25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 1999 PERŞEMBE 14 kultur@cumhuriyet.com.tr 2000'in eşiğinde, hem yüzyılın hem de içinden geçtiğimiz yılın değerlendirilmesi Çok cliııaıııik ve çok boyutfiıjALİAKAY Yenı bıryüzyılın eşiğme geldiğimiz- de ve bu yüzyıla bızi götüren çizginın içinden çıkmakta olduğumuz 1999 yı- h olduğunu varsaydığunızda, plastik sanatlar üzerine yapılacak bir değer- lendırmenin hem yüzyıh hem de için- den geçtiğimiz bu yılı ılgılendireceği- nı düşünüyorum. Bu nedenle öncelik- le bazı genel değişımlerden bahsetme- nın bu yılı anlamakta anlamlı olacağı- nı zannedtyorum. Yüzyda bakmak Sanat ve tanhının tekbaşma ele aun- masındançüaldığına, toplumsal veriler ıle sanat teknolojisı ve malzemesi ara- suıda yatan bağın pekiştinlmesine tanık olmaktayız. (Kübistler, Dada, Sürre- alistler, Fütüristler, Fluxus, Performans- dans, Pop Art Kitsch ve diğer Neo'la- " nyla 20 yüzyıl bu örneklerie dolu.) Sanat eğitiminın farklılaşması ve ye- nilenmesı; sanatve sosyal bilimler ara- sındakı kategonk aynmlardan çıkmaya başlamasını yaşamaktayız: Felsefe, sos- yolojı, sanat ve bılımlerin birlikte ha- reket etmeye başlamalan (Belkı de pra- tikte hep öyleydi) dile getırildı. Yüksek sanatlann içınde ele alınan ve Fransa'da 17. yüzyılda Akademinın kurulması ile ulusal devletlere doğru gidenbir yol- da dıluı merkezüeştirilmesıne karşı çağ- daş bir cevap verebilıyor olması; yani daha önce "mekanik sanatlar" (resım heykel) ve "liberal sanatlar" (matema- tik, geometn, astronomı) arasında ya- pılan aynmın dışındamekanıkolarak ad- landınlan sanatlann yüksek sanat ala- nında yer almasmdan sonra modernlik ile başlayan karşı akumn 20. yûzyıla denk düşmesi önemü gibi duruyor. Yüksek ve alçak sanat aynmının yok olmasıyla azınlık veya azlık siyaseti gı- bı azınlık ışlerinin de çağdaş sanatın içuıde yer alır olması. Kapıtahzmm ve bu mantıkta gehşen "büyüksergUernT karşısına daha mınör sergüenn minör işlerle karşı çıkması. Ve de majör ve mınör eserlerin birlikte ele alınabilme- sini beraberinde getirmektedır. Yani, yüksek sanat unsuru, majör olarak ele alınan resim ve heykel veyaenstalasyon ile genelde alçak sanat veya minör ça- lısma olarak kabul edilen desen, sulu- boya, eskiz ve ilk çalışmalarla, çizgi filmin hiyerarşisiz bir şekilde ele alın- ması ' Kronolojik olmayan bır sanat tarihi- nin içine girmiş olmamız ve bu anlam- da da sıraların yerini aynşık birlikte- lıklerin almış olması. Tarihe referans- lann güncelleştirilmesı. Retrospektif bazı sergılerin anlamını da belkı, bu şe- kilde değerlendırebiliriz. Toplumumuza hemen yansıyan ve etkisını korkunç boyutlarda gösteren; ama. sanatsal uğraşısı TÜYAP Sanat Fuan'nın binncilik ödülünde örneği görülen ve 21. yüzyıla da etkilerini mu- hakkak taşıyacak olan deprem olgusu hepimizın yaşamına girdi. Bu aralık aymda bir grup Yunanlı sanatçı Meslek Odalan Birliğı organizasyonunda ts- tanbul'a geldı ve deprem bölgesinı zı- yaret ettı. Bu da MuratMorava'nın dep- rem sonrasmda örgütledıği Nişantaşı Dayanışma Derneği'nin girişımiyle ger- çekleştinldı. Yüz Yüze sergüeribağla- mında oluşan Yunanlı sanatçılann se- yahatı, gelecekte üçüncü bir Yüz Yüze sergısirun oluşumuna da katkıdabulun- mak niyetindeydi. Yıla bakmak Yukanda ele alınan perspektiflerden yola çıkarak ıçuıden geçtiğimiz yılın sanat olaylannabakarsak; öncelikle çok dınamıkve çokboyutlu bu" sanatyılı ge- çırdik demenin mümkün olduğunu sa- nıyorum: Bır yandan bienal ve onun çerçevesinde yapılan sergiler, diğeryan- dan yıl boyunca gerçekleştirilen sergi- lerle takıbıbıle neredeyse olanaksız sa- yıda sergi açıldığını gözlemleyebiliriz. Aynca Art- îst dergisinin piyasaya gır- mesiyle müzesi olmayan ve müzesi ol- sun tartışmalan yapan bir ortamda sa- nat âlemine bır dergı gırmiş oldu. Ha- Bl Altmdere ve Vahit Tuna'nın gerçek- lestirdiğı dergı, tasanmı ve ıçeriğı ile be- ğeni tophıyor. Munar Sinan Güzel Sanatlar Akade- mısı ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi genç sa- natçılar yetıştirmeye ve ken- di mekânlannda sergiler dü- zenlemeye devam ediyor (Mü- zesinı Düşleyen Sergi, Tutku ve Dalgavb.). Bunlarabrr ünı- versite daha eklendi: Saban- cı Üniversitesı'nin "Kasa" sergıleri de genç sanatçılara yenı unkânlar yaratmaya ça- lışmakta. Susanna Milevs- ka"nm küratörlüğünü yaptığı 'Kıyamet Sonrası Sanat' ser- gisı de Yıldız Üniversite'sın- de gerçekleştirildi. Bir de bu yıl Genç Etkinlik sergilerinin kesildiğini görmekteyim. Bu daüzücü olmaktadrr, çünkübu sergıler hem katılım boyutla- nylahem de etkilenyle,küra- törlere genç sanatçılann yol- lannı açan sergiler olarak anı- lacak. Ancak; Ankara Plastik Sanatlar Derneği'nin düzen- ledıği Genç Etkinlik yem bir boyuta girmeye başladı. Bu da Ankara dinamiğinin ne ka- dar etkılı olduğunu bize bir kez daha hatırlatmakta. Genç Dukinea'daki 'Tepeler Arasında Tablo' adh sergide Vahh Tuna'nın tşi (üstte), Seza Paker'in Akademi Istanbul'da açbğı 'Giz' başlıkh sergisinden (yanda). Etkinlik'in açtıgı yoldan giden Anado- lu sergileri genç sanatçılar içm daha merkez dışı olarak kalmakta; ama aynı zamanda daha "vahşp bır tecrübeyı on- lara tattırmakta gibi görünüyor. îktısat alanındaki Anadolu kaplanlan gibi ye- ni bir resım dınamiği olduğunun farkı- na varmak gerekecek. Aynca yine siya- si olarak Islamcı ve milliyetçi denilen birçızgide resımleryapanbirressamgru- bunun da Türkıye sosyolojısı içuıde ye- rini aldığını "ÖdüDüYanşmalw''agön- denlen çalışmalar sayesinde öğreniyo- nız. Galerilere gelirsek, daha önceki yıl- larda kurumlar - vakıflar ve galeriler arasındaki aynmlann büyüdüğüne şa- hıt olmaktayız: Bıenaller srrasmda boy Nev'den geçen sanatçılar, 2000'li yılla- ra doğru "nostaPt" ve "gfincd dma- mik" sergileriyle süreceğe benzdyor. Milh Reasürans Galensi retrospektif sergilenyle ilgi çeken galeriler arasın- da; bu sergılerden birçoğu tarihin yatay olarak çızildığını, nesıller arasındaki farklann akımlara ait olmaktan çok akımlan kesenbıryapıya sahıp olduğu- nu gösteriyoT. lsmiet Doğan'ın "Et" s+ e+r+g+i'sini gerçekleşttrmiş olduğu AKM Galensi de yine lstanbul'un en merkezi yeri olmak konumunu sürdü- rüyor. Belkı de Bedri Baykam'ın "Be- nim Yûzyürm'" sergısının bu mekânda gerçekleştrriknesının, siyasi olduğu ka- dar modernTürk sanatmekânıyla da ıhs- kılendrnlebilecek bır yani var. Dolma- "gösterisi olmayan'' bir bienal olduğu- nu ve bu yapısıyla da Barj'nın nkanan bienallerinın modelıne bir alternatıfola- bileceğini yazdı. Aynı şekilde tstan- bul'a gelen sanat eleştirmeni ve akade- mısyen RobertMorgan da bienalin u s- kı nkı ve insani boyutiarda" olduğunu söyledi. Bu Cumhuriyet gazetesinın ekım ayında yapüğı ve sanat adamlan ve eleşûrmenleri ile gerçekleştirdiğı an- ketın tam tersi bir hareketı ortaya koy- makta değil mP Bu yüm tartışma oda- ğı olan ve "beğenilıııeyen'' bıenalın "al- ternatifn olarak sunulmasına ne cevap vermeli! Şu bakımdan bunun üzerinde duruyorum; asundaminörlük, deneysel- Uk, sakathk, bozmatüm 20. yüzyılın mo- dem sanatının zihniyetiyle birleşıyor. B'ir yandan bienal ve onun çerçevesinde yapılan sergiler, diğer yandan yıl boyunca gerçekleştirilen " " sergilerle takibi bile neredeyse olanaksız sayıda sergi açıldığını gözlemleyebiliriz. artışmalar yaratan Uluslararası Istanbul Bienali sırasında, îstanbul birçok sanat etkinliğine sahne oldu. Yeni mekânların yani sıra, AKM kentin en merkezi yeri konumundaydı. Yıl sonuna doğru Türk sanatçılarının yurtdışı sergileri de ivme kazanmış gibi duruyor. gösteren bu ayrım ve tartışma, bu yıl sa- natçılan da ıçine alarak yeni bir ekse- ne erişti. Bu konuya aşağıda tekrar dö- neceğız; ancak şımdı yıl içuıde açılan bazı anlamlı sergüere goz ataum Os- manlı'run 700. Yılı bağlamında "Os- manhEsiniyle ÇağdaşTürkSanaü" ve "Kzans'ı Haürlamak" ve "Beüini'nin Fatih Portresi" sergileri, Yapı ve Kredi Kâzrm Taskent Galerisi'nde dikkat çe- ken sergiler arasında sayılabüir. îstan- bul'da geçen yıl açılan Apel Galensi de tematik sergilenyle yılın yenı ama dik- katçeken galerilen arasında duruyor. Ga- leri Nev'in "Muze Khabı" ve bu kita- bın orijinal örneklennı seTgilediği bahçe Kültür Merkezi ıse yeni mekân- lar arasında 6. Uluslararası tstanbul Bı- enali'ne ev sahiphğı yapmasıyla önem kazanacak: bu şekilde mekânın kulla- mrrunda tarihi yerlerin etkisınin olma- sı veya olmaması arasındaki tartışma, burada bu bağlamda, bk kez daha ha- tırlatılabilecek. Bienal tarnşmalar yaratü Bilindiği gibi Paulo Colombonun küratörlüğünde Uluslararası Îstanbul Bienali taröşmalaryaratü. Genelde Türk sanatçılarının ve galericilerinin beğeni- sıni kazanmadı. Köşe yazarlanndan da genelde iyı tepkı almadığı gözlemlen- dı. Ben bunlann içinde say- madımkendimi ve yukanda ele aldığun minörlük sorunu- nu gündeme getirdiğıru söy- ledimveyazdım. Bu 20. yüz- yılın başında, "prnnithizm'' olarakadlandınldı; daha son- ra antropolojide buna '^a- ban düşünce" adı verildi. Yüzyılı terk ederken de mi- nörlükolarakadlandınlacak. Edebıyatın yaptığını (Kaf- ka, Joyce vb.) plastik sanat- lar şimdilerde ele almakta. Bu yıl îstanbul Bienali Türksanatseverlen tarafindan çok kötü eleştinler almasma rağmenyurtdışındakı basın- da bazı iyi eleştinler aldı. Bunlar arasında en güzelı, belki de, CatherineMfflet'nin Art Presse'in aralık sayısın- da kaleme aldığı yazıydı. 1950-60'lardaki Uluslarara- sı Sitüasyonıstler'ın kurucu- suolanGiiyDebord'un "gös- teritopluma" metnıne gön- derme yaparak, Catherine Joseph Kosuttı, Frankfurt'taki yerieştirmesinin önünde. Millet "IstanbulBienaB"nm Ancak 1980'li yıllann postmodem gö- rüntü alnnda "gözboj'ayan'' işlere önem vermesı bir yanılsama yarattı ve büyük işleri (garandiose) gündeme getirdi ve ardmdan 20. yüzyıl kendı içınde katlan- dı: Primitivızme olanbu geri dönüşyol- lannı aramaya ve bulmaya çalıştı. Soy- kütüksel bir yönelimden başka bır şey gibi gözükmemekte. Modern sanaun başladığı yıllarda Ja- pon riizgân, Afrika ve Mısır esintisı ne kadar sanatı vahşileştirdiyse, Fauvistle- rin nrçalannın soyuta giden yüzü de çağdaş sanatın mmörlüğü ile boy öl- çüşmektedir. Çok özet bir şekilde ve kabaca; Ma- tisse, Jav-elinsky Kandinsk> gelişen bır akım Schwitters ve KMn'den geçerek, fhmıs'a doğru yol aldığrna göre, bızde- ki Nejad De%Tİm, SabriBerkel, Adnan Çoker, Erol Akyav^ş, Ömer Uhıç vb. çızgısı de genç güncel sanatımızla yol- lanmaktadır. Bununetkilen. zannedıyo- rum, bilınçdışından da gelse yadsıyama- yacağız. Bu bakımdan da ÖmerUluç'un Paulo Colombo'nun sergisinde bulun- masını anlamlı buluyorum. Birtecrübe olarakresımve heykelı yan yana ahna- sı ve malzemeden çok sanatıyla ilgi- lendınnesı. Benzer bir tavn TÜYAP Sanat Fu- an'nda OrhanTaylan gösterdı. Desen ve heykeli birleşnrerek, hem kendı üs- lubunu hem de mınörlüğü soktu devre- ye. Bu örneklerinbenzerlenne uzun za- mandan beri New York ve Paris'te de şahıt olmaktayız Mınörlükve'içiçegeç- me estetiğjnin" (Merleau-Ponty) ıfade tarzlanndan bazılan bunlar. Kosuth, Bresson, Baudrülard Îstanbul Bienali sırasında Îstanbul birçok sanat etkinliğine sahne oldu. Bunlar arasında perfonnanslar (Nadı Güler), fotoğraflar (Balkan Naci tslim- yelı, tsmet Doğan, Ahmet Elhan, vb.), projeksiyonlar (lnal - Gidış - Dönüş) ens- bdasyonlar, video enstalasyonlar (Mü- şerref Zeytınoğlu, Halıl Altındere vb.) gerçekleştirildi. Yenı mekânlar içınde bu yıl devreye gıren Karaköy'deki SetimBir- sd'in yönettiği "Bir Dûkkân - Galeri" "Zemin: Mekân -yüzey - katman" ser- gısiyle dikkat çektı. Yine Akademi ts- tanbul hamam kubbesınin mekânrnı bir galenye çevırerek Seza Paker'in "Giz ve Açıkbk" sergısını gerçekleşüren bir yer oldu. Aynı şekilde SeldaAsaTın yö- nettiği "Apartman-Galerts'r "AyaÛta- bı Dükkâru r! sergısıyle açıldı Dulcınea Sanat Galensi "TepeterAra- sında TabkT sergısıyle ızleyıcileri me- kânına çağırdı Yakın zamandır açık olan bu galen de merkezdeki galeriler arasında yenı bir yere sahip. Ancak bu yenı galerilerin yanındaUrart Sanat Ga- lensı'nde gerçekieştınlen "Sanat ve Modalan" sergısi, modernliktemasına Baudelaire'den yola çıkarak yaklaştı. Borusan Sanat Galerisı ise "Başkaldt- ran Sanat: Ftnsus sergisınden ayn. bir de bienal sırasında uluslararası bır ısım olarakkavramsal sanatın en etkin isım- lerinden birisi olan Joseph Kosuth'ün ışlenni "Konuklar ve Yabanalar" adı altmdakavTamsal sergide gerçekleştır- di: Bu sergide Türk düşünürlen ve ya- zarlannrn adlan da yer aldı. Felsefı me- tinlerin çevırilen ıse Onıç Anıoba ta- rafindan gerçekleştirildi Fransız Kül- tür Merkezi Galerisı ise sosyolog Jean Baudrülard'ın fotoğraflannı seyırcile- rin beğenısıne sundu. Galen Apel'de ise sokak sergısi, sokak ve sanatıbirleş- tirmek amacındaydı. Darphane-ı Ami- re'de ise "Avrnpanlar'' sergısıyle, Hen- riCartier-Bresson'un olağanüstü fotoğ- raflan sergılendi. Yine Pamukbank ta- rafmdan desteklenen "Kem Göz Has Bakış" adh bir fotoğraf sergısı Îstanbul Bienali ile zamandaştı. Yıl sonuna doğru Türk sanatçüannın yurtdışı sergileri de ivme kazanmış gi- bi duruyor: Amsterdam'da "Hiçbir Yer- den". Avusturya'nın Lınzkentınde ger- çekleştirilen "SosyalMakinePara" ser- gısi, Sruttgart kentinde "Stflk Cut and Fragment" sergisi birçok sanatçıyı ko- nuk ettı. Ayşe Erkmen'in "SummerB- ne" sergısı de Frankfurt'ta yapıldı Bü- lent Şangar'ın çahşması ise Rosa Mar- tinez'in küratörlüğünü yaptığı Santa Fe Bıenali'nde sergilendı. Bir de son olarak bu yıl kaybettikle- rımiz, ne yazık ki var. Bunlar da anıla- nmızda eseTİeri ve kişilikleriyle kala- cak. Erol Akyavaş, Hüseyin Katırcıoğ- lu ve DenizBUgin üzücü olarak aramız- dan aynldılar. Daha önce bize bıraktık- lannı değerlendirmek gerekecek artık. IŞILDAK VE YELPAZE ATİLLA BtRKİYE Yaşamın Kendisidir, Aşk... Bir yılı bitirirken, bir yüzyılı bitirirken, bir binyılı bi- tirirken neyi sorgulamalı insan! Nedir aslolan, todc- sun hırçın mavıliğine bakarken! Saatler kalmışken iki bine, ne yazılmalı, neyin al- tı çizilmeli; insanlığın ayıbı mı, uygarlık denen aldat- maca mı, yoksa kişisel bir tarihten mi söz etmeli? Lodosun hırçın sesi, gecenin sonunda yağmuru söylerken. Sorular sorunlarta, dahası sorunsallıklarla özdeş- leşiyorsa, bu tehlikeli. Anlatmak için de tehlikeli, an- lamak için de. Türkiye'de yaşıyorsanız, çok zordur ülkeyi anla- mak; şayet anladığınız gibiyse de, bu kez felaket... Aslında işin özü, yani büyük sorgulama ya da bü- yük hesaplaşma, asıl kişisel birtarihleyapılmalı. En güç olanı bu galiba... Insan bir yazının, severek yazdığı ve ustalanndan devraldığı deneme adh yazının keyfini yaşarken, na- sıl anyorsa satırlardaki şiiri; o şiiri yaratmak için uğ- raşıyorsa düzyazı ormanında, yaşamının şiirini de öy- lesine aramalı, yaratmalı kişisel tarihinde... Henüzyanm asır olmadı ama, iyi kötü kırk beş yıl, bu yeryüzünde, dünyanın en güzel kenti diyetanım- ladıgımız Istanbul'da, dünyanın en garip ülkesi di- ye tanımladığımız Türkiye'de yaşadık iyi kötü. Ne büyük bir işi başarmışız: Hem lstanbul'un hır- çın lodos mavisini gördük hem de Istanbul'un yitip gitmekte olan, açık mavisini. Daha çok bu kenttiler bilir, iki mavintn birteştiği rüz- gânn hüznünü... Yıllar önce bir kıza âşık oldum; bir şiirdeki gibi, bir şiir gibi, kimse bilemedı, kimse bilmedi. Karanlık sahilde tek başıma dolaştım, bahann ne- mı gecenin üstündeydi; gençliğimin coşkusuyla, yaşanmamışlığın saflığıyla içtim gizlice. Boş şişeleri hıçbir zaman denizin gizem dolu su- lanna atmadım; oysa çok ıstedim, öfkemi ve nefre- timi sulara gömmeyi. Denize kıyamadım. Şiirler yazdım, sayfalarca şiirier, binlerce dizeler... Çok ıstedim okumayı, kimseye okumadım; çok istedim tüm yazılanlan yırtıp lstanbul'un sokaklan- na atmayı, kentime, yani kendime kıyamadım. Unutulmuş bir sobada gizlice yaktım, gizlice ağ- ladım. Yıllar önce yaşadıklanma, yıllarca yaşadıklanma hüzün adını koydum. Yıllar yıllan kovaladı; dostlanmı yitirdim, birçoğu öldürüldü. Darbeleri gördük, dünya da savaşıp duruyordu ya, en acısı, kişisel tanhimde babamın ölümüydü... Yıllar yıllan kovaladı, genç bir kadını sevdim, kim- senin haberi bile olmadı; yalnızca bir serçe biliyor- du, pencere önündeki konserinde tanıdı beni: aşka geldi sıra baktım, küçük serçenın gözleri büyüyordu hüzünlü ve masum gözlerinden öptüm, büyüdükçe kadın oluverdi küçük serçe benöptükçe saatlerce baktım kadınhğına, konuşmadari' '"'^ saç/anna dokundum, itiraz etmedi *^. yoksa serçenin tüyleri miydi . "". t ' 1 " i e//me dokundu ansızın ne kadını, ne serçeyi gördüm bir daha masum ve ağlamaklıydım ellerim küçülmüş, kavuşmuştu kucağımda bûyümüydü? Yıllar yıllan kovaladı, dünyanın en güzel diliyle, ana dilimle yazdım; kendimi birden denemenin en- gin sulannda buldum, varoluşumu anladım; acemi dizelerim, ilkgençlik aşklanmdı. Zaman geldi, dünyaya da küstüm, Istanbul'a da küstüm, denemeye bile küstüm; tüm kapılanmı tüm pencerelerimi kapadım, bir serçe bile giremezdi içe- ri; ama hiçbir zaman, kişisel tanhimde aşka küsme- dim, çünkü: Yaşamın kendisidir, aşk... Paul McCartney'den Tom Jones'a Şarkı • Kültür Senisi - Eskı Beatles üyesi Paul McCartney, Tom Jones ıçın bir şarkı yazdı. 60'h yıllann sonlannda McCartney 'Long and The Winding Road' adlı parçayı Tom Jones'un seslendırmesini ıstemış ama Jones bu teklifi gen çevırmıştı. Daha sonra Jones'un bu karan yoğun işleri nedenıyle gen çevırdiğinı açıklaması üzerine McCartney eski dostunun seslendırmesi için yeni bır beste yapacağını açıkladı. Cazcı Matt Levvinsky Öldü • Kühür Servisi - Besteci ve klarnet sanatçısı Matt Lewinsky 70 yaşında yaşamını yitirdi. 60Tı yıllarda cazcı Benny Goodman ıle çalan Levvinsky, Sinatra ve Liza Mınellı gıbı sanatçılann müzikalleri için aranjörlük de yapmıştı. Festlval sponsor arayışında Ödüller toplam 18 milyar TL EmreZeytinoğhTnun UrartSanatGalerisi'ndeaçüğ? 'Sanat ve.Modalan'sergjsinden. Kültür Servisi - Bu yıl 15-28 Mayıs tanhlen ara- sında düzenlenecek 12. UhıslaranısıAnkaraFıhn Festiv^Bnin altı dalda geT- çekleştıreceğı yanşmala- nn toplam ödülünün 18 miryarTL olduğubehrtil- di. Festıvalın yenı başka- nı Ömer Tuncer yaptığı açıklamada, basında yer aldığı gibi bu yılki ödül miktannm 200 milyar TL'ye ulaşmadığını, bir yanlış bügilendınlmenin söz konusu olduğunu ve Çankaya Beledıyesı'nın 18 milyar TL dağıtacağı- nı söyledi. Tuncer, festivalın bütçe- sini 150 milyar olaraksap- tadıklannı ve bu miktan sağlayabibnek için spon- sor arayışına başladıkla- nnı söyledi: u Basındaçı- kan haberierdebetirtikli- ği gibi 200 mflyarumz ol- duğu ve Kültür Bakanb- ğı'nın 12yılsonrafestrsa- U destekkme karan aldı- ğıtamamen yanhş.Kültür Bakanhğı daha ilk gün- den festhalin \arunda. Her bakan, politik görüşü ne olursa olsun bizim yant- rruzda yer aldı. Bu yıl da KültürBakanhğı,TRT ve Çankaya Belediyesi ana sponsorianmız." Festıvah düzenleyen Dünya Kıtle lletişimi Araştırma Vakfi'nın baş- kanlığmı, bır süre önce yaşamını yitıren yazan- mız Matamut Tali Öngö- ren' ınyenne Ankara Üni- versitesi Dekanı Prof. Dr Oğuz Onaran üstlendi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear