Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 3EYLÜL1999CUMA
DEPREM
DUNYADA BUGUN
ALt SİRMEN
Ya Bu Fitne Tohumlan?
Marmara bölgesinde, artçı depremler hâlâ sürü-
yor, halkın ürküsü geçmiş değil.
Deprem yalnız Marmara'yı vurmadı, düzeni de sars-
tı. 57. hükümet, depremin düzeni nasıl sarsmakta
olduğunu, Türkiye'de insanlarda bilinç filizlenmesi
başladığını zamanında saptayamadı.
Deprem karşısında, gayret göstermesine karşın,
yeterince etkili olamayan, üstelik Sağlık Bakanı Ös-
man Durmuş gibi kimi kişilerin davranışıyıla daha
da güç duruma düşen koalisyon, hiç bir şeyin far-
kında değilmiş gibi, Sosyal Güvenlik Yasası'yla af-
fı yıldınm hızıyla parlamentodan geçirdi.
Af Yasası'nın yarattığı sarsıntı 7,4 ten daha kuv-
vetli oldu. Bunu da yönetim kadrosundan yalnızca
Süleyman Demirel duydu.
Veto bu duyumun sonucu. "'" ' '
Veto ne sonuç verir?
Yaşayarak göreceğiz, şimdkJen bir şey söylemek
dogru değil. Çünkü herşey öylehızlı birdeğişim için-
deki?
Ama şimdiden görünen o ki, dızdıcıyı affetmenin
ardında olan parti, yapısı gereği bundan vazgeçmek
istemiyor. Çetelerin hamisı de hakeza, o da onlan
affetmekten vazgeçmeyecek. Yasayı bu haliyle içi-
ne sindiremediğini söyleyen Ecevit'in ne yapaca-
ğını da göreceksiniz.
•••
Deprem Türkiye'de bir uyanışı sağladı. Ama ikti-
dar, hâlâ her şeyin eskisi gibi sürmesini istiyor, her-
hangi bir değişiklik öngörmüyor politikasında. Ni-
tekim gündeminde de bir değişiklik yok.
Koalisyon içinde hiç kimse kıyımın ve sürgünün
bürokrasinin deprem karşısında daha da etkisizleş-
mesıne yol açtıgını görmek niyetinde değil.
Şu anda iktidar çoğunluğu yalnızca vetonun ce-
zaevlerinde meydana getireceği depremi düşünü-
yor.
Böyle bir tehlike var. Af Yasası ile umutlanan mah-
kûmlann, şimdi uğrayacaklan düş kınklığı ile ora-
larda ne depremler yaratabileceklerini tahmin ede-
bilmek için ılla hapiste yatmış olmak da şart değil.
Yersiz. gereksiz ve kendi içinde tutarsız Af Yasa-
sı nasıl kurtanlacak?
Vazgeçmek söz konusu olamaz, koalisyonu oluş-
turan üç partinin angajmanlanndan vazgeçmesi de
beklenemeyeceğine göre, sınırlann daraltılması da
güç, belki eşitsizlik, sınırlann genişletilmesiyle aşıl-
maya çahşılacak.
Tabii düşünce suçlanna yine bir şey olmayacak.
Düşünce 57. hükümetin umurunda mı?
Ecevit hükümeti toplumu sarsacak iki deprem
arasında sıkışıp kalmış durumda.
• • •
Bu arada laik cumhuriyete karşı olan güçler, dep-
remi fesat tohumlan saçmak için kullanyorlar. He-
def sekiz yıllık eğitim ve TSK.
Fitne çok tehlikeli boyutlara varmış durumda,
eğer yetkililer gerekli önlemleri almazlarsa , her an
çok müessif olaylar meydana gelir.
Bu tehlikeyi görüp, önlem alınmasını kim isteye-
cek? Devlet mekanizmasını kim hareketegeçirecek?
Bülent Bey mi, Hüsamettin Bey mi, Devlet Bey
mi, Mesut Bey mi?
Geçiniz efendim!
57. hükümet, olası bir 31 Mart vakasıyla müca-
deleyi ne ister, ne de yapabilir.
Onun gücü düşünceye ve sivil toplum örgütleri-
ne yeter ancak.
Peki irticanın hedef aldığı kurumlar, yumruk be-
yinlerine inene kadar elleri kollan bağlı izleyecekler
mi?
Böyle bir davranışın ardından iş işten geçtikten
sonra ortaya konan tepkinin kötü biçimde kuşatıl-
mış Türkiye için ne büyük tehliketer doğuracağını
görmemek mümkün mü?
Marmara depremi bölgeyi ve düzeni salladı. Art-
çı depremler sürüyor, halkın ürküsü geçmiş değil.
Ufukta yeni toplumsal depremler gözüküyor. 57.
hükümet ise hiç bir şeyin farkında değil.
Cumhurbaşkanlığı'ndan bir açıklama aldım. Ay-
nen yayımlıyorum. A.S.
"Ali Sirmen'in 'Devlete Kızmak da Neyin Nesi?'
başhklı yazısında yer alan, "öfke kimi zaman öyle
boyutlara ulaşıyor ki, Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel bile yuhalanabiliyor" şektondekı ifadenin, ger-
çekle hiçbir ilgisi yoktur.
Karşılaştığımız büyük felaket, hepimizi elem ve ıs-
tıraba gark etmiştir.
Kendilerine 'geçmiş olsun'a giden Cumhurbaş-
kanı'na, halk, dertîerini, taleplerini iietmişlerdir. Bu-
nu da bizim halkımıza yakışan şekilde, büyük bir ne-
zaketle yapmışlardır."
Bolu'da isten cıkarmalar
îşveren depremi
bahane ediyor
BOLU (Cumhuriyet)-
Bolu'nun Mengen ilçesin-
de üretim yapan Gentaş
Werzalit Fabrikası işçile-
ri, "deprem" bahane edi-
lerek "işten çıkanlmaya"
başlandı.
Ağaç-lş Sendikası'na
üye olan ve işten çıkanl-
malannı protesto eden iş-
çiler, tekrar tekrar gözal-
tına alınıyor. haklannda
soruşturma açılıyor.
Ağaç-lş Sendikası Ge-
nel Başkanı Mürsel Taşçı.
işten çıkarmalann sürdü-
ğünü belirterek "İşvereniş-
çilerimizi sendikadan isti-
fa etmeleri için dövdürü-
yor" dedi.
Depremin ilk günü 70
kişinin iş akdmin feshe-
dildiği Gentaş-Werzalit
Fabrikası 'nda bu sayı
200'e yaklaştı. Gentaş-
Werzalit Fabrikası ilan pa-.
nosunaasılan "işakdifes-
hiııefljşkin"duyunıda şöy-
le denildı: "Türkiye'nin
içinde bulunduğu ekono-
mik kriz ve deprem afe-
tinden şirketimiz de etki-
lenmiştir. Bunun yanı sıra
yeterii siparişin ohnama-
sı doiayısıyla tüm presleri-
miz çabştınJamamakta-
dır. Bu da istihdam kısrt-
lamaya gitmeyi zaruri ha-
le getirmiştir."
îş akitleri feshedilen iş-
çıler bu duyurunun ger-
çegi yansıtmadığını. işve-
ren tarafindan "depremin
bahane" edildiğıni belirt-
tiler. Işçiler, fabrikanın yö-
netim kurulu başkanı ve
genel müdürü Ahmet
Kahraman'ın Ağaç-tş
Sendikası'ndan istifa et-
meleri halinde işe geri alı-
nacaklannın ve maaşlan-
na zam yapılacağınm söy-
lediğini anlattılar.
Fabrikada ış akdi fes-
hedilenlerle, arkadaşlan-
na destek veren işçiler her
gün fabrika binası önün-
de toplanarak protesto gös-
terisinde bulunuyorlar.
Zaman zaman gözaltı-
na alınan işçiler, bir süre
emniyette tutulduktan son-
ra serbest bırakılıyorlar.
Işçilerden bazılan yakla-
şık bir hafta gözaltında ka-
lırken, cumhuriyet savcı-
lığımn başlattığı soruştur-
ma ise sürüyor.
Prof. Oktay, ekonominin geleceği için sanayinin Anadolu'ya yayılması gerektiğini söyledi
'IstanbuPim altında aktif faylar var'
CEM ULUTAŞ
İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölü-
•mü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Baş-
kanı Prof. FazJı Yılmaz Oktay. Türki-
ye ekonomisinin yüzde 40'ını oluştu-
ran Istanbul 'da büyük ölçekli sanayi ve
ticaretin Anadolu'ya yayılması gerek-
tiğini söyledi.
Bilimsel verilerin tstanbul'da gelecek-
te bir deprem olacağını ğösterdiğını
ifade eden Prof. Oktay, yaptığı jeolo-
jikaraştırmalaragöre Izmit Depremi'ni
yaratan Kuzey Anadolu Fayı'nın dışın-
da, lstanbul'un anakarasında da birçok
aktif faylar saptandığına dikkat çekti.
İstanbul dakl sanayi
Anadolu'ya taşıınmalı'
Bu bulgulann çok önemli olduğunu
ifade eden ve faylann yerinı şu anda
açıklamak istemediğini belirten Prof.
Oktay, bu yöndeki çalışmalar tamam-
landıktan sonra 1/50.000'likkentplan-
lannda önemli değişikliklere gidilece-
ğini söyledi.
istanbul Büyükşehir Belediyesi, Ze-
min ve Deprem tnceleme Müdürlü-
ğü'ne danışmanlık da yapan Prof. Ok-
tay. merkezi hükümetin zaman geçir-
meden Istanbul'daki sanayinin Anado-
lu'daki güvenli bölgelere taşınması yö-
nündeki planlamalan yapması gerek-
tiğini kaydetti. Prof. Oktay şöyle devam
etti:
"Bu bölgeden biitün sanayi hareket-
lerinin, hizmet sektörü dışında, başka
kalan kaydırdığınız zaman bu nüftıs is-
ter istemez ekmeğin peşinden gidecek-
tir."
Stratejik binalar
Olası bir depreme karşı valilik, as-
keri binalar, emniyet, belediye, itfaiye
ve hastane gibi stratejik binalann da-
yanıklı hale getirilmesi gerektiğini be-
ken, evin iç malzemesine ya da arsa-
nın manzarasına baktıklanm, ancak bi-
nanın taşıyıcı sistemlerine, projesine
veya arsanın zemin yapısına bakma-
dıklannı söyledi.
'İnsanlar eflltHmell'
Depreme hazırlık olarak insanlann
hızla eğitilmesı gerektiğini belirten
• ÎTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Genel Jeoloji Ana Bilim Dalı Başkanı
Prof. Fazlı Yılmaz Oktay, tstanbul'u tehdit eden Kuzey Anadolu Fay Hattı dışında,
kentin altından geçen başka aktif faylar saptandığını belirterek bunlann
ciddi bulgular olduğunu söyledi.
bölgelere kaydınlması gerekiyor. Tür-
kiye'nin geneline yayılması gerekiyor.
İstanbul, Türkiye'nin ana ihracat ve it-
halat limanı olmaktan kurtanlmalı.
Kent, para hareketlerinin voğun okiu-
ğu bir bölgeolmaktan kurtanlmalı. İs-
tanbuL büyük hacimli ticaretin yapıldı-
ğı bir yer olmaktan çıkanlmalı. Kısa-
ca_ insanlann ekmeğinin ve suyunun bu
bölgeden kesibnesi gerekiyor. Bu fabri-
lirten Prof. Oktay, "Bunun dışında Aya-
sofya, SuHanahmet CamiL, Patrikhane,
Kapab Çarşı, kemeıier, surlar gibi ken-
te kimliğini veren binalann ayakta kal-
ması zonınlu. Bunun dışında yeni tek-
nikler geliştirilerek okul binalarının
depreme da\anıklı hale getirilmesi la-
zım" dedi.
Prof. Fazlı Yılmaz Oktay, insanlan-
mızın ev ya da arsa gibi taşınmazlar alır-
Prof. Oktay, şunlan söyledi:
"Depremle arkadaş olmamız lazun.
Çünkü Marmara Bölgesi 4 milyon yü-
dır depremle yaşıyor. Geçen 15 bûı yü
içinde de İstanbul'da çok büyük deği-
şiklikler olduğu gözleniyor. Boğaz'uı
açtlması, boğazdan su geçişinin sağlan-
ması yeni yapılan araştırmalanmıza
göre4 bin 500 yıldır olagelen bir şey. ts-
tanbul'da 4-5bin yıldan bu yanaöyleha-
reketler oluyor ki, birçok deprem oldu-
ğunu görüyorsunuz. tstanbul'da bundan
sonra da deprem olacak. Bu kabul edi-
lecek. Ya her şeyi bırakıp güvenli böl-
gelere gideceğiz, ya da depremle
yaşamayı öğrenecegiz."
Çofc yönlü yarar
Profesör Oktay'ın önerisinin salt dep-
rem yerleşimleri açısından değil, eko-
nomik ve kalkınmada bölgesel eşitlik
ilkeleri açısından da önem taşıyan "çok
yöniü yarar" içeren bir öneri olduğu dik-
kati çekiyor.
Bilindiği gibi Adapazan yöresinde-
ki birinci sınıf tanm topraklannın sa-
nayiye açılması teknik eleman odala-
nnca sert eleştinlerle karşılanmıştı Ay-
nca sanayiin belli bölgelerde yoğunlaş-
ması yatınmlann özellikle Doğu ve
Güneydoğu'ya yöneltilmesini hedef-
leyen özendirme ve destek politikala-
nnın sonuçsuz kalmasına yol açmak-
taydı. Bu bölgelerin sanayi ağırlıklı
bölge olmaktan çıkanlmasının, bu sa-
kıncayı da ortadan kaldırabileceğine
işaret ediliyor.
KESK
'Devlette
reform
yapılmalı'
İstanbul Haber Servisi -
Kamu Emekçileri Sendika-
ları Konfederasyonu
(K£SK.) Genel Başkanı Si-
yami Erdem. depremin ar-
dından devletin iki gün bo-
yunca elinin kolunun bağ-
lı kaldığını, müdahale etti-
ğinde de kendiliğindenci ve
hazırlıksız bir profıl sergi-
lediğini öne sürerek depre-
min, devletin her boyutta
bir reforma tabi tutulması-
nın gerekli liğini ortaya koy-
duğunu söyledi.
Erdem. "Dümanın hiç-
bir ülktsinde. üstelik de dep-
rem kuşağuıda olduğu bili-
nen bir ülkede, insan haya-
tı ne bu kadar ucuzdur ne
de hükümetler bu kadar
yüzsüz, pişkin ve sorumsuz-
dur" dedi.
Siyami Erdem, Merkez
Yürütme Kurulu üyesi Cen-
giz Uzuner ile KESK Genel
Merkezi'nde düzenlediği
toplantıda. deprem bölge-
sindeki izlenimlerini aktar-
dı.
Felaketin ilk gününden
itibaren yardım kampanya-
sı başlattıklannı, deprem
bölgelerinde çadırlar kur-
duklannı ve yardımlannı
sürdüreceklerini belirten
Erdem, "Bngüne dek shil
toplum örgüüerini potansi-
yel suçlu görenlerin, bu ör-
gütlerin çabalan karşısın-
da ezflmiş obnaian gereldr"
diye konuştu.
Şu ana kadar ulaşan bil-
gilere göre depremde
KESK'e üye 178 kişinin
yaşamını yitirdiğini, çok sa-
yıda üyelerinin de yaralan-
dığını anlatan Erdem, ölü
sayısının artacağı kaygısı-
nı taşıdıklannı ifade etti.
Erdem, toplanan yardımla-
nn dağıtımında yurttaşla-
nn ıhtiyaçlannın gözetil-
mediğini, deprem bölgele-
rinde karaborsanın engel-
lenemediğini. kiralarda mu-
azzam artışlann söz konu-
su olduğunu söyledi. Er-
dem, hasar görmüş kamu
kurum ve kuruluşlannda
çahşanlann da, binalardan
derhal tahliye edilmeleri ge-
rektiğini söyledi.
Deprem sonrası yaşanan
olumsuzluklardan dolayı
hükümeti eleştiren Erdem
şunlan söyledi:
"Deprem kaderimiz de-
ğUdir. Bu facianın sonımlu-
lan bir an önce yargılan-
maudır. Veyargüama sade-
ce müteahhiderle sınırian-
dınlmamah, çöken binala-
nn yapımında onayi olan
herkes bu kapsama abnma-
hdır. Üç-beş müteahhidi he-
defgöstererekasıl sorumlu-
lan göz ardı etmek, yeni fe-
laketlereve acılara da>etiye
çıkarmaktan başka bir an-
lam taşunamaktadır."
Erdem, depremin yerle-
şim alanlannda ve çevTede
yapüğı tahribat. bundan son-
ra alınması gereken önlem-
ler ve maddi yardımlann
nasıl kullanılacağı konu-
sunda sivil toplum kuruluş-
lan, bilim çevreleri ve dep-
remden doğrudan zarar gö-
ren yöre halkıyla birlikte
karar verilmesi gerektiğini
sözlerine ekledi.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN OTOE yöneticileri
'Hükümetler
değil, insanlar
önemli'
• 50 bin üyesiyle Yunanistan'ın en
büyük federasyonlanndan biri olan
OTOE'nin Genel Başkanı Dimitris
Kouselas, emekçilerin dayanışmasınm
evrensel olduğunu ve Yunan halkının
göstermiş olduğu ilginin de son
derece doğal olduğunu belirtti.
BARIŞ DOSTER
Yunanlı sendikacılar. Yunan halkının deprem-
zedeleriçin gösterdiği duyarlılığın ve Yunanistan'ın
yaptığı yardımlann, komşu ve kardeş halklann
dayanışmasınm doğal bir sonucu olduğunu belir-
terek "Bizi pofitikacılar ya da hükümetlerin tavn
- değil, Türk dosttenmızın yaşaması ve mutlulugu
UgUendirir" dediler.
Kısa adı BASS olan Banka ve Sigorta Işçileri
Sendikasf nın konugu olarak ülkemize gelen ve
depremzedeler için yardım çalışması yapan Yu-
nanistan Banka tşçileri Sendikalan Federasyonu
(OTOE) yöneticileri, Yunan halkının insanlıkla,
politikayı ayırdığını söylediler. 50 bin üyesiyle
Yunanistan'ın en büyük federasyonlanndan biri
olan OTOE'nin Genel Başkanı Dimitris Kouselas,
emekçilerin dayanışmasınm evrensel olduğunu
ve Yunan halkının göstermiş olduğu ilginin de
son derece doğal olduğunu belirtti. Kouselas,
"Keşke bu duygulann geüşmesi ve iki halkın bir-
birine yaklaşması için
Kobe depreminden sonra yeniden yapılanmayı sağlayan Japon uzmanlardan öneriler
4
Yaralam sarmak vızıuı sürer'tstanbul Haber Servisi - Japon-
ya'da 1995 yılında Hanshin-Avaji
(Kobe) bölgesini vuran Güney Hyo-
go depremi sonrasında. Hyogo böl-
gesi ve Kobe kentininin yeniden
kalkınması ve yapılanması proje-
lerini yürüten Japon uzmanlar, dep-
remden sonra yaralann sanlmasının
4.5 yıl aldığını söylediler. Kobe
Depremi Idari tşler Merkezi Baçka-
nı Takeo Ohara da." Marmara dep-
reminin şiddeti ve bölgenin büyük-
lüğü göz önüne ahnırsa bölgenin
depreme dayamklı halde yeniden
yapılanması 10 yü alabilir. Belki bu
süre daha da uzar" dedi.
İstanbul Valılığı ll Kriz Komite-
si Başkanlığı'nca. İl Özel Idare Mü-
dürlüğü Daimı Encümen Salonu'nda
düzenlenen "Hyogo ve Kobe'nin
Deneyimleri Işjgmda Marmara Dep-
remi Sonrası Bölgenin Yeniden Va-
pdanmaa"" seminenne katılan Japon
uzmanlar, video görüntüleri eşli-
ğinde kendi deneyimlerini anlattı-
lar. Kısa adı JICA olan Japonya
Uluslararası Işbirliği Ajansı yöne-
ticisi Naoyoshi Sasaki. Marmara
depreminin Kobe depremine oran-
la daha geniş bir alana yayıldığını
söyledi. Sasaki. Marmara depre-
minde ölü sayısının fazlalıgına dik-
kat çekerek "Yıkılan bina sayısı az.
Ama binalarda yaşayan halk fazla
olduğu için kayıp ve yaralı çok. Ja-
ponya'da ise binalar tek katiı oldu-
ğu için ölü sayısı, yıkılan bina sayı-
sına oranla az olmuştu" dedi. Sa-
saki. Türk halkının panik içinde ol-
duğunu gözlediklerini söyledi ve
"Bilim adamlan, halkın ikinci bir
deprem olacağı yönündeki korkusu-
nu yenmesi için gerekli çahşmalan
mutiakayapmaJuar. Aksi haldedep-
remin yaralannı sarmak otdukça
zor olur. Halk bu konuda avdınla-
olmalı ve sürekii bugilendirttmeii''
diye konuştu.
Sasaki. deprem bölgesindeki bi-
nalarda yeterince zemin etüdü ya-
pılmadığını, yıkılan evlerin depre-
me dayamklı olmadığını vurguladı
ve mevcut binalann depreme karşı
güçlendirilmesi, yeni yapılacak olan-
lann da mutiaka depreme dayanık-
lı olarak inşa edilmesi gerektiğini
kaydetti. Bu konuda İTU'nün yap-
tığı çalışmalann desteklenmesi ge-
rektiğinin üzerinde duran Sasaki,
Kobe ile karşılaştınldığındaülkemiz-
deki depremzedelerin gereksinim-
lerinin de hemen hemen aynı süre-
de giderildiğini gözlediğini anlattı.
Ohara da ülkesindeki depremde oto-
yol, liman, demiryolu. elektrik. gaz
ve su hatlanndaki tahribatın, körfez
depremindekilere oranla daha çok
olduğunu belirterek Kobe depremi-
nin üzerinden 4.5 yıl geçtikten son-
Japon uzmanlar, video görüntüleri eşüğinde kendi deneyimlerini anlatülar. (Fotoğraf: UĞUR GÛNYÜZ)
ra günlük yaşamın eskisine döndü-
ğünü söyledi. Deprem sonrasında in-
sanlann psikolojik sonınlar yaşa-
dığını ifade eden Ohara, "Ekipler-
de gerekli donammın olması, acil
yardım ekiplerh le mzb haberkşme-
nin sağlanması çok önemli. Bizde
de halka haber iletilmesinde medya
çok önemli rol üstlenmişti" diye ko-
nuştu. Depremin önlenemeyeceği-
ni, ama alınan önlemlerle zararla-
nnın en aza indirgenebileceğini vur-
gulayan Ohara. deprem sonrasında
büyük miktarda bağış toplandığını
ve bu paralann da bir fonda birik-
tirilerek yeniden yapılanmada kul-
lanıldığını kaydetti. Ohara, pek çok
projenin planlanandan birkaç ay ön-
ce bitirildiğmi ve planlanandan da-
ha çok ev yapıldığını anımsattı. Oha-
ra önerilerini şöyle sıraladı:
- İlk aşamada yapılması gereken-
ler, tepkileri atlatmak, ceset toplan-
ması, içme suyunun, sağlık ve hıj-
yen koşullannın sağlanması ve yan-
gın sonucu felaketin genişlemesinin
önlenmesi olmalıdır.
- İkinci aşamada, öncelik sırası-
na göre geçici bannma yerleri be-
lirlenmeli, günlük yaşamsal faaliyet-
lerdesteklenmeli, hasar tespit çahş-
malan yapılmalı. çadır kentler ku-
rularak yaşamın normale dönmesi
sağlanmalıdır.
- Üçüncü aşamada, yeniden ya-
pılanma süreci başlatılmalı, çadır
kentlerden geçici prefabrik evlere ge-
çiş sağlanmal ı. konutlar yeniden ya-
pılmalı ve normal yaşama dönüş
sağlanmalıdır.
- Japonya'da arama-kurtarma
ekipleri itfaiyenin içinde. Bunlar
farklı kuruluşlara bağlı değil. Ayn-
ca gönüllülerden oluşan ekıpler var.
- Kobe'deki ekipler dışında çev-
re illerden ve yurtdışından gelen
ekiplerin de hemen bölgeye gelme-
leri sağlandı.
- Japonya'da toplanan ve yurtdı-
şından yapılan yardımlar, Japon Kı-
zılhaç'ı bünyesinde toplandı. Daha
sonra kurulan bir komite, bu para-
lan değerlendirdi ve yardımlann
dağıtımı yapıldı.
böyle acı olaylara gerek
olmasaydı. Halldarara-
sında sorun yok. sorun
hükümetler ve politika-
cılar arasında" dedi.
OTOE Genel Başkan
Yardımcısı ve Ulusla-
rarası İlişkiler Sekrete-
ri Dimitris Tsoukalas
da, ülkemizdeki hükü-
metin yapısının kendi-
leri için oldukça ilginç
olduğunu. Yunanis-
tan'da bizdeki gibi bir
koalisyonun kurulma-
smın oldukça güç, nere-
deyse olanaksız oldu-
ğunu kaydetti.
Bakanların
demeçleri
Yunan halkının, Türk
halkına yardım ederken,
hükümeti oluşturan par-
tilerin yapılannı ve ba-
zı bakanlann kaygı
uyandıran demeçlerini
hiç önemsemedığini
vıırgulayan Tsoukalas,
sözlerini şöyle sürdür-
dü: "Yunan halkı genel
olarak Türkiye'nin Yu-
nanistan politikasıyla il-
gilenir ve bu konuda bil-
gi sahibi olmaya çalışır.
Aynı durum eminim
Türk halkı için de ge-
çerli. Bizler partilerin
tutumlanm aynntısıyla
bilemeyiz. Zaten parti-
ler arasında bu konuda
fazla bir ayrım olduğu-
nu da sanmıyorum. Ay-
nı şey bizim ülkemizde-
ki partüeriçin de söz ko-
nusu."
Kendileri için hükü-
metlerin. politikacılann
ya da bakanlann demeç-
lerinin değil, insan ya-
şamının ve Türk halkı-
nın mutluluğunun ö-
nemli olduğunun altını
çizen Tsoukalas, Yunan
halkının kendiliğinden
harekete geçtiğini ve
yaptığı yardımın en kı-
sa süre içinde gereksi-
nim duyanlara iletilme-
sine çahştığını ifade et-
ti.