25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 1999 PERŞEMBE O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr 'Ciddi Bir Vaka': Cemal Kutay Prof. Dr. Çetin YETKİN Müdafaa-ı HukukDergisi Genel. Yay.Yön. F ethi Okyar tanhımızınönem- li kışilerinden. Ittihat ve Terak- kı'nin "umumi kâtibi" (genel sekreten), İzzet Pasa kabine- sinde "dahflrye nazın" (içis- leri bakanı), Maha sürgünü. ılk TBMM ûyesi, Milli Mücadele'de "dabi- Myevekffi"_Dahası, 13 Ağustos 1923'te "başvekü", Cumhunyet'in ılk TBMM Başkanı, yenıden başbakan, Paris Büyü- kelçısi. Atatürk'ün ısteği ûzerine Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kurucusu ve ge- nel başkanı... Jsmetlnönüdönemininada- let bakanı... Fethı Okyar'ın bır başka ve çok önem- li yönü ıse Atatürk'ün "dert ve fikir orta- ğt"(l),"eskibiridealarkadaşı"(2)olma- sı. Atatürk Ue Harp Okulu sıralanndan başlayan bır dostluk ve çeşıtli cephelerde silah arkadaşlığı... Birlikte Minber gaze- tesıni çıkarmışlar... Atatürk, onu SCF'yı kurmakla görevlendirdığinde "bu yakm ve esld arkadaşına otan sevgi vegüven"in (3) etkın olduğu da tanhsel bır gerçek. Ve Fet- hı Okyar'ın Atatürk'e olan bağlıhğı onun şu sözleriyle TBMM tutanaklanna geçmış bulunuyor •'Büvükhalâskânnlkurtancı- nın) melkûresine (ülküsüne/ıdealıne) o kadar nihayetsiz bir hönnetinı ve merbu- tiyetim (bağlılığım) vardır kL beni iyi bi- ienler bu mefkûreye en küçük bir hizmeti ifa etmekfc nasd hayaumın sonuna kadar mfiftehir (övünerek) ve bahtiyar yaşaya- cağünı pekâlâ takdir ederler." (4) Böyle bir insanın kendi kalenunden çı- kan anılannın çok büyük tanhsel ve siya- sal önem taşıyacağı kuşkusuzdur. Fethı Okyar'ın "amtan" olduğu öne sü- rülen bir kitap "Üç De\irde Bir Adam" baş- lığı altında Cemal Kutay tarafından "ya- yına hanriannuş" ve İsianbul'da Tercüman yayınlan arasında 1980 yılında yaytmlan- mış bulunuyor. Cemal Kutay, "Eünizde- ki Kitap" başlığı altında •*amlar r 'a yazdı- ğı önsözde Fethı Okyar'ın "d yantı han- ndar"uıdan bu kıtabı yayına hâzırladığı- nı da öne sürmekte bir saİanca görmemiş.. Kitaba "ÜçDevirde Bir Adam" adını ver- mesinin nedeni ise, Fethi Okyar'ın Os- manlı. Milli Mücadele ve Cumhuriyet dö- nemlerinde yaşamış olması. Cemal Kutay, yazdığı önsözde Fethı Okyar'ınbuanılanndanlLAbdülhamit'ın "vatan" için yapüklannın anlaşüabilece- ğıni, bu padışaha ılışkın "peşinküküm"le- rin kalkacagını öne sürmekk yetınmemiş, Şeyh Sait İsyanı ıçin de şöyle demiş bulu- nuyor: "Mesda btşbakan iken ve mesda Şeyh Sait avakbnması gjbi hadiseJerde, bugündeçocuklanıntzaokııttağuınıızta- rih Idtaptannda oian devlete ve rejime ts- yan oiarak vasmandınkhğı hakk o böyk dûşûnmemiş,o(ayisosyalv«ekoDoıııikba- knndan de ahnış, bâkiın (egemen) hükn- met sistemleri içmde vatandaştık vazifea- ni yerine getiren Doğu böigemiz haDanm, Cıımhuriyet'm nimet ve alakasmrtan Ba- u bölgesi kadar faydahnma isteğimn sert tepkisiobrakteşhisJeiKİirmi^tirr Bu ıs- yanın devlete ve rejime karşı olduğunu Fethi Okyar gibi bırinin anlamamış oldu- ğu saçmalığını bir yana bıraksak bile ıs- yan 1925 yılında başgösterdığıne ve Cum- hunyet'in ılanuıın üzennden henüz ikı yıl geçmiş bulunduğuna göre "Cunıhuriyetln nimet ve aiakasTndan isyancılann yarar- lanmadıklan ıçın başkaldırdıklannı öne sürmenin us dışılığı kendılığinden ortada- dır. Öyleyse, Fethi Okyar nasü ohnuştur da kendi el yazısı ile anılannı bu yönde kâğıda geçirmiştir? Bu sorunun yanıtını Istanbul'da 1987'de yayımlanan ve yazan AM Fethi Okyarolan "Serbest Cmnhnriyet Fırkas Nasl Dof- du. Nasd Fesh Edfldi?" adlı kitaba Fethi Okyar'ın kızı Nermin Kırdar'ın yazdığı "Önsöz"de buluyoruz. Nermin Kırdar, Cemal Kutay'ın "Üç Devirde Bir Adam" adı altında yayımladığı kıtapta SCF dı- şındakı bölümlerin Fethi Okyar'ın kendi anlatımı olmadığını, onun kalenunden çık- madığını belirtmekte ve sonra da "uvgar" bir anlatımla demektedir ki: "BabambuhaûrabrmlSCF Ue ügüı anı- lann) ancak efi senetik bir ara geçtikten soora yayımlanabileceğini düşünmüstü. Bu arzusuna uyarak. annem ve kardeşhn Osman Okyar ile birtikte etimizdeki Ser- best Fırka evrakmı, babamın bir biyogra- fismi haztriamakta oian deferB tarih ya- zanCanalKntav'a\wdik.Bneser Cç De- virde Bir Adam' başhğı akmda evveia tef- rika sonra kitap obrak 1980'de çıkn. Bu kftabın otobiyografi şeklinde yaalması yanhş anbunaiara sebep ohnuştur. Bu gi- bi anfaunaian önlemek baknnmdan, açık- ça bdirteyim ki, Serbest Fırka otayı dqm- da, kttabm diğer kBunian Fethi Okyar'ın kaiemindendepdDf Oysa, Cemal Kutay, sanki elinde Fethı Okyar'ın el yazısı ile kaleme aldığı anıla- n varmış gibi SCF olayı dışında kalan bö- lümleri de, onun ağzından, bınnci tekil laşi anlaümıyla "Ben şöyle dednn,şöyle yap- nm,jnnbra tamk oktam_" gibi deyişler- le "Uç Devirde Bir AdanTı yayımlayarak okuyucuya sunmuştur!.. Doğal olarak bu arada II. Abdülhamıt ve Şeyh Sait ıçın de, Cemal Kutay kendisi ne düşünüyorsa, Fet- hı Okyar'ı da öyle konuşturmuştur! Cemal Kutay'ın bu yaptığma ne denir, benim söylemeye dilim varmıyor. Ne ta, iş bununla da bıtmiyor. Serbest Cumhuriyet Ftrkası ile ilgili olarak da Ner- min Kırdar'ın ve Cemal Kutay'ın yayım- ladığı anılar arasında da hem yer yer bü- yük aykınhklar bulunmaktadır ve hem de Kutay'ın metninde olan bazı bölümler Kır- dar'uı metninde yer almamaktadır ve bu- nun tersi de söz konusudur. Yani, özgün metinde yer alan bazı bölümler Kutay'ın metninde yoktur. Genelde Kutay, anilan o yolda yeniden kaleme ahnıştır kı, buna göre Atatürk, Fethı Okyar'ı SCF'yı kapat- mak ıçin zorlamakta ve Okyar da Ata- türk'e eleştiriler yöneltmektedir. Oysa, özgün metnı okuduğumuzda, Atatürk'ün SCF'nuı kapatılmaması için ısrar ettiği göruhnektedir. Gerçekte Cemal Kutay, tam bir Atatürk karşıtıdır Fethi Okyar'ın SCF ile ilgılı anılannı bu karşıthk içuıde kendıne göre düzenlemiş, önceki dönem- ler ıçin ise onu kısıtlayacak böyle bir ya- zılı metın de bulunmadığı için kendi sıya- sal görüşünü Fethi Okyar'uı görüşü ve dü- şüncesi olarak kaleme almışur. Kutay'm kişiliğı ve sıyasal eğilimlen için, BBanet Çetinkaya'mn ortaya koyduğu gerçekle- re ek olarak şunu da belırteyım kı, Ata- türk'ün *Nutuk"unun gerçeklen yansıt- madığını. Mılli Mücadele'nın başlangıç ta- rihı olarak 19Mayısl919'unbiranlamve değeri olmadığını öne sürecek ölçüde bu konuda ileri gitmektedır (5) Cemal Kutay. "Osmanh'dan Cumhuri- yet'e -Yüzyıhmızda Bir tnsanımız" adı al- tında ve bir zamanlar saltanatı. hilafeti ve sonra mandacüığı savunan daha sonra da programı ıçın Atatürk'ün "en hain dimağ- brmmahsulü" dediğı TerakkiperverCum- hunyet Fırkası'nın kuruculanndan Rauf Orbay'ın yaşamöyküsünü anlattığı ve bu dönem tanhünizin ancak böyle bır kahra- manın her yönüyle biUnmesıyle anlaşıla- bileceğinı öne sürdüğü beş ciltlik kıtabı ve "Yakm Tarihimiz" dergısınde çıkan yaa- lan.. okunduğunda onun tarihımızı hangı siyasal görüşe sahip çıkarak çarpıtıp sap- tırdığı kolaylıkla anlaşılabilir. Ve ona gö- re, bizim devrim tarihimizin gerçeklen "hâkimkuv-veoerinnesiUerininanahalin- deteildn ve tesis ettiği tarih aniayişı''ndan başka bu şey değıldır (6) Kutay için söy- lenecek çok şey var ama Fatih Çekirge'nin sunduğu bir TV programında Ismet Inö- nü ıçin "Abdülhamit onu 33 yıl sadrazam oiarakgöreviendirinM'' dedığını \ e bu TV yaymmuı ve Kutay'ın yayında söyledik- lerinın "Taribe tşık tutmak şöyle durstm, binbir bdgeyie aydmlanmış bir dönemi, sanınm tümûyle kişisd Idn ve nefret duy- gulanyla karalama. kafalan kanşnrma amaa güttükleri"nı belırten Süre\>« Er- yaşar'uı yargısını anmakla yetmeceğim: "HaDaaMatmayaçaltşmaklaııedeiKsibir tntum." (7) Gelın görün kı, her nedense (gerçekten de acaba "Neden?") Cemal Kutay ahir ömründe bırden bıre "hidaye- te ererek" tepeden tırnağa Atatürkçü ke- süiverdi. Hatta bugün Cumhunyetımızın ve laıklığin gıderek tek savunucusu ohna- ya başlayan Türk Sılahlı Km-vetleri'nde Atatürkçülük üzenne konuşmaya başladı, Said-iNura'ye övgüleryağdırmış bu kışı... II) Yahıp Kadri Karaosmaıtoğtu Poluıkada45 Yıl. Bilgı Yyn., Ankora. 1968 s 31 (2) Avnı Doğaıt Kurtuluş. Kurvluş veSonrası. Dün- va Yvn , Islanbul. 1964. s 210 13) Hasan Rıza Soyak Atatürk len Hattralar. C II. Yapı ve Kredi Bonteı Yyn. hlanbul. 1973. ı 411 (4) TBMMZaba Cendesı. C XX-XXI. Decre 3. Iç- ama 3. Inikal 67-84- s 38 (5) Nunye Abnan Mıllı Mücadele'nın Ib Yûzü-lkı Ydfh ve Bılge Adam. Haftanm Sohben, Sabah. 11 Ha- zıran 1995 löteki ' Bılge Adam da Ismel BazJag Ç Y ) 16) Cemal Kutay Osmanh dan Cumhuriyet e - Yüz- yıhmızda Bır Insanımız (Hüseyın Rauf Orbay. 1881- 1964). Kazana Yyn ,CV, Islanbul. 1992 s 10 0') Süreyya Eryaşar Tarıhçılık, YayıncılıkBuysa . Cumhuriyet. 9 Ağustos 1995 "tçerdeyken, bazı yazılara, karikatûriere bakardım ve insanlann hapishaneyi içlerinde taşıdıklannı görûr, üzûlürdüm." 3yıl,20ay,21gün!.. AJi Sirmen'in cezaevlerinde tutukJu olarak geçirdiği süre!.. Son- ra da, aklanmış, hiçbir kusuai, suçu, kabahati olmadığı anlaşılmış!.. Ya, o, üç yıl yirmi ay yirmi bir gün... Insan yaşamının belki en gü- zel anlan uçmuş gitmiş boşluğa... öyle de, değil, nice anılar, nice deneyimler, nice unutulmaz gerçekler kalmış bu uzun mu uzun za- man parçasından... Iki kez özgüriüğe kavuşmuştu. O günlerinden birinde Sağmal- cılar Cezaevi'nin önüne birlikte gelmiştik. Bir kahvede oturmuş- tuk. Ben onun deyimiyle "half-time", yani 7'lik bir mahkûmluk ya- şıyordum. "Sabah çık akşam gel." Ne kadar istemişti "tam gün tam gece" hapiste yatmamı, olmamtştı. Kahvede çaylan içerken, yanımdaöteki "kaderarkadaşlanm"\\e konuşurken, hüzünlenmiş- ti. Beni hapishane kapısına kadar uğuriamıştı. Sanki ıçeri girsem kolay kolay çıkmayacakmışım gibi... Bir yüzyılı arkamızda bırakıyoruz. Nâam Hikmet "Dûnyaya er- ken gelmişim diye/ kahretmedim hiç bir zaman/ Ben yirminci asıhıyım/ ve bununla övünüyonjml Bana yeterl yirminci asırda olduğum safta oimakl bizim tarafta olmak/ ve dövûşmekyeni bir â/em için" demişti. Ama, doğrusu ya ben, yuzyılın son yirmi otuz yıfına hiç de öyte bakamıyorum. 12 Mart, 12 Eylüf olayfen, özifen, EVET/HAYIR OKTAY AKBAL "Bizîm Tarafta Olmak../ horianan, asılıp kesilen, yıllarca hapis yatan gençlerimız, aydınla- nmız için hiç de güzel değil yuzyılın son çeyreği... Üç yıl yat, sonra "Sen bir şey yapmamışsın" diye bırak!.. Ya o geçen sabahlar, akşamlar ne olacak? Bunun hesabını kim vere- cek? Yitip giden yıllann bırakbğı izier.. Ali, hapise girerken güzel siyah saçlan vardı, bir de baktık uçup gitmiş o saçlar. Kimbilir iç- te kınlıp dökülenler neler?.. Yalnız Ali için değil, büyük haksızlık- lara uğrayan ve bu haksızlıklan işleyenlerden hesap soramayan nice kurbanlar adına... Hapiste yazıyordu yazılannı, sonra bir de kitap çıkardı: "Kelepçeli Yazılar"... Uğur Mumcu bu kitaba yaz- dtğı önsözde 'Samim Lütfü' için şöyle diyordu: "Cumhuriyet okur- lan soruyoriardı: 'Kim bu Samim Lütfü', 'Içimizden biri' diyordum, Samim Lütfü içimizden biriydi. Düşünen, düşündüğünü yazmak isteyen, acı çeken, iyiye güzele özlem duyan biri." Ali Sirmen hapisten çıktktan sonra yazıtanna başladığında bir hanım okur şöyte demiş: "Sevindik Ali Bey'in gazeteye dönme- "foe, amâ blz Samim Lûtfü Be/e de alışmıştık, ne otur onun da yazılannı kesmesinler." Bir süre sonra Samim Lütfü ile Ali Sirmen'in aynı kişi olduğu an- laşılmıştı. Uğur Mumcu bu konuda şunlan yazmıştı: "Tutukluluk insanın variığını demir parmaklıklann ardına atar. 0 kadar! Tutuklutuğun gücü beyin hücrelerine yetmez. Ali Sirmen bu yazılan Sağmalcılar Cezaevi'nde geceyanlan ranza üzerinde baödaş kurarak yazdı." Oyleleri vardır, kısacık bir tutukluluğu yaşamlannın en büyük ola- yı sanıriar. Oysa Ali iie kaç yıldır beraberiz, aynı gazetede, bir sü- re de Milliyet'te aynı sütunda yazdık, bir kez bile o hapishane gün- lerinden üzüntüyle, ya da gururia sözünü ettiğini duymadım. Biz anımsatsak, gülerek, işi alaya alarak anlatan bir insan. Nâzım'ın dediği gibi "bizim safta olmak ve dövüşmek yeni bir âlem için" yetiyor. Bir yurtsever aydının çok daha büyük savaşımlar verme- sine inanan biri, bu Ali Sirmen... Geçen akşam Sayın Berin Nadi'nin evindeydik. llhan Selçuk, Turhan Selçuk, Ali, eşlerimız, dostlanmız... Ali'nin yaşı altmışı bulmuş, inanılır mı? Her zamanki gibi genç, her zamanki gibi dost... Her zamanki gibi bir aydınlanma savaşımcısı... Yeni bir yıla, girerken Ali Sirmen'den söz etmek içimden geldi. Kitaplannı açtım, okudum, yirmi beş yılı geçen dostluğumuzu, o güzel, unutulmaz anlanmızı canlandırdım. Sonra bu yazıyı yazdım. Nice yeni yıllara Ali, tüm dostlar, yeni bir âlem için bizim safta olanlar"... PENCERE Postacı Kapyı 17'nd Kez Çalıyor... Cumhuriyet birkaç günden beri 57'inci hüküme- tin Uluslararası Para Fonu'na (IMF) sunduğu İyi Ni- yet Mektubu'nun tam metnini yayımlıyor. Dünyanın büyük kütüphaneleri elinizdeki gaze- teye abonedirler; Cumhuriyet bir başvuru (referans) gazetesi niteliğindedir; tarihse) belgelerin metin- lerini sayfalanmız elverdiğince yayımlamak gaze- temizin işlevleri arasındadır. IMF'ye verilen son İyi Niyet Mektubu'nun da ay- n bir önemi var; ne yazık ki bu mektup 57'nci hü- kümetin Meclis'te onaylanmış programını rafa kal- dıımıştın Koalisyon Hükümeti sanki bundan böy- le partamentoya değil, IMF'ye karşı sorumlu bir du- ruma düşmüştür. "57'inci Hükûmetin Rnogram/'nadönüşen ryi Ni- yet Mektubu'nun tam metni bu açıdan da önem kazandığı için Cumhuriyet'te yayımlanıyor. • Prof. Dr. Korkut Boratav Cumhuriyet'teki kö- şesinde "Garip Bir Niyet Mektubu" başlığı altın- da yayımlanan yazısında birkaç noktanın attını çi- ziyor 1) IMF, tarihinde ilk kez, ödemeler dengesinde ciddi sorunlan olmayan bir ülkeyle stand-by an- laşması yapmaktadır. 2) İyi Niyet Mektubu birhükümetprogramını an- dıran aynntılar içermektedir. 3) Ancak bu program hükümette görüşülme- miştir. Bakanlar kendilerine ilişkin karariann hiç- birinden haberdar değildirter. 4) İyi Niyet Mektubu'nu birkaç bûrokrat hazır- lamıştır. Sonuç: Seçtlmişler'in değil, atanmışlar'tn düzen- ledikleri 'mektup' hükümet programı yerine geçi- yor. • IMF'ye verilen İyi Niyet Mektubu' yalnız bir hü- kümet programı içeriğini taşımıyor, anayasal dü- zeni etkileyen, devletin temel ilkelerini sarsan bir içeriği de var. önümüzdeki yıllarda "Türkiye'nin düzeni"ni oluşturacak bu tarihsel bekjenin tam metnini Cum- huriyet'te yayımlamak gerekiyordu; elimize tutuş- turulan "yol haritası'm öğrenelim. Küreselleşme sürecinde yeryüzüne tek bir eko- nomik modelin dayatıldığı biliniyor. Ancak bu tek model çerçevesinde ülkelerin ken- di çıkarlannı gözetmeleri olanak dışı değildir. Her devlet özçıkartannı göze göz dişe diş çetin bir savaşımla ve hırslı pazariıklariâ savunuyor Tür- kiye'de ise siyasal iktidar sanki bu ülkenin değil, dünyada egemenleşen finans kaprtalin Anado- lu'daki hükümetiymiş gibi "teslimiyet" içinde... Bankacılıksoygununudabu"yo//janfas/"naek- lersek, ortaya çıkan sonuç mide bulandıncıdır, halk yine ezilecektir; ama, ülke düze çıkabilecek midir?.. TURKCELL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear