23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 MAYIS 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Üstün yetenekli çocuklann iyi bir düzeyde eğitilmesi için ebeveynleri vakıfkurdular Üstün yetenekli çocuklann topluma kazandınlması için bu çocuklann özeüikle aile ve öğretmenlerine büyük görev düşüyor. Üstün çocuklann Ugi alanlanna yönlendnümesi önem taşıyor. (Fotoğraflar. KADER TUĞLA/ SELEN BAYCAN) AilelerdezorlukyaşıyorÜstûn yetenekli çocuklann aılele- ri, kurduklan vakıfla, çocuklannın topluma yabancılaşmaması ve yete- nekleri doğrultusunda eğıtim alabil- mesi için uğraş veriyor. Türkiye Ustûn Yetenekli Çocuklar Vakfı (TÜYÇEV) "üstûn yetenekli çocuklann aile ve okul ortammda al- dıklan eğitim ve geüşme progranna- nna katlada buhınmak, okullan ve sosyalçevrekrinde ihtiyaç duydukla- n sosyal ve kültürel çahşmalan ohış- turmak ve bu etkinliklere kaolımla- nnı sağiamak" amacıyla 1992 yılın- dan bu yana çalışmalannı sürdürü- yor. 7-8 yıldır aktıf olarak çahştıkla- nnı belirten Vakıf Başkanı Gühekin Bermek, çahşmalan hakkında şun- lan söyledı: 'Yetenekler törpülenlyor1 u Yetenekli çocuklann çeşiüi bece- rikültürvesanatprogramlanilege- bştirilmesL, özeltikle üstün yetenekli çocuklar için sosyal çevreye uyumlu, kankmı hûlandıracak düzenlenme- ler yapılıyor. Özelükle okul, sosyal çevre veya aile, çocuğun yetenekleri- ni törpülüyor. Bu, okulda çocuğun beûi standartiara zonanması, sosyal çevrede yaşıtlanyla inşki kuramama gibi sorunlar olarak ortaya çıkıyor. Bütün bu sosyal uvumsuzluklar de- vam ettiği sürece çocuklarda beOek gerilemesine bfle neden olabilir." Çocuklann yanı sıra aılelenn de toplumda büyük zorluklar yaşadığı- na dıkkat çeken Beraıek, "Çocuk- MEB özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Cenel Müdürü cül 'Üstiin çocuklar kaybediliyor' Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Da- nışma Hizmetleri Genel Müdürü AhmetGüi, "Engeffiço- cuklanmızı kurtarmaya çahşırken üstünyetenekli çocuk- \srwan kaybediyoruz" dıyerek bu konudakı eksıkhkle- ri vurguladı Ilköğretım ve ortaöğretım çağındakı üstun yetenekli öğrencilerin bıreysel yetenekleriıun farkında olmalannı ve kapasıtelerini geliştirerek en üst düzeyde kullanmalannı sağlamak amacıyla açılan 'Büim ve Sa- nat Merkezteri' hakkında bilgi veren Gül, halen Anka- ra, Bayburt ve Bursa'da bu merkezlenn hızmet verdık- lerinı, Sinop ve Trabzon'da da yakında açılacağuıı söy- ledi. Özel eğitim konusunda üniversitelerden ve sivil top- lum örgütlerinden de destek ıstedıkleriıu anlatan Gül, "Matlaka bizim yöntemimiz doğrudur demiyoruz. Bu "yfizden, önümûzü tapatmatii&içınyoııetmeuğe ucu acık atternatifler koyduk" dedı. tstanbul Üniversitesi Hasan Âh Yücel Eğitim Fakül- tesı Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ümit Davashgü, devlet- çe ahnması gereken önlemlen şöyle sıraladı. "Üstün çocuklar için potansryelİeri. öğrenme hnian,0- gi ve yeteneklerine göreayarfauum; eğitim hizmetinin sağ- lanması yanında, günün hiç değüse diğer yansında nor- mal yaşıttanyla biriikte eğitim görmelerine imkân tam- yacak bir düzenlemenin gerçekteştirOmesi, bu tür çocuk- lann henı zihinsel > önden hem de duygusal ve sosyalyön- den gereksmimlerini karşüayacaknr. Bir diğer önemîi so- run, bu tür çocuklann eğjtimi-öğretinıi konusunda yetiş- miş öğretmenlerin oimayışıdır. Şu anda ünhersitelerin ne öze) eğitim böHhnlerinde ne de suuf öğretmenliği ana büim daUannda bu tür öğretmenlerin yetiştirilmeteri söz konusu değildir. Oysa üstün çocuklann potansiyellerini tam olarak gerçekleştirebilmeleri için okul öncesmden itibaren ete ahnmalan gerekmektedfr. Miffi Eğiliın Ba- kanhğı, YÖK ve üniversiteferin el ek vererek bu konuya çözüm getirmelerinde büyük yararvarduf lann okullanndan geri kalmamala- n için hafta sonu uyguladığımız programlarda aile, öğretmen ve ço- cuk ile uyumsuztuklan payiaşüryor. Hatalanndan anndıncı görüşmeler yapdıyor. Böyiece ailelerin toplum içinde yaşadıklan yabancdaşmayı da ortadan kakfannaya çahşryoruz" dedi. Gültekin Bermek'in oğullan Hasan ve Mehmet Bermek de, üstün yetenekli çocuklann eğitimi konu- sunda şunlan söylediler: "Öğret- menleryeteıü bilince sahip değfl. Ço- cuklann sistem ile uyum içinde ken- dilerini geaştirmelerini sağlamalan gerekiyor. EğhimcUer duyarh olma- hlar. Bu çocuklann Ugi alanlanmn fark edildiği anda hemen buna yöne- lik ilerletici bir eğitim uygulamasına geçilmelL Öğrencinin kişisel geüşi- minde eğhuncilerin etkisi neredeyse yok. Üniversitelerde büe çok beuni şeyler dayatıfayor, bireysel özeuikler basünbyor. Büyük bir potansiyeB basürma daha sonra kötü yönde or- taya çıkar. Bu çocuklar insan, top- lum ve sistemin yanltşlannı daha ko- lay fark edebiliyonar. Bunlan söyte- yenıemeleri de baskıya neden olu- yorf Vakıf etkinliklen içinde çeşitli yaş gruplanna yönelik fen ve teknoloji kulüplen, plastik sanatlar, satranç kulüplerinin yam sıra yaratıcı tiyat- ro, edebıyat, müzık, beyin cimnasti- ğı ve puzzle, matematık ve spor ku- lüpleri çalışmalan ile izcilik kamp- lan da gerçekleştınlıyor. Üstün yetenekli çocuklan olan an- ne babalar, okulda uyumsuzluk, öğ- retmenlerin 'nasılsa böiyor' dıye il- gısız kahnalan, eğitim programlan- nın çocuklan için yetersiz kalması gibı ortak sorunlar yaşıyorlar. Ortak sorunlar Handan Gidener: Şimdı 7 yaşın- da olan oğlum Tolga, 3-3.5 yaşında okula gıtmeden okumaya başladı. Konuşma ve kelime hazinesi olduk- ça gelişmışti. Okula başladıktan son- ra altı ay boyunca sorunlar yaşadı. Dışanda, okulda dısıplimne uyan bır çocuktu, ancak daha sonra bozulma- lar başladı. Ablasına karşı hırsı var- dı. Hep bir yanş içindeydı kendısiy- le bile. Sonradan düzeldi, ama yine de birilen onlann gehşmelerini sağ- lamalı. En azından yeteneklen, ilgı- len doğrultusunda geliştirici bir eği- tim a'lmalan saglansın istıyorum. SedaAkkol: En büyük sorun okul- da yaşanıyor. Öğretmenler 'nasılsa o biöVor' diye ılgılenmiyor, diğer ço- cuklann ona yetışmesinı sağlamak için benım çocuğumu 'beklemeye ahyor'. Halbukı bu çok yanlış. Bu süre çok önemli. Onun beklemeye değil eğıtibneye, daha çok bilgi ve- rilmesine ihtıyacı var. Hüseyin Aydoğan: 10 yaşmdakı oğlum meraklı ve yetenekli bır ço- cuk. En ufak bır aynntıya fazlasıyla dikkatini çekebılu-. Okulu hiç sev- miyor. Takdu- gördüğü için oldukça hızh bir gelışım gösteriyor. Şu anda üç boyutlu kankatürler çızebılıyor. ÖZEL EĞtTtM ALMASI GEREKEN ÇOCUK VE GENÇ SAYISI 2.5 MtLYON, EĞİTÎMÎ ALAN 32 BİN 500 KtŞt Engelli çocuk eve mahkûm FtGENAIALAY Engelli çocuk anne-babası olmarun ne demek olduğunu yalnızca başka bir engelli çocuk anne-babası bılır. Gensi boşlarar. Anne-baba, aslında çoğu zaman an- ne, çocuğunun engelli olduğunu öğren- dikten sonra kimi zaman yıllar süren şok, ısyan ve durumu kabullenememe süreci yaşar Sonra sıra eğrâme gelir. Çocuğun bir kez eğitim almaya başla- dıktan sonra yavaş da olsa bır şeyler öğ- renmeye başlaması, hem kendısuıı hem de anne-babasını mutlu eder. Üstehk, her günokula gitmek, arkadaş edınmek, arkadaş ve öğretmenlenyle gezilere ka- tdmak, çocuğa da, ailesme de ıyı gelir. En ağır durumdakı engelh bir çocu- ğun bile yapabıleceğı şeyler var ama buna karşın bu özel çocuk ve gençlerin çoğu evlennde, dört duvar arasında ya- şamak zorunda. Son yıllarda Milli Eğitim Bakanhğı da, engelü çocuk aılelennın kurduklan _yaİaflar ve dernekler de bu çocuklar ıçın buçok kurum açtılar. Ama yıne de sayı hâlâ çok yetersiz. Bakanhk verilerine göre, özel eğitim alması gereken 16 yaşından küçük ço- cuklann sayısı 2 miryon 485 bin 300. Türkiye çapında özel eğitim hızmetı ve- ren 900 okul ve kuruma devam eden engelli çocuk sayısı ıse 32 bın 500. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberiik ve Danışma Hizmetleri Ge- Engelli çocuklar için açılan kurumlann yetersizngi afleleri güç durumda bırakıyor. OkuOar engelli çocuklara, kendi başlanna yaşamasını öğretiyoriar. toplunMİakiyerferinialmalannayoneiik çahşmalannuz bakanhklar, müversite- fer,gönüDükuruluşlarvebireylerdenge- lençabalarlabineşince,engüzelibulma ve en ivîye Hİasnm amacınıız dafaa da kolay gerçekleşecektir1 ' dedı. Engelli çocuk aileleri, büyük çabalar sormnı kiırdiıklfin oVııllarda^ çocııkla- nna kendı başlanna yaşamayı ögreti- nel Müdürü Ahmet Gül, özel eğitim ve . rehberlik alanında çok önemli adımlar aüldığuıı, ancak engellilerin mutlu ve üretken olmalannı sağlayacak tüm ka- pılan açmak için daha çok çalışmak ge- lektiğmı söyledı. Gül, "Özei eğhim ge- rektiren her ferdi eğhmek, korumak ve Saadet îlköğretim Okulu ve Mesleki Eğitim Merkezi, Şışk Rehberlik Araş- ürma Merkezi Müdürlügü ile Şışli Reh- beruk Araşnrma Merkezi Özel Eğitı- me Muhtaç Çocuklara Yardım Derne- ği'nin çabalanyla 1991-92 öğretim yı- lında eğıtıme başladı. Okulda 8 yılhk il- köğretim ve 4 yıl da mesleki eğitim ve- nldığını belirten okul müdürü AyferKe- malbay çalışmalan hakkında şunlan söyledı: "Okuhımuzda şu anda toplam 115eğitflebffir düzeydezihinselöğrenme yetersiznği olan öğrendye eğitim veriyo- ruz. Herçocuğa performansma göre bi- reys£İ eğitim programı uygulanıyor. Okuhm eğitim kadrosu, üniversiteterin özel eğitim bölflmlermden mczun smıf öğretmenleri veya meslek Bsefcrinden raezunrehberöğretmenlerin yanı sıra konuşma terapisti, müzik, iş eğitimi, Türkçe branş öğretmenlermden oluşu- yor." Saadet îlköğretim Okulu ve Mesleki Eğitim Merkezı'nde akademık progra- rrun yanı sıra özürlü çocuklara yönelik sosyal ve bağımsız yaşam becen prog- ramlan, drama ve OrfT çalgılan kulla- nılarak müzık eğitimi çalışmalan da uy- gulanıyor. Bu yıl uygulamaya başlanan "Bağunsız Yaşam Becerfleri Eğitimi'7 programı kapsamında çocuklara kravat ve ayakkabi bağlaraa, saadvıç haztfte- mavetemızlıkgtbıişİen kendi başlan- na yapabilmc becerileri kazandınhyor. SosyalBeceri Programı çerçevesınde ıse çocuğun seviyesıne göre yeagfcyap- ma, tuvalet eğıtımı programlan uygula- nıyor. Bu programlarla çocuğun gelecekte bağımlı kalmadan kendine bakabüme becensını kazandığını behrten Kemal- bay, "Çocuğun tüm mesleki becerileri kazandıktan sonraki en önemli ihtiyaa iş. En azından yan korunmah bir işİeri- nin olmamaa gelecek için en büyük en- d^şemiz.Çünlcübuçocukbrmyeterfibe- cerfleri var. Ancak bu konuda işv«ren- fer gerekli Ogiji göstermiyor" dedi -r-MeslekEğıttm Merkezi'nde20yaşı- -nr bmrmemış ütöğreöm veya meslek okulu dıploması olan öğrenciler ıçuı 1 yılı hazırlık ohnak uzere 4 yıllık bir eği- tim venbyof. Bu merkezde yenşkmie- re yönelik mum yapma ile hastarjelere yönehk galoş üretimi yapıhyor. SÜRECEK. Yeni Ufuklar Lisesi 'Pmgmmmuz onaylanmıyof Yenı Ufuklar Lıse- si, 1991 yılında, yal- nızca üstün zekâ ve yeteneğe sahip ço- cuklara eğitim ver- mek amacıyla Nazif Ülgen tarafından ku- ruldu. Uzun süre test ile öğrencı alan okul, daha sonra "çocukla- nn testle etiketlene- mevecegi, her normal çocuğun sahip oldu- ğu yeteneği ortaya çt- karmanm önemli ol- duğunun benimsen- meâ" üzerine bun- dan vazgeçti. öğrenciler "okula özgü bir tesfle alın- maya başlandı. An- cak bu da ögrenci sa- yısuun artmasma ne- den olmadı.Okulun kurucusu Nazif Ül- gen, çok ciddi bir so- run yaşadıklannı be- lırterek, sorunun kay- nağı olarak Mıllı Eği- tim Bakanlığı'mn bu çocuklara uygulan- ması gereken progra- mı onaylamamasını göstenyor Ülgen, "Üstün zekâhlar için uygulanan hiçbir program yok. Bütün dünya bu çocuklara özel programlar ha- zniayıp uyguluyor. Bakanhkflgisiz.Hak- kâri'deki devkt nsesi ile aynı programı uy- guhıyvnız. Anne-ba- balar da, "sızm diğer okullardan farkmız yok' deyip çocuğunu okuldan aüyor. Nor- mal zekâda çocuklar da başvurmuyor. Bü- tün dümada üstün yetenekli çocuklara mücevher muameiesi yapıhyor, ' yalnızca anne-babamn değıl, tüm dünyanın çocu- ğu' dheelüstündetu- tuluyorlar. Ozel prog- ram uygulamadığnıız zaman çocuklar sis- tem dışında kabyor- lar, eğitimde fiirsat eşittigi de vermemiş ohıyorsunuz" dıyor. 1000 öğrencı kapa- sitesı bulunmasına karşm halen öğrenim gören öğrencı sayı- sının 140, yıllık üc- retlennın ıse 3750 dolar olduğuna dık- kat çeken Ülgen, "Çok ciddi arayışlar içinde>iz. Dünyada üstün zekâiı oranı >üzde 1 olarak kabul edihr. Demek ki Tür- kije'de 650 bin üstün zekâh insan var, ama Türkiye bu insanlar- dan yarananamıyor, eğitim sistemi içinde eriyip gjdijorlar" dı- ye konuşuyor. Prof Ümit Davaslıgü *Üstün çocuk bağımsız olur* Prof. Ümit Davashgıl, üstün zekâiı öğrencilerin kişilik ve ahınsel özellikknnı şöyle açıklıyor: KşffikâzeDikkri: • Bağımsız oima özellıklen göstenrler. Bu özellikleri öğrenme etkinlıklennde de görülür. • Yüksek amaç ve ıdeallere sahıptırler • Faaliyetlenni başlatmak ıçın bır dış kuvvete ihtryaç duymazlar, yanı ıçten deneümlıdirler. • Yaşamlanndakı olaylan denehm altuıa ala- bileceklenne mamrlar, kaderci değildırler • Hayal güçlennın fazla geüşmesı sonucunda, bazüan hayalı arkadaşlar oluşturabılırler Bazen bütün bır aile ve toplumu hayal guçlennde can- landırabılırler. • Mükemmeliyetçidirler. • Özgüvenleri yüksektir. Zihinsel özeffikteri: • Doğumlanndan itibaren gördüklen. işıttikle- ri, dokunduklan şevlere yaşıtlanna oranla daha ftizla ilgı göstenrler, dikkatlennı daha uzun süre yoğunlaştırabılırler • Daha büyük yaşlarda dartiVV^tsüreleri da- ha uzundur. • Kolayhkla kavram oluştururlar. • Düşünceleri akıcıdır. • Kolayca ezberleme ve ezberledıklennı de uzun süre belleklennde koruyabılme özellığme sahiptirler. 1 • Sözcük hazinelen zengındir. • Kendı başlanna okumayı oğrenirler. —»Sayrtara erkendea ılgi îînyabiîîrler. • Zaman kavramı erken gelîşebilir. • Yeni mekanik aletkr keşledıp ınşa edebıür- ler. -" »îkiışi bir anda y a p a b i l i r i e r ^ — = — ^ • Yüksek duşünce süreçlennı çalıştıncı şekil- de bilgilenn aktanlmasından hoşianırlar. • Daha az yapısallaşnuş öğrenme materyalini tercih ederler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear