22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 TEMMUZ 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA, HABERLER 3: îstanbul Tabip Odası'nın yaptığı araştırmada, maaşlann enflasyon karşısında ezildiği belirtildi 'Devlet saghğa i SemMkalar da aktif olacak İSÎNOP(AA)-Müli tgıtım Bakanı Metın Bostancıoğlu, eğitim politikalanm, sendikalarla birhkte belirleyeceklerini söyledi. Bostancıoğlu, bakanlığıyla ilgili ıncelemelerde bulunmak için gittiği Sinop'ta yaptığı açıklamada, bundan böyle, personel ve eğitim politikalanyla ilgili olarak hazırlanan her türlü mevzuatın karannda, eğitim işkolunda kurulan sendıkalann önerilerinin alınacağını söyleyerek "Bılgilendinne toplantılanna, kurulan sendika temsilcileri de çağnlacak" dedi. TGC semineri Muğta'tta • Haber Merkezi- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Konrad Aenauer Vakfı ile Medya Projesi çerçevesinde ortaklaşa düzenlediği "17. Yerel Basuı Semineri", gazete çalışanlanna yönelik olarak 20-21 Temmuz tarihlerinde Muğla'da düzenlenecek. Iki gün sürecek olan toplantıya Afyon, Aydın, Burdur, Denizli, Isparta, Kûtahya, Manisa, Muğla, Uşak ve ilçelerinden 100'e yakın gazete çahşanı katılacak. Faydah'dan açridama • ANKARA (Cmnhuriyet Bürosu) - Enerji Yapı Yol-Sen Genel Başkanı Cengiz Faydah, bütçeden personele aynlan payın her geçen yü azaldığını belirterek " 1990 yılında bütçeden personele yüzde 39.4 oranında pay aynlırken 2000 yılında bu oranın yüzde 21.2' ye düştüğünü görüyoruz" dedi. Faydalı, son elektrik kesintilerine değinirken "Nükleer santralla ilgili ihale tarihi yaklaştı mı yoksa" diye sordu. AdKYargı Kararnamesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan ve adli yargıdaki yaklaşık 1300 hâkim ve savcının görev yerinin değiştirihnesini öngören kararname taslağı üzerindeki çalışmalannı 17 Temmuz Pazartesi günü tamamlayacağı bildirildi. Kurul, 18 Temmuz Salı günü idari yargıdaki kararname taslağını görüşmeye başlayacak. BOTAŞ'ın İANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Petrol-lş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkm, hükümetin özelleştirme kapsamında hazırladığı yasa tasanlannın enerji sektörünü tamamen tekellere devredecegini savundu. BOTAŞ'ın bölünerek satışının amaçlandığını vurgulayan Öztaşkm, ülke ve toplum çıkarlannın tekellerin insafma terk edileceğini söyledi. Azertaycan'a avcı botu • ANKARA (AA)- Azerbaycan'la yürütülen işbirliği çerçevesinde, Türk Denız Kuvvetleri Komutanlığı'na ait bir avcı botu, törenle teslim edilecek. Avcı botunun tesümi için 17 Temmuz Pazartesi günü Izmir'de tören duzenlenecek. tstanbul Haber Servisi - Ydlardır enflasyona sürek- li ezdirilen sağhk çalışanla- n, 20 yıldır uygulanan eko- nomi politıkalan sonucu yorgun düştü. Hekim ve di- ğer sağhk personelinin ge- çinehilmelc için haşka alan- Yıllara gore ortalama dolar kurları ve sağlıkcılarm dolar uzerinden maaşları Y.IIar 1990 1991 larda da çalışmak zorunda kalması iş verimıni etkile- dıği gibi meslek ilkelerinde yozlaşmaya da neden oldu. tstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi ve Basın Sözcüsü Dr. Rıfat Yücel yaptığı araştırmayla, son 20 yılda hekım ve sağ- lık çahşanlannın maaşlan ve enflasyon arasındaki ihşkiyi ınceledi. Dr Yücel, "Ydlardır yoksulhık suunnın aranda ûcret verilen, ücrederi bir bakıma dondurulan, enf- lasyona sürekh" ezdirilen sağhk çahşanlan. 20 yıkfar uygulanan ekonomi potiti- kalan sonucu yorgun düş- müştür ve bu ohımsuzluk, doğrudan kamu sağhk hiz- metierine yansunaktadır* dedi. Yücel, bu durumun sağhk personeli ücret poli- tikalannın, devlehn sağlı- ğa verdiği önemin açık bir göstergesi olduğunun altı- nıçizdi. Yücel, hekimin, "nite- hküemeğininkarşıhğınıal- mak, gecim sıkıntısı duy- mamak ve mesleki açıdan da Oaç fırmalannın kong- re promosyonlanna mec- bur kabnadan kendini ge- fiştirebileceği bir maaş al- mak" ısteğını dıle getırdi. Yücel aynca, uygulanan yanlış politikalar yüzün- den ülke sağhk sektörünün ekonomik açıdan dışa ba- ğımlıhğının artacağına dikkat çekti. Türk Tabipteri BirBği ta- rafından Türkiye ölçeğin- de yapılan bir istatistiğe göre, 1992 yılında, yalnız kamuda çalışan hekim ora- 1993 1994 1995 19% 1997 1998 1999 2000 Ortalama Dolar Kuru 2607,6 4169,8 -6868^ 10985,9 29704,3 45705,4 81137,1 151428,5 260039,5 417585,7 622000,6 Prof. Dr. 862,48 893,94 1148,30 1171,60 678,08 715,01 755,70 876,65 945,92 1110,00 852,09 Uzman Dr. 692,25 663,27 803,93 782,63 448,50 444,26 500,37 574,78 650,99 653,92 560,51 Asistan- Pratisyen Dr. 483,63 523,42 647,72- 539,73 323,31 371,76 398,58 406,88 404,07 484,93 413,66 Hemşire 245,92 245,28 322,95 219,79 214,54 269,29 289,57 352,55 395,91 331,10 Memur 155,34 165,94 218,68 137,13 142,88 201,88 217,22 244,02 256,48 217,04 IMF'den istifa mektubu lYıllara göre ortalama benzin fiyatları ve sağlıkçılarınlitre cinsinden alım gücü Yıllar 1990 1991 1992 1993 1994 1995 19% 1997 1998 1999 2000 Bcnzin fıyatı (TL) 2449,0 4341.0 5768,0 8524,0 23890,0 39080,0 75660,0 178700,0 211000,0 554200,0 594000,0 Prof. Dr. 918,3 858,7 1367,5 1510,0 843,1 836,2 810,4 742,8 1165,8 836,3 892,2 Uzman ür. 737,0 637,1 957,3 1008,6 557,6 519,5 536,5 487,0 802,2 492,7 586,9 Asistan- Pratisyen Dr. 514,9 502,7 771,3 695,6 402,0 434,7 427,4 344,7 497,9 365,3 433,1 Hemşire 261,8 235,6 401,6 416,2 273,2 250,9 288,7 245,3 434,4 298,3 346,7 Memur 165,4 159,4 259,6 281,8 170,5 167,1 216,4 184,0 300,7 193,2 227,2 IMF yetkililerinden Davison L. Budd- koo'nun 1989 yılında yazdığı ve tstanbul Ta- bip Odasrnın araşhr- masında yer alan istifa mektubunda şu ifadeler bulunuyordu: "Beş yıl kadar önce Başkan Reagan bize, Üçnncfi DöBya'yı kapi- taizmçarkmmserbest- çedöneceğiyeni bir abm yapmanuz konusunda b f e J t i Vt biz o zaman ne bö- yâk bir sevmçfe,ne bü- yük birgörev dnygusuy- Iaifeaatanqtık.l983y»- kndaıı sonra yapağana her şey, Ya güney ya- nmküreyi özeüeşürece- ğiz ya da ölecegiz' ka- rarÛğnadayanıyordiL tştebu amaca abşabi- mek için bu, 1983-1988 yıBan arasmda Latis Amerika ve Arrika'da alçakça, ekonomik bir nı yüzde 52 iken, 1996'da bu oranın yüzde 28'e düş- tüğünü anımsatan Yücel, sağhk altyapısının yeter- sizliği, siyasi-idari baskı- lar ve ağır ekonomik sıkın- tılar nedeniyle kamudan özel sektöre "sağhkperso- netigöçü" yaşandığını or- taya koyuyor. Hekim ve diğer sağhk personelinin geçinebilmek için başka alanlarda da ça- lışmak zorunda kaldığını belirten Yücel, bu duru- mun "iş verimTni etkiledı- ğini ve meslek ilkelerinde de yozlaşmaya neden oldu; gunu dile getiriyor. Yücel, hastayı "meta" olarak gör- menin ve etik ohnayan iliş- kilerin yayguılaştığına da dikkat çekiyor. Araştırma bulgulan Araşürmaya göre, sağlık çahşanlannın maaşlannda en fazla kayıp 1980-1985 ve 1993-1995 yıllan ara- sında yaşandı. Yücel, bu durumun rastlantı olmadı- ğrnı, 24 Ocak ve 5 Nisan Kararlan ile uygulanan ekonomi politikalannın emeği değersizleştirdiğini vurguladı. ' Son yapılan yüzde 10'luk maaş artışıyla, 1978-2000 arasında uzman hekim maaşlan dolar ba- 2mda yüzde 48.3, pratıs- yen-asistan hekim maaşla- rı da yüzde 48.6 değer yi- tirdi. 24 Ocak 1980 Karar- lan ve ardından gelen 12 Eyhll yönetimi boyunca, ortalama hekim ücretlerin- deki değer kaybı, Ücrethler Geçinme Endeksi'ne göre yüzde 194.5 düzeyini bul- du. 1994 yılında aluıan 5 Nisan Kararlan da, hekim ve sağlık personeli ücret değerlerinde yüzde 179.5 oranında kayba yol açti. Hekim ücretlerinin 1978'den bu yana, yahıız 1992 ve 1996 yıllannda enflasyon karşısında ko- runmuş obnası, 1989'dakı işçi eylemleri ve 1990'la- nn ıkınci yansindaki kamu emekçileri sendikalaşma- suun, ücret politikalannda etkili olduğu saptamasını destekliyor. Sonzamlar Araştrrmada, Ücretlüer Geçinme Endeksi'ne göre tıp profesörünün, 1 Ocak 2000'de ahnası gereken maaşın yüzde 74'ünü, uz- "inân hekimin ' yüzde 59'unu, pratısyen-asıstan hekimin ise yüzde 63'ünü 15 Temmuz 2000'de alaca- ğı ortaya kondu. Dr. Yücel, son yapılan yüzde 10 oranındaki zam- lann, tüm sağhkpersoneh- nin maaşuun yoksulluk sı- run altında kaldığını ve Sağlık Bakanı Doç. Dr. Os- man Durmuş'un da bu ayı- ba ortak olduğunu behrtti. Yücel, sorunlann çözümü için milletvekillerinin ko- nuyu TBMM gündemrne taşıması ve kendı maaşlan- nı arttıran 101. madde de- gışiklığındeki tutumlannı sağlık çâuşanlarinın ücret pohtikasında da sergıleme- lerini bekliyor. Tıp dünyası, insanlann günlük hayatını olumsuz etkileyen yorgunluğu incelemeye başladı Yoı^ıuıhığıuı tedavisi yok SAAPETUSLU Yorgunluk, soğuk algınhğı, baş ağnsı kadar genel bir sağlık sorunu haline geldi. Türkiye'de insanlann yaklaşık yüzde 55'i günlük yorgunluktan şikâyet ediyor. Uzmanlar, kişilerin günlük hayatını olumsuz etkileyen yorgunluğun, günümüzde tıp çevreleri tarafindan ciddi olarak ele alındığına dikkat çekiyor. Kadınlar daha çok şikâyet edi>or tsviçre'nin Pharmaton llaç Firması ve Abdi tbrahim tlaç Fü-ması tarafindan Türkiye'de 1.200 kişi üzerinde yapılan bir araştırma, insanlann büyük çoğunluğunun günlük yorgunluk çektiğini ortaya koydu. Günlük yorgunluktan şikâyet edenlerin yüzde 57'sini kadmlar, yüzde 52'sini ise erkekler oluşturuyor. Araştrrmada meslek gruplanna bakıldığmda, devlet memurlannın yüzde 65'inin yorgunluktan şikâyet ederek ilk sırada yeT aldıklan görülüyoT. ^ Araştırmanın ortaya çıkardığı brr diğer ilginç sonuç da Türkiye'nin en yorgun rnsanlanrun Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşadığı. Bu bölgelerde üısanlann yüzde 73'ü yorgunluktan şikâyet ediyor. tç Anadolu Bölgesi ise yüzde 70 ile ikinci sırada yer alıyor. Araştırmaya Araşürmaya göre, en çok yorgunluk 25-29 yaş grnbu insanlarda görülüyor. Bunu 35-44 yaş grubu izüyor. katılanlar yaş gruplanna göre ^jneelendiginde ise 25 - 29 yaş grubunun yüzde 62'sinin yorgun olduğu görülüyor. İkinci sırada ise yüzde 61 ile 35 -44 yaş grubu geliyor. Abdi tbrahim Medikal Danışmanı Dr. Güntürk Üstün, normal beslenip dınlenmelerine karşm insanlann kendilerini yorgun hissettiklerini söyledi. Bu tür yorgunluğun nedeninin _ _' _ 1 _ bilinmediğini belirten Üstün, son yıllarda bu konunun ciddiye alınmaya başlandığını söyledi. Tedavi istenmiyor Yorgunluk çeken insanlann yüzde 80'inin herhangi bir tedaviye başvurmadıklannı da ifade eden Dr. Üstün, "Yorgunhığun, sinhiflik, ağn, kişinin aktrvTtelerinde yavaşlama, unutkanhk gibi etkileri olur"dıye konuştu. Yorgunluğun belli bir tedavisinin olmadığını da belirten Üstün, özellikle Uzakdoğu'da binlerce yıldır kullanılan Cinseng bitkisinin yorgunluk üzerinde olumlu etkileri olduğunu söyledi. Güntürk Üstün şöyle devam etti: "Bu bitki, organizmadaki tüm hücrelerin oksijen ahm vekuuanım kapashesmi arttmyor. Buna bağh olarak da enerji veriyor. Fiziksel egzersiz sırasmda kaslarda ağn onır. Laktikasidin birikmesibu yorgunluğu oluşturur. Ginseng bu asit ,- ' miktaruuda artürarak fiziksel yorgunluğu ahyor." Uzmanlardan mantaruyansı Îstanbul Haber Servia- Sıcak- lann iyice basörması insanlann havuza ve denize akın etmeleri- ne neden oluyor. Uzmanlar ise sıcak ve nemli havalarda manta- nn kolayca ortaya çıktığına dik- kat çekerek tatilcüeri uyanyor. Acıbadem Hastanesi Derma- toloji Uzmanı Dr. Tüfin Uygur, sıcak ve nemli ortamlann man- tar hastalıklannrn en rahat bulaş- tığı ortam olduğunu ve zamanın- da tedavismin yapılması gerek- tiğini söylüyor. Mantarlann doğada yaygın olarak bulunan mikrop türleri ol- duğuna dikkat çeken Uygur, bu- laşmalan konusunda ise şu bilgi- leri veriyor: "Mantar insandan insana ko- layca geçer. Hayvanlarda da mantaıiar insanlardaldne ben- zer hastahkiar yapar. Ömeğm hayvanm tüylerinde belli bir alanda dökühneolur. Bu hayvan- la temas eden kişiye hastahk bu- laşabihr. Kisiden kişiye bulaşma, ya doğrudan doğruya ya da aynı ejyanın kuüanümasryla olur. Ozdfikk terfik, ayakkabı ve ço- rap gibi eşya, mantar bulaşürma konusunda çok elveriştidh-." Mantarlann vücutta yerleştik- leri bölgelere göre değişik belrr- tiler verdiklerini kaydeden Uy- gur, sA görüldükleri yerleri "ayak tabanı, parmak aralan vc ürnaklar'' olarak sıraladı. Teda- vinin mantann tiprne ve yerleş- tiği bölgeye göre değıştiğini de vurgulayan Tülin Uygur, korun- ma yollannı ise şöyle anlattı: "Ayakta mantar hastahğmın ohnaması için ayaklann nemli katanaması gereldyor. Yaz ayla- nnda sandalet tipi ayakkabüann kunanıhnası,terernençoraplann giyihnesi, ayaklann yıkandıktan sonra iyice kunüanması mantar bulaşma risldni azahryor. Başka- sına aittertik, ayakkabı gibieşya- nın kullanıhnaması gereldyor.'' ARAYI1 Cebimizden Çıkanlar \ Geçenlerde günlük gazetelerden birinde, çok ilginç. bir tablo vardı 1930'den günümüze, temel bazı tıb- ketim mal ve hizmetlerindeki fıyat artışlan karşılaşfr, nlıyordu. ,, , ,. u . v 0 Dogrusu insan inanamıyor. Mal ve hızmetlenn fi-4 yatları öylesine yükselmiş kii insan eski rakamlan, anımsamakta çok zorianıyor. Omeğin, bugün 3.5 -,"4; milyon lira olan etın kilosu, 1980 yılında 27 bin lirajt mış Artış yüzdesi 13 binin üzerinde. Yani et fiyatı yılda 130 küsur k£>t artmış. Hep "mişji geçmiş* ^ manı kullanıyorum- Zira, insan okurken şaşkınlıŞa düşüyor. fc1 — 1 9 8 0 ytfında şekerin ktlosu-320û-ltfaymış. Bugün> 468 bin lira. Fiyatı 140 kat artmış. loo Peynirdeki fıyat artışı 170 kattan fazla. Artış oranij gazyağında yaklaşık 200 kat. , m. Sinema biletleri; 5 bin liradan, 3.5 milyon lıray^ yükselmiş, yaklaşık 700 kat artmış. Bin lira olan va- purfiyatının artışı da 400 kat. 500 lira olan otobüs b[-? teti fiyatı da 600 kat artarak 300 bin lira olmuş. ( B ^ lisedeyken 15 kuruştu...) En çarpıcı artış, mektup fiyatında. 1980'de 250w> ra olan mektup fiyatı, bugün 150 bin lira olmuş. YâP? ni 600 kat artmış. 'İ? • • • U Ş Garip rakamlar bunlar. Hele kendi gençltğimi dOÜ şündüğüm zaman, çocukluğumu düşündüğüm ZB'.* man, aklıma öyle rakamlar geliyor ki inanmakta zoth lanıyorum. Düşünün ki 3 kuruşa tramvaya binen, 1 QOs paraya (yani 2.5 kuruşa) simit alan biri, simrt fıyatırMDj 150 bin lira olmasını nasıl içine sindirebilir? Şimitift fıyatı 6 bin kat artmış. Aynca düşünün ki 39 bin l i r ^ ya Çınarcık'ta yazlık alan biri, bugün sakız fıyatınj^ 50 bin lira olduğunu gördüğünde nasıl şaşırmaz? " Geçenlerde Ayşegül, "Babacığım kuaış nedir?" diye sordu. Tüm yaşammda tek liranın bir işe yara.- dığını görmemiş bir çocuğa, kuruşu nasıl anlatırsını» Türkiye bu noktalara, "durup dururken" gelmedtr Evet, enflasyon dünyanın her ülkesinde var. A> ma böyle bir "kepazelik", dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiştir ve zor görülür. î? Bizi bu noktalara; 1980 sonrasında, kimilerin© "ekonomi dehası" olarak isimlendirmekte ısrar ettik^ leri Turgut Özal'ın liberal politikalan getirdi. (Hoş, as- lında onun arkasındaki güçleri ihmal ederek safc özal'ı suçlarsak haksızlık etmiş oluruz.) ~<o Yıllarca, "Enflasyonla mücadele ediyoruz" slogâ* nıyla, enflasyonu "azdırdılar". "Enflasyona karşıyrz" yalanıyla, enflasyonu körüklediler. Halkımızın gözün- de enflasyonu, bir "canavar" olarak canlandırdılar ve hatta 'Enflasyon Allah'ın işi" yalanını dile getirmeK- ten bile çekinmediler. Oysaki enflasyon, egemen gücün "geliraktarma" aracıydı. Ancak böyle bir politikayla, zengın daha zengin edilebilirdi. Bu arada "fukaranın daha fukara olacağım" hiç dikkate almadılar. Zira "zenginleşrm- nin" başka yolu yoktu ve fukaralann demokratik "tepki" olanaklannın tümü ortadan kaldınlmıştı. Eğer günümüz Türkiyesi'nde, şu anda elinizde tut- makta olduğunuz Cumhuriyet gazetesinin dışında, "bûyük sermayeye" bağh olmayan hiçbir gazete ve kitle ilettsim aracı yoksa bu durumu "rast/antıian»y" ortaya çıkardığını sanmak çok yanlış olur. Halkımızda görülen "örgüt" ve "örgütKı insan" kor- kusunun, kendi kendine geliştiğini düşünmek büyük bir saflıktır. Tüm bunlar, bilinçli bir biçimde yürekle- re salındı. Türkiye Solu'nun perişan hali de bilinçli politikala' nn bir sonucu olarak ortaya çıktı. Türkiye'nin egemen gücü, CHP'nin solculuğuna bile tahammül edeme- di. . . ;.6 • • * • i * Osman Ulagay geçenlerde bir röportajda, devlti- tin devraldığı beş bankanın 7 - 7.5 milyar dolarlık bir yük getirdiğini söylüyordu. Bence bunun biraz üze- rinde de olabilir zaranmız. Fakat onun da kullandığı; 'batık banka" kavramına çok tutuluyorum. Bu ban- kalar batıkfalan değil, resmen "içi boşaltılmış" ban- ka bunlar, "sahipleri tarafindan hortumlanmış" bar> kalar... Ve aklımın ermediği şey, bu açık soyguna nasıl cü- ret edebildikleri. Bizi bu kadar mı tepkisiz sanıyoc bunlar? Bankadan kimin ne kadar para "kaldırdığı" belfc Yapışırsınız adamın yakasına, alırsınız parayı geriye. Eğer bir yeriere "yatırdıysa" ya da "kaçırdıysa" atat- sıntz içeri. Mevduat garanti fonuna el atmak ne d§n mek oluyor? Ama bizde işler tam tersine yürüyor. Bırakın bunvç garanti altında olmayan "off-shore "lan bile ödüyij^ devletimiz. b " Ve sonra da kalkıyor, "Ge/ı'rdağılımı bozu/uyor" <&- ye ağlaşryorlar. Tam bir komedi... ^ Ama canım hiç gülmek istemiyor. ^ ACIKLAMA 27 Haziran 2000 ta- rihli sayınızda, yazan- nız ve tstanbul Univcr- sitesi öğretim üyesi olan Toktamıs Ateş, " Yasayı Uygulamak" adlı ma- kalesinde Sayın îstan- bul Üniversitesi Rektö- rü'nü eleştirirken ''ge- çen yü bir doçentin ata- masıJ" cümlesiyle baş- layan paragrafında, her ne kadar isim vermese de içinde "ahlaki zaafi- yet" keümesinin de geç- tiği tarafima hakaret e- den bazı ifadeler kulla- nıhnıştrr. Kendisüıden hiçbir talebim ohnamaima ragmen, 8 Agustos 1999 tarihli Sabah g a . zetesinde (sayfa 15) ve farklı TV kanallannda Îstanbul Üniversitesi Rektörü'nün hak etti- ğim halde doçemlik kadromu vermedigıni, sağ görüşlü (tarafım Türk müliyetçısidirjol- mama ragmen rekiöre karşı tarafımı destede- diğini, haklılığmın mahkemece tasdik tdil- diğini beyan eden yiza- nnız, kısa brr süre son- ra yukanda bahsi geçen makalesinde tam iksı ve hakaret ıçeren ıfade- lerde bulunmaktadrr. , r Bilim adamlanmfl her şeyden önce kendjf lerine düşen görevlen yenne getrrmelen gere> kir. Derslere girmedigı gerekçesiyle uyan cez* sı alan yazarımzın, baş^ kalannı eleştirmek ye^ rine özeleştiri yapmaSı gerekmez mi? Rektörlüğün yazüı ir- niyle bir devlet üniver- sitesi olan Kocaeli'ndp ders vermiş ohnam, bü- tün görevlerimi dikkafc li şekilde yapmış ol- mam mı tarafirnı rektör rün en has adaını haline getumekte ve hakkun- da ahlaki zaaf suçlamjt sma neden ohnaktadrr? îstanbul Üniversite- Sİ'nde gfl^^lfgPİ nlara^ rektör, seçünde en faz- la oy alan adaylann ara- smdan seçihnektedir. Sayın yazannız rektöre karşı mücadele etmek istiyorsa, rektörlük se- çiminde aday olabilir ve dayatma yapmaması şartıyla benim oyumu dahi alabilir. Doç. Dr. Recep Seymeri Îstanbul Üniversitesi îktisat Fakültesi '.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear