Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 21EYLÜL1999SALI
10 D I S H A B E I v L E R dishab@cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
OZGEN ACAR
'Sen İsa, Ben Allah!'
YalnızMilliyet'teyeralan "Yunanis-
tan'dan dostluğa gölge" başlıklı ha-
beri görmeseydım, üç hafta önce Ati-
na'dan bir Yunan gencinden aldığım
tdefondan da söz etmeyecektım. Ha-
berde, Yunanistan Cumhurbaşkanı
Konstarrtin Stefanopulos'un 14 Ey-
lül'ü "Batı Anadolu'daki Rumlann
soykınmıgünü'' ılanını öngören karar-
nameyi imzaladığı bildirilıyordu.
Neydi Batı Anadolu'daki Rumlann
soykınmı? isterseniz, önceAtina'dan
aldığım telefona neden olan tnr olay
ıçin 1980'lenn başına dönelim. Yaşa-
mımın en güzel dört yılını geçirdığim
Atina'da bir gün, her zamanki gibı bfr
taksiye bindim. Her zamanki gibi su-
rucü nereli olduğumu sordu. Bıldiğim
az buçuk Yunanca ile "Ben Türküm"
anlamında "Eimai Turkos" dedim. Bu
sözlergibi, "Orürirtür" sözlerininYu-
nancasının baş harfleri de £ T. oldu-
ğu için, Atina'dakı takma adım £ T.
idi, diyebilirim. Tanıştığımız an Yunan-
lar benı başlangıçta, uzaydan gelmiş
£ T. gibı yadırgadıktan sonra, kimi
annesinin Bursa'dan, kimi babasının
Konya'dan geldığini anımsayınca,
dostluk kurmakta gecikmıyorlardı. O
günkü şoför de aynı biçimde davran-
dı. Ardından da "önemlı işim olup ol-
madığını" sorduktan sonra şu öneri-
de bulundu:
"Annem Adapazarfı. Küçük Asya
Felaketi'ndeburayagelmiş. Gözlerin-
de katarakt var. Çokaz Yunanca öğ-
rendi. Pencerenin önünde oturup,
yıllardır kendi kendine Türkçe konu-
şuyor. Senievimegötûreyim. BirTürk-
le konuşursa ne kadar mutlu olur bı-
lemezsin. Annemi sevindirmek ister
misin?"
Olumlu yanrt verince geri döndük.
Lüks bir semtte, görkemli binalarara-
sına sıkışmış, bahçe ıçinde tek katlı
bir gecekondudan içen girdik. "Mer-
haba Yaya (Nine)" deyince, Adapaza-
n'ndan bu yana duyduğu ilk Türkçe
sözfer karşısında, yaşlı kadın bir an ne
yapacağını şaşırdı. Gözlerindeki ba-
kıştan yüzümü görmek dıleğinden
başka bir şey
ıstemediğine
hiç kuşkum
yok. Yarım
saatlik ko-
nuşmamızda
öyküsünü
anlattı:
"Genç kız-
dım. Bir gün
Adapaza-
n'ndatartada
patates top-
luyordum.
Uzaktan biri-
Pire'de Anadolu Rum göçmenleri.
leri telaşla 'Hadi kız, koş gef, gidıyo-
ruz' diye bağırdılar. 'Nereye' diye sor-
duğumda, 'Ingiliz istemış. Ayvalık'a gı-
diyoruz' dediler. 'Evden bıraz gıye-
cek alıp geleyim' dediysem de ade-
tayakapaçagötürduler. ÖnceAyva-
lık, sonra MidiHi ve oradan da Pire'ye
geldik. Yıllarca aç sefil günler yaşa-
dık. Daha sonra çoluk çocuğa kanş-
tım, Tonınlanm var. Işte bu pencere-
nin önünde oturup her gün Adapa-
zan'nda hep patates topluyorum."
Eşimle çeşitli kereler Yaya'yı ziya-
rete, sevdiği lokumla gittik. Canı sıkıl-
dıkça torunlanna bana telefon ettiri-
yor, Türkçe konuşuyorduk. Oğlu ve ge-
lini Türkiye'ye geldiklennde Adapaza-
n'na da gittiler. Yaya'ya bir Devrek
bastonu hediye gönderdim. Üç haf-
ta önce arayan torun "Adapazan Dep-
remi'nöen dolayı başsağlığı diliyordu.
Yaya ölmüştü.
Yaya kimdi? Yaya, 1922'de Yuna-
nistan'a göç zorunda bırakılan 1.4
mılyon Rumdan biriydi. Bir Anadolu
kızıydı. 20. yy'ın en önemli göçlenn-
den birinın, "mübadele'nn kurbanıy-
dı. 1.4 milyon kişinin Anadolu'dan göç
ettiği günlerde Yunanistan'ın nüfusu
2.8 mılyondu.
Bu hesaba göre bugün Yunanis-
tan'da yaşayan her 3 Yunandan biri-
nin kökenı Anadolu'dur. Bir başka de-
yimle, dedelennin. ninelerinin "baba
ocağı" bu topraklardır. Evını barkını,
tarlasını gende bırakıp toprakJanndan
zorla kopanlan ınsan, 77 yıl boyunca
hangi duygularla yaşar? Türklere kar-
şı duyulan haksız nefretin kökeninde
bu 1.4 milyon insanın 77 yıl boyunca
çocuklanna, toruntanna büyüte büyü-
te anlattıklan öykülerde sorumlulu-
ğun odağının Türkler olması kaçınıl-
mazdır.Yunan turist Türkiye'ye gelin-
ce ilk işi baba ocağını aramaktır. ABD
Başkanlığı'na adaylığını koyan Mic-
haeJ Dukakis bile geçenlerde baba
ocağını görmek için Edremıt'e gel-
medi mi? Mübadelede yanm milyon
kadar Türk de Anadolu'ya gönderil-
mışti.
Son yıllarda Türkiye'de de moda
olan "rebetiko (rembetiko değil)" mü-
ziği o günlerden kalmadır. O yıllarda
Izmir'in Kordonboyu ya da Mezarlık-
başı'ndaki meyhane ve tavernalann-
da söylenen rebetiko için, "Bizans,
Türk klasik, Türk halk müziğinin bir-
leşmesinden oluşan bir 'blues' türü-
dür"denılebilir. Rebetiko, 1. Dünya Sa-
vaşı'nın acılannın yoğunlaştırdığı, Iz-
mir'in sigara, esrar ve afyon duman-
lı meyhaneterinde alkolle yoğrulmuş
bir müziktir. Bu tür müzık yapanlara
"reöef (rembetikocu değil)" denilirdi.
Yunanlar "rebet"ın Türkçe birsözcük
olduğunda ısrar ederler. Hıçbir Türk-
çe sözlukte rebet'e rastlamayışımı o
günlerin Izmir'inde türemiş, yerel bir
sözcük diye yorumlamakla yetinirim.
Işte o günün rebet'lerinin de Adapa-
zarlı Yaya gıbi Pire'ye göç ettiklerin-
de yiyecekleri bir lokma, degiştire-
cekleri bir çamaşırtan bıle yoktu. Pi-
re Limanı'nın köhne tavernalanna bu
müziğı taşıyan rebetlenn Anadolu'da
bıraktıklan baba ocağı özlemi üzeri-
ne yaktJkları turkuler ile rebetiko mü-
ziğinin zenginleştıği söylenir. Türkle-
nn de bu müzjğı sevmelennin nede-
ni rebetıkoda kendi ezgilennin tınıla-
nnı bulmalan değil midir?
Pekı Anadolulu 1.4 milyon Rum ne-
den göçe zorlandı? Türkler mi onlan
kovdu? Apo'yu saklayan Yunan Dı-
şişleri Bakanı Theodoros Panga-
los'un dedesi General Theodoros
Pangalos'un komutasında işgalci
"Megalo Idea (Büyük Ülkü)" ordusu-
nun 15 Mayıs 1919'da izmir'de ne işi
vardı? "MikroAsia Kathastrophi(Kü-
çük Asya Felaketi)" yalnız Yunanis-
tan'ın baş/na ış açmakla kalmadı. Dil
ve din ortaklığından başka, bu işgaJ-
de hiç gunahı olmayan, Anadolu'da
mutfu yaşayıpAdapazan'nda patates
toplayan Ya-
ya gibi, gen-
ci ve yaşlısı,
kadını-erke-
ği ile 1.4 mil-
yon Anado-
lu çocugunu,
yanm milyon
Türk'ü de
Yunanis-
tan'dakitop-
raklarından
kım kopardı?
Bu göç bir
soykırımsa,
bunun suçlusunu Atina'da aramak
gerekmez mı? Anlaşılan, şimdi de ro-
mantik aydınlanmızın moda deyimiy-
le "dostumuz ve kardeşimiz" Yunan
Cumhurbaşkanı, "MikroAsyaFelake-
ti"ne bir de "soykınm kılıfı" giydiriyor.
Keşke, imza atmadan önce ödül ka-
zanmış Yunan "fleöeMco"filminigör-
seydi. Bugün oturduğu kottuğun es-
ki sahıplerine sanık giysisı gıydır-
mek zorunda kalabilirdi.Stefanopu-
los, kararnameyi, Atina'da deprem
felaketine koşan AKUT'a yağdırdı-
ğı övgüden altı gün sonra imzaladı.
9 Eylül'de ışgalcı Yunan askerinı de-
nize döktüklerı günün yıldönümü
törenlerinde Izmirliler, zaferin sim-
gesi olarak geleneksel süngüleri
"kardeşlik ve dostluk" için Türk as-
kerıne taktırmadıklan günden de
bir hafta, Türk eğitimcıleri tarih ki-
taplanndan "dL/şman"sözcükleri-
ni kaldırmaya karar verdiklerinden
de birkaç gün sonra!
Depremİerin yarattığı "SismikDip-
lomasi" denilen, Atina-Ankara ya-
kınlaşmasına bakıhca Yunan kurtar-
ma ekiplennın yardım ve katkılan-
na candan teşekkür ederken şey-
tan insanın aklına bir başka soruyu
getiriyor... Yoksa bu yardımlar, ürk-
tükten Türkiye ve Türkler karşısında
duymayı arzuladıkları "yükseklik
kompleksi"nin bir tatmini mi? Eğer
bu varsayım doğruysa, Türkiye'de-
ki Yunan yardımlanna Atina'da en
simgesel yanıtı veren AKUT'u bu
açıdan da kutlamak gerekmez mi?
1920'lerin rebetikolarının derlen-
diği "Mikro Asia" adlı uzunçalarda
günümüzün ünlü şarkıcısı Yeorgi-
os Dalaras'ın soylediği şu parça can-
dan ozumlenmez ıse sısmık diploma-
sısı bir deprem sarsıntısı gibi ıki kıyı-
yı sallayıp geçecektir.
Boğazın Kıyısında
Boğazın kıyısında,
Yianis gün batışında ağlıyor.
Yanında da Mehmet
Içip şarkı söylüyor.
Ben Türk, sen de Rum.
Ben de halk, sen de halk.
Sen İsa, ben de Allah,
Ne yazık ki ikimize de ah vah!
Biraz sevgi ve şarap ile
Ben de sarhoşum, sen de sarhoş.
Kadehimden biraz iç,
Kardeşim (Yunanca) ve kardaşım
(Türkçe)!
Uusbrarası AKUT'a doğnı
Geçen hafta bu köşede Türk ve Yunan Dışişleri Bakanlanna bir
çağnda bulunarak, dünyanın her yerinde afetJere koşacak
uluslararası bir kurtarma örgütünün kurulmasına öncülük
etmelerini, Birleşmiş Milletler'e ortak bir kârar sureti sunmalannı
önermiştik. Dışişleri Bakanı Ismail Cem'in, randevu gûnünü
beklemeden, ayağının tozu ile program dışı New York'ta
buluştuğu Yunan meslektaşı Yeorgios Papandreu ya bu öneriyi
götürdüğü ve benimsendiği açıklandı. Örgütün kurulması
durumunda, Türk-Yunan dostluğu ve geleceğin uluslararası
felaketzedelen adına mutluluk duyacağız.
Elmek: oacar(a superonline.com Faks: 0312. 468 15 79
8.1 büyüklüğündeki sarsıntıda çok sayıda insanın ölmesinden endişe ediliyor
Deprem Tayvan'ı da vurdu• Fransız Ulusal
Sismik Araştınna
Merkezi Tayvan
depreminin 1906
yılında ABD'nin
San Francisco kentini
yerle bir eden
depremle eşdeğer
olduğunu ileri sürdü.
ABD'nin CoJorado
eyaletinin Golden
bölgesindeki ABD
Jeoloji Ulusal Deprem
Araştırma
Enformasyon Merkezi
depremin 7.6
büyüklüğünde
olduğunu bildirdi.
TAIPEI(AA)-Tayvan'da.
Fransız Ulusal Sismik
Araştırma Merkezi'nin ve-
rilerine göre Richter ölçeğin-
de 8.1 büyüklüğünde dep-
rem meydana geldı. Yerel sa-
atle 01.40 sıralannda mey-
dana gelen depremin, Tay-
vanlılan uykuda yakaladıği
bildirildi. İlk belirlemelere
göre ölü sayısı 10 olarak ve-
yiMnm ço^faz^olmasmdan G e c e
**"**Vuran d e
P r e m İ 1 1 W r
Ç ° k k e n t t e
*>inahnn yıkıhnasına ve altjapıda önemli hasara neden oJdıığu befirtfldi
van,Japonya,FilipinIer,Yap,GuamvePa- "" • - • • •
du. Radyo, otelin üst katla-
nnın yıkılması sonucu ölen
ya da yaralanan olup olma-
dığını açıklamadı, ancak Tay-
van'ın merkezindeki Chang
Hua ilçesinde bir dizi evin
çöktüğünü, en az üç kişinin
yaralandığını, 10 kişinin de
enkaz altında olduğunu be-
lirtti. Radyolar, depremin
merkez üssünün Tayvan ada-
sının orta kesimlerindekı Pu-
li kenti yakınlan ile Tayçung
kenti olduğunu ve bu bölge-
lerin daha çok yılama uğra-
mış olabileceğini belirttiler.
Fransız AFP'nin haberine
göre de, Broadcasting Cor-
poration of China televizyo-
nu, depremin şiddetini Ricb-
ter ölçeğine göre 6 olarak
açıkladı ve başkent Taipei ile
diğer kentlerde çok sayıda
bınanın hasargördüğünü bil-
dırdı.
Acil kurtarma
çalışması
endişe ediliyor. Fransızlar, Tayvan depre-
minin 1906 yılında ABD'nin San Francis-
co kentini yerlebir eden depremle eşdeğer
olduğunu ileri sürdüler
ABD'nin Colorado eyaletinin Golden
bölgesindeki ABD Jeoloji Ulusal Deprem
Araştırma Enformasyon Merkezi ise, mer-
kez üssü başkent Taipei'nin 145 kilomet-
re güneybatısı olan depremin şiddetini 7.6
olarak açıkladı. Devlet radyosu, depremin
Tayvan'da son 30 yılda meydana gelen en
şiddetli deprem olduğunu duyurdu. ABD
Jeoloji Ulusal Deprem Araştırma Enformas-
yon Merkezi deprem nedeniyle tsunami
uyansında bulunarak, dev dalgalann, Tay-
lau adalannı etkileyebilecegini kaydetti.
Görgütanıklan, sallantilann aralıklarla bır-
çok kez meydana geldiğinı, bınalardan par-
çalarkoptuğunu ve insanlann evlennden kaç-
tıklannı belirttiler. Bu arada, Tayvan makam-
landa depremin büyüklüğûnü Rıchter ölçe-
ğine göre 7.3 olarak bildirdiler ve gece yan-
sı vuran depremin birçok kentte binalann yı-
kılmasına ve altyapıda önemli hasara neden
olduğunu belirttiler. Yerel saatle 01.40'ta
meydana gelen depremde telefonlann birsü-
re kesıldıği, başkenti etkileyen deprem nede-
niyle kentin bazı kesimlerinde elektrik kesın-
tileri meydana geldiğı belirtildi.
Fransa'nın Strasbourg kentindeki Ulusal
Sismik Araştırma Merkezi, Tayvan 1da bu-
gün TSl 20.47 ve 21.03 arasında meydana
gelen 3 depremden en önemlisinin, Rich-
ter ölçeğine göre 7 büyüklüğûnü açık bir
şekildegeçtiğini bildirdi. Strasbourgrasat-
hanesi, depremin merkez üssünün, 100 bin-
den fazla insanın yaşadığı Hua-Lien ken-
tinin 50 km uzağında olduğunu kaydetti.
Çok sayıda bina yıkddı
Broadcasting Corparation of China rad-
yosu da, başkent Taipei'de, Sungshan tren
istasyonu yakınındaki 12 katlı bir otelin 7
katının deprem nedeniyle yıkıldığmı duyur-
Tayçung kenti belediye
başkanı Liao Yunglay yaptı-
ğı açıklamada, depremin ha-
yatında gördüğü en şiddetli
yer sarsıntılanndan birisi ol-
duğunu, birçok binanın yıkıl-
dığmı, yollarda ve altyapıda önemli hasar
meydana geldiğinı bildirdi. Bir acil yar-
dım ekıbi kurduklannı belirten Liao, halk-
tan sükunetlerini korumalarını ve evlerine
girmemelenni istediğini söyledi. Tayvan'ın
diğer kentlerinde de, acil durum önlemle-
ri alındı.
Taipei kentini ziyaret eden California'dan
Rern-VVei Cheng adlı kışi, deprem olduğu
sırada ailesiyle birlikte televizyon izlediği-
nı belırterek. "Depremi hissettiğim zaman,
Türkiye'de depremin meydana geidiği yer-
de ailesini ziyaret eden bir Türk arkadaşun
akiıma geldi. Hepimiz çokkorktuk ve mut-
fakta masaıun akına saklandık" dedı.
Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un eşi Raisa, Almanya'da kan kanserinden öldü
Gorbaçova kansere venildi
HAKANAKSAY
MOSKOV4 - Almanya'dan gelen haber kısaydı.
Raisa Gorbaçova öldü. Sovyetler Birlıği Devlet Baş-
"^ kanı Mihail Gorbaçov'un eşi kan kanseri hastalığı
nedeniyle uzun süredir Almanya'da tedavi görüyor-
du. Rusya kamuoyu ve basını. yakın tarihin neredey-
se bütün sorunlannın sorumlusu olarak gördüğü Gor-
baçov'dan, eşinin ağır hastalığı nede-
niyle ilk kez yumuşak bir üslupla söz
edıyor, hatta onun "son derece fedakâr
bir eş" olduğunun ortaya çıktığmdan
bahsedıyordu. Raisa Maksimovna Gorba-
çova "farkh bir kadın"dı. 70 yılı aş-
km Sovyet tanhinde ilk kez "gizlen-
meyen,ortaya çıkao,demeçler ve-
ren, eşiyle birlikte resmi gezi-
tere kaölan" bir lider eşiy-
dı. Bahlılar Tırstlady''un-
vanını ilk kez ona venüler. Raisa kendine gü-
venen, bilgıli bir kadındı. Ama bilgisı ve ko-
numuyla karşısındakmi ezen bir yapıda de-
ğildi. Bunu kendisiyle yaptığım birkaç gö-
rüşmede hıssettiğimi söylemeliyim. Felsefe
bilımleri alanında öğretim üyeliği ve Sovyet
Kültür Vakfi Başkanlığı yapmıştı. Ondan
önceki (ve sonraki) lider eşlen gibi pejmür-
de kıyafetli, şişman ve silik bir kadın değil-
• Almanya'daki
Münster Hastanesi
sözcüsü Jutta Reising,
Gorbaçova'nın 25
Temmuz'dan beri tedavi
gördüğü hastanede dün
sabah öldüğünü açıldadı.
di. Bu "biünmeyen ünhl kaduıiar"ın fotoğrafiannı bile bulmak
kolay olmazdı, hele hele demeç almak imkânsızdı. "Bir noma-
rah liderin duygusal ve dnsel tereihi", üstü kapatılan, komp-
leksli bir konuydu. 1985'ten itibaren bu durumun degişmesi,
Sovyet halkında farklı tepkıler yaratmıştı. Halk arasında belli
belirsız bir hayranlık vardı Raisa'ya karşı. Ama Sovyet ıklimi-
nin sıradan msanlarda bıraktığı değişmez özelliklerinden biri
de "kıskançhk''tı Kadınlann öne çıkmasma, kadmlar bile da-
yanamazdı. Erkeklerin yapısı nedeniyle ^nm-
jik" (kaba saba, köylü erkek anlamında)
damgasını yerniş olan toplumun, böyle bir
yenilıği hazmetmesi kolay değıldı. Raisa'ya
karşı tepkiler giderek büyüyordu "Gorba-
çov'un ülkeyönetimi)le Ugfli bütün kararla-
n eşiııe sorarak vierd^i'' söylentisi yaygın-
laşmıştı BirmülakattaGorbaçovda''EIbet-
te karunla srvaset de dahil her şeyi konuşu-
ruz" dıyerek "mujik toplum"u iyice tahrik
etmişti. 1991 sonunda istifa etmek zorunda
kalan Gorbaçov'un "asıl febketlerinden birinin, eşini haddin-
den fazla öne çıkarması otduğu" görüşünde olanlar hâlâ az de-
ğil. Mihail Gorbaçov 20. yüzyılın bellı başlı reformculanndan
biriydi. Her büyük reformcu gibi o da cıddi hatalar yaptı, aşı-
n derecede eleştirildi. Zor bir hayat sürdü. Bu zorluklan eşi Ra-
isa ilepaylaştı. Birkaç yıl önce Gorbaçov, "Mııtlureformcuol-
maz" demişti. Eşinin ölümünü öğrendiğım dün sabah akiıma
bu veciz söz geldi. Bir adım daha ileri giderek "Refonncunun
eşi de mutlu ofaunaz" denilebileceğini düşündüm.
Çaresiz dertlere düşse de
yaşamayı ölecek kadar seven;
hep sevgi dolugüzel insan,
kocamanyürekli can dost
Işıl Berkman
Yaprak,
yitirdik.
Onu bep özleyeceğiz. Hiç unutmayacağız...
ODTÜ'lü arkadaşları
Bir rüıgârdır şımdı sesın;
Yankılamr mavilıklerde
Senı uçuruyor marttîar,
TT" "T îçimızdeki âenizlere.
/ C1 /
M \ ğ^ ğy'ı çok erken yitırdik;
" ^ ^ ^r ** * ^ acımız çok derın.
Antlanyla kalbimizde yaşayacak.
Cangülve Tevfik'in acısını paylaşıyoruz
Ekin, Sarp, Alev, Cabit, Ceren, Banu,
Gökçe, Yağmur, Berna
i flH
İJNİVERSİTE ADAYLARl, ^ |
Istediğiniz mesleği özgıirce seçebileceğinLz... ^ ^ ^ ^ ^ H
Yurtdışında, uluslararası nitelıkte öğrenim için, ^^^^^m
işte size büyuk bir fırsat! ^ ^ ^ ^ ^ ^ H
Barmma dahil ^ ^ ^ ^ ^ ^ H
3000$ ! •'dan bajlayan u^^ffl^^^H
ANMA
Em. Hv. Hâk. Albay
NURETTİN
SOYER21.09.1998
Yokluğuna hiç alışılmıyor.
Hep anıyor, çok özlüyonjz.
GÜNEŞ-TUNÇ-ONUR
NEPTÜN SOYER
(0212) 293 t 9 78 (3 H»T)
şıl Berkman
T OXJ İ C İ K lyitirdik
Acımız çok derin. Anılanyla kalbtmizde,
gönlümüzde bep ışıyacak, hepyaşayacak,
Cangül ve Tevfik'in acısını paylaşıyoruz.
DenJz - Gönül - Kemal Değjrmendereli
un"D€NKUK"^d,|,
RUSVfl DCVICT OMVÇASİTCUflİ-ne her bran}U, an
lİSflNS ve TÖKStH ÜSftNS Öğrendsl alııuuktı
Son Kayıt Torihi 05 Ckion 1999'
(0216) 414 19 0:
MOSKOVfi v« •€VAZ
»ınırtı s<ıvida.
0216)338 00 08
Fax: 0216 414 66 981
Romanlannız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır.
Tel: 554 08 04
AKADEMI
S T A N B U L
Dance Company
Sibcl K a s a p o f j l * Dans Projesinde yer almak üzere:
• Klosik ya da modem dons egitimi aimtş.
• Özel dans projelerinde yer almak üzere.
• Öcrersiz 'mrkshop' fDİışmosına karılabilecek
•Boy/Boyon
DANSÇI1AR
lıt«klfl«rfn 1 oâei fofojrof <n (V'leriyle inrftt»
25 Eylül 1999, Cumortesı günûne kador
Akodemi istonbui, Bahçeli Homcm Sok. 3, Beyojlg • Istonbut
odrssim johsen başvurmolan rica olunut.
S«(nwi«r 26 Eytö! 1799. Pazof gûmi soof. 11.00
Akod»tni Istunbul Bole Stûdyosu'nda yaptlacoicta.