin deikinci kez iadesi söz konusu olamaz. lmzalanması anavasaJ bir zorunluluktur. Ancak, Cumhurbaşkanı gerek gördüğü takdirde KHK'nin iptali amacıyla Anayasa Mahktmesi'nde dava açabilir." CHP lideri Öymen, Cumhurbaşkanı Sezer'e manevi baskı uygulanmaya çalışıldığını söyledi 'Hükümetin tutumu yakışıksız' SELAHATTİNŞAHİN NEVŞEHtR -_ CHP Genel Başkanı Altan Öymen, hükû- metin, memuriarla ilgili kanun hükmündeki kararnameyle (KHK) ilgili Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e "manevi baskı'' uygulamaya çalıştığını söyledi. Oymen, "Hükümet, Cumhurbaşkanı'na 'Seni sbiz eçtik, bizim dediğimizi yapa- caksın'gibi yakışıksız bir tutum ortaya koydu. Bunlan kabul et- mememiznıümkün değü" dedi. Öymen, partısinin Tüzük Ku- rultayı Hazırhk Toplantısı için geldiği Nevşehir'in Ürgüp ilçe- sinde, Belediye Başkanı Bekir Ödemiş'i makamında ziyaret et- ti. Gazetecilere yaptığı açıkla- mada, KHK'nin ardında, enf- lasyonla mücadelede başansız olunduğu gerçeğinin yattığını belirten Oymen, şöyle konuştu: "Hfikfimet, Cumhurbaşka- nı'na manevi baskı uygulamaya çahşıyor. Bu çok yakışıksız ve yanlış bir tutumdur. Bu durum gûnlerden beri devam edryor. Hükümet,tophımun gündemin- de yer almayan bir konuyu gün- deme soktu. Toplumun günde- mi, geçim sıkındsıdır." Tüzük Kurultayı Hazırlık Toplantısı ile ilgili bir soru üze- rine de, seçimlerden başansız- lıkla çıkan partisinin yeniden yapılanma sürecine girdiğini belirten Öymen, şöyle devam etti: tt Cyekrimizi,üTkesoni]ila- MHP, KHK'nîn çıkarılmasında ısrarlı 'Devletten PKK yanlılan temizlensin' ANKARA/ERZURUM (Cumhuriyet - TB- MM gündemınde bulunan irrica yasa tasanla- nna sıcak bakmayan hükûmetin MHP kanadı- nın, memurlann meslekten ihracını kolaylaşu- ran kanun hükmünde kararnamede ısrar etme- sinintemelinde PKK yanlılannın devlet kadro- lanndan temizlenmesinin yanığı belirtildi. MHP kurmaylan, "Hizbullah da Kürt devleti kurmak istiyor. PKK de. Kararnameçıküğı za- man en çok bunlar etküenecekler" görüşünü dile getirdiler. MHP Genel Başkanı ve Başba- kan Yardımcısı Devlet Bahçeli. Cumhurbaşka- nı AhmetNecdetSezer'in kanun hükmünde ka- rarnameyi imzalaması gerektığini, tersi durum- da devlet bunalımı doğacağını dile getiriyor. 28 Şubat sürecinde TBMM'ye gönderilen ve "irtica yasalan" olarak nitelendirilen yasa ta- sanlanna sıcak bakmayan hatta bazüanna kar- şı çıkan MHP, PKK yanlılan nedeniyle Sezer'e yeniden gönderilen kararnamede ısrar ediyor. MHP Grup Başkanvekili tsmail Köse. karar- namenin KHK'nin 28 Şubat sürecinin bir deva- mı olduğunubelirterek, "Türkjye,çpkzor gün- ler yaşıyor. Devktin içinde besienen, bölücü, re- jimin admı değiştirnıek istiyen, bağımsızhğa kasteden kimselerin temizlenmesilaznn. Bonun için beklemeden, bir an önce harekete geçme- miz laznn" dedi. TlRMIK n konusunda eğitmeye çalışryo- ruz. Bu eğitim calışmalannda ben de çok şey öğrendim. Böige- sel çahşmalan tamamladıktan sonra da yeni parti rüzüğünün haznianması için çahşmalara başladık Partideöncelîkle,srya- si ahlakm gereğini yerine getire- ceğiz. Bunun için bir mevkiye a- day olacak üyelerimiz için mal beyanuıda bulunma zorunlulu- ğu getirmeyi planlıyoruz." CHP MYK üyelenyle Ürgüp Belediyesı Meclıs Salonunda, mahalle muhtarlan, belediye meclis üyeleri ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilenyle bir araya gelen Öymen, Türki- ye'nin sorunlannın çözümü için ekonomi, tanm, eğitim, çalışma hayatı ve sosyal güvenlik, sağ- lık, dışişleri ve enerjı gibi alan- larda çalışma gruplan oluştur- duklannı anlattı. CHP'nin Ür- güp Tüzûk Kurultayı Hazırlık Toplantısı bugün sona erecek. IAYDIN ENGtN [email protected] An, ah... Bitti. Kürkçü dükkânına döndüm. Daha ge- miden iner inmez, oksijen yerine egzoz gazı solutarak, kendine yakışan bir "hoş geldin" çeken kenti selamladım ve solu- ğu gazetede aldım. Ben olmadan da gazetenin çıktığını, bahçede her zamanki park kargaşasının sürdüğünü, kedilerin yemekhane önü nöbetlerine inatla devam ettiklerini, kat- lardaki, servisterdeki "kadrolu" kedilerin arsızlıklannı yitirmeksizin ortalıkta dolan- dıklannı görüp şaşırdım. Ne tuhaf, dünya ben olmasam da dö- nüycx; gazete ben olmasam da çıkıyon İstanbul, ben olmasam da içinde yaşa- yanlan kıyasıya hırpalamaya devam edi- yor. Eh madem kente, kentte kürkçü dük- kânına döndük, bari tam olsun. Haftalar- dır internetsiz, elektronik mektupsuz ge- çen harikulade günlere inat, bilgisayan açıp bağlandım. Kentle köyün farkı işte. Anında bağla- nıldı. Elektronik posta kutumu açtım... Breh breh breh... Kutu dolmuş, taşmış. Ekranlar dolusu bir e-mektup listesi akıyor: 503 mektup. Aç aç sonu gelmez; oku oku bitmez... Kıbnslılar, nükleer karşıtlan, nükleer yandaşlan, Zeugma savunuculan, çev- reciler, şakalar, virüs uyarıları, Burdur, Bergama, Uşak, Diyarbakır, Gebze, Kırk- lareli, Sağmalcılar, Buca, Aydın, Çankın, Kürkçü Dükkânında, E-Mektup Sağanağında... Adana cezaevlerinden yükselen acı çığ- lıkları, panel çağnları, kıyı kentlerinden "şenlik, festival" daverJeri, tutuklu yakın- lan ve ailelerinden gelmiş uyanlar, daya- nışma, yardım dilekleri, YÖK karartan ve rektör atamalan üstüne akademisyen- lerden gelen mektuplar... övgüler, sövgüler, sevgiler, fırçalar, akıl vermeler, hesap sormalar, 450 kelimelik (herhangi) bir Tırmık'a 1450 kelimelik ya- nıtlar, eleştiriler, katkılar... Tümünü ve tek tek yanıtlamak olanak- sız. Toplu bir yanıt için sınıflandırmak ge- rek. Ama nasıl? övgüler ve sövgüler di- ye mi ayırmalı, konulara göre mi bir ara- ya getirmeli? Düşünüp oyalanmaktansa bir yanın- dan başlamalı... • * • KHK üstüne patlak veren "cteWef kri- zi-hukuk krizi" tartışmasında dilim sürç- müş "...Ahmet Necdet Sezeryeni se- çildi. Önünde daha beşyıl var" diye yaz- mışım. Cumhuriyet okuru bu, kaçınrmı? 17 e-mektup saydım. Hepsi de Cumhur- başkanı'na Çankaya'da beş yıllık ömür biçmemi yakalamış, tatlı tatlı dalga ge- çip fırça atıyor. Bence suç gene Ecevtt'in ve ortakla- nnın. 5+5 formülleri ile kafamızı öylesine kanştırdılar ki cumhurbaşkanlannın yedi yıl için seçildiğini bile unutmuşuz. Dilimin sürçtüğüne yanmıyorum, diyelim sürçtü, o zaman beş yıl yerine niye on beş yıl yazmadım diye hayıflanıyorum. Oyle "sürçseydim" belki fırça bile yemez, "di- line sağlık" diye övgüler bile alırdım... Yanılıyor muyum? Kıbns üstüne mektup yollayanlardan öven, katkı yapan, bilgilendiren, düzel- tenleri biryanabırakalım. Hepsindenya- rartandım. Sövgüler düzenleri de bir de- ğil iki yana bırakalım. Öylesi mektuplara karşı artık nasır bağladık. Amaaaa... Ama "Behey Engin Efendi, sen Türk müsûn, Ermeni mi" diye soran ve mek- tubu "Bir TMTmücahidi" diye imzalayıp kimliğini saklayan, ama mektubunu baş- tan sona ağza alınmaz küfür ve ürkütü- cü tehditlerfe dolduran "yiğit'e bir çift sözüm olsun. Bir kere, gerçi babamın ustası bir Er- meniydi; dostlanm, arkadaşlanm arasın- da epey Ermeni var, ama konu Kıbns ol- duğuna göre sorunun "Sen Türkmüsûn, Rum musun" diye düzenlenmesi gerek- mez miydi? Doğrusu bu mantık hatasını "bir TMT mücahıdi"ne hiç yakıştırama- dım. Geçelim. Mektubundaki "Sen sün- net oldun mu" sorusunu ıse hıç anlama- dım. Küçükken oldum. Inanmazsa bir gün gazeteye uğrasın... "YOKAynasında Bir Demokrasi Sına- vı" başlıklı Tırmık da fırçalardan bolca nasiplenenlerarasırKla. "B/raA-VottaireV, mezannda rahat uyusun. Burası Türkiye" dîyenler de var, demokrasiyi parmak he- sabına, alınan oy sayısına indirgediğimi söyleyip eleştirenler de var, Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde yuvalanmış ülkü- cü tosunlann değiımenine su taşıdığımı söyleyip kınayanlar da... Ben yalnızca, YÖK'ün kararlanna bel bağlamaktansa, YÖK'ün kararlannın Cumhurbaşkanı'nca düzeltilmesinden medet ummaktansa, rektörseçimlerinde şu niye seçildi, bu niye seçilmedi diye tartışmaktansa oklanmızı sorunun kalbi- ne, YÖK sisteminin özüne yöneltmeliyiz, demek istemiştim. "YÖK yok olmadan bu sorulann da, sorunlann da çözümü ol- maz"\ vurgulamaya çabalamıştım. Demek becerememişim. F tipi cezaevlerine ve Burdur-Berga- ma-Buca cezaevleri ekseninde olup bi- tenlerle ilgili yüzlerce e-mektuba gelin- ce... Geleceğiz, geleceğiz. Hem de bıktır- macasına geleceğiz. Hele şu "köyden kente dönüş" şaşkınlığını bir atayım... POIİTİKA GÜ1NLÜĞÜ HÎKMET ÇETİNKAYA •••Avuntulap Bahçesi Sadece denizin hışırttsı duyuluyor... Koyu lacivert bir gecenin ıçindeyiz... Izmit, Adapazarı, Avcılar, Gölcük, Yalova, Değir- mendere, Çınarcık derin bir uykuda... Bir yıl önce de aynı saatlerde uykudaydı insan- lar... Adım adım yaklaşan ölümün farkında bile değil- lerdi... Sokaklar bomboş... izmit Korfezi'ne karşı kıyıdan vuran kör ışıklar yor- gun... Birkaç gün önce bölgeyi gezen arkadaşımız Ha- tice Tuncer'ın anlattığı öykü, ınsanın içinde derin sızı bırakıyor, sonra da mavi bir öfkeye dönüşüyor- du... Gözlerinde acının izleri silinmemiş Nadire Du- ran'ın fotoğrafına bakmıştım yola çıkmadan önce... Elif, Kader ve Soner, umursamazlığı kaçışların acısıyla sivrilen yaşamın mızrağında ince bir gül ta- cınadönüşüyordu... Sadece denizin hışırbsı duyuluyordu... Gecenin o koyu rengi vuruyordu yüzüne... Sigarasını çekiştirirken "Artık bizim için yaşam yok" dedi. Sonra kıyıya doğru yürüdü. Ellerini ha- vaya kaldınp ekledi: "Biiiyormusun, biryılönce bugün, aynıyerde ka- nm ve iki çocuğumla biriikteydik..." Bense, Hatice Tuncer'in fotoğraflannın ve röpor- tajının etkisindeydim hâlâ... Ellerini ceplerine soktu, yanm bir daire çizerken çığlık attı: "Onlar muhakkak şimdi benımle birlikteler, beni izliyoriar; çünkü ölmedıler, yaşıyoriar!.." Gözlerınin içinden tek kanatlı bir kuş, geceye inat eflatun çizgiler içinde uçup gitti... Gökyüzünden kopup gelen bir sevda bulutu, ses- siz çığlıklann içinde kayboldu... O ise macerası bitmiş avuntular bahçesinde yü- riirken bir ses duydu: Siyah gözlü bir kadın, iki çocuğuyla ona doğru ko- şuyordu... Her gece saat 03.00te buradaydı... İki çocuğunu ve kansını bekliyordu!.. ••• Eşini ve iki çocuğunu 17 Ağustos depreminde yi- tiren Ahmet, yaşamı boyunca karşı kıyının ışıklan- na bakacak ve onlann çıkıp gelmesini bekleyecek- ti... Peki Soner, Elif ve Kader ne yapacaktı? Çocuksu düşleri, Soner"i zamanın fırtınasında al- lak bullak etmişti diğer deprem çocuklan gibi... Körfez kurşuni bir aydınlıkta paıiarken geçmı- şin izdüşümü vuruyordu odanın içine... Acaba umutlar nerede başlar, anılar nerede biter- di? Bir yaz günü bahçedeki erik ağaçlan, yaşanan gizli sevdalan biriktirirdi. Onlar ölümle yaşam ara- sında çoğaldığında 20 yaşındaki Sibel'in gözlerin- de bir hüzün belirirdi... Sibel'in ne annesi, ne babası ne de kardeşleri var- dı artık... Ama o ayakta durmayı başarmıştı... O, "Yaşamam gerek" diyordu. Sonra başını önü- ne eğip susuyordu. Gözlerinde bir bekleyiş yoktu. Kendisıni yalnızlığa alıştırmıştı... Sibel, "Okuyacağım" dedi. Liseyi bitirmiş, üniver- site sınavlannı kazanmıştı. Bir işte çalışıyordu. Ken- di yalnızlığını, hüznünü çoğaHrnak yerine, yaşamı kucaklıyordu... Şafak, körfezin üzerinde beyaz bir gölgeye dö- nüştü. Turuncu aydınlık ve lacivert çizgi yitip git- ti... Kentte bir hareketlenme başladı... Yalova'da çarşı uyandı... Sanki yağmur dinmiş, bulutlar çözülmüştü... Gece ağaçlan yeni bir güne umutla bakıyoriardı... Hani vişne çürüğü sıkıntılar vardır ya, onu anım- satan çaresizükler 17 Ağustos'tan bir yıl sonra in- sanlann yüzlerinde derin çizgiler oluşturuyordu... • • • Üç torununa bakan Nadire Duran; ölümü yaşa- mın içinde hisseden küçük Soner... 17 Ağustos depremi binlerce insanı öldürdü... Katil doğa mıydı yoksa o konutlan yapanlar mı? Bu sortrya yanıtı kim verecek? On binler yıkıntı altında kaldı; sağ kalanlann ya- şamlan karanlığa dönüştü... Körfezde denizin hışırtısını dinlerken gökyüzün- deki yıldızlann oyununu da izliyorum... Oysa yaşam da bir oyun!.. Yalnızlıklan yakalayıp hüznün kelepçesini yüreği- ne vuran Ahmet, hep bu kıyıda her gece yansı eşi- ni, çocuklannı bekleyecek... Sonra gün ağaracak!.. O, gizlice yaratrjğı düşler evreninde mevsimler- le birlikte yürüyecek!.. Bir sigara yakacak sonra... Sandalyeye oturup çayını içerken gözlerini yu- macak. Eski dostlan ona artık "delirdi" diyecek... Kimse susturulmuş şarkılan anımsamayacak!.. Güvercinler eskisi gibi yine kanat çırparak ha- valanacak!.. Yaşam sürecek!.. [email protected] Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 ^ kttap kulübü N TANIĞI ÜÇ YAZM . BASI KUBİLAY OLAYI VE TMİKAT KAMPLARI 4. BASI SANCIU YILUR KÜJATIUUJ SOKAKLAR 4 BASI KÜZU POSTUNDA KÜRT ZAMIAKSANADABULASTIKAII 2 BASI DİN BARONUNUN KAZLARI AŞIK KADINLAR $0KA6l 2 BAS! SERİAT PAZARI SEVDANIN ADRESİ BELIİ DEĞİL TÜRKİYE'NİN ŞEYTAN ÜÇGENİ 6ÖZLERİN POYRAZ Cumhunyet Kıtap Kulubu Çağ Pazartama A Ş Turkocağı Cad No:39/41 (34334) Cağaloğlu-istanbul Tel 514 01 96
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear