25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 P4İSAN 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR kulturf« cumhuriyet.com.tr 15 Dostlar Tiyatrosu, toplumcu-ilerici çizgisinden sapmadan yoluna devam ediyor 6 Bu dosthik hiç bitmesin9 • Topluluk, Tiirkiye'nin siyasi, ekonomik ve toplumsal atmosferini özümseyerek sahneye taşıyacağı oyunlan belirleyen ve aklın aydınlığında yolunu çizen her kesimden, yaştan seyircinin 'dostu' olarak serüvenini sürdürüyor. KOltûrServisi-Dostlar Tiyat- rosu otuzuncu yaşında... Para- sal kaygılar uğruna tıyatro sa- natından ödün vermeden top- lumcu-ilerici dünya görüşüyle hareket eden ve özel tiyatrolar arasında seçkin yeri olan bır topluluk. Yıllar boyunca Tür- kiye'nin siyasi. ekonomik ve toplumsal atmosferini özüm- seyerek sahneye taşıyacağı oyunlan belirleyen ve aklın ay- dınlığında yolunu çizen her ke- simden, yaştan seyircinin 'dos- tu' olarak serüvenini sürdüren bır tiyatro. Dostlar Tıyatrosu'nun otu- zuncu yılını kutlama gecesi bu- gün saat 20.30'da AKM Kon- ser Salonu'nda gerçekleşıyor. Kutlama gecesinde Dostlar Ti- yatrosu Belgeseli'nde de izle- yeceğimiz gibi 1969'da Dost- lar Tiyatrosu'nu kuran altı gen- cin amacı Anadolu'da tiyatro yapmaktı. Mehmet Akan, Şev- ket Altuğ, Ferit Erkal, Arif Er- Idn, Nurten Tuç ve Genco Er- kal, yan ödenekli bir bölge ti- yatrosu oluşturmak için bir ara- ya gelmişlerdi. Adana'ya yer- leşmeyi düşünen kurucular, tı- yatrolan için belırledıkleri ile- rici-toplumcu anlayışı sürdü- rebilme yolunda Adana'dan des- tek göremediler. Dostlar Tiyat- rosu, bu kez örgütlü işçi sayı- sının en yoğun olduğu Istan- vıııııci bipsendikaya 1) Can, 2)Aslan Asker Şvayk, 3) Kaikas Tebeşir Dairesi, 4) Yalınayak Sokrates, 5) Abdülcanbaz, 6) Ben, Bertolt Brecht, 7)' Yaz\ 8) Sevdalı Bulut, 9) Bir Delinin Haüra DefterL bağjanarak ışçıler için ti>atro yapmak seçeneğine yöneldi. Tiyatronun işçiler için gerekli olduğuna inanan bir sendika bulunamadığından bu tasan da gerçekleşemedi. Açılış, 1969- 70 mevsiminde Ali Tahsin'ın (Atüla Alpöge) yazdığı 'Ha Me Ka-Ha Ha Pe' (Haysiyetlı Mıl- li Kalkınma ve Hak Hukuk Par- tısi) oyunu ile Harbıye'deki Ya- pı Endüstri Merkezi'nde yapıl- dı. Otuz yıla yayılan zaman dı- liminde, îstanbul'daki çeşitli ti- yatro sahnelerinde kırk dört ya- pım sunuldu. Anadolutumele- fî aksatürnadan.., Bır dolu yer- li yapıtı ilk kez sahneye çıka- ran, yaşadığımız sorunlar ve olaylan irdeleyen yazarlarla iş- birliği yapan Dostlar, 70'li yıl- larda Vasıf Öngören'in 'Asiye NasU Kurtulur?' (1970-71), Başar Sabuncu'nun 'Zembe- rek' (1971-72), Orhan Ase- na'nın 'Şili'de Av' (1973-74), Bilgesu Erenus'un 'Ortak' (1975-76) ve 'tkfliOvun' (1977- 78). Aydm Engin' in 'Devri Sü- leyman' (1977-78) oyunlannı sahneledi. Kuruluşundan bu yana çağa ve dünyanın gidişi- ne ayna tutan belgesel nıtelik- lı oyunlara önem veren Dost- la. AlaiaDecaus nun 'Rosen- bergler Öimemeli' (1969-70), H. Enzensberger'ın 'Havana Duruşması' (1970-71). Peter Weiss' m 'Soruşturma' (1971 - 72), HaşmetZeybek'in'Alpa- gutOlayı'(1974-75),MacitKo- per'in Sabotaj Oyunu' (1975- 76), Yavuzer Çetinkaya'nın 'Gün Dönerken' (1976-77) ad- lı oyunlannı sahneledi. Reper- tuvarındaki yabancı oyunlar arasında Art BuchwakT ın 'Bü- yük Dümen' (1972-73), M. Gorki'nın 'Düşmanlar'( 1974- 75). Maxwefl Anderson'un 'Ya- hnavak Sokrates' (1985- 86/1988-99), Edward Bondun 'Yaz'< 1985-86). Vaclav Ha- vel'ın'BunıkEzgi'( 1989-90), N. Gogol'ün 'Bir Delinin Han- ra Defteri' (1992-1993), Paok> Coeüio'nun 'Simyacı' (1996- 97) adlı oyunlan sayılabilir. Brecht'in oyunlan Dostlar'ın repertuvarında Bertolt Brecht adı ayn bir yer tuttu. 70'lerın sonlanndan iti- baren topluluğun dünya görü- şüne denk düşen Brecht'in oyunlan, seyırciyi düşünmeye yöneltmesi, 'tartışmacı' bir ti- yatro ortamı yaratılması adına sergilenmeye başlandı. Bazıla- n şıır, şarkı ve öykü bıleşimin- den oluşan oyunlar arasında 'Brecht Kabare' (1978-79), Kafkas Tebeşir Dairesi', (1979- 80) 'Galileo Galflei' (1983-84), 'Ben Bertolt Brecht' (1986-87). 'Bay PuntUa ve Uşağı Matti' (1987-88) ve 'Yosma' (1997- 98) sayılabilir. Dostlar Tiyatro- su kendi çizgisine denk düşe- cek biçımde, başka türde yazıl- mış yerli ya da yabancı yapıt- lan sahneye uyarlamayı da ba- şanyla gerçekleştırdı. Turhan Selçuk'tan 'Abdülcanbaz' (1972-73). AzizNesin'den 'Aziz- name' (1973-74) ve 'Birtakun Azizlikler' (1994-95), Nâzım Hikmet'ten Kerem Gibi' (1973-74), 'Sevdalı Bulut' (1991-92) ve 'lnsanlarun' (1993-94), LesKe Bricusse-Ant- hony Newley'den 'Durdurun DûnyayıtnecekVar'(1969-70), J. P. Sartre'dan 'Nekrasof (1970-71), JaroslavHasek'ten 'Aslan Asker Şvayk' (1971- 72/1990-91), Brecht'in 'Kaf- kas Tebeşir Dairesi'nden uyar- lanan 'Analık Davası' (1971- 72), John Steinbeck'ten 'Bit- meyen Kavga' (1976-77), Alf- red Jarry'nın 'Übü'sünden uyarlanan 'ÜzbikBaba'(1988- 89), YaşarKemalden 'AğnDa- ğı Efsanesi' (1981 -82) ve Can Yücel'den yola çıkılarak 'Can' (1999-2000) adlı oyunlar oluş- turuldu. 'EzenlerEzüenlerBaş- kakhranlar' (1975-76), 'Hogün Yeni Baştan' (1980-81), 'Mer- haba'(1989-90), 'Içimdeki Çığnk' (1995-96) gibi yerh ve yabancı yazarlann yapıtlanndan oluşturulan kolaj çalışmalan da Dostlar Tiyatrosu üretimin- dekı farklı dinamiği ortaya ko- yan yapıtlar. Genco Erkal ve Dostlar Adı toplulukla özdeşleşen, tüm yaşamını Dostlar'a ada- yan Genco Erkal, gerektığınde sahneye tek başına çıktı. Meh- met Akan, Zeliha Berksoy, Ma- cit Koper, Yavuzer Çetinkaya, Metin Deniz, Tuncay-Sevim Çandar, Arif Erkin, Kuzgun Acar, Mehmet Ulusoy gibi sa- natçılann Dostlar Tiyatrosu'na geçen büyük emeklerinin yanı sıra bayrağı birbirinden alarak bugüne ulaştıran, ünlü-ünsüz, profesyonel-amatör pek çok sa- natçının da paha bıçilmez kat- kılan var. Erkal, oyunculuk ve yönetmenlik başansı, drama- turgı, çevırmenlik, uyarlama yetenekleriyle, aşkla bağlı ol- duğu işiyle, özverisi, titizliği ve özeniyle, tiyatrodaki inanç- lı, alçakgönüllü, dirençlı tutu- munu sürdüımesiyle Dostlar'ı otuzuncu yılına taşıyan kişi ol- du. Kendisi, çok az insana na- sip olan ayncalıklı bir konum- da olduğu için mutlu: "Sevdi- ğim ve inandığun işi yapüğım- dan zorluklaruu düşünmüyo- rum. En üzücü anda bile haya- hmın anlamı oluyor." Otuzun- cu yıl içınse şu değerlendirme- yiyapıyor "Dostiar,70lerde po- litize bir toplum bulunduğun- dan daha sert bir çizgiye sahip- ti. 80'lerden bu yana birtakun şeyleri daha derinlikli, incetik- li ve biriküne dayalı olarak ele alma\a başladık" 'Önermeler/Arguments' sergisf AKMde Bireyin toplumdaki 'düşünce mekânlan'Kûltûr Servisi - tstanbul Kültür ve Sanat Vakfi, İsviçre Kültür Vakfi-Pro Hervetia ve Cenevre Çağdaş Sanatlar Merkezi tarafından gerçekleştırılen 'Önenneler/Argunıents' sergisi, 6 Ni- san perşembe günü AKM Sanat Gale- risi'nde açılıyor. Küratörlüğünü Paok) Colombo ve Vlctor Durshei'nın yaptı- ğı sergıde Isrvan Balogh, Sabina Ba- umann, Selim Birsel, Mauricio Di- as&Walter Riedweg, Ebru Ozseçen. Istvin Balogh'un 'Chta' isimli çauşması, 1999. Bülent Şangar ve Hale Tenger'in yapıt- lan yer alıyor. Sergi Isviçreli ve Türk sanatçılan arasında karşılıklı bir diyalog ve tartış- ma süreci başlatmayı amaçlıyor. Bu süreci göstermek açısından, 'Önerme- ler/Arguments' iki aşamalı bır proje olarak planlandı. Bu projenin ilk aşa- ması Kasım 1999-Şubat 2000 tarihle- n arasında Cenevre Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde gerçekleştirildi. Projenin ikinci halkasını oluşturan îstanbul'daki ser- giye ıse yenı yapıtlann da eklenmesı ile farİdı bir renk kazandı. Sergiye katılan sa- natçılar bir taraftan sosyal ve politik gerçekleri sor- gularken diğer taraftan da güncel sorunlara değiniyor. Sabina Baumann ve Ebru Özseçen cınsellik ve kadın konusu üzerinde çalışırken Istvan Balogh ve Bülent Şangar ise fotografın kur- gusal karakteriyle nesnel gerçeklık arasındaki ilişki- yi yorumluyor. Selim Bir- sel, Dias&Riedweg ve Ha- le Tenger de farklı araç ve malzemelerle oluşturdukla- n çalışmalannda, bireyin toplumdaki yeriyle ilgili 'düşünce mekânlan' sunu- yor. Pazar ve pazartesı gün- leri dışında saat 10.00 ile 18.00 arasında izlenebile- cek olan 'Önermeler/Ar- guments', 27 Nisan'a kadar AKM Sanat Galerisi'nde sergılenıyor. 5-11 Nisan 'da gerçekleşecek '12. Uluslararası tstanbul Kısa Film Günleri'ne 15 ülke 95filmle katılıyor Festivak Fransa'dan kaülanfilmlerarasında "Le Cadeau de Maman" da yer afayor. Ödüüüfilmlerçoğunlukta Kültür Servisi - Uluslararası Is- tanbul 12. Kısa Fihn Günleri, 5-11 Nısan tarihleri arasında düzenleni- yor. Kültür Bakanlığı'nın ana spon- sorluğunu üstlendıği festivalde Al- manya, Avusturya, Belçika, Fran- sa, Hollanda, tngiltere, İrlanda. Is- panya, Isveç. Italya, Japonya, Ma- caristan, Polonya, Yunanıstan ve Türkıye'den 67 kurmaca, 6 deney- sel, 8 belgesel ve 14 canlandırma olmak üzere toplam 95 kısa film gösterimi yer alacak. Türkiye dı- şından programa alınan tüm film- ler 16 mm. ve 35 mm. formatında. Büyük çoğunluğunu uluslarara- sı festivallerde ödül ahnış çalışma- lann oluşturduğu Kısa Film Gün- leri'ne Almanya beş kısa film ile Avusturya ise beş tanesi deneysel film türünde hazırlanmış altı çalış- mayla. Belçika ıse aralannda yedi filmin bulunduğu bır programla ka- tılıyor. Fransa bölümü, UNIFRANCE Kısa Film Bölüm Sorumlusu Chris- tine G«ndre tarafından önerilen ve çoğunlukla festivallerde ödül almış olan filmlerden oluşuyor. Ingiliz Fılmlen listesi, iki kur- maca, dört de canlandırma çahş- masından oluşuyor. Festıvale bu yıl ikinci kez katılan trlanda'mn kısa film programında dört kurmaca kısa film yer alıyor. tspanya'nın, 'Yananlşık' adlı fil- mın de yer aldığı programında dört kurmaca film bulunuyor. tsveç'ten ıse iki film ve Göran Nilsson'un 39 dakikalık 'Olta Tüyü' adlı çalışma- sı festivalin en uzun fıhni. Macaristan bölümü Hungary Film Unio isimli kuruluşun gönderdiği dört filmden oluşuyor. Geçen yıl 'Anfcdya Amn Portakal En lyi Kı- sa Film' ödülünü kazanan Janos Szasz'ın yönetmenliğıni yapüğı 'Ce- naze Töreni' de Macaristan'ın fibn programı arasında yer alıyor. Festivale ilk kez katüacak olan Po- lonya'nın 2 canlandırma ve 3 kur- maca filmı gösterilecek. Yunanis- tan ise dört film sunuyor festivale. Programın Türkiye bölümünde ise tFSAK 21. Ulusal Kısa Film Yanş- ması'nda ön elemeyi geçen 26 fil- min gösterimi gerçekleştırilecek. Her ülkenin fılmlen üç kez, deği- şik gün ve saatlerde Fransız Kültür Merkezi ve Italyan Kültür Merke- zi salonlannda 11.00, 14.30,17.00 ve 19.30 seanslannda ücretsiz ola- rak gösterilecek. KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR Garip Blr Yao Herkesin gününü gün eden şeyler vardır, in- sandan insana değişen şeyler. Orneğin duaıp dururken bir akşamüstü oturup bir Sait Faik hi- kâyesi okursunuz, gününüz gün olur. Yolda yü- rürken canınız çeker bir sinemaya girersiniz, Truf- faut'nun Jules et Jim'i gösterilir, gününüz gün olur. Sabah katkar kalkmaz radyoyu açarsınız, Schu- bert'in Alabalık Beşlisi çalar, nedeni belirli bir gü- lümseme kaplar yüzünüzü. Böyle ufak tefek ay- nntılardır insanın gününü gün eden. Insanoğlunun en büyük düşmanının cansıkın- teı olduğunu düşündüğüm zamanlar olmuştur. Mil- liyetçilik, faşizm, üçkâğıtçılık, belkemiksizlikde pek iyi şeyler degildir ama.. cansıkıntısı daha kötü ge- lir bana. Cansıkıntısı derin bir konudur. Öyle vi- agra almakla, sonuçlannı tefrika etmekle filan geçmez gerçek bir cansıkıntısı. Benim canımın sı- kıntısı sürse sürse bir iki saat sürer. Onu yok ede- cek bir şey bulurum. Oturup Nurullah Ataç oku- rum mesela. Bu asabi bilgenin yazdıklannı oku- mak günümü gün eder hep. Kel insanların çeşit çeşit olduğunu bilirim. En egtendirici keller, sağ ya da sol kulak civanndaki saçlan omuzlanna kadar uzatıp bunları kafalan- nın üstündeki açık alana özenle tarayanlardır. Böylece verimli ve kısıtlı bölgedeki saçlar kafa- nın ampulü andıran kısımlannı örter ve insan kar- şısındakine lüle saçlı bir delikanlı gibi görünür. Bu kuaför seçiminin bir iki mahzuru vardır. Rüzgâra çıkmamak gerekir, bir de denize girilirse sonuç- lan pek hoş olmayabilir. Gününü gün etmenin en sağlam yolu şiir oku- maktır. Ben günümü gün etmek için Edip Can- sever, Metin Eloğlu ya da Oktay Rrfat okurum. Günüm gün olur. Çok canım sıkılirsa "Kendi çı- kartannın aleyhine konuşmayan insana gûvenmem ben" diyen Nurullah Bey'i düşünürüm. Günüm yi- ne gün olur. "Utanç devrimci bir duygudur" di- yen Karl Manc'ı düşünürüm. Günüm gün olur. Benim gibi insanlann gününü gün edecek çok şey vardır. Bir köpek kuyruğunu sallar, bir garson "Hoşgeldin ağabey" der, bir çocuk söylediğim bir şeye güler.. günüm gün olur. Benim sevdiğim in- sanlar, biıiikte güldüğüm insanlardır. Zevklerini ve renklerini paylaşmadığım birçok insanla, aynı şeylere aynt anda güldüğüm için yakın bulmuşum- dur kendimi. Biriikte/beraber gülmek önemlidir. İnsanın gününü gün eder. Karşılıklı sıntmak, bir- likte gülmekten çok daha kötüdür. Louis Armstrong'u ilk duyduğum zaman beş altı yaşlarındaydım. Babam Kocabeyoğlu Pasa- jı'nın altındaki Armağan'dan bir longplay almıştı. Armstrong bir Rus şarkısı çalıyordu. Siyah Göz- ler / O Çiçorniya. Müziğin aydınlığı, seslerin an- lattığı öykü içime işlemiş olmalı. Orada o gün gü- nümü gün ettim ve hiç unutmadım bunu. Sonra yıllarca Louis Armstrong dinledim. Ara- dan kırk yıl geçtı, yine Louis Armstrong dinliyo- rum. Günüm gün oluyor. Can sıkıntısını, iç sıkıntısını sağlayan olgular yürek ferahlıgını, gülümsemeyi sağlayan olgular- dan çok daha önemsizdir. Salt Falk'in herhangi birhikâyesi, Truffaut'nun herhangi birfilmi, Schu- bert'in herhangi bir müziği gününüzü gün eder. AJtmış beş milyonluk bir ülkede altıbuçuk satma- yan bir şairdir Metin Eloğlu ama.. yirminci yüzyı- lın en değerli yüz şairinden biridir bence. Bunu dü- şününce gülümsersiniz ve gününüz gün olur. Louis Armstrong yıllarca Amerikalı "ilericiler" ta- rafından suçlandı. Sisteme hizmet etmekle, be- yaz adamlara karşı fazla yumuşak davranmakla suçlandı. Armstrong'un müziği bütün bu saçma- lığa nanik yapan bir ustalığın özetidir. Bu gerçek kınntısını anlamak için yalnızca bu insanın müzi- ğini dinlemek gerekir. Herkesin gününü gün eden şeyler vardır, bu da onlardan biridir işte. Herkesin gününü gün eden şeyler vardır. insan- dan insana değişen şeyler. Durup dururken Or- han Vell'yi düşünürsünüz, gününüz gün olur. Bir balıktutarsınız, her şey değişir. Orhan Pamuk'un dediği gibi "birkitap okursunuz, hayatınız kayar"\ Insandan insana değişir bunlar. Önemli olan mi- zah duygusunu muhafaza etmek, kuru gürültü- ye pabuç btrakmamaktır. Cansıkıntısı büyük ve de- ğişmez bir düşmandır. Bir de eblehlik var... İFSAK Kısa Rlm Ödüllepi • Kültür Servisi -21. tFSAK Ulusal Kısa Film Yanşması sonuçlandı. Genç yönetmenlenn filmlerinin ağırhkta olduğu yanşmada kurmaca video dalında birincihk ödülünü 'Otuzdört' (Umut Ural&lnanç Ayar), ikinciliği 'Teknede' (Ercan Diler), üçüncülüğü 'Köprüde' (Okan Yücel)/'Aşk Kumardır' (Faruk Karaçay) fıknleri aldı. Kurmaca film dalında birincilik ödülüne 'Şekerleme' (Özgür Eken), ikincilığe 'Meleğin Selamı' (Rıza Kıraç), üçüncülüğe 'Getto' (Ulaş Beşocaklar) filmleri değer görüldü. Belgesel dalında birincilik ödülü, 'Ötekiler' (Taylan Sezginer), ikincilik ödülü 'tki Atıyoruz Bir Satıyoruz' (Burcu Duru, Metin Kavas, Gökhan Kılıç, Yeşim Tozman, Başak Temur, Özkan Yılmaz), üçüncülük ödülü 'Usta-Fuat Başar' (Kurtuluş Özgen) fihnlerine venldi. Deneysel video dalında birincilik ödülünü 'Uyku Hali' (Belmin Söylemez), jüri özel ödülünü 'Ivme' (Ethem Özgüven) filmleri aldı. Canlandırma video dalında ise binncilık ödülünü k' (Tanyeli-Dilek Mutlu) adlı film kazandı. Kâmfl Yavuz'un Romanya başansı •Kültür Servisi - Karikatürcü Kâmil Yavuz, Romanya'nın Karadeniz'e kıyı kasabası olan Calaraşi'de bu yıl ilk defa düzenlenen 1. Calaraşi Karikatür Festivali'nde Özel Ödül kazandı. Bu yıl konusu 'Kıyılar ve Balıkçılık' olan festivale dünyanın birçok ülkesınden karikatürcü davet edildi. BUGÜN • CRR Konser Salonu'nda Türkmenistan Kültür Günleri' çerçevesmde saat 19. 30'da Türkmenistan Devlet Şarkı ve Dans Grubu göstensı ızlenebılır. (232 98 30) • AKSANAT'ta, 10. Akbank Caz Festıvalı kapsamında, laser-dısc'ten saat 12.30'da 'Legendsof Jazz Drumming Part 1', 18.30'da 'Legends of Jazz Drumming Part V adlı caz belgesellen gösterilıyor. (252 35 00)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear