Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1-« NİSAN2000SAU CUMHURİYET SAYFA
JvLJLil U J \ kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Televizyon dizisi 'Oğlum Adam Olacak' müzikli oyun şeklinde tiyatroya uyarlandı
i yıfan trajikoıııik özeti
AVŞE KÖKSAL
Bugay Yapım tarafından, üç yıl ön-
ce 10 bölümlük bır televizyon dizisi
şeklinde gerçekleşünlen 'Oğjum Adam
Olacak' müzikli oyun olarak tıyatro-
ya uyariandı. Senaryosu Umur Bu-
gay ve Fuat Orer tarafindan yazılan
oyun sonelliyıllıktarihirnizinbirpa-
noramasını çıziyor. Bütün karakter-
lerin 'Bizinıkiler' dizısının ovuncula-
n tarafından canlandınldığı oyun üç
nesillik bir ailenin yaşadıklan çerçe-
vesinde şekillenıyor. Ünlü fotoğraf
sanatçısı AraGüler'in eski Istanbul fo-
toğraflanndan oluşturulmuş sahne de-
koru Metin Deniz'in imzasını taşır-
ken oyunun yönetmenliğini ise Meh-
met Akan üstleniyor.
- 'Oğlum Adam Olacak' ilk önee di-
n olarak televizjonda va\ ınılandu Bu
yapıö tiyatroya uyarlama fikri nasd
doğdu?
MEHMET AKAN - Başanlı bir
senaryo olarak düşündüğüm içın teks-
ti yeniden değerlendırerek tiyatro oyu-
nu olarak sahnelemeye karar verdik.
10 saatlik bir malzemeden iki saatlik
bir oyun çıkarmak ve bunu basite in-
dirgemeden başarmak güç oldu.Se-
naryo sekız kere elden geçirildi. So-
nuçta oyun, tiyatronun sihirlı atmos-
feri içinde, diziden tamamen farklı bir
olay olarak ortaya çıktı ve herk,esin
içine sinen bir yapım oldu.
- Peki oyunu müzikle ve dansla bir-
leştirerek yorumlamayı tercih etmeni-
zin nedeni nedir?
AKAN - Tiyatro yönetmenlığıne
başladığımdan beri her oyunumda mü-
zik ve dansı kullanırım. Işık, söz, mım
kadar müziğin ve dansın, tiyatro sah-
nesinin vazgeçilmez bir öğeleri. Oyu-
nun kendisi de zaten bu tür bır formun
kullanımına uygun malzemeler ıçen-
'Oğhım Adam Olacakta 'BiznnkOer' dizisinin kalabahk kadrosu önemli roUeri payiaşıyor. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR)
yor. Sonuç olarak ne Amenkanvan bır
müzikal, ne de bir kabare tıyatrosu di-
yebileceğımiz bambaşka bir stil, mü-
zıklı komedı diyebileceğimız kendıne
özgü bir biçem ortaya çıktı.
- Aynca oyun sahnelcnirken oyun-
culann izJeyici Ue bire bir Uişki kurul-
duğu gözleniyor.
AKAN - Dramatik bir tiyatro yerine
geleneksel Tiirk tiyatrosunun, tuluat
tiyatrosundan ve orta oyunundan izler
taşıyan 'göstenneci' tiyatroyu daha uy-
gun buluyorum. Böylece izleyici ile
ilişki kuruyor, onlan oyunun ıçine ka-
tıyor ve onlara süreklı olarak tiyatro-
da olduğunu hatırlatıyorum.
- 50 yıllık vakın tarihimi/i konu
ederken günümü/deki izdüşümlerini
de yansrtma gibi bir amacınız var mı?
AKAN - Açıkçası son elli yılda
Türkiye'de iyiye yönelikolmayanbir
değişım oldu. Çok partili hayata geç-
tikten sonra daha çağdaş bir hayat
beklenirken ve daha demokrat bir
Türkiye beklenirken ışler tam tersı-
ne döndü. Oyun toplumun içinde ba-
nndırdığı bu sıkıntılann bir dışa vu-
rumu aslında.
Dolayısıyla her binnin günümüz-
de devam eden etkılennı de sorgulu-
yor. Biz tüm Türkiye'nin yaşadığı
çok partili hayata geçiş, 27 Mayıs
devrımı gıbi önemli dönüm noktala-
nnı temel almaya çalıştık.
Oyunda çocuk ne yapsa 'adam' o)-
mamakla suçlamyor. Ondan ne bek-
leniyor?
AKAN - Oyun, çeşitli kesimlerin \ e
farklı politik görüştekı ınsanlann 'adam
olma' düşüncesınin bırbinnden tama-
men uzak olma çelışkisı üzerine kuru-
lu. Çocuğun babası Hılmı'nın simge-
lediği bir grup, vatansever, dürüst, de-
mokrat \ e okumuş kültürlü bir ınsan ol-
mayı adam olmak olarak görüyor. Ço-
cuğun amcası polıtıkacı Fıkret'm tem-
sıl ettiği grup için ise bu enayiüktir.
Onlar için köşeyi dönmek, zengin ol-
Ldam olma tabirini
mizah yoluyla eleştirerek
toplumun içinde
banndırdığı 'dürüstlük'
ve 'köşe dönücülük'
değerleri arasındaki
sancılı çelişkiyi ironik
bir biçimde
vermeye çalıştık.
mak, katakulliler yaparak çalışmadan
para kazanmak, kaba deyimiyle 'mah
götûrmek' adam olmaktır. Biz adam
olma tabıri içinde toplumun içinde ba-
nndırdığı bu sancılı çelişkiyi ironik bir
biçimde vermeye çalıştık.
- Dekorda Ara Güler'in 'eski İstan-
bul' fotoğraflan kullanılmıs. Oyunda
geçmişe bir özlem var mı?
AKAN - Gerek ilişkiler, gerek me-
kânlar, gerek yasayan insanlar açısın-
dan bugünkü Istanbul'la eski Istan-
bul'u karşılaştırdığımızda trajik bir
durum ortaya çıkıyor. Dolayısıyla her
birimiz geçmişın güzelliklerini ve de-
ğerlerini özlüyoruz.
S a r k i s l e ü n l ü s e r g î s i ç a y l a k S o k a k ' ü z e r i n e g ö r ü ş m e
-r. îçimdeki kökü şekle dönüştürdüm'
NECMİSÖNMEZ
BERLİN -1976 yılında Var-
hk Sadıkoğlu ve Rabia Çapa
tarafindan kurulan Maçka Sa-
nat Galerisı, bugünlerde 20.
kuruluş yılını kutluyor. Çağ-
daş Türk sanatının geçirdiği
gelişim çizgisi içinde, düzen-
lediği sergilenyle gündemı oluş-
turan ve önemli sanatçılann 'ilk
sergflerini' açarak geleceğe yö-
nelik cesaretli atılımlan göze
alan bu galerinin tartışılması
gereken etkinliklen arasmda
resim, heykel gibi tekniklerden
farklı olan üç boyutlu arayışla-
nn tanıtılması, Türk izleyicisi-
nin yeni sergileme formlanna
alıştınlması için 'çaba göster-
mesi' önemli bir yer tutar.
Bu konuda hem galerinin et-
kinlik sürecinde hem de çağdaş
sanat tarihimizde ayncalıklı bir
yere sahip olan 'Çaylak Sokak'
sergisi, Sarids tarafından 1986
yılında Maçka Sanat Galeri-
si'nde açılmıştı. 'Çaylak So-
kak' sergısini içerdiğı birçok
özellikten ötürü bir tür 'milat
noktasT olarak ele almak yan-
lış olmayacaktır.
Sarkis'le 12 Ocak 1996'da
Berlin'de 'Çayiak Sokak' üze-
rine konuşurken ayakkabılan-
mızı çıkarmış ve Sarkis'in Ga-
lerie Gebauer und Günther'de
açtığı 'Brennendes K' (Yanan
K)isimli serginın üzerinde bağ-
daş kurmuş oturuyorduk. Bu
sergi hakkında yazdığım yazı,
bu gazetede 'Kalbimizde Ate-
şin Pariadığı Anlar' başlığı al-
tında 14 Şubat 1996'dayayım-
landı. Aradan on yıl geçtikten
soara 'Çaylak Sokak' hakkın-
da konuşurken amacım böyle
bir sergi açmaya karar veren
Vsrlık ve Rabia kardeşlerin sa-
naçıyla olan ilişkisini tanımla-
mık, sergi öncesinde yaşanan
kini 'anlan', kısacası serginin
bcileğini tekrar gündeme ge-
tirnekti.
• Rabia Çapa ile nasd, nere-
dttanıştınız?
SARKtS - Galiba 1982;de
Pîris'e kardeşi Varlık'la birlik-
tegeldiler. O zamana dek ba-
IXÎ Türkiye'de yıllar yılı hiçbir
yre-den sergi teklifi gelmemiş-
t i Onlar bir yerden duymuşlar
isnimi ve beni zıyarete geldi-
l e Sonra iş ciddıye dönüştü.
EZkrum şu, sen 1964'te Istan-
t»ıl'dan aynlmışsın ne göstere-
c=asın, neyi anlatacaksın? Onun
i«pıönce 1984'te 'Serkoimza-
tauvaşlar' sergısmı açtık. Bun-
Ls benim tstanbul'dan aynl-
^ sanat
tarihimizin 'milat
noktası' sayılan
'Çaylak Sokak'
sergisi, Sarkis
tarafından 1986
yılında Maçka Sanat
Galerisi 'nde
açılmıştı.
V^aylak Sokak' ın
cesaretle pek işi yoktu.
Yapmak istiyorsun ve
yapıyorsun. Belki
benim en doğal
tarafim odur. Bir dürtü
vardır ve ben bu
dürtünün şeklini
araştınnm.
madan az önce yaptığım işler-
di. Yani kapıyı açıyorsun, ge-
riye gidiyorsun. Ondan sonra
Varlık, galeriden aynldı. Gu-
vaş sergisinden sonra onu gör-
medim, Rabia ile birlikte çalış-
maya başladık.
- 1986'da açtığmız 'Çaylak
Sokak' sergjsinin dostluğa da-
yah biriRşkisonucu ohıştuğu ke-
sin. Özellikle 'sergi öncesi' dü-
şûncelcrinizi duygulanmzı me-
raketmişinıdir hep. Çünkü oto-
biyografîk özelliği, sizin kendi-
nizle, geçmişinizle hesaplaşma-
man ağu* bastığı bir sergiydi
bu.
SARKtS - Rabia ile dostlu-
ğumuz zenginleştı ve kavram-
lar doğdu: tş nasıl oluşur, mü-
zik nasıl oluşur, sergı nasıl ku-
rulur gıbi. Bütün bunlar o za-
manki tutkulanmla, yani ens-
talasyonla. Tarkovski ile iliş-
kilerimle, müzikle ve Sevim
Burak'la olan üişkilerimle çer-
çevelendi. O zaman Sevim öl-
müştü. Hem dayımı. hem am-
camı, hem teyzemı, hem baba-
mı düşünerek 'Çaylak Sokak"ı
kurdum.
- Buna paraki olarak cesaret-
li bir tavn da vardı bu serginin.
Cesaret elbette herkese göre
farklı olarak tanımlanabilir. O
sergiyi gördüğümde on sekiz
yaşmdaydım ve hayatımda re-
sim. heykel dışında nesnelerin
bir galeride sergilendiğini gör-
memiştim. Oyüzden bu sergiba-
nabepcesaretiigözüpekgelmiş-
tir.
SARKtS - 'Çaylak Sokak'ın
cesaretle pek işi yoktu. Yap-
mak istiyorsun ve yapıyorsun.
Belki benim en doğal tarafim
odur. Bir dürtü vardır ve ben bu
dürtünün hesabmı yapmam,
şeklini araştınnm. Onu çıkan-
nm. Bu acaba böyle olursa na-
sıl olur, nasıl anlaşılır diye dü-
şünmem. Bu sergıyı Rabıa'ya
anlattım, böyle böyle bir şey
düşünüyorum diye. Müthış he-
yecanlandı. O heyecanı çok gü-
zeldi. Biz başka bır ntuîıle ça-
lıştık. Serginin birhaftasını sa-
dece hazırlığa ayırdık ve 'Çay-
lak Sokak'ın hazırlık devresi-
m çok ıyi yaşadık.
Tekerleidisandalyeli
'delikanlı'soyguncu
Paul Nevvman bugûn 75 yaşmda olmasma karşm
kaıizmasıyla zirvede katanayı başarryor.
