Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 ARAUK1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Göçer, hâkim
karşıstna çtktı
• KON YA (Cumhuriyet)
- Marmara Bölgesi'nde
meydana gelen deprem
felaketinde müteahhidi
olduğu bazı bınalann
yıkılması üzerinc
hakkında dava açılan Velı
Göçer dün Konya'da ikinci
kez hâkim önüne çıktı.
Göçer, "Medyanın
kurbanı oldum, zoraki
tutuklanmam sağlandı.
Tahliyemı ısöyorum"
dedi. Duruşma 28 Ocak
tarihine ertelendı.
Akit gazetesinin
iddiası
• Yurt Haberteri Servisi -
Şeriatçı Akıt gazetesi,
Rize ADD Şubesi'ne
yapılan baskııu haklı
göstererek, ADD
binasında matematik
kursu adı altmda 14-17
yaş arası çocuklann
beyninın yıkandığını iddia
etti. Tarikat liderleriyle
cami açan, hah öpen Rize
Vali Yardımcısı Metin
Yahşi'ye sahip çıkan Akit,
ADD'nin Yahşi'ye
komplo düzenlediğini ileri
sürdü. Akit, Yahşi'nin
gazetemiz tarafından
hedef gösterildiğini de
yazdı
'Atatürk-Bir
Ulusun Doğuşu'
• tstanbul Haber Servisi -
Tunst Rehberlen Vakfi,
'Cumhuriyet'üı 75. Yıh'
armağanı olarak geçen yıl
başlatılan, irticanm ve
böİücülüğün taban
bulduğu yörelerden
başlanarak her Tûrk
çocuguna bir adet
"Atatürk-Bir Ulusun
Doğuşu" adlı çızgi-roman
kitap armağan edıyor.
Kampanyanın 100.000
kitabı bugün
Sultanbeyli'de dağıtılacak.
Tunst Rehberlen Vakfi
yetkililen, Tûrkiye'nJn
dört bir yanında
sürdürülen kampanyada
bugüne dek 99 bın 800
kitap dağıtıldığını belırtti.
Özttemir'den
iftar yemeği
• Istanbul Haber Servisi -
tstanbul Emruyet Müdürü
Hasan Özdemır, Valı Erol
Çakır ve emniyet teşkilaö
mensuplarının da
aralannda bulunduğu çok
sayıda davetliye dûn iftar
yemeği verdi.
Baltalımaru'ndaki tstanbul
Polis Moral Eğitim
Merkezi'nde verilen iftar
yemeğinden sonra bir
komışma yapan Özdemir,
istanbuTun çok büyük bir
metropol, görevlerinin de
bu metropolün asayiş ve
huzurunun sağlanması
olduğunu belirtti.
Uyuşturucu
davası
• tstanbul Haber Servisi -
Bakırköy'de ele geçirilen
110 gram kokainle ilgili
olarak Bakırköy
Adliyesi'ne sevk edilen
sanıklardan Mehmet Çetin
Kankılıç çıkanldığı
Bakırköy 3. SulhCeza
Mahkemesi'nce
"uyuşturucu kullanmak ve
satmak" suçundan
tutuklanarak cezaevine
gönderildi. Gözaltına
alınan dığer 5 sanık ise
serbest bırakıldı.
BVKTdantepkl
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Türkıye Mühendis ve
Mimar Odalan Birliği'ne
(TMMOB) bağh Elektrik
Mühendisleri Odası
(EMO), Başan Elektronik
Şirketi'nde çalışan EMO
üyelerinin işten
çıkanlmalannı protesto
etti. EMO tarafindan
yapılan açıklamada,
aralannda proje
yönetıcilennin de
bulunduğu EMO
üyelennin iş akitlerinin
hiçbir gerekçe
gösterihneden
feshedılmesinin "onur
kıncı bir davranış" olduğu
vurgulandı.
TBMM tatilinden sonra geriye dönük tahkim öngören tasannın yaşalaşması hedefleniyor
Geriye takkhnde ısrarANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TB-
MM'de önceki akşam toplanan liderler
tahkırru geriye dönük işletecek yasal dü-
zenlemeyi tatılden sonra çıkarmayı karar-
laştınrken DSP ve MHP'li milletvekille-
nnın rahatsızlıklan sürüyor. DSP Aydın
Milletvekıli Sema Pişkinsöt, sözleşmele-
rin iptal edilerek yenıden görüşülmesini
önenrken MHP Genel Başkan Yardımcı-
sı Şevkat Çetin, sözleşmelerde tahkımin
olmaması nedenıyle şırketlere venlen ar-
ü gelirlenn geri alınması koşuluyla tah-
kımin genye işlemesim kabul edecekle-
nni söyledi. DYP'li TBMM Anayasa Ko-
misyonu Üyesi Abmet lyimaya ıse tahkı-
min geriye işletilmesi-
nin "anayasa ihlah" ol-
duğunu söyledi.
TBMM'de bütçe gö-
rüşmelerinden sonra ön-
ceki gece gerçekleştiri-
len liderler zirvesinde,
geriye dönüktahkim ko-
nusu yeniden ele alındı.
Liderler, bukonudaki ta-
sannın tatılden hemen
sonra TBMM'ye getiri-
lip çıkanlması gerektıği
konusunda anlaştılar.
Tahkim uyum tasanlan
komisyonlarda ve genel
kurulda görüşülürken,
geriye dönük tahkime
karşı bir tutum alındı
Genel kurulda bazı pro-
jelerin yap-işlet-devret
modeliyle gerçekleştiril-
mesine ilişkin yasada
değişiklik öngören tasa-
n görüşülürken, geriye
dönük tahkim getiren
maddenin reddedileceği
anlaşılınca bu madde ta-
sandançıkanldı. Ancak,
hükümet ortaklan geri-
ye dönük tahkim ısrann-
dan vazgeçmedi.
DSP'liler geriye dö-
nük tahkim uygulaması-
nın getirilmesi duru-
munda mevcut sözleş-
melerin tamamının iptal
edilip yeniden müzake-
reye açılması gerektıği-
ni söylediler. DSP Ayduı
Milletvekili Sema Piş-
kinsüt, Cumhuriyet' in
sorulannı yanıtlarken şu
değerlendinnelen yaptı:
"Tekrar müzakere konusu, görüşülen
tasannın 3. maddesinde çok açık olma-
makla beraber vardı. Bakanlar Kunı-
lu'nun değeriendirmesi. gibi bir cümle
vardı. Ancak Bakanlar Kunıhı hangi kıs-
tasla değerlendirecek? Danıştay'dan geç-
ti, diyorlar. Danıştay sadece idari yönden
bakıyor. Dolayısıyla Danıştay'dan geçti,
cümlesi çok anlamsız. tyi niyetfe tekrar
müzakere edilnıesi söylense ve tekrar Ba-
kanlar Kunılu'ndan geçse bile kesinlikle
rekabet olmaıiığı için çok sorunlu olur.
Mademki bu bir politik görüştü. Türki-
ye'de mademki yaraıiı olacağı düşünüle-
rek, özelleştirmeden bahsedikrek kabul
edildiyse. özefleştinnenin etikdeğerleri de
işletUmetiydL Birim enerji yasamız, özel-
lestirme yasamız yok."
Ilkeler belırlenmeden, rekabet ortamı
yaratılamayacağını vurgulayan Pişkinsüt,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aynca, tüketiciyL alan şirketleri vedev-
leti koruyabilecek şekilde sistemleşmeyi
sağjayacakregülasyon modeiizonınlu. Bu
üçü olmadan özellestirmeyi vermek, Uer-
de son derece kötü sonuçlara yol açar. Te-
kefci kanuı sektorü,tekelci özel sektöre dö-
nüşebilir. En serbest phasayı satunanlar
bile,çoktehlikeli bu)u>or bunu. Enerji Ba-
kanı. yasalanmız içinde ihale modeUeri
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
degjşiktir. Pazarhk usulû de yasal bir mo-
deldir, pazarhk usulünü tercih ediyoruz,
diyorlar. Pazarhk yapmıyoriar. Bir tane
şirket varsa ve bu devletle pazarhk yapı-
yorsa, bu pazarhk değiL, talan düzenini
devletle bir tek firma arasuda oturtmak-
ür. Görüşmelersırasındaki sorulanma da
hâlâ cevap vermedüer. Bu. etik anlamda
birözelleştinne değiL Gerive dönükuygu-
lanıadaki sıra yanbş. Regülasyonu, reka-
betiyerleştirmeden bunuyaparsanız,yine
talan ortamına gktersiniz."
Hükümetın MHP kanadı ıse uluslarara-
sı tahkımin ancak "uygulamaya geçme-
miş projeter" ya da "devletin çıkaıiarmın
korunması için sözleşmeler
ûzerinde risk faktörüne gö-
re yeniden pazarhk yapılma-
a" koşulu> la gen dönük ış-
letdmesine sıcak bakıyor.
MHP Genel Başkan Yar-
dımcısı Şevkat Çetin,
MHP'ninuluslararası tahki-
min daha önce yapılan söz-
leşmelerdeki risk faktörü-
nün yeniden değerlendiril-
mesi koşuluyla geriye
dönük işletilmesine destek
vereceğinı söyledi. Çetin,
"Daha önce yapılan sözleş-
melerdeçesitn oranlarla risk
faktörü uygulanmış. Şirket
risk faktörünü göz önüne
alarak artı 1 lira fazladan al-
mış. Eğer tahkim geriye is-
lerse benim artı 1 nrayı
geriye almam gerekiyor.
Eğer reddediliş gerekçeleri
göz önüne alınarak bir
düzenleme getirilirse kim-
senin iünua olmaz" dedı.
DYP'li TBMM Anayasa
Komisyonu Üyesi Ahmet
lyimaya, tahkımin geriye
dönük işletilmesinin
anavasadaki düzenlemeye
aykınlık oluşturacağım i-
fade etti. Yasal düzen-
lemeyi, anayasanın bağ-
layacağını, anayasada da
geriye dönük işletilmesine
ilişkin bir hüküm bulun-
madığını ifade eden lyi-
maya, "Eğer hükümet böy-
lebir düzenlemegetirirse bu
açıkça anayasa ihlali olur.
Biz bunu engeüemek için
etimizdekibütûn olanaklan
kullanacağız" dedi. , ,.. ,
Anayasa Komisyonu'nda yeniden görüşülecek... Liderler uzlaştı, gruplarda uzlaşma aranıyor
Türban yasağında 'ret' endişesi
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
Hükümet ortağı partılerin liderlen,
TBMM Içtüzüğü'nde *^ûrban yasa-
ğuun" açıkça ıfade edümesi konu-
sunda uzlaşmaya varmalanna karşın
"tabanuı tepkisinden" çekinen MHP
ve ANAPta rahatsızlık sürüyor. TB-
MM Anayasa Kornisyonu'nda daha
önce, ANAP'ın oylamaya katümama-
sı, MHP'nin de muhalefetle bırlikte
karşı çıkması üzerine reddedilen
tf
tûrban önergesi" için bayramdan
sonra '^ekriri müzakere" (yenıden
görüşme) yapılması kesinleşti. Ana-
yasa Komisyonu'ndaki görüşmelere
ANAP ve MHP grup yöneticilerimn
de katüarak, karşı çıkan mılletvekil-
lenni ikna etmeleri kararlaştınhnası-
na karşın, genel kurul aşaması, ikti-
dar ortaklannı kaygılandınyor.
tktıdar ortağı partilerin liderlerinin
önceki akşamki zirvede uzlaşmaya
vardıklan değişiklikle, Meclıs Içtü-
züğü'nün kılık-kıyafetle ilgili mad-
desıne kadın üyelenn Meclıs'e "başı
açık" girebileceği ifadesinin konul-
ması öngörülüyor. TBMM Anayasa
Komisyonu nda bu önerge FP-
DYP'ıun yanı sıra MHP ile ANAP'lı
Komısyon Başkanı Ertuğrul Yalçın-
bayır'ın oylanyla reddedılmıştı. Hü-
kümetin DSP kanadı, Yalçmbayır'm
tutumundan yakınırken, ANAP yö-
neticileri, komisyonun diğer üyeleri-
ne, tekriri müzakeremn yapılacağı
toplantıya mutlaka katılmaları tah-
matmı verdı. MHP liden Devlet Bah-
çeK'nin talımatı doğrultusunda parti
yöneticileri de bu konuda milletve-
killerini ikna etmenin yollannı an-
yorlar. MHP Genel Başkan Yardım-
cısı Şevkat Çetin, kadın mılletvekil-
lerinin başı açık olarak TBMM Ge-
nel Kurulu'na gırmeleri gerektiğini
belırterek "Nasü camiye giderken ba-
şörtüsû takıhyorsa. TBMM'nin de
kendisine göre kurallan geçerlidir.
Bunun gereğidebu kurallara uyuhna-
adn-" dedi. Çetin, bununla ilgili içtü-
zük değişikliklerine tam destek vere-
ceklerini söyledi. Ancak içtüzük de-
ğışiklıği Anayasa Komisyonu'ndan
geçse bile ıkndar ortaklan genel ku-
rul aşamasında "reddedflme" olasılı-
ğından çekiniyorlar. Özelhkle FP'nm
bu durumu iyi kullanacağmı dikkate
alan MHP ve ANAP, "seçmen tepki-
sinden" çekiniyor. tktidar ortaklan,
değişiklik önerisinin reddedılmesi
durumunda, "türbana kesin vize ÇJ-
kacagı" endişesini dile getiriyorlar.
Hükümetin ANAP kanadı, ıçtüzüğün
mevcut halinin de 'türban yasağı ge-
tirdiğine'' işaret ederek "^Bu değişik-
lik reddedildiği takdirde, bu kez özei-
Hkle FP, "Turbanla gınlebilır' yoru-
mu yapabUir. Bu dunım da daha teh-
likelisonuçlar doğurabiuV görüşünü
dıle getınyorlar
DYP'li TBMM Anayasa Komisyo-
nu üyesi Ahmettyimaya da ıçtüzüğün
mevcut biçiminde türbanla gırilebi-
leceğine ilişkin bır hüküm bulunma-
dığını ifade etti. Türkiye'ninbukonu-
da çok hassas olduğunu belırten lyi-
maya, " Yeniden bu konuda bir tartıs-
ma başlatmak. Türkiye'de ciddi
gerflimlere yol açabinr"1
dedi.
AIHM
Türkiye'ye 860
milyarlık ceza
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Avrupa tnsan
Haklan Mahkemesi (AÎHM), Türkiye aleyhine açı-
lan 3 bin 880 davadan45' ini sonuçlandınrken, Tür-
kiye'ye 860 milyar liralık tazminat cezası verildi.
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bûlent Akarcaa,
dün yaptığı yazılı açıklamada, AtHM'nin Türkiye
aleyhine verdıği kararlarla ilgili bilgi verdi. Dışiş-
leri Bakanhğı'nın verilerine göre, 26 Temmuz 1999
tarihi itibanyla AlHM'ye 3 bin 880 başvuru yapı-
lırken, bunlann 2 bin 250'si Güney Kıbns Rum Ke-
simi'oden yapılan başvurular, 455'i kamulaştınna
bedellerinin geç ödenmesi, 418'i köy yakma ve bo-
şaltma, 350'si işkence ve gözara süresinin uzunlu-
ğu, 134'ü kayıp, faili meçhul ve yaşam hakkı, 75'i
düşünce ve ifade özgürlüğü, 94'ü adıl yargılaına
konulanndan oluşuyor.
IRMIKI AYDIN ENGtN aengin S doruk.net.tr
Bilmiyordum. Günlerdir önünden
geçiyordum da meğer gömneden ge-
çiyormuşum. Komşummuş. Iki ev
ötemde doğmuş. Einstein'dan söz
ediyorum, Albert Einstein'dan. Tıme
dergisinin yüzyıla damgasını vuran ki-
şilerin en başına oturttuğu Albert Eins-
tein'dan.
Bu sabah Ulm kentinin bir ilkokulu-
nun öğrencileri, san saçlı, kara saçlı,
çekik gözlü, badem gözlü, kara göz-
lü, mavi gözlü onlarca çocuk, Ulm'de
"Einstein Haus"un kapısı önünde bi-
rikip, mahalleye çocuk cıvittıları saç-
maya başladıklarında aralanna karış-
tım. Saati geldi ve Ulm kentinin en şan-
lı müzesinin kapıları açıldı. Hep biıiik-
te ve cıvıl cıvıl içeri girdik.
Müze görevlileri yumuşacık gülüş-
terle bize Einstein'ı anlattılar. Anlatılan-
lann çoğunu anlamadık. Hele bir bü-
yük gök kitlesinin yakınından geçen
ışığın ve zamanın büküldüğünü söyle-
diklerinde hiç anlamadık.
Işık belki de, zaman nasıl bükülür
peki?
Ama çocuk beyinlerimizde minik kı-
vılcımlar çaktı. Bilinmezi bilinır kılan,
bildik sanılanı durmaksızın sorgula-
yan, düşüncenin en çorak toprakla-
nnda korkusuzca gezinen bir adamın,
Einstein'ın komşusu, hemşerisi oldu-
ğumuzu duyumsamak, onun, şimdi şu
müzeleşmiş evin odalannda emekte-
diğini düşünmek içimizi ısrttı.
Şu çekik gözlü (Kore, Japonya, Ma-
Komşum Einstein
lezya?) kız çocuğunda Einstein Am-
ca'dan mutlaka iz kalacak. Yüzyılın en
önemli kişisi seçilen birinin doğduğu
evi dolaşmaktan ibaret değil; yaşamı-
na Einstein girdi artık onun. Besbelli,
büyüdükçe "zamanın nasıl büküldü-
ğünü" düşünecek; bir gün anlayacak
ve bir gün gelecek, "bükülen za-
manın henüz ele vermediği sıriarını
çözmek üzere o da Einstein Amcası
gibi, düşüncenin en çorak toprakla-
nnda korkusuz bir gezgin olacak...
Şu kara gözlü, kara kafalı, gülüşü,
bakışı. soruşu, elini kolunu kullanışı ile
durmaksızın "Dedem Yozgathymış.
Babam Yozgat'tan yola çıkıp burala-
ra gelmiş. Ben burada, Ulm'de doğ-
dum, Einstein Amca'nın kentinde"
diyen şu küçük oğlan, bugün tanıştı-
ğı Einstein Amca'dan etkilenecek.
Akşam evde babasına kırık dökük
cümlelerie "ışığın ve zamanın, birbü-
yükgök kitlesinin açığından geçerken
büküldüklerini" filan anlatmaya kal-
kışacak. Anlatmayı beceremeyecek.
Babası hiçbir şey anlamayacak. Ama
yıllar geçtikçe şu "kökü Yozgat'a uza-
nan" kara kafalı, kara gözlü oğlan, ışı-
ğın ve zamanın neden ve nasıl bükül-
düğünü anlamaya başlayacak. Ba-
bast anlatılanlardan gene hiçbir şey
anlamayacak; ama şu "Yozgat'ı bil-
meyen Yozgatlı", çok küçükken, evi-
ni gezdiği Einstein Amca'dan mutla-
ka etkilenecek...
Çocuk cıvıltılan arasında dalgın do-
lanan şu gazeteci, ilk kez, kendi oğlu-
nun da fizik okuyor olmasından tuhaf
bir gurur payı çıkardığını şaşarak fark
ediyor. Müzedeki kocaman fotoğraf-
tan kendisine bakan, şu muzip gülüş-
lü, yaşlı adama göz kırpıp, belli belir-
siz bir övünmeyle, "Üstat, benim oğ-
lan da senin yolunda. O da Berlin'de,
senin ders verdiğin sıralam oturmuş fi-
zik okuyor" dedi.
içinden...
•••
Time dergisi "Yüzyıla damgasını vu-
ran kişi" anketini başlattığında, Türki-
ye'de bilgisayar marifetiyle sonsuz sa-
yıda oy yağdırma çabasına girenlerin,
Mustafa Kemat'i sevdiklerı için mi,
yoksa "Avrupa, Avrupa duy sesimizi!
Duyduğun Türklerin ayak sesleri" di-
ye tepinen Inönü Stadı amigolannın il-
kelliği ile mi kolları sıvadıkları epey tar-
tışılmıştı. Yüzyılın kişisi bu mantıklase-
çilirse Mao Tse Tung'un kazanması-
nın kaçınılmaz olduğu, çünkü Çin'in i-
ki milyara vuran nüfusu ile hiçbir ulu-
sun yanşamayacağı filan anımsatıl-
mıştı.
Elbette doğrudur, Mustafa Kemal
yüzyıla damgasını vuran en büyük ön-
derterden biridir. Tıpkı Ruslann Lenin'i,
Çin'in MaoTseTung'u, Fransızlann De
Gaulle'ü, Küba'nın Castro'su, Mısır'ın
Cemal Abdülnasır'ı, Tunus'un Habib
Burgiba'sı, Gana'nın Nkrumah'ı gi-
bi...
Ama yüzyılın en önemli kişisi, bilimin
öncülerinden biri olmalıydı. Madam
Curie gibi, Oppenheimer gibi, Niels
gibi, Bohr gibi ve Albert Einstein gibi.
(En dibe konmayacak kadar önem-
li bir dipnot: Yukandaki son iki parag-
rafa itirazı olan okuyucunun, aptes ta-
zeleyip, "Kemalizm"\ sil baştan edip
yeniden öğrenmesını öğütlerim.)
Evet, "yüzyılın en büyüğü" olarak
onuıiandınlan kişi, bilimin öncülerin-
den biri olmalıydı. Öyle oldu. Albert
Einstein oldu.
Henüz 21 yaşındayken, 1900'de
"Fiziğin Tarihçesi" adlı makalesiyle de-
hasının kıvılcımlannı sergileyen; dört
yıl sonra, 1904'te, dört ünlü makalesi
ile bilimin yolunu, çehresini ve yönü-
nü değiştiren, insanoğlunun evreni ve
kendini anlama çabasında çok büyük
bir dönemece damgasını vuran Eins-
tein...
Torunlanma anlatacaklarım var.
"Ben" diyeceğim, "bir-iki haftalığına
da olsa Einstein 'ın komşusuydum ço-
cuklar, biliyormusunuz".
övüneceğim. Komşum Einstein'la
övüneceğim...
ÜĞÜPOIİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Fırtınalı Gece...
Lodos Marmara'da acımasız...
Rus bayraklı bir tanker Florya açıklarında önce
ikiye bölünüp ardından karaya oturmuş...
Bir süre sonra martılann, balıklann ölümünü gö-
receğiz...
Gökyüzüne bakıyorum...
Artık mavi sabahlarda uyanamıyoruz...
Tutuşan güçlerin o inci çiçekleriyte dolu olan
yüreklerimiz kış uykusunayatmış...
Karla kaplı tarialar, o yeşil vadileri yutmuş...
Yolumuzun üzerine düşen akşam yıldızı artık kan-
dilinideyakmıyor...
Kör olmuş bir oyuncak bebek b'ızleri düşsel ge-
zintilere de çıkarmıyor...
On yaşındaki Serpîl'in kudurarak ölümü bir aiın
yazısı mıdır?
Gazetelerde küçük Serpil'in fotoğrafı yayımlan-
mış...
Mavi-beyaz kazağıyla gülümsüyor Serpil...
Bir toplum düşünün ki her yıl zehirli mantan bile
bile yiyip yüzlerce insan ölüyor, bebelerini topra-
ğa veren anne hıçkınklar içinde boğulurken şöyle
haykınyor
__ "Allah verdi, Allah aldı!.." _ J _
— Trafik terörü günde 25-30 canalıyor... .—*-
Istanbul'da TEM otoyolunda üst geçitten değil,
çrtleri atlayarak geçenler, hız yapan araçlann altın-
da kalarak ölüyor...
Lodos Marmara'da acımasız...
Trafik tıkanmış...
Rus bayraklı tankerden akaryakıt denize sızıyor...
Toplum olarak şaşkınız...
Televizyonu açıp Meclis'e bakıyorum...
Ecevrt sınirlı, Yılmaz hırçın...
Ikisi de Tansu Çiller'e öfkeleniyor...
Tam o sırada Tansu Hanım ekrana geliyor...
Yüzünde sahte bir gülümseme...
Gökyüzüne bakıyorum...
O eskilerden kalan toy gökyüzü yitip gitmiş, sev-
danın derinliklerine kaçmtş...
Serpil'i düşünüyorum...
ölümü!..
Çocuklann gözlerinde büyüyen hüzün yağmurlu
ve fırtınalı gecenin içinde giderek çoğalıyor...
• • •
Kuduzla mücadele tüm sokak köpeklerini zehtr-
leyip öldürerek mi sağlanacak; yoksa çevre politika-
sı kapsamında belediyeler başıboş hayvanlan top-
layıp onlan aşılayarak mı gerçekleşecek?
Galiba Türkiye'de birincisi tercih ediliyor!..
ölümlere alıştınlan toplumlarda köpeklerın ve in-
sanlann öldürülmesine tepki konulmaz!..
Dünyanın hangi gelışmiş demokratik ülkesinde
trafik kazalarında 25-30 kışı ölüyor; bile bile zehirli
mantar yenilip can veriliyor söyler misiniz?
1970'li yıllarda Ege'de tütün tanmında kullanılan
Folidol ilacından üç ayda 700 kisinin öldüğü sap-
tandığında herkes şaşınp kalmıştı ama bu ilacın ya-
saklanması hiçbir yetkilinin aklma gelmemişti...
Gökyüzüne bakıyorum...
Günbatımı sevınçleri de kaybolckı.a.'.rr^jjb rçsfiin
Umırtsuzluk, hüzün!.. • •
AB yolundaki Türkiye'deki çarpıklıklara her gün bir
yenisi ekleniyor...
Serpil'i kuduz bir köpek ısırmışto...
Dağlanan bir yürek lacivert dumanlar arasında
sonsuzluğun gölgesi oluyordu...
O gölgenin ortasında bir tartışma yoğunlaşıyordu:
"Insanlaryaşasın, köpeklerölsün!.."
Ikisi birden yaşasalar dünyanın sonu mu gelirdi?
Marmara'da lodos dinmemişti...
Gökyüzü gri yalnızlığın koruması altındaydı...
Serpil ailesiyle birlıkte Kayışdağı'nda yaşıyordu...'
Artık sınrfındaki sırası boş...
Ailesi acılı...
• • •
Yaşamımızı altüst eden olaylann içinde 2000 yılı-
na girerken acaba mutlu muyuz?
Mor beyaz arası düşlerin içinde uyanmayı özleyen
çocuklanmız işkenceden geçerken de sessiz kalma-
yı yeğliyoruz; Mumcu'nun, Kışlalı'nın ölüm haber-
lerini aldığımızda yeniden çoğalmaya başladığımızı
sanıyoruz...
Ş.G. adlı müzisyen genç ktzın, Kadıköy'de bır ge-
ce tecavüze uğrayıp, işkenceden geçirilip otobüs
durağına bırakıldığını öğrenince gözlerimizi faltaşı
gibi açıp bakıyoruz...
Marmara'da Lodos acımasız...
Rus tankeri karaya oturmuş...
Martılar ve balıklar ölecek...
Serpil dün toprağa verildi...
Sessiz çığlığın zaman ayarlı patlayıcısı gözlerı-
mizi, yüreğimizi vuruyor...
Hüzünlü ve umutsuzuz!..
Tepkimiz sadece gözyaşlanmızda...
Fırtınalı ve yıldızsız bir gecede ağlamak çözüm
müdür?
hikmet.cetinkaya « cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
GÖZLERİN POYRAZ
Cumhuriyef
k ı t a p 1 a r ı NhnetÇHHiH
Gazetecı-Yazar Hikmet Çetinkaya'nm içtndekı fırtınalı
evrende gelıştirdiğı, duygu denızınde damıttığı yazılan.
Bir solukta okunacak. kimi zaman bır nisan yağmuru
altmda. bazan poyraz yelının soğuk savurganlığında >a da
karanlık bır gecenin yalnızhğında yenıden okuoacak, yer
yer okunacak bır kitap bu kitap
f CumtH>tyct Çağ Pazariama A.Ş Türkocağı Cad. No 39/41
y kitap kutübü |34334Cağaloğlu-lstanbul Tei (212)5140196