Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 -1 NİSAN 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Norm kadro
Milli Eğitim
Bakanlığı'nın "norm
kadro"
uygulamasından bu
kez öğrenci velileri
yakınıyor. Sınıf
öğretmenlerinin
"norm kadro"
uygulamasıyla eğitim
yılının ikinci yansında
başka bir okula tayin
edilmesinin, daha bu
, yıl okula başlayan
r çocuklannı
mağdur ettiğini
şöylüyor veliler.
Örneğin Istanbul
Ataköy'de Medeni
Berk llköğretim
Okulu'nda olduğu
gibi. Veliler, aynı
okuldan bir
©ğretmenin "norm
kadro" tayininden geri
döndüğünü belirterek,
"Demek ki bazı
kurallardan bazı
durumlarda
vazgeçilebiliyor" diyor
ve neden mağdur
edildiklerine eşitlik
ilkesi doğrultusunda
yanıt verilmesini
istiyorlar.
J uHektronik posta: som€posta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Nûkleer santral ihalesi bir
kez daha iptal edilmiş...
"Bu ihale bir verinden
oatlavacak ama!"
amsun'da bir anıt var: llk Adım Anıtı... Ata-
türk'ün 100. doğum yılı nedeniyle 12 Ey-
lül döneminde yaptınlmış ve yine 12 Eylül
döneminde parçalanmış bir anıt... Bugün,
Samsun Valisi Metin llyas Aksoy'un beyanına gö-
re halkın tepkisini çekeceği gerekçesiyte eksik par-
çalarına kavuşamayan bir anıt...
Atatürk'e, sanata ve sanatçıya saygısızlığın anıtı,
yobazlığa ödün vermenin abidesi!
Anıtın öyküsü şöyle:
Atatürk'ün 100. doğum yılı olan 1981 'de Samsun'da
"llk Adım Anıtı" yapılması kararlaştırılıypr.
Dönemin Devlet Bakanı Mehmet Özgüneş'in
başkanlığındaki jüri, heykeltıraş Hakkı Atamut-
lu'nun hazırladığı Atatürk ve arkadaşlarını simgele-
yen üçlü figür ile Türk gençliğini simgeleyen bir kız
ve bir erkek figüründen oluşan anıt projesini birinci
seçiyor. Aynı yıl 19 Mayıs'ta, Devlet Başkanı Orge-
neral Kenan Evren, Milli Güvenlik Konseyi üyeleri
llk Adım Anıtı
ve Başbakan Bülend Ulusu'yla birlikte Samsun'a
gelip, anıtın konulacağı alanın temelini atıyor.
Heykeltıraş Atamutlu, dökümünü Budapeşte'de
yaptırdığı anıtı bir yıl sonra bitiriyor ve 20 Kasım
1982'de "llk Adım Anıtı" yine Devlet Başkanı Evren
tarafından törenle açılıyor. Fakat, sonradan nü re-
simler yapacak olan Evren, açılışını yaptığı anıttaki
kız ve erkek figürlerini "çıplak" buluyor; kaldınlma-
sını emrediyor. Emirin demiri kestiği dönemdeTürk
gençliğini sembolize eden iki figür sökülüp atılıyor.
Iki figür yıllar sonra bir depoda bulunuyor.
2000 yılına gelindiğinde, Samsun'da 19 Mayıs
kutlamaları için Vali Aksoy başkanlığında yapılan bir
toplantıda Garnizon Komutanı Tümgeneral Doğu Si-
lahçıoğlu, emekli orgeneral Kenan Evren'in emriy-
le parçalanan anıtın eski haline getirilmesini öneri-
yor. Vali Aksoy, Kültür Bakanı Istemihan Talay'la gö-
rüştüklerini ve "yasaklı" iki figürün yeni açılacak Kül-
tür Sarayı bahçesindeki havuzun başına konulaca-
ğını şöylüyor. Tümgeneral Silahçıoğlu, iki figürün
yerinin Atatürk'ün yanı olduğunda ısrar edince Vali
Aksoy, baklayı ağzmdan çıkanyor:
"Eski yerine koyarsak tepki alınz."
Tepki kimden gelecek? Yobazlardan! Havuz ke-
nanna konsa tepki gelmeyecek mi? Kimse kimse-
yi kandırmasın... Öncelikle Kültür Bakanı Istemihan
Talay, Atatürk'e, sanata ve sanatçıya saygı için "llk
Adım Anıtrna tümüyle sahip çıkmalı... Sonra Içiş-
leri Bakanı Sadettin Tantan, Samsun'daki yobaz-
lara ödün vermemesi için Vali Aksoy'a gerekli uya-
nyı yapmalı... Ve Türkiye'nin aydınlık insanlan, "llk
Adım Anrtı" için Tümgeneral Doğu Silahçıoğlu'nu des-
teklemeli... Bu da bir ilk adım olabilir... Ya da yobaz-
lığa verilen ödünlerde son adım...
Katkı
Eğitime katkı payı
olarak bilinen
vergi, yıl
sonunda yerel
yönetimlere
aktarılacakmış...
Sınıflan 25 kişilik
yapamayacaklannı ve
bilgisayarla
donatamayacaklannı
anladılar, topu taca
atıyorlar!
SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Artemia Partfıenogenitica uyarısı
Bilimsel adı "Artemia Parthenoge-
nitica" ya da halk arasındaki adıylaTuz-
la Karidesi...
Yüryüzünde 300 değişik coğrafi
bölgede yetişiyor, deniz balığı üretim
işletmelerinde larva beslemesinde
kullanılıyor ve yılda 50 milyon dolar-
lık ciro İle önemli bir ekonomik değer
taşıyor... Ayrıca, kuşların da beslen-
me kaynağını oluşturuyor...
Türkiye'de, Izmir Kuş Cenneti ha-
bitatı içindeki Çamaltı Tuzlası'nda bu-
lunuyorArtemia Parthenogenitica ya
daTuzla Karidesi... Sonrasını su ürün-
leri uzmanı yardımcı doçent Dr. Mus-
tafa San anlatıyor: .
"TEKEL bünyesinde, tuz üretimi ça-
lışmalan esnasında yan ürün olarak de-
ğerlendirilmekte ve larva beslemede
kullanılmak üzere satılmaktadır. Do-
ğal ortamda kontrolsuz olarak yılda
400-500 kilo ürün alınmaktadır. Çamal-
tı Tuzlası'nda, Tuzla Karidesi popülas-
yonunun korunması ve geliştirilmesi-
ne yönelik çalışma yoktur. Dünyada
mevcut ekonomik Tuzla Karidesi kay-
naklannın tükenmeye başlaması ülke-
mizdeki bu kaynağa ilgiyi arttırmak-
tadır. Çamaltı Tuzlası'nın bu amaçta
olan teşebbüslere açılması, popülas-
yonun bilinçsiz ve aşın sömürülmesi-
ne neden olacaktır. Bilinçsiz uygula-
malar yapıldığı takdirde endemik tü-
rümüz olan Tuzla Karidesi'ni ta-
mamen kaybetme riski bulun-
maktadır. Buna bağlı olarak Iz-
mir Kuş Cenneti'ne 'cennef ol-
ma vasfını kazandıran kuşların
önemli bir beslenme kaynağı da teh-
likeyegirecektir."
Sonuç: llgili resmi ve sivil kuruluş-
lar Tuzla Karidesi'nin korunarak kul-
lanılması konusunda gereken özeni
göstenmelidir.
MNG Holding'den açıklama
23.03.2000 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nin, Deniz Som
tarafından hazırlanan "Vaziyet" adlı köşesinde "Kundu"
başlığı ile yer alan "haber-yorum" niteliğindeki yazı, Holding
tüzel kişiliğimiz ile ilgili olarak tamamıyla gerçek dışı bir ta-
kım iddia ve ithamlar içermektedir.
Özellikle son yıllarda, ülkemiz ekonomisi açısından bü-
yük öneme sahip turizm yatınmlarına imza atan şirketimiz,
tüm bu yatırımlannda, "doğa ve yerel dokunun korunma-
sı" ile "kamu çıkanna yönelik ekonomik faydanın temini" ara-
sındaki hassas dengenin muhafaza edilmesini, temel ilke
olarak kabul etmiştir.
Esas itibariyle doğa ve yerel doku korunmadan yapıla-
cak turizm yatınmlannın kendilerinden beklenen ekonomik
faydayı temin edemeyecekleri de açıktır. Kundu yöresinde
gerçekleştirilen Topkapı Palace isimli turistik tesisimiz açı-
sından da aynı temel ilke geçerlidir. Söz konusu tesis; Or-
man Bakanlığı'nın 07.08.1997 tarih ve 0503-898/491 sayı-
lı olurları kapsamında; 49 yıl süreyle tarafımıza tahsis edi-
len; mülkiyeti Hazine'ye ait, 'orman' vasfındaki, 85.055 met-
rekare yüzölçümlü arazi üzerinde inşa edilmiş olup; proje-
lendirme, inşaat ve işletme aşamaları Maliye ve Orman Ba-
kanlıklarının etkin denetimleri altında gerçekleşmiştir. Yine
bu kapsamda alınan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) ra-
poru; Çevre Bakanlığı'nın da, gelişmelere müdahale etme-
sini sağlamış ve doğal çevreye herhangi bir şekilde zarar
verilmediğini resmi olarak belgelemiştir.
Tüm bu resmi belgeler incelenmeden ve sadece kulak-
tan dolma bir takım bilgilerle hazırlanan tekzibimize konu
yazıda ise; 'orman yangını üzerine tekrar ağaçlandırılması
gerekirken, tarafımıza tahsis edilen alandan' ve 'Kundu kö-
yünü etkileyen kanalizasyon atıklanndari' bahsedilmekte-
dir. Şu hususu, tüm resmi belgeler ışığında özellikle vurgu-
lamak isteriz ki; yazıda bahsedilen orman yangını; 85.500
metrekarelik alanın tarafımıza tahsisinden sonraki dönem-
de gerçekleşmiş ve söz konusu alanı da kısmen etkilemiş-
tir. Sırf doğal çevrenin yangından önceki haline iadesi ve böy-
lelikle: tesisimizden beklediğimiz gayenin temini için Orman
Bakanlığı'ndan tahsise konu arazinin yakınındaki, yangın-
dan etkilenen 430 dönümlük alanın da, yeniden ağaçlan-
dırılmak üzere tarafımıza tahsisi istenmiştir.
Bu isteğimiz ve taahhüdümüz üzerine gerçekleşen tah-
sisten sonra bahse konu 430 dönümlük arazi üzerinde, tüm
giderleri tarafımızdan karşılanmak kaydıyla ağaçlandırmaya-
pılmıştır. Çevresi çit ile çevrilen bu alan, şu anda sürekli ba-
kımımız altında olup, dikilen ağaçlara bir zarar gelmemesi
için azami özen gösterilmektedir. Tüm çabamız; yanan or-
man alanının gelecek kuşaklara tekrar orman olarak akta-
rılmasınayöneliktir. Yukarıdada bahsettiğimiz üzere, bu or-
man alanının korunması, tesisimizden beklediğimiz ekono-
mik faydanın temini için de zorunludur.
Dolayısıyla Orman Bakanlığı tarafından, tarafımıza tahsis
edilen alanın sadece 85 dönümlük kısmında turistik tesis
yapılmış, 430 dönümlük kısmı ise ağaçlandırılmıştır.
Yine Kundu Köyü'nü etkilediği iddia edilen ve turistik te-
sisimizden kaynaklandığı belirtilen kötü kokunun da, turis-
tik tesisimizle herhangi bir ilişkisi yoktur. Gerçekten de tü-
zel kişiliğimiz, tesise yaklaşık 900 metre uzaklıkta bulunan,
mülkiyeti tarafımıza ait arazi üzerinde, kimyasal ve biyolo-
jik arıtma yapan 2500 kişi/gün kapasiteli arıtma tesisini,
otel inşaatı henüz tamamlanmadan kurmuştur. Bu antma
tesisi Topkapı Palace isimli turistik tesisimizden kaynakla-
nan organik ve inorganik atıklann, çevreye zarar vermeye-
cek şekle dönüştürülmesini temin etmekte ve ilgili resmi bi-
rimlerin sürekli gözetimi altında işletilmektedir. Mikrop içe-
ren atıklann denize karıştığı, kötü kokuların etrafı sardığı bir
ortamda, milyonlarca dolarlık yatınmdan beklenen fayda-
nın temini mümkün olabilir mi? Böyle bir ortamın önüne ge-
çilmesi, herşeyden ve herkesten önce bizim açımızdan zo-
runlu değil midir? lyi bir gazetecilik örneği verilseydi "ÇED
raporu alınabilmesi için, kurmuş bulunduğumuz arıtma te-
sisinin zorunlu olduğu" tespit edilebilir ve "Kundu Köyü'nü
etkileyen kötü kokunun gerçek sebebi" belirlenebilirdi. Böy-
le bir araştırma sonucu "Kundu Köyü'nün geçmişte ve bu-
gün, kanalizasyon ve arıtma tertibatının bulunup, bulunma-
dığı, bu yerleşim birimindeki foseptiklerin nereye boşaltıl-
dığı, Aksu ve özellikle Acısu derelerinin niçin kirli olduğu ve
niçin kötü koktuğu" gibi hususlara da açıklık getirilebilirdi.
Avrupa Birliği'ne girmek için büyük çaba harcadığımız ve
tüm sektörlerimizi baştan aşağı gözden geçirerek, stan-
dartlara uygun hale getirmeye çalıştığımız böyle bir dönem-
de, ülkesine ekonomik fayda ve istihdam temin etme ça-
bası içindeki yatırımcıiann, asılsız iddialarla karalanmasına,
anlayışla yaklaşmak imkansızdır.
Temelinde "iyi niyet" ve "kamu çıkarı" olan tüm olumlu
eleştirilere sonsuza kadar açığız. Ancak tekzibimize konu
yazı, ne yazık ki bu niteliğe sahip değildir.
Her zaman en iyi takdir makamı olduğunu ispatlamış yü-
ce halkımızın bilgisine saygıyla arz olunur.
MNG Holding A.Ş.
HAYVANLAR İSMAIL CÜLGEÇ
ÇİZGİLİK
* •
r
KÂMİL MASARACl
s
i " • •
X' •
HARBİ SEMtH POROY semihporoy(3yahoo.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Nisan
KURTDEREU MEHMET PEHLIVAN..
1333'OA 8UGÜU, ÜHLÛ PSHLİVAN *z/erVEeÇti MeUUBT ?£ X4-
ŞıMDA ÖLDÛ. TÜRK GÜBEpMİU BH BÜYÜK AÖLAB(UDAU gf-
gi OLAN Kueroeeeu, SAUCAULAR'PAKJ OBÜORKMN'OA
OÜNYAYA eeiMiş^oNfM gALiKBSin'in Kuervees tcöyü-
NB reeLEfM/frî. iuc ıcez, KOCA yusuFtA eüeeçee&c
ÜU YAPA4/?n. YUSUF ONDA YETENEK GÖRDÛĞÜKIOEN 60-
R€Çt YAIZIM BIŞAICAAIÇ, ÖDÜLÜ DE VEOHifrİ. PAOİÇAH
B.AgDdlMAMir'iH SÜtsefTEA/ HOÇlAAIMAMASf NEOÇ-
Nt/IE BA71YA eipBN PEtfÜVAMLAg ABASIHP4 VEfZf
ALAN tUjerDEREU, FgANSA, tNGlLTERE VE ABP'&B BÜ-
8AÇARI KAZANmf,PÜNW ÇAMPİ/OMU OLMUfTU.SOH
tEZ ISH'DB, ISTANgUL'OA ŞAMPİYOtJ OLAN KURTPeBEÜ,
1331'OB MUSTAFA X£A4AL(ATATÜ&$ mBAFINOAN KUTIAH-
MffTT. "B£N HER 6UREŞTE', AOCAMM TÛBK MİLLETİNİH
BUİMHDU6UMU OÛŞÜNÜieÜM'SÖZÜ ONA AİTTlK..
BANDIRMA 2. İCRA DAİRESİ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI
DosyaNo: 99/2418
Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti. adedi. evsafı:
Bandırma Paşabayır Mah. Sogûksu Cad. 14 pafta, 56 ada, 7 nolu parsel sayıü mağaza 14 meskenli apartmanın zemin katrnda 176/1536
arsa payh mağaza olup, 135 m2 civannda giriş kapısının Uğur Mumcu caddesine baktığı. kapı ve pencerelerinin PVC olduğu, çarşıya
mevki yerde bulunup, bugün için muhammen değeri 13.500.000.000.- TUdır.
Saüş şartlan: 1- Satış, 16.05.2000 gûnü saat 14.00'ten 14.10'a kadar Bandırma 2. îcra Müdürü odasında açık arttırma suretiyle ya-
pılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rûçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflarmı
geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 26.05.2000 günü aynı
yerde aynı saatte ikinci arrtırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttııanın taahhü-
dü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki arttırma bedelinin ma-
lın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve
bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarmı geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir.
2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın
teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye res-
mi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. KDV alıcıya aittir.
3- Ipotek sahibı alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı
dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşma-
dan hariç bırakılacaklardır.
4- Ihaîeye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırnıamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefılleri. teklif ettikleri
bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale far-
kı ve temerriit faizi aynca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark. varsa öncelikle teminat bedelinden alınacak-
tır.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebihnesi için daırede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği
gönderilebilir.
6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 99/2418
sayıh dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 10.3.2000 , > ,.
(*) Ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 17070 " " "
GÖRÜŞ
Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR
Demokrasi Çıkmazı
Genç, yakışıklı, oldukça iyi okumuş bir delikanlı
ile bir komşu sohbeti sürdürüyoruz. "Kurtuluş Sa-
vaşı" diyor "öyle büyütülecek bir şey değil. Topu to-
pu 8000 kişi ölmüş, Ooğrusu büyük bir mücadele
sayılmaz." Biryerlerden esinlenmiş genç adam. Bi-
raz kurcalayınca anlıyorsunuz boşluğunu. Ciddiye
alıp da bir şeyler okumuş, incelemiş, kafa yormuş
olmaktan uzak. Ama benzer görüşleri ileri süren
epeyce sayıda genç insana rastlıyorsunuz. Bir baş-
ka genç bir sol parti üyesi. Iddialı, konuşkan, tar-
tışmayı seviyor, kendisine güveniyor, o da aydınlan-
mayı küçümsüyor. "Nedir bu aydınlanma allahaş-
kına.. boşuna yüceltmeye kalkmayın onu" diye di-
retiyor. Bir başka genç Kıbns'taki Türk ordusunu iş-
gal ordusu olarak tanımlıyor. Bu gençlerin tümü
Atatürk'e ve onun devrimlerine uzak duruyorlar.
Yıllar önce idi.. Atatürk'ü, onun yaptıklarını, cum-
huriyet devrimlerini küçümsemek akımı yeni yeni uç
veriyordu. Pırıl pırıl bazı insanlar bu devrimleri an-
tidemokratik bulmakta idiler. Özal transformasyo-
nu ve onu izleyen Sovyetler'in çöküşü ile bu akım
iyice hız kazandı. Türkiye'nin bazı tanınmış yazar-
lan, kültür adamları bu cephede yer almaya başla-
mıştı. Çok ilginç bir gelişme idi bu. Özal, şaşılası bir
şekilde bazı çevrelerin gözünde karizmatik bir kim-
lik kazanıyordu. Kendisi ile gece yarısı telefon soh-
betleri yapan anlı şanlı yazarların yanı sıra Özal'ın
girişimleri konusunda ciddi tereddütler geçiren, on-
da bir keramet görür gibi olan aslında tutarlı, ilkeli
epey insan tanıdım. Bereket onlar yine Özal'ın ya-
pageldikleri ile çabuk toparlandılar. Basın dünya-
mızın ünlü sol köşe yazarlanndan bir bölümünün kö-
şe dönme felsefesinin öncüsü, zengin sever, iş bi-
tirici Özal hayranlığı, dünya basın tarihinin en ilginç
olayları arasında yer almalıdır. Türk solu adına da
alabildiğine umut kırıcı bir olay.
Yine yıllar önce Refik Erduran, "Atatürk'ten öv-
gü ile söz etmek, sıradan bir insan sayılmak demek
oluyor" diye yazmıştı. Birikimli insanların bir büyük
devrimi gerçekleştirmiş olan Atatürk'ü küçümseme-
lerini anlamaya ve açıklamaya çalıştığım bir sırada
bu yorumu ilgi çekici bulmuştum. Kuşkusuz insan-
ların kişilik sorunları, iç dünyalarındaki karmaşa,
doyumsuzluklar, kompleksler, düş kınklıkları onla-
nn davranışlannda ve yargılarında çok önemli bir rol
oynar. Sovyetler'in yıkılışı Türk solu için elbette bü-
yük bir düş kırıklığıdır. Sanırım bu sırada bir yerler-
den pompalanan ve etkınliğini giderek arttıran bir
akım, demokrasi akımı bu düş kırıklığının yarattığı
psikolojiye uygun düşmüştür. Kendine özgü bir de-
mokrasi anlayışı idi bu ve emekçi sorunlarını ve
emekçi muhalefetini geri plana itiyordu. Buna kar-
şılık bu akımı yaygınlaştıranlar gayet ustalıklı bir şe-
kilde etnik muhalefetı ve dinsel muhalefeti günde-
me getirdiler. Bu yeni demokrasi yandaşları önce
Cumhuriyet devrimlenni antidemokratik buldular, ar-
dından laikliği sorgulamaya, laikliğe karşı duranla-
ra yakınlık duymaya başladılar. Devlete, devlet oto-
ritesine karşı olmak gibi ortak bir tavırları da vardı.
Onlara göre her şeyden önce demokrasiyi savun-
mak gerekiyordu. Aynca demokrasiye engel gibi su-
nulan cumhuriyet karşıtlığında da çakışma oluyor-
du. Laikliğe kuşku ile bakmak, inançlara saygıh la-
iklikten söz etmek, laikçiler diye bir kavram icat
edip onları suçlamak, dınine bağlı halkın demokra-
siye destek vermesine yol açardı. Önemli olan, ön-
celiği olan, laiklik değil demokrasi idi. Onlar herhal-
de laiklik olmadan da demokrasi olur tezini savun-
makta idiler. Etnik muhalefet, etnik aynmalıkhat-
ta kalkışma da demokrasi adına desteklenmelı, en
azından sempati ile karşılanmalı idi. Aralarında si-
lahlı kalkışmanın liderını Garibaldi'ye benzetenle-
rin de bulunduğu Türkiye'nin demokrasi savunucu-
lannın küçümsenemeyecek bir bölümü böyle yap-
tılar ve böyle davrandılar.
Demokrasinin bir başka olmazsa olmaz koşulu
da orduya ve ordunun hertürlü müdahalesine kar-
şı durmaktı. Böyle bir müdahale 28 Şubat gibi bir-
çoklarınca yaşamsal sayılacak ciddi bir krız orta-
mında da olsa asla onaylanamazdı. Sonucu ne olur-
sa olsun ona şiddetle karşı çıkmak gerekirdi. Kuş-
kusuz bazı gerekçeleıie onu destekleyenler milita-
rist olarak suçlanmalı idiler. Böylece orduya son
zamanlarda yakınlık duyan Kemalistlen demokra-
si karşıtı olarak itham altında tutmak ve onlarla da-
yanışma içine girmeyi reddetmek demokrasiye sa-
dakat gereği idi.
Son zamanlarda AVRUPALIDOSTLARIMIZIN ba-
kan düzeyinde yetkili etkili kişilerin gelip çeşıtli alan-
larda teftişler yapmalarına, yargının kararlarına mü-
dahale etmelerine, direktif niteliğinde nasihatler
vermelerine, vatandaşlanmızın bir bölümü için azın-
lık statüsünü empoze etmeye kalkmalanna tanık olu-
yoruz. İnsan haklan deyince emekçiyi, 80 milyon ay-
lıkla geçinmeye çalışanları, kocalanndan dayak yi-
yen milyonlarca kadını, töre cinayetlerini, gelir da-
ğılımında rekor düzeyindeki adaletsizliği görmez-
den gelip, sadece yasalar önünde eşit vatandaşlık
haklanna sahip Kürt haklarını ileri sürenleri de bü-
yük bir destek ve hoşgörü ile karşılamak da demok-
rasi gereklerinden olmalı. Kopenhag ölçütlerine uy-
mayan bir de kokoreçle şişkebabımız var galiba.
Bu demokratlann, Türkiye'nin aydınlannı biraraya
getirerek Türk halkı ile birlikte demokrasiyi gerçek-
leştireceklerine yürekten inanıyorsunuz değil mi?
B U L M A C A SEDATYAŞAYAN
1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA:
1/Hastanınçev-
resinidoğru ola-
rak kavraması-
na engel olacak
düzeydeki zihin- 3
selbozukluk.2/
Faız... Bir mü-
zikparçasınıkı-
saveçarpıcıgö-
rüntülerle sunan 6
film. 3/Derinli- -j
ginbittiği yer...
Gemilereveya- 8
kın kıyılara yük g
taşıyan büyük
tekne. 4/Birim... "\feryü-
zü çizgisinde duran —;
Bulutlara değince hızla-
nıverdi" (M. C. Anday).
5/ Geceleyin açık hava-
da,sevgjduyulanbiriiçin
bir müzik aracıyla veri-
len küçük konser. 6/ Ya-
rık, çatlak... Iskambilde 6
birkâğıt...Uzakhkişare-
ti. 7/ Urik asidin tuzu ya
da esteri... Yıyecekleri,
nesnelerı yüksek ısıyla
sterilize ve dezenfekte etmekte kullanılan kapalı aygıt. 8/
Bir soru sözü... Eritre'nin başkenti. 9/ Ağızdaki kokuları
gidermek için çiğnenen baharlı bir madde.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Yurdumuzda da yaşayan bir su kuşu. 2/ Döl verme yet-
kinliğine eren; baliğ... Yunan mitolojisinde savaş tann-
sı. 3/ Uzun, san ve yumuşak saç 4/ Parola... Tellür ele-
mentinin simgesi... Güneş doğmadan önceki alaca ka-
ranlık. 5/ Otlak... Nazi partisinin askeri polis örgütü. 6/
Yapma. etme. . Mantık. II Övünme, iftihar etme... 4 Ara-
lık 1945'te bir grup göstericı tarafından basılarak yıkı-
ma uğratılmış gazete. 8/ Küçük resim. 9/ Eski dilde
ayak... Denizli'nin bir ılçesi. . .