22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 MAY1S 2000 PAZAR 14 I U J x kultur@cumhuriyetcom.tr 53. Uluslararası Cannes Film Festivali'nde ödüller bu gece sahibini buluyor 'KamnhktaMDansçı'en güçlü adttyVECDİ SAYÂR CANNES - 53. Cannes Film Fes- tivali sız bu satırlan okurken son gû- nünü yaşıyor olacak ve akşam Tür- kiye saatı ile 20.15'te ödüller açık- lanmaya başlayacak. Kapanış töre- ninı Türkıye'den de (Cine 5 kanalı ile) canlı olarak izlemek olanağı bulun- duğuna göre, dilerseniz bu akşam neler olabileceği konusunda biraz spekülasyon yapalım. Kuşkusuz, bir festıvalde ödülleri o kadar önemse- memek gerek; o yılki jürinin sub- jektif değerlendirmesini yansıtmak- tan ve filmlerin pazar değerini art- tırmaktan öte bır anlamı yok. Üste- lik, ödûllerin her zaman en iyileri işaret etmediğini biliyoruz. Nice başyapıt Cannes'dan eli boş dönmüştür. Ama mademki 12 gün- lük bu maratonu nefes nefese yaşa- dık ve bir ölçüde de olsa sizlerle bu coşkuyu paylaşmaya çahştık, öyle ise pekâlâ ödülleri künler kazana- cak diye tahminde bulunabiliriz. "Fes- tival, at yanşı değüdir" gibisinden keskin eliştinlen baştan kabullene- rek, oyunu kuralma göre oynayabi- lir, ödül töreninı ızleyeceklere, kü- çük ipuçlan verebilınz. Bakalım, jü- rinin ortak beğenisi, bizim be- ğenimızle ne ka- dar çakışacak? Tabıi, tahmin- lerimızi yapar- kenküçükbirpa- rantezi unutmu- yoruz. Sizler bu yazıyı festivalin son günü okuyor- sunuz, ama benim önümde henüz iki tam gün var. Yani, henüz izlemediği- mız dört yanşma filmi: Avusturyalı Mkhael Haneke' nın "BffinmeyenKod"u, Hong-Kong sinema- sının parlak yönet- meni Wong Kar- \Vafden "Adsız" (Untitled), îsveçli Roy Anderson'dan "tkinci Kartan Şarkdar" ve "UtdeOdessa" adlı ilk filmınden tanıdığımız Amerikah yö- netmen James Gray'in ikinci filmi "The YardV. Bu listeden her zaman bır sürpriz çıkabilır. Geçen yıl, Al- tın Palmiye'yi kazanan "Rosetta" son gün karşımıza çıkmış ve bütün tahminleri altüst etmemiş miydi? Izlediğımiz fılmlerden yola çıka- rak şunu söyleyebilirim, öncelikle 53. festivalin hasatı oldukça iyi idi. Düzeyınbu derece yüksekolduğu yıl- lann sayısı fazla degildir herhalde. Nıtekım, günlük dergilerde yayım- lanan yıldız lısteleri de bu görüşümü- zü doğruluyor. Bir iki yıldızla yeti- nen filmlerin sayısı çok az. Oç dört yıldızlı fılmler ise epeyce fazla. Gö- ze çarpan bir başka özellik, Asya si- nemalanndan gelen yapıtlann nice- lik ve nitelik olarak üstünlüğü. Uzak- doğulu sinemacılann Cannes'dan elı boş dönmeyeceklerini tahmin etmek zor değil. Işte, tam da bu nedenle, Cannes'a alışvenş amacı ile gelen dışalımcı- lar, eleştirmenler kadar mutlu gö- rünmüyor bu yıl. Pazar şansı olma- yan filmlerle dolu programda satın alabilecekleri 'mal' sayısı pek az. Yalnızca, Amerikan güldürüleri şans- lı görünüyor ki onlar da zaten dağı- tmılannı kendi şirketleri aracılıgı ile yapıyorlar bilindiği gibi. Pazann kurallan biryana, Gffles Ja- cob'un festivale parlak bir program- la veda ettiğini söyleyebiliriz rahat- lıkla. Yanşmada bazı ülkelerin, ör- neğın Italya, Almanya ve Doğu Av- rupa sinemalannın (bir tek Rus fil- mi dışında) yer almaması, bu ülke- lenn eleştirmenlerince pek hoş kar- şılanmadı kuşkusuz, ama Jacob bu eleştirilere karşın "Sinema sanaü hangi ülkede bir canhbk, yenilik gös- teriyorsa o ülkenin filmleri yer alrvor programda, diplonıatik bir seçim de- ğil bu" yanıtını venyor. Bu yüzden, dünya pazarlannda fazlaca yer alamasa da önemli bir gelışme gösteren Asya sinemalanna ve tskandinav ülkelerine (iki îsveç, bir Danımarka filmi yer alıyor yanş- mada) geniş bir yer ayırmış. Sanınm, Luc Besson başkanlığındaki jüri de ^dengeierden çok yaratıcıhğı, yenili- ği göz önüne alacaktır. Trier'in tartışılan yapıü Benim açımdan, 53. festivalin en güçlü filmi, dolayısı ile Altın Palmi- ye'nin en doğal adayı Larsvonlri- er'in "Karanuktaki Dansçı" (Dan- cer ın-the Dark) adlı filmi. Sinema "büyû" olarak görea ve makta gözyaşlarmdan da yararlanma- yı seçiyorsa, neden olmasm? Me- lodramın asaleti ile müzikalin yaşa- ma sevincini buluştururken, kahra- manının düşlenni, fantezilerini mü- zikal türünün kalıplan içinde ver- meyi seçiyor. lnsanlann hayallerini sömüren, sınıf atlama umutlannı gı- dıklayan Amerikan müzikalleri ara- cılığı ile Selma'nın gerçek dışı ya- şamına tanıklık ediyor Trier. Müzik, kahramanın iç dünyasını yansıtan bır ayna oluyor. "Karanlıktaki Dansçı", iki türü buluşturan yapısı ile Demy'nin mü- zıkallenni çağrıştınyor (genç kıza kanat geren Fransız göçmen rolün- de CatfaerineDeneuve'ün varlığuun etkisi ile hiç kuşkusuz). Ama Demy'ninmüzikallerini eğlenceli ve duygusal bir seyirlik olarak tüketen seyircinin, Trier'den çok daha yo- ğun biçimde etkilendiği söylenebi- lir. Etkilenmeyen yok mu, elbette var. Onlann, fümleri hiçbir zaman sa- de bir seyircinin aldığı keyifle izle- yemediğini, eleşrirmen bakışına faz- laca tutsak olduklarını duşünüyo- rum... Büyük ölçüde video çekimlerden oluşan, olağanüstü gö- rüntüleri (Robby Mıd- ler'in, VVenders'in unu- tulmaz görüntü yönet- meninın en güzel çalış- malanndan biri), dans sahnelerinin özgün ko- reografısi, önemli kıs- mı Bjork'un bestele- nnden oluşan müziği ve Bjork'un inanılmaz oyunculuk yeteneği ile ıİcı binli yılİann ilk baş- yapıtlanndan bın ola- rak selamlayabiliriz u Karanlıktaki Dans- çı"yı. Benim "Altın Pabniye''mın tarüşma- sız sahibi... estivalin en güçlü filmi, Altın Palmiye'nin en doğal adayı Lars von Trier'in 'Karanlıktaki Dansçı' adlı filmi. Sinema sanatını bir 'büyü' olarak gören ve seyirci ile iletişimi önemseyenler için gerçek bir başyapıt. c/üıüri Büyük Ödülü için benim tercihim, Koreli Im Kvvon- Taek'in 'Chunhyang'ı. Edward Yang'ın 'Yi Yi' adlı filmi de adaylardan biri. 'Jüri Ödülü' için de adaylann sayısı birden fazla. Samira Makmalbaf'ın 'Kara Tahta'sı, Guizi Lai Le'nin 'Eşikteki Şeytanlar'ı ve Shinji'nin 'Eureka'sı... na daha olumlu yaklaştıklan, Ang- losaksonlann ise daha soğuk bak- tıklan söylenebilir. "Karanlıktaki Dansçı" sinemanın iki önemli türü, melodram ve müzi- kal üstüne yaratıcı bir deneme. "Dal- galan Aşmak" fılminde melodramı çok iyi bildiğıni kamtlayan ve geniş izleyici yığınlannı etkileyen bir 'sa- natfflmi' yapmayı başaran Trier, se- yirciyi 'kullanmayı' çok iyi biliyor. Istediği an, filmın kahramanı ile öz- deşleştiriyor, klasık melodramnı ku- rallannı sonuna uyguluyor, istediği an seyircinin öyküye farklı bir açı- dan bakmasını sağlıyor. Müzikal tü- rünü bir yabancılaştırma etmeni ola- rak kullanıyor. îşte, pek çok eleştirmeni yamltan da bu; Trier'ın müzikal türüne yem bir ruh kazandıramadığını söylüyor- lar. Oysa, Trier'in bir müzikal film yapmak gib^bir amacı yek. Öykü ile, seyirci ile olduğu kadar türlerle de oynuyor; ama bunu pek çok yö- netmenin yaptığı gibi seyirciden ko- puk, entelektüel bir deneme olarak gerçekleştirmiyor. Sinemanın bir halk sanatı oldugunun bilinci ile me- lodram ve müzikal öğelerinden öz- gürce yararlanıyor. Kammca,-T-ri— seyirci ile ıletişimi önemseyenler için Trier'in filminin gerçek bir başyapıt =rdegen taşıdığını düşünüyorum. Bu görüşümü paylaşan eleştirmenler ol- duğu gıbı, tümüyle karşı çıkan, fil- mi küçümseyen eleştirmenlerin sa- yısı da oldukça fazla. Güney ülkelerinden gelen eleştir- menlerin Trier'in coşkulu anlaümı- er^ia fibnografısinın en-önemli fil- mi "Karanhktatd D a m ^ dm ve gene aym hastalıktan muzda- rip oğlu son derece güç koşullar al- tında, bir polısın evınin bahçesuıde- ki karavanda yaşatnlanm sürdürme- ye çahşu"lar. Genç kadın, para birik- tirip çocuğu ameliyat ettirmekten başka bir şey düşünemez. Kendisi- m seven bir genç adamın sevgısinı karşılıksız bırakır. Bu arada, giderek azalan görme yeteneği, fabnkadaki çalışmasını zorlaştırmaktadır. Bir yanıîan da bır mfizikalin provalan- na katılmakudtf. Düşlenndekı Ame- na tutan, Amerikan rüyasmm ger- çek yüzünü sergilerken, insanı in- san yapan en önemli değerlerden bi- ri olan "kendini feda ettne" ("Dal- galan Aşmak"ta da aym temayı, bu kez kan-koca ilişkisinde işlemişti) duygusunu vurgulayan, seyirciyı ada- let mekanizması ve ölüm cezası üs- tüne düşünmeye çağıran çağdaş bir masal yaratıyor Trier. Film başlamadan önce, karanlık salonda W1a<ıik hir mfiTİk parçasi Hin- Veoyuncular Cannes Jürisi'nin bu akşam hangi filmlere öncelik ve- receğini tahmin etmek oldukça zor. Hele, böylesine iyi film bolluğu için- de. Gene de tahmmlerimizi, daha doğrusu gönlümüzden geçenleri sı- ralayalım. "KaranuktaklDansçı"ya, hak ettiği Palmıye venlmezse, Bjork'un En İyi Kadın Oyuncu ödü- lü kesinleşir kammca. Ama film Al- tın Pahniye'yi alırsa, bu kez En lyı Kadın Oyuncu ödülü'nün, Anglosak- son eleştirmenlenn Alnn Palmiye'ye en yakın bulduklan "LivUBmann"ın "Ihanet" (Infidele) adlı filminin oyuncusu Lena Enore'ye gitmesi beklenmeli. Îsveçli oyuncu, gerçek- ten de son derece yalın ve nüanslı bir oyun veriyor. Başanlı kadın oyunculann sayısı o kadar fazla ki her an bir sürpriz çı- kabilir. Örneğin, "HızhYemek,Hız- h Kadınlar" filminin başrolü ile An- na Thompson ya da Arnaud Desp- kchin'in «Esther Kahn" adlı fıhnin- de, tiyatroya sevdalanan ve mesleğin- de yükselmek ve içinde bulunduğu koşullardan kurtulmak için çabala- yan yoksul bir Yahudi kızuu canlan- dıran genç Ingıliz oyuncu Summcr Pbonk (ya da henüz izlemediğimiz Haneke filminin oyuncusu JulietteBi- noche). Erkek oyuncular arasmda, James Ivory'nin "Alün Kupa" filminde, genç bir kadınla evlenen yaşlı bir Amenkalı koleksiyoncuyu büyük bir inandıncıhkla canlandtran NkkNol- te'nin en şansh aday olduğunu dü- şünüyorum. Jod Coen'in "Kardeş, Nerdesm?" fihninin başanh oyuncu- lanndan birinin, örneğin John Tur- turro'nun ya da Uzakdoğulu aktör- lerden buinın öne çıkması da sürp- riz olmaz: Oshima'nın "Tabu"sun- da Ryuhei Matsuda ve Shinji Take- da,Kwon-Taek'in "Chnııhyaııg''ın- da Cho Seugn-Woo gibi... Festivalin Altın Pahniye'den son- ra gelen ıkıncı büyük ödülü olan " Jû- ri Büyük Ödülü"nün yukarda adı geçen fiknlerden birine gitmesi bek- lenebiür. Benim tercihim: Koreli Im Kwon- Taek'in "Chunhyang"ı. Kusursuz bir estetik bütünlüğe sahip bu fil- min, eğer Jüri Büyük Ödülü (Grand Prix Special du Jury) almazsa, Tek- nik Kalite Komisyonu Odülü'nü al- ması gerekir diye düşünüyorum. Ed- ward Yang'ın "Vı Yi" adlı filmi de Jün Büyük Ödülü'nün adaylanndan biri. " Jûri Ödülü" için de adaylanmın sayısı bu-den fazla. Hepsi de bir ödü- lü hak ediyor kanımca: lranh Sami- rm Mnlrmalharın "ICarm letıyor önce seyırcıye Trier. Fılmffl Cmh Trier, göçmen bir işçi kızın trajik öyküsünü anlatıyor. Konuyu özetle- meye kalksan, en kötü Yeşilçam füm- lerinden biri ile karşı karşıya oldu- ğunuzu sanırsınız; körlüğe doğru adım adım yaklaşan Sehna adında genç bir göçmen (Çekoslovakya'dan Amerika'ya gelmiş bir göçmen) ka- rikan müzikallerini yaşama geçir- yogun atmosferine bir hazırlık... "Ka- tanlarw ı ^ve genç Japon yönetmen mek istercesine. Ne var ki, ilerleyen hastalığı bu düşünü gerçekleştirme- sini engeller. Binbir güçlükle birik- tirdiği parası, ev sahibi tarafmdan çalınmca. katil olmaktan başka se- çeneği kalmaz Selma'nın... lşte böylesine klasık bir öyküden, ışçi sınıfının yaşadığı zorluklara ay- ranhktakiDansçı"da^ duygulanmız- la oynaraaktan geri durmuyor, ama bir yandan da olup bitenleri farklı bir perspektiften değerlendirmeye ça- ğmyorseyirciyi.. Filmın, boşalımdan çok birikime yol açüğnıı söyleyebilirim kendi adı- ma. Yönetmen, bu binkimi sağla- Shinji'nin "Eureka"sı... Evet,tahminlerimız( Kuşkusuz, Luc Besson başkanlığın- daki jüriden sürpriz sonuçlar bekle- nebilu*. Şu ana dek söz etme şansını bulamadığım ve henüz izlemediğim filmleri de bir başka yazıya bıraka- hm... Y A P I Y O R L A R ? Takeshi Kitano 'dan Oshirna 'ya destek • Takeshi Kitano, Japon sinemasının en büyük yönetmenlerinden Oshima'nın fihni 'Gohatto'nun Cannes'daki gösterımıne arkadaşına destek vermek için katıldı. Kitano'nun Los Angeles'ta mafyalar arasındakı savaşın ortasına düşmüş bir Yakuza'nın hikâyesinı anlattığı son fihni 'Brother' (Ağabey) Venedık Füm Festivali'nde gösteriliyor. • Prlnce, son zamanlarda albümlerinde adım kullanmayarak bir müddet adı yenne sadece yuvarlak üzerinde ok işaretinın bulunduğu erkek sembolünü kullanmıştı. 'Purple Rain', 'Raspberry Beret', 'DirtyMind' gibi şarkılanyla tanınan ve 'Rave U2 the Joy Fantastic' adlı son albümünün sarış grafiğinden memnun oknayan sanatçı, karannı değiştirerek 'Prince' adım tekrar kullanma karan aldı. • vancssa Redgravc Londra'dakı Globe Theatre'da sahneye erkek kılığında çıktı. Shakespeare'ın ünlü oyunu 'Fırnna'da Propero dükünü canlandu^n Redgrave Ingiliz tiyatrosunda bir efsane olan babasının da aynı rolü oynamasından dolayı bu rolün kendisi için büyük önem taşıdığını söyledi. • Pearl Jam yem albümü 'Binaural' çıktı. Ünlü rock grubu geçen günlerde albümün tanınm çahşmalanna başlayan grup bu ay boyunca Avrupa'nuı çeşitli ülkelerinde konserler verecek. • Kevln Costner sinemadaki başansızlıklannın ardından 'My Cuba' adlı müzikalde rol alacağını acıkladı. Müzikal, Castro Devrimi suasmda Kübah bir devnmci ile Amerikah bir çıft arasındakı aşk üçgenıni anlatacak. • Bernardo özetlebunlar. —BTtOlUCCİ, eşı Claire Peploe'nın yapacağı fıhnin yapımcılığını üstlenıyor. iss^ Başrollerinde Mira Sorvino ve Miranda Richardson'uı yer alacaklan filmın senaryosu, Manvaux'nun 'Aşkm Zafen' adlı komedisinden ' " uyarlanmış. • Pierce Brosnan son fihni 'Grey Owl'de bugüne kadar canlandırdığı karakterlerden oldukça farklı bir rolle hayranlannın karşısında. Ünlü aktör, Oscar ödüllü yönetmen Sir Richard Atenborough'un son filminde bir Kızıldenh'yi canlandınyor. • Klm Basslnger ve Fransız aktör Vincent Perez'in rol aldıklan 'I Dreamed Of Africa' fihni Amerika'da gösterime girdi. Hugh Hudson'un bu fihninde Kuki Gullman adında ttalyan bir kadının hayatından esinlenümiş. • Jet Ll Mel Gıbson ve Danny Glover'la 2 yıl önce rol aldığı 'Lethal Weapon'nun ardından son fihni 'Romeo Must Die' ile dikkat çekıyor. Fümde, öldürülen kardeşinin ıntıkamını almak için ı Hong Kong'dakı bir " hapishaneden kaçan bir mahkûmu canlandınyor • PlnkFloyd toplulugu 'Wall' albümünün 20. yılının anısına, bu albümün konser kaydını piyasaya sürecek. Çift CD olarak basıhnası düşünülen albümün az sayıda üreülmesi planlanıyor. 64 sayfalık CD kapağım ise uzun yıllardır Pink Floyd'un sanat yönetmenlığini yapan Storm Thorgerson gerçekleştırecek. • Rlcky Martln e 1987 yıhnda çekilen ve Patrick Svvayze'ın rol aldığı 'Dirty Dancing' fUminin ikincisinde oynaması için teklif geldı. Filmde Ricky Martın'in partnerini canlandırması için de Nathalie Portman düşünülüyor. • Carlos santana înternet'te canh konserler vereceğini, îspanyol ve Portekiz hayranlanyla da yine Internet vasıtasıyla sohbet edeceğini duyurdu. Grammy ödüllü sanatçı, Star . Media Network'le bu projenin anlaşmasım çoktan imzaladı. • Cuns and ROSeS'ın solısti Axel Rose', Malibu'daki malikânesine izinsiz ıyp kaikışan hir polıscıhbar Tutuldanan kadının 39 yaşında olduğu ve adırun Karen McNeil olduğu bildirüdi. Polis, McNeil'in daha önce de birçok kez Rose'u takip ettiğinden şüphelendiklenni belirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear