29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12TEMMUZ 1999 PAZARTESİ" CUMHURİYET SAYFA J V L J L J J . U J \ kultur(g cumhuriyet.com.tr 13 Marc Ribot, Los Cubanos Postizos, Chucho Valdes ve Michel Camilo Harbiye Açıkhava'da Kiiba, Afrika ve Latiıı ezgîleıi BIUSURRRASI İSTANBUL CAZ FESTİUALİ Kültür Servisi - 6. Uluslararası Is- tanbul Caz Festivali. tüm hızıyla sürü- yor. Cemil Topuzlu Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda bu akşam saat 21.00'de Latin meraklılannın ilgisini çekecek iki topluluk yer alıyor: Marc Libot, Los Cubanos Postizos grubu ile Arsenio Rodriguez'in yapıtlannı yorumlaya- cak. Chucho Valdes ve Michel Camilo 'Jazz en Clave' projelerini sunacaklar. Valdes ve Camilo'ya trompette Calu- dk) Roditi. trombonda Juan Palo Tor- res, saksofonda Irvin Accao. vurmalı çal- gılarda Giovanni Hidalgo ve Roberto Vızcaino, davulda Raul Pineda. bas gi- tarda Frank Rubio ve vokalde Mayra Valdes eşlik edecek. Michel Camilo. 1997'de yine festivalin konuğu olmuş- tu. CharlesLloyd and his Friendsbu ak- şam Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salon'da saat 19.30'da konser verecek. Charles Lloyd'a (saksofon) konserde John Abercrombie (gitar), Jeffrey Litt- leton (bas) ve Billy Hart (davul j eşlik edecek. IConserde Lloyd'a eşlik etme- si beklenen Bill Higgins (da\aıl) sağlık problemleri nedeniyle konsere katıla- mayacak. New Jersey'de doğan Marc Ribot, ilk gitar derslerini gitarist besteci Frantz Casseus'dan aldı. Daha sonralan çeşit- li topluluklarda çalışmaya başlayan Ri- bot.Peter Zummo.Peter Kotik. Elliot Sharp. Anthony Coleman, John Zorn ve Evan Lurie gibı sanatçılarla albüm çalışmalan gerçekJeşrirdi. Ribot kendi- sini soul müzik sanatçısı olarak değer- lendinyor. 'Yaratıcı ve maceracı gitarist' Günümüzün en yaratıcı ve macera- cı gitaristlerinden biri olarak adlandı- nlan Ribot, yapıtlannda New York'un Downtown'unu anlatıyor. Los Cuba- nos Postisoz'un repertuv annda ağır- lıklı olarak Kübalı besteci Arsenio Rod- nguez'inyapıtlan yer alıyor. Rodrigu- ez' in hem besteci hem de yorumcu ola- rak çok iyi olduğunu belirtiyor Ribot: "Rodriguez'in Ueriediği yol çok ilginç. Rodriguez yapüğı müzikle. Doğu Afri- ka kökenlerine dek müziğin tarihine inmeyi başarabilmiş bir yorumcu. Bun- dan beş yıl önce Anthony Coleman, arc Ribot ve Los Cubanos Postizos, Arsonio Rodriguez'in yapıtlannı yorumlayacak. tki piyanist Chucho Valdes ve Michel Camilo da 'Jazz en Clave' projesini sunacak. Rodriguez'in birkaç yapıtını çaldığın- da çok etkUendim." Rodriguez'in müziğini çok beğen- diğini vurgulayan Ribot şunlan anlatı- yor: 'Rodriguez'in hayatını da çok sy- nntüı bihniyorum. Bu bir Küba toplu- luğu değiL Bu Küba müziği yapmaktan hoşlanan New Yorklu bir topluluk" dı- yor. Latin caz mûzisyenleri bir arada Chucho Valdes ve Michel Cami- lo'nun sunacağı "Jazz en Clave" pro- jesi, dünyanın en iyi Latin caz müzis- yenlerinin bir araya gelmesiyle oluştu. Bu proje içinde Valdes ve Camilo'nun dışında Claudio Roditi, Giovanni Hidal- go ve Juan PaMo Torres yer alıyor. 'Dünyanın en iyi piyanistlerinden bi- ri' olarak tanımlanan Chucho Valdes'i dunya basını şu sözlerle anlatıyor: "Kü- ba'nın en iyi tanınan caz müzisyeni, Kü- ba Afrika ritimieriyle izleyenleri dansa davet ediyor." Piyanist ve besteci Michel Camilo, Karayibler'in ritmi ve caz armonileri- ni buluşturuyor yapıtlannda. Etkili bir müzik dili olan Camilo. Art Tarum. Oscar Peterson ve McCoj' Tyner gibi piyanıstlerden etkilendi. Caz müziğin- de başanlı çalışmalara ve yorumlara imza atan Camilo, aldığı klasik piya- no eğitiminin etkilerinı de çalışmalan- na yansıtıyor. Charles Lhod ve arkadaşlan Atattirk Kültür Merkezi'nde 196O'lı yıllarda Charles Hamilton Quintet'in genç müzik direktörü ola- rak adını duyuran Charles Lloyd'un, Fo- rest Flower adlı albümü milyonlarca satarak bir ilke imza attı. Besteleriyle 'WorW Music' kavramının habercisi oldu. 9 yaşında saksofon çalmaya başlayan sanatçının öğTermenleri arasında piya- nist Phineas Newbom. saksofon sanat- çısı George Coleman bulunuyor. Los Angeless caz kulüplennde OmettaCo- fcman. Bilh Higgins. ScottLaFaro. Don Cherry, Chariie Haden ve Eric Dolphy gibi müzisyenlerle birlikte çalma im- kânı bulan Lloyd. 196O'lı yıllarda ken- dini New York'ta buldu. Burada çeşit- li gece kulüplennde çalan sanatçının ka- riyeri hızlı bir şekilde geliştı. 1960'lann sonunda sessizliğe gömü- len Lloyd. bu sessizlığını Michel Pet- ruccianiyle çıktıgı Avrupa ve Japon- yatumesiyled 982/83)bozdu. Lloyd'un müzik dünyasına geri dönüşü ıse 'sek- senlerin en iyi olayı' olarak tanımlan- dı. Sanatçının 9O'lı yıllardaçıkardığı al- bümlen arasında "Fish Outof VVater', 'All My Relations' yer alıyor. Bu yılın şubat ayında ise ECM için Lloyd, Billy Higgins, John Abercrom- bie ve Dave Holland'la birlikte 'Vbice in the Night' albüm çalışmasını ger- çekleştirdi. Albümde Lloyd'un beste- lerinin yanı sıra Strayhorn, Costello ve Bacharach'ın besteleri de yer alıyor. Heykel kuşağı projesi, bir buçuk kUometreük bir güzergâhı izleyecek. (Fotograf: KADER TUĞLA) Tanıtım sergisiyle sponsor arayan projeKültür Servisi - Ender Güzey'in "Konstantino- polis'ten LstanbuTa. Ortaçağ'dan Yeni Çag'ar hey- kel kuşağı projesinin tanıtım sergisi Dolmabahçe Kültür Merkezi'nde açıldı. West LB'nın sponsor- luğundagerçekleşensergide Güzey'in 1999-2000 yıllan îçinde gerçekleştirmeyi planladığı 'land- art' projesinin ağaç ya da benzeri malzemelerden üretilmiş modelleri yer alıyor. Güzey'in bronzdan dökülmüş 26 parça heykel- den oluşacak projesi, Fatih Sultan Mehmet'in ge- mileri karadan kızaklar yardımıyla çekerek Ha- liç'e, denize indirmesi olayını canlandıracak. 26 par- ça heykel, bir gemıyi ve bu gemınin üzerinde kaydmldığı kütükleri sim- gelevecek. lstanbul Büyükşehir Bele- diyesı'nin onayını verdiği ve katkı da sağlayacağını belirttiği proje Topha- ne'den başlayıp, Istiklal Caddesi'nden geçıp Kasımpaşa'dan Haliç'e uzanan bir buçuk kilometrelik bir güzergâhı izleyecek. Projenin başlangıç noktası Topha- ne"ye geminin kıç omurgasını simge- leyen bir heykel, tstiklal Caddesi'nin en yüksek noktası olan Galatasaray Lisesi'nin önündeki dörtyolabüyük bir bronz plaka. Kasımpaşa'ya da gemi- nin baş kısmım simgeleyen heykeller yerleştirilecek. Ana heykeller 11 met- re uzunluğunda ve 6 metre yüksekliğinde, aralara yerleştirilip gemilerin kaydınldığı lazaklan simge- leyecek 24 kütük formas}on da iki buçuk metre yük- sekliğinde olacak. Güzergâh üzerine bir heykelden dığeri görülecek şekilde yerleştirilecek olan yapı- lar arasına bronz parke taşlan yerleştirilecek. Hey- kellerin yaya trafiğini engellememesine özen gös- terilirken Istiklal Caddesi'ne gömülecek bronz ta- baka üzerinde yürünebılecek. Böylelıkle, günü- müzün ve geleceğin insanları da bu tarihı projeye izlerinı bırakacaklar. Kısacası, insanlar Topha- ne'den başlayıp bu heykel, kütük ve parke taşlan izleyerek Haliç'e ulaşabilecekler. • Ender Güzey'in 26 parça heykeli, bir gemiyi ve bu geminin üzerinde kaydınldığı kütükleri simgeleyecek. 14 Temmuz'a dek açık kalacak sergide, proje- nin yanı sıra bu projenin yerleştirileceği mekânlar da canlandınlıyor. Heykellerin yerleştirileceği me- kânlann tuval üzerine inkjet baskılı fotoğraflan sergileniyor. Sergi sırasında satışa sunulan bu fo- toğraflardan elde edılen gelirler projeye aktanla- cak. Sergideki modeller ise projeye sponsor bulun- duğu zaman bronz dökümleri yapıhnak üzere Geb- ze'deki atölyeye kaldınlacak. Ender Güzey, sergi çalışmalannın hemen ardından yeniden ana proje için sponsor arayışlanna soyundu. Aslında uzun bir süreci kapsıyorGüzey'in sponsor ara- yış serüveni. Projenin aklında ilk oluş- tuğu günden beri çeşitli kapılan çalı- yor Güzey. Uzun süre Kültür Bakan- lığı 'nın kapısını aşındırmasına karşın olumlu bir yanıt alamadı. Sonuçta ça- reyi bu projenin önemini vurgulaya- bilmek için bir model sergi açmakta buldu. Ancak bu serginin maliyeti bi- le onun altından kalkamayacağı kadar yüksekti. Kültür sanat merkezlerinin kendisinden istedikleri yüksek kira bedellen karşısında adeta dehşete düş- tü. Çünkü Batı'da sergi açtığında pa- ra harcamıyor, para kazanıyordu. Ba- kanlığa en azmdan sergı salonlannın kendisinden kıra almaması yönünde yaptığı başvurudan da yanıt alamadı. Yine de yılmadı sanatçı. Almanya'da denedi bu kez şansını. West LB, projenin büyüsüne kapıla- rak sergiye sponsor olmayı kabul ettı. "Sıra, pro- je için sponsor bulmakta"' diyor Güzey. Şımdilik aldığı tek olumlu yanıt, Büyükşehir Belediyesi'nin onayı ve projeye bir katkıda bulunacaklan yönün- deki sözleri. Ancak bu katkının ne şekilde olaca- ğı kesin değil. Sponsor adaylanna bir de uyansı var Ender Güzey'in: "Bu proje, sabit bir sergi niteügi taşıyacak. Lstelik tarihi canlandınrken bölgenin kiiltürel ve sosyal dokusunu. turizmini de olumlu yönde etkMeyecek." ILGIM VERYERİ, BASKIRESİMLERİYLE TÜRKİYE DE Ana tema 'Pandomim' MÜMTAZ SAĞLAM Amerika Birleşik Devletleri'nde sanat çalışma- lanna devam eden Ilgım Veryeri, son iki yılda ha- zırladığı baskıresimlerini "Pandomim" teması bağlammda bir araya getirerek izleyicilere sunu- yor. Izmir Mazhar Zorlu Sanat Galensı'nde 29 Haziran'da açılan sergı. 30 Temmuz tarihine dek açık kalacak. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fa- kültesi Resim Bölümü'nü bitirdikten sonra uz- manlık eğitimı için Amerika Birleşik Devletle- ri'ne giden Ilgım Veryen. bu süreçte baskıresım- lerinin yanı sıra kanşık teknikle kâğıt ve tuval gi- bi yüzeylere boyadığı büyük boyutlu çalışmala- nyla tanınıyor. Sanatçının sergilemek üzere Türkiye'ye getir- . diği baskıresimlerinin ilginç yanı; litografi. se- rigrafı gibi tekniklere başvurmasına rağmen, bu disiplinlere karşı müdahale olanaklannı sorgula- yan bir yapıda hazırlanmış olmalandır. Bir ön- tanımla Ilgım Veryeri'nin resimlen, yoğunlaşıl- mış bir biçimsel olasılıklar dizgesi'nin ve çeşitlen- tne sürecinin sonuçlandır. Biraz daha açarsak; Il- gım Veryeri'de ilk aşamada yönteme ilişkin bir yenilik olarak gördüğümüz şey, esasında, baskı- resim disiplininin klasik ifade yoluyla elde edil- miş alt-yüzey'e (fon), boyaresmin jestüel dina- miğini, yani ikinci ya da üçüncü katmanları öz- gürce ulama düşüncesi ve eylemidir. Sanatçı bu tavn, müdahale edilmış yüzeye renk, doku v e le- ke oluşumlannı merkeze alan nihai \iirgulan önemseyen bir kompozisyon anlayışı üzerinde te- mellendirmektedır. O yüzden Veryeri'nin baskı- resimleri bir kerede ve yalnızca bir adet üretil- miş "orijinal >apıt" tanımına yakın dururlar. Coşkulu dflnyası ve içtenlikli yapıtlar Ilgım Veryeri aynca, doğa kaynaklı bir dış- gözlemden daha çok: içselleşmiş bir görme tar- zının, başka deyişle. soyutlama iç-tepilerinin gü- dümünde yapıt üreten bir sanatçıdır. Bu neden- le, ilk bakışta figür'nesne yapılanmasını anım- satan maddi koşullar değil de, bilgi ve düşünce- nin görsel metaforlara dönüştüğü resımleme ey- leminin nıteliği ve sonucu önemli olmaktadır. Sanatçının baslcıresımlerinde bu değışim isteği- nin kararlı ve haz verdiği ke- sin olan denemeleriyle yüz yüze geliriz. Baskıresım ön- ceden tasarlanan ve teknik eylemin sınırlan dahilinde gerçekleşen bir dil iken. Ver- yeri'de bakış açılan çoğalmış, değişım olasıhklan öne çıka- nlarak özgün bir anlatıma ze- min hazırlayan farklı bir dile dönüştürülmüştür sonuçta. Ost üste ge/tin/lmiş yüzeyle- rin gerek saydam gerekse opak etkilerinın zenginleştırdiği bır alanda, renkçi bir duyarhğın peşinde beliren vurgulu renk- ler, desene ilişkin imler, ya- zı-çizik ve taramalar yepye- ni bir yüzey tasanmını orta- ya çıkarmaktadır. Özü itıba- »i j Veryeri'nin sergisi MazharZorlu Sanat Galerisi'nde. nyla. değişmeyen birbaskı kalıbının yinelenme- siyle oluşturulan resmin alt yüzeyi sanatçının ya- ratma isteği, hızı ve heyecanı ile ikinci adımda herbiri başkalaşan. değişen ve/fakat içerdiği ya- pıntı zenginligi neticesınde apayn atmosferlere kavuşan özgül tasanmlan ortaya çıkanr. Bu dav- ranış tarzı, yeni bir kalıpta yeni bir analizin ve ne- redeyse bir doğaçlamaya dönüşen oluşumun. öz- gün bır bıçimleme dilini kalıcı ve belirgin hale getirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Üstelik bu- nu yaratacak bir çözüm önerisine bağlamak ye- rine: her denemede bilinçle değişüne taşıyan bir iradenin varlığmı da hissetmekteyiz. Çahşmalann bütünlüğünde ortaya çıkan ge- nel durum ise. yapıt oluşturma düşüncesi ve dav- ranışının sözünü ettiğimiz kimliğin aynksı yan- lanyla da zenginleşen bir düzeye denk gelmesi- dir. Bu da, sanatçının renkçi tavnna ve çalışma coşkusuna rağmen yine de tedirgin. huzursuz edici, yer yer mistik değerle- re atıflı bir iç-dünya tasanmı- nı çağnştırmasından kaynak- lanmaktadır. Yani. sanatçının tekniğe ve bıçimleme eyle- mine ilişkin araştırmacı yanı ile onu yapıt üretmeye sevk eden dinamıkler çatışmalı gi- bidir. Daha basit dile getir- mek gerekirse, "kurallara uyar göriinen bir kural-dışılık ya da kural (uncılık" bir ilke olarak hareket ve düşünce ya- pısına yön vermektedir. Ilgım Veryeri'nin coşkulu dünyasıyla ve içtenlikli yapıt- lanyla tanışmak isteyenlere, sezon sonundaki bu düzeylı et- kınliğinı mutlaka görmeleri- ni öneriyoruz. BU AŞAMADA ŞUKRAN KURDAKUL Kapıkulluğundan Kamu Emekçiliğine XIX. yüzyılın ikinci yansında isim yapan düşün ve edebiyat adamlarının yaşamöykülerine bakalım: Çoğunun medân mâişet motoru devlet.. Ösmanlı münevverinin bilinen yapının "kalemiyye" kesiminde unvanlan ve masalan olmuş. Galatasaray, Mülkiye bitirmişse Sadrazamlık, ha- riciye kalemleri.. Idadi (lise) tamamlamışsa öteki bakanlıklar. Bizım edebiyat loncasının ünlülerinden Ziya Pa- şa, mutasarnf, vali olmazdan önce sadaret kalemin- de. Şinasi ve Namık Kemal gazetecilikten önce Tercüme kaleminde çalıştılar. II. Abdülhamid döneminin HalitZiya (Uşaklıgil), Hüseyin Cahit (Yalçın) gibi genç ünlüleri de gaze- tecilikten önce oğretmenlik yaptı. II. Meşrutiyethareketinin devietın yapısındagerek- lı gördüğü çağdaşlaşma zorunluluğuyla yeni kadro- lara gereksinim duyduğunu biliyoruz. DarülfiJnun çıkışlılar çoğalmış... Öteki yüksekokullan, liseleri bitlrenler, devlet ka- pısından bekliyor ekmeği. Yusuf Akçura, daha o zaman, böyle gıderse ül- kede "birmemurproletaryası" oluşacağından kay- gı duyduğunu yazıyor. Falih Rıfkı Atay'ın ünlü 'Zeytindağı' kitabında okumuştum, Kanal yenilgisinden sonra komutanı Cemal Paşa'ya soruyor: "Savaşa girmemiz şart mıydı?" Aldığı yanıt tüyler ürpertici.. "Almanlann is- teğiniyerine getirmek zorundaydık. Hazine'de me- mur maaşlannı ödeyecek para yokiu." Ulusal Kurtuluş Savaşı utkusundan sonra Cum- huriyetin -Anadolu'ya geçen ve geçmeyenleriyle- bir memur kalabalığı karşısında kaldığını da biliyo- ruz. Bu dönemde de küçük, orta, yüksek gibi farklılık- lara karşın devletle bütünleşmesi hoşuna giden bir katman oluşuyor. Kimi büyük memur, nüfuzticareti yapmaktan baş- ka senmayesi olmayan 'aferistlerie dirsek temasın- da. Tabandakı memurlann yaşam serüvenlerini Reşat Nuri ve Sabahattin Ali kuşağının öyküleri. roman- lan yansıtıyor bize. Reşat Nun öyküsünde büyük kentlerdekilere ba- karak kendılerinde özel girişimcilik yeteneğinin bu- lunduğunu sanan küçük memur tipleri de çıkıyor karşımıza. Ömeğin "Bahçeli Lokanta "öyküsünün ilk satırları şoyle: "Haydar Efendi eski evkafkâtitiiydi. Fakat o ken- disini bir işadamı zanneder. 'Ben ne dedim de me- mur oldum. Yirmi beş sene evvel bir bakkal yanına çırak gireydim, bugün dükkân tezgâh sahibi bir adam olurdum' diye hayıflanırdı." Sabahattin Ali'nın öykülerindeyse rejimin oturdu- ğudönemin memur tipleri işlenirçoğun. Onlar, "Dev- let benim" düşüncesindeki bireylerdir. "Yalnızekmek parası düşünen ve asıl vazifelehni, tefekkürû tama- mıyla unutarak basit bir makine haline giren bu ka- falar"a duyduğu tepkiyi gizlemez Sabahattin Ati. Demokrat Parti iktidarının on yılında, orta ve bü- yük memur kesiminden -Marşal yardım planının beslediği- özel sektörün kanatlanna tutunma çaba- sında olanlar çoğalarak toplumsal olgu niteliği ka- zanıyor. Bu dönemi dışa vuran çözülüşün ilk aşaması sa- yabiliriz. 1961 Anayasası devletin memuruna da haklann üstünlüğü ilkesi üzerinde düşünme ortamını yarattı bence. Kapıkulluğundan kamu emekçiliği sürecine geçi- şin ilk aşaması budur, diyebiliriz. Kol emekçilerinin sendikal haklanna sahip çıkarak gerektiğinde zor da olsa greve başvurma olanağını bulmaları, hangi tarihsel kazanımlann sonucuysa, kamu emekçilerinin örgütlenmesi. haklann üstünlü- ğü ilkesini yaşama geçirme savaşımı benzer tarih- sel kazanımlann sonucu olarak düşünülmelidir. Önüne geçilemeyen, ilerleme bilinci... Önüne geçilemeyen, tek bir memurun bile "Bana mı kaldı" sorusuna çagdaşça yanıt verebilmesi. Osmanlı kapıkulunun kalem efendisi uyuşuklu- ğuyla geçen hafta alanlan dolduran kamu emekçi- lerinin dünyaya bakış açılan arasındaki aynm iki yüz- yıllık aydınlanma savaşımının somutlanmasıdır ben- ce. Siyasal iktidariar neyin, hangi hesaplann peşinde oluriarsa olsunlar. Kamu emekçileri açık alanlarda.. "Sermayeye değil, emekçiye bütçe.." diye hay- kırma aşamasına gelmiş mi, gelmemiş mi?.. Şaip Mario Ramous ötctü • Kültür Servisi - Şair. çevirmen \e dılbilimci Mario Ramous, 75 yaşında yaşama veda etti. Urbıno Üniversitesı'nde 25 yıl boyunca estetik derslen veren Ramous. Catullo ve Virgilius gibi Latin şairlerinden çeviriler yapmıştı. 1951 yılında yayımladığı 'La Memoria, 11 Messaggio' adlı yapıtının önsözünde ühlü Italyan şair Salvatore Quasimodo'nun imzası vardı. Ramous son kitabı Remedia'yı ise geçen yıl yayımlamıştı. Alabina bu akşam İstanburda • Kültür Servisi - 1990'lann en başanlı World Music gruplanndan biri olan Alabina, bu akşam Hayal Kahvesi Çubuklu'da bir konser verecek. Son albümleri Sahara'nın tanıtımı için İstanbuPda bulunan Alabina, Faslı bır baba ile Mısırlı bir anneden dünyaya gelen Ishtar ve dört çingene müzisyenini bir araya getiren Los Ninos de Sara'dan oluşuyor. Ishtar'ı. Lambada adlı parçalanyla ünlenen Kaoma grubundan da tanıyoruz. Latin rüzgârlan, Ispanyolca, Fransızca ve Arapçanın büyülü kimyası ile dikkat çeken grubun bu akşamki programı saat 22.00'de başlayacak. Gece, Radyo 5 ve Sony Music ışbırlığiyie gerçekleştiriliyor. I Kültür Servisi - 20. Uluslararası Mizah Bıenali, Tolentino'da başladı. Bu yıl jüri başkanlığını Arjantinli çizerGustavo Mordillo'nun üstlendiği bienal. 2000 yılının ocak a\ma dek sürecek. Toplam 2140 yapıtın sergileneceği festivale ilişkin '20th Century Humour' başlıklı bir de katalog yayımlanacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear