Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 22 TEMMUZ 2000 CUMARTESİ
8 HABERLEREV DEVAMI
IstantHJİ
Edime
Kocaelı
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizlı
Y
PB
Y
PB
PB
Y
Y
Y
25
28
23
26
30
30
32
27
Sinop
Zonguldak Y 22 Antalya
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
A
A
A
PB
Y
PB
A
29
28
26
30
21
29
40
PB 24 Adana
Y 30 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
A
A
31
44
43
39
42
35
29
A 36
0Aç.k Parçalı bulutkı
Yurdun kuzey ve batı
kesımlen parçalı bulut-
lu, Marmara'rnn doğu-
su, Iç Ege, Iç Anado-
lu'nun kuzeybatısı ıle
Batı Karadenız'ın ve
Batı Akdenız'ın batısı
sağanak ve gokgürul-
tülü sağanak yagışlı. di-
ğer yeriec az bulutiu ve
açık geçecek. Hava sı-
caklığı yağış alan yer-
lerde 2 ıla 6 derece do-
layında azalacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Bruksel
Paris
Bonn
PB
Y
Y
Y
Y
PB
PB
PB
19
20
21
27
21
17
27
22
Münih PB 24 Zürih
Beriirv
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
A
Y
PB
PB
A
Y
20
22
39
20
21
22
26
29
PB 21 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Y
A
A
Y
A
Y
A
A
25
38
30
35
33
31
30
35
PB 35
Sis* tÇokbuluthJ ' Yağmurtu C^Sulukar
-
GlJNCELcLNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
sağlamaktakı zorlukları sıralıyor.
AB koşullanna yanıt verebilmek için koalisyon
partilerinin desteğınin yeterii olmayacağını içeren
kimi olası girişımlerden söz açıyor.
Terkos Gölü kıyısındaki otelde düzenlenen top-
lantılarda kurmaylarına söylediklerinde; AB'ye
uyum çabalannı ANAP'la özdeşleştirmeye, partj
programını uyum ögeleriyle zenginleştirmeye, hat-
ta partinin ana hedefi yapmaya yönelik bir hava se-
ziliyor.
Mesut Yılmaz diyor ki: "Millet siyasetçiye gûven-
miyor, sorunlannı çözemiyor diye kızıyor."
Doğru!
Mesut Yılmaz diyor ki: "Aynt millet ne kadar kı-
zarsa kızsın, sonınlannın çözümünü de siyasetçi-
den bekliyor."
Maalesef bu saptama da doğru!
Sözlerinin öteki bölümleri gerçeği yansrtıyon
"Halk sorunlardan bıkmış, ekonomik zortuklara
katlanamaz duruma gelmiş. Bunda haksızlık var
demek de mümkün değil. Geçici olmayan umu-
du aşılamanın tekyolu, halkın gerçekten inanaca-
ğı bir iyimseriik olmalı."
Kuşkusuz bu saptamalar çok, çok doğru.'
Ama Yılmaz hedefe varmanın kolay yolunu bul-
muş. Işte vurguladığı olası iyimserliğin reçetesi:
Avrupa ile entegre olmak!
ANAP lideri; Avrupa'nın bir parçası olacağımızı
halkımıza sindirdiğimiz zaman halktaki kötümser-
liğin umuda dönüşeceğini inanıyor.
Proje elbette parlak. Tek eksiği halkı inandırmak!
Ne ki Yılmaz'ın söylemlerinde dönüşümün nasıl
sağlanacağını ortaya koyan herhangi bir şey yok.
Halk nasıljkna edilecek? Örneğin; halk arasın-
da yaşayan Öcalan-idam cezasının kaldınlmasın-
daki ikilem. Parlamentoda yeterli çoğunluğu bul-
ması bile kuşkulu. AB durumu görüyor ve "idam-
lan infaz etmemek kaydıyla iki üç yıl cezanın kal-
dınlmamasına" göz kırpacağını söylüyor.
Türkiye'nin koşullan ortada. 312. maddeyi kal-
dırmak olanaksız.
Yeni baştan yazmak; Başbakan'ın dediği gibi
"üslubunu yumuşatmak" nasıl olacak?
Tünelin ucundaki ışık
Örneğin FP; 312. maddenin zaman yitirilmeksi-
zin değiştırilmesini ıstiyor.
Ne var ki; başta Başbakan, değişikliğe şapka çı-
karan bütün partiler, hiçbiri "yeni 312'yi somut bi-
çimde ortaya koyacak" bir taslakla kamuoyunun
önüne çıkmıyor.
Değiştirelim maddeyi. Peki ama nasıl? Tık yok!
Mesut Yılmaz; AB'nin de istekleri arasında olan
düşünce özgürlüğünü kısıtlayan yasalardan kurtul-
mamızı nasıl sağlayacak? Elinde 312. maddeyi
değiştireceğini kanıtlayan bir metin var mı? Yok!
Yılmaz'ın "halkın sorunlardan bıkmış, ekonomik
zortuklara katlanamaz duruma geldiğini" soyledi-
ği, AB ile ilgili hayal-gerçek karışımı irdelemeleri-
nin yayımlandığı gün, Maliye Bakanı Sümer Oral,
Türkiye'nin yıllardan sonra ilk kez "nefes aldığım"
söyledi.
Çarşı pazar nefes darlığı çekiyor. Oral ile aynı yar-
gıyı paylaşmıyor. Bakan da gerçeğin elbet farkın-
da. "Amacımız enflasyonu tek haneli rakamlara
indirmek ve uygulanan ekonomik programla sağ-
lanan iyileşmelerin, pazarda, evin mutfağında, hal-
kımızın cebinde de hissedilmesini sağlamaktır" di-
yor.
Bu söylemler bir gerçeği ortaya çıkanyor.
Mesut Yılmaz ve hükümet, AB koşullannı halkın
en azından benimsemesini istiyorsa...
Her şeyden önce "pazarda, evin mutfağında,
cebinde yıllardır süregelen yangım" söndürmesi
ve...
"Halkın siyasetçiye güvenini sağlaması" gereM-
yor.
Şimdilik tünelin ucunda ışık görünmüyor!
Beyıtin zekâyla ilgili bölümü
• Dış Haberter Senisi - Beynın zekâyla ilgili
bölümünün saptandığı bildirildi. Science dergısınde
çıkan haberde, Cambridge ve Düsseldorf
üniversitelerinden bir grup araştırmacının katüdığı
çalışmalar sonucu, zekâyı denetleyen bölümün beynin
her iki yanküresindeki yan korteksler olduğu açıklandı.
siyasi röntgenci'
• İSKENDERUN (Cumhuriyet) - CHP PM üyesi ve
eski Genel Başkan Yardımcısı Hasan Fehmi Gûneş,
îskenderun'daİci temaslan sırasında, partisini HADEP'le
işbirliği yapmakla suçlayan Başbakan Bülent Ecevit'in
siyasi röntgencilik yaptığını söyledi. Güneş, "CHP
Türkiye'nin ve Türk solunun partisidir. Bu genışlıkte
Türkiye'nin partisi olmak ıddiası ile bütün sorunJara
çözüm arayacaktır" dedı.
Yavuz Üzkan toprağa verüdi
• ANKARA (AA) - Geçirdiği rahatsızlık sonucu
çarşamba günü hayatını kaybeden TRT Ankara
Televizyonu Haber Yönetmeni Yavuz Özkan, dün
toprağa verildi. Özkan için Kocatepe Camii'nde öğle
namazının ardından cenaze namazı kılındı. Kocatepe
Camii'ndeki cenaze törenine Özkan'ın ailesi ve
yakınlan ile TRT Genel Müdürü Yücel Yener, TRT
HabeT Dairesi Başkanı Okay Göçer, TRT çalışanlan,
gazetecüer ve arkadaşlan katıldı. Özkan'ın cenazesi
Karşıyaka Mezarlığı'na götürülerek burada toprağa
verildi.
Aizheîmep için önemli adım
• ANKARA (AA) - Almanya'da bilim adamlan,
Alzheimer hastalığı ile ilgili yapılan araştırmalarda
önemli bir başan elde ettiler. Münıh kentinde bulunan
Ludwig-Maximilians Üniversitesi Gen Merkezi, ilk kez
yalnızca 1 milimetre uzunluğundaki bir iplik kurdunun
genetik rahatsızlığınm, sağlıklı insan genleri
kullanılarak gıderildiğini açıkladı.
İBOA/C samklarımn bomba davası
• Istanbul Haber Servisi - Şeriatçı terör örgütü tBDA/C
lideri Salih Izzet Erdiş'in de aralarında bulunduğu 52
sanığın, "cezaevinde patlayıcı madde ve silah imal
etmek", "patlayıcı madde atmak" ve "6136 sayıh Ateşli
Silahlar Kanunu'na muhalefet" suçlarmdan
yargılanmalanna tstanbul 2 No'lu DGM'de başlandı.
Ankara devrede• Baştarafi 1. Sayfada
dı. KDP kuvvetleri 11
Temmuz'da gece yansı
Irak Türkmen Cephesi'ne
saldırarak 2 Türkrneni öl-
dürdû. Çatışmalann
KYB'yi de içine alacak
şekilde genişleme tehlike-
si ve PKK'nin yeniden et-
kin duruma geleceği kay-
gısı Türltiye'yi harekete
geçirdi.
Türkiye'nin girişimiyle
önceki gün Ankara'da bir
araya gelen taraflann, I-
rak'ta istıkrann sağlanma-
sı için 1996 yılmda başla-
tılan "Ankara SürecPni
devam ettirme karan aldı-
ğı öğrenildi. Ankara Süre-
ci çerçevesinde kurulan
Banş Izleme Gücü'nün
KDP ve KYB denetimin-
deki bölge sınırlannın ya-
nı sıra KYB denetiminde-
ki Köysancak'ta da konuş-
landınlması kararlaştml-
dı. Dışişleri'nden bir yet-
kili, kararrn KYB'nin
olumlu adım atması ile ah-
nabildiğini belirtirken
PMF'nin taraflar arasında
güven tesisine katkıda bu-
lunacağmı, çatışmalann
çıkmasını önleyerek böl-
gede istikrara katkıda bu-
lunmaya çalışacağını söy-
ledi. Ankara'daki toplan-
tılann gelecek hafta süre-
ceği öğrenildi.
1996 yıhnda Türki-
ye'nin inisiyatifınde ABD
ve tngiltere'nin siyasi des-
teği ve muhalif gruplann
katılımı ile gerçekleştiri-
len Ankara Süreci'nin ilk
toplantısında Banş Izleme
Gücü'nün (PMF) kurul-
ması kararlaştınlmıştı.
KDP ile KYB arasrndaki
ateşkesin süreklüiğini sağ-
lamak amacıyla oluşturu-
lan PMF, iki partinin de-
netlediği bölgeleri ayıran
hat üzerine yerleştirilmiş
ve yerel komutanlıklar
şeklinde yapılandınlmışn.
Komutanlığını Albay Fa-
zıl Saraçoğlu'nun yaptığı
PMF'nin karargâhı Er-
bil'de bulunuyor.
1997 yılında KYB ile
KDP arasında çıkan çatış-
malar sonucunda KYB'li-
ler işbirliklerini geri çek-
mişlerdi. Ankara Süreci,
ABD'nin, inisiyatifi ele
alarakKDPveKYBtem-
silcilerini Washington'da
bir araya getirmesi ile et-
kinliğini yitirmişti.
MHP'li Devlet Bakanı
Abdülhaluk Çay ise Irak
Türkmen Cephesi (ITC)
Vekili Seran Kasap ilegö-
rüşmesinde Dışişleri'nin
Kuzey Irak politikasına
eleştiriler yöneltti.
Çay, Kuzey Irak'taki
Kürt gruplara tepki göste-
rirken "Bu gnıpiar adeta
bölge starükosunun gelece-
ğini belirieyen unsurlar ha-
Kne geldi. Bu gruplann
Türkiye'de temsikilikleri-
nin bulunması sakıncab-
dır. TürkiyeKuzey Irak'ta
Knrt devteti kurulmasına
izin vermemetidir" dedi.
Son 10 yılda bölgede Kürt
devleti kurulması için ça-
balann artüğını kaydeden
Çay, bu çerçevede Sad-
dam Hüseyin'in de
ABD'nin bölgedeki kuk-
lası • olduğunu söyledi.
Çay, "Çûnkü ABD'nin
İran'a, Suudi Arabtstan a
karşıbirtehditunsunıota-
rak Saddam'a ihtiyacı
var" diye konuştu.
'Tûrkmenlerin
haklannı tanıyoruz'
DCDP'nin Ankara Tem-
sılcısı Safîn Dizayi, Türk-
men Cephesi'nin Genel
Merkezi'ne saldında bu-
lunulduğu iddialannı ya-
lanlayarak olayın siyasi
değil adli olduğunu ileri
sürdü.
Türkmenler ile iyi iliş-
kiler sürdürme arzusunda
olduklannı kaydeden Di-
zayi, "Saddam dönemin-
de baskı altındaki Türk-
menler, Kürdistan De-
mokratik Parrisi'nin de-
netimi alünda özgürlükfc-
rine kavuştular. Televiz-
yonlan bile var" dedi.
Dizayi, MHP'li Devlet
Bakanı Çay'ın sözleri ile
ilgili olarak da, "Kişisel
görüşleri olduğunu umut
ediyorum. Bizim Dışişleri
veflginkunımlaria ifişld-
lerimiz son derece iyi sü-
rûyor" dedi.
Cumhuriyet'in sorula-
nnı yanıtlayan Dizayi,
Türkmen Cephesi'ne bfr
saldınnın gerçekleşmedi-
ğini, burayı koruyan gö-
revlilerden biri ile yoldan
geçen bir kişi arasında
gerçekleşen tartışmanın
büyümesi ve KDP güven-
lik güçlerinin olaya mü-
dahale etmek istemesi ile
olaylann büyüdüğünü sa-
vımdu.
Bölgede istikrarsızlık
isteyen, KDP ile Türk-
menler veya Türkiye'nin
arasını açmak isteyen ba-
zı grup ve ülkelerin oldu-
ğuna işaret eden Dizayi,
bu kişinin ajan-provoka-
tör olabileceği olasılığını
da değerlendirdiklenni,
soruşturma sonunda suç-
lulann gerekli cezaya
çarptmlacağını söyledi.
'Güney Kıbns'a otomatik üyelik yok'M Baştarafi 1. Sayfada mesi
sırasında Kıbns konusunun gün-
deme gelmesi üzerine, "Biz eğer
adanm tfimûnde hak iddia etsey-
dik 1974te Kıbns'm tümünü ahr-
dık" dediği kaydedildi.
AB' nin genişlemeden sorumlu
komiseri Verheugen'in 12-13
Temmuz günlerinde Türkiye'ye
yaptığı zıyaretin yankılan sürü-
yor. Verheugen'in, temaslan sıra-
smda Türk yetkililere sunduğu
resmi değeri bulunmayan kâğıt-
ta Kıbns ile ilgili olarak, "»danm
âyefiğine engel çıkanlmaması"
ifadeleriyle birlikte Helsinki Zir-
vesi'nde alınan kararlara atıfta
bulunmakla yetinildiği öğrenildi.
Helsinki Bildirgesi'nin 9 (b)
maddesinde şu ifadelere yer ve-
rilmiştı: "AB Konseyi, poBtik bir
çözOmfin Kıbns'm AB'ye kaüh-
mını kolaytaştıracağııun ahmı çi-
zer. Üyelik müzakereterinin ta-
mımhnnn.Bn» kadar kapsamta
Konsey'in üyeİik konusundaki
karan, yukandaki husus bir ön-
çart olmaksızın verflecektir. Bu
konuda, Konsey rüm ilgili fakrör-
leri dikkate alacakbr."
Aynı bildirgenin 4. maddesin-
de ise "Birfik, 2002 sonundan iti-
baren üyelik vedbekrini üsüen-
me yeteneğine sahip olduklannı
göstermelerinin hemen ardından
ve müzakere sürecinin başanyla
famıımbınmna üzerine, yeni ûye
devletier kabul edebüme duru-
munda olacaknr" denildi. Bu du-
rumda, adada bir çözüm sağlan-
masa bile OKKY, AB Konseyi
karanna göre tam üye olabilecek.
Ancak Dışişleri kaynaklan, Hel-
sinki kararlannın GKRY için
'otomatik bir üyelik' sağlamaya-
cağını ve üyelik tanhinin de, ya-
pılacak müzakerelere göre belir-
leneceğini savunuyorlar. AB
içindeki birçok ülke, adada çö-
züm sağlanmadan GKRY'nin
üye olmasına sıcak bakmıyor.
Ecevit: Tflmûnû ahrdık
Verheugen'in temaslan sıra-
sında Kıbns konusu, ağırlıklı ola-
rak Başbakan Ecevit taranndan
kabulü sırasında gerçekleştı. Edi-
nilen bilgilere göre, Verheugen
ile Ecevit arasında geçen Kıbns
diyaloğunda AB Komiseri'nin,
"AB, çözüm için Kıbns Cumhu-
riyeti'ne (GKRY) gerekli baskıyı
yapmaktadır. thnlafin surmesi,
onlar için de üyeliğin zora girme-
si anlamına geür" dediği, ama
Türk tarafının da Helsinki karar-
lannı aklında tutması gerektiğini
ilettiği öğrenildi. Bunun üzerine
layan yakın tarihini aynntılanyla
anlattığı ve "Türkiye, Babdünya-
suun ve Yunanistan'm ima ettiği
gibi adanm fümünde hakiddia et-
seydi 1974 yüuıdaki operasyon sı-
rasında Kıbns'm tamamını alabi-
urdL Hareketin amacı ada>ı cun-
tarun eMnden kurtarmakti. Hare-
kât adanın ber iki taranna da de-
mokrasi getirmiştir. 1974'ten bu
yana kimsenin burnu bile kana-
manuştn-" dediği bildirildi. Ece-
vit'in 20 dakika süren açıklama-
lannı tamamlamasının ardından
Verheugen'in konuyu değiştir-
mek zorunda kaldığı da kayde-
dildi.
Genişlemede ertekme
Dışişleri kaynaklan, genişleme
programı konusunda henüz kesin
karara varamayan AB'nin birliğe
ilk üye olacak ülke için öngördü-
ğü 2003 tarihini birkaç yıl daha
geriye atma eğüiminde olduğunu
bildirdiler. Kaynaklar, birliğin, iç
sorunlanyla ilgili hükümetlera-
dan ve gerekli reformlar yaşama
geçirilmeden genişlemenin so-
runlan arttıracağı görüşünde ol-
duğunu ve bu kapsamda aralık
aymda yapılacak zirvenin çok
önemli olduğunu belirtiyorlar.
Nice Zirvesi'nde alınacak karar-
lar ışığında genişleme programı-
nın 2004-2006 yıllan arasında
başlatılabileceği kaydediliyor.
GKRY'nin de yer aldığı genişle-
menin ilk dalgasında Polonya,
Macaristan, Çek Cumhuriyeti,
Slovenya ve Estonya bulunuyor.
'Zehir gemisi
9
ne haciz konuldu
AKINBODUR
tSKENDERUN - Is-
kenderun Liman Başkan-
hğı, içindeki 2200 ton
toksik atık maddesi ile 5
aydrr tsdemir Limanı 'nda
bekleyen ve mahkeme ka-
ranna karşm karasulannı
terk etmeyen MV UUa ge-
misine, 1 miryar lirahk fe-
ner ücretini ödemediği
gerekçesiyle haciz koy-
durdu. ODTÜ Çevre Mü-
hendisliği Bölümü, gemi
yükünün tehlikeli atık ol-
duğuna dikkati çekmiştı.
Iskenderun Liman Baş-
kan Vekili Ahnıet Gûneş,
St. Vincent bandıralı MV
Ulla gemisinin îskende-
run Körfezi'ne girişten
dolayı ödemesi gereken 1
milyar liralık fener ücre-
tini tüm uyanlara karşm
yatırmadığım söyledi.
Güneş, paranm tahsüi için
Istanbul 5. lcra Müdürlü-
ğü kanalıyla gemiye ha-
ciz koydurduklannı be-
lirtti. Geminin acente ile
Gümrük Müdürlüğü ara-
smda yük sorunu nede-
niyie Umandan aynlama-
dığını ifade eden Güneş,
"Ama bu sorun çözülse
dahi, gemi, uzermdeki ha-
cizden dolayı bekleyecek.
Haciz kalkmadan gemi-
nin gjtmesine izin veıüe-
mez" dedi.
Liman-lş Sendikası Is-
kenderun Şube Başkanı
Haştan Sevimti de Türki-
ye'ye giriş yapan bu tür
gemilerin denız taşımacı-
lığı ve turizmi olumsuz
etkilediğine dikkat çekti.
Bu tür gemilerin özel li-
manlar yerine devlet li-
manlannı tercih etmesi-
nin irdelenmesi gerektiği-
ni de vurgulayan Sevimli,
"Toksik atık yüklerinin
insan sağhğmı tehdit etti-
ğini tüm dünya biliyor.
Buna rağmen izin veril-
mesine neden göz yumu-
hıyor" diye sordu.
Zaman zaman yabancı
bandıralı gemilerin Isken-
derun Körfezi açıklanna
zehirli atık boşalttıklan
duyumlannı aldıklannı
da anlatan Liman-îş Sen-
dikası Başkanı Sevimli,
"Yeterli denetim yok. Bu
tür yüklerin denetiminm
olmadıgı ülkeleri seçmesi-
nin alünda getişmiş ülke-
lerdeki denetim mekaniz-
masıDecaydıncıdûzeyde-
ki para cezalan bulunu-
yor. Hükümet bunu gör-
İspanya'danyanıtbekleniyor
ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) -
Türkiye, tspanya'dan aldığı zehirli atık
yüküyle yakalanan MV Ulla adli "».
VnKeBt" bayrakh yük gemisini smır
dışı etmek için I^>anya'ya yaklaşık 1
ay Önce yapoğı başvurunun yanıtmı
bekliyor. Geminin, Türkiye karasula-
nnın dışma çıkar çıkmaz atık madde-
yi boşaltabileceği, bu nedenle îspan-
ya'nm gemiyi kabul ettiğine ilişkin
yazmın kesinlikle beklenmesi gerek-
tiği kaydedildi.
îspanya'nın 1 aydıryazrya yanıt ver-
memesi kaygıyla karşüanırken yanıt
gelmemesi ya da gemiyi kabul etme-
mesi durumunda Türkiye'nin ulusla-
rarası mahkemeye başvurabileceği
kaydedildi.
Zehirli madde taşıdığı Iskenderun
Gümrük Müdürlüğü tarafından belir-
lenen ve yüküyle birlikte el konulan
MV Ulla gemisinın smır dışı edilebil-
mesi için yoğun yazışma trafiği yürü-
tüldü.
Geminin kaçak madde taşıdığı an-
laşıldıktan sonra çevre ve dışişleri ba-
kanlüdannca Ispanya'ya gemiyi ka-
bul etmesi için bir yazı gönderildi.
Çevre Bakanhğı, 19 Haziran 2000 ta-
rihinde de tskenderun Gümrük Mü-
dürlüğü'ne bir yazı göndererek tspan-
ya'dan yanıt gelinceye kadar geminin
kontrol altında rutulmasını istedi. Is-
panya'nın gemiyi Türkiye'y
e
<leğU>
Cezayir'e gönderdiğinin anlaşıldığını
kaydeden Çevre Bakanlığı yetkilileri,
fspanya'dan yanıt gehnemesi duru-
munda sorunun uluslararası mah-
kemeye kadar gidebileceğini belirt-
tiler.
meli ve önlemlerini bu
kapsamda ele »Imalnhr"
diye konuştu.
Iskenderun*da faaliyet
gösteren bir acentenin
yetkilisi ise yüksek para-
lar ödenerek, gerektiğin-
de geminin dahi riske anl-
dığı toksik atık taşımacı-
lığında, gelişmemiş 3.
Dünya ülkeleri olarak ta-
nımlanan Türkiye, Suri-
ye, Mısır, Cezayir gibi ül-
İcelerin hedef seçildiğini
söyledi.
Acente yetkilisi şu bil-
gileri verdi: "Ufla'nınyü-
kü, tsdemirLinıanı'na gi-
riştesunulanyanhşbe\an-
dan çıkan kanşıkhk sonu-
cu tesadüfen ortaya çık-
nuştır. Konşimentodan
şüpheknen yetküifcr ince-
leme yapüğmda yükün
tehlikeli olduğu ortaya
çıkta. LJmanda esldden ol-
duğu gibi sundurmasaha-
lan olsavdı ya da görevti-
lerkonşimentodan şüphe-
lenmeseydi yük boşalacak
ve gemi limanı terk ede-
cekti. UUa gibi gemilerin
denetim mekanizmasının
daha etkisiz olduğu ve ce-
zai sorumhıluğun devlete
fatura edildiği resmi li-
manlan tercih etmesi dik-
kat çekicidirf
EHinya sallarııııaya devam ediyor
Haber Merkezi - Dünya, dün meydana gelen
şiddetli depremlerle sallandı. Japonya'da Rich-
ter ölçeğine göre 6.1, Meksika'da 5.9, Endonez-
ya'da 5.5, Kosta Rika'da da 5.3 büyüklüğünde
deprem meydana geldi.
Japonya Meteoroloji Kurumu'ndan yapılan
açıklamaya göre, dün sabah meydana gelen 6.1
büyüklüğündeki depremin merkez üssü, Ibara-
ki bölgesi açıklannda, denız yatağının yaklaşık
50 kılometre altı olarak belirlendi. Depremde
can kaybı ohnadı. NHK, depremin etkilediği
bölgede bulunan nükleer santrallann çahşma-
sında herhangi bir sorun yaşanmadığrnı, nük-
leer santrallann izlendiğini bildirdi.
Meksika'da dün yerel saatle 01.15'te meyda-
na gelen depremin Richter ölçeğine göre bü-
yüklüğünün 5.9 olduğu bildirildi. Yetkililer,
merkez üssü Puebla ve Guenero eyaletleri ara-
sındaki güney bölgesi olan deprem sırasında
bölge sakinlerinin panik haünde sokaklara çık-
hklannı söylediler. Endonezya'da meydana ge-
len 5.5 büyüklüğündeki depremin merkez üs-
sünün başkent Cakarta'nın yaklaşık 200 kilo-
metre batısındaki Sunda Boğazı olduğu açık-
landı. Meteoroloji ve Jeofizik Kurumu'ndan
RachmatHidayet, yerel saatle 09.17'de meyda-
na gelen depremin Cakarta ve Batı Java'da da
hissedildiğini bildirdi. Hidayet, depremde can
ya da mal kaybının olmadıgı depremin başkent-
te paniğe yol açhğını belirtri.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
yasasına dayanarak çözümlenmesi planlanan
"petror konusuna ayıralım.
Görünür gelecek gösteriyor ki ülkeler arasındaki
ilişkilerde, etrafımızdaki bölge politikalannda uzun
süre daha başrol, petrol!
Suudi Arabistan'ın petrol politikasını 30 yıl yöne-
ten-yönlendiren Zeki Yamani, Orta Asya ve Kafkas-
lar'daki "hareketlenmelere" ilişkin sorulara şu kısa
karşılığı veriyor: , . . .
''Altında petrol arayın!"
Çevrede fazla dolaşmadan içeri girelim...
Türkiye'de petrol sektörü 1954'ten 1983'e dek,
arama, üretim, taşıma, rafinaj ve pazarlama olarak
tek yapı içinde yürüdü. Türkiye Petrolleri Anonim Or-
taklığı (TPAO) bu işlevi üstlendi. 1983 sonrasında,
pek çok alanda olduğu gibi petrol sektöründe de de-
ğişiklikler oldu. Böl-parçala-özelleştir mannğı öne
geçti. Bunun sonucunda üretim 75 bin varil/günden
38 bine düştü.
Konunun tarihsel yanını "ham " bırakıp "işlenmek-
te" olan bölüme gelelim... Hükümet, KHK marifetiy-
le petrol yasasında önemli degişikliklere gidiyor. Bun-
lardan bazıları şöyle:
- Petrolün stratejik bir ürün olmasından hareket e-
den önceki hükümetler, arama-sondaj-üretim faali-
yetleri için bazı teşvikler getirmişlerdi. Bunlann tümü
kaldınlıyor.
- Sektör içindeki kurumlann adım adım bölünme-
si ve birbirinden bağımsız işletmeler haline getirilme-
si planlanıyor.
- Petrol Pryasası Düzenleme Kurulu (PPDrQ adı al-
tında yeni bir kurul oluşturuluyor. PPDK'nin, Bakan-
lar Kurulu'nun yetkilerinı kullanacak kadar güçlü ol-
ması planlanıyor. Idan-mali haklar veriliyor.
'Bizlerle evlenir misin!'
Hazırlığın ana hatlan böyle... Aynntılan gün ışığın-
da değil. Nedeni ise hükümetin tutumu. Başta Ener-
jide Tatlı Kıyaklar Bakanlığı olmak üzere konunun
hükümet içindeki taraflan büyük bir "gizJilik" içinde
çalışıyorlar.
Petrol Mühendisleri Odası'nın bazı yöneticileri,
TPAO'da görev aldıklan için taslağı görme fırsatı bul-
dular. Eleştirilerini, önerilerini dile getirdiler. Ancak
dikkate alınacağı yönünde bir eğilim göremediler.
Oda yöneticilennin altını çizdiği çelişkiler, sadece
bugünün değil, yakın-uzak geleceğın de konusu.
Dünyaya yön veren ülkelerdeki gidişJe, Türkiye'de-
kj uygulamalar arasında ciddi zrtlıklar var. örnegin,
son değişiklık taslağı çerçevesinde düşünülen pian-
lardan biri BOTAŞ'ı ikiye bölmek. önümüzdeki gün-
lerde buna benzer girişimlerin arkası gelecek.
Öteki ülkelere bakıyoruz; bölmek bir yana, birleş-
tiriyorlar. Gazetelehn eKonomi sayfalan evtilik haber-
leriyle dolu. Büyük şirketler alanlannda kimi bulur-
larsa evleniyorlar. Bir evlilik yetmiyor, iki, üç... Tam ev-
lenemeyen, yanm, hatta çeyrek evlilikter yapıyor
- Evleri ayıralım, üretimi ortak yapalım...
"Olur, ama adının başına benim adımı yazalım..."
- Tamam, ama ortak üretimden sonra pazara gi-
derken aynlmışız gibi yapalım!
"Ben de bunu önerecektim, ama neryerde uygu-
lamayalım. Kuzeyyanmküredeayn, Güney yanmkû-
rede evli görünelim..."
Şirketsel ahlak diye bir şey kalmadı! ' "
Biz ise tam tersini yapıyoruz.
Çelişkinin dayanılmazlığına bakın:
Büyük ülkelerin büyük şirketleri birieşerek daha da
büyük rıale gelip karşımıza çıkacaklar. Biz mevcut şir-
ketlerimizi ikiye, üçe bölerek daha küçük hale geti-
receğiz!
Ingiltere'de BP, ABD'de Mobil, Kalya'da Eni, Hol-
landa'da Shell, Norveç'te Statoil, daha pek çok pet-
rol şirketi devletten bağımsız, özel kuruluşlar gibi gö-
rünür. Ama bu şirketlerin hiçbiri, ülkesinin genel çı-
karlanna yön veren politikalara ters adım atmaz! Gö-
rünen görünmeyen organik bağlar vardır!
Hükümet, petrol gibi son derece stratejik bir ko-
nuda, toplumdan, TBMM'den kopuk hareket edi-
yor...
Hiç değilse, konunun uzmanlanndan kaçmasın!
balbay@cumhuriyetcom.tr
'Sendikalar barajın
altma çekildi9
ANKARA (Cumhuri-
yetBûrosu)-Hak-tş'e bağ-
lı Tüm Belediye ve Genel
Hizmet îşçileri Sendikası
(Hizmet-îş) Genel Başka-
nı Hüseyin Tannverdi, ba-
rajı aşamadıklan gerekçe-
siyle toplusözleşme yetlci-
si kaldûnlan 9 sendikanrn
"barajın altma çeküdiği-
ni" söyledi.
Tannverdi, dün düzen-
lediği basın toplantısında,
belediyelerin bugün ağır
birmali ve idari vesayet al-
tında olduğunu kaydetti.
Belediyelerin halen
1930'lu yıllarda hazırla-
nan 1580 sayıh yasa ile
idare edihneye çalışıldığı-
na işaret eden Tannverdi,
yerel yönetimlerin artık
"iflas etnıiş'' durumda ol-
duklannı söyledi.
Tannverdi, gazetecile-
rin sorusu üzerine Hak-
lş'ebağlıl,Türk-lş'ebağ-
h 2 ve DtSK'e bağh 6 ol-
mak üzere toplam 9 sendi-
kanrn toplusözleşme yet-
kisinin düşürühnesinde
dikkate alınan istan'stikle-
rin sağlıklı olmadığmı be-
lirtti. "Bu sağlıksızlık için-
de sorun ürenTryor" diyen
Tannverdi, 9 sendikanın
barajın altına düşmediği-
ni, "barajın arana çekfldi-
ğini'' söyledi.
Tannverdi, Hizmet-lş'e
bağh sendikah işçilerin sa-
yısında artış olmasına kar-
şın istatistiklerde düşüş
gösterildiğini belirterek
Çalışma ve Sosyal Güven-
lik Bakanlığı'nın istatis-
tiklerini "keyfi" olarak de-
ğerlendirdi.
ATIVnere bombalı saldm: 1 yarah
• tSTANBUL (AA) - Şişli'de 2 ayn banka şubesinin
otomatik para çekme makinelerinin (ATM) önüne
bırakılan bombalann patlaması sonucu bir kişi
yaralandı. Büyükdere Caddesi'nde yan yana bulunan
Iktisat Bankası ve Pamukbank'a ait ATM'lerin önüne
dün gece kimliği belirsiz kişi veya kişilerce bırakılan
bombalar art arda patladı. Patlamalar sırasında olay
yerinden geçen Vedat Özkul (28) yaralandı.
Yüzünden ve kollanndan yaralanan Özkul, Taksün
llkyardım Hastanesi'ne kaldunldı.