Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
NİSAN 1999 PERŞEMBE CUMHURIYET
HABERLER
Kanseı; dünyadaki ölüm nedenleri arasında ikinci sırada
Ifek çare erkeııtaıııIstanbul Haber Servisi - Dünyada
31üm nedenleri arasında ikinci sırada
gelen kanserde, erken teşhis hayat
kurtarıyor. Türkiye'de 2 milyon
kanser hastasının bulunduğünu
belirten uzmanlar, kişilerin
kendilerini sürekli kontrol edip,
şüphelendiklerinde mutlaka hekime
başvurmalan gerektiğini
vurguladılar.
Uzmanlar, kanserin sanıldığı kadar
korkutucu olmadığına dikkat
çektiler. Türkiye'de her yıl 200 bin
kişinin teşhis ve tedavi olduğunu
belirten uzmanlar, "Kanser kadar
kanser korkusuyla da savaşılması
gerekir" dediler, Uzmanlar, pek çok
hastalıkta olduğu gibi kanserde de
en önemli unsurun erken teşhis
olduğuna dikkat çektiler.
Son 10 yılda yaşanan ilerlemeler
sayesinde bugün
her 3
kanserliden
birinin
tedavi
edildiğini belirten Türk Kanser
Derneği hekimleri ise "Kanser
korkusu ve bu kelimeyi bile
işjtnıekten sürekli kaçış önlenebilirse
erken teşhis sayesinde
kurtulanların oranı iiçte
birden ikide bire
yükselecektir*
dediler. Bütün organlarda
görûlebilen kanser, kadınlarda en
çok meme, erkeklerde ise akciğerde
rastlanıyor. Nedeni henüz kesin
olarak belirlenemeyen kanser,
ameliyat, radyoterapi, ışınla tedavi,
kemoterapi-ilaçla tedavi,
radyoizotoplarla tedavi, bağişıklık
kazanma yoluyla tedavi ve
hormonoterapi yollanyla tedavi
ediliyor.
'Türkiye tedavide iyi'
Metropolitan Florance Nightingale
Hastanesi Amerikan Kanser Merkezi
Direktörü Prof. Dr. Ayten Cangır,
Türkiye'nin kanser konusunda
Batı'yla boy ölçüşebilecek düzeyde
olduğunu söyledi. Türkiye'nin
probleminin altyapı olduğunu
belirten Cangır, kanserin teşhis ve
tedavisinin daha etkin kılınabılmesı
için yapılması gerekeni şöyle anlattı:
"Teşhis ve tedavinin tek bir
çatı altinda toplanması
gerekiyor. Tüm
dünvada
yönelim bu doğrultuda.
Tüm test sonuçlannın
değerlendirilmesi,
cerrahi müdahale
yapılıp yapılmayacağına
karar verttmesi, tedavi
yöntemlerinin programlı
ve etkin bir şekilde
eşzamanlı olarak
yürütülmesL. tedavinin
başansı açısından çok
önemti. Hekimkr sürekli
iletişim ve fikir alışverişi
halinde olmak zorundalar.
Kanser tedavisi bu şekilde bir
bütün olarak
düşünülür ve organize
edUirse başan da çok
yüksek oluyor."
ser kadar kanser
korkusuyla da savaşılması
gerektiğini belirten
uzmanlar. bu hastalığın
sanıldığı kadar korkutucu
olmadığını söylüyorlar.
Türkiye'de her yıl 200 bin
kişinin tedavi olduğunu
belirten uzmanlar, tüm
organlarda görûlebilen
kanserin kadınlarda en
çok meme, erkeklerde ise
akciğerde rastlandığını
dile getiriyorlar.
Ensık
görülen
kanser
türleri
Kanserin bazı türleri ve
yapılması gerekenler ise
şöyle sıralanıyor:
- Meme kanseri: tlerleyen
yaş, âdet döneminin
erken bitmesL, ailede
başka bir hastamn daha
oimasu çok yağlı
beslenme gibi risk
faktörieri taşıyan meme
kanserinin befirtileri,
"Memede ağn yapmayan
şişlik, memcnin
biçiminde. uçlannda ve
rengindeki değjşiklik"
olarak sıralanıyor.
Korunma için kadınlann
düzenli olarak kendi
kendilerine test
yapmaian, 40 yaşını aşan
kadınlann ise yılda bir
kez hekime başvurmalan
gerekiyor.
- Akciğer kanseri: Viizde
90 oranında sigara neden
olur. Aynca asbest ve
pipo da risk taşıyor.
Geçmeyen öksürük, nefes
almada zoriuk. göğüste,
omuzda ağn. viizde ve
boyunda şişlikler,
tekrarlayan zatürree ve
bronşh gibi belirtiteri
olan akciğer kanseri için
göğüs röntgeni
çektirmek. tükürük
analizi, bronşlann
incelenmesi gerekiyor.
- Mesane kanseri: En
önemli risk faktörü ırk.
Beyaz ırk, siyah ırktan iki
kat fazla bu kanser
türüyle karşüaşıyor.
Erkeklerde kadınlara
göre üç kat fazla
görülüyor. Lastik. kimya,
deri endüstrisinde
çalışanlar risk taşıyor.
BeBrtileri ise, idrarda
kan, idrar sırasında ağn
ve sık stk tuvalete gitme
ihtiyacı olarak
sıralanıyor.
- Kalın bağırsak kanseri:
Ailede kanser olması en
büyük risk faktörü.
Belirtileri "dışkıda kan,
kalın bağırsak
harekederinde değişiklik,
genel olarak kann
bölgesinde rahatsızük
hissi ve sürekli kilo
kaybı" olarak sıralanan
kansere karşı 40 yaşını
geçtikten sonra yılda bir
kez dijital rektal test, 50
yaşından sonra her 3
yılda bir sigmoydoskopi
yaptırmak gerekiyor.
- Prostat kanseri:
tlerleyen yaş ve çok yağlı
beslenme en önemli risk
faktörieri. "tdrar
kaçınna ya da idran
kontrol etmede güçlük,
sık sık tuvalete gitme
isteği, ağnb idrar ve kalça
bölgesinde ağn" olarak
kendini gösteriyor.
Prostat kanserine karşı
her erkeğuı 50 yaşından
sonra yılda bir kez dijital
rektal muayene adı
verilen tetkiği yapnrması
«erekivor.
Hastalar, duygulannı söylemeden ailelerinin hissetmesini istiyor
Kanser hastalannın dayanışması
SAADET LSLU
Zor ve uzun bir süre-
ci yaşayan kanser hasta-
lan, birlikte sıkıntılan
aşmayı başarmışlar. Yi-
ne bir kanser hastası
olan Ayşen Ko(cu tara-
findan kurulan merkez-
de toplanan hastalar, so-
runlan paylaşıyor. yeni
gelenlere destek oluyor
ve çok özel dostluklar
kuruyorlar.
Alman Hastanesi'nin
kendilerine verdiği oda-
da her çarşamba topla-
nan kanser hastaları. en
rahat olduklan yerin bu-
rası olduğunu söylüyor-
lar. Kanser olduğunu
öğrendikten sonra yaşa-
dığı sıkıntılan başkala-
nnın yaşamaması için
Ayşen Kolcu tarafindan
1993 yılında kurulan
merkeze katılım ücret-
siz. Psikolog eşliğinde
yapılan toplantılann ya-
nı sıra zaman zaman da
uzmanların katıldığı pa-
Alman Hastanesi'nin tahsis ettiği odada her hafta psikolog eşliğinde bir araya gelen kanser hasta-
ları, sorunlarını paylaşıp çok özel dostluklar kuruyorlar. Aüelerine anlatamadıklan sıkıntılarını bir-
birlerine anlattıklarını belirten hastalar, çok rahatladıkJarını vurguluyorlar.
neller yapılıyor. Toplantılarda çok rahat
olduklannı vurgulayan hastalar. bunun ne-
denini "Buradaki insanlar bizün yaşadık-
lanmızı anlayabilhor. Çünkü onlar da ay-
nı acıyı yaşıyor. Oysa ne kadar severlerse
sevsinler ailderimizin isteklerimizi, duy-
gulanmızı anlaması mümkün değü"" diye
açıklıyorlar. Hastalar aynca Şişli Etfal
Hastanesi'ndeki lösemili çocuklara ve ai-
lelerine de çeşitli ihtiyaçlarında yardımci
oluyor. Merkezin toplantılanna gelen ba-
zı hastalar duygulannı şöyle anlatıyor:
- MeviüdeSert: Hastalığımızla ilgili bir
problemi anlatırken ağlayıp gülebiliyor-
sunuz. Burası bir ağlama duvan degil. an-
cak rahatladığımız bir yer. Bir mutluluğu
paylaşıyoruz. Benim uç noktadaki mutlu-
luğumu başkası anlayamaz. Ailenize sı-
kıntılannızı anlatamıyorsunuz. Buraday-
sakorkulanmıaçıkçaanlatamıyonım. Bi-
zi aruamalanru istiyoruz. Açıkça konuş-
sak hüngür hüngür ağlıyorlar.
- Suzan Paksoy: Hastalandığımda kan-
ser hakkında bilgim yoktu. Kızım burayı
duymuş. Hayatım bitti dediğim anda ye-
niden başjadım. Burada insanlar birbirine
sevecen davranıyor. Burada bana önemli
olduğumu hissettiriyorlar. Hastalandığım-
da yakınlanma moral vermek için çabala-
dım. Yakınlanm hissettirmeden ağlıyorlar.
Bu beni daha çok rahatsız ediyor. Bir de
sosyal yardımda sıkıntılar var. Ben ilk öğ-
rendığimde param yoktu. Çok sıkınu ya-
şadım.
- Fazilet Kalksvan: Bizim için kanser-
den öncesi ve sonrası var. Kanser sadece
bizim degil çevremizde-
ki insanlann hayatlama
da pat diye giriyor. Her-
kesi etkiliyor. Benden
sonra annem de kanser
oldu. 'tyi ki ben ohnu-
şum' diye düşündüm.
Çünkü refakatçi olmak
daha zor. Kanser hayatı-
mıza yeni bir renk getiri-
yor. Yaşayarak öğreni-
yorsunuz. Ama aileye
hissettiklerinizi söyleye-
miyorsunuz. Onlan üz-
memek için susuyorsu-
nuz. Kan vermeye gider-
ken birinin benimle gel-
mesini istiyorum ama
söyleyemiy orum.
Çünkü beni güçsüz
görmelerini istemiyo-
rum. Buradaysa acılan
paylaşıyoruz. Aileleri-
miz acıyı bilmiyoriar. O
nedenle suçlamamak ge-
rekiyor. Ailem bugüne
kadar 'Ne hissediyorsun'
diye sormadı. Nasıl dav-
ranacaklannı bilmiyoriar.
Öğrendiğimde ilk ola-
rak ne kadar ömrümün
kaldığını düşündüm. Bir doktor bana 3 ay
ömür biçti. Bu 92'de oldu ve ben hâlâ ya-
şıyorum. Hastalık söylenmeli ama zaman
söylenmemeli.
- Gönûl Kurtbay: Göğsüm alındığinda
acaba benim gibi olanlar var mı diye dü-
şümdüm. Sanki dünyada bu durumda olan
tek kişi benmişim gibi geldi. Ayşen Hanım
kendi durumunu gösterdiğinde dünyalar
benim oldu. ilk kez birisi kanser oldu di-
ye sevinmiştim. Onun hayata bağlı olma-
sı benim de kendime gelmemi sağladı.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Tiirkiye'ye Nasıl
Bip Giysi?
6-7 yaşlanmı geçirdiğim ve çok zengin çocuk-
luk anılanmın olduğu annemin köyüne yıllar sonra
gitmiş ve özellikle köyün kadınları "Huriye'nin oğ-
lu ile gelinini" görmek için dayımın evinin eşiğini
aşındınp durmuşlardı. Bir olayı anımsayıp duru-
rum: Kadınlar "gelinin" zayıf bileklerini tutuyor,
"Eh, zaran yok" diyor ve özellikle nereli olduğunu
soruyoriardı. "Istanbullu" olmak onlar için bir şey
ifade etmiyordu. Istanbul dediğin uçsuz bucaksız,
insanın kaybolduğu bir yer. istanbul diye bir yurt
mu olur? Istanbul'un neresinden?
En sonunda, sihirii yanrtı butmuştuk: Kadı-
köy'den!
Böylece paçayı kurtarmıştı gelin; çünkü bir kö-
yü vardı, Kadıköylüydü, yeri yurdu belliydi! Böyle-
ce gelinin "Istanbul taraflanndan Kadıköylü" oldu-
ğunu özellikle belirtir olduk!
• • •
Aidiyet, hepimiz için önemli değil mi? Soyunu
sopunu, okulunu vb. soranz insanlann. Bunu iki
amaçla yapanz. Ailesinin ve yaşadığı yerin, oku-
duğu okullann kültürel dokusu, bize bir fıkir verir,
referans kaynağı olur; bir de geçmişinden kendi-
miz için bir ilişki arar, ortak bir bağ bulmaya çalışı-
nz.
Bir ilişki yakalarsak onu bazen ömür boyunca te-
pe tepe kullanmak için!
Hayatımızın odak noktasında bu tür ilişkiler otur-
maz mı? Bu açıdan baktığımızda her bireyin yaşa-
mı yıllar boyunca dokunmuş bir ilişkiler yumağı.
Her birey ayn bir dünya. Ülkemizde 70 milyon böy-
le minik dünya, cam bilyeler, çelik bilyeler, toprak
bilyeler.. biçiminde yuvarlanıp birbiriyle tokuşuyor.
• • •
Bireyin bu binlerce ilişkisi içinde, çok temel ba-
zı ilişkiler var Toplumla, ülkeyle, devletle.
Bireylerin, hadi çağdaş başka bir terim kullana-
lım, demokratik birtoplumdayurttaşlann bu temel
ilişkilerinin niteliği ve özelliği çok önemli. Çünkü bu
ilişkilerin toplamı da devlet ve ülkenin yurttaşlarla
ilişkilerinin içeriğini belirliyor.
Sözü uzatmadan sadede gelelim: Birey, göğsü-
nü gere gere bu ülke benim, bu toplum benim, bu
devlet benim diyebilmeli ve bunu aslatartışma ko-
nusu yapmamalı, yapamamalıdır.
Sınıflı bir toplumda, sınıflar arası uçurum artar-
sa...
Gelirler arasında farklılıklar muazzam boyutlara
vanrsa...
Ülke, güçsüzlerin hayatlan boyunca ezildiği bir
ülkeyedönüşürse...
Işsizler ordusu durmadan büyür, geleceğe umut
giderek kaybolursa...
Fırsat eşitliği, eşityurttaş haklan giderek ortadan
kaybolursa...
Parası az veya yok diye çocuklarını okutamaz,
temel sağlık hizmetlerinden yararianamaz, kültü-
rel etkinliklerin dışında kalırsa...
Birey, yurttaşlık haklannı pratikte kullanamaz du-
rumagelirse...
Etnik, yoksulluk, kültürel vb. kökeninden dolayı
birey, toplumsal tecride uğrarsa...
Ve bütün bu konularda geleceğe güvenini yiti-
rirse...
Işte bu koşullarda bireyin, ülkenin ve yurttaş ço-
ğunluğunun ana ortak değerlerinden kopması ka-
çınılmazdır.
Demokrasi mi? Kendisine bir şey getirmemiştir,
cemaat/tarikat demokrasisine sığınır.
Cumhuriyet mi? Belki de önemli değildir.
Laiklik mi? Kendisine getirmiştir? Kendisini, ai-
lesini daha güvende hissedeceği başka seçenek-
ler yok mudur?
•••
Devlet, toplumun çeşitli kesimleri arasında den-
ge kurmayacaksa... Özellikle her bakımdan güç-
süzleri ve zayıfları en temel konularda korumaya-
caksa... Zayıflann oranlannı azaltıcı politikalar iz-
lemeyecekse... yurttaşlarının çağdaş koşullar için-
de biyolojik olarak varlıklannı sürdürebilmelerine
destek olamayacaksa...
Bu ülkenin ortak değerieri ve ortak toplumsal
proje ve ülküleriyle, bireylerin bağlan ne olur aca-
ba?
Türkiye'nin temel sorunudur bu.
İmar y a ğ m a s ı m n g e r i l i m i n i yaşayan t a r i h i m i l l i park, simdi 18 Nisan s e c i m l e r i n i a d e t a huzur icinde k a r s ı l ı y o r
Gelibohı'da6
24 Ağustos süreci'OKlAYEKrNCİ
Yakın yıllardaki hemen
tüm seçim dönemlerini
"Çanakkale Köprüsü" söz-
leriyle körüklenen imar
yağmasinın gerilimi altında
yaşayan Gelibolu Tarihi
Miffi Parkı, şimdi 18 Nısan
seçimlenni adeta "huzur"
ıçınde karsılıyor...
Bu değişimin nedeni ise
politikacılann "köprüyeda-
>«lı siv'asenerini'' artık terk
edecekleri düzeyde bir "ta-
rih ve doğa biBncine" niha-
yet kavuştnuş olmalan de-
ğil...
Benzer şekilde, arsa ve
arazi yağmacılannın "rant-
tan vazgeçecekleri'" düzey-
de Gelibolu'nun çevre ve
kültürzenginliğine "aemıa-
j«" başlamış olmalan dahiç
değil...
Çanakkale'de gözlen-
mekte olan bu şaşırtıcı hu-
zur, MİUi Güvenlik Kuru-
lu'nın (MGK) Gelibolu Ta-
rihi Milli Parkı için hazırla-
nan "Dünya Banş Parkı"
projesini yıpratacak ya da
engelleyeeck tüm girişimle-
rin "önfcnmesi" yönünde al-
mış olduğu "koruma kant-
nndan" kaynaklanıyor.
55. hükümet döneminde
Bakanlar Kurulu'nca da
"hükümet kararT olarak
yürürlüğe sokulan 24 Ağus-
tos 1998 tarihli MGK kara-
nna göre Banş Parkı proje-
siyle "çeüşen" her türlü i-
mar ve planlama uygulama-
sı "durdurulnyor". Bu ne-
denle projenin uluslararası
jürisi ve müelliflerince de
uygun görülmeyen Çanak-
kale Boğazı karayoluköprü-
sü "dayaünası''. siyasetçile-
rin seçim söylemleri arasın-
da artık açıkça yerini alamı-
yor.
Banşa 'sivil' denetim
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel'in öncülüğün-
de ve "himayesiiKİe'" ulusla-
rarası bir yanşma açılarak
elde edilen Dünya Banş
Parkı projesi, 1915'lerde
250 bin askerin şehit düştü-
ğü Çanakkale Savaşı muha-
rebe alanlannı kapsayan
Gelibolu Yanmadası'nın
"dünya banşına armağan
edilmesini" hedefliyor.
Türkiye'den Mimarlar
Odası'nın da üyesı olduğu
Uluslamrası Mimaıiar Bir-
ligj'nin gözetimi ve evren-
sel kurallan içinde açılan
Gelibolu Mflli Parkın'da inşa edilen konut bloklan MiDi Cüvenlik Kurulu karany-
la "Banş Parkı turtzmine" hizmet edecek—
yanşmada, geçen yıl birin-
ciliği kazanarak uygulan-
masına karar verilen proje-
de ise "milli parkı tehdit e-
aen" v e daha önce tarihi Ki-
Htbahir-Çimenlik kalelerı
üzerinden geçecek şekilde
tasarlanmış Boğaz Köprüsü
planlanmn "iptafi" öngörii-
lürken, yine milli parkı
"tahrip eden" imar uygula-
malannın da "geçersiz kıhn-
masma" dayalı düzenleme-
ler yer alıyor.
Özellikle bölgedeki Ece-
abat Beledhesi ve mücavir
alanlan içindeki kesimlerde
de "yapdaşma yasağt" anla-
mına gelen işte bu düzenle-
meler üzerine Banş Parkı
projesini "yıpratmak'' iste-
yen belediye yöneticileri,
biryandan "Proje henüzya-
sal değü" gerekçesiyle eski
imar planlanna göre yeni in-
şaat izinlerini "hıda" devre-
ye sokarken, öbür yandan
Banş Parkı projesinin en
önemli yeni düzenleme ala-
nındaki yeşil yamaçlara da
"dev bir Türk BayrağT ya-
parak, uygulamanm önüne
"dokunuhnaz bir engei çı-
kartmak" istediler.
Ne var ki Çanakkale'de
bulunan ve Banş Parkı pro-
jesini destekleyen "sivil"
toplum güçleriyle Mimar-
lar Odası Şubesi, Eceabat
Belediyesi'nin bu girişimi-
ni durdurmayı başararak
Belediye Başkanı Adem Ej-
der'in "Ben Türk Bayragı
düşmanlanna boyun eğ-
mem" türünden spekülatif
söylemlerini de geçersiz lul-
dılar... Bu süreçte oluşturu-
lan "yereiizlemevedenetle-
me kurulu" da Banş Parkı
projesini tehdit eden imar
yağması beklentilenni bir
cy'anakkale • .
savaşlanmn anısma
"dünya banşına"
armağan edilen
Gelibolu Tarihi Milli
Parkı'na yönelik imar
yağması girişimleri,
Milli Güvenlik
Kurulu'nun Çanakkale
Köprüsü'ne de çekince
koyduğu 24 Ağustos
1998 tarihli kararlan ile
valılik tarafindan sıkı
takibe alınarak
durduruluyor...
tür "gözetim arana" alarak
rant planlanna karşı "yöre-
sel duyarhhğT örgütlemeye
başladı...
Yagmaya karşı
'askeri* önlem
tşte bu gelişmelere koşut
olarak MGK'nin "Gelibolu
Yanmadası Tarihi Mflli Par-
kı'nın G«liştirilmesi İçin
AhnmasıGerken Tedbirier"
başlıklı karan ile Bakanlar
Kurulu'nun bunu olduğu gi-
bi "kabul" eden 31'8/1998
tarihli "Hükümet Karan'1
,
Banş Parkı projesinin artık
bir "kazaya" uğramadan ya-
şama geçirilmesini isteyen
duyarlı çevrelere de rahat bir
nefes aldırmış durumda...
Hele bir seçim öncesinde
politikacılann imar yağma-
sına karşı "getenekseJhoşgö-
rü" ortamını da devreden çı-
kartan ve Çanakkale Valili-
ği'nce öncelikle "Eceabat
Belediyesi'' ile diğer ilgili
kuruluşlara da tebliğ edile-
rek "gereğinin vapdması" is-
tenen MGK karannda özet-
le şu hükümler yer alıyor.
1- Belediyenin milli park-
taki imar uygulamalanna
izin verilmeyecek.
2- Büyük Anafartalar sa-
hilindeki 58 konut kamulaş-
tınlarak milli parka hizmet
edecek.
3-Tuz Gölü'ndeki izinsiz
inşa edilen tüm yapılar yıkı-
lacak.
4- Kum Limanı'ndaki
yazlıkkonutlarturizm işlet-
mesine dönüştürülecek.
5-llÖzelldaresi'ninSed-
dülbahir'deki tesisi yıkıla-
cak.
6- Belediyenin doğaya
yaptığı 75. yıl tahribatı (bay-
rak) giderilecek.
7-Tarihi savaş kalmnlan
mahallinde sergilenecek.
8- Silueti bozan imar ka-
rarlan önlenecek.
9- Kilye Koyu'ndaki yaz-
lık konut ve Kabatepe'deki
villalara su, elektrik veril-
meyerek kamulaştınlacak.
10- Yönetim tekelde top-
lanacak.
11- Bu önlemlerle ilgili
özel yasanın 1998 içinde
çıkması için çaba gösterile-
cek.
12- "Banş kimliginT öne
çıkaran işaretler hemen dü-
zenlenecek.
13- Proje ekibi ile Orman
Bakanlığı projeleri eşgüdü-
mü sağlanacak.
14- Milli parktaki 8 köy
ve 1 ilçenin (Eceabat) Banş
Parkı proje hedefleriyle bü-
tünleşmeleri (pansiyoncu-
luk, el sanatlan, tanm...)
hızlandınlacak.
15- Boğaz Köprüsü ve
bağlantı yollan güzergâhı,
milli parkın değerieri ve Ba-
nş Parkı projesi gözetilerek
yeniden planlanacak.
16- Banş Parkı projesi
için gerekli kadro ve perso-
nel sağlanacak.
17-Finansman için 1999-
2004 arasında her yıi yakla-
şık 10 milyon dolar ödeneV
aynlacak...