25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 -1 NİSAN 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Norm kadro Milli Eğitim Bakanlığı'nın "norm kadro" uygulamasından bu kez öğrenci velileri yakınıyor. Sınıf öğretmenlerinin "norm kadro" uygulamasıyla eğitim yılının ikinci yansında başka bir okula tayin edilmesinin, daha bu , yıl okula başlayan r çocuklannı mağdur ettiğini şöylüyor veliler. Örneğin Istanbul Ataköy'de Medeni Berk llköğretim Okulu'nda olduğu gibi. Veliler, aynı okuldan bir ©ğretmenin "norm kadro" tayininden geri döndüğünü belirterek, "Demek ki bazı kurallardan bazı durumlarda vazgeçilebiliyor" diyor ve neden mağdur edildiklerine eşitlik ilkesi doğrultusunda yanıt verilmesini istiyorlar. J uHektronik posta: som€posta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Nûkleer santral ihalesi bir kez daha iptal edilmiş... "Bu ihale bir verinden oatlavacak ama!" amsun'da bir anıt var: llk Adım Anıtı... Ata- türk'ün 100. doğum yılı nedeniyle 12 Ey- lül döneminde yaptınlmış ve yine 12 Eylül döneminde parçalanmış bir anıt... Bugün, Samsun Valisi Metin llyas Aksoy'un beyanına gö- re halkın tepkisini çekeceği gerekçesiyte eksik par- çalarına kavuşamayan bir anıt... Atatürk'e, sanata ve sanatçıya saygısızlığın anıtı, yobazlığa ödün vermenin abidesi! Anıtın öyküsü şöyle: Atatürk'ün 100. doğum yılı olan 1981 'de Samsun'da "llk Adım Anıtı" yapılması kararlaştırılıypr. Dönemin Devlet Bakanı Mehmet Özgüneş'in başkanlığındaki jüri, heykeltıraş Hakkı Atamut- lu'nun hazırladığı Atatürk ve arkadaşlarını simgele- yen üçlü figür ile Türk gençliğini simgeleyen bir kız ve bir erkek figüründen oluşan anıt projesini birinci seçiyor. Aynı yıl 19 Mayıs'ta, Devlet Başkanı Orge- neral Kenan Evren, Milli Güvenlik Konseyi üyeleri llk Adım Anıtı ve Başbakan Bülend Ulusu'yla birlikte Samsun'a gelip, anıtın konulacağı alanın temelini atıyor. Heykeltıraş Atamutlu, dökümünü Budapeşte'de yaptırdığı anıtı bir yıl sonra bitiriyor ve 20 Kasım 1982'de "llk Adım Anıtı" yine Devlet Başkanı Evren tarafından törenle açılıyor. Fakat, sonradan nü re- simler yapacak olan Evren, açılışını yaptığı anıttaki kız ve erkek figürlerini "çıplak" buluyor; kaldınlma- sını emrediyor. Emirin demiri kestiği dönemdeTürk gençliğini sembolize eden iki figür sökülüp atılıyor. Iki figür yıllar sonra bir depoda bulunuyor. 2000 yılına gelindiğinde, Samsun'da 19 Mayıs kutlamaları için Vali Aksoy başkanlığında yapılan bir toplantıda Garnizon Komutanı Tümgeneral Doğu Si- lahçıoğlu, emekli orgeneral Kenan Evren'in emriy- le parçalanan anıtın eski haline getirilmesini öneri- yor. Vali Aksoy, Kültür Bakanı Istemihan Talay'la gö- rüştüklerini ve "yasaklı" iki figürün yeni açılacak Kül- tür Sarayı bahçesindeki havuzun başına konulaca- ğını şöylüyor. Tümgeneral Silahçıoğlu, iki figürün yerinin Atatürk'ün yanı olduğunda ısrar edince Vali Aksoy, baklayı ağzmdan çıkanyor: "Eski yerine koyarsak tepki alınz." Tepki kimden gelecek? Yobazlardan! Havuz ke- nanna konsa tepki gelmeyecek mi? Kimse kimse- yi kandırmasın... Öncelikle Kültür Bakanı Istemihan Talay, Atatürk'e, sanata ve sanatçıya saygı için "llk Adım Anıtrna tümüyle sahip çıkmalı... Sonra Içiş- leri Bakanı Sadettin Tantan, Samsun'daki yobaz- lara ödün vermemesi için Vali Aksoy'a gerekli uya- nyı yapmalı... Ve Türkiye'nin aydınlık insanlan, "llk Adım Anrtı" için Tümgeneral Doğu Silahçıoğlu'nu des- teklemeli... Bu da bir ilk adım olabilir... Ya da yobaz- lığa verilen ödünlerde son adım... Katkı Eğitime katkı payı olarak bilinen vergi, yıl sonunda yerel yönetimlere aktarılacakmış... Sınıflan 25 kişilik yapamayacaklannı ve bilgisayarla donatamayacaklannı anladılar, topu taca atıyorlar! SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Artemia Partfıenogenitica uyarısı Bilimsel adı "Artemia Parthenoge- nitica" ya da halk arasındaki adıylaTuz- la Karidesi... Yüryüzünde 300 değişik coğrafi bölgede yetişiyor, deniz balığı üretim işletmelerinde larva beslemesinde kullanılıyor ve yılda 50 milyon dolar- lık ciro İle önemli bir ekonomik değer taşıyor... Ayrıca, kuşların da beslen- me kaynağını oluşturuyor... Türkiye'de, Izmir Kuş Cenneti ha- bitatı içindeki Çamaltı Tuzlası'nda bu- lunuyorArtemia Parthenogenitica ya daTuzla Karidesi... Sonrasını su ürün- leri uzmanı yardımcı doçent Dr. Mus- tafa San anlatıyor: . "TEKEL bünyesinde, tuz üretimi ça- lışmalan esnasında yan ürün olarak de- ğerlendirilmekte ve larva beslemede kullanılmak üzere satılmaktadır. Do- ğal ortamda kontrolsuz olarak yılda 400-500 kilo ürün alınmaktadır. Çamal- tı Tuzlası'nda, Tuzla Karidesi popülas- yonunun korunması ve geliştirilmesi- ne yönelik çalışma yoktur. Dünyada mevcut ekonomik Tuzla Karidesi kay- naklannın tükenmeye başlaması ülke- mizdeki bu kaynağa ilgiyi arttırmak- tadır. Çamaltı Tuzlası'nın bu amaçta olan teşebbüslere açılması, popülas- yonun bilinçsiz ve aşın sömürülmesi- ne neden olacaktır. Bilinçsiz uygula- malar yapıldığı takdirde endemik tü- rümüz olan Tuzla Karidesi'ni ta- mamen kaybetme riski bulun- maktadır. Buna bağlı olarak Iz- mir Kuş Cenneti'ne 'cennef ol- ma vasfını kazandıran kuşların önemli bir beslenme kaynağı da teh- likeyegirecektir." Sonuç: llgili resmi ve sivil kuruluş- lar Tuzla Karidesi'nin korunarak kul- lanılması konusunda gereken özeni göstenmelidir. MNG Holding'den açıklama 23.03.2000 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nin, Deniz Som tarafından hazırlanan "Vaziyet" adlı köşesinde "Kundu" başlığı ile yer alan "haber-yorum" niteliğindeki yazı, Holding tüzel kişiliğimiz ile ilgili olarak tamamıyla gerçek dışı bir ta- kım iddia ve ithamlar içermektedir. Özellikle son yıllarda, ülkemiz ekonomisi açısından bü- yük öneme sahip turizm yatınmlarına imza atan şirketimiz, tüm bu yatırımlannda, "doğa ve yerel dokunun korunma- sı" ile "kamu çıkanna yönelik ekonomik faydanın temini" ara- sındaki hassas dengenin muhafaza edilmesini, temel ilke olarak kabul etmiştir. Esas itibariyle doğa ve yerel doku korunmadan yapıla- cak turizm yatınmlannın kendilerinden beklenen ekonomik faydayı temin edemeyecekleri de açıktır. Kundu yöresinde gerçekleştirilen Topkapı Palace isimli turistik tesisimiz açı- sından da aynı temel ilke geçerlidir. Söz konusu tesis; Or- man Bakanlığı'nın 07.08.1997 tarih ve 0503-898/491 sayı- lı olurları kapsamında; 49 yıl süreyle tarafımıza tahsis edi- len; mülkiyeti Hazine'ye ait, 'orman' vasfındaki, 85.055 met- rekare yüzölçümlü arazi üzerinde inşa edilmiş olup; proje- lendirme, inşaat ve işletme aşamaları Maliye ve Orman Ba- kanlıklarının etkin denetimleri altında gerçekleşmiştir. Yine bu kapsamda alınan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) ra- poru; Çevre Bakanlığı'nın da, gelişmelere müdahale etme- sini sağlamış ve doğal çevreye herhangi bir şekilde zarar verilmediğini resmi olarak belgelemiştir. Tüm bu resmi belgeler incelenmeden ve sadece kulak- tan dolma bir takım bilgilerle hazırlanan tekzibimize konu yazıda ise; 'orman yangını üzerine tekrar ağaçlandırılması gerekirken, tarafımıza tahsis edilen alandan' ve 'Kundu kö- yünü etkileyen kanalizasyon atıklanndari' bahsedilmekte- dir. Şu hususu, tüm resmi belgeler ışığında özellikle vurgu- lamak isteriz ki; yazıda bahsedilen orman yangını; 85.500 metrekarelik alanın tarafımıza tahsisinden sonraki dönem- de gerçekleşmiş ve söz konusu alanı da kısmen etkilemiş- tir. Sırf doğal çevrenin yangından önceki haline iadesi ve böy- lelikle: tesisimizden beklediğimiz gayenin temini için Orman Bakanlığı'ndan tahsise konu arazinin yakınındaki, yangın- dan etkilenen 430 dönümlük alanın da, yeniden ağaçlan- dırılmak üzere tarafımıza tahsisi istenmiştir. Bu isteğimiz ve taahhüdümüz üzerine gerçekleşen tah- sisten sonra bahse konu 430 dönümlük arazi üzerinde, tüm giderleri tarafımızdan karşılanmak kaydıyla ağaçlandırmaya- pılmıştır. Çevresi çit ile çevrilen bu alan, şu anda sürekli ba- kımımız altında olup, dikilen ağaçlara bir zarar gelmemesi için azami özen gösterilmektedir. Tüm çabamız; yanan or- man alanının gelecek kuşaklara tekrar orman olarak akta- rılmasınayöneliktir. Yukarıdada bahsettiğimiz üzere, bu or- man alanının korunması, tesisimizden beklediğimiz ekono- mik faydanın temini için de zorunludur. Dolayısıyla Orman Bakanlığı tarafından, tarafımıza tahsis edilen alanın sadece 85 dönümlük kısmında turistik tesis yapılmış, 430 dönümlük kısmı ise ağaçlandırılmıştır. Yine Kundu Köyü'nü etkilediği iddia edilen ve turistik te- sisimizden kaynaklandığı belirtilen kötü kokunun da, turis- tik tesisimizle herhangi bir ilişkisi yoktur. Gerçekten de tü- zel kişiliğimiz, tesise yaklaşık 900 metre uzaklıkta bulunan, mülkiyeti tarafımıza ait arazi üzerinde, kimyasal ve biyolo- jik arıtma yapan 2500 kişi/gün kapasiteli arıtma tesisini, otel inşaatı henüz tamamlanmadan kurmuştur. Bu antma tesisi Topkapı Palace isimli turistik tesisimizden kaynakla- nan organik ve inorganik atıklann, çevreye zarar vermeye- cek şekle dönüştürülmesini temin etmekte ve ilgili resmi bi- rimlerin sürekli gözetimi altında işletilmektedir. Mikrop içe- ren atıklann denize karıştığı, kötü kokuların etrafı sardığı bir ortamda, milyonlarca dolarlık yatınmdan beklenen fayda- nın temini mümkün olabilir mi? Böyle bir ortamın önüne ge- çilmesi, herşeyden ve herkesten önce bizim açımızdan zo- runlu değil midir? lyi bir gazetecilik örneği verilseydi "ÇED raporu alınabilmesi için, kurmuş bulunduğumuz arıtma te- sisinin zorunlu olduğu" tespit edilebilir ve "Kundu Köyü'nü etkileyen kötü kokunun gerçek sebebi" belirlenebilirdi. Böy- le bir araştırma sonucu "Kundu Köyü'nün geçmişte ve bu- gün, kanalizasyon ve arıtma tertibatının bulunup, bulunma- dığı, bu yerleşim birimindeki foseptiklerin nereye boşaltıl- dığı, Aksu ve özellikle Acısu derelerinin niçin kirli olduğu ve niçin kötü koktuğu" gibi hususlara da açıklık getirilebilirdi. Avrupa Birliği'ne girmek için büyük çaba harcadığımız ve tüm sektörlerimizi baştan aşağı gözden geçirerek, stan- dartlara uygun hale getirmeye çalıştığımız böyle bir dönem- de, ülkesine ekonomik fayda ve istihdam temin etme ça- bası içindeki yatırımcıiann, asılsız iddialarla karalanmasına, anlayışla yaklaşmak imkansızdır. Temelinde "iyi niyet" ve "kamu çıkarı" olan tüm olumlu eleştirilere sonsuza kadar açığız. Ancak tekzibimize konu yazı, ne yazık ki bu niteliğe sahip değildir. Her zaman en iyi takdir makamı olduğunu ispatlamış yü- ce halkımızın bilgisine saygıyla arz olunur. MNG Holding A.Ş. HAYVANLAR İSMAIL CÜLGEÇ ÇİZGİLİK * • r KÂMİL MASARACl s i " • • X' • HARBİ SEMtH POROY semihporoy(3yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Nisan KURTDEREU MEHMET PEHLIVAN.. 1333'OA 8UGÜU, ÜHLÛ PSHLİVAN *z/erVEeÇti MeUUBT ?£ X4- ŞıMDA ÖLDÛ. TÜRK GÜBEpMİU BH BÜYÜK AÖLAB(UDAU gf- gi OLAN Kueroeeeu, SAUCAULAR'PAKJ OBÜORKMN'OA OÜNYAYA eeiMiş^oNfM gALiKBSin'in Kuervees tcöyü- NB reeLEfM/frî. iuc ıcez, KOCA yusuFtA eüeeçee&c ÜU YAPA4/?n. YUSUF ONDA YETENEK GÖRDÛĞÜKIOEN 60- R€Çt YAIZIM BIŞAICAAIÇ, ÖDÜLÜ DE VEOHifrİ. PAOİÇAH B.AgDdlMAMir'iH SÜtsefTEA/ HOÇlAAIMAMASf NEOÇ- Nt/IE BA71YA eipBN PEtfÜVAMLAg ABASIHP4 VEfZf ALAN tUjerDEREU, FgANSA, tNGlLTERE VE ABP'&B BÜ- 8AÇARI KAZANmf,PÜNW ÇAMPİ/OMU OLMUfTU.SOH tEZ ISH'DB, ISTANgUL'OA ŞAMPİYOtJ OLAN KURTPeBEÜ, 1331'OB MUSTAFA X£A4AL(ATATÜ&$ mBAFINOAN KUTIAH- MffTT. "B£N HER 6UREŞTE', AOCAMM TÛBK MİLLETİNİH BUİMHDU6UMU OÛŞÜNÜieÜM'SÖZÜ ONA AİTTlK.. BANDIRMA 2. İCRA DAİRESİ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI DosyaNo: 99/2418 Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti. adedi. evsafı: Bandırma Paşabayır Mah. Sogûksu Cad. 14 pafta, 56 ada, 7 nolu parsel sayıü mağaza 14 meskenli apartmanın zemin katrnda 176/1536 arsa payh mağaza olup, 135 m2 civannda giriş kapısının Uğur Mumcu caddesine baktığı. kapı ve pencerelerinin PVC olduğu, çarşıya mevki yerde bulunup, bugün için muhammen değeri 13.500.000.000.- TUdır. Saüş şartlan: 1- Satış, 16.05.2000 gûnü saat 14.00'ten 14.10'a kadar Bandırma 2. îcra Müdürü odasında açık arttırma suretiyle ya- pılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rûçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflarmı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 26.05.2000 günü aynı yerde aynı saatte ikinci arrtırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttııanın taahhü- dü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki arttırma bedelinin ma- lın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarmı geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye res- mi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. KDV alıcıya aittir. 3- Ipotek sahibı alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşma- dan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaîeye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırnıamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefılleri. teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale far- kı ve temerriit faizi aynca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark. varsa öncelikle teminat bedelinden alınacak- tır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebihnesi için daırede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 99/2418 sayıh dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 10.3.2000 , > ,. (*) Ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 17070 " " " GÖRÜŞ Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Demokrasi Çıkmazı Genç, yakışıklı, oldukça iyi okumuş bir delikanlı ile bir komşu sohbeti sürdürüyoruz. "Kurtuluş Sa- vaşı" diyor "öyle büyütülecek bir şey değil. Topu to- pu 8000 kişi ölmüş, Ooğrusu büyük bir mücadele sayılmaz." Biryerlerden esinlenmiş genç adam. Bi- raz kurcalayınca anlıyorsunuz boşluğunu. Ciddiye alıp da bir şeyler okumuş, incelemiş, kafa yormuş olmaktan uzak. Ama benzer görüşleri ileri süren epeyce sayıda genç insana rastlıyorsunuz. Bir baş- ka genç bir sol parti üyesi. Iddialı, konuşkan, tar- tışmayı seviyor, kendisine güveniyor, o da aydınlan- mayı küçümsüyor. "Nedir bu aydınlanma allahaş- kına.. boşuna yüceltmeye kalkmayın onu" diye di- retiyor. Bir başka genç Kıbns'taki Türk ordusunu iş- gal ordusu olarak tanımlıyor. Bu gençlerin tümü Atatürk'e ve onun devrimlerine uzak duruyorlar. Yıllar önce idi.. Atatürk'ü, onun yaptıklarını, cum- huriyet devrimlerini küçümsemek akımı yeni yeni uç veriyordu. Pırıl pırıl bazı insanlar bu devrimleri an- tidemokratik bulmakta idiler. Özal transformasyo- nu ve onu izleyen Sovyetler'in çöküşü ile bu akım iyice hız kazandı. Türkiye'nin bazı tanınmış yazar- lan, kültür adamları bu cephede yer almaya başla- mıştı. Çok ilginç bir gelişme idi bu. Özal, şaşılası bir şekilde bazı çevrelerin gözünde karizmatik bir kim- lik kazanıyordu. Kendisi ile gece yarısı telefon soh- betleri yapan anlı şanlı yazarların yanı sıra Özal'ın girişimleri konusunda ciddi tereddütler geçiren, on- da bir keramet görür gibi olan aslında tutarlı, ilkeli epey insan tanıdım. Bereket onlar yine Özal'ın ya- pageldikleri ile çabuk toparlandılar. Basın dünya- mızın ünlü sol köşe yazarlanndan bir bölümünün kö- şe dönme felsefesinin öncüsü, zengin sever, iş bi- tirici Özal hayranlığı, dünya basın tarihinin en ilginç olayları arasında yer almalıdır. Türk solu adına da alabildiğine umut kırıcı bir olay. Yine yıllar önce Refik Erduran, "Atatürk'ten öv- gü ile söz etmek, sıradan bir insan sayılmak demek oluyor" diye yazmıştı. Birikimli insanların bir büyük devrimi gerçekleştirmiş olan Atatürk'ü küçümseme- lerini anlamaya ve açıklamaya çalıştığım bir sırada bu yorumu ilgi çekici bulmuştum. Kuşkusuz insan- ların kişilik sorunları, iç dünyalarındaki karmaşa, doyumsuzluklar, kompleksler, düş kınklıkları onla- nn davranışlannda ve yargılarında çok önemli bir rol oynar. Sovyetler'in yıkılışı Türk solu için elbette bü- yük bir düş kırıklığıdır. Sanırım bu sırada bir yerler- den pompalanan ve etkınliğini giderek arttıran bir akım, demokrasi akımı bu düş kırıklığının yarattığı psikolojiye uygun düşmüştür. Kendine özgü bir de- mokrasi anlayışı idi bu ve emekçi sorunlarını ve emekçi muhalefetini geri plana itiyordu. Buna kar- şılık bu akımı yaygınlaştıranlar gayet ustalıklı bir şe- kilde etnik muhalefetı ve dinsel muhalefeti günde- me getirdiler. Bu yeni demokrasi yandaşları önce Cumhuriyet devrimlenni antidemokratik buldular, ar- dından laikliği sorgulamaya, laikliğe karşı duranla- ra yakınlık duymaya başladılar. Devlete, devlet oto- ritesine karşı olmak gibi ortak bir tavırları da vardı. Onlara göre her şeyden önce demokrasiyi savun- mak gerekiyordu. Aynca demokrasiye engel gibi su- nulan cumhuriyet karşıtlığında da çakışma oluyor- du. Laikliğe kuşku ile bakmak, inançlara saygıh la- iklikten söz etmek, laikçiler diye bir kavram icat edip onları suçlamak, dınine bağlı halkın demokra- siye destek vermesine yol açardı. Önemli olan, ön- celiği olan, laiklik değil demokrasi idi. Onlar herhal- de laiklik olmadan da demokrasi olur tezini savun- makta idiler. Etnik muhalefet, etnik aynmalıkhat- ta kalkışma da demokrasi adına desteklenmelı, en azından sempati ile karşılanmalı idi. Aralarında si- lahlı kalkışmanın liderını Garibaldi'ye benzetenle- rin de bulunduğu Türkiye'nin demokrasi savunucu- lannın küçümsenemeyecek bir bölümü böyle yap- tılar ve böyle davrandılar. Demokrasinin bir başka olmazsa olmaz koşulu da orduya ve ordunun hertürlü müdahalesine kar- şı durmaktı. Böyle bir müdahale 28 Şubat gibi bir- çoklarınca yaşamsal sayılacak ciddi bir krız orta- mında da olsa asla onaylanamazdı. Sonucu ne olur- sa olsun ona şiddetle karşı çıkmak gerekirdi. Kuş- kusuz bazı gerekçeleıie onu destekleyenler milita- rist olarak suçlanmalı idiler. Böylece orduya son zamanlarda yakınlık duyan Kemalistlen demokra- si karşıtı olarak itham altında tutmak ve onlarla da- yanışma içine girmeyi reddetmek demokrasiye sa- dakat gereği idi. Son zamanlarda AVRUPALIDOSTLARIMIZIN ba- kan düzeyinde yetkili etkili kişilerin gelip çeşıtli alan- larda teftişler yapmalarına, yargının kararlarına mü- dahale etmelerine, direktif niteliğinde nasihatler vermelerine, vatandaşlanmızın bir bölümü için azın- lık statüsünü empoze etmeye kalkmalanna tanık olu- yoruz. İnsan haklan deyince emekçiyi, 80 milyon ay- lıkla geçinmeye çalışanları, kocalanndan dayak yi- yen milyonlarca kadını, töre cinayetlerini, gelir da- ğılımında rekor düzeyindeki adaletsizliği görmez- den gelip, sadece yasalar önünde eşit vatandaşlık haklanna sahip Kürt haklarını ileri sürenleri de bü- yük bir destek ve hoşgörü ile karşılamak da demok- rasi gereklerinden olmalı. Kopenhag ölçütlerine uy- mayan bir de kokoreçle şişkebabımız var galiba. Bu demokratlann, Türkiye'nin aydınlannı biraraya getirerek Türk halkı ile birlikte demokrasiyi gerçek- leştireceklerine yürekten inanıyorsunuz değil mi? B U L M A C A SEDATYAŞAYAN 1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA: 1/Hastanınçev- resinidoğru ola- rak kavraması- na engel olacak düzeydeki zihin- 3 selbozukluk.2/ Faız... Bir mü- zikparçasınıkı- saveçarpıcıgö- rüntülerle sunan 6 film. 3/Derinli- -j ginbittiği yer... Gemilereveya- 8 kın kıyılara yük g taşıyan büyük tekne. 4/Birim... "\feryü- zü çizgisinde duran —; Bulutlara değince hızla- nıverdi" (M. C. Anday). 5/ Geceleyin açık hava- da,sevgjduyulanbiriiçin bir müzik aracıyla veri- len küçük konser. 6/ Ya- rık, çatlak... Iskambilde 6 birkâğıt...Uzakhkişare- ti. 7/ Urik asidin tuzu ya da esteri... Yıyecekleri, nesnelerı yüksek ısıyla sterilize ve dezenfekte etmekte kullanılan kapalı aygıt. 8/ Bir soru sözü... Eritre'nin başkenti. 9/ Ağızdaki kokuları gidermek için çiğnenen baharlı bir madde. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yurdumuzda da yaşayan bir su kuşu. 2/ Döl verme yet- kinliğine eren; baliğ... Yunan mitolojisinde savaş tann- sı. 3/ Uzun, san ve yumuşak saç 4/ Parola... Tellür ele- mentinin simgesi... Güneş doğmadan önceki alaca ka- ranlık. 5/ Otlak... Nazi partisinin askeri polis örgütü. 6/ Yapma. etme. . Mantık. II Övünme, iftihar etme... 4 Ara- lık 1945'te bir grup göstericı tarafından basılarak yıkı- ma uğratılmış gazete. 8/ Küçük resim. 9/ Eski dilde ayak... Denizli'nin bir ılçesi. . .
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear