25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 1999 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Mayısl999günlüCumhuriyrt> te, Maliye Bakanlığı'nın yaptığı bir yanlışlık sonucu rantiyeye SOtrffl- yon liralık bir kaynak aktanldıgı- nı belırtmiş ve bu yanlışhğm ıve- dılıkle düzelnlmesını ıstemışnk. Bu yazımızda ise aynı bakanlıgın çok daha büyük bir kay- nağı yasadışı bir uygulama ile nasıl bankalara aktardı- ğını göreceğız. Ancak bu kaz bir yanlışlık değil, bilınç- li olarak yapılan bir kaynak aktanmıdır. Çünkü hıçbir yasal düzenleme olmadan, eskı uygulamayı değıştire- rek rantiyeye bir yılda en az 200 trOyon ttrank kaynak aktanr ve bu uygulamanızı da sürdürursenız bunun adı hata değıl. yasadışı bılınçlı kaynak transfendır. Eski uygulama nasıidı: Maliye Bakanlığı 11.1.1994 günlü Resmı Gazete'de yayımladığı 46 Seri Numaralı Kurumlar Vergisı Genel Teblığı ile, *_Devlettahvili ve Hazbie bonosu ile Toplu Konut Idaresi \e Kamu Or- taklığı Idaresi'nce çıkanlan menkul kıvmetlerden sağ- buıan geürierin.-" nasıl vergılendırileceğı konusunda gereklı açıklamalan yapmışti. Bu açıklamalann özü şuy- du. Söz konusu "-.menkul kıymetlerden ekleedikn ge- firier. kunım kazancına dahil edikrek kurumlar vergi- si bejannamesi ile bevan edileceğinden, bu faiz ve gelir- lerin ödenmesi sırasında kesilen gefir veya kurumlar ver- gisinin beyannameye dahil edilen gelire isabet eden kıs- mu beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergi- sinden mahsup edilecektir_" Bu uygulamaya göre bir banka devlet tahvılı ya da Hazıne bonosunu portfoyün- de bulundurduğu süre ıçınde elde ettiğı faız gelinnı be- yan edecek ve dolayısıyla kurum kazancmdan ındire- bileceğı vergı kesıntısı tutan da bu süre ıçınde elde edilen gelire ısabet eden kısmı ile sınırlı olacaktır. Bır 200 Trilyonluk Kaynak Transferi! Kemal KILIÇDAROĞLU VAVEK (*) Başkam başka anlatımla, devlet tahvıli ya da Hazıne bonosunu daha önce elinde tutan bir kişi, örnegin vadesıne bir ay kala elındekı değen bankaya satarsa, bankanın kurum- lar vergisinden mahsup edebileceği vergi, bir aylık sü- re içinde elde ettıği gelır dolayısıyla kesilen vergiyle sınırlı olacaktır. Çünkü Maliye Bakanlığı'na göre, el değiştiren devlet tahvıli veya Hazine bonosu gibi men- kul kıymetlerin gelırlerinin, kişılerin bu değerlen elle- rinde tuttuklan süre ile smırlı olarak behrlenmesi ge- rekır. Vergi yasalannın öngördüğu uygulama da budur. Çünkü adil olanı da budur. Nitekim bu uyguiaına bfl- diğhniz kadam la hiçbir soruna yol açmakstzm 1997yı- b sonuna kadar devam etmiştir. Rantiyeye kayıuk transferi: Ancak her ne hıkmetse Maliye Bakanlığı 26.12.1997 tanhınde çıkardığı yenı bır genel tebliğle (57 sen numaralı) bu uygulamaya son vererek, bankalara olağanüstü kaynak transfenne yol açan yeni bır uygulamayı başlatmışör. Üstelik hiçbır yasal dayanağı olmaksızın. Yenı uygulamaya göre, dev- let tahvıiı ya da Hazıne bonosu gıbı "-.menkulkıynıet- leri irfa tarihinde elinde bulunduranlar, kendOerineya- pılan ödemelerden kesilen vergilerin tamamınu." gelir ya da kurumlar vergısinden mahsup edebıleceklerdir. Bakanlıgın hangı yasal gerekçeye dayandığı bıhnme- yen bu uygulamasına göre, ömeğın ıkı yıl vaıielı bir dev- let tahvılim sadece son gün portföyünde tutan bir ban- ka, tüm faiz gelırlennden tevkıf yoluyla kesilen vergı- leri kendi kazancı dolayısıyla hesaplanan kurumlar vergisinden düşebılecektir. Oysa bu banka devlet tah- vilini sadece bir gün portföyünde tutmuştu. Ve bu tah- vil dolayısıyla elde ettiğı net gelir birgünlüktür. Bu ban- kanın mahsup yoluyla indırecegı vergi ise, geçmiş ikı yılda kendisinın elde etmediğı bir gelır dolayısıyla. yı- ne kendisinin ödemedıği bir vergıdir. Daha açık bır an- laramla. başkasının ödediği bir vergryi, banka kendi ka- zancı doUyisrvia ödemea gereken vergklen düşebiknek- tedir. Hiçbir vergi hukukçusunun kabul edemeyeceği bu uygulama hangi gmayln getirihnistir? Bınlennın çıkıp bu uygulamanın gerekçelenru kamuoyuna anlatması ge- rekır. Geçen yıl, bu yöntemle bankalara aktanlan mık- tann en az 200trilyonBra olduğu söylenmektedir. Ger- çek rakamın daha da büyük olduğu kamsındayız. An- cak işin ilginç yanı, vergi adaletine tümüyle aykın olan bu uygulamanın halen sürdürülmesıdır. Kaynak sıkın- tısının olağanüstü boyutlara vardığı bır ülkede, varolan kaynaklann da böylesine sorumsuzca, belh yerlere ak- tanlması ancak bızim gıbı duyarsız toplumlarda söz ko- nusu olabilir herhalde. Niçin yasalara aykın: Ülkemizde yürürlükte olan hiçbir vergı yasası, başkasına aıt gelirler üzennden ke- sinti yoluyla alınan vergilenn, bir başkasının kazancı üzennden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisıne mahsubunu öngörmemektedır. Kaldı ki böyle bir ya- sal düzenleme anayasaya aykın olurdu. Çünkü anaya- samıza göre, '^vergi yükünün adaletü ve dengeö dağıl- maa" temel amaçtır. Bunun yanında yıne anayasamı- za göre vergi ancak yasayla konulur, kaldınhr veya de- ğışnnlir. Yasalarda hiçbirdeğışiklıkyapılmamışken, 1994 yılından 1997 yılı sonuna1 kadar yasalara uygun olarak yapılan bir vergilemeyi, Hazine'nın aleyhıne olacak şe- kıldejasalara aykın olarak değiştirmenin anlamı ne- dır? Ustelik bu değışıklığın Hazine'ye malıyeti 1998 yılmda en az 200 trilyon liradır. Kannca karannca as- gari ücrettinin bile vergi ödediği bir toplumda, halkm cebinden alınan 200 trilyonu, yasalara aykın olarak rantiyekesûnineaktarmflya hic kimsenüı hakkı >okrur. Hazine neyapıyor: Umuyoruz kı bu yasadışı kaynak transfennden Hazınecılerin bilgisi yoktur. Çünkü, bır yandan gereksinmelerin zorunlu kıldığı ıç borçlanma nedeniyle olağanüstü boyutlara ulaşan faızler ödenır- ken, öte yandan bır kalemde 200trilyonu gözden çıkar- mak sorumlu bir davranış olmasa gerek. Dıleğımız bu yasadışı uygulamaya -Hazine'nın de müdahalesıyle- bir an önce son venlmesıdır. Hesabmı Idm verecek: Maliye Bakanlığı'nın hiçbir yasal dayanağı olmaksızın yaptığı bu uygulamayı ive- dihkle degıştırerek, eski uygulamaya dönmesinı bek- lıyoruz. Aynca yasalara aykın olarak ödenen ve en az 200triyon lıra olduğu söylenen verginın de "gecikme fiüzi" ile birlikte cezasız olarak tahsil edilmesı gerekir. Bir yandan kamu harcamalannı karşılamak için iç borçfauınıa yoluyla rantiyeye trihx)nlarca lira faiz öde- yeceksiniz, öte yandan yıflârdır süren bir uygulamayı - yasabnn öngdrmediği şekilde-değjştirerek, bankalara haksızgeMr transferi sa^acaksma Niçin? Evetbirileri bu sorunun manbklı yanıtmı verroelL. (*) Vatandaşın Vergısmi Koruma Derneği Amerika dahil beş kıtada aynı telefonla konuşma özgürlüğü! ^ cni Hricsson 1 888 VC'orlcl, CSM 900 vc 1900 (dııal-hand) tcknolojısıne sahıp. Hoylece Türkiyc tle konııştuğunu/ I S<S<S ile Amcrikaya gittığini/de dc teİL'ionunuzu va da SIM kartınızı dciîiştirmedc'n konuşabilirsiniz. I <SNN"İM dahili moclemi \v infra-rod ö/elli^i ile kablosıı/ olarak hilgisayarını/la istediğiniz \"civ haîjlan.ıbilirsini/. Aktif kapak \e Cıcliştirilmiş Ses Kodlama Teknolojisi (EFR) özellikleri yine bu tclehında. Yeni Ericsson I 888 \X'orld özel bir telefon aravanlar ve Amerika'va sık se\ahat edenler için ideal cep telefonu. Yeni Ericsson I 888 World CUMHURtYirrTEN OKURLARA ORHANERİNC • ••Çoklu Standart Yaşanan üç önemli olayın yankılan, ülkemizi uzun süre etkileyecek gibi görünüyor. Borsada vurgu- na yol açan belge sızdmlması iddialannın günde- me geldiği gün "Bende belge yok. Gelmesine de gerekyoktu'diyen Bay Mesut Yılmaz'ın, daha son- ra ağız değiştirerek "Bana belgeyi Hikmet Uluğ- bay verdi" dediği günün gecesi Sayın Uluğbay'ın intihar girişiminde bulunması dıkkat çekiciydi. Bu önemli olgunun başarılı (!) siyasal manevra- larla yok sayılmaya çalışılması, siyaset tarihimiz- de yerini alacak ve irdelenecektir. Irdelenmesi gereken bir başka konu da medya- nın konuya yaklaşımıdır. Şeriatçı medyanın militan kanadı girişimden ya- rarianarak Sayın Uluğbay'dan intikam alma yolu- na saptı. 8 yıllık kesintisiz temel egitım ve türban konusundaki yaklaşımından kınlendiklerı anlaşı- lan şeriatçı militan medya "hoşgörü" anlayışsızlı- ğını da bir kere daha belgeledi. Ikitelli medyası ise tam bir çelişkiier yumağı gö- rünümündeydi. Kimi yazar ve uzmanlar, verilere dayanarak yap- tıklan degerlendirmelerde "vurgun" yapıkjığı gö- rüşünü savunurken, kimileri de birilerini aklama görevini üstlenmişlerdi. Böylece okurtann kafaları, geçmiş dönemlerde yaşananlan anımsatan yaklaşımlaryüzünden kar- makanşık oldu. Ikinci gelişme "Sosyal Güvenlık Reformu" söy- lemiyle gündeme getırilen "mezarda emeklilik" ta- sansının Bakanlar Kurulu'ndan geçmesiydi. Anlaşılan, koalisyon, kıdem tazminatlannın öden- mesini erteleyen yeni formülle, işverenlere işçile- rin sırtından kaynak transferini uygun görmüştü. Emekli olmadan aynldıklannda kıdem tazminatı alamayan çalışanlar, artık patronlannın her dedi- ğine evet demek zorunda kalacaklardı. Bağımsız uzmanlar, tasanyı irdeleyip eksiklerini ve acımasız sonuçlar doğuracak yapısını ortaya ko- yacaklardır. Burada şu küçük örneği vermekle yetinelim. Var- sayalım ki yasa 20 Ağustos günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 19 Ağustos günü kadınsa 20, erkekse 25 yıhnı dolduran bir çalışan için değişen bir şey olmayacak. O gün ya da iste- diği zaman emekliliğini isteyebilecek. Ama süresi 21 Ağustos günü dolacak bir çalışanın emekli ola- bilmek için iki yıl daha çalışması gerekecek. Çün- kü sosyal adaietçi olduğu ileri sürülen tasan, böy- le istiyor. Memur maaş zammı ise başka bir acımasızlık örneği. Önce memur zammı oranının sadece memur aylıklannı beliriemediğinı anımsatalım. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur emeklileri de aynı oranda zam alacaklar. Yılbaşında belirlenen zam oranlan genelde pa- ra cezalannı da arttırdığı için "kaz gelen yerden ta- vuk esirgenmez" denilerek daha yüksek tutuluyor. Oranın, çalışanlar açısından çok önemli bir yö- nü daha var. Kıdem tazminatı tavanı da bu artışa göre belirleniyor Işverenlerin işlerine son verdik- leri ya da emekiıye aynlan işçilerine ödeyecekleri kıdem tazminatı yüzde 20 artmış olacak. Zam ora- nı daha yüksek belirlenseydi tavan da yüksele- cekti. Bu belirieme ile de çalışanın cebinden işve- renlerin cebine aynca bir kaynak aktarımı sağlan- dı. Memurlann büyük çoğunluğunagünde 600-800 bin lira zam yapan hükümetin sosyal adalet anla- yışı bu uygulama ile de belgeleniyor. Hazine'yi, ekonomiyi ve SSK'yi kurtarma gerek- çesiyle işverenleri kucaklayıp çalışanlan küçümse- yen bir iktidar ile yönetildrğimiz, giderek açıklık ka- zanıyor. Çifte standart artık çoklu standarda dönüştü. • Sosyal güvenlik tasarısının çeşitlı yönlen ile IMF anlaşmasına dönük gelişmelen Banu Salman ve llhan Taşçı yazdı. • Özbekistan'daki muhalif Erk Partisi'nin lideri Mu- hammet Salih ile söyleşiyi Serkan Demirtaş yap- tı. • 17 yaşında Brüksel Kraliyet Konservatuvan'nı ka- zanarak müzik eleştirmenlerinin dıkkatini çeken Ece Tokatlı'nm başarısını Ozan Yayman haber- leştirdi. • Tekel ile Brrtish American Tobacco Şirketi ara- sında, Akhisar Sigara Fabrikası'yla, Samsun ve Yeni Harman markalannın kullanım hakkının dev- rine ilişkin 1994 yılında imzalanan ve konulan bir maddeyfe gizli tutulan bir önanlaşmanın var oldu- ğunu Celal Yılmaz haberieştirdi. • ' •' • Kamuoyunun gündeminde yıllardır yer edinen, gözaltında işkence gören Manisalı gençler dava- sında, işkenceci polislerle ılgili olarak, Yargıtay Ce- za Genel Kurulu'nun gerekçeli karannda, IzmirTa- bip Odası'nın verdiği alternatif raporun etkili oldu- ğunu Izmir Büromuz kamuoyuna duyurdu. • önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir hafta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla. oerinc(o cumhuriyet.com.tr V Arkadaşımız TUĞBA BAŞOGLU (ASLAN) DENİZ ASLAN evlendiler. , v . Muduluklar dileriz. îstanbul, 11 Temmuz 1999 Pazar ERİCSSON KÜLTÜR • SANAT ••_•_• • • • (0 212) 293 89 78 (3 HAT) Smavlar yaklaşıyor.... Daha fazla gecilcffihyin! Kazanmanm yaiu ARTÖLYE'den geçerl.^t GÜZEL SANATLAR'A HAZIRLIK ve RESİM KURSLARI OOrya Sagık Sok. No: 15/4 Gûmüşsuyu -Tatean T8l.-(Qgi2)292 6a 7) -29ZS1 48/Fac(0212) 2S22t
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear