22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 TEMMUZ 2000 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜN1ADA BUGUN ALlSİRMEN GüçBarış Siyasette, antre (sahneye giriş) kadar, sorti (çıkış) de önemli. Özellikle iki dönemden fazla seçilmeyen ABD başkanlan bu kuralı iyi bilir ve titizlikle oynarlar. Bill Clinton d a şimdi bunun peşinde. O bıra- fcacağı son izlenimin, örneğin Demirel'inkine benzemesini hiç istemiyor ve giderayak dünya- nın dört bir yanında, anlaşmazlıklan çözmek için harıl harıl çalışıyor. Tabii bu çabada, hâlâ siyaset sahnesinde olan veya Hillary gihi yeni girmeye hazırlanan des- teklediği isimlerin şansını arttırma niyeti ve ar- •tık dünyanın tek jandarması olan ABD'nin Baş- kanı'nın son nefesine kadar görevi olan Pax America'nın gerçekleşmesi işlevini, en iyi şekil- öe yerine getirme isteği var. Camp David'deki Clinton - Barak - Arafat üç- fü buluşmasının VVashington açısından anlamı bu. Unutmayalım ki bundan 22 yıl önce, aynı yer- deArap - Israil çekişmesinden banşagiden yo- îun önü açılmıştı. Yaser Arafat, Filistin denince akla gelen ilk isim ve artık hem yaşlı hem hasta. Ondan son- ra da, yerine kim gelirse gelsin, bir barış anlaş- ması imzalama konusunda onun kadar hareket serbestisine sahip olamaz. Ömrünü Filistin davasına adamış olan Arafat hem bu banşı sağlamayı, hem de bağımsız Fi- listin devletinin ilk başkanı olmayı hak etmiştir ve bunu tabii ki istemektedir. Ehud Barak, bunca yıl sürmüş olan ve ara- sına kaç savaş sıkışmış bulunan Israil - Arap çe- kişmesine son verip, vaat edilmiş topraklara kalıcı banşı getirmek istemez mi? Böyle birdav- ranış, onu israil ve dünya tarihine sonuna dek altın harflerle geçirecektir. • • * Camp David'deki buluşma sahrtesinin üç ay- n açıdaki kameradan çekiminde ortaya çıkan görüntü işte bu. Orada bir araya gelenlerin üçü de banşı isti- yorlar, içtenlikle. Ama arzulanan banşın gerçekleşmesi güç, hem de çok güç. önce Filistin topraklannın durumu var. Ara- fat'ın istediği ile Israil'in kabul etmeye hazır ol- duğu sınırlar, birbirleriyle çakışmıyor.. çelişiyor. Yine de aradaki farkın küçük olduğu göz önünde bulundurulursa, aşılması en güç enge- lin bu olmadığı kolaylıkla anlaşılabilir. Peki ya yurtlanndan olup geri dönmek iste- yen Filistinliler sorunu ne olacak? Israil, son sa- vaşın ertesinde gidenlerden dönmek isteyen- leri geri almayı kabul ediyor, ama 1948'de ay- nlanlann geri dönmesine, sembolik bir rakam dışında, razı değil... Olayın bir de öbür yönü, yani Israilli yerteşme- cilertarafı var. Onlar, ki içlerinden bir bölümü fa- natik dincidir, yerieştikleri topraklan terk etme- ye hiç niyetli değiller. Israil, Filistin istemlerini kabul edip, bu top- rakları temizlenmiş bırakmaya kalksa kendi yurttaşlarıyla silahlı çatışmaya girmesi olasılığı kesine yakın. Yahudi devleti, çatışma olmasın diye, insan- lannı geride Filistin devletinin takdirine bıraka- bilir mi? Ama en aşılması güç sorun Kudüs. Dini tut- kuların da rol oynadığı Kudüs'ün paylaşımı şu anda olanaksız, ondan ne Barak vazgeçebilir, ne de Arafat. , Kutsal kentin sembolik bir bölümünü bıraksa Israil Filistin'e, ne Arafat Filistinlilerin istediğini almış lider sayılabilir ve ne de Barak kendini kurtarabilir. ••• ABD'nin vanlacak bir barış için milyariarca dolan, (Filistin'in isteği 50 milyardolayında)güç- lü Yahudi desteğinin de etkisiyle vermeye ha- zır olması, Arafat'ı paranın sıcak yüzüne daya- namayıp anlaşmayı kabule itebilir mi? Arafat'ın, banş olmaz ise eylülde tek taraflı ba- ğımsızlığını ilan etmetehdidi, Barak'ı korkutup, he olursa olsun anlaşmaya zorlayabilir mi ve Fi- listinliler için talep ettikleri topraklann yalnızca yansı üzerindeki egemenlik zafer sayılabilir mi? Öyle bir statü kalıcı barışı getirebilir mi? Bu sorulara şimdiden yanıt verecek yorum- cu bulmak güç.. hatta Hollyvvood'un en usta se- naristlerinin bile, gerçekten de her üç tarafın da istediği banşa, bu son fırsatı değeriendirerek varmalannı sağlayacak inandıncı bir son yaz- ma yetenekleri olacağından söz etmek bile güç. Af ve Cezaevleri' paneli Pişkinsüt: Cezaevlerinin savunulacakyanıyok ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)-DSP Aydın Milletvekili ve TBMM Insan Haklan Inceleme Komisyonu Başkanı Se- ma Pişkiıısüt, Türki- ye'deki cezaevlerinin sa- vunulacak hiçbir yanı olmadığını belirtti. Ankara Barosu'nun 77. kuruluş yıldönümü nedeniyledün"AfveCe- zaevleri" konulu panel TBMM In- san Haklan tnceleme Komisyonu Başkanı Pişkinsüt, cezaevlerinde yaptıklan incelemelerde 8 bin 500 tutuklu ve hü- kümlü ile birebir görüş- tüklerini ve sorunlannı dinlediklerini anlattı. Cezaevlerinin fiziki şartlannın değiştirilme- siyle sonuç alınamaya- cağını.köklüdeğişiklik- leryapılmasıgerektiğini belirten Pişkinsüt, yap- tıklan görüşmelerde hü- kümlü ve tutuklulann, sadece cezaevlerinde değil. soruşturma ve ko- vuşturma aşamasında da işkence ve kötü muame- leye uğradıklannı anlat- tıİdannı söyledi. Uyuşturucu mafyası, çete elebaşılan ve mad- di durumlan iyi olanla- nn cezaevlerinde çok iyi şartlarda banndıklannı vurgulayan Pişkinsüt, "Ayncahkhkoğuşlarhe- men heraen her ceza- evinde var" dedi. Sema Pişkinsüt, ceza- evi doktorlannın tutuklu ve hükümlülerle ilgilen- mediği, sağlık taraması yapılmadığı, tutuklu ve hükümlülerin küçücük bir odada intihar ettikle- ri, "birleğensudaboğu- larak öldükleri"ne iliş- kin raporlar olduğunu kaydetti. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin yeni dönemi hareketli geçecek AB gündemi çok yoğıınSERKANDEMtKTAŞ ANKARA - Türkiye'nin Av- rupa Birliği (AB) mevzuatına uyum sürecinde iç koordinas- yondan sorumlu olan Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ı yo- ğun mesai bekliyor. Tam üyelik gnriişmelerinin haslarılması için siyasi, ekonomik ve teknik ölçütlerin karşılanması çabala- rını sürdürecek olan Yılmaz, devlet kurumlaruun eşgüdumlü çalışmasını saglamak zorunda. Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin geleceğini belirleyecek katıhm ortaklığı belgesının hazırlana- cağı eylül ve ekim aylannın ol- dukça zorlu geçeceği kaydedi- liyor. Hükümetten Kopenhag kriterlerinin karşılanmasında destek isteyen Yılmaz, "öifim • Dış ilişkileri İsmail Cem'in, iç koordinasyonu Mesut Yılmaz'ın üstleneceği dönemde Türkiye, aralannda Kopenhag ölçütlerinin de bulunduğu siyasi, ekonomik ve teknik reformlan hangi takvimle gerçekleştireceğini belirten ulusal programını hazırlayacak. cezasının kaldınlması, insan Ankara temaslannın ardından sı. haklan ihlalleriııin gjderilmesi, Türkiye için "üerleme raporu- • Türkiye'nin aday ülkelere demokratikleşroeninsağlanma- nu" Âvnıpa Komisyonu'na su- yönefiktümtoplulukprogramla- sı veGüneydogu sorunnnunçe nacak. Bu sûrcçtc AB, Tûrki ırve kunılttşfamna kanhım. zülmesT gibi konu başlıklany- la uğraşacak. Helsinki Zirvesi'nde adaylık statüsünün alınmasının ardm- dan Başbakan Büknt Ecevit'in öngördüğü yapı doğrultusunda oluşturulan AB Koordinasyon Kurulu'na giren ve AB Genel Sekreterliği'nden sorumlu olan Mesut Yılmaz, ilk temasını ön- ceki gün AB Komiseri Gûnther Verheugen ile gerçekleştirerek mesaisine başladı. Verheugen, ye'ye yönelik olarak katılım or- taklığı belgesini hazırlayacak. Eylül ayı sonunda taslak olarak, 8 Kasım'da kesin olarak açıkla- nacakbelgedeşuunsurlann y- er alması bekleniypr: • Türldye'nin Kopenhag kri- terierine uyum için yapması ge- rekenler. • AB mevzuatına uyum yü- kümlülükleri. • Uyum önceKkleıt • Uyum izleme mekanizma- Türkiye'nin katılım süre- cinde diğer aday ülkelerle yapı- lan tüm toplantılara katılımı. • Kaübm öncesi stratejisinin finansmanı için topluluğun kaO- hmla ilgili kaynaklannı tek bir çerçevede toplsyacak mali yar- dım. Devlet Planlama Teşkilatı'nca aralık ayı sonuna kadarhazırlan- ması beklenen ve her yıl güncel- leştirilecek ulusal programda şu unsurlann yer alması bekleni- yor: • AB müktesebanna uyum sağlanması için mevzuatta baş- hklar rtibanyla yapüacak deği- şjklikler ve yenilikler. • Uyum için gerekli insani ve mali kaynaklar. • Kaûhm ortakhğmdabeürti- ien öııceuklerin yanı sıra TOrid- ye'nin uyum için gerekli gördü- p kendi öncetiklerL • AB müktcsebatının yerine getinlmesi için gerekli olan ida- ri yapının geliştirilmesi. • Öncenkler takvimi. AB Komisyonu, katılım or- taklığı belgesi ve ulusal progra- muı uygulanabilmesi için gerek- li izleme mekanızmalannı oluş- turacak ve müktesebatın analitik değerlendirilmesi sürecini de başlatacak. Durmus Hııkuku taıınııayaıı bakaıı ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)-MHP'li Sağ- lık Bakanı Osman Dur- mnş'un, Trabzon Numu- ne Hastanesi Başhekimi Mefamet Usta'ya yönelik davranışı, göreve geldi- ğinden bu yana sergiledi- ği "hukuk tanımayan" davramşlarla dolu sicili- ne eklenen son halka ol- du. Bakan Durmuş'un gö- reve geldikten sonra ilk işi kadrolaşmaya gitmek oldu. Bu konuda yasal mevzuatı zorlayan ve yar- gı kararlannı uygulama- yan Osman Durmuş, za- man zaman da işine ge- len yönetmelikler yayım- layarak yaptığı içraatı kı- lıfina uydurmaya çalıştı. Sağhk Bakanı Dur- muş'un göreve geldikten sonra gerek bakanlığın bürokratik işlerinde, ge- rekse insan ilişkilerinde sergilediği bazı davranış- lar şöyle: Kadrolaşma: 57. hükü- metin en çok kadrolaşma yapan bakam oldu. Önce, bakanlığın bürokrat kad- rosunu baştan aşağıya de- ğiştirdi. Kadrolaşma ama- cıyla çıkardığı şef ve şef yardımcılıklannın atama- lannı düzenleyen yönet- melikle, yandaşı olan ve daha önce ÖSYM'nin sı- navında başansız olmuş 71 kişiyi çeşitli hastane- lere yerleştirdi. Yüksek thtisas Hastanesi'nin Baş- hekimliği'ne, halen u gâ- revini kötüye kuOanmak" suçundan yargılanan ve Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi'nce 1 ay süreyle meslekten men edilen Oğuz Taşdemir'i atadı. Bu olay eleştirilin- ce de Taşdemir'e sahip çıktı. Yargıkararian: Kadro- laşmasına engel olan dü- zenlemeleri kaldırmak amacıyla şef ve şef yar- dımcılannın atamalarma ilişkin yönetmeliği çıkar- dı. Sağlık Bakanı'nın sözlü saldınsına uğrayan Usta: Beni kovmaya hakkı yok Başheldm yargıya gîdiyor AHMETŞEFtK TRABZON - Sağlık Bakanı Osman Dur- muş'un Trabzon Numu- ne Hastanesi'ni ziyare- tınden çok kısa bir süre önce sürgün bildirimini alan ve dışanda bakanı karşüamadığı için maka- nundan kovulan başhe- kim Mehmet Usta yargı- ya gidiyor. Durmuş ise yaşanan tartışma ile ilgi- li olarak, "Olav, başansız siyasetçinin, siyasette meştaurolma ga>Tetidir" yorumunu yaptı. MHP çevrelerinin bas- kısıyla 6 ay önce görev- den alınan, ancak bir ay önce idare mahkemesi tarafından görevine ia- de ed*lcq TrazonNumu-- ne Hastanesi Başhekimi Mehmet Usta, önceki gün Sağlık Bakam Os- man Durmuş'un hasta- ne ziyaretinden birkaç dakika önce Kocaeli Devlet Hastanesi 'ne ge- çici görevle gönderildi- ğine ilişkin bildirimi al- mış, hemen arkasından odasına giren bakan tara- fından hakarete uğraya- rak makarrundan tĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN leryağdırmaya, beni ma- kamımHan kovnun'a muştu. Cumhuriyet'in sorula- nnı yamtlayan başheldm Usta, programda olma- dığı halde bakanı hasta- neye kendisinin çağırdı- ğını, ancak ziyaretin he- men öncesinde kendisi- ne sürgün bildiriminin yapıldığını belirtti. Ola- yın bir komplo olduğu- nu yineleyen Usta şunla- n söyledi: "Orası bizinı makamı- nuz. Ama saldırgan bir üslupla, tahriklerle geldi Sajın Bakan. Beş dakika önce görevden ahp ben- den bir şeyler bekliyor. Elbeöe bfaam devletanla- yışımız, saygnnız var. A- ma hiç kimsenino kadar inmnm huzurunda böy- le davranmaya, hakaret- Usta, Kocaeli'ye gön- derilmesini yadırgama- dığını, ülkenin her ya- nında hizmet etmeye ha- zır olduğunu, ancak has- tanelerinde dört tane doktordururken yaşanan olaylar dikkate alındı- ğında kendisine yapıla- nın amaçlı olduğunu söyledi. Geçici görev ko- nusunda idari yargıya başvuracağını belirten Mehmet Usta, uğradığı hakaretler ve kovuhna oiayıyla ilgıli olarak da Bakan Durmuş hakkm- da tazminat davası aça- cağını söyledi. Trabzon'nun Çaykara ilçesinin Uzungöl belde- sinde basın mensuplan- nın sorulannı yamtlayan Osman Durmuş, basın mensuplannın, Mehmet Usta'mn başhekimliği döneminde başanlı işler yaptıgını ifade etmeleri üzerine şu yanıtı verdi: "Benim hastaneden beklentim, 7 trilyon Hra- hk döner sermaye genri- dir. Söz konusu kişinin çahşüğı dönemde 2 trü- yon liralık döner serma- ye geüri oluştu. Yerine ge- len arkadaşunızınçahşu- ğı 6 ayhk dönemde ise 2 trilyon Kralık döner ser- mayegelirioldu.'' Osman EHırmuş'a tüm siyasi partilerden ve ilgili meslek odalanndan tepki yağdı CHP: MHP gerçek yüzünü gösteriyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un meslek örgütle- ri ile sağlık çalışanlanna dönük baskısına tepki yağdı. DSP, CHP ve FP yöneticileri, koalisyon ortağı MHP'nin gerçek yüzünü sergilediğini, Osman Durmuş'un partinin geleneksel anlayışmı gösterdiğini savundu. Türk Tabipleri Birliği'nden (TTB) dün yapılan yazıh açıklamada. Sağhk Bakanlı- ğı'nda son bir yıldır giderek artan biçûnde yaşanan keyfı yönetim tarzınm kaygı yarat- rtğı vurgulanarak, "Bu keyfi yönetim tarzn nın sonlanması için hekünlerin hep birtikte ve ilketi tutum abnalannm değerine bir kez dahaişaretederiz" denildi. Açıklamada, ge- rekçesi ne olursa olsun Durmuş'un nezaket sımrlan dışında tutum izlemesinin kabul edilemez olduğu kaydedildi. DSP Izmir Milletvekiii Suat Çagİayan, Trabzon'da partizan uygulamalardan biri- nin yaşandığım beürterek, bu uygulamala- ra karşı birilerinin tepki göstermesi gerek- tiğini kaydetti. FP Genel Başkan Yardımcısı MehmetBe- karoğlu, bakanın davranışım yadırgamadt- ğım, bunun MHP'nin geleneksel anlayışı olduğunu söyledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı tnal Ba- tu da Durmuş'un göreve geldikten bu yana sergilediği "yakışıksız" davramşlanna bir yenisini eklediğini belirterek, "CHP olarak Bakan'ın bu davranışım kmryoruz" dedi. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Beldr Yurdagül de MHP nin gerçek yüzünün bu olaylarda ortaya çıktığına işaret ederek, "Başbakan'ı göreve davet edryoruz" dedi. Türk Eczacılan Birliği Genel Sekreteri (TEB) Betül BOgetekin de tüm hastanelerde ve bakanlıkta hekim kıyımını sürdüren Dur- muş'un, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merke- zi ve Üaç-Eczacılık Genel MüdürKikleri'nde de eczacı kıyımı yaptığma işaret etti. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Yılmaz 'Cem'k sorun * çıkmaz' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakam ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yıhnaz. AB ile ilişkilerde iç koordinasyonun Dışişleri Bakanlığı ile hiçbir sorunun yaşanmayacağını, ancak bu konuda gerekli dış temaslannın süreceğini söyledi. Yıhnaz, "Bütün dış temaslar, Dışişleri Bakanlığı çatıa altuıda yürütülecek" dedi. Tartışınalar anlarnsız Yıhnaz, dün Türk-Iş Genel Başkanı Bayram -Meral ve beraberindeki heyetle görüştü. Yılmaz, AB ile ilişkilerin iki elden yürütülmesinin bir koordinasyon sorunu yaratıp yaratmayacağının soruhnası üzerine, AB üyeliğinin Türkiye'nin en önemli projesi olduğunu, tartışmalan anlamlı görmediğini söyledi. inceleme 2lngiliz parlamenter Hasankeyf'te DİYARBAKJR (Cumhuriyet Bürosu) - Ingılız hükümetınce görevlendirilen iki parlamenter, Hasankeyf'i su altuıda bırakacak olan Ilısu Barajı için verilecek kredi konusunda • • -> bölgede incefeme ''"'-' başlattı-. Kredi için karar verecekier Ingiltere Parlamentosu Insan Haklan Komisyonu Başkanı ve Işçi Partisi Milletvekili Ann Chvyd ile Muhafazakâr kanattan Peter LJoyd, hükümete Ilısu Barajı'na verilecek kredi konusunda yol göstermek üzere hazırlayacaklan rapor için bölgede bir dizi ternaslarda bulunuyor. Dün beraberinde CHP Genel Sekreter Yardımcısı Şule Bucak ile birlikte Diyarbabr'a gelen Ann Chvyd ve Peter Lloyd, IHD Genel Başkan Yardımcısı Avukat Osman Baydemir, Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi yöneticileri, Olağanüstü Hal Bölge Valısı Gökhan Aydıner, Hasankeyf Kurtarma Platformu temsilcileri ve Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyeleri ile birer göriişme yaptılar. oralcalislar@yahoo.com Körfez depremi sırassnda yardıma gelenlere "Yabancılan istemiyonız, biz her şeyi yapanz" diyen milliyetçi Sağlık Bakanı Osman Durmuş'u eleştirmiştim. O da benim hakkımda şikâyette bulunmuştu. Istanbul Sav- cılığı, bu şikâyeti dava açmak için ye- terli görmedi ve takipsizlik karan ver- di. Durmuş'un karariı bir bakan oldu- ğunu işte tam o sırada öğrendim. Ta- kipsizlik karanndan hoşlanmadı ve kendi seçim böigesi olan Kınkkale'de savcılığa başvurdu. Kınkkale Savcı- lığı da hemşerileri olan bakanın bu_ fatebini reddetmedi, takipsizlik kara- n verilen dosyayı yeniden açtı. Şim- di Ankara mahkemelerinde Dur- muş'a hesap veriyoruz. Trabzon'da yaptıklarını gördükten sonra, Sağlık Bakanı Sayın Osman Durmuş'tan özürdiliyorum. Onun ce- lallenmiş halini görünce korkuya ka- pıldım. Hiç olmazsa biz gazeteciler hakkında yalnızca dava açıyor. Ya, Trabzon Numune Hastanesi Başhe- kimi Mehmet Usta'ya yaptıklarını bizlere de yapsaydı? Allah ondan ra- zı olsun! Elleri, dilleri dert görmesin. Durmuş'ta Geleceğimizi Görüyorum Durmuş ülkücü gelenekten geliyor. Ülkücüler, 12 Eytül askeri darbesin- den sonra 5000'den fazla cinayetten yargılandılar. 'Sonunda çoğunluğu beraat etti, haklannı yemeyelim. Ib- rahim Çiftçi, Ooğan Öz cinayetin- den; Oral Çelik, Abdi Ipekçi cinaye- tinden aklandı. Osman Durmuş'un da adı çeşitli olaylara karışmıştı. Çok eminim ki o da aklanmıştır. _ Onlar her seferinde ak-pak oiduJar. Biz solcular ise, bir yazı, bir konuş- ma yüzünden adaletten yakamızı bir türiü kurtaramadık. MHP milletvekil- leri içinde, geçmişte çeşitli cinayet olaylanndan arananlann da zamana- şımı sayesinde kurtulduğu herkesin malumu. Neyse geçmişe takılıp kal- mayalım, önemli olan ülkemizin ge- leceği. Ben Sağlık Bakanı Osman Durmuş'ta ülkemizin geleceğini gö- rüyorum. Bu haşmetiyle bizi Avrupa Birliği'ne soksa soksa o sokar. Kendisinde bir belagat var ki şaşırdım kaldım. "Ter- biyesiz herif" derken atalanmızı ha- tırlamamak ne mümkün. O, bu yüce davranışıyla bakanlığın saygınlığını da korumuş oldu. Özbeöz Türk olan Hun Imparatoru Atilla nasıl Avrupa'yı titrettiyse Durmuş da, Hıristiyan ku- lübü Avrupa Birliği'ni titretebilir. Avru- pa Birliği delegasyonu hazır buraday- ken Durmuş'un Trabzon kasetlerini çoğaltıp onlara da izlettirmekte yarar var. GörsünJer TürkJer neymiş dâ, kendilerine gelsinler. Bu sayede iti- razlanndan da vazgeçebiliıier. Yok efendim, Türkiye'de işkence varmış, yargısız infazlarsürüyormuş, faili meçhuller hâlâ devam ediyor- muş, cezaevlerinde insanlara kötü muamele ediliyoımuş. Azınlık hakla- n genişletilmeliymiş. Kürtçe, TV ve radyolarda konuşulmalıymış. Insan- lar düşünceleri nedeniyle tutuklan- mamalıymış.. mış da mışşş... Son Türk devletinin sağlığından ' sorumlu bakanımız onlara hadlerini bildirir, tıpkı Gölcük depreminde ol- duğu gibi. Bir kere bizim Avrupa'ya glrmek gibi bir derdimiz olmadığı da onlara bir türlü anlatılamıyor. "Bir Türkdünyaya bedel", Avrupalılar ön- ce bunu kavramalı. Ikincisi, Türkiye kendine özgü bir ülke, demokrasi bu ülke için çok da gerekli değil. Ya de- mokrasi yüzünden ülkemiz parçaia- nırsa? Işin bu yanı üzerinde hiç dü- şünülmüyor. 1961 yılında bir anaya- sa yapıidj, bu Jüksanayasa yüzünden memteketin başına gelmedik kalma- dı. Türkiye Işçi Partisi gibi sosyalist bir parti bile Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kutsal çatısı altına girdi. 1982 Anayasası öyle mi? Bakın sosyalistler giremediği gibi, sosyal demokratlann da önü kesildi. Mecli- simiz, milliyetçi ve mukaddesatçı bir Meclis olarak dünya âleme örnek oluyor. Eminim Sağlık Bakanımızın, Avrupa Birliği konusunda derin çö- zümlemeleri vardır. Ben Trabzon'da- ki derin konuşmasını TV'lerden tek- rar tekrar izledikçe aşka geliyorum, heyecanlanıyorum. MHP'nin değişti- ğini söyleyenlere de kızıyorum. De- ğişmediler, onlar şanlı geçmişleriyte bir 9 ışjk gibi parlıyorlar. Ben diyorum ki, Osman Durmuş, Ecevit'in yerine başbakan olsun. Bir- çok sorunumuz radikal şekilde çö- züme ulaşır. Zaten, şimdi olmazsa gelecekte mutlaka olacak. Türkiye, insan hakları konusundaki tavnyla, Kıbns'ta casus gazetecileri hapisle- re tıkarak, cezaevlerinde buldozer- lerle kol kopararak adım adım ilerti- yor. Bu işin sonu aydjnliJc "Yeşirm MİT tarafından afınan ifa- desinde kahramanlık dolu öyküsünü dinledikçe, bu ülkenin başına artık Osman Durmuş'un geçmesi gerek diye düşünüyorum. Trabzon'da dev- let adına yaptığı gösteri, hafızaları- mızdan yıllarcasilinmeyecek. Onu bir gün devletimizin başında gördüğü- müzde hep Trabzon'u hatırlayacağız. Onu unutanlara Gölcük depreminde- ki çıkışlannı anımsatacağız. MHP'de ve Osman Durmuş'ta ülke- mizin geleceğini görüyorum. Umutla bekliyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear