29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 TEMMUZ 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(a cumhuriyet.com.tr 15 ^ryüzündeki resim cenneti Claude Monet'nin yaşamının son döneminigeçirdiği Giverny'deM atölyesine ziyaret NEGVÜSÖNMEZ GIVERNY-Empresyonizm akımı- run önde gelen temsılcilennden bin olan Claude Monet, klasik resimden modern döneme geçiş sürecinde sis- tematik bir düşüncenin ürünü olan "seri resimleriyle" farklı bir kompo- zısyon, renk aıîlayışını tartışmaya aç- mıştı. "Gare Saint Lazare" (1876), "Saman Yığmlan" (1890), "Rouen KatedraK" (1892), "Themse Nehri" (1899- 1903)veB SuNBüferieri"(19O4- 1920) başta olmak üzere modern res- min düsünsel boyutunu sorgulayan ça- hşmalar gerçekleştirmiş olan Mo- net'nin yaşamının son dönemini ge- çirdiği Paris yakınlanndaki küçük Gi- vemy kasabası sanat tarihıne geçmiş olan önemli mekânlardan biridir. 1890'dan 1926'da vefatına dek bura- da yaşayan sanatçı kendı planlanna göre tasarladığı Japon bahçesinden, su yollanndan esinlenerek gerçekleş- tirdiğı kompozisyonlannda "pentür geteneğT ıçınde öncesı ve sonrası ol- mayan bir yetkınliğe ulaşmıştır. Esin kaynağı Japon bahçesi Claude Monet'nin Givenıy'de mü- zeye dönüştürülmüş olan atölye ve bahçesi, sadece usta bir ressamın izı- ni sürmek, onun yaşadığı, esinlendi- ği mekânlan,resimlerindebıkıp usan- madan tekrarladığı temalan görmek- ten öte, sanatçının dış dünya gerçek- liğine karşı gündeme getirdiği "resim gerçeküğine''sorgulama fırsatını tanı- yor. Giverny'de Monet'nin birkaç kü- çük boyutlu çalışması dışında hemen hemen hiçbir orijinali yok, ama birço- ğu Musee De L'Orangerie başta ol- mak üzere dığer müzelerde sunulan önemli resimlerin esin kaynağı olan olağanüstü güzellikte bir Japon bah- çesi var. Yeryüzündeki bir resim cen- netıni andıran bu bahçede gezinirken edinilen izlenimler, Monet'nin resmi- ni daha iyi kavrayabilmek için önem- li bir ipucu niteliğinde. Oldukça ge- niş bir alana yayılan bahçede, Japon tarzmda üstü mimoza ve akasyalarla kaplı bir köprü, küçük su yollan ve bir- ç6ğunü sanatçının kendi elleriyle dik- tiği değışık renkli su nilüferleri yer alıyor. Sanatçı günün değişik saatlerinde açık havada istediği biçimde çahşabil- mek için bahçenin değişik yerlerine 'iverny'de müzeye dönüştürülmüş olan atölye ve bahçesi, sadece usta bir ressamın izini sürmek, onun yaşadığı, esinlendiği mekânlan, resimlerinde bıkıp usanmadan tekrarladığı temalan gönnekten öte, sanatçının dış dünya gerçekliğine karşı gündeme getirdiği "resim gerçekliğine" sorgulama firsatını tamyor. banklar yerleştirmiş. Bu banklann bi- rine oturan zıyaretçinin, etrafa baktı- ğında duyumsadığı ilk olgu, sanki Mo- net'nin bir resminin içinde duruyor- muş hissi oluyor. Bir ressamın duygu dünyasına açılan en önemli yollardan biri de, hiç kuşkusuz onun motifleri- nin izini sürmek, zamana ve mekâna aldırmadan onun gözlennden dünya- ya bakmaya çalışmaktır. Monet'nin Japon bahçesini modern sanat tarihi açısından eşi bulunmaz bir mekân ha- lıne getiren en önemli özetlik de ba. "Gesamtkunstwerk" kavramı kısaca, sanat yapıtını kuşatan tüm elemanla- nn, armosferin, koşullann bir bütün- lük oluşturan yoğunluğa varması ola- rak tanımlanabilir. Monet'nin Japon bahçesini sanatçının resimleriyle be- raber bir "gesamtkunstwerk'' olarak yorumlamak yanlış olmayacaktır. Bir rengin farkh tonlan 1890'larda izlenimciliğe karşı fark- lı bir estetik anlayışı savunan kübizm, Fransız resminde tartışümaya başla- nılmıştı. Kompozisyon kurgusunun geometrik bir temele yaslanması ge- rektiğini savunan kübistlerin ilgi top- lamaya başladığı bir dönemde Monet, 1899-190önrtBinda Japon bahçesinm etkisindeki ilk dızisine başlar. Sade- ce suyüzeyindeki nilüferlerin, ağaç dal- lannm ya da suya yansıyan gölgele- rin konu edildiği bu resimlerde sanat- çının vardığı "pentür" olgusu, içinde banndırdığı dekoratif açmazlara rağ- men son derece duyarlı bır yaklaşım açısını ortaya koyar. 1903-1908 döne- minde gerçekleştirdiği, 28 resmi içe- ren ikinci dizisinde sanatçının adeta "resmin içindeki ışığT,boyanın ışığı- nı kullanarak, sözcüklere aktanlması oldukça zor bir resim kalitesine var- dığı görülür. 19O9'da Galeri Durand- Ruel'de bu seriye ait kompozisyonla- rını sergilediğinde büyük bir övgü yağmuruna tutulan sanatçı, giderek kötülesen göz hastalıgma, ikinci eşi- nin vefatına rağmen, Fransız Cum- hurbaşkanı Clemenceau dan ''Nympe- as" dizisine aıt büyük boyutlu resim- ler yapmak için "devlet siparişi" alır. Birincı Dünya Savaşı boyunca Gi- verny'de Japon bahçesinin ruhunuyan- sıtan dev boyutlu resimler gerçekleş- tiren Monet'nin, yeni sensinde arnk neyi betimledigi kavranamayacak den- li soyut, ama zengin bir düşünce gü- cünün ürünü olan bir stile vardığı gö- rülür. Görme yetisini kaybeden sanatçı başanlı geçen bir operasyonun yardı- mıyla çahşmalannı sürdürür. 1925'te Musee De L'Orangerie'de bu resimler için hazırlanan elips formlu duvarlar- da izleyicilere sunulan bu resimler tepkiyle karşılanır. Çünkü soyutlama sınınnı aşarak tam anlamıyla "soyut kompozisyon'' kurgusuna sahip olan "Nympeas" sensini, Monet'nin çağ- daşlan kavrayamamıştır. Bu şekilsiz, biçimsiz tablolan sanatçının giderek kötü görmesine yoran izleyiciler, kü- bizmin zirvede olduğu bu yıllarda Mo- net'nin resimleri izlenimciliğin ken- disini mezara taşıması olarak yorum- lanmıştır. Oysa sanatçı burada gide- rek resmiyle bir bütünleşme içine gi- ren bahçesindeki izlenimlerinden ha- reketle ilk bakıldığında değil, ancak uzun süre üzerinde düşünüldüğünde kavranacak farkh bir resim dilinin te- melini atmıştır. Giverny'de adeta bir ışık denızinde yüzüldüğü hissini uyandıran bahçe, Monet'nin bir rengin farklı tonlannı kullanarak vardığı yumuşak ve duyar- lı paletinin gizemine sürüklüyor izle- yiciyi. Çünkü her sanatçı bir şekilde doğanın kendisine sunduğu form ve renk bütünlüğünü aşmak zorundadır. Monet bu zorunluluğun büıncinde ola- rak ayn, aykın bir açıdan doğaya bak- mayı başardığında kendisinden sonra gelecekler için önemli bir yolu açtı. 20. yüzyılın ilk yansında Monet'nin "Nympeas" serisi geniş bir izleyici kitlesi tarafından anlaşılmaz ve deko- ratif bulunarak reddedilmişti. Ancak 1945 sonrasında "EcoleDeParis" res- samlan, Soyut Dışavurumcular başta olmak üzere birçok çağdaş sanatçı Monet'nin geliştirmiş olduğu yetkin "boya anlayışınT ve renk duyarlılığı- nı farklı açılunlann temeline yerleş- tirdi. Giverny'deki bahçe bu çileli yolu üzerindeki durak noktalannı, sanat- çının tekrar tekrar bakarak "farkblaş- nrmaya" çalıştığı motıflenni sunuyor gören gözlere. Bu tür bir şansa hangi müzenin salonlannda sahibiz? Yeni fllminde dalga geçtiği polisler. çekim sırasında sorun yarattı Luc Besson 9 un zaferi R KüMr Servisi- Yeni fıhninin çe- kimlenni Paris'in güneyindeki Cla- mant'da gerçekleştiren yönetmen ve fılm yapuncısı Luc Besson po- üslere hiçbir zaman sempati göster- medi. 'Leon'da Jean Reno bir sürü polisi öldüren özgür ruhlu bir su- ikastçıyı canlandırdı. Bırincisınin sağladığı başarının ardından ikin- cısi de çekilen 'Taksi' filmınde bır taksici, kent içinde saatte 200 km. hızla giderek Fransız pohsini çüdırtıyordu. Isminı henüz belirle- mediği yeni fılmin- de Besson, Paris'in banliyölerinde umut- suzca yaşayan genç- liğin polisle dalga geçmesini konu edi- yor. Polis ise bu filme gereğinden fazla ilgi gösterdi. Film mal- zemelerini korumalan için yirmili yaşlarda, suç dosyalan kabank üç adam iş bulma bürosundan kıra- lanmıştı. Polis onlan güvenlik gö- revlisi olarak çalışmaktan men et- ti. Bu olay, aynca Fransız fıhn en- düstrisinin dürüst olmayan pohs ta- rihinin bir özetı olarak nitelendiri- liyor. Bunun iğfal olduğunu belırten Besson, üç adamını çalışmaktan men eden polisi şikâyet ederek, Fransa'da pohsle ışbırliğı yapmadan fılm çekılemeyecegini söyledi. Mat- hieuKassovitz' in 1995 'te Cannes'da ödül alan 'Ofke' adlı filmi, Fransız polisini ırkçı ruhlu olarak betimli- yordu ve birbaşka Paris banliyösün- de çekilmişti. 'Les Ripoux'da da en iyi polis maskaraya çevrilmiş ya da rüşvet ve- rilen bir kımlik olmuştu. Fransız sineması ile televizyon olis, film setinde güvenlik görevlisi olan kişilerin çalışmasını engelledi. Fransa'da polisle işbirliği yapmadan film çekilemeyeceğini söyleyen Besson, itiraz etti. Polis yeni suçlan bulunmayan üç kişiyi temize çıkarmak zorunda kaldı. kanallannın polise karşı tutumlan zıt kutuplarda. Philippe Noiret bir programdafiJmlerdeyansıtılan acı- masızlığı hafıfletmek için polis ro- zeti takmıştı. Film eleştirmeni Ber- nard LefiMt'a göre, Alain Delon'un özgür, sert erkek tiplemesi çizme- sınden bu yana polisin sempatik ol- duğu bir film çekümedi: "Geneflik- le şiddet kullanan, bikfi ya da aptal oluyorlar. Fakat Besson'un filmin- de gerçek yaşamda da olduğu gibi kenar mahaDegençüği ve polisin ild zıt kutbu temsil edüm>rmus." Filmlere zıt olarak Fransız tele- vizyonu tutumunu bozmadan, po- lisi devamlı yumuşak kalpli karira- manlarolarak ele alıyor. En yüksek izlenme oranı, RogerHanin'ın sem- patik bir komiseri canlandırdığı, 10 mılyonu aşkm seyırcinin izlediğı 'Navarro'ya gidiyor. Besson'un yeni filmi, 'Ofke' gı- bi beyazperde ve be- yaz ekran arasındaki farkı artnracak. Yö- netmenin prodüksi- yon şirketi Lillou, po- hsin küçük düşürül- düğü fıhn hakİanda aynntıh bilgi verme- di. Ancak banliyöde yaşanan olaylann ge- rilimi, bungee-jum- ping'i andıran, yük- sek binalara tırmana- rak yaşamlarını riske atan kişilerin yaptığı spiderman adh yeni ve ga- rip birsporkullanılarak aktanlıyor. Polis tarafından engellenen üç güvenhk görevlisinin akıbetine ge- lince, Besson gerçek yaşamda po- lise karşı zafer kazandı. Polis, ka- bank sicillerine rağmen yeni suç- lan bulunmayan üç adamı temize çıkarmak durumundakaldı ve Bes- son adamlan asıstan yardımcıhgı- na atadı. Luc Besson'un polislerin eleştirdiği yeni fuminin ismi henûz belli değBL 6 Yapılaıı suçlamalar kötü nîyetin kanıbdır9 Kültür Servisi - 'Lirik Tarih Göste- risi' yaratıcılanndan Ali Taygun, Dev- let Opera ve Balesi Genel Müdürlü- ğü'nün, gösteri ve yaratıcılan hakkın- da yaptığı 'çehşkileriedohı' basın açık- lamasına yanıt verdı. Açıklamada, Dev- let Opera ve Balesi Genel Müdürlü- ğü'nün ısrar ve inatla bu gösterinin pro- düksiyonunun Vekta Kara tarafından kendilerine verilmesi gerektiğini iddia ettiğini belirten Ali Taygun, 'lirik Ta- rih'in tür ve içerik olarak ne Türkiye'de ne de dünyada herhangı bıropera ve ba- le kurumunun repertuvannda yer al- masının mümkün olduğunu vurguladı. Esenn bır tehfı olmadığını öne sü- ren genel müdürlüğün, kendi bakanlı- ğının hazırladığı yeni Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nu hiç bilmediğini; her birinin sahnelenmesi üç aydan bir yıla hapis cezası gerektiren taklitlerin yapımcılannı korudugunu ifade ettı: "Gösteri ve müzik dünyasının biKnen, opera repertuvarlarmda sıkça yorum- lanan ve tanınan yapıtlannın bir araya getirilmesinden ortava çıkan bir topla- ma, olsa olsa hapis cezasıyia yargüana- cakçahnüvetaklhversiyonlan gibi olur. 'Lirik Tarih Gösterisi' ise bunun çoküs- tünde, Fikir ve Sanat Eserleri Kanu- nu'nca korunan bir sanateseridir. Ara- daki farkı Genel Müdür'ün ha\ salası- nın alamaması üzûcüdür. Fakat fikir ve sanat eseri hırsızlanna karşı açaca- ğunız ceza ve taznıinat davalanyia bir- taknn kisi ve politikacüann bunun şa- nma ortak olma hevesleri de kursakla- nnda kalacaktır." Genel müdüriin, gösterinin maliye- tini kendi kurum sanatçılannın aldığı net ücretten ibaret gibi göstererek fa- hiş bir kâredildiğini ileri sürmesinin kor- kunç bir suçlama ve kötü niyetin bir ka- nıtı olduğunu belirten Ali Taygun, bu konuda şunlan söyledi: "Tefiiskurulubaşkanınaçok net ola- rak açıklandığı gibi, kaülan sanatçüa- ra stopajlanjia birükte gösteri bedeli- nin yüzde 3S-40'ı ödenir. Deviet Opera veBalesi sanatçılannaödenen kaşe,bu- nun yansı bile etmez. Bu, resmi belge- lerie sabittir; incelenebilir. kamtlanabi- lir. Gösteride yer alan icracı sanatçılar dışındaki personele, gösteri dekoruna, ses ve ışık düzenine ve bilumum yapım gjderkrine harcanan miktar ise topla- nunyine yüzde35'ikadardır. Stopajla- rrvla birükte yüzde 10 kadar tefif ücre- ti ödenirkibununyamızcayüzde4'ü Sa- yın Yekta Kara'nındır. Geri kalan yüz- de 15'in yansı Kurumlar Vergisi'ne gi- der ve şirkete vüzde 7^ gibi bir kâr ka- ur. Şimdiye kadar yılda bir yadaikike- reyapılan gösterinin Protel'ekazandır- dığı miktar bundan ibarettir." Taygun, 'Lirik Tarih'in bütçesinin çeşitli bakanlıklarla yapılan görüşme- lerle denetlendiğini, aynca bedelini ödeyen kuruluşlarla ikinci bir kez in- celendiğüıi vurguladı. Edgar Allan poe'mın evi yıkılryor • KüMr Servisi- Amerikalı ünlü yazar Edgar Allan Poe'nun bir zamaniar oturdugu New York Greenwich'teki evi, yerine 13 katlıbir bina yapdmak üzere yıkılacak. New York Üniversitesi'nin bir ek binası haline getirilecek olan ev, yaz sonunda artık yerinde olmayacak. Greenvvich sakinleri ve tarihi değerlerin korunmasından yana olan gruplar, yıkım karanna karşı çıktılar. Greenwich, şehrin en güzel yerlerinden biri olarak büiniyor ve bu insaatın kasabada tüm görüntüyü bozacağı ileri sürülüyor. Sanatçı ve yazar dernekleri olayı şiddetle kınarken, New York Üniversitesi yönetımine karardan vazgeçmeleri için çağnda bulundular. ÖzeJ tfyatpotara deviet destegi • ANKARA (ANKA) - Kültür Bakanlığı'nın desteğinden yararlanmak isteyen özel tiyatrolar 15 Ağustos'a kadar Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'ne başvurabilecek. Kültür Bakanlığı, ulusal ve çağdaş anlayışa uygun etkinlikleri ile kültür ve sanata hizmette bulunan ve gelişmekte olan özel tiyatrolann projelerine maddi destek vererek, tiyatro sanatının yaygınlaşıp sevılmesini sağlamak, yerli oyun yazarlannı teşvik etmek, oynanan oyunlann kalitesinı yükseltmek ve bu yolla Türk tiyatrosunun gelişmesini ve tanıtıhnasını sağlamayı amaçlıyor. Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, 15 Ağustos 2000 tarihıne kadar yapılacak başvurulan tamamladıktan sonra belirlenecek bir tarihte Değerlendirme Komisyonu'nu toplayacak. Barbra Streisand salmetere vedaediyor • LOSANGELES (AA)- Amerikalı ünlü şarkıcı ve oyuncu Barbra Streisand, eylül ayında vereceği konserlerden sonra sahnelere veda edeceğini açıkladı. Streısand'ın menajeri Martin Erlichman, yaptığı yazılı açıklamada, 58 yaşındaki sanatçının eylül ayında ikisi Los Angeles'ta, diğer ikisi New York'ta olmak üzere 4 konser vereceğini ve bu konserlerle kariyerine son noktayı koyacağını belirtti. Grammy ödüllü sanatçı Streisand, veda konserlerini 20-21 Eylül'de Los Angeles'ta, 27-28 Eylül'de de New York'ta verecek. Streisand, bu konserlerden önce 17 Ağustos'ta Los Angeles'ta Al Gore'un başkan adayı gösterildiği Demokrat Parti adına para toplama konserinde çeşitli sanatçılarla sahneyi paylaşacak. Amerika'da albümleri en çok satanlar İistesinde bulunan Streisand'ın rol aldığı fihnlerden 1968 yılında çevrilen 'Funny Girl', kendisine Oscar ödülü kazandn-dı. Yaklaşık 20 fikn çeviren sanatçı film ve TV yapımcısı olarak da çalıştı. 1983'te 'Yentl', 1991 'de "The Prince of Tides', 1996 yılında da "The Mirror Has Two Faces' adh filmleri yönetti ve bu filmlerde rol aldı. 22. Moskova Hbn FesüvaB başladı • MOSKOVA (AFP) - Ünlü Rus yönetmen Nikita Mikhalkov'un başkanhğını yaptığı 22. Moskova Film Festivali, Sovyetler Birliği döneminde Puşkin sinemasında politikaya kanşan ve verimi azalan fılm endüstrisinin üst tabakasının katıldığı bir resepsiyonla açıldı. Yanşma bölümüne 19 fıhn katılırken açılışta Rus yönetmen Gleb Panfilov'un yönettiği ve 10 yıldır üzerinde çalışılan 'The Romanovs-Imperial Family' gösterildi. Fihnde Rus Çan 2. Nicholas'nın, aile fertleriyle birlikte Bolşevikler tarafından 1918'de idam edihneden önce geçirdiği iki yıl anlatıhyor. Çar idamuun 82. yıldönümü ile ve Rus Ortodoks Kilisesi'nin karan ile şehit mertebesine yükseltildi. Yanşmada aynı zamanda Polonyalı yönetmen Krysztof Zanussi'nin 'Life As A Fatal Sexualhy Transmitted Disease' adlı fıhninin dünya prömıyen gerçekleştirilecek. Rock şarkıcısı Pad Young öldü • LONDRA (AA) - Ingilizlerin ünlü rock şarkıcısı Paul Young (Donna adlı şarkı ile tanınan Paul Young değil), 53 yaşında öldü. Sanatçımn geçen cumartesi, Ingiltere'nin kuzeybatısında Atrincham bölgesindeki evinde kalp krizinden öldüğü bildirildi. İlk albümünü 1977 yıhnda çıkaran Young, uluslararası alanda'Run Home Girl', 'Everyday Hurts' adlı parçalanyla tanınmıştı. 1985 yılında Mike Rutherford ve Paul Carrack ile 'Mike and the Mechanicks'i kuran Young, 1991 yılında çıkardıklan 'Word of MoutiY albümleri ile büyük büyük başan kazanmıştı.Young, kansı Pat, çocuklan Lee, Jason, Ursula ile yaşıyordu. Şarkıcının cenaze töreniyle ilgili açıklama yapıhnadı. BUGÜN • TURÎNG BÜ\TKADA KÜLTÜRE\1 nde '2000 Yaz Konserieri' programında saat 20.30'da "Bir Yaz Gecesi Konseri-Arya (lied, napo&ten, müzikal, operet)" adlı konser yer alıyor. (382 86 20) • DARPHANE-İ AMtRE'de 'Tarih Vakfi Söyleşiler Efcisi' kapsamında saat 16.00-16.30 arası, Murat Cano'nun 'Hasankeyf-Zeugma Hukuksal Bovutlan', saat 16.30-17.00 arasında ise Sevim Şengül Şirvana'nın 'Hasankeyf GönüOûieri' adlı söyleşisi yer alacak. Aynca 'Ytz Etkinlikleri' kapsamında saat 12.00 ve 14.00'te Üker Canikngil Tophı Gösterisi'nde yer alan kısa fılm görülebilir. (513 50 82)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear