24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinc • GenelVayınKoordınatörü' Hikmet Çetinkava • Yazıişleri Mudüru Ibra- nim Yılâız # Sorumlu Müdür Fik- ret İlkiz # Haber Merkezı Mudüru: Hakan Kara İstıhbarat Cengiz Yıldınm • Ekonomı Öztem Yüzak • Kultur Handan Şenköfcen • Spor. Abdülkadir Yöcelman • Makaleler Sami Karaören • Duzeltme Abdullah Vazıcı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge £dib« Buğra • Yurt Haberlen. Mehmet Faraç Yayın Kunılu llhatı Selçuk (Başkan). Orhao Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, tbnhhn Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No 125,Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat), Faks 4195027 • Izmır Temsılcısı Serdar Kızık, H. Zıya Blv 1352 S. 2/3 Td-4411220, Faks 4419117 • AdanaTemsıkısı: Çttin Yigenoğtu. tnönü Cd 119 S. No:l Kat.l, Tel: 363 12 11, Faks. 363 12 15 Müessese Müdürü. Üstün Akmen # Koordınatör Ahnıet Korulsan • Muhasebe Bülent Yener • Idare Haseyin Görer • Satış: Fazilet Kuza MEDYA C: • Yönetım Kunılu Başkanı - Genel Mudür Cülbin Erdaran # Koordınatör Reha Iptnun • Genel MüdürYardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 51395 80-5l384«V6l,Faks.5138463 \ a> >ımla>an ve Basan: \ eru Gıui Haber Ajansı, Basın \e Yayıncılık A Ş Türkocağ'ı Cad 19 41 Cagaloglu 34334 Istanbul PK 246 - Sıikecı 34435 Islanbul Tel <O'2f2) 512 05 05 (20 hatl Faks (0212)51385 95 www.cumhunyet com tr 15AĞUSTOS2000 Imsak:4.28 Güneş: 6.07 Öğle: 13.16 tkindi: 17.03 Akşam: 20.11 Yatsı: 21.43 Biber güzefi • KJV1ARAŞ(AA)- Kahramanmaraş Fuan kapsamında dûzenlenen "Kırmızı Biber Şöleni"nde güzellik yanşması düzenlendi. Yanşmada Adanalı lise öğrencısi Çığdem Kaya, "Kırmızı Biber Güzelı" seçildi. Büyükada'da orman yangını • Istanbul Haber Servisi - Büyükada'da ormanlık alanda behrlenemeyen nedenle dün yangın çıktı. Büyükada'nın Yassıada ile Sivriada'ya bakan kısmındaki ormanlık bölgede 5 bin metrekarelik alanda etkili olan yangına arazinin sarp yapısı nedeniyle müdahale etmekte güçlük çekildı. Çoğunluğunu kızılçam ağaçlannın oluşturduğu ormanlık alandaki yangının, rüzgânn da etkisiyle büyüdüğunü ifade eden ıtfaıye yetkilıleri, ikinci bir noktada daha yangın çıktığını kaydettiler. Yetkililer, yangınlann sabotaj sonucunda çıkmış olabileceğini belirttiler. Öte yandan Muğla'nın Köyceğiz ilçesi Akköprü Orman Işletme Şefliği sorumluluk bölgesindeki Sazak Köyü Zindandere mevkiinde çıkan orman yangmının kontrol altına alındığı bildirildi. Dünyanın yeni 7 harikası • NEWYORK(AA)- Dünyanın 7 harikastnın, internet aracılığıyla yenıden seçilmesi kararlaştınldı. Bu amaçla dûzenlenen oylamaya isteyen herkes katılabilecek. Oy vermek isteyenler "http://www.new7wonde rs.com" adresine giderek oy kullanabılecekler. Aday olarak seçilen çok sayıda yapıt arasında Istanbul'daki Ayasofya Müzesi de bulunuyor. Yanşmaya katılmaya layık eserler, UNESCO'ya ba|h "Dünya Kültür Mirası Merkezi" tarafindan belirlendi. 111 yaşında•••••• oldu • CHICAGO(AA)-Üç ayn yüzyılda yaşama şansına kavuşan ve Guinness rekorlar kitabına dünyanın en yaşh ınsanı olarak giren Edward "Pops" Bernard, 111 yaşında ABD'nin Lafayette kentinde öldü. 22Temmuzl889'da doğan Louisinah Bernard'ın, 96 yaşına kadar sıgır yetiştiriciliği yaptığı, 100 yaşını kutladığı zaman çok sağlıklı olduğu bıldinldı. Rüzgâr enerjisi • ANKARA (AA) - Çevre Bakanlığı, Türkiye'nin yararlanılabılır rüzgâr enerji potansiyelinın 10 bın megavat olduğunu belirterek bu alanda yapılacak yatırımlarda ülkenın "rüzgâr teknolojisi çöplüğüne" dönüştürülmemesıni ıstedi. Bakanlık, temiz enerji kaynaklanndan biri olan rüzgâr enerjisi ile ilgili yaptığı çalışmada, Türkiye'nin rüzgâr enerjisi bakıniından oldukça şanslı bır konumda olduğunu vurgulayarak Avrupa Rüzgâr Enerji Birliği'nın hazırladığı Avrupa Rüzgâr Atlası'nda Ege Denızı'nın, Batı ve Kuzey Avrupa bölgelenndeİci rüzgâra eşıt seviyede rüzgâr hızına sahip olduğunu belirtti. Yeni düzenlemeyle üstün yetenekli çocuklann zihinsel, psikolojik ve sosyal gereksinimlerini karşılamalan amaçlanıyor Üstün çocuklara farkh eğitimFİGENATALAY Üstün yetenekli çocuklann yetenek ve ge- reksinimlerine yanıt vermek amacıyla bir pilot ilköğretim okulunda yeni bir uygula- ma başlayacak. Uygulamadan, nonnal ze- kâdaki çocuklar da yararlanacak. Istanbul Üniversitesı Hasan Âli Yücel Eğiöm Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. ÜmitDavashgü bu projeyi şöyle anlattı: "Yeni binyılın taleplerini karşılayarak, ülketnizi 21. yüzyıia taşı\acak en önemJi ke- smkrden biri üstünlerdir. Gerçek böyle oi- masına karşın yönetmeüklerin tam olarak uygulanmaması sonucunda, sadece zekâ kriteri temel alındığında, \ aJruzIstanbul'da- ki sayüannın 60 bin kadar olduğu tahmin edilen bu kesimin elinden, gereksinimleri- • Normal zekâ düzeyi sınırlan içinde olan öğrencilerin de devam ettiği Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesi'ne tahsis edilecek bir laboratuvar ilköğretim okulunda farklı bir düzenlemeye gidilecek. Böylece üstün çocuklar, aritmetik, fen ve düşünce becerileri gibi derslerde benzer özellikler gösteren yaşıtlanyla kendi hızlanna göre ilerleme imkânına ulaşabilecekler. ne uygun eğitün-öğretim görme hakkı ahn- maktadır. Işte bu projeyle, nonnal zekâ düzeyi sınırlan içinde olan öğrencilerin de devam ettiği Hasan Âli Yücel Eğitim Fakül- tesi'netahsisedilecek birlaboratuvar ilköğ- retim okulunda farklı bir düzenlemeye gi- dilerek, üstün çocuklann zihinsel, psikolo- jik ve sosyal gereksinmelerini karşılayacak farkulaşürümış bir program uygulaması önerilmektedir. BöŞ le bir düzenkmede üs- tün çocuklar, aritmetik, fen ve düşünce be- cerileri gibi derslerde benzerözellikler gös- teren yaşıtlanyla kendi hızlanna göre iler- leme imkânına ulaşabileceklerdir." Prof. Davaslıgıl'ın verdığı bılgilere gö- re, müfredatın içeriği hem normal hem de üstün zekâ düzeyındeki öğrenciler için ol- duğu gibi korunacak, ancak derslerin işle- nişinde yöntem açısından farklılaşma ge- tirilecek. Her iki tür öğrencıye dersler, uy- gulama, analiz, sentez ve değerlendirme gibi yüksek düşünce süreçleri harekete ge- çirilerek işlenecek, özellikle bilgilerini üret- ken bir şekilde kullanmalan sağlanarak ya- raücıhklan geliştirilecek. Aynı zamanda, öğ- rencilerin ilgı alanlarına göre konularm kapsamı genişletilip zenginleştirilerek ve zekâ potansiyellerine göre konular derin- lemesine inceletilerek, bu farklılaştınlmış ders programının esnek ve dinamik bir özel- likkazanmasına çalışılacak. Üstün ve özel yetenekli öğrenciler için farklılaştınlmış bir ders programının ilke- leri şöyle sıralanıyor: - Düşünceler arasında kolaylıkla ilişki kurabilme özellikleri dikkate alınarak, içe- riği birbirinden bağımsız üniteleryerine, ge- niş kapsamlı tartışma konulan, temalar ve- ya sorunlara dayandınlmalı. - Çeşıtli disiplinler çalışma alanıyla bü- tünleşmeli, yani ele alınan konu tarih, coğ- rafya, Türkçe, edebiyat, matematik, müzik, resim gibi çeşıtli disiplinler açısından ele ahnmalı. - Geniş ilgi alanına sahip olmalan göz önünde tutularak alışılagelmiş ders prog- ramına eklemeleryapmak yerine, öğrenci- nin ilgi alanı dikkate ahnmalı, öğrenci ta- rafindan seçilmiş konunun derinlemesine öğrenımine ımkân sağlanmahdır. - Üstün öğrencilerde sıklıkla rastlanan ba- ğunsız çalışma eğiliminin sağlıklı bir şe- kilde işlerlik göstermesi için bağımsız ça- lışma becerileri geliştirilmeli. çılgınlığı• Çocuklann sevgilisi Pokemonlar, büyüîderin dünyasında tartışma yaratıyor. Kimilerine göre zekâ ve strateji oyunu olan Pokemon, kimilerine göre ise bir savaş oyunu. Dış Haberier Servisi - Artık "Pokemon''u tanımayanımız kaldı mı? Video oyunu, oyun kartlan, türlü oyuncaklan, çizgi fihni ve son olarak da sinema fihni ile bir Pokemon nrtınasıdır gidiyor. Aylık Fransız Le Monde Dİplomatkjuc dergısı son sayısında Pokemonlara yer verdi. "Pokemon" kelimesı, cep canavan anlamına gelen "Pocket monster"in kısaltılmışı. Genetik değışime uğramış perilerden, biyoteknoloji çağının cınlerinden oluşan ve sık ormanlar, mağaralar ve göllerde yaşayan Pokemonlar 150 türe aynlıyor. Bazılannı yakalamak çok basit, bazılannı ise çok zor. Oyunda amaç, Pokemonlan ele geçirmek. Yakalanan Pokemonlann türlerinin mutasyona uğrayabihnesı için onlan evcilleştirmek, onlara ıdman yaptırmak gerekiyor. Böylece Pokemonlar görünüşlerini değiştirebiliyor, başkalaşıma uğruyor, kısacası "evrim geciriyonar" (zaten oyunda da Danvinci kavram hâkim) ve yeni yeteneklerle daha fazla güç kazanıyorlar. Daha 1960 ya da 1970'li yıllann başında. Amerika'da doktor Jose Delgado gibi araştırmacılar, temel felsefi 150 türü bulunan ve değışime uğrayan Pokemonlar, çizgi filimleriyle de çocuklan ekran karşısuıa bağtayor. sorunun "İnsan nedir?"den çok "Ne tür bir insan yaratmabyız?" olması gerektiğini vurgulamamışlar mıydı? 1997Şubatı'ndailkdefa bir canlı klonlandı. Dolly adını verdiklen klonlanmış bu koyun insanın da klonlanabileceğinin en çarpıcı örneği oldu. Dolly kesinlikle döllenme yoluyla oluşmadı: sadece olgun bir hücrenin çekirdeği alınarak, taşıyıcı bir koyunun çekirdeği alınmış yumurtasınm içerisine yerleştirildi. O günden bu yana Hawaii'de fareler, Yeni Zelanda ve Japonya'da koyunlar, Kuzey Amerika'da keçiler vs. klonlandı. Tümbu gelişmelere bir de 26 Haziran 2000'de insanın gen haritasının çıkanldığı haberi eklenince bir gün insanın kopyalanabileceği düşü düş olmaktan çıktı. Işin iyi yanı bu sayede genetik hastalıklarda, hastahğa neden olan gen bulunup gerekh tedavi yapılabilecek. Ancak bu buluşu kötüye kullanmak isteyecek sapknılar da mutlaka çıkacaktır. Genlerle oynayabilmek, insanhğın ortak malını özelleştirmek demek, dolayısıyla bu, bir tür çağdaş sömürgecilik. Elde edilen bulgular hele bir de eczacılık sanayiinin eline geçerse, asıl o zaman insanlığın yaranna olduğunu düşündüğümüz bu bilimsel gelişmeler bir anda yeni bır aynmcılık kaynağına dönüşebilirler. Artık genetik mühendisliği, farklı bir insanlık yaratmaya yönelik yeni bir öjenizmin (soy antımı) de habercisi. Insanlar hem bu gerçeği kabul etmekte zorlanıyorlar hem de için için büyük korlcu duyuyorlar. YÖRET, 'Bilinç Geliştirme ve Eğitimi Projesi' başlatıyor Çocuklar haklarım tanıyor SELENBAYCAN Banş, "yeme içme hakkTnın olduğunu bı- liyor, ah bir de "deniz- deyüzme hakkı'' olsay- dı. Çağla'nın "gezme hakkı", Aytek'ın ise "oyuncaklannı kendi toplama hakkı'' var. AK ise en çok "bilgidohıki- taplar alma hakkı'' ve "hayvanlan özellikle de kedileri konuna hakkı'' bulunduğu ıçın çok mut- lu. Yetişkinler, çoğunluk- • "Çocuk Haklan Bilinç Geliştirme ve Eğitimi Projesi" ile bir yılda 4 bin öğretmen ve 160 bin öğrenciye ulaşılması hedefleniyor. la çocuklann haklannı ve gereksinimlerini yok sayıyorlar. Oysa çocuk- lann da bırer bırey ola- rak kendilerine özgü ge- reksinimleri, düşünce- leri ve vazgeçilmez hak- lan var. Ama çoğu bun- lann farkında bile değil. Işte bu nedenle YÖ- RET Vakfı, 1. Istanbul Çocuk Kurultayı'nda ah- nan bir kararla, "Çocuk haklan bilinç geUştinne veeğitimi projesi"nı baş- latıyor. Çocuklarla yaşayan ve çocuklarla çahşan yetiş- kinlerin çocuk haklan konusunda büinçlenme- lerini sağlamak amacıy- la başlatüacak proje çer- çevesinde behrlenen he- deflere ulaşılması halin- de, bir yıllık eğitim so- nunda 4 bin öğretmen Çocuklar, yetişkinler tarafindan görmezden gelinen baa haklannı biliyorlar. ve 160 bin öğrenci ko- nuyla ilgili bilgilendiri- lecek. Çocuk haklan bilinci geliştirilmiş olaneğitim- ciler, ihmal ve istismar- dan kaçınacak ve çev- relerinde böyle davra- nanlan uyaracak. Böy- lece Istanbul okullann- da "Çocuk DostuYakla- şunı" sağlanacak, ço- cuklann yararuıı göze- ten, aynmcılık yapma- dan çocuklarla ügilenen ve çocuğun katılımını teşvik eden kişilerin sa- yısı artacak. Çocuklar, yetişkinler tarafindan her fırsatta görmezden geünenhak- lannın acaba ne kadar farkındalar? Hangi hak- lannın olmasuıı isterler? Kırmızı Balık Çocuk Evi'nden 4-10 yaş ara- sındaki çocuklarabu so- rulan yönelttik. Işte ya- nı tlan: Banş(7 yaşında): «Ye- me içme hakkunın oldu- ğunu büıyorum. Bir de denizde \uzme hakkı- mın olmasını isterdim." Çağla (5 yaşında) u Gezme hakknn var." Aytek (6 yaşında): "ChıuKaklanmıkendim toplama hakknn var." Ali (10 yaşında): "Kendime bilgj dolu ki- taplar alma hakım var." Ahmet (10 yaşında): "Okuma hakkım ve ya- şama hakkun var.' Almanya'ya Yesilli' iktidar yaramadı YeşüBarış'a ilgiazahyor HAMBl'RG/AMSTERDAM (Cumhurijet) -Greenpeace çev- re örgütünün Amsterdam'da yap- tığı yıllık basın konferansında ör- güt yöneticısı Thflo Bode, Green- peace stratejisinde değişiklikler yapmayı planladıklannı ve dün- ya çapındakı çözüm kampanya- lannı da güçlendirerek sürdüre- ceklerini bildirdi. Greenpeace Hamburg şubesinden verilen bil- giye göre ise örgütün dünya ça- pmdaki üye sayısı 2.5 milyona ulaşırken Alman- ya'daki üye sayısı 20 binazaldıve510bi- ne düştü. Geçen yıl Alman- ya'daki kampanya- lara katıhmın umu- tanın alnnda kaldığı- na değınen örgütün Almanya yöneticısi Brigjtte Behrens. Greenpeace'in Al- manya gelirinin ge- çen yıl 6 milyon marklık bir gerile- meyle 65.4 milyon marka ulaşabildiği- ni açıkladı. Düşü- şün, örgüte kalan mallann geh- rindeki gerilemeden ve kayıtlı üye sayısındaki dalgalanmadan kaynaklandığını savunan Beh- rens, 2000 yüının ilk yansında üye aidatlanndan elde edilen gelirin ve örgütün dığer gehrlerinin gü- ven verici bir gelişme içine gir- • Greenpeace, Almanya'daki üye sayısının azalmasına anlam vermekte zorlanıyor. Çevreci hareketin 'anayurdu' sayılan Almanya'daki bu gelişmenin, protesto hareketlerinin gerilemesinden kaynaklanabileceği üzerinde duruluyor. diğini belirtti. Behrens, geçen yı- lın önemli etkinlikJeri arasında Morsleben'deki nükleer atık de- posunun faaliyetlerinin durdu- rulması, Avrupa'nın ve Alman- ya'mn büyük süpermarketleri- nin ürünlerinde gen teknolojisi uygulanmasma karşı çıkmalan, bebeklere yönelik üretilen "ısın- lan oyuncakların" yumuşak PVC'den üretihnesı yolunda ge- tirilen zorunluluk ve Greenpe- ace Elektrik Enerjisi Kooperati- fi "Greenpeace energy* olduğunu da sıraladı. Greenpeace'in yö- neticisi Thilo Bode, tüm dünyadaki ör- gütlerinin olumlu bir bilançoya sahip ol- duğunu, örgütün ge- lirinin 1998'e göre yüzde 8 artarak 188.5 milyon marka ulaştığını, kayıth üye sayısının da 100 bin- den 2.5 milyona çık- tığını açıkladı. "Şu ana kadar uyguladn ğmuzpoBtikalanmı- zıveteknikoianaklanmızıgüçten- direrek çahşmalanmızı sürdüre- ceğiz'' diyen Bode, çevre kirlili- ğiyle mücadele doğrultusunda bu- "Çözüm Büimi" oluşturacak- lannı ve Sydney'de bir "yeşil" olimpiyat oyunlan düzenlenme- si olduğunu hatırlattı. AL GÖZtİiM SEYREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK Şairin "GüzeUiğjn beş para etmez / bu bendeki aşk olmasa" sözlerini siz siz olun pek cıddiye ahna- yaı. Güzel obnakhertop- lumda, her ortamda geçer- li bir nitelik. Özellikle de kadınlar için. Yeryüzün- deki hemen her kadırun az ya da çok kafa yorduğu, düşündüğü, uygulamaya çahştığı bir olgu. Her çağ- da, güzel olmak güzel. Güzellik neredeyse Tan- rısal bir kavram. Çoğu- muz güzel birinden söz ederken "Tann onu bir bosvaktindeyaranTuş" de- riz. Bazılan şanshdu-, san- ki bir piyango çekihniş ve onlara güzel insan olmak şansı isabet etmiştir. Öy- le güzel doğmuşlardır. Saç- lan parlak, gür, gözleri ışu- tılı, tenleri pürüzsüzdür. Ne kadar yeseler kilo al- mazlar. Her giydikleri on- lara yakışır. Doğduklan günden itibaren "Aman benim güzel kızım" ya da "Aman benim yakişıldıoğ- hım"sözleriyle büyüdük- lerinden biraz şımanktır- lar ama, bu da onlann ka- bahati değildu-. Çevrele- nnde öyle çok "Sen gü- zebin!" sözü duymuşlar, peşlerine öyle çok delı- kanlı, öyle çok genç kız takıhnıştır ki, burunlan- mn biraz havada olması kusur sayıhnaz. Onlar, çok uzun yıllar başkalaruun çektiğı sıkın- ülardan uzak yaşarlar. On- lann hayatlannda sivılce- ler hiçbir zaman sorun ol- maz. Boylannı uzatmak Güzellik herkes için için saatlerce balkon de- mirlerine tutunup cimnas- tik yapmazlar. Bir grup içinde kendilerini beğen- dirmek içinçok özel bir ça- ba harcamalan gerekmez. Hemen göze çarparlar. Ukle güzel olmayan kızla- nn işidir. Onlar doğuştan bir eksiyle doğmuşlardır. Bunu kapatmak için ça- lışmak, çok çalışmak zo- rundadırlar. Işte bu zorun- luluk da çok güzel olma- Çevrelerinde ilişkilerini hiç sorgulamadan onlar için kul köle olan genç er- kekler ya da genç kızlar her zaman pek boldur.. Güzel bır kızın bır mes- lek edinmesi pek gerek- mez. Güzellik onun iyi bir kısmet buhna garantisıdır. Bu konuda sanki gizli bir anlaşma vardır. Güzel kız- lann kapılannı, fılmlerdı- şında, yoksul kısmetler pek çalmaz. O, okuyup, uğraşıp bir meslek sahibi olmaya çalışmak, genel- yan kızlann, kadınlann en önemli kozlanndan biri- dir. Doğanın pek güzel ya- ratmadığı insan, kendi ça- basıyla kendinden güzel bir insan yaratmak zorun- dadır. Işte burada devreye, akıl ve yaratıcılık girer. Onca güzellik arasında dikkat çekmek için mutla- ka bazı özelliklere sahip olunmalıdır. Örneğin, de- rinlemesine bir genel kül- tür, olaylan bir anda kav- rama yeteneği, mizah duy- gusu insanı çekici kılar. Güzel bir insana duyulan hayranlık, bir süre sonra sı- radanlaşabilir ama, zekâ kıvılcımlan taşıyan bir ki- şilik hemen her zaman göz kamaştıncıdır. Bir de bu kişi sevdiği işi yapıyorsa, yaşamm gel- geç duygulardan öte içe doğru ilerleyen bir duygu yoğunluğu olduğunu keş- fetmışse ve bağışlamayı, sevmeyi öğrenmişse iş ko- laylaşır. Bütün bunlar in- sanı öylesine değiştirir ki, çirkin ya da güzel kavram- lan bir anda geçerliliğini yitirir. Çünkü artık o kişi, güzel ya da çirkin olmanın ötesinde, dünyayı değiş- tirmeye çahşan biridir. Bu çaba sırasında kendisi de değişir, güzelleşir. Sözün kısası güzellik önemlidir. Insanoğlu şu ya da bu şekilde ona ulaşma- ya çalışır. Günümüzde gü- zelleşmek artık bir bilim dalı, önemli bir endüstri oldu. Estetik ameliyatlar, deri altma enjekte edilen sıvılar, mayo liftingler, da- ha neler neler aldı başım gidiyor. Evet, her insan güzeli sever, her insan da sevilmek ister. Öyleyse kolayca söyleyebıliriz, ge- lecek yıllar ebedi gençli- ğin ve güzelliğin yıllan olacaktu-. insanın sevihne isteğinin önünde hiçbir en- gel bannamaz. O zaman güzellikherkes için olacak. Herkes için olacak! isoz50@hotmail.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear