25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 rSlSAN 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 Teşekkür MNGHolding Ihale Müdürü Gürhan Günal, NiAritalya'nın Kundu ' köyünde aldıklan orman tahsisleri konusunda inceleme yapan müfettişlerin çalışmalarını tamamlayıp kendilerine teşekkür ettiğini bildirdi. Özel bir komisyon kurarak bötgede inceleme başlatan Orman Bakanı Nami Çağan ise "Müfettişler, afdıkları ilk bilgiler için teşekkür etmiş olabilir" dedi. Incelemenin yeni başladığını bildiren Çağan, Kundu'da köy tüzel kişiliğine ağaçlandırma alanı tahsis etmeyi planladıklarını açıkladı. Elektronik posta: som@posta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Çankaya pazariığı Fazilet'i bölmüş... "Hükümeti ise camtı!" alum tarikatın yurtdışındaki okullanndan bi- ri... Romanya'da... Romen ve yabancı öğ- rencilerin yanı sıra 35 Türk öğrencinin eği- tim gördüğü okulun yıllık ücreti 5 bin do- lara çıkınca Türk aileler çocuklarını alıp Lübnanlı bir Arap'ın işlettiği daha ucuz bir okula veriyor. Veliler, Türkçe dersi istiyor. Okul, 35 Türk öğren- ci için Türkçe dersi koyuyor. Okuldatürbanlı bir Türk öğretmenlikyapıyor; öteki bayan öğretmenler Arap ve başı açık. Türbanlı Türk'ün öğretmenlik belgesi de bulunmuyor. Okul, malum tarikatın okulundan ge- len Türk öğrenciler için Türkiye'den bir Türkçe öğ- retmeni getırtiyor. Türkçe öğretmeni, bir "Atatürk Köşesi" hazırlıyor. Okulda dersler, medrese yönte- miyle işleniyor. Kürsüde oturan öğretmen kitabı say- fa sayfa ezberletiyor. Yeni gelen Türkçe öğretmeni çaödaş bir eğitim sistemi uygulamaya başlıyor. öğretmenlik yapan türbanlı Türk'ün aynı okulda- ki kızı Türkçe öğretmenine soruyor: Tohum "Atatürk'ün resmini buraya niye astınız? Günah değil mi? O bizim dinimizi kaldırmış. Biz Allah'a mı Atatürk'e mi inanacağız?" Bir gün, okul müdürü Türkçe öğretmenini çağırıp din dersine de girmesini istiyor. Sınıfta ilk din dersi- ne başlamadan bir öğrenci "Domuz eti helal midir haram mıdır" diye soruyor. Türkçe öğretmeni, "Yi- yen yer, yemeyen yemez. Çok önemli bir konu de- ğil" diyor. Öğrenci "Siz domuz eti yediniz mi ya da yer misiniz" diye sorusuna devam ediyor. Öğret- men, "O bana ait bir konu. Başkalarını suçlama ve sorgulama hakkını nereden aldın" diye yanıtlıyor. öğrenci, babasından aldığı bilgiye göre domuz eti yiyenin dinden çıkmış sayılacağını söylüyor. öğret- men, "Dine giriş çıkışın anahtan domuzun elinde mi" diyerek öğrenciyi susturuyor. Bir süre sonra velilerin isteği üzerine okul müdü- rü, öğretmeni din dersinden alıyor ve okulda bir söy- lenti yayılıyor. Malum tarikatın okulundan gelen öğ- renciler ve veliler arasında Türkçe öğretmeninin do- muz etini helal saydığı, Allah'a değil Atatürk'e ina- nılmasını istediği konuşuluyor. Bu arada Ramazan geliyor. Okuldaki Arap öğret- menler oruç tutmazken Türk öğrencilerin en küçü- ğü bile oruç tutuyor. Öğretmen derste şarkı söylemeyi önerince ço- cuklar "ilahi" söylemek istiyor. Malum tarikatın okulunda atılan temeller, Lübnan- lı Arap'ın okulunda aynen korunuyor ve her şeyin ba- şı para olduğu için okulun sahibi, sık sık dersine gi- rerek öğretmeni baskı altına alıyor. öğretmen de bavulunu toplayıp Türkiye'ye dönüyor. Tarikatın tohumları her tarafa bulaşarak yeşerme- ye devam ediyor. Terfi Istanbul'da Sarıyer Milli Eğitim Müdürü, okul müdürlerini şeriatçılann yurdunda toplantıya çağırmıştı. Hakkındaki soruşturma bir okulunda, sınrfta ders yapmak yerine Ahmet Taner Kışlalı'nın fotoğrafının üzerine "çarpı" işareti koyan gazetenin propagandasını yapan din dersi öğretmenini müdür yardımcılığına atamaya hazırlanıyor! SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE 16 günde 8 milyar dolarlık ihale Yarın Türkiye'nin en büyük ihalele- rinden biri 8 milyar dolarlık 3 GSM iha- lesi yapılacak... Bir okurumuzun anım- sattığı gibi 3 Mart'ta ihale şartname- sinin satışına başlanmıştı. 3 Mart'la 3 Nisan arasında 31 gün vardı. Bu süre- nin 10 günü hafta sonu tatiline geliyor- du ve araya hafta sonlanyla 9 güne çı- karılan bayram tatili girdi. Ihaleye ha- zırlık için verilen 31 günün toplam 15 günü tatil oldu. Kalan 16 iş günü iha- leye girecek yerli ve yabancı ortakla- ra, bir araya gelip toplanma, şartname- yi inceleme, koşullarını yerine getir- me, teminatlan hazırlama ve teklif ver- me için yetti de arttı bile... Ya da her şey çok önceden hazırdı, şartname ve süre bu hazırlıklara uydurulmuştu! Emeklileri canından bezdirmek için Kızılay'ın emekli devlet memurları- na verdiği sağlık hizmetini durdurdu- ğunu yazmıştık.... Bilgiyi yanlış aktar- mışız... Bu ay sonu ıtibariyte hiznieti dur- duran Kızılay değil, MaliyeBakanlığı... Maliye Bakanlığı yayımladığı birge- nelge ile devlet ve üniversite has- £ tanelerinde "atıl kapasite" yara- ytılmaması için böyle bir kararal- mış... Bu karan alanlann sabahın köründe devlet ya da üniversite has- tanesine gidip kuyruğa girmediği bel- li ki "atıl kapasite"den söz ediyorlar. Ye- ni düzenlemeye göre emekli memur, önce devlet ya da üniversite hastane- sine gidecek, bir ay içinde sağlık hiz- meti alamazsa bunu belgeleyip Kızı- lay'ın kurumlarındatedavi olabilecek- miş. Maksat, emeklileri canından bez- dirmek olmalı! ÇED KÖŞESİ OKTAY EKÎNCİ Okurlardan katkılar... Bu köşenın konulannı saptar- ken "okurlann katkılan" en değerli kaynağımız... Yurdun he- men her yöresinden bildirdikle- ri "duyarlı gözlemleri" ÇED Köşesi'nde "ortak sesimize" dönûşüyor.. altında "ÇED Raporunu hazır- layan" sıfatıyla imzası bulunan İstanbul Üniversitesi Mühen- dislik Fakültesi'nden öğrenme- yi umuyor. DEPRENfDEKİ12 EYLÜL Bay- Vanijıria haberieşmesi*' gibi sü- regelen bu iletişimde artık o den- li bir yoğunluk var ki, çok sayı- da okurumuzun katkılan. çare- siz *beklemede" kalıyor... Bu nedenle bazı çarpıcı ve "ivedi" konulan, hiç değilse ara- da bir kısa özetler şeklinde der- leyerek sunmaya karar verdik. Işte bunlardan birkaçı: DÜZCE'DE TARİHE DİKKAT Okurumuz Dr. Sedat Ongan bildiriyor... 12 Kasım 1999'da ikinci deprem darbesine uğra- ş y çın'ın tstanbul 11 Özel İdare- si'nde görevli bir okurumuzdan öğrendiği "gerçek" şu: Istanbul'da, ınşaat ihaleleri " 1980'den önce" yapılmış okul, hastane v.b. gibi "kamu binala- rının" depreme dayanıklı hale getirilmeleri için "aşılması çok zor" birengel var... 12 Eylül 1980'den sonra "dar- beci" yönetim, bu binalann in- şaat dosyalanna, "incelemek" için el koyar. Ancak daha sonra geri gelmeyen dosyalarla birlik- te aynı binalann "projeleri" de 1970'Ierde Nuh Çimento... Daha o yıllarda "doğaya düşmanr olduğn belli değil miydi?.. (Cumhuriyet arşivi) yan Düzce'de, bize göre üçüncü darbeyi de hükümet "il merke- n yapma" karanyla indirdi. Şim- di btüa uygun yeni yerleşme bol- gesi elarak da kentin "kuzeyi" planlanıyor... Bu karan Düzce Valisi'nden dinteen Dr. Ongan ise özetle di- yor ki "Kuzeyde halkın Üskü- bü dtdiği Konuratp'te yaşa- dım. Tam ortasında PRUSSİ- AS aıtik kenti var. Vaktiyle bu kentin antik tiyatrosunda bak- layjetijtiriliyor, kalıntılanndan çıkarnlan tarihi seramikler de glzlice satılıyordu... Şimdi ye- ni Dnce de burada planlanır- ken Frussias korunacak mı?..." ÇED Köşesi, Düzce Vali- si'ndn yanıt bekliyor... MJBÇLMENTO BÜYÜYOR Dçrem kuşağındaki Here- ke'dîse inanılmaz bir "aymaz- hk" ı aşanıyor. "tşsiz" kalmama- sı ıçııadı bizde saklı olan Here- keli îiaınımuzun kesip gönder- dıgi azete ilanında, "Nuh Çi- raent Fabrikası'na ilave ola- r»k.i*rulacak yeni tesisler hak- knıdtki bilgilendirme toplan- tıs»*Jıyuruluyor... "Vaı bu fabrikanın ve benzer- lerinr artık Hereke'den ve tüm dep3i bölgesinden "uzaklaş- ttntmsı" beklenirken, yerlerin- de bdıklan gibi, daha da ge- ra§ldiyorlar. ÇD Köşesi, bu akıl almaz ka- nrrierekçesini ise aynı ilanın Ankara'da kalırve "kaybolur"... Şimdi mühendisler, "projesi- ni bulamadıkları" kamu bina- lannda ne yapacaklannı şaşır- mış durumdalar... Yani 12 Ey- lül, sadece demokrasiyi değil, insan yaşamını da tehdit etmeyi 20 yıl sonra yine sürdürüyor... KOZLU'>fUN YOLLARI Istanbul'un "koruma altın- daki" (!) tarihi mezarlıklann- dan Kozlu'yu bayramda ziyaret eden okurumuz Haşim Pirçek- li, bu kez akrabasmın mezanna ulaşamaz. Çünkü "yolunu" bu- lamaz... Derken fark ederki Kozlu Me- zarlığı'nın içindeki asfalt kaplı yola da mezarlar yapılmış. Üste- lik. henüz "boş" olan ve üze- rinde "Aile Mezarhğı" yazılı büyük ve gösterişli mermerme- zarlıklar şeklinde... Pirçekli üşenmemiş, Kozlu Mezarlığı'nın iç yolunu bile "parselleyen" bu ailelerin me- zar taşlannda yazılı isimlerini de not etmiş. Istanbul'un anılarla yüklü tarihi mezarlığını "İstan- bul'un belediyesinden" (!) böy- lesine "ayrıcahklı" izinle işgal edenler bakın "nereli" imişler: "Trabzon/Maçka'dan Ayde- mir ve Yolsal Aileleri" (10 ki- şilik boş mezar), "Akçaabatlı Molla Mehmetoğlu Aile Kab- ristanı" (4 kişilik boş mezar)... Zavallı "İstanbuUular"... Ta- bii kaldılarsa... HAYVANLAR İSMAÎL GLLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(a turk.net ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI H A R B İ SEMİH POROY semihporoy@yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 2 Nisan OUIO TORNADOSU.. 19?+'re8l/6üN,AM£&M S/#L£ŞİK ( ) £YJİL£r/ 'M0E GOISÜ- . ÖZ£LUKL£, B/Ç/- Mt*J&£K( 6ÜÇLÜ &UZ&4&LA& KOfZJCÜ şu sou ro^A/^po /s£-, İ3Z4- 'r£A/ S£Bl SÖGUC£A/L£&fiJ £N KO/S- KUMCUYPU! fSO-ZOO K'£JDM£-ne£ ££>£A/ GÖRÜŞ NECLA ARAT 'Dahili ve Harici Bedhahlar' Son yıllarda Cumhuriyetimizin laik yapısı ve bö- lünmez bütünlüğü, içerden ve dışardan inanıl- maz saldırıların hedefi oldu. Şeriatı uygulayan Islam cumhuriyetleri, Atatürk Türkıyesi örne- ğinden korktukları için, Türkiye düşmanı kök- tendinci örgütleri de ırkçı-bölücü akımları da besleyip büyüttüler. Bazı dost (!) Avrupa Birliği ülkeleri ise Türki- ye'nin ABD ile birlikte yürüttüğü Avrupa ve Or- ta Asya politikalarına tepki duydukları için, kök- tendinci ve bölücü örgütleri ellerınde koz olarak tutup desteklemeyi sürdürdüler. Bu destekle- me, genelde inanç özgürlüğü, demokrasi, in- san haklan kavramlarının arkasına saklanılarak yapıldı. Geçen haftalarda "Şeriatçılar Berlin'deki Okul- larda" başlığı altında ele aldığım, Almanya'da- ki Türk çocuklarına din bilgisi öğretme yetkisini Milli Görüş yanlısı sözde Islam Federasyo- nu'na (!) veren yaklaşım, bu örneklerden yalnız- ca biri... Sözde tslam Federasyonu ise "haricibed- hahlartn" maşası... Bu olayda Almanya'nın yap- mak istediği, Türkiye'ye karşı, ama kendisine yakın bir Müslüman grubu avucunun içinde tu- tup gerektiğinde kullanmak. Işin ilginç yanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Avru- pa'da devletimiz adına din hizmeti veren DİTİP (Diyanet Işleri Türk-lslam Birliği) adlı dev bir ör- gütün bulunması ve güçlü para kaynakları olan bu örgütün birtürlü işlevsel olamaması... Bu örgütün görevini yerine getirememesi bir yana, örneğin, Köln'ün merkezindeki kitap sa- tış bölümünde laik devlet anlayışını eleştiren, hatta Türkiye Cumhuriyeti'ne dil uzatan kitapla- rın satılabilmesi... Dahası bayramları ve bazı cu- ma namazları sonrasında Kaplancı'ların ve Mil- li Görüş'çü militanların laik Cumhuriyet karşıtı el ilanları dağıtabilmeleri... Kaplancı ve Milli Gö- rüşçülergibi cami avlusunda market açan DtTlP'in işletmesinin kimlere verilmiş olduğu da ayrı bir soru.. Kuşkusuz, DtTlP'in kadrolarında aydın din adamları da var. Ama, onlar ne yazık ki yetkili ve etkili olamıyorlar. Belki de korktukları için geriye çekilmiş, silik biryaşam biçimini yeğliyorlar. Oy- sa ibadet, eğitim ve vaaz konularında laik Cum- huriyet'in görevlendirdiği din adamlarının yetki- li olması, örgütlenme ve yönetim konusunda da laik-Atatürkçü işletmecilerin yeğlenmesi gerek- miyor mu? "Harici bedhahlar", hıyanet içindeki işbirlik- çileri ile bu işleri çevirirken, "dahili bedhahlar" da laik Cumhurıyetımiz için yaşamsal önem ta- şıyan laiklik ilkesini koruyan yasal ortamı da- rattıp ortadaakaldırmak üzereâJlerınden geleni esirgemiyoriar. Eğitimin neredeysetarikatiara bı- rakılması önerilebiliyor; laikliğin "inançlara say- gılı olup" olmadığı tartışılıyor; amaçları "şeriat düzenini oluşturmak" olan kimi çevreler, ödüller dağıtıyor ve alkışlanıp övgüler alıyorlar. Bu durumun ciddiyetini ve laik Cumhuriyet'in geleceği açısından içerdiği tehlikelerı gösterme- ye çalışıp uyarı görevini yerine getiren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş ise kimi çevrelerce demokrasi düşmanı olmakla suçla- nıyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın uyarılan hem haklı hem de yerindedir. Ülke bütünlüğü- müzü gerçekten korumak ve laik düzenimize sahip çıkmak istiyorsak "dahili ve harici bed- hahlar"\n ne yaptıklarını ve neyi gerçekleştirmek istediklerini yakından izlemek, dipdiri ve uyanık kalmak zorundayız. Çünkü düşman, hiç uyumuyor. PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Yazarımız Deniz Kavukçuoğlu'nun rahatsızlığı nedeniyle yazısını yayımlayamıyoruz. Faks:0212-723 84 97 BULMACA SEDAT YAŞAYA1S 1 2SOLDAN SAĞA: 1/Küçükçapa... Şenliklerde cad- delere kurulan süslü kemer. 2/ Ilgi... Oyunda 3 cezalı çocuk. 3/ '—eriği": Sulu ve yeşil renkli erik cınsı... Bir tarikatın. sana- tın ya da mesle- ğin kurucusu olan kimse. 4/ ° Eski dilde çöl. g 5/ Arap yazısı- nın düz ve köşeli çizgi- lerle yazılan bir biçımi... Ad kavmi hükümdarı Şeddad tarafından cen- nete benzetılerek yaptı- 3 nlan efsanev i bahçe. 6/ 4 Teknelerdekı hamuru ka- zımaya yarayan araç. II Libya'ntn plaka işareti... Boncuk. para, tüy gibi' şeylertakıtan renkli tül- 3 bentlerle yapılan gelin q başhğı. 8/ Karakter... Behçet Necatigil'ın bir şiır kitabı. 9/ Kabul etmeyerek gen çevırme... îpek ve pamukla dokunan bir tür kumaş. YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yapının ya da arsanın boyutlannı ve sınırlannı göste- ren harita... Maydanozgıllerden, özel kokulu otsu bir bit- ki. 2/ Bir göz rengi... Ozsu. 3/ Kadınların giydığı kolsuz üstlük... Yurdumuzda bir ırmak. 4/ Kendıni beğenmiş kimseler için kullanıtan bir alay sözü. 5/ Bal koymaya ya- rar küçük tekne... Bir yerde biriken sıvılan dışarıya akıt- makta kullanılan oluk ya da boru. 6/ lskambildekı karo rengıne verilen birbaşka ad. 7/ Tahılın taşını ayıklama- ya yarayan elek... Ressam tarafından kullanılan boya hacmi. 8/ Şık, lüks ve gösterişli gıyım tarzı... Tavır. dav- ranış. 9/ Sovluluk, ululuk... Ince den ya da ınce kabuk.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear