Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
t HSAH 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
Cumhuriyet
Koleji
Böyiesi de oluyor
cemek ki... Olan şu...
Sıvas'ta başta
Cumhuriyet
Ûniversitesi'nde görev
yapan öğretim üyeleri
oJmak üzere aydın
ktsanlar çocuklan için
okul bulmakta
zortamyor. Devlet
okutlannın hali
ortada... Anadolu
Lisesi bile umırt
vermiyor. Tarikatçılar
ise her yerde olduğu
gibi Sıvas'ta da
1eşkilat"larını çoktan
kurmuş, özel okullarını
açmış... Sıvastaki
birçok aydın insan
çocuklannı bile bile bu
okullara göndermek
zorunda kalmış.
Sonunda çareyi,
Cumhuriyet
Üniversitesi
Rektörlüğü bulmuş.
Ünrversite kampusu
içinde, Eğitim
Faküftesi'nin
uygulama alanı olarak,
yabancı dil ağıriıklı
eğitim verecek ilk ve
orta dereceli bir
"Cumhuriyet Koleji"
kurulmasına karar
verilmiş. Güzel
bir girişim.
, Hazırlıklar
sürüyor;
"Cumhuriyet Koleji"
1999/2000 eğitim
ytlında açılıyormuş.
Türkiye'ye örnek
olması dileğiyle emeği
geçenleri şimdiden
kutlarız...
Tefc 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronik posta: som@posta.cumhuriyetcom.tr
- Salaklar Derneği Başkanı
siyasete girmiyormuş...
"Akılh adam!"
Bin yıl kapanınken Türkiye'de sağlığın durumu (2)
ürk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi'nin
"Bin Yıl Kapanırken Türkiye Sağlık Sektö-
rünün Durumu" başlıklı çalışmasından dün
bazı alıntılar yapmıştık. Ikinci bin yıl kapa-
nırken Türkiye'nin çağdaş dünyaya ayak uydurama-
dığı •görülüyordu...
Şimdi, Türkiye'nin kendi içindeki tablo:
"Türkiye'de hastane yatağı bakımından bölgeler
arasanda önemli eşitsizlikler bulunuyor. 1997 yılın-
da 10 bin kişiye düşen yatak sayısı Adana'da 24.3,
Ankara'da 22.9, Antalya'da 39.9, Bursa'da 20.5,
Balı<esir'de 22.7, Istanbul'da 35.2, Izmir'de 29.1
iken Adıyaman'da 8.5, Ağn'da 5.3, Hakkari'de 7.1,
Siirfte 9.6, Şırnak'ta 6.9, Mardin'de 7.3'tür."
"Birinci basamak sağlık kurumlarının dağılımında
Batı'nın ve büyük kentlerin durumu kötüdür. Ba-
tı'da ve büyük kentlerde birinci basamak muayene-
hanelere terkedilmiştir. Sağlık ocağı başına düşen
nüfus açısından en iyi durumdaki bölge Karadeniz,
en kötü durumdaki bölge ise Marmara'dır."
"Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da sağlık evi sa-
yısında azalma olduğu yani mevcut sağlık evlerinin
kapatıldığı görülmektedir."
"Nüfus dikkate alındığında, pratisyen hekim da-
ğılımı bakımından iller ve bölgeler arasında ciddi bir
eşitsizliğin bulunduğu gözlenmektedir. Bu bakımdan
en kötü durumdaki bölge Güneydoğu Anadolu böl-
gesi, en iyi durumdakiler ise Iç Anadolu, Marmara
ve Ege bölgeleridir. Güneydoğu Anadolu'da hekim
sayısındaki artış hızı, ortalama nüfus artışının geri-
sindedir."
"Uzman ve pratisyen hekimlerin maaşlannda yıl-
lara göre önemli bir yıpranma söz konusudur ve üc-
ret düzeyleri zaten son derece düşüktür. Türkiye'de
bir hekimin maaşı, Ingiltere'deki meslektaşının ma-
aşının ancak 15'te biri kadardır."
"Türkiye'deki tıp fakültelerinin önemli bir kısmı
hekim yetiştiremeyecek durumdadır. Türkiye'de ge-
reksiz yere ve gerekli donanımdan yoksun tıp fakül-
tesi açılmaya devam edilmektedir. Fakülte kütüpha-
nelerinde öğrenci başına düşen referans kitap sa-
yısı Ankara Tıp'ta 13, Dicle Tıp'ta 2, Trakya Tıp'ta
1, Süleyman Demirel Tıp'ta O'dır."
Dünya yeni bir bin yıla girerken Türkiye için söy-
lenecek tek bir söz var: Geçmiş olsun!
SESSİZSEDASIZ(t) NVRtKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hatt
Erdinç UTKU
Bozukluk düzenin orijinalinden kaynaklanmaktadır.
Lütfen sistemin ayan ile oynamayın!
Günün gelişen haberterinden başlıklan
Cumhurbaşkanı Süleyman Demi-
rel, siyasetten çekilme kararı alarak
görevinden istifa ettiğini ve hafta için-
de memleketi Isparta'ya yerleşeceği-
ni açıkladı.
Demirel'in "şok karan" üzerine Bü-
lent Ecevit de bir açıklama yaptı ve
"Anca beraber kanca beraber, Sü-
leyman Bey yoksa ben de yokum"
dedi. Ecevit'in de Burdur'a yerleş-
meyi düşündüğü öğrenildi.
Ecevit'in açıklaması sırasjnda yanın-
da bulunan Hüsamettin Özkan, fe-
nalık geçirip hastaneye kaldırıldı; dok-
torlar Özkan'ın sağlık durumunun iyi
olduğunu bildirdi.
Demirel'in siyasetten çekilme kara-
nnı Mahsun Kıımızıgürie birlikte Kas-
tamonu'da sahnede öğrenen Mesut
Yılmaz, programını değiştirdi ve cep
teiefonuylaTarkan'ı arayarak "Şıkıdım
Şıkıdım"ın telif haklannı istedi.
Haberi öğrenınce gözyaşlarını tu-
tamayan Tansu Çilter, Demıret'in ru-
hunu yaşatacağına yemin etti.
Partisinın yetkilı organlarını topla-
yan Deniz Baykal'ın şu sıralar bir
açıklama yapması bekleniyor.
Şimdi aldığımız bir son dakika ge-
lişmesini aktanyoruz: Necmettin Er-
bakan, kendini içkiye verdi. Evet, bu-
gün 1 Nisan; hayırlı haberler!
PALAS PANDIRAS
T
Ne CD... Ne DVD... Hâlâ politikacılann eski bozuk
plaklannı dinliyoruz biz! , .
iMûfftBozaa I
OKUR MEKTUPLARI
tletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95
Türkocuğı Cad. 39/41 Cağaloğlu 34334 lstanbul
Atatürk Orman Çiftliği
llkbahann serin bir pazannda,
yıllar önce küçük bir çocukken
gittigim ve çok sevdiğim hay\a-
nat bahçesini yeniden görmek is-
teğiyle Atatürk Orman Çiftliği'ne
""doğru yola çıktık. ftk gidişimde
bana eşlik eden babama, bu kez
annem, kardeşim ve eşim de ka-
tılmışlardı. O çocuk heyecanı,
merakı ve sevinciyle birlikte...
tlk ziyaret ettiğimiz hayvan-
lar, balıklardı. Yürüdüğümüz yo-
lu bile göremediğimiz kadar ka-
ranlık ve nahoş kokulu bir kori-
donı yaşanılır kılanlar, o korido-
nın varoluş sebebi, şeref konuğu
balıklardı.
Daha sonra sırayla tüm hay-
vanlara konuk olduk ve her ko-
nuklukta pişmanlık, çaresızlik.
öfke ve hüzün sardı içimizi. Yır-
tıcı kuşlann dev betondan kafes-
leri içindeki kanlı ve tozlu et par-
çalan, hayvanlann ölü gibi bez-
gin yatışlan ve umutsuz bakışla-
n yüreğimizi parçaladı. Uzun sü-
re bakmaya bile dayanamadığım
bir başka hapishaneyse aslan ve
kaplanlannkiydi. Gözlerimin içi-
ne kah yalvanr gibi, kah nefret-
le bakarak volta atan bu eşsiz var-
lıklara yardım edememenin çare-
sizliğiyle ve utanç içinde aynldım
yanlanndan.
En azından bastıklan verler
toprak olamaz mıydı? Daha ge-
niş ve ferah bir mekân içinde ba-
nnamazlar mıydı? Daha temiz
ve bakımlı bir ortam yaratılamaz
-nıydı?
Tektek hepsîhi anlatmaya içim
el vermiyor. Fakat bariz bir şekil-
de ortaya çıkan sonuç, oradaki
eörevlilerin, bu yurtlanndan ko-
panlmış ve yalruz hayvanlara ye-
rerince sevgi ve ilgi gösterme-
dikleri. Gezi devam ederken sü-
reklı ağzımdan dökülen sözcük-
lerse, "Nerede bu hayvan hak-
lannı koruduğunu iddia eden-
ler? Ya sadece evcil hayvanla-
nn saçıyla, parfümüyle, mani-
kürüyle ilgilenmekte olanlar?"
oldu.
Bu yazı aracılığıyla. yetkilile-
n ve hayvan haklannı koruma
Jerneklerini uyarmak istiyorum.
Küçük bir çocuk heyecanıyla zi-
yaretine gittigim bu sevgili hay-
vanlan görünce, içimdeki sevin-
an hüzne ve çaresizliğin öfkeye
dönüşmesi sonucu. bu hayvanlar
adına seslenmek istedim. Bulun-
duklan ortam daha yaşnılır kı-
Iramalı ki, bizler insanlığımız-
dan utanmayalım. O hüzünlü ba-
kışlar ve tutsak bedenler adma..
ınsanlık adına...
Nesrin Düzok / Ankara
'Ülkeler Coğrafyası'
Kızım Eda, lise 2 'de. Geçen
gün bana. "Baba, bu Ülkeler
Coğrafyası dersinden çekti-
ğinı sıkınOyı ve bunalınîı hiç-
bir dersten çekmiyoruz" de-
di v devam etti. "Aynca üni-
versite sınavında bu dersten
ya bir ya da iki soru belki çı-
kıyormuş. Boşu boşuna bize
bu dersi ezberietiyorlar ve
beynimizi bize hayatta hiçbir
zaman yararı dokunmaya-
cak bilgilerte dolduruyor-
lar" dedi.
"Nasıl bilgiler" diye kızı-
masordum. "Ornegn Peru ve
Meksika gibi bizimle fazla
kültürel ve ekonomik ilişki-
leri olmayan ülkelerin niifu-
su, başkenti, yönetim biçi-
mi, dini, dili. komşulan, yer-
yüzü şekiller i, ikiimi, yer üs-
tfi ve yeraltı kaynakları, ih-
racatı ve itbalatı, akarsula-
n, gölleri, adalan ve hayvaıt-
cıhğı, tarım ürünleri, sana-
yi ürünleri gibi bilgileri bi-
ze boşu boşuna ezberietiyor-
lar ve hatta kendi araların-
da yapiıkları ticareti bile öğ-
reıunek zorunda bırakıyor-
lar. Aeaba bu ülkeler eğitim
ve öğretim programlarında
Türkiye hakkuıda bu kadar
avrmtdı bilgi ediniyoıiar nu?
Ülkeler Coğrafyası dersin-
tte bize veriien bu kadar de-
tayh bilgiler bizleri canın-
dan bezdiriyor" dedi.
Ben de kızımın bu sözleri
üzerine öğrencilik yıllanma
döndûm. O zamanlar Ticaret
Lisesi*ne gidiyordunı ve bu li-
seâe haftada bir saat kimya
dersi vardı. Kimya hocamız o
zamankı lakabıyla "listura
Hasan"dı. Bu kişi bana "Şi-
li Güherçilesi"nin formülü-
EÜ sormuştu. Bu formülü bi-
lemej'ince de beni sınıftabırak-
rnıştı. Hayatta hiçbir zaman
karşüaşmayacağim Şili Gü-
herçilesi yüzünden bir senem
yok oiup gitmişti. Şimdi bile
Şili Güherçilesi'nin ne olduğu-
nu bilmiyorum.
Sonuç olarak, çocuklanmı-
za araştırmaya ve incelemeye
dayanan dersler verelim. Ha-
yatta çocuklanmıza hiçbir ya-
ran dokunmayacak bilgilede
beyinlerinı boşu boşuna doldu-
rarak, onlan bunalıma ve stre-
se sürüklemeyelim. Ezberci-
üğedayananbilgilerçok çabuk
unutulur. Ama araştırmaya ve
incelemeye dayanan bilgiler
kolay unutulmaz. Gelişmiş ül-
kelerin eğitim programlan ez-
berciüğe değil, araştırmaya ve
incelemeye dayandınlrnaktadır.
Çağdaş ülkeler düzeyine çıka-
bilmemiz için çocuklan ezber-
cilikten kurtararak, araştırma-
ya ve incelemeye yöneltmeli-
>iz.
Abdülkadir Eralp /
Gaziantep
KtM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(â turk.net
«unta
Ç İ Z G İ L t K KÂAIİL MASAR.ACI
H A R B İ SEMtH POROY
BULUT BEBEK NVRAY çiFrçt
annetim,
anladrm
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Nisan
YIRMISEKtZ CELEBIZAOE'MN SADRAZAMUGI..
1?56'PA BUGÛN, YİKMlSEfOZ ÇELEgİZÂDE SAÎT MEHMET PAfA, &EŞ AYLtK.
KISA GÖREVPEN SONRA, SAORAZAML(K7AN AZL.EDil-M(^Tİ. M. AHVIET
PEVHıNPE FRAHSA'rA ELÇi OLABA*; 6ÖNOEHİLEN YİKMİSEICİZ Ç.BLEBİ
MEHMEr EFENPİ 'NıN OĞt-UYDU VE İYİ BİG ÖĞRENİ** SOKMÜŞTÜ
t>EVLET HIZMETtklDE ÇEÇİTt-İ YÜKSEK <SÖfg£t/LEROE: 8UUJNAN
£Aİr MEHMET PAÇAy
HSS'rE, BtYtteu ALI PAÇA 'NfN ıPAtotyc* gO-
ŞALAAJ SAOA&ET ArtAKAMIMA ATANM(ÇT(. SON DERECE SİNÎRLİ BiR
İNSAN OLAN PAOİŞAH ST. OSM4M, g/KKAÇ AY SONRA AMİPBfJ GÖKE-
VİNE SON VEfSıP SÜGGÛME YOL£AMf?77.
RMf£EK.İZ ÇELE&İZÂPE SAİTHEHMET MŞA'AttAJ
IYt Bf'LfME/J İŞ-LEiejH<tJ BAŞ-IN&A, 6€NÇ.LİIC YtU-
KAAT8AAMIM *UlEULMASıNA ÖAI-
eo/'fı setA^EcrBote. /B&AH/M MÜTE-
'/V//V MAT8AAYI AÇAA4SI /Çt'/V GE-
DÜZ ÇİZGİ
UMİT ZtLELt
Biz Halkrz!..1
Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerde!..
Gençliğimin en ateşli, en heyecan verici slogan-
lanndan biriydi. Biz, yani halk yenilmezdi, yenilemez-
di. Her ölümde yeniden doğar, ölür bir daha doğar,
çoğalır ve güçlenirdi!..
Halk bir kez ayağa kalktı mı, ne faşizm, ne em-
peryalizm ne de yerli uşaklan önünde durabilirdi.
- Kutsal güç halktı!..
Kuşkulanm giderek güçlenmekle birlikte, özellik-
le 70'lerin ikinci yarısını bu sloganla iç içe yaşadım
diyebilirim.
Bu sloganın beynimden ve yüreğimden silindiği
tarih ise 12 Eylül 1980'dir. Bizim düşündüğümüz ve
de yüklediğimiz anlamda, halkın en büyük güç ol-
madığını, bir halkın "güç" olabilmesi için olmazsaol-
maz temel koşullann bulunması gerektiğini acı bi-
çimde öğrenmiştik!.. Ayağa kalkacak olan halkın
birtakım özellikleri olmalıydı. Ulus olma bilinci, insan
haklan ve demokrasiye duyarlık, bağımsızlığa ve
özgürlüğe sahip çıkmak, kazanılmış haklardan ödün
vermemek, çagdaşlaşma yolunda karartı olmak vb..
- Söylemesi acı ama, ne yazık kı bu nitelikler biz-
de yoktu!..
•••
Üçüncü bin yılın eşiğinde soralım; biz nasıl bir
toplumuz?..
Yanıt maalesef hiç de iç açıcı değil! Biz, ders ki-
taplannda okutulan ya da hamasi nutuklarda anla-
tılan toplum değiliz. Gelin, kınlmadan gücenmeden
kendi fotoğrafımızı inceleyelim:
- Biz, öncelikle korkak bir toplumuz!..
- Biz, aynı zamanda unutkan bir toplumuz!..
- Biz, işte bu nedenlerden ötürü gayet kolaylıkla
güdülen bir toplumuz!..
Dünyanın ilk ulusal kurtuluş savaşını veren, o sa-
vaşı devrimlerle taçlandıran, bizlere insan onuruna
layık şekilde yaşamanm önünü açan o güzel insan-
lar, o güzel atlarına bindiler ve gittiler.
- Sonra?..
Sonrası acıklı. Korkak unutkanlığımızın acımasız
cenderesinde yanm asır boyunca kendimizi aldat-
tkdurduk. Bizleri, "beyazdevrim" diye diye, demok-
rasi diye diye, nurlu ufuklar diye diye iğdiş ettiler!..
Düşüncelerimizi, benliğimizi tutsak ettiler.. Böytegit-
mez" diyen pınl pırıl gençleri astılar, katlettiler... Yüz
binlerce insanı acımasızca işkence tezgâhlarından
geçirdiler... Aydınlanmızdan bir bölümünü ezdiler, bir
bölümünü satın aldilar... Gericileri gözlerimizin önün-
de besleyip büyüttüler...
- Sesimizi çıkarmadık!..
Korktuk... Unutmayı yeğledik... Korkak unutkan-
lığımızın bedelini ise güdülerek, horlanarak, alay
edilerek ödedik...
• • •
Hâlâ ödemeyi de sürdürüyoruz!..
Çetesinden tarikatına, hırsızından işbirlikçisine ve
çapsızına ülkeyi yönetmeyi kendinde hak görenler,
bizi hem soyuyoriar, hem dövüyorlar hem de alay
ediyorlar!..
Evet, açık açık, gözümüzün içine baka baka, sa-
kınmadan ve utanmadan alay ediyorlar. Seçim kam-
panyalanna bakın, ne demek istediğimi kolaytıkia kav-
y
Bu yazgıyı tersine çevirmek, korkak, unutkan ve
güdülen bir toplumdan, cesur, başı dik, onurlu bir
topluma dönüşmek yine bizim elimizde. Aslına ba-
karsanız bu dönüşüm isteğinin ipuçlarını geçen bir
kaç yıl içinde halk olarak gösterdik. Sürekli aydın-
lık için bir dakika karanlık eylemi, REFAHYOL hü-
kümeti sırasında geniş yığınlann katılımıyla yapılan
protesto gösterileri, 28 Şubat sürecine veriien yo-
ğun destek bu istemin en belirgin örnekleriydi.
- Görünen o ki; halkımız "artık yeter" noktasına
geldi!..
Ama yeterii değil! Yanm asırlık korkaklık ve güdül-
me döneminin bittiğini göstereceğimiz tarihi gün
çok ama çok yakında.
-18 Nisan bir dönüm noktası olabilir!
Görünen o ki, bütün yük yine bizlerin, halkın sır-
tında olacak!.. Sol Güçbirliği'nin tüm çabalarına kar-
şın solda bırakın bütünleşmeyi, bir işbirliğinin bile
işareti görünmüyor. Üstelik solun uzun yıllar sonra
ilk kez oy potansiyeli büyük oranda artmışken, sol
kimlikli bir partinin birinciliği neredeyse kesinleş-
mişken!..
- Görev artık bizim!..
Tünelin ucundaki aydınlığa ulaşmak istiyorsak,
işbirtiğini, bütünleşmeyi sandıkta bizzat bizim yap-
mamızgerekiyor. Bizhalkız, işte gücümüz" diye hay-
kırmak istiyorsak başka yol yok!..
- Başanrsak, umut etmeye de, elde etmeye de hak-
kımız olacak!..
Email: zilelifa garanti.nettr
Faks ve mesaj: (0212) 287 42 41
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Anlamsız,
gereksiz, boş
söz. 2/ Orban
Hançerlioğ-
lu'nun bır ro-
manı...Sattanç-
tabirtaş.3/Av-
rupa'da küçük
bir ülke. 4/ Tu-
nus'un plaka
işareti... Ağn
Dağı'navenlen
bır başka ad. 5/
Yönetim bakı-
mından bir tür bağım-
sızlığı olan büyük il...
Eylemleri olumsuzyap-
makta kullanılan ek. 6/
Dayanıklı,güçlü...tlkel
benlik. 7/Sertağırvesi- 4
yah bır tahta. 8/ Insanın
kendine karşı duyduğu
saygı... "Anlamaz 1
perişanı, perişan olma-
yan" (ZiyaPaşa). 9/Bir 8
tartı birimi... Akdenız 9
Bölgesi'nde bir akarsu.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kauçuk. ıpek, pamuk ya da yün kanşımı bır tür ku-.
maş. 2/ Kalesi ve Damlataş Mağarası'yla ünlü ılçemiz...
Bır sayı. 3/ "Biz kimseye — tutmayız/ Kamu âlem bir-
dir bize" (Yunus emre)... Öndelik. 4/ Kahve. hındistan-
cevizi, süt ve alkolden oluşan bır ıçki. 5/"—Yıllar" Or-
han Kemalin romanı... Bıretkınliğin geçici olarak dur-
durulduğu süre. 6/ Tımak, boynuz, kıl gibi üst deri ürü-
nü olan yapılan oluşturan proteinli madde. II Öldükten .
sonra Isa tarafından dıriltildiğine inanılan adam... Ka-
tar'm başkenti. 8/ Emanet... lnce deri ya da ince kabuk.
9/ Eksik bir organın yerini tutmak, bir organın sakat-
lığını örttnek amacıyla yapılan yapay organ ya da par-
ça... Bir nota.