23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA 12 CUMHURİYET 21 MAY1S 2000 PAZAR PAZAR KONUGU Rotary International Başkanı CarioRavizza, afetlerden sonra kurumunun organize ettiği çalışmalan anlattı Deprem suruyor insani amaçlara 65 milyon dolar - Rotary International heryü insani amaç- lı yardımlar için kaçpara harcıyor? - Her yıl yaklaşık 65 milyon dolar. Bu para da sadece dünya çapındakı Rotaryen üyeleri- mizden geliyor. Bu parayı gönüllü olarak ve- riyorlar. Birteknikgeliştirdik. Bugün bizeula- şan parayı biz üç yıl içinde harcıyoruz. Bu üç yıl içinde projeleri alıyor, bunlar için de para- yı ûretiyoruz. Paranın nemasını yönetim har- camalannda kullanıyoruz. Son üç yıldır ise bu yönden şansımız çokaçüdı. ABD'de borsanın patlamasıyla büyük gelirler elde ettik. - Yılda yüzde kaç nema ahyorsunuz? - Yılda yüzde 25. Demin size verdiğim 65 milyon dolar rakamı son üç yılda 90 milyon dolara çıktı. Bir de bizim bloke bir paramız var. Bu para da bir milyar dolara ulaştı. Bu paraya ancak bütün projelerin paralarmı tükettiğimiz zaman dokunabilinz. - Sizce dünyayı saran globalleşme yoksul- ları nasıl etkiieyecek? - Benim, pek de açığa vurmak istemediğim bir görüşüm var bu konuda. Bakın Dakka'day- dım. Bangladeş'li Prof. Yunus adında bir bi- lim adamı var. Geçen yıl Rotary Internati- onal'ın en yüksek nişanını ona vermiştik. Ye- di-sekiz yıîdır mikro kredi sistemi adını ver- diği bir sistemi yarattı ve geliştiriyor. Prof. Yu- nus, Dakka'daki toplantımızda konuşurken mıkro kredilerle zenginler ve yoksullar ara- sındakı uçurumun kapatılabileceğini savunu- yordu. Ben onun iyimserliğine kaölmıyorum. Globalleşmenin bugün olumlu ve olumsuz yanlan var. Şimdiki halde dünyanın yoksul ke- simi globalleşmeden kazanıyor. - Bu nasıl oluyor? - Çünkü sanayileşmiş ülkeler pek çok üre- tim alanlannı, düşük ücretlerden yararlanmak ıçın yoksul ülkelere kaydırdılar. Avrupa'da iş- sizlik oranı artıyor, çünkü AB ülkeleri, düşük ücretler nedeniyle üretim alanlannı daha yok- sul ülkelere kaydırdılar. Ama orta vadede glo- balleşmenin yarar sağlamadığı yörelerde na- sıl sosyal etkiler olacağının da hesaplanması lazım. Bu geçiş döneminde sosyal huzursuz- luklan bertaraf edebilmeliyiz. Bakın, Alman- ya işsizlik oranınm artması nedeniyle sosyal huzursuzluklann eşiğinde. Üstelik, özellikle Avrupa ülkeleri ürettikleri ürünlerin tamamı- nı da tüketemiyorlar. O nedenle globalleşme- nin cıddı sosyal sorunlar yaratacağından kay- gı duyuyorum. Amerikahlar globalleşmenin her derde deva olduğu konusunda pek inandı- ncı görünmeye çahşıyorlar. Ama Avrupalılar farklı düşünüyor. Avrupalılar için sosyal etki- ler ve huzursuzluklar her zaman daha önemli olmuştur. Amerikahlar'ın bütün amaçlan kâr etmek ve para kazanmak. Tabii ki bu mannğa da saygım var. Ama şuna da dikkat çekmeden geçmek istemiyorum: ABD'de, çalıştığınız ve ürettiğiniz sürece ınsan sırasından sayüırsınız. Ama emekliye aynldığınız anda bir hiçsiniz; her şeyinızi kaybedersiniz. Türkiyenin potansiyelî bulunuyor' - Sizce Türkiye 'nin bu yeni binytUa önünde- kiftrsatlar ve sorunlar neler? - Türkiye'nin muazzam bir potansiyeli var. Bu potansiyel bence biraz da çok sayıda Türkün yurt dışında çalışıp paralannı ülkelerine gön- dermelerinden kaynaklanıyor. Türkiye giderek dünyanın büyük ülkelerinden birisi haline ge- liyor. Şu son beş yıldaki değişiklikleri gördük- çe hayranhk duymamak elde değıl. Üstelik Türkiye Avrupa'yla Asya arasında bir köprü ol- ması bakımındân da coğrafî konumu çok önemli bir ülke. Bir zamanlar Asya'ya sadece tran, Irak gibi ülkeler olarak bakılırdı. Ama o kıtanın muazzam bir potansiyele sahip olduğu- nun artık farkına vanldı. - Türkiye madem ki o kadar büyük ve potan- siyeli güçlü bir ülke, Avrupa neden hâlâ onu dışarda tutmakta ısrar ediyor? - Mesele öyle değil. Biliyorsunuz arnk AB'ye -jiyelikte önceliksırası var. Şimdi öncelik sıra- sı Polonya'da. Polonya ise tam üyeliğın gerek- tirdıği kriterleri yerine getirecek durumda de- ğil. Ben halya'nın AB üyeliği için ne sıkıntılar çektiğini, hatta Para Birliği için nasıl zorlandı- -gını biliyorum. Üstelik îtalya hâlâ siyasi açıdan çok istikrarlı birülke değil. Oysa bu Avrupa Or- tak Pazan'nın koşulu hem ekonomik, hem de siyasi açırian ıstıkrarli OİmaktlT, Aksi halde SİS- -temw zayaf noktası olursunuz. O nedenle Tür- ~kiye bira2 daha beklemeli. AB'yegirraek ko- LEYLA TAVŞANOĞLUDünya çapında etkinlik gösteren Rotary adlı bir kuruluş var. Bu örgüt 1905 yılında ABD 'nin Şikago kentinde avukat Paul Harris ve üç arkadaşı tarafından tamamıyla insani yardım amaçlı kurulmuş. Adını Şikago Rotary Kulübü koymuşlar. Rotary adı, dört üyenin, toplantıları dönüşümlü olarak birbirlerinin bürosunda yapmaları nedeniyle tercih edilmiş. Rotary Kulübü yıllar geçtikçe dünyaya açılmış. Çok büyük, uluslararası bir örgüt haline PORTRE / CARLO RAVİZZA Milano, îtalya doğumlu. Yüksek öğrenimini Milano Üniversitesi Mühendislik Bölümü *nde tamamladu Pek çok mühendislik çalışmasına intza attu Bir süre îtalya Mühendisler Birliği, îsviçre Mimar ve Mühendisler Birliği gibi kuruluşlarda yönetim kurulu üyesi olarak görev aldu Uzun yıllardır dünya çapında insani yardım çalışmalan yapıyor. Rotary International içinde çeşitli kademelerde görev yaptL 1999'dan buyana Rotary International Başkanu gelmiş. Bugün 165 ülkede etkinlik gösteriyor. Üye sayısı 1.2 milyon kişi. Işte, bu örgütün, Rotary International 'ın Başkanı Carlo Ravizza geçen günlerde Türkiye 'deydi. Ziyaretinin amacı Rotary 'nin deprem felaketinden zarar görenlere yardımı sürdürmesi vefelaket bölgelerini dolaşmanın yanı sıra Türk Rotaryenlerle toplantı yapmaktı. Ravizza 'yla Rotary 'nin çalışmalarını, deprem felaketzedelerine yardımlarını ve dünya çapında insani yardım etkinliklerini konuştuk. - Uluslararası Rotary kulüplerinin Türkiye 'deki deprem- den zarargören bölgelereyardım programıyla ilgili bilgi ve- rir misiniz? - Öncelikle bir noktaya açıklık getirmek istiyorum. Bu program Rotary InternationaFın Rotary Vakfı tarafından dü- zenlendi. Rotary International ve Rotary Vakfı iki ayn ku- rumdur. Rotary Vakfı, Rotary International'ın üyesidir. 17 Agustos depremini 12 saat sonra, saat farkı nedeniyle geç haber almıştık. Büroya gelir gelmez önumde deprem fe- laketi haberini bulduğumda hemen lnternet'e girerek bütün dünyadaki Rotary kulüplerine mesaj geçmeye başladım. Çünkü bu çağnlar bütün dünyadaki Rotaryenlere gidiyor ve biz yardımlan kanalize ediyoruz. Biz harekete geçtikten üç saat sonra da bütün dünyadan ilk mesajlar akmaya başladı. Bütün dünyada 1.2 milyon üyemız var. Hepsi harekete geçti'. Derken, aradan üç gün geçıp ıletışım hatlan da normale dö- nünce yardım paralan hızla akmaya başladı. - Şimdiye kadar ne kadar yardım parası gönderildi? - Geçen gün baktım. Sadece Rotary Internatıonal Vak- fı'ndan gelen para 2 milyon dolar. Bunu açıklıkla söyleyebi- liyorum, çünkü vakıftan çıkan paranın ne kadar olduğunu ke- sinlüde biliyoruz. Bir de 1.2 milyon üyemizin gönderdiği pa- ralar var. Önlar bireysel olarak akıyor. Yalnız, bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Bütün dünyada 29 bin Rotary Kulübü var. Depremin ilk günlerin- de bu kulüplerden pek çok cankurtaran aracı, çadır, battani- ye gibi yardım maİzemelen göndehldı. Bunun tutanm kes- tiremeitt.- •'•'• o i '" -fw ••»ııî ' ; - Depremin üzerinden dokuz ay geçti. Rotaryenler dokuz ay son- ra da bu yardım çaüşmalannı sürdürüyorlar mı? - Ben merkeze döner dönmez yeni bağışlan gözden geçirece- ğim. Ama şu anda bılebildığim kadanyla bireysel olarak Rotar- yenler 25 'er bin dolar ya da bıraz üzerinde para göndermeye devam ediyorlar. Bizim Vakıf mütevelli heyetinı toplayacak, bunlan onay- ladıktan sonra da yardım parala- nnı göndereceğız. 'Onay gerefclyoı" - Vakıfmütevelli heyeti ne ka- darda bir toplamyor? - Üç ayda bir. Ben döner dön- mez toplanturuzı yapacağız. Gön- derilen miktarlar kişi başına 25 bin dolar ve üstü olduğu için mü- tevelli heyetinin onayı gerekiyor. - Türkiye 'deki Rotary Kulüple- ri ne gibi yardım çalışmalan ya- pıyorlar? -Ellerinde para var. Hastanelere, üniversitelere yardım için kollan sıvamış durumdalar. Ben burada Yalova, Gölcük, Bo- lu, Düzce gibi deprem bölgelerini gezdim. Burada, kendı aramızda konuştuğumuz bir başka konu sa- dece Rotaryenler olarak değil, bütün dünyanın dıkkatıni ola- sı gelecek afetlere çekmek ve bu konuda hazırhklı olmak. fîk depremde hemen gelen tepki çok duygusaldı ve iyi ör- gütlenmemıştı. Herkes buna hazırlıksız yakalanmıştı. Biz, Rotaryenler olarak okullan, yetkilileri, afet planlan konusun- da hazırlamahyız. Herkes, her an buna hazırhklı olmalı. Bu da başanlamayacak bir iş değil. Bütün mesele iyı örgütlen- mekte. Haberleşme, iletişim hatlan da standartlara uygun olursa can kaybı en azrna indirilebilir. Afetin yaratacağı so- nuçlardan etkilenenlerin sayısı çok daha az olabilir. Japonya, Meksika gibi ülkelere bakın. Oralarda da deprem oldu. Ama etkisi en az biçimde hissedildi. - Bu nasıl başanJdi, sizce? - Öncelikle yetkili makamlann duruma hazırlıkJı ve tehli- kenin büyüklüğünün farkmda olmalan lazım. Bu kolay bir iş değil, hıç kuşkusuz. Bakın, en önemli mesele; bütün yapılann depreme daya- mklılık kurallanna uygun olarak inşa edflmeleri zörunludur. Ben 42 yıldrr mimarlık yapan bir kişiyim. Pek çok ve önem- li deprem bölgelerinde binalar yaptun. Ama o bınalara bu- güne kadar hiçbir şey olmadı. Evet, ben de, depreme daya- nıklılık kurallan harfıyen yerine getirilerek yapılan binala- nn çok daha pahalıya çıktığını biliyorum. Ama depreme ge- reğince dayanıklı binalar yaparsak binlerce kişinin de haya- Jını kurtarmış oluyoruz. Para kaygısıyla eksik yapıldıkJan için hinalann depremde yıkıhnalan kabul edilemez bir şey- _lfiL Türkiye'de bu bilincin ve dikkatin yerleşmesi lazım. Bizim Rotary kulüplerimiz bunu başarabilir. - Tam bu noktada size bir söru sormak istiyorum. Depre- me dayanıkhhk çerçevesinde, inşaaan yapûdığı zemin mi, yoksa inşaaan kendisinin niteliği mi önemli? -Tabii ki ikisı birden. Depreme fevkalade dayanıklı bir bi- nayı yumuşak bir zemine yaparsınız, ama bir depremde bu bina yerle bir olabilir. tnşaata başlamadan önce zeminin je- olojik araştuması çok önemli. Çünkü zeminin niteliğini tam olarak bilirseniz temeli depreme çok dayanıklı olarak atabi- lirsiniz. •zemine dikkat edllmesl lazım1 - Japonya 'daya dapek çokfay hatiannın bulunduğu dün- yanın başka yörelerinde yaptıklan gibi mi? - Evet. Bu tabii ki çok daha pahalıya çıkıyor. Binamn ya- pılacağı zemine çok dikkat edilmesı lazım. - Ama bazı insanlar vardtr, biryeri çok beğenirler ve ze- minin uygun olmadığım bile bile oraya inşaat yapmak is- terler. O zaman ne gibi önlemler alınmalı? - O zaman çok daha fazla para yatırmayı göze almahlar. Buna bir örneği Izmıt'te gördüm. Pek çok bina sağlam ya- pılmıştı, ama inşa edildikleri zemin yumuşak kum olduğu için yanm metre toprağa gömülmüşlerdi. Üstelik bınalara da bir şey olmamıştı. Orada gördüğüm bir şey beni çok memnun etti< jzmkya.1, lay değil. Girmenin dezavantajlan da var, za- oen. Bakın Euro, ABD Dolan karşısında sü- rekli düşüş kaydediyor. Euro'nun değer kaybe- dişı de tamamıyla politik nedenlerden. Yoksa ekonomik güç her zamanki kadar sağlam. Üstelik depreme dayanıklüık kurallan da her zaman yeni- lenmelidir, çünkü dünya çapında depremle ılgılı yenidene- yimler elde edilmıştir. Bugün, bu sadece teknik bir sonın haline gelmiştir. Eski- den böyle değildi. Bu sorunun nasıl üstesinden gelinebilece- ği o zamanlar kestirilemiyordu. Ama artık iş böyle değil. kınlanna yeni bir üniversite yapmışlar. O üniversitenin dep- rem ve zemin etütleri bölümü var. Demek ki bu bilinç yer- leşmeye başlamış. Başka bölgelerde de üniversitelerin bu bölümü açmalan lazım. . 'Blllncln olu$turu»ması lazım' - Belki de bu işler için para aytrmama konusunda cimri mi davranıyoruz? - Aslında bıluıcin oluşturulması lazım. Kamuoyu buna ha- zırlanmalı. Özellikle medyaya çok önemli görevler düşüyor. Tekrar tekrar doğal afetlere hazırlıklı olunması konusunda medyamn yayın yapması gerek. Geçen yıl dünyada doğal afetler çok sıklıkla görüldü. Top- lam doğal afet ayısı 59'du. Bu da her hafta bir doğal afet ol- duğu anlamına geliyor. Volkanlar patladı, seller ülkeleri bas- tı, depremler pek çok yöreyi yerle bir etti. Bütün bunlann içinde depreme karşı alabileceğiniz en iyi önlem sağlam yapılar yapmaktır. Venezüella gibi ülkelerde öyle sel baskınlan oldu ki dağlar çöktü. Bu da insanlann ma- rifetiydi. Ormanlan yok ederseniz bu tür doğal afetlere ça- nak tutmuş olursunuz. Ama gördüğüm kadanyla dünyada kamu ve özel selaöfleT çevreye daha fazla saygılı olmak için el ele vermiş durum- dalar. Aksi halde yıllar geçtikçe daha büyük sel felaketleri, doğal afetler yaşayacağız. Bangladeş'te olanlan gördük. Hindistan'da ve çevre yöre- lerde ormanlann yok edilmesi yüzünden sel baskınlan her yıl daha fazla büyüyor. - Siz Türkiye'ye gelmeden önce Lübnan, Suriye ve Ûr- dün 'e de gittiniz. Sizm yıllardır insani yardım amaçlı çahs- malar yapUğınızı biliyoruz. Bu yörelerde insani yardım ça- Itşmalannız hangi yöndeydi? miştim. Ûrdün'de eski ve yeni kraliçe tarafından kabul edildim. Ölen Kral Hüseyinın eşi Kraliçe Nur'a Dünya Polyo Kulüp- lerinin en yüksek ödülünü getirdim. Kraliçe Nur, ülkesinde polyoyla mücadelenin başmı çektı. Zenginler ve yoksulları blr araya getirmek - Bunca yıldır insani amaçlı yardım çalışmalarını dünya- nın pek çok ülkesinde yürüttünüz. Zengin ve yoksul ülke- lerarasındakibu refah uçurumunu nasüizah ediyorsunuz? Bu uçurumun kapatılması için sizce neleryapılmalı? - Bu sorunun ne kadar büyük olduğunu ben de biliyorum. 1986 yılında dünya çapında bir konferans düzenleyerek sa- nayileşmiş yörelerin Rotaryenleriyle yoksul yörelerin Rotar- yenlerini bir araya getirdim. ilk konferans Bangladeş'in baş- kenti Dakka'da oldu. Daha sonra bunlar dizi halinde devam etti. Ikinci konferansı Zimbabve'nin başkenti Harare'de yap- ük. Daha sonra da Filipinler'de Manıla'yla sürdü. Çok da ba- şanh oldu. Çünkü sanayileşmiş ülkelerden gelenlere yoksul yörelerde neler olup bittiğini gösterme fırsatı elde edilmişti. Dakka'da yapılan konferansı örnek vennek istiyonım. Üç gün süren konferansa 900 delege katıldı. Bangladeş'ten 52 Rotary Kulübü 104 proje sundu. Avustralya'dan gelen dele- geler daha toplantuun ilk gününde bu projelerden 60'mı se- çerek sponsorluk yapacaklannı, bütün paralan karşılayacak- lannı açıkladılar. Işte bu da zenginler ve yoksullan bir araya getirmenin Rotaryence yoluydu. . \ - Peki Rotary Ruhu 'nu nasü an- laarsınız? - Biz bugün 95 yaşmdayız. Bu da harika bir duygu. 95 yıldır insanlığa hizmet anlayışımız hiç değişmemiş- tir. Ama tabii ki bazı kurallanmızı de- ğiştinnemiz gerektiğinin de bilin- cindeyiz. Bugün toplumlar 95 yıl ön- cesinin toplumlan değil. Anlayışlar değişti. Teknoloji hızla ilerliyor. Dolayısıyla bazı kurallanmızı ye- nilememizin zamanı geldi. Ben bü- tün dünyayı dolaşıyorum. Bütün dünya ülkelerinin cumhurbaşkanla- nyla görüşüyorum. Yıllar geçtikçe daha geniş çaplı bir hizmet kurumu olmak zorundayız. Güvenilir bir ku- ruluşuz. Yatmlan, bağışlanan bir tek dolann bile nereye harcandığını her- kes biliyor. Bu paralann olmadık de- ğil, doğru yerlere harcandığı açıkça ortada. Her yıl yardım çalışmalanna çok daha fazla paralar harcıyoruz. Bu yardımlaşma ruhu da doğrusu insa- nı çok memnun eden, tahmin eden bir şey. Hedeflerimiz çok büyüdü. Kunı- luş olarak da gittikçe büyüyoruz. Rotary International Vakfı'nm merkezinde 500 kişi çalışıyor. Her yıl, 1.250 burs veriyoruz, öğrencilere. Her yıl, her ül- keden 525 çalışma değişım grubumuz var. Istanbul'daki bir toplantımızda Türkiye'den Yeni Zelanda'ya gidip çahşmalar yapan grubun izlenımleri ve çalışma sonuçlannı dinledik. Böylece farklı ülkelerden, farklı gruplar farklı deneyimlere sahip oluyorlar. 165 ülkede üyelerimiz var ve demin de söylediğim gibi bunlann sayısı 1.2 milyon kişi. Rotary'ye açümayan daha bir- kaç ülke var. - Bunlar hangi ülkeler? - Çin Halk Gumhuriyeti, Irak, lran, Suriye, Libya gibi Müs- Iüman ülkeler... Tek slvll toplum kuruluşuyuz' - Peki, Kuzey ve Güney Kıbns 'la iliskiniz nasıl? -Bu bir sorun ve eski bir hikâye. Türkiye ve AB'den bu so- runun bir an önce çözümü için ellerinden geleni yapmalan- m istedik. Biz, BM'de daimi gözlemci bulunduran dünyada- ki tek sivil toplum kuruluşuyuz. New York, Cenevre ve Vi- yâna'da birer göztemcimlz var. Pek çok konuda da BM Ge- nel Sekreteri Kofi Annan'la temas halindeyiz. Bunlann için- de Kıbns sorunu da var. Bir başka sorun da Küba. Merkeze döner dönmez bu ko- nuda bazı bılgıler edinmeyi umuyorum. Fakat önümüzdeki en büyük sorun Çin. Çin'in yönetimi altındaki Hong Kong'la çok iyi ilişkilerimiz var. Hatta ben şubattaki başkanlık konferansımı Hong Kong'da verdim. O münasebetle de Hong Kong'da en üst düzey Çinli yöneticî r " leriyle görüşme fırsatı buldum. Tayvan'la ilişkilerimiz iyi, a- - Lübnan'da sadece Rotary kulüplerini ziyaret ettim. Suri- ye'de Rotary çalışmalannı başlatmak üzereyiz. Ama Ür- dün'de dünyanm en büyük polyo (çocuk felci) ve menenjit- le mücadele projesini sürdürüyoruz. O nedenle Ürdün'e git- ma bildiğiniz gibi Çin'le Tayvan arasında sorun var. Bir si- vil toplum örgütü olduğumuz için neyse ki bu sorunlu yer- Terde bile en üst düzeydeki yöneticilerle bir araya gelme fif^ satı buluyoruz. Politik bir örgüt değiliz. Bütün amacımız in- sanlan bir araya getirmek. O nedenle de, ışimiz, önıeğin ABD Başkanı Çlinton'ınkinden daha kolay. —;—r~
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear