13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 EYLÜL 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA DEPREM Ecevit: Devtet aciz değil • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit, dün Cumhurbaşkanı Sûleyman Demirel'le göriişme sonrasında yaptığı açıklamada bazı çevrelerin devleti acz içinde göstermesinin kendisini ve Cumhurbaşkanı Demirel'i rahatsız ettiğini söyledi. Ecevit, "Çok haksız olarak devleti acz içinde gösteren bazı çevreler, dûnyada da Türkiye'nin imajını zedelemiş oluyorlar. Tûrkiye'ye yardımda bulunmak isteyen, Tûrkiye ile dayanışma içine girmek isteyen çevreler de tereddüt ortamına girdiler" diye konuştu. ASO'dan bedelli askerlik önerisi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Sûleyman Demirel, Başbakan Bülent Ecevit, Genelkurmay Başkanı Oıgeneral Hüseyin Kıvnkoglu'na birer mektup gönderen Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zafer Çağlayan, depreme katkı amacıyla bedelli askerliğin gündeme getirilmesini önerdi. Çağlayan, bedelli askerlikten gelecek paranın depremin yaralannın sanlması amacıyla kullanılabileceği ve bu uygulamanın bir seferlik için gerçekleştirilmesini istedi. Gençlerin rötarlı butaşması • tSKENDERUN (Cumhuriyet) - Balıkesir Valiliği dünya gençlerinin Ören'de buluşmasını engelleyince. gençler Iskenderun, Antalya ve Aydın kamplannda buluştu. Kampçı gençler, Ören kampının ertelenmesinde hükümetlerin degil, devlet sisteminin etkisı bulunduğunu öne sürdü. Gençler. devletin konuşan, yaşantısını sorgulayan, geleceğini tartışan. fikir üreten, sorunlan irdeleyen ve banşa çağrı yapan bir nesil değil, susan gençlik istediğini, Ören kampının engellenmesinde de bu düşüncenin yattığını savundular. Küçük'e bir yif 6ayhapis • MALATVA (Cumhuriyet) - Yazar Yalçın Küçük tutuksuz yargılandığı Malatya 1 nolu DGM'ce 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptınldı. Küçük, 1993 yılında tskenderun'daki bir konuşmastnda bölücülük propagandası yaptığı gerekçesiyle 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın 8/1 maddesinden yargılanıyordu. Küçük, kesinleşmiş cezalan nedeniyle halen Haymana Cezaev i'nde yatıyor. Cezaevlerinde gergiıHik • Haber Merkezi- tstanbul Bayrampaşa ile Ankara Uiucanlar cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlüler. af yasasının iade edilmesini protesto etmek amacıyla olay çıkardılar. Bayrampaşa Cezaevi'nde rutuklu ve hükümlüler sayım vermezken Ulucanlar'da mahkûmlar ayaklandı. Her iki cezaevindeki olaylar geç saatlerde sona erdı. Tarık Gürcan toprağa verHdi • İstanbul Haber Servisi - Solunum yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde vefat eden Istanbul Radyosu'nun ilk spikerlerinden Tank Gürcan (71) dün toprağa verildi. Gürcan, Şişli Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda defhedildi. Parksa Hilton tadîlata giriyor • İstanbul Haber Servisi - Marmara depreminde hasar gören Maçka'daki Parksa Hilton Oteli, 8 ay süreyle tadilata giriyor. Depremde kolonlannda ve kirişlerinde çatlak oluşan otelin Nisan 2000'de yeniden hizmete girmesi planlanıyor. Otel yönetiminin, tadilat dönemi boyunca personele yanm maaş ödeme karan aldığı öğrenıldi. Yurttaşlann kışı güvenli ortamda geçirme koşullannın sağlanmasında tartışma yaşanıyor 'Prefabrikte kaynak israfi'tLHANTAŞÇI ANKARA - Bayındırlık ve ts- kân Bakanlığı'nın deprem böl- gesinde hasar tespiti tamamlan- madan ve planlaması yapılma- dan prefabrike konut yapmak için "acdeyle" harekete geçme- si "beUi çevrelere rant aktarma girişimi'* kuşkulannı da günde- me getirdi. Kış aylan yaklaşır- ken depremzedelerin saglıklı ba- nnma koşullanna kavusmasmın zorunlu olduğu vurgulanırken, bu ortamın prefabrike konutlann yerine bölgedeki yanm kalmış olan kooperatif evleri ve kışm boşalacak olan yazlıklarda da sağlanabileceği dile getiriliyor. Bu görüşü savunanlardan MHP'li Devlet Bakanı Sadi So- • Devlet Bakanı Somuncuoğlu, kaynak israfı olarak nitelediği prefabrike konutlann şehirleşmenin önünde engel yaratacağı uyansında bulundu. muncuoğlu, mecbur kalınmadık- ça prefabrike konutlara yönelin- memesi gerektiğini belirterek, konutlann gelecekte ekonomik ve sosyal sorunlara yol açacağı- nı söyledi. Şehir Plancılan Oda- sı Genel Sekreteri Senihi Kitap- çı, prefabrike konutlara tama- men karşı olmadıklannı, ancak. bunlann ileride kalıcı kentsel ge- lişme için seçenek alanlan işgal edeceğini belirtti. Bayındırlık ve Iskân Bakanı Koray Aydın, 35 ila 50 bin dola- yında yapılması planlanan 30 metrekarelik prefabrike konutun malıyetinin altyapısı ve sosyal donatımlan hariç 1.5 milyar lira olduğunu açıklamıştı. Konutlann elektrik gereksi- nimini Eneıji ve Tabii Kaynak- lar Bakanlığı'nın karşılayacağı, ev eşyası gereksiniminin "sefer- berlik" anlayışıyla şirketlerce karşılanacağı belirtilirken. ba- kanlığın yapması gereken hasar ve konut gereksinimi olan yurt- taş sayısını belirlemeden bu ko- nut için şirketlerle görüşmelere başlaması "yandaşa peşkeş çek- me" kuşkusunu gündeme getir- di. Konutlann ısınma sorununun nasıl aşılacağı henüz çözüme ka- vuşturulamazken, planlannın yapılması eleştirilere neden ol- du. Çünkü planlanan konutlann ısınma sorununun çözümüne gö- re değişebileceği belirtiliyor. Teknik kişiler, konutlann ısınma şekline göre planlanması gerek- tiğini vurguladılar. Somuncuoğlu, prefabrike ko- nutlann metrekare maliyetinin altyapı ve sosyal donatlar dahil enaşağı 125dolarolacağını,oy- sa toplu konutun hesabına göre 85-100 metrekarelik daımi ko- nutlann altyapısı dahil 220 dola- ra mal olacağına dikkat çekti. Türkiye'nin bu kadar çok kay- nak israfına tahammülü olama- yacağına işaret eden Somuncu- oğlu, geçıci konutlann yapılaca- ğı alanlann daimi iskân alanlan olmamasına özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı. "Rakamlar abartılı' TOBB Başkanı Fuat Miras, prefabrike evlerin, 12 şiddetin- deki depreme dayanıklı konutlar olduğunu ve kendilerine yertah- sisi yapılması durumunda çok sayıda evi 6-7 ay içinde tamam- layabileceklerini belirtti. Miras, bu konuda birçok ülkeden teklif- ler geldiğini 50-60 bin konutun yaklaşık 1 milyar lOOmiIyondo- lara, altyapısı dahil 2 milyar do- lara malolacağını söyledi. ÇİZMEDEİN YUKARI MUSAKART IZLENİMLER/ SERDAR KEIK Depremin içindekiler, içimizdeki depremler YALOVA - Acılar yumağı dep- rem bölgesinde vurgun yemiş, ya- şamla bağlan zedelenmiş öylesi- ne çok insan var ki. her tür deste- ğemuhtaç... Yalova'da TMMOB merkezin- den aradılar, "tnsanlar perişan. Drenajı olmayan alaniara kuru- lan cadır kentJeri su basn" diye. Soğuk. yağmur, çamur. yanlış beslenme, hastalıklar, bannma, günlük yaşamın bir parçası. In- sanlar bir biçimde bu sorunlarla ayakta kalmaya çalışıyor. Ama bir sorun daha var kı, her ne kadar değinilse de pek önemsenmiyor anJaşılan. Yıkımın gerirdiği "dep- resyon"dan söz ediyoruz. Kimi- leri " şimdi bunlan düşünecek ha- limiz yok" diyor. Oysa sorunun boyutlan gerçekten büyük. Depremin ilk anından başlaya- rak bugüne varan süreçte birbirin- den değişken binlerce yıkıntının onanmı gerekiyor. Örneğin annelerinin cansız be- denlerinin altından. yanından kur- tanlarak hayata döndürülen 5-8 yaşında, 10 yaşında çocuklar... Ölüme tanıklıklan birçok yaşıtla- nndanfarklı olan çocuklar... Bun- lardaki yıkım nasıl giderilecek acaba? Orneğin yıkıntılann altın- da " dayan, bizi kurtaraeaklar" diye yavrusunu avutmaya çalışan, ama dakika dakika çocuğunun ölümüne tanıklık eden babayı na- sıl hayata döndüreceğız? 'Küçük kız nasıl düzelecek' Örneğin kendi bir biçimde kur- tulup kardeşi yıkıntılar arasında inlerken çaresizliğin suratma inen tokatlanyla sarsılan; yardım için sağa sola yalvaran, çığlık atan, ağ- layan, ama o büyük koşturmanın can pazannda tutunacak bir dal bulamayan genç kızın. hayata, in- sanlara bakışını nasıl düzeltece- ğiz? Deprem bölgesindeki arka- daşlaranlattı. henüz birlikteyaşa- yalı bir yıl olmuş, ilişkilerinin gü- zelliği imrenilen öğretmen çiftin hazin öyküsünü. Evlerine aldık- lan sıyah oturma grubunun heye- canını arkadaşlanyla paylaşan iki sevgili, o gece beton yığınlannın altında kalmışlar. Gövdesi kolonlann altına sıkı- şan yaralı erkek, çaresizliğinin ya- nı sıra kadına sürekli güç verme- ye çalışmış. hayatın güzellikleri- ni anlatmış ve geleceğe ilişkin umutlannı. Bundan ötürü belki de, kadının yaşama direnci artmış. Ikinci gün erkeğin sesi kısılırken eşini kur- tarmışlar. Kurtarma operasyonun- da kadının birhareketi enkazın bi- çimini değiştirmiş. O sırada erkeğin son çığlığı du- yulmuş. Kadın şimdi, "tekbaşuıa yaşamayı" sorguluyormuş. Kimi zaman sevdiğini yalnız bıraktığı- nı söyleyerek kendini suçluyor- muş. Kimi zaman da bir an önce kurtulma adına, yıkıntının biçimi- ni bozan ayak darbesinı düşünüp " acaba*' diyormuş, "ben mi se- bep oldum." Bu genç kadının kâbusuna ve diğerlerininkine nasıl son verece- ğiz? Deprem bölgesindeki az sa- yıda psikolog ve psikiyatrist bu ve benzeri yüzlerce, binlerce sorunu nasıl çözecek? lçlerinde deprem yaşayan bizler, uzman olmasak da ellerimizi uzatsak ya onlara. Bel- ki uzaktan da olsa ilgilenerek, ara- da sırada bir "merhaba" diyerek. Yardımlar Çadır kentlerde su deposu ihtiyacı var İstanbul Haber Servisi - Deprem bölgesine, çocuk mamasından cam eşyalara dek her türlü yardım devam ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise çadırkentler- de su deposu ihtiyacı bulun- dugunu belirterek, elinde atıl durumda su deposu bulunan yurttaşlann İstanbul Büyük- şehir Belediyesi Kriz Mer- kezi'nebaşvurmalannı iste- di. IşıklarHolding. Adapaza- n, Gölcük ve Değırmende- re'ye ishal önleyici çocuk maması. çocuk bezi. hijye- nik ped, giyim eşyası, çar- şaf-yorgan-battaniye ve beş koli ilaç; Şişecam Topluluğu ise içme suyu, serum. temiz- lik maddesi, gıda maddesi, cam eşya ve çadırlann altı- na konulması için ahşap pa- letlergönderdiğini duyurdu. Şişecam Topluluğu aynca konteyner tipi taşınabilir 60 adet bannak yaptırdığını. bu bannaklann 10 adedini Sa- karya Üniversitesi persone- line teslim edeceklerini açıkladı. Türkiye Hastanesi Başhe- kimi Nusret Baş ise deprem bölgesinde çalışmış ve sağ- lık problemi olan medya ça- lışanlanna ücretsiz sağlık hizmeti vereceğini bildirdi. İstanbul Bü^kşehır Beledi- yesi, elinde atıl durumda su deposu bulunan yurttaşlann İstanbul Büyükşehir Beledi- yesi Kriz Merkezi'ne baş- vurmalannı istedi. Comsat Mobile Commu- nications (COMSAT CMC) iletişım şirketi, Türkiye'deki acentesi TEKNOgEM ara- cılığıyla depremzedelere yardım için çalışan yerel ör- gütlere Planet 1S tipi cep te- lefonlan dağıtacak. Dep- remzedelerin ülkenin çeşitli yerlerindeki yakınlanyla ile- tişim kurmasını sağlayacak telefonlardan konuşma üc- reti de alınmayacak. Prof. Sönmez, ABD garantisini alarak borçlanmanın faturasının yüksek olacağını söyledi 'Garatıtili tahvil bağuıılıiılv yaratır9 ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Ankara Üniversitesi Siya- sal Bilgiler Fakültesi'nden Prof. Dr. Sinan Sönmez, Türkiye'nin ABD Hazinesi'nin garantisini alarak borçlanmasınm faturası- nın yüksek olacağını ve sonun- da yine dar gelirlilerin bu fatu- rayı ödeyeceğini söyledi. Sön- mez, ABD Hazinesi'nin garan- tisini taşıyan borçlanma süreci- ne girilmesinin, ABD'nin Türki- ye'yi gerek siyasal gerek finan- sal açıdan denetlemesini daha da kolaylaştıracağını belirtti. ABD'nin garantili borçlanma gi- bi birtakım mekanizmalann kar- şılığmda Kıbns sorununu ya da Güneydoğu sorununu pazarhk masasına yarırabileceğine dik- kat çeken Sönmez, bu borçlan- mayla sağlanacak kaynağın ne- relerde kullanılacağını da belir- leyebileceğini, örneğin tahkim sonucunda ABD şirketlerinin ra- hatlıkla gireceği enerji sektöriin- de bu paranın kullanılmasmın söz konusu olabileceğini söyle- di. Başbakan Bülent Ecevit'in 5 milyar dolar ve 10 yıl vadelı borçlanma için ABD garantısi istemi kaygıyla karşılandı. Daha önce ABD'nin arka bah- çesi olarak bilinen Latin Ameri- ka ile Ortadoğu'daki yakın müt- tefiki Israil'e uygulanan garan- tili borçlanmanın Tûrkiye'ye uy- gulanmasının ardından çeşitli pazarlıklann gündeme gelebile- ceği saviandı. 'Borçlanmak îçin yeni enstrüman ararnyor' AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Si- nan Sönmez, hükümetin kaynak sıkıntısı artrıkça borçlanmak için yeni yeni enstrümanlar bulmaya çalıştığını belirterek şöyle ko- nuştu: "ABD Hazinesi'nindeste- ğinin alınmasL borçlanmayı da- ha kolaylaştıracaktu- diye düşü- nüyoriar ki bu olabiür. Fakat fa- turayı kimin ödeyeceği son dere- ce açık. Bunu eninde sonunda Türkiye'deki alt gelir gruplan. sabit gelirlüer, ücretliler öde>e- cektir. Bu yöntemin başka birçö- zümü yok. Depremin sarsıntıla- n sağhksız ekonomik yapıyı, fi- nansman sıkıntısını iyice ortaya çıkardı. Türkiye'de kaynaklar var, ama o ka>naklar tahsis edii- miyor. Vergi tahsil edilmesi gere- ken kesimlerden yüksek faizler- le borçlanılıyor.*' "ABD Hazinesi'nin garantisi- ni taşıyan borçlanma sürecüıe gi- rilmesi, hiç kuşkusuz ABD'nin Türkiye'yi denetlemesini. gerek siyasal gerek finansal açıdan da- ha kolaylaşnracak" diyen Prof. Sönmez, ABD'yle Türkiye ara- sında son dönemdeki siyasi ya- kınlaşmaya dikkat çekerek bu uygulamanın karşılıklı bağımlı- lık ilişkisini siyaseten de ortaya T i m e d e r g i s i d e p r e m e 4 s a y f a a y ı r d ı 'Farkkbir Türkiyeçıktnah' Dış Haberfer Senisi - ABD'de yayımlanan haftahk haber dergisi Time, "Türk halkı ve üderler, deprem felaketinden farklı bir Törkiye çıkması gerekriği konusunda hemfîkir*'diye yazdı. Türkiye'yi sarsan deprem felaketini geçen sayında kapak yapan Time, yeni sayısında bu konuya dört sayfa ayırdı. Haberde, Türk halkmın kadercilik ve devlete bağlıhk gibi özelliklerinin de değişeceği vurgulanarak Devlet Bakanı Şükrii Sina Gürei'in, "Bu rrajedinin uzun \-adede olumlu etkilerinin de olacağına inanryorum. Türk halkı örgütlenmek ve kendi sorunlanna sahip çıkmak anlamında daha haarlıklı hale gelecek. De\ let-vatandaş ilişkisi modern ülkelerdeki gibi olacak" şeklindeki sözlerine yer verildi. ABD'deki felaketlerde yardırrun bü>ük bölümünün sivil kunıluşlardan geldiğini, federal hükümetin bu yardımı organize ettiğini hatırlatan Time dergisi, Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun, "Kurtarma çalışmalarındaki bozukluğun önemli bir nedeni. Ankara'nın yetkisini yerel yönetimtere devredememesiydL Şimdi tüm sistemi sorgulamak zorundayız" dediğini hatırlattı. çıkaracağını söyledi. Türk Ha- zinesi'nin bu yöntemle kaynak sağlaması durumunda bunun ko- şullannın olabileceğine, örneğin Kıbns sorunu ya da Güneydoğu sorununun pazarhk meselesi ya- pılabileceğine dikkat çeken Sön- mez şunlan söyledi: "Ama bu sadece borçlanma>- la mı olur? Zannetmiyorum. A- ma birtakım böyle mekanizma- lar kullanılarak... ABD'liler. ör- nak içerisinde Kıbns için çözü- mü çeşitli kanallardan sürekli mesaj olarak veriyorlar. Dola>> sıyla bu da bir araç olabilir mi? Bunu deseniz, finansçılar vs. 'A- man bunlar ne kadar pimpirikli, komplo teorileri kuruyorlar" di- yecekler. Ama bence bu komplo teorisi değil. Günümüzde politi- ka böyle uygulanıyor aslında. ABD, Türki) e'y le ilişkiler bu ka- dar i>i gidiyorken bu kolaj hgı da sağladıktan sonra bunu bir şekil- de kullanacakür. Yani uluslara- rası politik sonuçlan olabilir." Sinan Sönmez, ABD'nin tah- kimin çıkanlmasını istediğine ve Türkiye'nin enerji sektörüne gö- zünü diktiğine dikkat çekerek Dünya Bankasf nın yaptığı gibi vereceği garantiyle Türkiye'nin sağlayacağı borcun ABD şirket- leri için eneni yatınmlannda kullanılmasmın istenebileceğini söyledi. POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA •••Foça'da Bip Gece Güneş, Karaburun üzerinden kaybolurken. gök- yüzünün lacivert perdesi turuncu bir çizgiyle bu- luşuyor... Foça'da deniz kıyısında karşıki tepelere bakıyo- rum... Hef taraf konut... Ama tek bir ağaç yok... Bahkçı lokantalan boş... Izmir-Foça arasında çalışan minibüslerin arkala- nna "Büyük aayı paylaşalım, yardım yapalım" ya- zılmış... Birtoplum, Edirne'den Kars'a; Bursa'dan Ağn'ya dek aynı hüznü paylaşmış. umutlannı yannlar için çoğattmış... İki konu tartışılıyor küçük kıyı kasabasında: Dep- rem ve af.. DlSK'in eski genel sekreterlerinden, eski SHP Mıl- letvekili Fehmi Işıklar geliyor masamıza... Işıklar, beş yıldır Foça'da yaşıyor. Polıtıkayla ılış- kisi sürüyor. CHP'nin gün gün ivme kazandığını anlatıyor... Acaba lyonya kıyılannda yaşayan insanlar siya- sete nasıl bakıyorlardı? Biraz belirsizlik vardı insanlarda. Bülent Ecevit'e güvenmişlerdi; onun için de DSP'ye oy vermişlerdi. Gelin görün ki, 1970'lerın 'Karaoglan'ı lyonya kıyı- lannda yaşayan insanların umutlannı başbakan olunca kırmıştı... Bir emekli öğretmen anlatıyordu: "Biliyormusunuz, Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki ırk- çı-gerici kuşatma sürüyor..." Devam etti: "O kadaryıldırdılarki, emekliliğimi istemekzorun- dakaldım..." Insanımız yaşam parıalılığından yakınıyor, ekono- minin kötüye grttiğini anlatıyor, depremle birlikte si- yasal iktidann da çöktüğünü belirtip soruyordu: "Sayın Ecevit, Sağlık Bakanı Osman Durmuş'u savunmakzonında rnıydı?" Gece. Siren Kayalıklan'nın üzerine lacivert bir atlas gibi inmişti. Martılar denizin üzerindeydi... Karaburun'un ışıkları görünüyordu... Iskeledeki küçük balıkçı tekneleri imbatın getirdi- ği esintiyle beşik gibi sallanıyordu... • • • Gölcük'ten kilometrelerce ötede yardım toplanı- yor, araçlara konulup Körfez'e hareket ediliyor... Saatler yavaş yavaş ilerliyor... Geceler koyu yalnızlıklan içinde saklar... Çocuklar geceleri hiç sevmez!.. Demir parmaklıkların bittiği yerde beyaz bir taş duvar başlıyor. Kiremitleri kararmış görkemli yapı- nın bahçesinde çınar ağaçlan sanki yüzyılın yalnız- lığını yaşıyor... Bilmem karanlık sislerinde gece yansı nöbetleri si- ze neyi anımsatır!.. Ben, cezaevlerini anımsanm!.. Foça'da gecenin karanlığı içinde Siren Kayalık- lan'na, yalancı bir âşık gibi göz kırpan Karaburun'a bakarken cezaevlerindeki çocuklanmızı düşün- düm... Fehmi işıkJar diyordu ki: "Çeteler dışan çıkacak, çetelere yatakiık yapan- lariçeride kalacak; mafya babaları salıverilecek; du- vara yazı yazanlar salıverilmeyecek..." O anda tekrar dönüp baktım denize... Bizim Serdar Kızık, "Martılar ördek gibi" dedi. Gerçekten öyleydi. Denize dalıp çıkıyortardı. Şevki Avcı, gözaltına alındığı 1981 yazını anımsadı... Ay ışığı denize doğru uzanıyordu... Imbatdurrnuştu... Nedense bir eski fotoğrafı yeniden görür gibi ol- dum... O gece bir annenin çığlığı televizyon ekranından firiayıp yüreğimizi tam orta yerinden vurmuştu... Cezaevi aracı ağır ağır uzaklaşıyordu. Jandarmalar, polisler, anneler, babalar, kardeş- ler... Anne, aracın peşinden koşarken çığlık çığlığay- dı: "Götürmeyin yavrumu, götürmeyin bebeğimi, o daha çocuk..." Cezaevi aracı uzaklaşıyordu hızla... Yıllarönce Manisalı çocuklar 'çefe' kurduklan için işkenceden geçmiş tutuklanmışlardı... Çocuklanndan korkan; çocuklannı yargısız in- fazlarda kırdıran; çocuklannı işkenceden geçiren; çocuklannı cezaevlerine sokan bırtoplumdukL Ölumlere alkış tutuyor, işkencecileri, katilleri omuzlarda taşıyorduk... • • • Çevremizi sanki Efraim Huerta'nın alacakaran- lık sessizliği kuşatmıştı... Yeşermiş umutlarımızı toplayan cadılar, körpe sevdalanmızı çalan büyücüler cirit atıyordu ortalık- ta... Foça uykuya hazırlanıyordu... Siren Kayalıkları'na doğru yol alırken, Edip Can- sever'in dizeleri dünü ve bugünü yansıtır gibiydi: "Yani bizim hiç korkmadığımız şeyler Belki en çok korktuğumuz şeylerdir gerçekte Ki bütün işkenceler, ezinler ve kınmlar Damlayan bir musluktur yerine göre Yoksa bir enkaz altında bir ölüm Ya da puslu bir havada bir cinayette Bir ölüm Ölümün anlamı ne" hikmet.cetinkayaa cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 MOPSAŞ: 3 ayda yapanz tZMtR(AA)-lzmir'de depreme dayanıklı konut- lar üreten Monolitık Panel Sistemleri lnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ (MOP- SAŞ). Körfez depremze- deleri için depreme daya- nıklı, hızlı ve kalıcı konut- lar üretme çalışmasına başladı. Firmarun Yönetim Ku- rulu Başkanı Kaya Tun- cer, prefabnk evleryapıl- masının geçici çözüm ol- duğunu ve kaynakların boşa harcanmasına neden olacağını savundu. Geçici konutlann, kış bittikten sonra yıkılması gerekeceğini bildiren Tuncer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçid prefabnk evler yerine, aynı sürede.depre- me da> anıklı. kalıcı ve her rürlü konfora sahip mono- litik panel evler yapabili- riz. Prefabrik evler yerine, kalıcı monoJitik panel ev- ler için altyapı üretilmesi çok daha verimli bir yatı- nnı olacak. Depreme da- yanıkhhkta en ideal çözüm olan monolitik panel evler- den 20 binini. 3 a> içinde yapıp teslim edebiliriz. Böyle büvük bir projeyi organize edebilirİ7. Dep- remde evleri yıkılan veya oturulamayacak hak ge- len vatandaşlanmız için Ege Serhest Bölgesi'ndeki fabrikamızın yani sıra dünyadaki diğer fabrika- lanmızdan da destek al- mavı planladık. V atandaş- lannuzın bu kışı sokakta geçirmesini istemiyorut"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear