Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 EYLUL 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
Kocaeli
Tıpiçin
Vakıf Gureba
Hastanesi'nden Op.
Dr. Murat Akaydın,
Gölcük ve Izmrt'ten
döndükten sonra
yazıyor "Kocaeli
Üniversitesi ve Tıp
Fakültesi yeni
kurulmakta olan bir
bilim yuvası iken
depremde ağır hasar
almış. Özellikle Tıp
Fakültesi'nde çok
ciddi hasar bulunuyor.
Can kaybı da var.
Doktor arkadaşlanmız
hastane
bahçesinde
çadır ve daha
önce yapılan
prefabrik iki
binada çalışıyor.
Çoğunluğu Kocaeli
dışından gelen bu
ekip Tıp Fakültesi'nin
yeniden kurulması
için çaba gösteriyor.
Universite, kendi
bünyesinde bir
kampanya başlatmış.
Iş Bankası Kocaeli
Merkez Şubesi'nde
2400-1362005 ve
Vakıfbank Kocaeli
Merkez Şubesi'nde
66-2023074 numaralı
hesaplan açmışlar.
Onlar guruıiannı ve
cesaretlerini
toplayarak, müthiş bir
dayanışma içinde
ayakta durmaya
çalışıyoriar ve yann
hepimiz bu koşullar
altında yaşamak
zorunda kalabiliriz."
Etetrtronik posta: somOposta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Birileri de AKKURT
kuruyormuş...
"Köpek konusunda
sıkıntılan olmaz!"
stanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeofizik
bölümünü bitirmış. Kandilli Rasathanesi'nde
sismolog olarak çalışmaya başlamış. Ra-
sathanede çalışırken 1981 yılında Japon
Hükümeti'nin bursu ile Japonya'ya gitmiş. Önce Osa-
ka Üniversitesi'nde yabancı öğrenciler için dil eğiti-
mi programına katılmış. Japonca öğrenmiş.
Japonca öğrendikten sonra Tokyo Üniversitesi'ne
geçmiş. Üniversitenin Deprem Araştırma Enstitü-
sü'nde bir yıl sürecek "Değişen Dalgalan Kullanarak
Kabuk Yapısının Tayini" başlıklı çalışmaya katılmış.
Japonya Deprem Tahmin Komisyonu Başkanı ve
dünyanın en saygın deprembilimcilerinden Prof. Dr.
Mizoue'nin öğrencisi olmuş. Herhangi bir bölgenin
deprem haritasını çıkarma konusunda uzmanlaşmış.
Bu arada Japonya'da genelevlerin Türk Hamamı"
adıylaanıldığını görmüş. Genelevlerden "Toruka" adı-
nın kaldırtlması için bir kampanya başlatmış.
Japon gazetecileri yönlendiımiş, Istanbul'a gidip Türk
Nusret Sancaklı
hamamlannı incelemelerini sağlamış.
Japon kamuoyu Japonya'daki Türk'ü desteklemiş
ve Japon mafyasının karşı çıkmasına rağmen Türki-
ye'nin adı genelevlerden silinmiş.
Tokyo Üniversitesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nde-
ki çalışması bitince 1983 yılında Türkiye'ye dönmüş.
Kandilli Rasathanesi'ndeki görevinin yanı sıra şis-
moloji konusunda en yetkin kurum Istanbul Teknik Üni-
versitesi'nde doktora çalışmasına başlamış. 0 güne
dek depremlerde Balkanlar'daki veriler kullanılırken
"Marmara Bölgesi Depremlerinde Yanal Hız Dağılımı"™
ele almış. Bu sırada, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olan
Kandilli Rasathanesi Bogaziçi Üniversitesi'ne bağ-
lanmış. Istanbul Üniversitesi'nde profesörlük kadro-
su bulamayan manyetik uzmanı biröğretim üyesi Bo-
ğazıçi'ne geçerek hem profesör hem de Kandilli'ye
başkan olmuş. Başkan, Istanbul Teknik Üniversitesi'ni
sanki bir "düşman" gibi göımeye başlamış ve dok-
tora çalışmasını Boğaziçi'nde yapması istenmiş. öne-
riyi kabul etmeyince çaiışmalan engellenmiş ve 1984
yılında doktora programından aynlmak zorunda kal-
mış. Deprem araştırmaları konusunda Japonya'dan
gelen yazışmalarda adı geçtiği halde Kandilli Rasat-
hanesi'nde yapacak iş bulamaz olmuş. Hep dışlan-
mış. Japonlar, yeni bir deprem araştırma projesiyîe Is-
tanbul'a geldiklerınde projenin dışında bırakılmış.
Günleri, Kandilli'nin bahçesindeki güllere bakıp şi-
iryazmaklageçiyormuşki 1987'deistifasınıvermiş...
istanbul'u terk edip Japon turistlerin ilgi odağı Ka-
padokya'da turizm sektörüne girmiş ve halı ticareti-
ne başlamış... Yolunuz Ürgüp'e düşer de Nusret San-
caklı'yı sorarsanız... Kapadokya'da herkes tanryor, Ja-
ponya'da yetişmış, ancak Türkiye'de ış bulamamış dep-
rembilimcimizi...
SESSİZS£DASIZ(!)
IIII
û
. ^NÇMİKUKTCEBE
,!:;, | \\\ v
t ;
Yüksek Yerilim Hattı
Erdinç UTKU
Yanndan ümidi kestik, ban öbür günü bize bırakın!
İçinize sindirebiliyor musunuz?
Depremden hemen önce kamu ya-
tırımlanndaki imtiyazsözleşmelerine
uluslararası tahkim getırerek ulusal
egemenliğimizi çokuluslu sermaye-
nin boyunduruğuna sokan; IMF'nin
bir dediğini iki etmeyen...
Deprem olduğunda kendi ha-
berleşmesini bile sağlayamayan...
Enkaz altındaki vatandaşın yar-
dımına koşmakta geciken...
Yardıma koşan gönüllü kurtarma
ekiplerini ve sivil toplum kuruluşları-
nı küçümseyen...
Yurtdışından gelen insani yardım-
lar karşısında, tarihin çöplüğünden ka-
fatası hesabı çıkartan...
Kurtarma ve yardım çalışmalann-
daki eksik ve yanlışları sergilediği için
televizyonlan kapatmaya, basına göz-
dağı vermeye kalkışan...
Olü ve yaralı sayısıyla oynayan...
Cesetler çıkanlmadan enkaz kaldır-
maya başlayan...
Deprem sürerken ek vergı salmak
isteyen...
Emekçilerin tepkisine rağmen,
depreme bile aldırmadan insanla-
rı mezarda emekliliğe mahkûm
eden...
Veto olsa da çıkarttığı af yasası ile
çetelere, işkencecilere, katillere, sah-
tekârlara, düzenbazlara, hırsızlara
sahip çıktığını gösteren, kendi içle-
rindeki Yüce Divan yolcularını, cey-
lan derisi koltukçuları da yargılan-
maktan kurtarmayı planlayan...
Bu hükümeti içine sindirebilen kal-
dımı?
İsmet Cürbüz Civelek'in adı geçiyor
Istanbul valiliği için
kulis çaiışmalan
LEYLA TAVŞANOĞLU
Istanbul Valisi Erol Çakır'ın
görevden alınıp yerine Trabzon
Valisi İsmet Gürbüz Civelek'in
âtânması amacıyla Ankara'da ku-
lis çaiışmalan yapıldığı öğrenil-
di. Verilen bilgiye göre Çakır'ın
görevden alınmak istenmesinde,
deprem felaketi sırasında yeterli
inisiyasifi gösterememesinin ya-
nı sıra ANAP üst yönetiminin ken-
disine duyduğu noşnutsuzluk esas
neden.
Erol Çakır'ın birzamanlar iliş-
kilerinin çok iyi olduğu ANAP
yönetimiyle bir yol aynmına gel-
mesinın nedenleri konusunda ise
bir tahmin yapılmıyor. Clkücü ke-
sime yakın olduğu söylenen Trab-
zon Valisi İsmet Gürbüz Cive-
lek'in, tam iki yıl önce Rum Pat-
riği Vartholomeos'un düzenledi-
ği ve Trabzon'da başlayan "Ka-
radeniz'i Kurtaralım" adlı çev-
re sempozyumu sırasında sergile-
diği tutuma karşın Istanbul valisi
olmasında ısrar edilmesine de bir
anlam verilemiyor.
Bellekleri canlandınnak ama-
cıyla iki yıl önce Trabzon'da mey-
dana gelen olaylan yeniden an-
latmak ıstiyoruz:
Rum Patriği Vartholomeos uzun
yıllardır çevre sempozyumlan dü-
zenliyor, çevre korumaya olan il-
gisini her fırsatta dile getiriyor.
Patrik Vartholomeos, Eylül 1995'te
İsa Peygamber'in havarilerinden
Saint Jeanın "Esinler" adlı ki-
tabmı yazışının 1900. yıldönümü
nedeniyle Preveli adlı Yunan ban-
dıralı bir gemide uluslararası bir
çevre sempozyumu düzenlemişti.
iki yıl sonra Patnk, bu kez de, öl-
mekte olan Karadeniz'in durumu-
na dikkat çekmek için yine bir ge-
mide bir çevre sempozyumu ha-
zırlıklanna girişti.
Bir gemi tahsisi için Türkiye'de-
ki armatörlere başvurmasma kar-
şı sonuç alamadı. Yunanistan'dan
bir armatör, Eleftherios Venize-
los adlı gemisini tahsis edebilece-
ğini söyleyince sorun çözüldü.
Gemide yapılacak sempozyum
20-28 Eylül tarihleri arasmda ger-
çekleşecek ve Trabzon'da başla-
yacaktı. Gemi daha sonra Gürcis-
tan'ın Batum, Rusya'nın Novo-
rossisk, Ukrayna'nın Yalta ve
Odessa, Romanya'nın Köstence,
Bulgaristan'm Varna limanlanna
uğrayacak, Istanbul ve 1997'nin
Avrupa Kültür Başkenti ilan edi-
len Selanik'te son bulacaktı.
Ancak bir kısım basm, sempoz-
yumun neden Trabzon'da başlatıl-
dığmı sorguladı. Yoksa Patrik'in
"Trabzon Rum İmparatorlu-
ğu'nu canlandırma emelleri mi
vardı?" Daha da ileri gidildi,
"Karadeniz Patrik'e mezar ola-
cak" türünden yayınlar yapıldı.
Sempozyumun başlayacağı 20
Eylül 1997 günü geldi. THY'den
kiralanan iki uçakla Atina'dan ya-
bancı konuklar Trabzon"a getiri-
lecekti. Konuklar Trabzon'a in-
diler. havaalanında bir takım ki-
şilerce yuhalandılar. Bu arada hiç-
bir güvenlik önlemi alınmadığı
dikkat çekiyordu. Konuklann bin-
diklen otobüslertaşlandı. Burada
da güvenlik önlemi yoktu.
Patrik Vartholomeos, isadamı
Rahmi Koç ve BMnin eski Mül-
tecıler Yüksek Komıseri Sadret-
tin Ağa Han da uçaktan inişlerin-
de yuhalandılar
Ote yandan, Trabzon Valisi Ci-
velek, gereklı önlemlerin alındı-
ğını söylüyordu. Gemi ise Trab-
zon limanında yabancı konukla-
nyla demirli. bekliyordu. Gemi-
deki bazı kişiler, valiyi arayarak
can güvenliklerinin tehlikede ol-
duğunu söyleyince Civelek, aya-
ğını sakatladığı için onlan kabul
edemeyeceğini bildirdi. 0 sırada
vilayetten bir açıklama yapılarak
gemideki yabancı konuklann Sü-
mela Manastın'nı ziyaret etmek is-
tedikleri, ancak kendilerine koru-
ma venlemeyeceği belirtildi. Bu
olaylar, Yunan ve Türk basınına
çok ciddi biçimde yansıdı. Işada-
mı Rahmi Koç gazetemize verdi-
ği demeçte, "Dünya âleme rezil
olduk" dedi.
Türkiye'ye yonelik mali yardımlar
ETUC'dan Avrupa
Birliği'ne çağrı
Dış Haberler Servisi - Merke-
zi Briîksel 'de bulunan Avrupa Sen-
dikalar Bırliğı Konfederasyonu
(ETüC), Avrupa Birliği'ne (AB)
yaptığı çağnda, depremden etki-
lenen Türkiye'ye yönelik mali yar-
dımlar konusunda bir an önce an-
laşmaya vanlmasını istedi.
ETUC tarafından yayımlanan
bildiride, ETUC üyesi örgütlere de,
Türkiye halkına yönelik dayanış-
ma kampanyasına katılmalan çağ-
nsı yapıldı.
Depremden etkilenen bölgele-
rin kalkındınlmasınm ve yeniden
yapılandırılmasının çok önemli
olduğu belirtilen bildiride, AB'nin
Türkiye'ye yapılacak yardımlar
konusunda bir an önce anlaşma-
ya varması istendi.
ETUC bildirisinde, "ETUC,
AB'nin Türkiye'ye verdiği söz-
leri tam olarak tutmamasından
üzüntü duymaktadır. Yunanis-
tan Dışişleri Bakanı Yorgo Pa-
pandreu'nun son açıklamalan,
Türkiye-Yunanistan ilişkileri-
nin iyileşmesi açısından olum-
lu bir gelişme. Bu gelişmenin
gelecekteki AB-Türkiye ilişki-
lerini de olumlu etkileyeceğini
düşünüyoruz" denildi. Bildiri-
de, ETUC'un Türk sendika hare-
ketini ve Türkiye'nin AB 'ye aday
ülke olarak tanınmasını destekle-
meyi sürdüreceği ifade edildi.
KİM KlME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(a turk.net
N
* * •
BULUT BEBEK NLRAYÇİFTÇI
HARBİ SEMtH POROY
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 3 Eylül
BRIDAL BOUQUET BLOOM. II GÛZELLİK LOSYÖNU
A Lovely Liqnid, eıtraordinary to Beautify.
THE SECRET OF BEAUTY.—Bridal
Bououet Bloom imparts exquisite
beauty to the face, neck, arms, and
hands, and is preferrcd to all face
powders and other liquids. In a
moment of tüne it imparts exqui-
site beauty, with a natural bril-
liancy, purity, and charming
fragrance. It removes freckles
andsunbura.
1886'PA BUGÜN S/e 6Ü2EU/K
LOSYOMÜ REKLAMt İMSİÜZ
BAS/UINM YER ALM/şn.
"6ELİN/A/ ÇİÇEK OBMBTİ '
APIKII TAŞIYAN LJOSYON,ŞÖY-
LE TAHiriLMA£rXY&l: *GÛ-
ZELUĞİM StRR(M< İÇERBN
BU LOSYON; YÜZDE, 8OYUNPA,
KOL ve eti£jeoE KULLANIL-
Ğ , HSMEM eTtüSiHİ
. TBUE;
GüzeuJK, SAPUK ye gürü-
LEYİCi 8İ& K&&U veeAAefOŞ,
GÜA/eş yAfJ/Ğl İLE Ç.İLLERİ
ro/c erwsK7i£Pt&/
Siz de depremzedelere telefonlannızla yardım edin. Arayın siz de imkânlannız dahilinde katkıda bulunun
; 0900 909 1950 1.000.000 T L
0900 309 1728 5.000.000 T L
Bu hattın tüm geliri depremzedelere bağışlanacaktır.
ANKARA...ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Elvada Evim
Ekranda bir duvar, duvarda bir yazı, 'Elvada
Evim' diyor. Duvann önünde bir delikanlı, asker-
den dönüyor, evine koşuyor ama duvarla karşı-
laşıyor yalnız. Kavuşma özlemi dinmeden solu-
yor, ama umudunu yitirmiyor, yeni bir ev, yeni bir
yaşam kurmaya yöneliyor, yollara düşüyor.
Kimi zaman gözlerimden utanıyorum, nelerolu-
yor, nelere dayanıyor, nasıl direniyor insanlar! Bir
anda değişiyor her şey, paramparça oluyor bir ai-
le, kırık kanatlarını, soluk umudunu onarmak için
onurlu bir savaş veriyor, ama yalnızlığı aşamıyor
her zaman. Kınk dökük eşyasını toplayıp yollara
düşenler, vaktiyle göç ettiği köyüne, kasabasına
dönenler var. Akrabasına sığınmayı, sıcak bir sof-
raya, rahat bir dam altına kavuşmayı umut edi-
yor. Bu umut gerçekleşecek mi acaba?
Kimi kişiler de yurtdışına gitmek istiyor, yaban-
cı ülkelere. Pasaport almak için yüzlerce başvu-
ru var. Acı bir olay değil mi? Yarasını yurtdışında
sarmaya gidiyor vatandaş! Içerdeki umudunu yi-
tirmiş belki de.
Acı ama gerçek, bu yitikliği hayli sert açıklıyor
deprem bölgesindekiler. Başbakan Ecevit'e gös-
terilen tepkiler de hayli acı ve öfkeli değil mi? Bı-
çağın kemiğe dayandığını açıkça belirtiyor insan-
lar. Şaşılası bir olay, Başbakanın davranışı ek-
randa, arabasından inmeden izliyor konuşanları,
hiçbir şey söylemeden uzaklaşıyor oradan. Ko-
nuşsaydı ne söyleyebilirdi, ayrıca konuştuğu za-
man ne dedi? Duydunuz belki, halkımızı güler
yüzlü gömnekten mutlu olduğunu söyledi! Ha-
bercileri uyarmaktan da geri kalmadı. Ancak yad-
sınamaz bir gerçek, doğruları ekranlaryansıtıyor,
doğrudan görüntüler, doğrudan sözlerle bilgilen-
diriyor halkımızı. Olaylan gerçeğiyle sahipleniyor.
Yoksa belli demeçlerin yanılgısından kaçınılmaz.
Her şey birkaç sözcükle noktalanıyor. Uzlaşma
ve uyum içinde çalışmaktan söz ediliyor. Seçe-
neksizolmaktan, demokrasınin gereğini yapmak-
tan.
Yaşayarak öğreniyoruz, inandırıcı olmak çok
önemli devlet yaşamında. Oysa kişiler de, kurum
ve kuruluşlar da inandırıcılıgını geniş ölçüde yi-
tirmiş görünüyor. Bakanlar Kurulu'nun son top-
lantısında alınan olumlu kararlara karşın gelece-
ğe güvenle bakamıyor vatandaş! Yeni kurulacak
kentler, yardım amacıyla gönderilen paralar. ye-
ni yapıtların denetlenmesi için saydamlık istedi-
ğini söylüyoc Yeniden altını çiziyorum, deprem ye-
ni bir milat tarihimizde. Sistemi de çökertti! Te-
meldeki çelişkileri, çatlakları, iyice açığa vurdu.
Dahası halkımız sahiplendi sorunları, sivil toplum
örgütleri çalışıyor, uyarıyor. Duyarsız kalanlara
ödün yok.
Kimi dostlarım acı bir gülümsemeyle af yasa-
sını karşıma getiriyor. Ama o yasayı bozuk düze-
nin bir uzantısı diye algılamak gerekiyor. Toplum-
daki beklentilere, barış özlemine yanıt vermeyen
bir af yasası düşünülebilir mi? Elbet düşünülemez.
Yalnız af yasası değil, sabahlara dek çalışarak ger-
çekleşen başka yasalar da toplumdaki beklenti-
lere yanıt vermiyor. örneğin vergi yasası, DSP'li
Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'in döneminde
hazırlanan yasayı reform diye niteleyenler, tü-
müyle değiştirerek başka bir reform oluşturmadı
mı? Toplumdaki beklentilere de hayli ters bir re-
form değil mi? Sosyal güvenlik ve af yasaları da
hangi koşullarda çıktı. Yangından mal kaçırır gi-
bi sabahlara dek çalıştı milletvekilleri. Yasa yü-
rüriüğe girince rahat bir soluk alabilecekler mi?
Galiba alamayacaklar, tepkiler bir yana, yasayı oy-
layanlar da içine sindiremiyor. Sayın Ecevit de be-
lirtti değil mi?
Bu yasanın anlamı ne o zaman? Neden bir-
denbire ülkenin gündeminde? Üstelik depremin
göbeğinde...
Siyasal pazarlıklar akıl almaz boyutlara varıyor
kimi zaman. Ancak toplumdaki duyarlık o boyut-
ları aşmış bulunuyor. O duyarlık giderek derinle-
şiyor. Deprem nedeniyle giderek bilinçleniyor hal-
kımız. Güven istiyor, aldatmacayı içine sindiremi-
yor, tepkisini açıkça ortaya koyuyor. Af yasasını
da bu bilinçle değerlendıriyor kuşkusuz.
Ben böyle yorumluyorum. Vatandaş Elvada
Evim demek istemiyor artık.
• • •
Yazımı bitirirken geldi haber, Cumhurbaşkanı
Demirel af yasasını geri çeviriyor. Yeni milat Çan-
kaya'da da başlıyor galiba!
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7
1/ Şımank ve
delicetavırlı,zı-
pır. 2/ lradesiz- 2
İikten ileri gelen
sürekh cansız-
lık... Memelıbir 4
deniz hayvanı.
3/ Üflemeli bir
çalgı... Mesaj.4/ 6
Tombul \e iri j
yapılı. 5/ " —
manaya derler / 8
Suret ile kaş de- g
ğıl" (Kaygusuz
Abdal)...
Bir soru eki. 6/ "Sop- -\
hia—": Italyan sinema «
oyuncusu... Bir şeyi
anımsamak için yazılan
kısa yazı. 7/tki tarla ara-
sındaki sınır... Bıryapı- 5
nın bırçok bölümünü ay- 6
nı katta birbırine bağla-
yan, içten ya da dıştan '
yapılmış geniş geçıt. 8/
Yemişinden turşu yapı- °
lan gebreotuna verilen bir başka ad... Birrenk. 9/ Molib-
den elementinin simgesi... Hatay ilinde bir göl ve ova.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Akılsız, düşüncesiz. 2/ Eskrimde kullanılan üç silah-
tan biri... Bir evin kapı. pencere. tavan, döşeme gibi bö-
lümleri. 3/ Limanlarda kıyı ile gemi arasında yük taşı-
nnada kullanılan, altı düz tekne... ttalya'da bir ova. 4/ Kö-
pek... Yunan abecesinde bır harf. 5/ "İki şey: aşk ve —/
Bunlar kuşkuyla çiftleşir" (Cemal Süreya)... Çanakkale
Boğazı'nda pek çok deniz kazasının meydana geldiği bir
burun. 6/ Mikroskop camı... "Misket limonu" da deni-
len küçük bir limon cınsı. 7/ Kadınsı davranışlan olan er-
kek. 8/ Bir müzik sesini belirtmeye yarayan işaret... Bir
tanm aracı. 9/ Devinim durumunda olan bır cısmin ener-
jisi.