Kültûr Servisi- Paul Newman,
tam yanm yüzyıldır Hollyvvood'un
en yakışıklılan arasmda yer aldı;
bugün 75 yaşında ve yine masmavi
gözleriyle, karizmasıyla zirvede
kalmayı başanyor. Bu uzun kariyer
yalnız kamera karşısmda rol
keserek geçmedı tabıi; Newman
politik görüşleriyle de daima
kamuoyunun gündemindeydi ve
70'li yıllarda Richard Nixon'ın
polıtıkalanna ilk karşı çıkanlardan
biriydi.
Bu arada, 100 milyon dolarlık
serveti de bir kenara atmayı
başarmıştı; ancak bu paranm çok
büyük bölümü yardım
kuruluşlanna, çocuk hastalıklannı
araştırma derneklerine, uyuşturucu
tedavi merkezlerine gitmişti. Hâlâ
da Newman'ın geüri bu kuruluşlara
akmakta.
Onun yaşmdakiler torun
büyüterek, golf oynayarak ya da
anılarını yâd ederek günlerini
geçirirken Nevvman, sabahtan
akşamadek kurduğu vakfın işleriyle
meşgul oluyor; arada sırada da
setlere uğrayıp filmler çekiyor.
Son olarak VVhereThe Money Is
adlı filmde Newman, hapisten
kurtulmak için tekeriekli sandalyeye
mahkûm rolü yapan bir banka
hırsızım canlandınyor:
- Bu filmk sedere dönmenizi ne
Son dönemde ilginç senaryoyla
karşılaşmak zorlaştı. Oysa bu fil-
min öyküsütaze ve özgün. Aynca
özel efekti az, harika çocuklan yok,
hiç kimsenin ırzma geçihniyor; ya-
ni anlayacağınız her şey biz oyun-
culann elinde ve de ben bundan bü-
yük keyif alıyorum.
Öyunculuğunuzu nasıl
değerlendiriyorsunuz? Gelişjyor
mu. kötükşiyor mu?
Bu konuda belirli kıstaslar yok.
Ancak deneyim insana yolunu daha
rahat görmesini sağlıyor. Setteyken
ilk günlerin heyecanını hâlâ
duyuyorum ama nereye kadar
giderim bilemiyorum.
- Vasühğın felsefesini yapmayı
basarduuz mı kendi kendinize?
En heyecan verici şey sabah
uyanıp nabzınızm hâlâ attığını fark
etmek. Insan en küçük şeylerden
zevk almayı ve mutlu ohnayı daha
iyi ögreniyor yaşlılıkta.
- Galiba sergideki objeleri de
beraber galeriye getirmişsiniz. -
Rabia Çapa bunu son derece
heyecanla anlanr. Küvetin ga-
leriye tasınması mesela?
SARKİS - Evet bu doğru.
Serginin hazırlanışı son dere-
ce zevkli, dostça, heyecanlı geç-
tı. Son derece sıcak bir çalışma
temposunda kardeşçe çalıştık.
Çok konuştuk. Öyle tahmin
edıyorum ki bu. serginm üze-
nnde de önemli bır etki yarat-
h. Benim orada Sevim'e gön-
dermelerim kendi geçrmşim.
Istanbul 'dan ayrdmışsın, yıllar
sonra geliyorsun. Ama orada
şu ortaya çıktı ki, ben Istan-
bul'dan kopmuş değilim. Yani
bu, kökü şekle dönüştürmek
oluyor. Tabii sıcak ve soğuk
öğelerle, su ile ışıkla. O sergi-
de Rabia ile olan arkadaşlığı-
mız doğdu. Rabia müthiş heye-
canlandı ve orada yeni bir ça-
lışma tarzı keşfetti.
-Bir de 'Çaylak Sokak'ın Ra-
biaÇapa'yla bnükteçıknğıuzun
bir yokuİuğu var. 1989'da Pa-
ris'te Georges Pompidou Kültûr
Merkezi'nde açüan Magicien
de le Terre' sergisinde 'Çaylak
Sokak'ın bire bir modeü tekrar
kurularak sergUenmiştL
SARKtS - Pompıdou'da Os-
manJı elbiseleri, takılanyla Ra-
bia adeta bir kraliçe gibi duru-
yordu. 'Çaylak Sokak', Paris'te
galerinin mekânıyla birlikte bir
bütün olarak sergilendığinde
karakteristik özelliklerini kay-
betmeden yeni bir boyuta gir-
miş oluyordu. Paris'e geldikten
sonra, 'Çaylak Sokak', taşıdı-
ğı özelliklerden ötürü bemm
diğer sergilerime girmedi. Ya-
ni şimdiye kadar girmek iste-
medi, konuşmak istemedi. Tek
başına olmayı tercih ediyor. Bu
da gösteriyor ki bemm birta-
kım işlerim Istanbul'a çok bağ-
lı yaşıyorlar. Çünkü ona nasıl
yaklaşmak gerektiğıni bilmem
gerekiyor, bır de onu yaşatan in-
sam buhnak lazım. Rabia'mn
böyle şeylere müthiş kabiliye-
tı, duyarhlığı vardır. Sıcaklık
kavramım çok iyi yaşar ve ya-
şatır. Bu sıcaklık, insanlardaki
çağdaş sanatakarşı olan soğuk-
luğu da kıran bir olgu. Rabia'nın
içgüdüsü, algılayışı bu tür bir
sıcaklığa son derece müsait.
- Son olarak şunu sormak is-
tivorum. Rabia Çapa'yıdüşün-
düğünüzde aklınıza gelen ilk
imgeler neler oluyor?
SARKtS - Istanbul. Istan-
bul'u Rabia'sız düşünemiyo-
rum.
Oscar'lı oyuncu Trevor iMdü
• CHIÇAGO (AA) - Bir zamanlar
'Hollywood'un ihtiraslı sesı' olarak tanman ve
1948 yılında Oscar ödülü alan yıldız Claire
Trevor, 90 yaşında yaşama veda etti. Sanat
yaşamı boyunca 60 fihnde oynayan Trevor, 1937
yılında ilk kez 'Dead End' ve 'The High and The
Mighty' fiknlerindeki rolüyle Oscar ödülüne
aday gösterildi. Ancak yıldız 1948 yılında 'Key
Largo' fıbnindekı rolüyle Oscar ödülü sahibi
olurken 1956 yılında 'Dodsworth' fılmindeki
rolüyle ise Emmy ödülünü aldı. Son olarak 1987
'Breaking Home' fıhnindeki rolüyle sinema ve
televizyona veda eden oyuncu, 1995 yılında bir
gazetede yayımlanan ropörtajında Hollyvvood'un
kalitesınin kaybolduğunu öne sürmüştü. Trevor,
yem Hollywood'da yapılan suça teşvik edici
filmlerin kalitesiz olduğunu da belirtmişti.
Reeves'ten komedi fitani
• ANKARA (AA) - 'Speed', 'Matrix' gibi aksiyon
fibnleri ile ünlenen aktör Keanu Reeves, yeni
filmiyle sinemaseverlen şaşırtmaya hazırlanıyor.
Tarzının tamamen dışına çıkan Reeves, 'Hardball'
adlı komedi filminde rol alacak. Böylece Reeves
de Walter Matthew, Chavey Chase ya da Jim
Carrey gibi izleyiciyi güldürmeyi deneyecek. Sert
yüz ifadesi ve tavırlanyla tam bir aksiyon yıldızı
olan Reeves'ın rol alacagı 'Hardball' adlı fılm,
şehrin varoşunda kurulan 'kenar mahalle' liginde
oynayan küçük bir takımın başmdan geçen komik
maceralan anlatıyor. Genç aktör daha önce 'Neo'
rolüyle ızleyicilerin karşısma çıktığı 4 Oscarlı
Matnx'in ikinci ve üçüncü bölümleri için de
anlaşma imzaladı.
Bukovvski'nin
günlükleri
Türkçede
I Kültür Servisi - Charles
Bukovvski'nin ölümünden
sonra günyüzüne çıkan ve
'Kaptan Yemeğe Çıktı ve
Tayfalar Gemiyi Ele
Geçirdı' adıyla yayımlanan
günlüğünün tamamı Avi Pardo'nun çevirisi ile
yayımlandı. Parantez Yaymlan taranndan çıkanlan ' |
kitapta ünlü çizer Robert Crumb'm da kendi '
! â
çizimleri yer alıyor. 1991 yılında yazarlığının
r
\
doruk noktasına gelen ve rahata eren Bukovvski'nin' •
belki de yaşamının en verimli günlenni geçırdiği
sırada oluşturduğu günlüklerinde bir yandan '•;
yaşlılıkla hesaplaşırken diğer taraftan da ölümünü '•»'
düşünmeye başladığının işaretlerini veriyor. >
Kısacası Bukovvski'nin günlükleri sıra dışı yazann •
yaşamının bilançosunu çıkanyor. >
Kvvangju bienalinde 4 Türk 1
sanatçı yer alıyor .,
• Kültür Servisi - Kore'de düzenlenen ^
'Uluslararası Kvvangju Bienali'nin üçüncüsü mart
ayının sonunda açıldı. Ana teması 'Insan+ Mekân'
(Man+Space) olarak seçilen bienalin
Avrupa/Afnka bölümüne davet edilen sanatçılar
arasmda Ayşe Erkmen, Gülsün Karamustafa, Hale
Tenger ve Bülent Şangar yer alıyor. Bu bölümün
kuratörlüğünü yapan Rene Block, Kuzey Avrupa,
Doğu ve Güney Afrika'dan bir araya getirdiği 20
yapıtın Batıh olmayan bır ortamda sergileneceğini
belirtirken Asya'nm tarafsız zemını yapıtlar
arasındaki ortak kültürel köklerle sanatçılar
arasındaki farkın daha kolay algılanmasını
sağlayacağım ifade ediyor. Bu bölümde yer alan
Türk sanatçılardan Ayşe Erkmen 'Maym Projesi',
Gülsün Karamustafa 'Aklımın Kafesi' adlı
yapıtıyla, Hale Tenger 'Sınırlar' adh video ,
enstalasyonu ve Bülent Şangar ise bır seri foto
enstalasyonu ile bienale katılıyor.
Bektronik müzik ve viyolonsel
bir arada
• Kültür Servisi - Italyan viyolonsel virtüözü ve
kompozitor Giovanni Sollima, Borusan Kültür ile
Italyan Kültür Merkezi'nin işbirliği ile
gerçekleşen bir konserle tstanbul'da. Amerikalı
çağdaş müzik adamı, besteci Philip Glass'ın
öğrencısı olan Sollima'nın tstanbul konseri,
viyolonselin 21. yüzyıl çağdaş müzığindeki yerini
gündeme getiriyor. 17 Nisan Pazartesi günü saat
19.00'da Italyan Kültür Merkezi'nde yer alacak
konserin ilk bölümünde Sollima, Marco Beta,
Carlo Boccadoro, Ada Gentile, E. Sollima ve
David 'Dave' Holland'm bestelerini
seslendirirken ikinci bölümde ise viyolonsel ile
elektronik müzik yapacak. Bu bölümde sanatçı,
Terry Riley, M. Gordon ve kendi bestelerinden
oluşan bır seçki sunacak.
vehbi
Dileksiz'den
fotoğraf sergisi
• Kültür Servisi - Vehbı
Dileksiz'in 'Hep Birlikte
Yapayalnız' adlı fotoğraf
sergisi 14-30 Nisan
arasmda Enka Rönesans
Galerisi'nde
sanatseverlere
sunuluyor. 24 yıldır
reklam fılmı sektöriinde prodüktör ve
yönetmen olarak çalışan Dıleksiz, çalışmalannı
genellikle günün ilk ve son ışıklarmda
yapmayı tercih ediyor. Sıradan, gündelik, bireyin
toplum içindeki yalnızlığını anlatan,
siyah beyaz şehirlı fotoğrafiar çekiyor.
Dileksiz, bu ilk sergisinın tüm gelirini Çağdaş
Yaşamı Destekleme Demeği'nin
"Tunceli'de Kızım Var Öğretmen Olacak'
kampanyasına bırakıyor.
Nâzun Hikmet Vakfı'nda
Seferis gecesi
• Kültür Servisi - Nâzım Hikmet Vakfı
tarafından perşembe günleri düzenlenen 'Kültür
Sanat Akşamları'nın on altıncısı Yunanlı ozan
Seferis'e aynldı. Izmir doğumlu ünlü şair 100.
doğum yılı nedenıyle bu hafta perşembe akşamı
saat 18.30'da düzenlenen bir panel ile anılacak.
Cevat Çapan'ın konuşmasıyla başlayacak olan
program tiyatro sanatçısı Ayla Algan ve Rutkay
Azızin okuyacağı Seferis şiirlerinin okunması ile
devam edecek.