02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-INİSAN 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Toplama yetkisinin Türk Hava Kurumu'ndan alınması devleti zarara soktu Deride 10 trilyoıılıık kayıpAYKUTKÜÇÜKKAyA Dönemin Turgnt Özal hükümetince 1 *?86 yılrnda kurban toplama yetkisinin Türk Hava Kurumu'ndan (THK) alınarak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fo- nu na (Fak-Fuk-Fon) verildiği 6 yıllık dö- nemde devlet, vergileriyle birlikte "4tril- yon" kaybederken rakam bu yıl deri sek- törûndeki krize karşın "10 trflyonu" aştı. Yetkilıler, bu yıl Kurban Bayramı'nda "4.5 mflyon" civannda kurban kesildiği- nin tahmın edildigını belirtirken THK gi- bi araçlarla hizmet veremeyen sosyal yar- dımJaşma ve dayanışma vakıflanna oran- la daha organize bir şekılde kurban deri- si toplayan irticacı vakıf, yurt, demck ve Kuran kurslan büyük "rant" sağladı. 1925 yılından ben kurban derisi. bağır- sak, fitre ve zekât toplama yetkisi "2860 savıb Yardım Toplama Yasası" gereği THK'de bulunuyordu. 1986 yılında Özal hükümetince Fak-Fuk-Fon kuruldu ve kurban derisi, bağırsak. fitre ile zekât top- lama yetkisi vakıflara verildı. Bu yetki, 2 Mayıs 1992'de Sükyman Demirei başba- kanuğındaki DYP-SHP koahsyonu döne- minde yeniden THK'ye venldı. Yasada yapılan değişiklık THK'nin önemli ölçüde gelir kaybetmesine neden ofurken 1986-1992 yıllan arasında irtica- cı vakıf, demek, Kuran kursu ve yurtlar ile PKK ve şeriatçı terör örgütü Hizbullah bu alanda faaliyet gösterdi. Ve bu dönemde kurban derisi vurgunu uluslararası boyut- lara ulaştı. Yurtdışında Avrupa Milli Gençlik Teşkilatlan (AMGT), uluslarara- sı yardım kuruluşlan, vekaletle kurban kesebilecekJerini duyurdular, hesap nu- maralan vererek para topladılar. Söz ko- nusu 6 yıllık dönemde THK verilerine gö- re devlet, vergilenyle birlikte yaklaşık 4 trilyon kaybetti. 1992 yılında toplama yet- kisinin yeniden THK'ye verilrnesine ilk tepki Anayasa Mahkemesi taraftndan ka- patılan RP'den geldi. Şimdinin siyasi ya- saklısı Şevket Kazan ve 17 arkadaşmın öncülüğünde yasanın bir maddesinın "vardımın isteğe bağlı olnusı" şeklinde düzenlenmesi teklifi reddedildi ve kur- ban derisi kavgası da böylece başlamış ol- du. 1998 yılına kadar her yıl Içişleri Ba- kanlığı toplama yetkisi ile ilgili yayımla- dığı "genelge''lerle valilikleri uyarırken Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1997 yı- lında toplama yetkisinin yalmzca THK'nin elinde olduğunu bildiren "kesin ve bağlayıcr bir karar aldı. Şeriatçı vakıf, yurt ve kuran kurslan yasağa rağrnen de- ri ve bağırsak rantından vazgeçmedi. THK, 1997 yılında 750 bin adet kurban derisi toplarken geçen yıl dönemın Içiş- leri Bakanı Murat Başesgioğlıı'nun 80 il valilığine gönderdığı genelge ve yine dö- Direnişçi işçiler bayramlaştı Bayrama "işsfc'" ve u dinn$cadıı1annda'' glrenSwisscardişçileri,aiklerisendikaa- tar ve çevre fabrikalardan destek ziyareti- negelenişçikrlebavramlaştLDtSK'ebağ- h Türkiye Basın Sanayfi fşçfleri Sendika- sı'na (Basm-İş) öye okduktan sonra işten atılan 42 işçi, KartaTdaki işyeri karştsm- da kurdukkn çadıriarda 98 güodör ey- Jemlerinj sürdürüyor. İşçiler ve aileleri dûn kendiarabnnda tophdıkian paralar- ia kurban kestiler ve pişirdikleri buigur püavını destek zijaretiicingelenJereikraın ettiler. CHrenişçi işçiler tarafindan yaprtan basın açıkJamasmda "tşimize geri dön- mek ve çahşmak fetiyornz. Ya talebbniz kabul edihp yeniden fauzur ortanu içinde birlikte olacağu ya da büriin yasal, mesru demokratik hakİanmm kullanarak sizle- rtn yasaya a> kın biçimde kaçak işçi çalış- tırmaruzıengeifeyeceğiz*' denildL Bayram süresince işçilere Basın-tsSendika» Genel Başkanı Derviş Boyoğhı veGenel Sekrete- riKamMKartal.BirteşikMetal-tş.Deri-Jş, EMEP, ÖDP yönetidleri ve Resian işçfle- ri destek verdL (HATjCE TUNCER) Türkiye'deki öğretmen açığının büyük ölçüde dengesiz dağılımdan kaynaklandığı belirlendi Öğretmen zengini okullar varANKARA (ANKA) - Millı Eği- tim Bakaniıgı, özellikle sınıf ögret- menliği başta olmak üzere birçok branşta öğretmene ihtıyaç duyarken öğretmen açığının büyük ölçüde dengesiz dağılımdan kaynaklandığı belirlendi. Birçok okulda bir ögret- mene 50-60 öğrenci düşerken baa okullarda ıse öğretmenler 10'dan az öğrenci \le eğitim yapıyor. Ortaöğ- retim kademesinde bir öğretmen 14 öğrenciyle eğıtım yaparken kız mes- lek liselerinde birögretmene 6, Ana- dolu lmam Hatip Liseleri'nde ise 7 öğrenci düşüyor. Mılli Eğitim Bakanlığı'nın 1998- 99 ögretim yılı ıstatistiklerine göre ilköğretim ve ortaöğretim kademe- sinde öğretmen başına 25.6 öğrenci düşerken bu, gelişmiş ülkelerdeki oranlarayaklaşıyor. Ancak dengesiz dağılım nedeniyle bu oran bazı okul- larda 60-70'e kadar yükselirken ba- zı okullardada 10'un altına düşüyor. Genel ortaöğretımde bir ögretmene Hizmet içî eğitim arttırılmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Din Öğretimi Genel Müdür Yardımcısı Halik Kariık, din görevlilerinin pedago- jik bılgılere gereksinimi olduğunu ve hizmet ıçi eğitimin art- tınîması gerektiğini söyledı. Karhk tarafindan hazırlanan "Din EğHimi ve Öğretimı" başlıklı raporda, Islam dminın önemine dikkat çekildi. "Ba- tıia inanma, ikivüzKihlk, yaUn, Idn, nefret rimrüik, ayak ov-unJan" gıbi tutumlann din ile yenilebileceğım savunan Karlık, eğitim ile din arasında yakın bir ılıski olduğunu vur- guladı. Karlık, kültür mirasınm din ile gelecek kuşaklara aktan- labildiğine dikkat çekerek, "Dinibflgiler,ilerieme>'eengelve- y«değU<ürb^mmdetotartışrna>agirümemendir.Dinier- lemeye engel oteaydı, öğretimierinde dini bügilere yer veren Babli ülkder gelişerek bugünkü konunıuna gdcmederdi" göriişünü savundu. Dinin bozulmadan verilmesi halinde. Islamdıninın şekil- lendirmek ıstediği insanla eğitimin şekillendırmek ıstediği ınsan arasında paralellik oldugunun görüleceğini bildiren Karlık, ımam-hatip lıselerinın de Atatürk ılke ve devrimle- rine uygun eğitim vermesi gerektiğini kaydetti. Raporun sonuç bölümünde. yetiştirilecek din görevlile- rinin toplumdaki işlevi açısmdan pcdagojik bilgileregerek- sinimi olduğu anlatıldı. 15.5, meslekı-teknik eğıtımde ise 13.3 öğrenci düşüyor. Genel liseler, Anadolu erkek teknik hseleri ile ti- caret liselerinde, ortalamalann üze- rine çıkılırken kız meslek liseleri ile imam hatip liselerinde ıse öğretmen- leröğrenci bulmakta zorianıyor. Ge- nel liselerde birögretmene 18.9, çok programlı liselerde 12.8, Anadolu liselerinde 10, fen liselennde 12.6, Anadolu öğretmen liselennde ise 14.4 öğrenci düşüyor. Erkek teknik eğitim kurumlannda bir ögretmene ortalama 13.3 öğrenci düşerken en- düstri meslek liselerinde 13.3, Ana- dolu meslek liselerinde 13.6, Ana- dolu teknik liselerinde ise bir öğret- men 21 öğrenci ile eğitim yapıyor. Kız teknik eğitim kurumlannda ise bir öğretmen ortalama 7.6 öğrenci ile ders yaparken bu oran kız mes- iek liselerinde 6.2'ye kadardüşüyor. Bu arada Türkiye genelinde birtane bulunan Anadolu Kız Teknik Lise- si'nde ise 96 öğrenci, 54 öğretmen eğitim öğretim yapıyor. Bu kurum- da bir ögretmene 1.7 öğrenci düşü- yor. Din öğretimi yapan kurumlann genel ortalaması ise 10.6 olarak be- lirlenirken imam hatip liselennde bir öğretmenın 10.8, çok programlı li- selenn bünyesindeki imam hatip li- selennde 11, Anadolu imam hanpli- selennde ise 7.1 öğrenci ile eğitim yaptığı saptandı. Ortaöğretim kademesinde öğret- men başına en fazla öğrenci düşen kurum ticaret liselen oldu. Ticaret li- selerinde bir öğretmen 24.5 öğrenci ile egitim-öğretim yapıyor. nemın Genelkurmay lkinci Başkanı Orge- neral Çevik Bir'in gamizon komutanlık- lan ile asicen birliklere verdiğı talımatlar doğrultusunda bu rakam iki katına yüksel- miştı. 29 Nisan 1998 tarihınde Yardım Toplama Esas ve l suHeri Hakkında Yö- netmelik'te yapılan değişıklıkle kurban densı, bağırsak, fitre ve zekât toplama yetkisi 74 yıl sonra THK'nin elınden bir kez daha alındı ve THK gibi araçlarla hiz- met veremeyen sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflanna verildi. Yetkililere göre bu yıl bayramda 4.5 milyon civannda kurban kesıldiğı tahmin edilırken devletın kaybı da vergilenyle birlikte lOtnlyonugeçiyor. Sağhk projesinde yolsuzluk ANKARA (ANKA) - Sağhk Bakanı Mustafa Gfi- venKanüuuı, Sağlık Proıe- si Koordinatöru Haluk Oz- san'yı Dünya Bankası kre- dileriyle yürütülen projeler- de usüisüzlük ıddialan üze- nne görevden aldığını bil- dırdi. Karahan, Dünya Ban- kası 'yla kredi anlaşmala- nnda Türkiye'nin aleyhine düzenlemeler yapıldığını, Türkiye'nin kullanmadığı krediler için faiz ödemek zorunda bırakıldığını söy- ledi. Sağlık Bakanı Mustafa Güven Karahan Dünya Bankası kredileriyle başla- tılan 1 'üıci ve 2'inci Ulusal Sağlık Projeleri doğrultu- sunda Iç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Böl- gelennde pılot bölgeler se- çıldığini, örnek hastaneler yapıldığını, ancak bu hasta- nelerin Türkiye şartlanna uygun olmayan, yapılann- dan kredi sözleşmelerine kadar çeşitli konularda sı- kıntılar yaşandığını bildir- di. l'inci Ulusal Sağlık Pro- jesi'nin 147 milyon dolara mal olacagım, yüzde 82'si- ni Türkiye'nin, yüzde 18'i- ni Dünya Bankası'nın fi- nanse edeceğini, 2'inci ülu- sal Sağhk Projesi'nin 200 milyon dolara mal olacağı- nı ve yüzde 46'sını Türki- ye'nin yüzde 54'ünü de Dünya Bankası'nın finanse edeceğini bildiren Bakan, geri ödemenin 2001 yılında başlayacağım, ancak Türki- ye'nin hâlâ kredileri tümüy- le kullanmadığını söyledi. lkraz anlaşmalannın Türki- ye'nin ulusal çıkarlanna ay- kın yapıldığını bildiren Ka- rahan, Türkiye'nin kullan- madığı kredinin faizini öde- me durumuyla karşı karşıya kalacağını söyledi. Karahan Sağlık Proje- si'nde müfettiş soruşturma- sı başlattığını, bunun sonu- cunda kredi sözleşmeleri ve kullanımında görülen usul- süzlükler nedeniyle soruş- turmanın selameti için Ko- ordinatör Haluk Özsan'yı görevinden aldığını bildir- di. Üikeye zararı 11 milyar doları bulacak 2000 yıh sorunu için UliLsal Eylem Planı hazırlandı ANKARA (AA) - "DijHal kıyamet" ola- rak adlandmlan 2000 yılı sorununun her- hangı bir önlem aluunaması dunımunda ülke ekonomısine zarannm 11 milyar do- lan bulacağı, ortaya konulan Ulusal Eylem Planı ile bu rakamın 2 milyar dolarcivann- da gerçekleşeceği tahmin edildi. Ulusal Ey- lem Planı'nda, 2000 yılınm ilk haftasında Boğazlar'daki trafik açısından kılavuz kap- tan zomnluJugu getirilmesi. 2000 yılının ilk iş günü olan 3 Ocak tarihinin resmi ta- til ılan edihnesi \t okullarda yanyıl tatili- mn öne çekılerek yılbaşından itibaren baş- lanlması önerildi. Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) ko- ordınatörlüğünde oluşturulan 2000 Yılı Problemi Danışma ve Teknik Kurullan ta- rafindan "2000Yıfa UlusalEylem PtanTnın taslağı hazırlandı. Plan'da yeralan bilgile- re göre yaklaşık 2 milyar dolar düzeyinde bir bılgi teknolojisı pazanna sahip olan Tûrkiye'de gerekli önlemlerin alınmaması durumunda finans. enerji, sağlık ve haber- leşme sektöründe kullanılanlar başta ol- mak üzere birçok bılgisayar sistemi ve gö- mülü yonga içeren sistem sorundan etkile- necek. Sorunun giderilmemesi durumunda yak- laşık 11 milyar dolarlık bir ekonomik za- rara yol açacağı belirtilirken. söz konusu rakamın Ulusal Eylem Planı'nın hazırlan- masTİa 2 milyar dolar civannda gerçekle- şece^ı tahmin ediliyor. Söz konusu rakam, ülkeerin gayri safı millı hasılasının iGSVIH) yaklaşık yüzde 1 'lık bölümünün söz lonusu sorun için harcanacağından ha- reketle dile getirilirken, yaklaşık 204 mil- yar dolarlık GSMH'ye sahip Türkiye için bu rakamın 2 milyar dolar civannda olaca- ğı düşünülüyor. Öte yandan DPT tarafin- dan yaptınlan anket çalışmasına göre ka- mu kurumlannın yaklaşık yüzde 51'inin 1999 yılı bütçelerinin 2000 yılı uyum ma- liyetlerini kapsamadığı belirlendi. Sosyal güvenlik kuruluşlannın bütçesinde konuya ilişkin herhangi bir uyum mahyet kalemı bulunmazken, enerji sektöründe faaliyet gösteren kurumlann yüzde 91'inın 1999 bütçesinde söz konusu maliyete yer aynl- mışdurumda. 2000 yılı problemi uyum çahşmalannın her kuruluş için birinci öncelikli ış olarak ilan edilmesi istenırken, tüm kamu kuruluş- lannın 31 Ekim tarihini geçmeyecek bir ta- rihi, 2000 yılına hazır olacaklan tarih ola- rak kamuoyuna 15 Ağustos'a kadar açık- lamalan gerektiği kaydedildi. Boğazlar'da trafıgın aksamaması için, zorunlu olmayan kılavuz kaptan uygulamasının 2000 yılının ilk haftasında zorunlu olması, otomatik pa- ra çekme makinelerinin şubelere bağlana- maması durumunda belirlenecek belli bir miktan vermesinin sağlanması ve sağlık kuruluşlannda hayati öneme sahip cihaz- lann kesintisiz hizmet verebilmesı amacıy- la kesintisiz güç kaynaklannın bulundurul- ması önerildi. Dünyada bazı ülkelenn şım- diden açıkladığı gıbi 3 Ocak 2000 tarihli yılın ilk ış gününün resmi kuruluşlarda tatıl edilmesi, okullarda yanyıl tatılinın 10-15 gün genye alınarak yılbaşından itibaren başlatılması da öneriler arasında yer aldı. ınırda bayram sevinci Türkiye ve Suriye'de yaşayan akraba ailelerin yülardan beri tel örgüler arkasından yaptddan bayramlaşma bu yü yûz yüze gerçekJeştirildi. İki taraf da birbirlerine kendilerince en özel hediyelerini sunarken >ıllann özlemini gözlerine >ansıtülar. Sıkı güvenlik önlemleri aJündaki bayramlaşmada vatandaşlar dedektörlerle arandılar. Bu arada başrollerini Gani Savata *e Deniz Akbulut'un paylaşöğı 'Sınır' adJı filmin çekimleri vatandaşlann da kanhmıyla sırur kapısında başladı. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ İyi ki Varsın Türkiye Yukardaki cümle, Zeynep Göğüş'ün geçen cu- martesı günü Sabah gazetesinde yayımlanan, "Kökter" başlıklı yazısının, son satırı ıdi. Zeynep, sıkı bir Antepli olarak bilinir ama, sanşın yapısına bakanlar, biryanryla "suyun öbüryantndan" gel- diğini anlarlar. Bu yazısında, kökleri ve köklerine yapılanlardan söz ediyor. Yazısının bir yerinde, son derece önemsediğim birsaptamada bulunuyor: "... Pek farkında değil- sek de, Cumhuriyet Türkiyesi tüm eksiklıklerıne rağmen Yugoslavya'dan Doğu Türkistan'akadar geniş bircoğrafyada, zulümden kaçanlariçin bu- gün hâlâ güvenli bir ana kucağı..." Gerçekten, Cumhuriyetimizin 75 yıllık tarıhıne baktığımız zaman, Türkiye, bölgesinde süreklı bir istikrar güvencesi ve "mazlumlar" için, güvenli bir sığınak olmuştur. 1920'lerin yorgun ve perişan, en seçkin çocuk- lannı on yılı aşan savaşlarda yitirmış bulunan Tür- kiyesi, eğer bölgesinde bir istikrar güvencesi ola- biimışse, elbette bunun bazı nedenlerı vardır. Ay- nca unutmamak gerekir ki bu 75 yılın üçte ikisin- den fazlası, kör-topal da olsa, özgürlükçü demok- rasi içinde geçmiştir ki, bulunduğumuz "coğraf- yada" bunun örneği de yoktur. Türkiye'nin "namüsait" bir başlangıç yapması- na karşın bu başanyı sağlayabilmesinın kokenin- deyatan en büyük etkenin, Mustafa Kemal'in ça- ğın ötesindeki devlet adamlığı ve lıderlığınin oldu- ğuna kuşku yoktur. Ancak gene kuşku yoktur ki; o "yo/c/ar'arasındanoluşturulabilinen "kadro"oi- masaydı, tek başına Mustafa Kemal'in nefesi bu- na yetmezdi. Dünyanın en duyariı noktasında yaşıyoruz. Ku- zeybatımız Balkanlar; kuzeydoğumuz Kafkasya; güneydoğumuz Ortadoğu. Allahtan güneybatı- mızda deniz var, yoksa bir dert de oradan çıkardı başımıza... Özellikle Yugoslavya'nın parçalanması ve SS- CB'nin dağılmasından sonra Balkanlar ve Kaf- kasya, iyiden iyiye duyariı hale geldiler. Ortadoğu ise, 2. Dünya Savaşı'nın hemen sonrasında, Isra- il'in kurulmasıyla birlikte, bir barut fıçısına dönüş- müştü. Türkiye'nin üç yanında bu duyarlılıklar yaşanır- ken ve zaman zaman kan ve gözyaşı akarken, Türkiye, Güneydoğu Bölgesi'nde kanayan yara dışında istikrannı korumayı sürdürdü. Kaldı ki; P- KK terörü, çevremizdeki "kan ve ateş deryası'He karşılaştırıldığı zaman, üzerinde çok fazla durula- cak boyutta değildi. Üç bir yanımızda bu cadı kazanlannı kaynatan "ekonomik", "toplumsal" ve "etnik" nedenlerin hemen tümü, Tûrkiye'de mevcuttur. Türkiye bu- na rağmen "iç banşını" önemli ölçüde koruyabil- mişse, bunun nedenini de, "istikrahı olma" neden- leriyle birlikte irdelemek gerekir. Her şeyden önce (tabii Mustafa Kemal faktörü dtşında), Türkiye; haklı ve mantıklı bir antlaşmay- la "vücutbulmuştur"'. Gerçekten; 1. Dünya Sava- şı sonrasında imzalanan tüm antiaşmalar ve bun- lann belirlediği sınırlar, geçerliliğini yitirirken, Lo- zan'ın ve "Misak-ı Milli" sınırianmızın hâlâ geçer- liliğini korumasının nedeni, "haklı"ve "mantıklı"ol- malandır. Türkiye, "kendinin olmayan" ve gelecekte ba- şına dert açabilecek olan "hiçbir yeri" ve "hiçbir şeyi" talep etmemiştir. Hatta banş ve istikrar uğ- runa; Misak-ı Milli sınırları içinde bulunan ve Mondros Mütarekesi imzalandığı sırada kendi or- dusunun elinde bulunan Musul konusunda ödün vemnek zorunda kaldığında, bunu bir gurur me- selesi yapmamış ve Ingiltere'nin daha sonra uza- tacağı dost elini sıkmaktan çekınmemiştir. Zıra başında ttalya tehdidi vardı. Cumhuriyetin ilanından kısa bir süre önce, baş- kentin "görkemli" Istanbul'dan, "fukara" ve "se- falet içindeki" Ankara'ya taşınması da, son dere- ce anlamlı ve isabetlidir. Zira Istanbul tüm görke- mine karşın "kozmopolit" yapısıyla. devrimlerin önünü kesebilecek bir potansıyele sahipti. Irkçıl/ğın at koşturduğu bir dönemde, "vatan- daşlık temeline dayanan" bir ulusçuluk anlayışı- nın egemen kılınmasınaçabalanması, "siyasalls- lamtn" önünün kesilmesi, devrimlerin ödünsüz yürütülmesi, bu başannın diğer nedenleri arasın- da sayılmalıdır. Türkiye (söylemesi hiç hoşuma gitmiyor ama), çok partili yaşama geçtikten sonra çok ciddi ha- talar yaptı. "Imtiyazsız, sınıfsız" bir toplum oluş- turmak isteyen Mustafa Kemal ve arkadaşlanndan sonra, Menderes, "Her mahallede bir mılyoner yaratma" politikasına başladı. Daha sonra bu işi Turgut Özal başaracak ve sınrflar arasında bir uçurum oluşacaktır. Türkçe ezanın, Arapçalaştınlmasıyla başlayan din istisman, Said-i Nursi'ye serbest çalışma ola- nağının tanınmasına dek uzanacak ve sonunda 1999'lann Türkiyesi'nde Islam şeriatçılan, "kurta- nlmış bölge"\er yaratacaklardır. Uygulanan ekonomik ve toplumsal politikalar, özellikle Güneydoğu'da yaşayan Kürt kökenli va- tandaşlanmızdaki "eşitlik" duygusunu yıpratacak ve "dış destekli" bir terör hareketi, ulusumuzu acı- lara boğacaktır. Bu türden yanlışlıkları ve bunlann sonuçlarını yazmaya, yerim yetmez. Fakat Türkiye, her şeye karşın "dimdikayakta" ve bölgesinde, "gıptaedi- len" bir istikrar adası ve mazlumlara "ana kuca- ğı". Ve bunun nedeni, temelindeki harcın iyi "ka- nlması" ve bu harcı karan kadronun başındaki Mustafa Kemal'dir. Mustafa Kemal iyi ki vardı. O, Türkiye'nin şan- sıdır... İyi ki varsın Türkiye. EVLF\DİK RASÜM ve BAIIAEDDlîV MOLLA ZEK_ERlHA!\ uzun arkadaşlıklannın mutlu sonunu akraba ve dostlarına duyururlar. 1 \tSAN 1999
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear