25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 TEMMUZ 2000 CUMARTESt HABERLER Nurculan üniversiteden uzaklaştıran rektörü milletvekillerinden sonra ülkücüler de hedef gösterdi Laik iiniversiteye faşist tehditŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Şan- lıurfa milletvekilleri ve bazı esnaf der- neklerinin hedef gösterdiği Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. UğurBö- yükburç, halkla üniversitenin bütün- leşmesine katkı sağlamak amacıyla kampus bahçesini faaliyete geçirdiği için ülkücüler ve şenatçılar tarafindan tehdit ediliyor. Ülkü Ocaklan'ndanba- sınorganlanna geçilen fakslarda, "Bu- • Eski rektörler döneminde şeriatçı öıgûtlenmenin büyük boyutlara ulaştığı Harran Üniversitesi'ni çağdaş bilim yuvası haline getiren Rektör Prof. Dr. Uğur Büyükburç, bu yüzden kentteki şeriatçı ve ülkûcülerin tepkisini çekiyor. Ülkücü Gençlik imzasıyla gazetelere gönderilen faksta Büyükburç'a, "Burası peygamberler şehri Şanlıurfa. Aklını başına topla. Adama haddini bildirirler" diye tehdit savruldu. kavuşturmaya yönelik çalışmalar ya- pan Rektör Prof. Dr. Uğur Büyükburç, bu yüzden kentteki şeriatçı ve ülkûcü- lerin tepkisini çekiyor. Bir süre önce 9 Urfa miüetvekili, üni- rası peygamberler şehri Şanhurfa. Ak- hnı başına topla. Adama haddini bil- düirier" ifadelerine yer verildi. Eski rektörler döneminde "Nureu- hınn kurtanlnuş bölgesTne dönüştü- rülen ve şeriatçı örgütlenmenin büyük boyutlara ulaştığı Harran Üniversite- sı'ni çağdaş bilim yuvası haline geti- rerek gerçek bir üniversite kimliğine versitedeki, Nurculan görevden uzak- laştırdığı için ortak deklarasyon ya- yımlayarak Büyükburç'u hedef göster- diler. Milletvekilleri Muzaffer Çar- mıkh (MHP), Zöifıkar İzol, Mustafa NiyaziYanmaz,YafayaAkmıuı,Ahmet Karavar (FP), MehmetGûneş(ANAP), Sedat Edip Bucak, Mehmet Ysüçınka- ya, M FevziŞthanuoğiu (DYP), Büyük- burç'un huzur bozduğunu öne sürerek şu açıklamayı yaptılar: "Tüm Şanlıur- falüann_gayretleriyle kurulmuş olan Harran Unherstesi'nm biümseJ açrian geritemesne yol açan kanunsuz, key- fiveantjdemokratikuygıılamalarason ~ verflmcdııi umuyoruz." Milletvekillerinden sonra Esnaf ve Sanatkârlar Odalar Bırlıği'ne bağlı 32 oda temsilcısinin imzasıyla yapılan yazüı açıklamada da, Büyükburç he- def alındı. Açıklamada şöyle denildi: "Öğrend, akademik ve Idari perso- nel arasmda yaşanan huzursuzluldar, halkm gözû ve kulağı olan bizsivfl top- lum kuruluşlannı da rahatsız etmeye başlanuşûr. Rektörün, halkımızın de- ğerterineters düşen uygulamalan, has- sas bir bölge olmakla birtikte, anarşi- den uzak durmüş olan huzur ken6-^ mizde endişe De iztenmektedir." Bu açıklamalann ardından önceki gün de Ülkü Ocaklan tarafmdan ya- pılan bir açıklamada, Büyükburç açık- ça tehdit edildi. Üniversitenin Yenişe- hir kampusundaki bahçenin geceleri halka açılmasını ve burada isteyene alkollü içkı de veribnesi olayını çar- pıtan ülkücüler, halkı universiteye kar- şı kışkırtmaya çalıştılar. "Şanhurfa Ulkücü GençHğT imza- sı ve "Bu kadeh senin şerefîne rektör bey" başhğıyla Ülkü Ocaklan'ndan basın organlanna gönderilen fakslar- da, üniversite bahçesınde herkesın gö- zü önünde içki içildiği, bu nedenle de "ümin gösterdiği yönünaksine ters is- tikamette tam hızyol alındtğT ıleri sü- ~rüI3ü. Bilim adamlannın ünivefsîle" gençliğini kötü yönde etkilediği öne sü- rülen açıklamada, şöyle denıldı: "Şan- hurfa'da, üniversitedeki yönerki sıfa- ünı taşryanlar bunun önlemini alamı- yorsa yönetici koltuğuna oturmamah- duiar. Bunu görmemezlikten geJen ve bu uygulamalardan faydaianan rek- törü kmryonız." 26 meslek odasından miting Depremzedelerden üüprotesto yürüyüşü • 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinin ardından mesleki sorunlannın çözülmesi için hiçbir adım atılmadığını söyleyen DESOB üyelerinin protestolarına yurttaşlar alkışlarla destek verdi. DUZCE (Cumhuriyet) - Düzce Esnaf ve Sanat- kârları Odalan Birliği (DESOB), sorunlannın çözürnü istemiyle protes- to yürüyüşü ve miting dü- zenledı. 17 Ağustos ve 12 Ka- sun depremlerinin ardın- dan mesleki sorunlann çözümünde hiçbir ilerle- me görülmediğini belir- ten ve taleplerinin kamu- oyuna duyurulmasuıı is- teyen 26 meslek odasuıın ortaklaşa düzenlediği yü- rüyüş, sıcak havaya rağ- men Çıraklık Eğitim Mer- kezi'nden saat 13.45'te başladı. Bin ldşi yürüdû Düzce, Sakarya ve Bo- lu Esnaf ve Sanatkârlan Odalan başkanlannın da yer aldığı yaklaşık bin ki- şilik grup, Kuyumcuzade Bulvan ve Istanbul Cad- desi'ni izleyerek Anıt- park'a kadar yürüdü. Yurt- taşlar, sessiz şekilde yü- rüyüşünü sürdüren gruba alkışlarla destek verdiler. Protestocu grup, Anıt- park'taki miting alanında bulunan Atatürk Anıtı'na çelenk koydu, deprem şe- hitleri için yapılan saygı duruşunun ardından îstik- lal Marşı okundu. Sorunlar unutuldu DESOB Başkam Hik- met Kesidn, konuşmasın- da, Düzce'nin 2 deprem yaşadığına dikkati çeke- rek unurulmaya yüz tut- muş sorunlann çözümü için miting düzenlendiği- ni belirtti. Depremlerin ardından taleplerinin yerine getiril- mediğini anlatan Keskin, şöyle konuştu: "Düzce gözden çıkarü- ımşgörünömdedir.Y^naı asırthr, mütevan kişiiğiy- le Ahi Evran gefcneğine uyan kesimimizin, arük, mesdelerin çözümü nok- tasmdahoşgorüsükahna- dığından, isteklerimizin gerçekleşmesi amacıyla kamuoyunun önündehak arama mücadelesine baş- ladık." Nataşa, Trabzon'dan Akdeniz'e indi AHMET ŞEFİK TRABZON - Trabzon Valili- ği, bulaşıcı hastalık ve fuhuşla mücadele adı altmda Birleşik Dev- letler Topluluğu (BDT) uyruklu kadınlara yönelik operasyonlar gerçekleştirirken muhafazakâr kesimler bu operasyonu kampan- yaya dönüştürmeye çalışıyor. Tu- rizm fırmalanndan alınan bilgi- lere göre son dönemlerde çok sa- yıda BDT uyruklu turist başta Antaiya ve Alanya olmak üzere Akdeniz ve Ege'deki turizm mer- kezlerine akın edıyor. tçişleri Bakanı Sadettin Tan- tan'ın yabancı uyruklu hayat ka- dınlan ile mücadele edilmesıne yönelik genelgesine dayanarak BDT'lilerin yoğun olarak bulun- duğuTrabzon'da, valiliğin emriy- te operasyonlara hız verildi. Trab- zon Valiliğı yaptığı açıklamada, polis vejandarma bölgesınde son günlerde yapılan operasyonlarda fuhuş yapıldığı saptanan birçok otel, pansiyon ve restorannn ça- hşmalannmdurdurulduğumı kay- detti. Fuhuş ve çeşith suçlardan ya- kalandığı belirtilen 126 BDT uy- ruklu kadm sınır dışı edildi. Operasyonlar konusunda açık- lama yapan Trabzon Valisi AdB Yazar, butürçalışmalannhızlan- dınlacagını, kurallara uygun ça- hşmayan işletmelerin kapanlaca- ğûu bildirdi. Son dönemlerde ya- pılan operasyonlar nedenıykçok sayıda BDT'li turistin Antaİyâ; Alanya, Bodrum, Kuşadası gibi turizm merkezlerine gittiğı belir- tildi. Akdeniz'e giden BDTTi tu- rist sayısında geçen yıla göre, ilk beş ayda yüzde 40'ın üzerinde artış olduğu, Trabzon'da ise bu oranın geçen yılın altına düştüğü öğrenildi. Cözler Köskte Rektörler kararnamesi Sezer'de ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-YÖK Başka- nı Prof. Dr. Kemal Gü- rflz'ün 22 universiteye iliş- kin YÖK Genel Kurulu listesini hafta başında Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezer'e sunmasının ardından gözler Çankaya Köşkü'ne çevrildi. YÖK'ün, Atatürk, 19 Mayıs, Inönü ve 9 Eylül Üniversitesi'nde yapılan seçim sonuçlannı değiş- tirdiği listesini Sezer'e sunmasına tepkiler sürer- ken DSP Istanbul Mület- vekili Rıdvan Budak, YÖK'ükınadı.YÖK,se- çimin birincisi olan Prof. Dr. Emin Aba ile ikinci- si olan Prof. Dr. Fethi İdi- man'ı üniversitenin huzu- runu bozmakla suçladı. Cumhurbaşkanı, kendisi- ni ziyaret eden öğretım üyelerine, "olayın hukuk kuraDan çerçevesinde çö- züleceği'' yönünde görüş bildirdi. • DSP Istanbul Milletve- kili Budak da YÖK Baş- kanı Gürüz'e gönderdiği mektupta, bu antidemok- ratik uygulamanın düzel- tilmemesiııi eleştirdi. Bu- dak, YÖK'ün tutumunu "akademik vehukuksalil- kelere aykm" bulduğunu bildirdi. Burdur Cezaevi'nin müdahalesinde kolu kopmustu Veli Saçılık: Artık kelepçe takamayacaklar, üzülmeyin CEMULUTAŞ Burdur Cezaevi'nde 5 Temmuz'da cezaevi yöne- timinin dozer ve kompre- sörlerle yaptığı müdahale sonucunda ağu" yaralanan ve Isparta'da Süleyman De- mirel Hastanesi'nde sağ kolu kesilen 22 yaşındaki VeB Saçılık'ın annesı, dev- lete güvenmesinin bedeli- ni pahalı ödediğini söyle- di. Yasadışı TDKP örgütü- ne yardım ettiği gerekçesiy- le Ankara DGM'nin ver- diği hapis ceza- smı çekmek üzere Ankara Ulucanlar Ceza- evi'ne kendi is- teğiyle teslim olan Veli Saçı- hk'ın sonu kor- kunç oldu. Bur- dur Cezaevi yö- netiminin mü- dahalesiyle baş- layan olaylarda Saçıhk'ın kesilen kolu Is- parta'da bir sokak köpeği- nin ağzında bulundu. Veli Saçılık, Ulucanlar Cezaevi'nde 26 Eylül 1999'da 10 tutukhı ve hü- kümlünün öldüğü olayla- nn ardından Burdur Ceza- evi'ne sevk edilen hüküm- lüler arasındaydı. Ulucan- lar olaylannı sağ salim at- latan Veli Saçılık, Burdur'da ise kurtulamadı. Dayısı Tu- rabi Samancı. geçen pazar- tesı görüşebıldıği yeğeni Veli Saçüık'ın anlattıklan- m aktardı. Yeğeninı ilk gör- düğünde kahrolduğunu be- ürten Turabi Samancı, "Vfc- K'yi üniversitehastanesinin tutuklu ve hükümlüler için yapılan bir hücresinde gö- rebildim. Kolu kesilmiş, di- ğerkohına da senım bağbn- mışu. Pis, karanhkve hava- sız bir yerde yatakta yaü- yordu. Ayağına da zincir vurmuşlardı'' dedi. Saman- cı, cezasının bitimine 11 ay kalan yeğeninin, Burdur'dan Isparta"dakı hastaneye gi- dene kadar 4-5 saat geçti- ğini ve bu arada kopmak üzere olan kolu içinbuz tor- basına koyma ya da benze- ri hiçbir nbbi müdahale ya- pümadığını söylediğini ak- tardı. Çektıği acıyla hasta- nede bir süre kendinden ge- çen yeğeninin, uyandıktan Ce/ezasının bitmesine 11 ay kala kolu kesilen Veli Saçıbk'ın annesi, devlete güvenmesinin bedelini pahahya ödediğini söyledi. sonra kolununu kesilmiş ol- duğunu gördüğünüanlatan Samancı şunlan söyledi: "Yeğenim bana 'Artık bana kelepçe takamayacaklar da- yı, üzülme' dedi" Turabi Samancı'nın ak- tardığı bilgiye göre, Anka- ra DGM'nin verdiği hapis cezasını çekmek isteme- yenTeli Saçılık, 2 yıi ön- ce Antalya'dan Almanya'ya kardeşinin kimlığini kul- lanarak kaçmak istedi, an- cak Istanbul'da kaçak işçi olduğu sanılarak polis ta- rafindan uçaktan indirildi. Veli Saçüık, Ankara Ma- mak'ta eski çöplüğün üze- rinde kurulan ve yıkım ka- ran alınan bir gecekondu mahallesinde yaşayan, 6 çocuklu, yoksul bir ailenin gelecek vaat eden tek ço- cuğuydu. Telefonla görüş- tüğümüz annesi Kezban Saçınk, aldığı cezayı çek- mek üzere oğhmu kendi el- leriyle Ulucanlar Ceza- evi'ne teslim ettiğini söy- lüyor, ama "En büyük ha- tayıdevlete güvenerekyap- tıın. Devlet oğhunu bana, teslim ettiğim gibi vereme- di" diyor. Oglunun cezaevinde üni- versite smavma hazırlan- dığuu söyleyen Kezban Sa- çüık şöyle devam ediyor. "Şimdi hangi bölüm ot- duğunu hatuia- yamrvorum,ama V^fidahaöncede üniversite smavı- nı kazanmış, ama cezaevine ginüği için gide- memişti.Cezası- nmbitmesinell ayvardLBende universiteye ha- zıriansın diye sı- nav başvuru kâ- ğrtlannı, ders kiiaplannı, çizüıı kâğıüannı cezaevine götürmüştüm. Ama ohna- dı, devlet oghımu,teslim et- tiğim gibi bana veremedi." Olaylar sonunda tek kol- lu kalan Veli Saçılık, Ispar- ta'dakı hastaneden yeniden getirildiği Burdur Devlet Hastanesi'nde tedavi gö- rûyor. »-^-^ - Kezban Saçılık, cezaevi yönetimi ve Adalet Bakan- lığı aleyhine ceza ve tazmi- nat davalan açacaklannı söyledi. Adalet Bakanlı- ğı'ndan yapılan açıklama- da ise Bakan Hikmet Sami Tûrk'ün talimaüyla bakan- hk başmüfettişlerinin ye- rinde inceleme yapmak üzere cezaevi görevlileri hakkında soruşturma baş- latıldığı belirtildi. CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Üniversrtemizin aşağıda yazılı birimlerine 2547 Sayılı Kanun'un ilgili maddelen gereğince daimi statüde Profesör ile Yardımcı Doçent, Öğretım Göreviisi, Uzman ve Araştırma Görevlisi alınacaktır. Adaytann ilan tanhinden itibaren 15 gün içensınde Profesörterin Rektöriuğe, diğerierinın ilgili fakülte veya yuksekokula başvurmaüarı gerekmektedır. Sınav tarih- teri adaylara başvuru anında bıldirilecek olup, postada meydana gelebılecek gecıkmeler değertendırılmeyecektır. llçe Meslek Yüksekokullanna alırvacak elemanlar ılgılı ılçelerde ıstıhdam edılecektır. AtamaJar, kadrolara atama iznı geldıkten sonra yapılacak olup, adayların en az lısans mezunu olmaları gerekmektedir. Profesörter Dilekçe, özgeçmış, yayın lıstesı ve 6 takım bılimsel yayın dosyası. Yardımcı doçerrtJor. Dilekçe (yabancı dili belirten) özgeçmiş, yayın listesi, doktora ya da uzmanlık belgesi, dört takım bilimsel yayını dosyası. Araştırma Oörevlileri: Dilekçe, özgeçmiş, nüfus cüzdanı sureti, iki adet resim, mezuniyet belgesi, transkript, LES bel- gesi ve varsa KPDS belgesi. OMerVeri: Dilekçe, özgeçmiş, nufus cüzdanı sureti, 2 adet resim ve mezuniyet belgesi. ARAŞT1RMA GOREVÜSİ BAŞVURU ŞARTLARI - Lisans not ortalamasının en az 60 olması _ ' ' ' ' ,- - LES'ten en az 45 standart puanı almış olması • •"••". T1PFAKÜLTESİ AnabilimDalı Unvanı Adet Aite Hekimliği • öğr. Gör. 1* * Aile Hekimliği uzmanı olmak. MÜHENDİSLIK FAKÜLTESİ . . Anabilim Dalı _ - " _ _ • Unvanı Genel Jeoloji " .• - Yrd. Doç. Uygulamalı Jeoloji . Yrd. Doç. Çevre Bılimleri Yrd. Doç. * Sedimantoloji konusunda doktora yapmış olmak. DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ t - AnabilimDalı Unvanı .. Adet Ağa, Diş, Çene Hast. Cerrahisi Yrd. Doç. 1 Protetik Dış Tedavisi . ' Arş. Gör. 2 Ortodorrti Arş. Gör. 1* Diş Hast. ve Tedavisi Arş. Gör. .. 3 - Pedodonti Arş. Gör. 2 1 1 * Tababet Uzmanlık Tüzüğüne göre ıhtısas yaptırılacaktır. FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ Bölüm Kimya Biyoloji Anabilim Dalı Unvanı Uzman Yrd. Doç. Yrd. Doç. öğr. Gör. Botanik Zooloji * Antropoloji * En az lisans mezunu ve 5 yıl mesleki deneyimi olmak. ** Botanik anabilim dalında doktora yapmış olmak. *** Zooloji anabilim dalında doktora yapmış olmak. **** Antropotojıde en az yüksek lısanslı olmak. ,/ - EĞİTİM FAKÜLTESİ Bölüm Anabilim Dalı Unvanı Orta Öğr. Fen ve Mat. Alanlar Eğt. Matematik Eğitimi Matematik Eğitimi Arş. Gör. llköğretim Matematik Eğitimi Prof. Sınıf öğretmenliği - Yrd. Doç. Fen Bilgısı Eğitimi Uzman Fen Bilgisi Eğitimi Arş. Gör. Türkçe Eğitimi Türkçe Eğitimi Yrd. Doç. Türkçe Eğitimi „ _ . ______ öğr. Gör. * Fonksiyonlar Teorisi ve Fonkıyonel Analiz ** Uygulamalı Metamatik *** Rzikı Coğrafya alanında doktora yapmış * **** Eğitirrı Faküttesi mezunu ya da eğitim sertrfikası almış Fen-Edebiyat Faküttesi Kimya mezunu "ğitim Fakültesi mezunu ya da Eğrtım Sertifıkası almış Fen-Edebiyat Fakültesi mezunu Adet 2* 1** 1*** Adet Prof. 1 1 " 1*** 1**** 1 1* J1 Kimya, 1 Fizik, 1 Biyoloji) -*—YQkseI •üksek Lisans yapmış olmak. Programı Hazır Giyim * Tekstıl Desinatörü ŞEBİNKARAHİSAR MESLEK YÜKSEKOKULU Anabilim Dalt Unvanı Elektronik Öğr. Gör. Bankacılık ve Sigortacılık öğr. Gör. Makine Öğr. Gör. SİVAS MESLEK YÜKSEKOKULU Unvanı Adet öğr. Gör. 1* Adet 1* 1** 1*** * Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Elektronik Mühendisliği, Bilgisayar Mühendisliği, Teknik Eğitim Fakültesi Elektronik Bölümü mezunlan ve erkek adayların askerliğinı yapmış olmaları tercih nedenidir. " Işletme, Iktisadı ve Idarı Bılımler Fakültesi Bankacılık ve Sigortacılık mezunlan, erkek adaylann askerliğini yapmış olmaian tercih nedenidir. *** Makine Mühendisi, Teknik Eğitim Fakültesi Makine Bölümü mezunlan ve erkek adaylann askerliğini yapmış olmaian tercih nedenidir. Basın: 39046 . - •>' CUMARTESİ YAZTLARI ATAOL BEHRAMOĞLU Kıbrıs'ta Sıcak GünJer... Istanbul yanıyor... Kıbns daha da beterdir.. Güneyiyle, kuzeyiyle... Ama Akdeniz başkadır... Kıbns daha da baş- kadır... Rumluk, Türklükve Akdeniz, Kıbns'ın kendineöz- gü dokusunu oluşturur... Bu bir büyüdür... Tadını almış- sanız, tiryakisi olursunuz... Göz alabildiğıne uzayan, su- suz, kıraç topraklanyla, dağ dızıienyle, tuzlu ve sonsuz Akdeniziyle ve unutulmaz yaz geceleriyle Kıbns, sizi düş- lerinizde de izleyecektir.. Güneyiyle ve kuzeyiyle... Evet Günkü bu, yapay bir aynmdır.- Kıbns bir butündür... Si- yaset, yapay sınıriar çizebilir... Asıl sınırian belirieyen, kül- türdür... Kıbns, Türk ve Rum kültürünün bir Akdenizlilik aşısıyla birbirinin içinde eridiği, bütünleştiği, smırsızlaştı- ğı yerdir... Her iki tarafın "şoı/en"lerinin çabalanna, kış- kırtmalanna, yalanlanna, cinayetlerine karşın, bu böyle- dir... Son birkaç gündür bir kez daha yaşanmakta olan sıcak günler, bu gerçeğm reddiyle değil, kabul edilme- siyle anlaşıiabılir... ••• Kıbns'a ilk yolculuğumun tanhi Mayıs 1988'dir ve Gü- ney'edir, yani Rum kesimine... Aslında "Rum kesimi" sö- zü de gerçeği tam anlatmıyor. Çünkü Güney kesimlerin- den olup da hayatta kalanlan yaşamlannı şimdı Kuzey'de, yani "Türk kesimi"nöe sürdüren pek çok Türk var... Tıp- kı kuzeydeki evlerini barklannı bırakjp şimdi Güney1 de ya- şamakta olan pek çok Rum gibi... Kıbnslılık bir bütündü... Bu bütün, her iki tarafın şovenlerinin çabalanyla ve asıl olarak da emperyalizmin oyunlanyla parçalandıktan son- ra, bu parçalanmış gövde arada bir ateşleniyor... Kıbnsta şu sıralarda yaşanmakta olan sıcak günler, bu içten içe sürekli ateşlenmenin dışavurumlanndan biridir... • • • Uluslararası bir yazariar toplantısına çağnlı olarak, o sı- radayaşamakta olduğum Paris'ten katıldığım bu ilk Kıb- ns yolculuğumun notlannı bir yazı dizisine dönüştürme- ye o günlerde zaman ayıramadığım için üzgünüm... Ara- dan on iki yıl geçmiş... Bir dosyada sakladığım notlan- ma, belgelere bakarken, tazeliklerini zaten yitirmemiş iz- lenimlerim daha bir canlanıyor... Bu belgelerden biri, şu sırada gülünç bir suçlamayla tutuklu bulunan (sizler bu yazıyı okumaktayken dilerim ki yeniden gazetesinin ba- şına geçmiş olan) arkadaşım Şener Levent'in 10 Mayıs 1988 tarihli bir yazısı... Kuzey Kıbrıs'ta yayımlanan "Or- tam" gazetesindeki "Açı" başlıklı köşesinde Şener, or- tak anılanmızdan söz ettikten sonra, benım Güney Kıb- ns yolculuğumla ilgili olarak şunlan yazıyor: "Ataoi ön- ceki gün çağnlı olarak Güney Kıbns'a gelmiş... Izlenim- leri ne olacak, merak ediyorum. Ama en çok da üzülü- yorum... Buraya, birkaç adım öteye geldiği halde görü- şemediğimiz için... Ataol Behramoğlu, Kıbnstakigerçek- leri, AKEL'in enosisçiliğine dek teslim edenlerdendi... Gerçi hiçbir zaman bunu yazıya dökmedi, ama sözlü sohbetlerimizde hep vurguladı. Rumlarbugünedek, tat- lı enternasyonalızm nağmeleri ile Türk solculannı da kul- lanmayı başardılar. Ataol'un, burada çok ilgigören birko- nuk da olsa tıpkı Nâzım Hikmet ve Mikis Teodorakis gibi, düşüncelerinden ödün vereceğini sanmıyorum." ••• Kıbns'a ikinci yolculuğum, Mayıs 1991'de, bu kezTür- kiye'den "Kuzey K*t»ns"acbr... Böytece, sankibir lego oyunundagibi, parçalarbütünteşmişoluyordu... Kıbns'ın parçalanmışlığını ve bu parçalanmışlıktan KıbnslıTürkün payına düşen sancıyı bu ikinci yolculukta daha iyi kavra- mış oldum... Bu ikinci Kıbns yolculuğundaki bir başka üzün- tüm ise, bu kez de "birkaç adım" ötedeki Rum arkadaş- lanmı görme olanağından yoksun oluşumdu... - • • • Kıbnslı Türkleri, 1972'de, Rus edebıyatı konusunda bir yüksek lisans çalışması yaprnak üzere Yazariar Birliği'nin çağnlısı olarak gîttiğim Moskova'da tanıdım... Şener Le- vent, Moskova Üniversitesi'nde oğrenim gören Kıbns'lı Türk gençlerden biıiydi. Gazetecilik eğitimi görüyordu. Şa- irdi, duyguluydu, sözünü esırgemeyen ve inandığı şey uğ- runa gözünü budaktan sakınmayan bir kişiliğı vardı. Si- yasi görüşlerinde de ılımlı ve uygardı. Zaten siyasetten çok sanata yatkındı. Sonraki yıllarda, Kıbns'taki koşulla- nn onu sanattan daha çok sıyasete yönlendirdiği anlaşı- lıyor. Fakat tanıdığım kışiliğinden de bir şey yitirmemiş ol- duğunu görüyorum... Aynı cesur, atak, duygulu, esprili, sözünü esirgemeyen, gözünü budaktan sakınmayan Şe- ner Levent... Sahibi olduğu "Avrupa" gazetesinin yaym- lan, Şener'in kimi sözleri belkı eleştınlebilir, aşın buluna- bilir... Ama bunlar, onun Kıbns Türklüğünün en seçkin ay- dınlanndan biri olduğu gerçeğinı değiştirmez... ••• Şener Levent'in gözüpekliği, Kıbns'ın Türk aydınlanna olduğu kadar Rum aydınlanna da ömek olmalıdir... İki top- lumun haklannı eşit olarak güvence altına alacak bir çö- züm için Kıbns'ın Rum aydınlan acaba ne yapıyorlar? Şener Levent ve "Avrupa" gazetesi gibi, böylesine gö- züpek ve bağımsız savaşım veren aydınlar ve yayın or- ganlan Güney Kıbrıs'ta da var mı? AKEL'in bilinen, gele- neksel çizgisi dışında, Kıbns'ın Rum kesiminde de, Şe- ner Levent ve "Âvrupa" gazetesinin baöımsızlıkçı tutu- muna koşut hareketler görebilir miyiz? Içtenlikle söyle- mek gerekirse, bunu pek sanmıyorum. Ve zaten Kıbns sorununu içinden çıkılmaz duruma getiren de, her şey- den daha çok, ilericisiyle gericisiyle ve kuşkusuz istisna- lanyla, Kıbnslı Rum (ve Yunanistanlı) aydının Türklere kar- şı katı, önyargılı, geleneksel tutumudur... Bu arada, biz Türkiye aydınlannın Kıbns konusundaki bilgisizliğimizin, umursamazlığımızın, önyargılı tutumu- muzun da altını çizmek gerekiyor... Kıbns'ta yaşanmak- ta olan sıcak günlerin, biz Türkiye aydınlannın Kıbns konusunu, Kıbns Türkünün sorunlannı daha doğru kav- ramamızda da umarım ki katkısı olacak... Şüe'de trafik kazası: 8 ölü „ • ISTANBUL (AA) - Şile-tstanbul Otoyolu'nda, Meşrutıyet Köyü sapağına 8 kilometre kala, dün saat 16.00 sıralarında meydana gelen kazada, Şile Kuran kursunun 10 öğrencisiıü taşıyan minibüs, Recep Ercümen Otsar'ın kullandığı otomobille çarpışü. Kazada, Recep Ercümen Otsar, Mesut Türkcan, Mustafa Ince, Ali Saraydemir, Taha Baca, Sincan Özdemir, Turgay Kır ve Mehmet Ali Topçuoğlu öldü. Yaralılar Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde tedavi altına alındı. ~^~ Transa Milfi Günü' resepsiyomı • ANKARA (Cumhnriyet Bürosu) - "Fransa'nın Milli Günü" nedenıyle dün akşam Fransa'nın Ankara HBüvükelçtİjğj'nderesepsıyon düzenlendı. Resepsiyona - Başbakan Bülent Ecevit ile eşı Rahşan Ecevit, Devlet Bakanlan Mehmet Keçeciler, Şükrü Sina Gürel, FP Genel Başkam Recai Kutan ve çok sayıda daveüi katıldı. Ecevit, resepsıyonda Fransa'nın Ankara Büyükelçısi Bernard Garcıa ile bir süre sohbet etti. ftvador'da deprem • QUTTO (AA) - Ekvador'da Rıchter ölçeğine göre 4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Jeofizik Enstıtüsü, turistik Cotacachi kenti yakınındaki larsal kesimde, yerel saatle 02.39'da meydana gelen depremin merkez üssünün, yenn 18 kilometre altında olduğunu açıkladı. Can ve mal kaybına yol açmayan depremden sonıa, lidlk paıuğe kdpıldiok iokdkidid dokuidü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear