14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 EYLÜL 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yargıtay Başkanı, diğer başkanlann aksine irticadan söz etmedi, inanç kavramına değindi 30 ydbk geleneğin chşma çıkbHaber Merkezi - Yargıtay Başkanı Sa- mi Selçuk'un önceki gün yaptığı konuş- ma, Türkiye'nın demokratikleşmesine ilişkin önerileri otuz yıldır yargı temsil- cileri ve baro başkanlannca dile getirili- yor. Otuz yıldır. tüm Yargıtay başkanları 'irtica faaliyederinden' söz edip. Türki- ye'nin yakın tarihinden örnek verirler- ken, Sami Selçuk bu konuya değinmedi. 'düşünce ve inanç özgürlüğü' kavramla- rının içıni açmadı. Selçuk, özellikle i- nanç kavramına değinirken üstü örtülü tarikat şeyhlerini ve şıhlannı savundu. 1967 yılında Yargıtay Başkanı İmran Öktem. adli yılın açılışında yaptığı ko- nuşmada Türkiye"nin demokratik bir hu- kuk devleti olduğunu söylemiş ve şöyle demişti: "Tarihi boyunca bağımsız yaşamış, halk ve hürriyetieri için savaşmış olan; anayasa ve hukuk dışı davranışlan ile meşruhığunu kaybetmiş bir iktidara kar- şı direnme hakkını kullanarak 27 Mayıs 1960 devrimini yapan Türk milletinin o zamanki lideri eski Cumhurbaşkanı Sa- yın Cemal Gürsel geçen adaktyıh içinde 15 Eylûl 1966'da fani âleme veda etnüş- tir. Geçen yüın en acı hatırası budur. Ze- ki, şefkatli. sağduyusu kuvverli. kararla- nnda isabetli. olduğu gibi görünmesini. gösterişten uzak kalmasını se\en. sadelik içinde büyük olan, büyüklüğünü belli et- mek için bir gayret göstermek lüzumunu duymayan, Atatürk devrimlerine bağu. devrimkri korumayı amaç edinmiş. geri- ciliğin amansız düşmanı, milletine daha çok ve dürüst çahşmayı daima tavsiye e- den Cemal Gürsel büyük mümtaz vasıf- lany la, büyük devrim ve de\ let adamı ola- rak Türk tarihinde müstesna bir >er al- mıştır. Devrimci Türk milleti sana min- nettardır. Hakkın rahmeti üzerinde ol- sun." Öktem, şöyle devam etmışti: "Elbet Medeni Kanun da değişecektir. tleride daha iyi ve daha mükemmel bir kanuna yerini terk edecektir. Fakat Medeni Ka- nun'un Türk sosyal bünyesine getirdiği devrim hükümleri hiçbirzamaneski şek- üne dönmeyecektir. Onun devrimci nite- liği değişnıeyecektir. Değişmekr art dü- şüncelere. hurafelere. teokratik devlet esaslanna dayanmayacakûr. Miispet il- min sosyal adalet prensiplerine dayanan yeni buluşlan Türk hukukuna temel ol- makta devam edecektir. Türkiye'de bir İslam devkti \e hilafet rejimi kurmak Türk milletini dini esaslara dayanan bir hukukdüzeninesokmak isteyen vebunun için gizö ve açık çahşan mistik hezeyan ha- lindeki bir avuç meczup. ruh hastası ve- ya dini kazanç metaı haline getirmiş kim- sekr, saf ve cahil yurttaşın en temiz var- lığını. itikadını. imanını geçim vasıtası yapmış olan bezirgânlar -o bezirgânlar ki dinin emrettiğini yerine getirmezler, yasak ettiklerini gizli gidî yapartar fakat dindar görünürier- evet bunlar ve birta- kım hurafeleri diniesaslar gibigösterme- ye kalkan ve bu surede halkı uyuşturan kökü dışandald yurt düşmanlan daima hüsrana uğrayacaklardır. tster sağda ol- sun, ister sokla olsun aşın ideoioji ve ko- yu taassup yurt için. saf ve cahil yurttaş- lar için her zaman bir tehlike olmakla be- raber Türk gençliğinin. Türk ay dınının. Türk hukukçusunun. Türk hâkiminin. Türk idarecisinin. Türk zabıtasının uya- ruklığı. tutumu, yurtseverliği. inkılaplara bağhhğı kara ve geri eğilimi bir kuvvet ol- maktan çıkarmış. onu yalnız acınacak, uyanlacak, tedavi ve yardım ve ıslah edil- mesi gereken bir zavalh haline getirmiş- tir. Fakat her şeye rağmen Türk hüküme- ti, Türk zabıtası, cumhuriyet savcıian ve hâkimler. bütün aydınlar uyanık ounak- ta devam ermeye mecburdurlar. Yurtta- şın en küçük gerici kıpırdamasına taham- nıülü kalmamıştır. Buna Türk sosyal bünyesinin alerjisi vardır. Koyu taassup serbest düşünceyevedüşünceselametine. Seriatcı basın Konuşmayı kullanarak laikliğe saldırdılar tstanbul Haber Servisi - Senatçı basın. Yargıtay Baş- kanı Sami Selçuk'un yeni ad- li yılın açılışında yaptığı ko- nuşmayı kendı anlayışlanna göre yorumlayarak laikliğe saldırdılar. Şeriatçı basın. Türkiye Barolar Birliğı Baş- kanı Eralp Özgen'ın "Laik- liğin. demokrasinin, insan haklanna sa> gının ve hukuk devkti olmanın ön koşulu o\- duğuna" ılışkın sözlennden dolay ı "Ozgen kin kustu" tü- ründen başlıklarla \erdi. Selçuk'un konuşması, şe- riatçı basın tarafından devle- tin üst düzey yöneticilerine verilen "bir hukuk dersi" olarak değerlendırildı. Şeri- atçı Akit gazetesınde"Zor- balığa İsyan" manşetiyle verdiği haberde. "Selçuk'un konuşmasıyla salonda buiu- nan Yargıtay Başsav cısı Vu- ral Sa\ aş başta olmak üzere. Cumhurbaşkanı. Başbakan ve 28 Şubat destekçileri du- rumundaki bütün kesimlere bir hukuk dersi verdiği" öne sürüldü. Haberde Selçuk'un sözlerinin Ankara'da "bir bomba gibi patladığuıT be- lırtti. Akit yazan HasanKa- rakaya "Ayna" adlı köşesın- de Selçuk'un sözlerini "Zor- balığa tahakküme isyan etti. Kısacası, 'Fikirde. düşünce- de, giyim-kuşamda özgür- lük' istedi" değerlendırme- sini yaptı. Karakaya. "Saym Selçuk'un konuşmasına. Ece>it'in göstereceği tepkiyi merak edijordum. Merve Hanım'a dediği gibi, Bu adama haddıni bıldinn' di- yecek. Demedi. Süngüsü mü düştüacabaT> dedi. Yeni Mesaj gazetesi ise Selçuk'un konuşmasını "deprem gibi söder" olarak mtelendirdı. Gazetede, Eralp Özgen'ın konuşması ise "Bu dahukukçu" başlığıyla ven- lerek "Eralp Ozgen de bikfik ifadelerle >ine mütedeyyin insanlan bedef gösterdi" de- nildi. Yeni Şafak gazetesi de Sami Selçuk'un yaptığı ko- nuşmasında "tam bir de- mokrasi ve hukuk dersi ver- diğini" belirterek, Selçuk'u "Türkiye'nin yüz akı" ola- rak değerlendirdi Zaman ga- zetesinde ise Yargıtay Baş- kanı Sami Selçuk'un konuş- ması "Demokrasi çağrısı" manşetiyle verilerek "Selçuk tabulann üzerine cesaretle ghti" denildi. Gazete yazar- lanndan Hüseyin Gülerce, "Bize Göre" adlı köşesinde- ki, "Ders Gibi Konuşma" başlıklı yazısında, "Sel- çuk'un konuşmasının Ata- türkçülük, çağcıl demokrasi. özgürlük, çoğulculuk, hoşgö- rü,... ve Türkiye hakkında verilen bir ders" olduğunu savundu. Yeni Asya gazete- si yazarlanndan Ahmet Sait Sami Selçuk'un yaptığı ko- nuşmayı ''antidemokratik temeller üzerine atılmış tüm baskıcı >-apılan yerinden sar- san bir deprem'" oiarak de- ğerlendirdi. Selçuk'un ko- nuşmasını "Avlanma çağı bitti" başlığıyla veren Milli Gazete yazan Şükrii Kam- berde. Selçuk'un konuşma- sı ıçın "28 Şubat'la ijice be- lirginleşen baskıcı ve totali- ter zihniyete karsı. yukan- dan gelen baskılara boyun eğmek istemeyen ve son ild yıldaki kararlan ile saygınh- ğını büyük ölçüde zedeleyen hukuk kurumlannın direni- şi için bir milat belki de..." y- orumunu yaptı. f DERLER YARGITAYBAŞKANI'NINKONUŞMASINIELEŞTÎRDÎ 6 Selçıık'un söyledilderi gerçekle bağdaşımyor'ANKARA/tSTANBLL (Cumhuriyet) - Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un ko- nuşmalan siyasette değişik tepkilerle kar- şılandı. CHP Merkez Yönetim Kurulu, Selçuk'un, partinin son derece önem ver- diği kamu yaran ilkesini benimsemediği görûşüne vararak bu konudaki söz- lerini "talihsiz- Bk" olarak değer- lendirdi. CHP, Yargıtay Başka- nı'nın laikliğe ilişkin görûşlen- ni "Türldye ger- çekleriyie bağ- daşmıyor" bıçı- minde yorumlar- ken "cumhurivet, Başbakan Ecevit l a i k B k w d e m o k . rasir> nın birbirinden ayn ele almamaya- cağmaişaret etti. Cumhurbaşkanı Süteyman Demirel, konuşmayı yanıtlamaktan kaçınırken Başbakan Bütent Ecoit anayasa değişik- liği konusunda somut önerilerde buluna- caklannı söyledi. Konuşmanın altına im- zasını atacağını kaydeden FP Genel Baş- kanı Recai Kutan'ın ardından Selçuk'a bir destek de DYP Genel Başkanı Tansu Çüler'den geldi. Çiller, konuşmayı "de- mokrasinm miladı" olarak değerlendirdi. Demirel: Ben tartışmam Selçuk'un adli yılın açılışında yaptığı konuşma siyasette değişik yankılar bul- du. Demirel, düngazetecilerin Selçuk'un konuşmasına ilişkin görüşünü sormalan üzerine, "Cevapvermekdurumundade- ğiHın. Yargıtav Başkanı çok önemli bir zatür Tflrldye'de. Söyledikleri önemsene- cek sözlerdir. Ama ben bir taraf oiup tar- üşma\a girme durumunda değilim. Her- kes konuşma hakkuıa sahip. Oyle düşü- nenkri de vardır. öy1e düşünmeyenleri de vardır" dedi. Demirel. "Sizcehakhkkpa- yı var mı" şeklındeki soruya ise "Ben Cumhurbaşkanryım" diye yanıtladı. Başbakan Ecevit, anayasanın sivilleş- tirilmesi. demokrasi ve insanhakîan stan- dardınm yükseltilmesi için yeni yasama döneminde neler yapılacağının sorulma- sı üzerine, DSP'nin baştan beri anayasa- nm yeniden hazırlanması gerektiğini sa- vunduklannı söyledi. Ecevlt: önerllerlmlz olacak Anayasa değişikliklerinin TBMM'de büyük uzlaşma ile sağlanabileceğini kay- deden Ecevit, "Bu konuda bizim bazı so- mut önerierimiz olacak. Fakat bu hem hükümet ortaklan. hem de olabüdiğince büyük bir MecHs çoğunluğu>1a bir uzlaş- ma içinde gerçekİeşebflir. Bununla flgfli çaksmalan hiç kuşkusuz yapacağc'' de- di. Ecevit, daha önceki açıklamalannda anayasanın dokunuhnazlık ve Meclis so- ruşturmalanna ilişkin hükümlerinin de- ğiştirilmesi gerektiğini belirtmişti. DYP Genel Başkanı Çiller. dün düzen- lediğı basm toplantısında Yargıtay Başka- nı Selçuk'un tartışmalı konuşmasını de- ğerlendirdi. Hukukun üstünlüğü temelin- de, demokrasinin ve devletin yeniden ya- pılandınlmasma gereksinım olduğunu kaydeden Çiller. Selçuk'un konuşması- nın bu açıdan çok önemli olduğunu be- lirttti. Çiller, "Busözieri son derece olum- hı buluyorum vedemokrasi açısından mi- lat kabul ediyorum, herkesçe de öyle ka- bul edilmesini temenni ediyorum" dedi. Selçuk'un, Anayasa Mahkemesi üyeleri- ni Cumhurbaşkanı'nın atamasmm sakın- calanna ilişkin sözlerine de katıldiklan- nı zaydeden Çiller. "Bu fîkirler. Türki- ye'de mutlaka iktidar nlacaktır. Tam de- mokrasiyi oluşrurmak için şimdi sefer- berMkzamanıdır" görüşünü dile gerirdi. CHP'den lalklik eleytlrlsl CHP'nin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının açılışında konuşan genel başkan AltanÖ>Tnen, Yargıtay Baş- kam'nın laiklikle ilgili değerlendirmele- rini eleştirerek "Bu konudaki görüşleri- nin kendisi açısından da sonıutlaştınlma- sı gerektiğini düşünüyoruz" dıye konuş- tu. Öymen, "CHP olarak bizim gibi kök- tendinci tslami akunlann zaman zaman tehdit oluşturduğu ülkekrde laiklik ilke- sinin sonuna kadar korunması gerektiği düşüncesindeyiz'* dedi. Öymen, Sel- çuk'un sözlerinin düşünce özgürlüğü, de- mokrasi, insan haklan ve anayasa deği- şikliği ile ilgili kısımlan için. "'.\lnna im- zamızı atanz. CHP olarak biz daha önce de bu konulara imza atmıştık zaten. Geç- nüşteki Meclis zabıtlan bunun tanığıdır" diye konuştu. Başbakan Ecevit'in, Sel- çuk'un sözleri doğrultusunda "Bu Mec- Bs kunıcu meclis gibi çauşarak anayasa değisikliği yapabilir" dedigıni anımsatan Oyrnen. uluslararası tahkimle ilgili ola- rak anayasa değisikliği şapıldığına dik- kat çekerek "Gerçekten bÖyie bir niyet obaydı,anayasanm miltervekih' ve bakan- lann doku- nulmazuğma ilişkin 83 ve 100 ik bazı suçların afft- nı engelleyen 87.maddeleri de değiştirile- biürdi" dedi. Ecevit'in açıklamasını eleştiren Öy- men, "Bude- ğeriendirme- leri beğenryor gibi görünmek mandıncı değidir" değerlendirmesini yaptı. CHP'nin 6.5 saat süren MYK toplan- tısının 4 saatlik bölümünde gündemde ol- mamasına karşın Selçuk'un önceki gün- kü konuşması tartışıldı. MYK'de "Yargı- Altan Öymen. tay Başkanı'nın Atatürk Türkiyesi'ni oluşturan değeıier etrannda düşünmesi gereldyor"görüşündebirleşildi. MYK'de konuşmaya ilişkin şu görüşler benimsen- di: "^argıtay Başkanı'nın, CHP'nin sos- yal demokrat bir parti olarak son derece önemsediği ve uluslararası tahkim konu- sunda dayanak akhğı kamu yaran ilkesi- ni benimsemediği ortaya çıkıyor. Yargıtay kurumunun başındaki birinin böyle bir görüşii beyan etmesi talihsizliktir. Çoğul- cu-özgürlükçü demokrasi tanımunkatd- mamak mümkün değildir. Bu konudaki değeriendirmeleri umanz demokrasi ve insan haklan konusundaki duyarhhkbam arünasını sağlar. 1982 Anayasası antidemokratik bir anayasadır. CRP'nin buyasanm değişme- si konusundaki görüşleri açıknr. Yargıtay Başkanı'nın laikBkleügiM görüşleriolgun- laşmamışor. Türkiye gerçekleriyie örtüş- meyen laiklik tanımını kamuoyuna sun- mak için bu konuşmayı yaptığı anlaşıhyor. Selçuk'un göz ardıettiğitemelnokta, Tür- kiye Cumhurij'e- ti "laikçilikle şe- killenmiş teokra- tik bir cumhuri- yet" değildir. "Cumhuriyet, demokrasi ve la- iklik altın üç- gen"dir. Bunlar birbirinden ayn düşünülemez. Türkiye'ye özgü koşullarda herbi- rinin önemi ayn- Unık Uras. dır. Özlem tabii ki eksiksiz demokrasidir. Burada laikliği de koymak zorunluiuğu vardır. Yargıtay Başkanı, banşın sağlan- masını din özgürlüğü temefine oturtuyor. Türkiye'de çoğuku bürünlük, inanç boyu- runda değil. ulus olma bih'ncinin temeuni oluşturan deferier etrannda çerçevelen- mektedir. Bunu \alruzca inanç boyutuyla eie alırsanız çağdaş olamazsınız.Yargıtay Başkanı'nın demokrasi, hak \t özgürhık- ler ik Bgffi düşüncelerinc kaulıyoruA" Selçuk istifa etmell1 ÖDP Genel Başkanı UnıkUras ise de- mokratik anayasa düzenlemesinin Mec- lis dışı kuruluşlarla da tartışılması gerek- tiğini kaydederek demokratikleşme için mücadele eden kuruluşlara yeni anayasa önerisi için bir inisiyatif oluşturma çağ- nsında bulundu. Işçi Partisi Genel Başkanı Hasan Yri- çın Selçuk'un konuşmasını değerlendi- rirken "Yargrtay başkanı. tahkimcilerin irtfcacüaruı ve çetecilerin alkışladığı bir konuşma yapm^ör" dedi. Yalçın Yargı- tay Başkanı Selçuk'un bir cumhuriyet hu- kukçusu gibi konuşmadığım savonarak "Türkiye Cumhurryeti'nin Yargıtay Baş- kanhğı gibi bir makann,Ortaçağ savunu- culttğu için kullanılamaz. Sayuı Selçuk derhal istifa etmeMr" dedi. Hukukçu Prof. Dr. Şener Akyol, Sami Selçuk'un dozu aştığını söyledi ^Yargıtay Başkanı tutarsız konuştu' İstanbul Haber Servisi - 1982 Anayasası'nı hazırlayan- lardan anayasa hukukçusu Prof. Dr. Şener AkyoL Sami Selçuk'u eleştirerek "Yargıtay Başkanı'nın anayasanın meşru olmadığı yolundaki görüşleri hukuken tutarsız ve dozu kaçı- nlnuş beyanlanür" dedi. İstan- bul Barosu Başkanı Yücel Say- man ise Yargıtay Başkanı Sa- mi Selçuk'un anayasaya ilişkin eleştirilerine katıldığını belirt- ti. 1982 Anayasası'nı hazırla- yanlardan anayasa hukukçusu Prof. Dr. Şener Akyol da Sami Selçuk'u eleştirerek "Yargıtay Başkanı'nın anayasanın meşru olmadığı yolundaki görüşleri hukuken tutarsız ve dozu kaçt- nlmış beyanlardır" dedi. Prof. .Akyol, aklı başında hiç kimsenin 1982 Anayasası'nın bütün hükümlerini savunmadı- ğı. ancak anayasanın meşru ol- madığını söylemenin "Anaya- saya dayarh kurum ve kuruluş- lann da meşru olmayan bir anayasaya dayandığını söyle- mekanlamına gelecegi"ne dik- kat çekti. "Anayasa dahil siste- min tümü ik degişmesini" ıste- menin. ülkemızde yüzyılı aş- kın süredir "anayasa kavgası" çıkarmaktan başka işe yaraya- mayacağını savunan Prof. Ak- yol şöyle devam etti: "Bugün yapdacak iş 1982 Anayasası'nı yapıldığı zaman- daki olağanüstü koşullann bu- lunmadığı dikkate ahnarak "olağan koşullarda olağan ya- sama meclısi tarafindan yeni- den' oluşturulmasıdır. Geriye dönük meşruiyet sözleri böyle bir yenikmeetkinliğine bik göl- ge düşürür. Anayasanm meşru- luğuna sataşmanın onu eleşti- renlerin bik cesaretkrini kıra- cağım düşünmek ve 'hukuki düşünmek', 'medyatik profıl iddiasından uzak kalmak', 'hu- kuk devleti ilkelerini hukuk ku- rumlannı çürüterek yaşama geçirme zorluklannı dikkata almak' herhakk hepimizin. fa- kat bu arada birinci derecede Saym Başkan'a düşen ödevkr- dendir". Selçuk'un yaptığı açıklama- lan "deprem" olarak nıteleyen Yücel Sayman da yargıya iliş- kin sorunlann da anayasadan kaynaklandığını söyledi. Say- man, Yargıtay Başkanı Sel- çuk'un yargının bağımsızlığı- na sahip çıktığını söyledi. doğruya ve iyiye ulaşmaya engel olur. Türkkr tarih boyunca kara eğüiımn kö- tü sonuçlannı gönnüşlerdir. Onlar tarihi ve ondan ders almasını bilecek kadar ze- ld ve sağduy uludur. Onlar bflirkr ki; ta- rihten ders almasını beceremeyen toplu- luklar tarihte kötü sonuçlar doğurmuş olan şarüan yeniden yaratarak tarihin tekerrür etmesine sebep oluıiar. Asırlar boyunca Türkkr daima şerefü sonuçlar doğuran şarüan yaratmışlar ve daima şe- refB sahifekrin tekerrür ermesini başar- mışlardır. Türk milleti bugün ve yann müspet ilmin ışığı altında bütün gücü ik çahşacak daima ikriye, şerefli ve mesut t>ir istikbak gklecektir. Geriye yalnız \t ders almak için bakacaknr." 1977 yılında ise Yargıtay Başkanı Cev- det Menteş, şöyle konuşmuştu: "Modera Türldye'nin yönetiminin an- cak cumhuriyetçi ve Atatürkçü düşünce- den kopmamakla mümkün olacağı iyi bi- linmelidir. Yine çok iyi büinmelidir ki, Atatürk Cumhuriyeti sadece bir yönetim biçimi değil. ulusal varuğımızın yönekü- ği yeni bir yaşam anlayışı, apayn bir dün- ya görüşüdür. Tüm Atatürk devrimleri. uygar, ileri. özgür bir toplum düzeyine u- laşmay ı. muüu ve gönençli bir toplum ül- küsünü gerçekkştirmeyi amaçlayan kök- hl girişinılerdir." A$ırı Ideolojller 1985 yılında da Yargıtay Başkanı Ni- hatRenda, yasalann toplumun gerisinde olduğunu söylemişti. Toplumun gerisin- de kalan bu yasalara canlılık verenin on- lan uygulayan hukukçular olduğunu, yar- gı görevinin önemini de burada gösterdi- ğini vurgulayan Renda, şöyle demişti: "Ekonomik ve sosyal içerikli yasalara canhhk kazandırmak hukukçulann işi- dir. Somut yasa hükümlerini soyutlaşnra- rak ondan güzel kararlar çıkarmak hu- kukçuların işidir. Bu yorumlama işini anayasadan alıp. yasalara uygulayacaksı- nız. Anayasa da bir yorum mesetesidir. Orada bik iyi bir yorumla toplumun ih- tiyaçlanna cevap veren yargı kararlan ÇH kabiMr. Bireykr bu öiçüye bağh, deviet bu amaca yönelik olduğu sürece erdemli ve güçlü olur. Adalet duygusu ile biünçkn- miş yasalara ve hukuka saygüı bir top- lum ancak güçlü bir hukukdüzeninin var olduğu bir ortamda yeşerir. lç banşın bü- tün koşuüan iyi ve dürüst bir hukuk dü- zeninden geçer, bu nedenle toplumda hu- zur \t güvenliğin. siyasal ortamda, de- mokrasi ve banşın sağlanmasında adak- ti gerçeklestirmekk görevli olan yargı teş- kUanna büyük görevler düşmüştür. Ada- let hizmetinin amaçlaru y urtta adaleti ve bu yotia hukukdevletini gerçekleştimıek- tir." •DüşOnce suç olamaz' 1988 yılında ise Yargıtay Başkanı Ah- met Coşar, yaptığı konuşmada. eyleme dönüşmemış düşüncenin suç olmaktan çıkanlmasını istemişti. Aynca, hazırlık soruşturmasında giz- lilikten vazgeçilmesini önermişti. Coşar. aynca "Srvil-asker ild başh yargı çağdaş hukukla bağdaşmaz; hücre cezası kalk- mah. cezaevleri yeniden düzenlenmeli; kendilerini İslamcı nostaljiye kapüranla- n uyarmanuz demokrasi görevimizdir" demişti. Coşar, şöyle devam etmişti: "Laik eğitimden geri anlacak her adı- mın cumhuriyet rejimini geriye götüre- ceğinden kuşkumuz ohnadığmı vnrgula- mak isterim. Aynca, Devlet Güvenlik Mahkemeleri de değeıiendirilmelidir. Bu düzenlemede yanhş olan yön, bu mahke- mede görev yapacak yargıç ve savcüann arasına askeri yargıç ve savcılann kaül- masıyla yine bu mankemekrin yargı çev- resine giren bölgelerde sıkıyönerim Uan edilmesi halinde bu bölgekrk sınırlı ol- mak üzere bu mahkemekrin sıkryönetün askeri mahkemesine dönüştürühnesidir. Aynca, eyieme dönüşmemiş düşüncenin suç niteüğinin ortadan kalduihnası ve bu amaçla eyiem ka\ rammın ölçü ve sınırla- rmın belirlenmesi. ceza ve tutukevkrinin insan onuruna ve sağhğnıa yakışır bir ya- prya kavuşnn-uhnası, hücrecezasının kal- dırümasu açık ve yan açık cezaevkrinin çoğaltüması. siyasal suç kavramına açık- hkgetirümesi ve bunun smırUnnın daral- ülmasL günümüzde arnk bütün çağdaş devieüerin terk ettiği hazırlık soruştur- masuun gizüliğe ilişkin yargüama yönte- minden vazgeçilmesi ve hazırlık aşama- sından itibaren avukadann görev yap- mak üzere devreye sokulmalan gerek- mektedir." 'Devlet demokratik olmalı' 1998 yılında Yargıtay Başkanı Meh- met Uygun ise şöyle diyordu: "Tam bağımsız ve yargıçlan tam gü- venceti, bütün işlevkrini etkin ve etkisiz yerine getirebUen bir yargı, demokrasile- rin mutiak gereğidir. Devlet demokratik ohnah. devlet hukuka bağh olmalı. devtet- te hukukun üstünlüğü kesin ve tarüşma- sız gerçekkşmeh'dir. Bu ilkeler ışığmda Türk yargısına baknğunızda; tam bağım- sız ve yargıçlan tam güvenceli bir yargı- mız var mıdır? Hayır, yoktur. Yargı orga- nımıza işkvkrini etkin ve eksiksiz yerine getirebilme olanaklan tanınnuş mıdır? Hayır. tanmmamıştır. tkn'darda iken hu- kuka siyaseti sokmak yerine. hukuku si- yasete egemen kılmak erdemini gösteren siyasiler. tarihin ebedi saygısına layıkola- caklar ve hep öyle kalacaklar. Ne mudu onlara." Hukukçular Santi Selçuk I Baştarafı 1. Sayfada girdiğinde devlet dine müdahale edebihneB" diye konuştu. Prof. Dr. Mümtaz Soysal da bugünkü Meclis'in Abdullah Öcalan'ın yakalanmasıyla oluştuğunu belirterek "anayasanm bu Meclis'ten korunması" gerektiğini kaydettı. Yargıtay Başkanı Selçuk'un adli yıl açılış konuş- ması hukukçular tarafindan tepkiyle karşılandı. Özden. Selçuk'un konuşmasının kurumsal biriçe- rik taşıması gerektiğini belirterek "Aranda bulun- duğu söyknen dipnotian yan edebi, yan büimsel bir çalışma özentisini ortaya koymaktadır" dedi. Bir eylemin kımlerce alkışlanıp benimsendiği- nin, onun içeriğinin. amacının. yandaşlık ya da karşıtlığının en önemli göstergesi olduğunu kay- deden Ozden. olayın, daha önce barolar ve özel- likle Anayasa Mahkemesi başkanlan hiçbir şey söylememişler gibi abartılmasının toplumsal bel- leğin zayıflığından kaynaklandığını söyledi. Yekta Cüngör özden sert çıktı Özden, "1980 olaylan ve 1982 Anayasası döne- minde susanlann şimdi konuşmalannın pek önem- li olmadığını" kaydede- rek "Ben yülardır ana- yasayı. diğer hukuk ku- rallannı eleştirdim. de- ğiştirUmesini istedim, a- ma bir temsilci ve hu- kukçu özeniyk değiştiri- linceye kadar uymak zo- runda olduğumuzu söy- ledim. Çünkü kökten- dincilerin. bölücülerin, yurtdışındaki sözde dostlann ekmeğine y ağ sürmekten başka işe ya- ran olmazdı" dıye ko- Y e k t a G ü ö r çy^^ nuştu.Atatürk ve arka- daşlannca demokrasi amaçlanarak kurulan cum- huriyetin demokrasinin yönetsel adı olduğunu vur- gulayan Özden, şöyle konuştu: "Laiklik en betir- gin nitelik ve korunması zorunlu en önemli ilkey- ken devletin değil, de\ kt adamlığma soy unanlann suçlanması gerekirken, üstelik, şeriatla tarikat kad- rolaşması yakmmaları artmışken ve yaygınlaşnuş- ken devleti laikçilikle suçlamak şeriat özlemcileri- ne destek olmak gibidir. Uluslararası tahkimden, af yasasmdan, köktendinci ve bölücü eylemkrin teh- likelerinden söz etmeyip 1980'in özeUiğini de dışla- yan konuşmanın bu bÖlümlerine katılamıyonım. Ancak 1982 Anay asası'ndan sonra onu her zaman değiştirmek yetkisini taşıyan meclislere söylenme- si gerekenler unutuhnuştur." Özden, Selçuk'la arasındaki ilişki bozukluklan nedeniyle başka şeyler söylemeyı uygun bulmadı- ğını belirterek "Yaalan. konuşmalan, kankiığı top- lantılar, katılmay ıp da yerine baskanv ekilinin imza attığı karaıiardan kimileri Yargıtay 'ın şimdiki baş- kanının çizgisini gösterecektir, yarınlarda daha iyi beüi olacaktu-" diye konuştu. 'Devlet gerlatçılara karışmair TBB Başkanı Özgen, Selçuk'un Türkiye'deki laikçilik ve teokratik düzenin varlığı konusundaki düşüncelerine katılmadıklannı söyledi. Özgen. Anayasa Mahkemesi'nin "Laiklik her ülkenin kendi koşuilanna göre değerkndirilir" yö- nündeki karanna katıldıklannı belirterek her reji- min kendini hertehlikeye karşı koruyacağına dik- kat çeken Özgen. şöyle konuştu: "Devkt gerekti- ğinde, kamu düzeni gerektirdiğinde, laik rejimin korunması gerektiğinde dine de kanşır. Bizim inan- cımızbu. Eğer iükemizde laiklik aley ntan. şeriat dü- zenini getirmek isteyen birtakını güçler var ise bun- lara devktin kanşması kadar doğal bir şe> yoktur. Devlet laik cumhuriyet rejimini konımak için bun- lan yasaklayabilir. yasaklamalıdır" 'Karşıdevrime yakın düşünceler' Prof. Dr. Mümtaz Soysal da Selçuk'un "Kurtu- hış Savaşı ik övünülemez" sözlerini eleştirdi. Soy- sal, 1930'lardaki devrimci cumhuriyet anlayışının bugün de sürdürülmesi gerektiğine dikkat çeke- rek "Saym Başkan, bu konuda zannediyorum bu karşıdevrim düşün- cesine yakın sayılabfle- cek birtakım düşünceler ileri sürdü" diye konuş- tu. Eleştirilen yıllardaki otoriterliğin Türkiye'yi özgürleştirmek için geti- rilmiş bir otoriterlik ol- duğunun vurgulanmadı- ğını kaydeden Soysal. "O bakımdan bir hayli tartışmalı noktalar öne sürdü. Çünkü Türkiye'de laiklik ile laikçilik arasın- da bir aynra yapanlar ve laiklik konusunda ısrar etmeyi laikçilik sayanlar çoğalmaya başladı. Sayın Başkan biraz Fransa'daki rurucu çevrelerin yaz- dıkları Idtaplann etkisinde, konuşması sürekli o ki- taplardan ahntılarla doluydu" değerlendirmesini kaydetti. Gerçek anlamda demokratik hale gelmek için cumhuriyetin devrimcilik ilkesi üzerinde. her şeyi iyiye. güzele doğru değiştirmek yönünde ısrarlı olmak gerektiğini %-urgulayan Soysal. "Yoksa bu- günkü durumlan olduğu gibi kabullenmek, laiklik uğruna laikliği kökünden yok edecek şeriatçıhğa prim vermek, onu bir özgürlük konusu olarak gör- mek yanhştır. Konuşmada öyle bir eğilim sezdiğim için ben biraz tedirgin oldum" diye konuştu Daha demokratik bir anayasa yapılması konu- sunda bu Meclis'ten umutlu olmadığını belirten Soysal. "Bu Meclis, hem uluslararası tahkim dola- yısryla hem de Danıştay 'm yetkilerini kısarak Tür- kiye'deki yargıya dışarıda bulunan güvensizliğin içeridede paylaşıldığını ortaya koydu. Yargı bağım- sızhğmda ısrar ediliyorsa bu çeşit yannş yollardan dönüunesi gerekir" dedi. Mümtaz SoysaL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear