22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 MART 2000 ÇARŞAMBA 10 J J I S HAJJ>JLIJKJL.ILJ1\ dishab@cumhuriyet.com.tr Rus birlikleri Çeçenlerin son direniş noktalarmdan Komsomolskaya'ya girdi Çeçen kalesîne Rus bayrağıDtş Haberler Servisi - Rus birlikleri, Çe- çen direnişçilerin son kalelerinden Komso- molskaya köyüne Rus bayrağı dikerken as- keri mahkeme, geçen şubatta Aldi köyün- de katledilen 62 sivılın özel OMON birlik- leri tarafından öldürülmüş olabileceğini açıkJadı. Rus askerleriyle Çeçen güçler, güneyde- ki Argun Boğazı'ndaki stratejik Komso- molskaya köyünün denetimi için iki hafta- dır savaşıyordu. önceki gün 76 Çeçen dire- nişçi Ruslara teslim olurken 42 direnışçi de öldürüldü. Son çatışmalarda yaklaşık 50 Rus askeri de yaşammı yitirdi. Yetkilıler, köyde sıkışan 150 Çeçen'in de teslim olmasının beklendiğini, komutan Ruslan Getayev'in de köyde bulunduğunu belırttıler. Rus NTV televizyonunun, kö- yün üzerinde dalgalanan Rus bayrağını gös- • Rus bayrağı dikilen Komsomolskaya'da 76 direnişçi Ruslara teslim olurken Çeçen komutanlardan Ruslan Gelayev'in de köyde buhmduğu bildirildi. terirken köyde taş taş üstünde kalmadığı kaydedıliyor. Öte yandan, Aldi köyünde 5 Şubat'ta gerçekleştirilen ve 62 sivilin ölü- müyle sonuçlanan kıyımı soruşturan aske- ri mahkeme, önceki gün verdiği kararda, olaya Rus askerlerinin katılmadiğını, ancak kıyımın İçışlerı Bakanlığı'na bağlı özel OMON birlikleri tarafından gerçekleştıril- miş olabileceğini açıkladı. Mahkemede ifade veren ondan fazla gör- gü tanığı, olaya Rus askerlennın katılmadı- ğını bildırdı. Mahkemenın sözcüsü, "Kalli- amı Rus askerieri yapmadı. Ancak bu otayın gerçekleşmediği ya da özel güçlerin rşin için- de oimadığı anlamına geünez" dedi. Insan haklan örgütlerinin raporunda. katliamın, uyuşturucu ve alkol etkısinde olan yaklaşık 100 asker tarafından yapıldığı ve en küçük kurbanın 1 yaşında olduğu belirtilmışti. Jirinovski: Seçimden çeküebilirim Öte yandan, aşın milliyetçi lıder VTadi- mir Jirinovski. 26 Mart'ta yapılacak devlet başkanlığı seçımlerinden çekilebıleceğinı bildirdi. Jinnovski, yaptığı acıklamada, aday- lıktan çekilip komünist aday Gennadi Zö- ganov ve liberal aday Gregori YavMnski'yi destekleyebileceğmi belirtti. Rusya ve Or- ta Asya ülkeleri dışişleri bakanlan ise baş- ta teronzm olmak üzere uluslararası suçlar konusunu ele almak üzere gelecek ayın ba- şında Bişkek'te bır araya gelecek. Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı BDT Da- iresi Başkan Yardımcısı Lidiya tmanaüye- va, bu yöndeki karann, Kazakistan, Kırgı- zistan, Özbekistan, Rusya ve Tacikistan dı- şişlen bakanlıklan yetkilileri arasında Biş- kek'te geçen hafta yapılan bir toplantı sıra- sında alındığını söyledi. Dışişlen bakanlannın Bişkek'te yapılacak toplantısında uluslararası organize suç, ulus- lararası terorizm ve aşın dincilik konulan- nın ele alınacağını belirten Jmanaliyeva, gö- rüşme sonunda bu sorunlann çözümüne yö- nelik bir bildiri yayımlanacağını kaydetti. Imanaliyev, toplantının kesin tarihinin he- nüz belirlenmediğini ifade etti. Parlamento, üç ada ile Çin arasında ilişkilerin başlatılması karan aldi Tayvan Çin'le ilk ilişkileri kuruyor • Başkanlık seçimlerinin hemen ardmdan Tayvan Parlamentosu, 50 yıldan sonra ilk kez Çİn'le doğrudan ilişkinin ilk adımlannı atma karan aldi. Dış Haberier Servisi - Tayvan yönetimi dün 50 yıldan fazla sü- redir ilk defa üç adasıyla Çin arasında doğrudan ilişki kurul- masını onayladı. Tayvan başkanlık seçimlerini bağımsızlık yanlısı aday Çen Şuybijuj'ın kazanmasmın ardm- dan dün Tayvan Parlamentosu, Kinmen, Matsu ve Penghu ada- lanyla Çin arasında ticaret, ula- şrm ve posta konulannda doğru- dan ilişki kurulması karan aldi. Karan alan milletveküleri, bu ilişkinin ileride tüm Tayvan'ı kapsayabileceğini vurguladılar. Parlamentoda çoğunluğu elinde tutan, ancak cumartesi günü yapılan başkanlık seçim- lerinde yenilgiye uğrayan Mil- liyetçi Parti'nin üyesi ÇenÇing- pao, alınan kararla ilgıli olarak "Bu Tayvan'dan Çin'e bir iyi niyet jestidir" dedi. Ancak bu önemlı adıma karşın Tayvan'ın dün orduyu yeniden alarma ge- çirdıği bildirildi. Tayvan Çin'in tehditleri karşısında seçimler sırasında başlattığı "yüksek alarm durumu"nu önceki gün kaldırmıştı. Savunma Bakanlı- ğı Sözcüsü Kung Fan-ding. " Yüksek alarm durumu, duru- ımınıuza göre başlatılabilir ya da kaldınlabihr. Esnek bir önlem- dirbu" dedi, ancak neden ye- nıden başlatıldığı konusunda bir açıklama yapmadı. Bağımsızlık görüşülecek Seçimlerden zaferle çıkan De- mokratik llerleme Partisi'nden üst düzey biryetkili, partinın ba- ğımsızlık yanlısı tavnndan vaz- geçmeyi düşündüğünü açıkladı. Seçim kampanyası boyunca bağımsızlık yanlısı bır tutum ta- kınan partinin, merkez yönetim kurulu üyesi olan Çen Zau-nan, partinin yönetim kadrosunun ba- ğımsızlık konusunu görüşmek üzere bugün toplanacağını bil- dirdi. Çen, "Cumartesigûnküse- çbnlerden sonraiktidar partisi oJ- duk. Konuya daha pratik açıdan jaklaşmalıyız arük'' dedi. Millijetfi PJuü yandaslannın protestolan sûrûyor. (REUTERS) Romano Prodi 'Işsizlik AB y nin zaafı'BRÜKSEL (AA) - AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi, AB'nin önemli sosyal sorunlara çözüm bulması ve teknolojik yeteneklerini geliştirmesi gerektiğini belirterek "Acil reformlara ihtiyaç var* dedi. Lizbon da, 23-24 Mart tarihlerinde, üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanlan ile dışişleri bakanlannı bir araya getirecek olağanüstü AB zirvesinin gündemi hakkında basına bilgi veren ve komisyonun stratejisini anlatan Prodi, AB'nin en önemli zaafının işsizlik olduğunu, bu düşmanın ezilmesi için inisiyatif almak gerektiğini anlattı. AB'de işsizlik ortalamasının yüzde 10'u bulduğunu, Ispanya gibi bazı ülkelerde bu oranın yüzde 15'e çıktığmı hatırlatan Prodi, küreselleşme ve yüksek teknoloji alanında da ABD'nin AB'den çok önde olduğuna dikkati çekti ve acil kararlar alınması gereği üzerinde durdu. Prodi, AB'nin küresel ekonomideki rolünü arttırmasmın önemine de değindi. f - * * » * BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Batı Karşısında Türkiye ve Japonya İki ünlü Japon düşünürü iktisatçı Oka- zaki Hisahiko ve tarihçi Sato Seisa- buro, Japon Echo dergısinın sonbahar 1999 sayısında yazmışlar. Benim elime 2000'in başında geçti. İki Japon düşü- nür Japonya'nın Amerika ve Avrupa karşısındaki durumunu ele alıyoriar. Tür- kiye'ye benzeriiği açısından bana ilginç geldi. Bizim Tanzimat'a benzeyen bir döne- mi, "Meiji" dönemini onlar da geçirdi. Daha o dönemden başlayarak 20. yüz- yılda Japonya'nın Batı ile (ve Batı kar- şısında) durumu günümüze kadar ge- tirilerek değerlendiriliyor. Bazı farklara rağmen, sanki "Türkiye - Batı ilişkileri- nin bir izdüşümü" gibi. Bu iki düşünüre göre Japonya 1930'la- ra kadar, "kendisini Batı'nın beyaz ada- mı (vvhite man) tarafından" kuşatılmış ve köşeye sıkıştınlmış hissediyor. Asya ve Peari Harbour maceralannı ve hata- lannı biraz da beyaz adamın bu kuşat- masına bağlıyoriar. Japon toplumu, Ba- tı'nın kendilerini, "Asyalı ve sarı ırk al- gılamasındanveaynmcılığından" çok etkilenmiş. İki Japon düşünür, diğer Ja- pon düşünürierde görülmeyen bir açık- lıkla "bu kompleksi" ortaya koyuyorlar. İki yüzyıl boyunca Batı, kendilerini dış- lamış ve Asya'nın doğusundaki "birya- bancı" gibi görmüş. Kılık kıyafeti "Batılı" gibi görünse bi- le, Japonlann kafasında "Batı'nın aynm- cılığı" Japon düşünce sisteminin içine yerieşmiş. Bu kavramTürkıye'de, "Ba- tı'nın bizi Doğulu algılaması ile" yer et- mişti. Atatürk devrimleri ve sonrası ye- ni nesillerie, Batı'nın bu "Doğulu" al- gılaması, en azından bizim tarafımız- dan, "üzerimizden atılmıştır". Bunda, coğrafyanın ve 170 yıllık iç içeliğin de etkisi var. özellikle ikinci savaş sonra- sında Türkiye, Avrupa Konseyi ve bü- tün diğer Avrupa kurumlan içinde yer alarak bu "kompleksi" üzerinden attı. Soğuk savaş sırasında "Batı Bloku" içinde yer almamız da bunda etkili ol- du. Batı'nın bu aynmcı vefarklı bakışının toplumdaki etkileri, bugün Türkiye'de, Japonya'dan daha azdır. Kültür emperyalizmindeki benzeriik Japon düşünürier özellikle Amerikan kültür emperyalizmi konusuna dikkat çekiyoriar Japonya'daki durum Türki- ye'den hiç de farklı değil. Onlara göre Japonya, Amerikan kültür emperyaliz- mi karşısında ezilmiş durumda. Japon gençliği özdeğerlerini kaybediyor. . ^ - Japonya, özdeğerleri ile Amerikan kültürü arasında sağlıklı bir sentez çı- karamıyor. - Amerikan yaşam biçimi özentisi Ja- pon gençlığinin özdeğerlerini tahrip edi- yor. - özellikle Amerika'nın "tüketim ka- lıplan" Japon toplumunu esir almaya başlamış. Sonuçta, "beyaz adamın" kültür em- peryalizmi Japon toplumunu bozuyor, bütün değerieri attüst edıyor. İki Japon düşünürün bu değeriendir- melerini okurken, son yıllarda Cumhu- riyet'te yazdığım yazılan hatırtadım.* Aynı sakıncalan Türkiye için gündeme getirmeye çalısmıştım. Japonya ve Tür- kiye'nin ilginç bir benzeriiği, hattaortak bir yazgısı var. Her ikisi de "Batı'nın içinde görünen" ama Batı tarafından da "kendinden sayılmayan' iki ülke. Bin As- ya'nın doğusunda, diğeri ise batısın- da, ortak bir yazgıyı paylaşıyorlar. Brzezinski "Büyük Satranç Tahtası" kitabında, "Dünya gençliğinin Ameri- kanyaşam biçimini taklit etmek isteme- si, Amerika 'nın süpergüç olarak deva- mının en büyük güvencesidir" diyor. Amerikan küitüremperyalizminin, Ame- rika'nın geleceğı açısmdan onemini vur- guluyor. Görülüyor ki Brzezinski ve Japon dü- şünürier aynı noktada birieşiyoriar. Bir taraf kültür emperyalizmi altında "nasıl ezildiğini" ortaya koyarken diğer taraf, "bunun, egemen olmanın bıraracı ol- duğunu" kabul edıyor. Amerikalılar da yakınıyor... N.P.Q. dergisinin geçen yıl yayımla- nan "Soğuk Savaştan Sıcak Eğlence- ye" başlıklı sayısında ise aklı başında Amerikalı düşünürier şu görüşü savu- nuyoriar: Amenkan tarzı tüketim; top- lumu, insanı daha basıt, daha yüzeysel yapıyor. Mal tüketmek ve eğlenmek in- san yaşamının odağı haline geliyor. Top- lumsal dokudaki derinlikler kayboluyor. öyle ama, ekonomik düzenin kültür mantığı bu. Basit, yüzeysel, maddeci ve kaba kuvvete dayalı bir yaşam biçimi- nin yarattığı bir dev ve onun beraberin- dekı kültür emperyalizmi. Düşünüyorum da Japonlar yine de bi- ze oranla daha iyi durumdalar. Sözünü ettığim iki Japon düşünür bizdeki "kral- dan fazla kralcı (Avrupacı) aydınlan" bilmiş olsalardı, kendilerinin ne kadar şanslı olduklannı daha iyi anlarlardı. C) 2000'li Yıllara Girerken Dünya ve r Tfilf<iye''< Cumhuriyet Yayınlan, 2000. 1944 yılının soğuk bir şubat gecesi Çeçenler, evlerinden top- lanarak hayvan vagonlanna dol- durulup Orta Asya ve Sibirya'ya sürülmüşlerdi. Bu olayın 56. yıldönümünde ve yenı bir yüzyılın başlangıcın- da Çeçenler yeni bir yok etme kampanyasıyla karşı karşıyalar. 200 yıldır uygulanan baskı, kı- yım ve sürgün politikalanna di- renen ve yenilmeyen bu küçük halk, bugün artık yok edilmenin eşiğınde bulunuyor. Grozni'ye giren Rus askerieri, bodrumlar- da saklanan kaçamamış siville- rin işini bitiriyorlar. Yaşlı, yaralı veya çocuk deme- den hâlâ soluk alabilen ne kadar canlı varsa oracıkta yok ediyor- lar. Yangın bombalan, vakumlu el bombalanyla bodrumlardan çı- kanlan yaralı insanlar makineli tüfeklerie taranıyor. Adına hâlâ ordu denen bu paralı asker ve sar- hoş çapulcu sürüsü, birinci sa- vaşta tamamlayamadıklan soy- kınmını bu kez sonuna kadar gö- türmeye karariı. Biravuç "teröriste" karşı baş- latıldığı söylenen "temizlik hare- kâtı" daha başından beri topye- kûn savaş şeklinde gelişti. Ve yaz aylannda böylesi bir savaşın ortaya çıkacağını birkaç Rus ga- zetesi, daha geçen yılın başlann- da haber veriyorlardı. Her şey önceden hazırianmıştı çünkü ve Hitler'in düzenlettiği Reichetag yangını gibi yığınları galeyana getirecek bir bahane gerekliyd sadece. Bunun için de Mosko- va'da ağustos ayında birkaç bı- nanın havaya uçurulması ve bu- nun sorumlulugunun alelacele Çeçenler'e yıkılması yetti. 'Teröristlerie' yanş Gerçi benzeri tip bir sabotajı Ri- ezan'da başka bir binada hazır- layan KGB ajanları suçüstü ya- kalandılar, ama sansür dönemi- ne geri dönen Rus basını pek üzerinde dunmadı bunun. Oysa- ki bütün tarafscz gözlemciler, hat- ta geçen secimlerde başkan ada- yı olan General Lebed bile, da- ha ilk günlerden kuşkularını dile getiriyorlardı. Kaldı ki Kremlin'in iddialan doğru bile olsa, birkaç yüz masum sivilin ölmesine yol açan sabotajlar, hükümetin de "teröristlerie" yanş edercesine binlerce başka masum sivili sa- dece Çeçen olduklan için kat- letmesini mi gerektirir? Geçen savaşın 14 aylık bilan- çosu 100 bin ölü idi! Bunlardan 12 bin kadan da Rus askeriydi. Bu kez nedeflenen herhaldetüm 200 Yıldır 'Bitirilemeyen' Çeçenler Çeçen halkı. "Avrupa değerie- ri", "insan haklan" sözcüklerini dillerinden düşürmeyen Batılı hükümetler, nükleergücesahip Rusya karşısında sus pus oi- muşlar. Oysa ki Abdullah Öca- lan gibi bir Pol Pot benzeri psi- kopatın yargılanışı sırasında "adil yargılama " isteğiyle ayağa kalk- nebiliyor utanmasızca. Demek ki 21. yüzyıl baştnda bir küçük hal- kı yeryüzünden silmek hâlâ gu- rur kaynağı olabiliyor. Taş devri- ne geri dönüyor insanlık. Soykı- nmıyla övünebiliyor bir rejim. Ve Avrupa bu soykınmına ma- li kaynak oluşturan Rus borçla- nndan bir bölümünü siliveriyor. İlk r eçen savaşın bilançosu 100 bin ölü idi? Bunlardan 12 bin kadan da Rus askeriydi. Bu kez hedeflenen herhalde tüm Çeçen halkı. "însan haklannı" dilinden düşürmeyen Batı, Rusya karşısında sus pus olmuş. mışlardı hepsı. Bugün ise Putin'e iltifatlaryağ- dırmak için Madeleine Allb- right'lar, Clinton lar, Chirac'lar sıraya giriyorlar neredeyse. Ve birinci Çeçen savaşında "küçük düşen" Rusya'nın zedelenen onurundan söz ediliyor, Rus hal- kının yeniden "gururunu kazan- mak" ihtiyacında olduğu söyle- Çeçen savaşında Rusya'yı Avru- pa Konseyi'ne alarak ödüllendir- diği gibi. Hatta daha da ileri gi- derek, 12 milyar doJariık bir ek yar- dımı karara bağlıyor. Çeçenistan kasabı, ajan eskisi Putin'in seçil- mesini garantiye alıyor. Aslında Putin'in buna bile gereksinimi yok. Karnı aç ama gururu doyu- rulmuş Rus halkının tam deste- Ruslann Çeçenistan ras\onunda en büyük acıvı çekryor. (REUTERS) ğine sahip. Ama Avrupa'da dü- rüst ve duyariı insanlar da var. Bunlardan bir grup aydın ve sa- natçı, Çeçen sürgününün 56. yıl- dönümü olan geçen 23 Şubat'ta ortak bir manifesto yayımlaya- rak sokağa döküldüler, binlerce insan Paris sokaklannda saat- lerce yürüyerek gerek Putin ve Rus generallerini, gerekse onla- ra destek veren Avrupalı hükü- metleri protesto etti. Gerçi bu sembolik eylemlerin, her ne pahasına olursa olsun Çe- çenistan'ı haritadan silmeye ka- rariı bir hükümeti durduramaya- cağı açık. Ama aydınlar böylesi bir barbarlık karşısında en azın- dan susma utancını paylaşmak istemiyoriar. Naziler Yahudileri toplama kamplannda yakarken pek çok Avrupalı durumu bildikleri halde bilmezden gelmişlerdi. Bugün "süzme kampı" adıyla yeniden hortlatılan bu tür kamplarda ka- dın erkek, çoluk çocuk işkence ve tecavüzlerden canlı olarak "süzülebilseler" bile cellatların son darbelerinden kurtulmalan mümkün olmuyor. Ama artık bun- lann karşısında "bilmiyorduk, ha- berimiz yoktu" diyecek durum- da değiliz. "Biliyorduk ve sustuk, hiçbir şey yapmadık" diyebiliriz belki, ancak yüzümüz kızararak. Sınır- larımıza dayanan bir avuç Çe- çen mülteciye bile "pasaportla- n oimadığı" gerekçesiyle kapıla- nmızı açmadığımızı anımsanz bi- raz daha cesaretimiz varsa. İnsan olmak yeterli 130 yıl önce benzeri bir yazgı- nın kurbanı olmamak için bir mil- yondan fazla Kafkasyalı, Karade- niz'in kuzey kıyılarından Türki- ye'ye yelken açmıştı. Ama şim- di onlann torunlan bile duyarsız görünüyorlar Çeçenistan'daki soykınmına. Aslında Kafkas kö- kenli bile olmak gerekmez ki bur- numuzun dibinde gerçekleştiri- len bir barbarlığa isyan etmek için. İnsan olmak yeterli. Avrupa'da Çeçen adını daha yeni yeni duyan, nasıl telaffuz edileceğini bile doğru dürüst bil- meyen binlerce insan, haksızlık karşısında sokaklara döküldü. Topraklanndaki dört Rus aske- ri üssünün tehdidine aldırma- yan küçücük bir Gürcıstan bile sesini yükseltiyor bu vahşete karşı. Ama Kafkasya'da pakt kurma, lideriik yapma sevdasın- daki Türkiye sus pus. Kapılannı bir avuç mülteciye açmaktan bile aciz. GARANTI DUNYA MIRASI GUNEŞ KARABUDA'NIN GOZUYLE TÜM İNSANUĞIN PAHA BİÇİLMEZ MİRASI BİRİNCİ BÖLÜM NİJER VADİSİ'NİN İNCİSİ "TOPRAK ŞEHİR DJENNE" www.ntv.com.tr BU AKŞAM 21:40
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear