13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3EYLÜL1999CUMA DEPREM DUNYADA BUGUN ALt SİRMEN Ya Bu Fitne Tohumlan? Marmara bölgesinde, artçı depremler hâlâ sürü- yor, halkın ürküsü geçmiş değil. Deprem yalnız Marmara'yı vurmadı, düzeni de sars- tı. 57. hükümet, depremin düzeni nasıl sarsmakta olduğunu, Türkiye'de insanlarda bilinç filizlenmesi başladığını zamanında saptayamadı. Deprem karşısında, gayret göstermesine karşın, yeterince etkili olamayan, üstelik Sağlık Bakanı Ös- man Durmuş gibi kimi kişilerin davranışıyıla daha da güç duruma düşen koalisyon, hiç bir şeyin far- kında değilmiş gibi, Sosyal Güvenlik Yasası'yla af- fı yıldınm hızıyla parlamentodan geçirdi. Af Yasası'nın yarattığı sarsıntı 7,4 ten daha kuv- vetli oldu. Bunu da yönetim kadrosundan yalnızca Süleyman Demirel duydu. Veto bu duyumun sonucu. "'" ' ' Veto ne sonuç verir? Yaşayarak göreceğiz, şimdkJen bir şey söylemek dogru değil. Çünkü herşey öylehızlı birdeğişim için- deki? Ama şimdiden görünen o ki, dızdıcıyı affetmenin ardında olan parti, yapısı gereği bundan vazgeçmek istemiyor. Çetelerin hamisı de hakeza, o da onlan affetmekten vazgeçmeyecek. Yasayı bu haliyle içi- ne sindiremediğini söyleyen Ecevit'in ne yapaca- ğını da göreceksiniz. ••• Deprem Türkiye'de bir uyanışı sağladı. Ama ikti- dar, hâlâ her şeyin eskisi gibi sürmesini istiyor, her- hangi bir değişiklik öngörmüyor politikasında. Ni- tekim gündeminde de bir değişiklik yok. Koalisyon içinde hiç kimse kıyımın ve sürgünün bürokrasinin deprem karşısında daha da etkisizleş- mesıne yol açtıgını görmek niyetinde değil. Şu anda iktidar çoğunluğu yalnızca vetonun ce- zaevlerinde meydana getireceği depremi düşünü- yor. Böyle bir tehlike var. Af Yasası ile umutlanan mah- kûmlann, şimdi uğrayacaklan düş kınklığı ile ora- larda ne depremler yaratabileceklerini tahmin ede- bilmek için ılla hapiste yatmış olmak da şart değil. Yersiz. gereksiz ve kendi içinde tutarsız Af Yasa- sı nasıl kurtanlacak? Vazgeçmek söz konusu olamaz, koalisyonu oluş- turan üç partinin angajmanlanndan vazgeçmesi de beklenemeyeceğine göre, sınırlann daraltılması da güç, belki eşitsizlik, sınırlann genişletilmesiyle aşıl- maya çahşılacak. Tabii düşünce suçlanna yine bir şey olmayacak. Düşünce 57. hükümetin umurunda mı? Ecevit hükümeti toplumu sarsacak iki deprem arasında sıkışıp kalmış durumda. • • • Bu arada laik cumhuriyete karşı olan güçler, dep- remi fesat tohumlan saçmak için kullanyorlar. He- def sekiz yıllık eğitim ve TSK. Fitne çok tehlikeli boyutlara varmış durumda, eğer yetkililer gerekli önlemleri almazlarsa , her an çok müessif olaylar meydana gelir. Bu tehlikeyi görüp, önlem alınmasını kim isteye- cek? Devlet mekanizmasını kim hareketegeçirecek? Bülent Bey mi, Hüsamettin Bey mi, Devlet Bey mi, Mesut Bey mi? Geçiniz efendim! 57. hükümet, olası bir 31 Mart vakasıyla müca- deleyi ne ister, ne de yapabilir. Onun gücü düşünceye ve sivil toplum örgütleri- ne yeter ancak. Peki irticanın hedef aldığı kurumlar, yumruk be- yinlerine inene kadar elleri kollan bağlı izleyecekler mi? Böyle bir davranışın ardından iş işten geçtikten sonra ortaya konan tepkinin kötü biçimde kuşatıl- mış Türkiye için ne büyük tehliketer doğuracağını görmemek mümkün mü? Marmara depremi bölgeyi ve düzeni salladı. Art- çı depremler sürüyor, halkın ürküsü geçmiş değil. Ufukta yeni toplumsal depremler gözüküyor. 57. hükümet ise hiç bir şeyin farkında değil. Cumhurbaşkanlığı'ndan bir açıklama aldım. Ay- nen yayımlıyorum. A.S. "Ali Sirmen'in 'Devlete Kızmak da Neyin Nesi?' başhklı yazısında yer alan, "öfke kimi zaman öyle boyutlara ulaşıyor ki, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bile yuhalanabiliyor" şektondekı ifadenin, ger- çekle hiçbir ilgisi yoktur. Karşılaştığımız büyük felaket, hepimizi elem ve ıs- tıraba gark etmiştir. Kendilerine 'geçmiş olsun'a giden Cumhurbaş- kanı'na, halk, dertîerini, taleplerini iietmişlerdir. Bu- nu da bizim halkımıza yakışan şekilde, büyük bir ne- zaketle yapmışlardır." Bolu'da isten cıkarmalar îşveren depremi bahane ediyor BOLU (Cumhuriyet)- Bolu'nun Mengen ilçesin- de üretim yapan Gentaş Werzalit Fabrikası işçile- ri, "deprem" bahane edi- lerek "işten çıkanlmaya" başlandı. Ağaç-lş Sendikası'na üye olan ve işten çıkanl- malannı protesto eden iş- çiler, tekrar tekrar gözal- tına alınıyor. haklannda soruşturma açılıyor. Ağaç-lş Sendikası Ge- nel Başkanı Mürsel Taşçı. işten çıkarmalann sürdü- ğünü belirterek "İşvereniş- çilerimizi sendikadan isti- fa etmeleri için dövdürü- yor" dedi. Depremin ilk günü 70 kişinin iş akdmin feshe- dildiği Gentaş-Werzalit Fabrikası 'nda bu sayı 200'e yaklaştı. Gentaş- Werzalit Fabrikası ilan pa-. nosunaasılan "işakdifes- hiııefljşkin"duyunıda şöy- le denildı: "Türkiye'nin içinde bulunduğu ekono- mik kriz ve deprem afe- tinden şirketimiz de etki- lenmiştir. Bunun yanı sıra yeterii siparişin ohnama- sı doiayısıyla tüm presleri- miz çabştınJamamakta- dır. Bu da istihdam kısrt- lamaya gitmeyi zaruri ha- le getirmiştir." îş akitleri feshedilen iş- çıler bu duyurunun ger- çegi yansıtmadığını. işve- ren tarafindan "depremin bahane" edildiğıni belirt- tiler. Işçiler, fabrikanın yö- netim kurulu başkanı ve genel müdürü Ahmet Kahraman'ın Ağaç-tş Sendikası'ndan istifa et- meleri halinde işe geri alı- nacaklannın ve maaşlan- na zam yapılacağınm söy- lediğini anlattılar. Fabrikada ış akdi fes- hedilenlerle, arkadaşlan- na destek veren işçiler her gün fabrika binası önün- de toplanarak protesto gös- terisinde bulunuyorlar. Zaman zaman gözaltı- na alınan işçiler, bir süre emniyette tutulduktan son- ra serbest bırakılıyorlar. Işçilerden bazılan yakla- şık bir hafta gözaltında ka- lırken, cumhuriyet savcı- lığımn başlattığı soruştur- ma ise sürüyor. Prof. Oktay, ekonominin geleceği için sanayinin Anadolu'ya yayılması gerektiğini söyledi 'IstanbuPim altında aktif faylar var' CEM ULUTAŞ İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölü- •mü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Baş- kanı Prof. FazJı Yılmaz Oktay. Türki- ye ekonomisinin yüzde 40'ını oluştu- ran Istanbul 'da büyük ölçekli sanayi ve ticaretin Anadolu'ya yayılması gerek- tiğini söyledi. Bilimsel verilerin tstanbul'da gelecek- te bir deprem olacağını ğösterdiğını ifade eden Prof. Oktay, yaptığı jeolo- jikaraştırmalaragöre Izmit Depremi'ni yaratan Kuzey Anadolu Fayı'nın dışın- da, lstanbul'un anakarasında da birçok aktif faylar saptandığına dikkat çekti. İstanbul dakl sanayi Anadolu'ya taşıınmalı' Bu bulgulann çok önemli olduğunu ifade eden ve faylann yerinı şu anda açıklamak istemediğini belirten Prof. Oktay, bu yöndeki çalışmalar tamam- landıktan sonra 1/50.000'likkentplan- lannda önemli değişikliklere gidilece- ğini söyledi. istanbul Büyükşehir Belediyesi, Ze- min ve Deprem tnceleme Müdürlü- ğü'ne danışmanlık da yapan Prof. Ok- tay. merkezi hükümetin zaman geçir- meden Istanbul'daki sanayinin Anado- lu'daki güvenli bölgelere taşınması yö- nündeki planlamalan yapması gerek- tiğini kaydetti. Prof. Oktay şöyle devam etti: "Bu bölgeden biitün sanayi hareket- lerinin, hizmet sektörü dışında, başka kalan kaydırdığınız zaman bu nüftıs is- ter istemez ekmeğin peşinden gidecek- tir." Stratejik binalar Olası bir depreme karşı valilik, as- keri binalar, emniyet, belediye, itfaiye ve hastane gibi stratejik binalann da- yanıklı hale getirilmesi gerektiğini be- ken, evin iç malzemesine ya da arsa- nın manzarasına baktıklanm, ancak bi- nanın taşıyıcı sistemlerine, projesine veya arsanın zemin yapısına bakma- dıklannı söyledi. 'İnsanlar eflltHmell' Depreme hazırlık olarak insanlann hızla eğitilmesı gerektiğini belirten • ÎTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Genel Jeoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Fazlı Yılmaz Oktay, tstanbul'u tehdit eden Kuzey Anadolu Fay Hattı dışında, kentin altından geçen başka aktif faylar saptandığını belirterek bunlann ciddi bulgular olduğunu söyledi. bölgelere kaydınlması gerekiyor. Tür- kiye'nin geneline yayılması gerekiyor. İstanbul, Türkiye'nin ana ihracat ve it- halat limanı olmaktan kurtanlmalı. Kent, para hareketlerinin voğun okiu- ğu bir bölgeolmaktan kurtanlmalı. İs- tanbuL büyük hacimli ticaretin yapıldı- ğı bir yer olmaktan çıkanlmalı. Kısa- ca_ insanlann ekmeğinin ve suyunun bu bölgeden kesibnesi gerekiyor. Bu fabri- lirten Prof. Oktay, "Bunun dışında Aya- sofya, SuHanahmet CamiL, Patrikhane, Kapab Çarşı, kemeıier, surlar gibi ken- te kimliğini veren binalann ayakta kal- ması zonınlu. Bunun dışında yeni tek- nikler geliştirilerek okul binalarının depreme da\anıklı hale getirilmesi la- zım" dedi. Prof. Fazlı Yılmaz Oktay, insanlan- mızın ev ya da arsa gibi taşınmazlar alır- Prof. Oktay, şunlan söyledi: "Depremle arkadaş olmamız lazun. Çünkü Marmara Bölgesi 4 milyon yü- dır depremle yaşıyor. Geçen 15 bûı yü içinde de İstanbul'da çok büyük deği- şiklikler olduğu gözleniyor. Boğaz'uı açtlması, boğazdan su geçişinin sağlan- ması yeni yapılan araştırmalanmıza göre4 bin 500 yıldır olagelen bir şey. ts- tanbul'da 4-5bin yıldan bu yanaöyleha- reketler oluyor ki, birçok deprem oldu- ğunu görüyorsunuz. tstanbul'da bundan sonra da deprem olacak. Bu kabul edi- lecek. Ya her şeyi bırakıp güvenli böl- gelere gideceğiz, ya da depremle yaşamayı öğrenecegiz." Çofc yönlü yarar Profesör Oktay'ın önerisinin salt dep- rem yerleşimleri açısından değil, eko- nomik ve kalkınmada bölgesel eşitlik ilkeleri açısından da önem taşıyan "çok yöniü yarar" içeren bir öneri olduğu dik- kati çekiyor. Bilindiği gibi Adapazan yöresinde- ki birinci sınıf tanm topraklannın sa- nayiye açılması teknik eleman odala- nnca sert eleştinlerle karşılanmıştı Ay- nca sanayiin belli bölgelerde yoğunlaş- ması yatınmlann özellikle Doğu ve Güneydoğu'ya yöneltilmesini hedef- leyen özendirme ve destek politikala- nnın sonuçsuz kalmasına yol açmak- taydı. Bu bölgelerin sanayi ağırlıklı bölge olmaktan çıkanlmasının, bu sa- kıncayı da ortadan kaldırabileceğine işaret ediliyor. KESK 'Devlette reform yapılmalı' İstanbul Haber Servisi - Kamu Emekçileri Sendika- ları Konfederasyonu (K£SK.) Genel Başkanı Si- yami Erdem. depremin ar- dından devletin iki gün bo- yunca elinin kolunun bağ- lı kaldığını, müdahale etti- ğinde de kendiliğindenci ve hazırlıksız bir profıl sergi- lediğini öne sürerek depre- min, devletin her boyutta bir reforma tabi tutulması- nın gerekli liğini ortaya koy- duğunu söyledi. Erdem. "Dümanın hiç- bir ülktsinde. üstelik de dep- rem kuşağuıda olduğu bili- nen bir ülkede, insan haya- tı ne bu kadar ucuzdur ne de hükümetler bu kadar yüzsüz, pişkin ve sorumsuz- dur" dedi. Siyami Erdem, Merkez Yürütme Kurulu üyesi Cen- giz Uzuner ile KESK Genel Merkezi'nde düzenlediği toplantıda. deprem bölge- sindeki izlenimlerini aktar- dı. Felaketin ilk gününden itibaren yardım kampanya- sı başlattıklannı, deprem bölgelerinde çadırlar kur- duklannı ve yardımlannı sürdüreceklerini belirten Erdem, "Bngüne dek shil toplum örgüüerini potansi- yel suçlu görenlerin, bu ör- gütlerin çabalan karşısın- da ezflmiş obnaian gereldr" diye konuştu. Şu ana kadar ulaşan bil- gilere göre depremde KESK'e üye 178 kişinin yaşamını yitirdiğini, çok sa- yıda üyelerinin de yaralan- dığını anlatan Erdem, ölü sayısının artacağı kaygısı- nı taşıdıklannı ifade etti. Erdem, toplanan yardımla- nn dağıtımında yurttaşla- nn ıhtiyaçlannın gözetil- mediğini, deprem bölgele- rinde karaborsanın engel- lenemediğini. kiralarda mu- azzam artışlann söz konu- su olduğunu söyledi. Er- dem, hasar görmüş kamu kurum ve kuruluşlannda çahşanlann da, binalardan derhal tahliye edilmeleri ge- rektiğini söyledi. Deprem sonrası yaşanan olumsuzluklardan dolayı hükümeti eleştiren Erdem şunlan söyledi: "Deprem kaderimiz de- ğUdir. Bu facianın sonımlu- lan bir an önce yargılan- maudır. Veyargüama sade- ce müteahhiderle sınırian- dınlmamah, çöken binala- nn yapımında onayi olan herkes bu kapsama abnma- hdır. Üç-beş müteahhidi he- defgöstererekasıl sorumlu- lan göz ardı etmek, yeni fe- laketlereve acılara da>etiye çıkarmaktan başka bir an- lam taşunamaktadır." Erdem, depremin yerle- şim alanlannda ve çevTede yapüğı tahribat. bundan son- ra alınması gereken önlem- ler ve maddi yardımlann nasıl kullanılacağı konu- sunda sivil toplum kuruluş- lan, bilim çevreleri ve dep- remden doğrudan zarar gö- ren yöre halkıyla birlikte karar verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN OTOE yöneticileri 'Hükümetler değil, insanlar önemli' • 50 bin üyesiyle Yunanistan'ın en büyük federasyonlanndan biri olan OTOE'nin Genel Başkanı Dimitris Kouselas, emekçilerin dayanışmasınm evrensel olduğunu ve Yunan halkının göstermiş olduğu ilginin de son derece doğal olduğunu belirtti. BARIŞ DOSTER Yunanlı sendikacılar. Yunan halkının deprem- zedeleriçin gösterdiği duyarlılığın ve Yunanistan'ın yaptığı yardımlann, komşu ve kardeş halklann dayanışmasınm doğal bir sonucu olduğunu belir- terek "Bizi pofitikacılar ya da hükümetlerin tavn - değil, Türk dosttenmızın yaşaması ve mutlulugu UgUendirir" dediler. Kısa adı BASS olan Banka ve Sigorta Işçileri Sendikasf nın konugu olarak ülkemize gelen ve depremzedeler için yardım çalışması yapan Yu- nanistan Banka tşçileri Sendikalan Federasyonu (OTOE) yöneticileri, Yunan halkının insanlıkla, politikayı ayırdığını söylediler. 50 bin üyesiyle Yunanistan'ın en büyük federasyonlanndan biri olan OTOE'nin Genel Başkanı Dimitris Kouselas, emekçilerin dayanışmasınm evrensel olduğunu ve Yunan halkının göstermiş olduğu ilginin de son derece doğal olduğunu belirtti. Kouselas, "Keşke bu duygulann geüşmesi ve iki halkın bir- birine yaklaşması için Kobe depreminden sonra yeniden yapılanmayı sağlayan Japon uzmanlardan öneriler 4 Yaralam sarmak vızıuı sürer'tstanbul Haber Servisi - Japon- ya'da 1995 yılında Hanshin-Avaji (Kobe) bölgesini vuran Güney Hyo- go depremi sonrasında. Hyogo böl- gesi ve Kobe kentininin yeniden kalkınması ve yapılanması proje- lerini yürüten Japon uzmanlar, dep- remden sonra yaralann sanlmasının 4.5 yıl aldığını söylediler. Kobe Depremi Idari tşler Merkezi Baçka- nı Takeo Ohara da." Marmara dep- reminin şiddeti ve bölgenin büyük- lüğü göz önüne ahnırsa bölgenin depreme dayamklı halde yeniden yapılanması 10 yü alabilir. Belki bu süre daha da uzar" dedi. İstanbul Valılığı ll Kriz Komite- si Başkanlığı'nca. İl Özel Idare Mü- dürlüğü Daimı Encümen Salonu'nda düzenlenen "Hyogo ve Kobe'nin Deneyimleri Işjgmda Marmara Dep- remi Sonrası Bölgenin Yeniden Va- pdanmaa"" seminenne katılan Japon uzmanlar, video görüntüleri eşli- ğinde kendi deneyimlerini anlattı- lar. Kısa adı JICA olan Japonya Uluslararası Işbirliği Ajansı yöne- ticisi Naoyoshi Sasaki. Marmara depreminin Kobe depremine oran- la daha geniş bir alana yayıldığını söyledi. Sasaki. Marmara depre- minde ölü sayısının fazlalıgına dik- kat çekerek "Yıkılan bina sayısı az. Ama binalarda yaşayan halk fazla olduğu için kayıp ve yaralı çok. Ja- ponya'da ise binalar tek katiı oldu- ğu için ölü sayısı, yıkılan bina sayı- sına oranla az olmuştu" dedi. Sa- saki. Türk halkının panik içinde ol- duğunu gözlediklerini söyledi ve "Bilim adamlan, halkın ikinci bir deprem olacağı yönündeki korkusu- nu yenmesi için gerekli çahşmalan mutiakayapmaJuar. Aksi haldedep- remin yaralannı sarmak otdukça zor olur. Halk bu konuda avdınla- olmalı ve sürekii bugilendirttmeii'' diye konuştu. Sasaki. deprem bölgesindeki bi- nalarda yeterince zemin etüdü ya- pılmadığını, yıkılan evlerin depre- me dayamklı olmadığını vurguladı ve mevcut binalann depreme karşı güçlendirilmesi, yeni yapılacak olan- lann da mutiaka depreme dayanık- lı olarak inşa edilmesi gerektiğini kaydetti. Bu konuda İTU'nün yap- tığı çalışmalann desteklenmesi ge- rektiğinin üzerinde duran Sasaki, Kobe ile karşılaştınldığındaülkemiz- deki depremzedelerin gereksinim- lerinin de hemen hemen aynı süre- de giderildiğini gözlediğini anlattı. Ohara da ülkesindeki depremde oto- yol, liman, demiryolu. elektrik. gaz ve su hatlanndaki tahribatın, körfez depremindekilere oranla daha çok olduğunu belirterek Kobe depremi- nin üzerinden 4.5 yıl geçtikten son- Japon uzmanlar, video görüntüleri eşüğinde kendi deneyimlerini anlatülar. (Fotoğraf: UĞUR GÛNYÜZ) ra günlük yaşamın eskisine döndü- ğünü söyledi. Deprem sonrasında in- sanlann psikolojik sonınlar yaşa- dığını ifade eden Ohara, "Ekipler- de gerekli donammın olması, acil yardım ekiplerh le mzb haberkşme- nin sağlanması çok önemli. Bizde de halka haber iletilmesinde medya çok önemli rol üstlenmişti" diye ko- nuştu. Depremin önlenemeyeceği- ni, ama alınan önlemlerle zararla- nnın en aza indirgenebileceğini vur- gulayan Ohara. deprem sonrasında büyük miktarda bağış toplandığını ve bu paralann da bir fonda birik- tirilerek yeniden yapılanmada kul- lanıldığını kaydetti. Ohara, pek çok projenin planlanandan birkaç ay ön- ce bitirildiğmi ve planlanandan da- ha çok ev yapıldığını anımsattı. Oha- ra önerilerini şöyle sıraladı: - İlk aşamada yapılması gereken- ler, tepkileri atlatmak, ceset toplan- ması, içme suyunun, sağlık ve hıj- yen koşullannın sağlanması ve yan- gın sonucu felaketin genişlemesinin önlenmesi olmalıdır. - İkinci aşamada, öncelik sırası- na göre geçici bannma yerleri be- lirlenmeli, günlük yaşamsal faaliyet- lerdesteklenmeli, hasar tespit çahş- malan yapılmalı. çadır kentler ku- rularak yaşamın normale dönmesi sağlanmalıdır. - Üçüncü aşamada, yeniden ya- pılanma süreci başlatılmalı, çadır kentlerden geçici prefabrik evlere ge- çiş sağlanmal ı. konutlar yeniden ya- pılmalı ve normal yaşama dönüş sağlanmalıdır. - Japonya'da arama-kurtarma ekipleri itfaiyenin içinde. Bunlar farklı kuruluşlara bağlı değil. Ayn- ca gönüllülerden oluşan ekıpler var. - Kobe'deki ekipler dışında çev- re illerden ve yurtdışından gelen ekiplerin de hemen bölgeye gelme- leri sağlandı. - Japonya'da toplanan ve yurtdı- şından yapılan yardımlar, Japon Kı- zılhaç'ı bünyesinde toplandı. Daha sonra kurulan bir komite, bu para- lan değerlendirdi ve yardımlann dağıtımı yapıldı. böyle acı olaylara gerek olmasaydı. Halldarara- sında sorun yok. sorun hükümetler ve politika- cılar arasında" dedi. OTOE Genel Başkan Yardımcısı ve Ulusla- rarası İlişkiler Sekrete- ri Dimitris Tsoukalas da, ülkemizdeki hükü- metin yapısının kendi- leri için oldukça ilginç olduğunu. Yunanis- tan'da bizdeki gibi bir koalisyonun kurulma- smın oldukça güç, nere- deyse olanaksız oldu- ğunu kaydetti. Bakanların demeçleri Yunan halkının, Türk halkına yardım ederken, hükümeti oluşturan par- tilerin yapılannı ve ba- zı bakanlann kaygı uyandıran demeçlerini hiç önemsemedığini vıırgulayan Tsoukalas, sözlerini şöyle sürdür- dü: "Yunan halkı genel olarak Türkiye'nin Yu- nanistan politikasıyla il- gilenir ve bu konuda bil- gi sahibi olmaya çalışır. Aynı durum eminim Türk halkı için de ge- çerli. Bizler partilerin tutumlanm aynntısıyla bilemeyiz. Zaten parti- ler arasında bu konuda fazla bir ayrım olduğu- nu da sanmıyorum. Ay- nı şey bizim ülkemizde- ki partüeriçin de söz ko- nusu." Kendileri için hükü- metlerin. politikacılann ya da bakanlann demeç- lerinin değil, insan ya- şamının ve Türk halkı- nın mutluluğunun ö- nemli olduğunun altını çizen Tsoukalas, Yunan halkının kendiliğinden harekete geçtiğini ve yaptığı yardımın en kı- sa süre içinde gereksi- nim duyanlara iletilme- sine çahştığını ifade et- ti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear