Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 1999 PERŞEMBE
14 kultur@cumhuriyet.com.tr
2000'in eşiğinde, hem yüzyılın hem de içinden geçtiğimiz yılın değerlendirilmesi
Çok cliııaıııik ve çok boyutfiıjALİAKAY
Yenı bıryüzyılın eşiğme geldiğimiz-
de ve bu yüzyıla bızi götüren çizginın
içinden çıkmakta olduğumuz 1999 yı-
h olduğunu varsaydığunızda, plastik
sanatlar üzerine yapılacak bir değer-
lendırmenin hem yüzyıh hem de için-
den geçtiğimiz bu yılı ılgılendireceği-
nı düşünüyorum. Bu nedenle öncelik-
le bazı genel değişımlerden bahsetme-
nın bu yılı anlamakta anlamlı olacağı-
nı zannedtyorum.
Yüzyda bakmak
Sanat ve tanhının tekbaşma ele aun-
masındançüaldığına, toplumsal veriler
ıle sanat teknolojisı ve malzemesi ara-
suıda yatan bağın pekiştinlmesine tanık
olmaktayız. (Kübistler, Dada, Sürre-
alistler, Fütüristler, Fluxus, Performans-
dans, Pop Art Kitsch ve diğer Neo'la-
" nyla 20 yüzyıl bu örneklerie dolu.)
Sanat eğitiminın farklılaşması ve ye-
nilenmesı; sanatve sosyal bilimler ara-
sındakı kategonk aynmlardan çıkmaya
başlamasını yaşamaktayız: Felsefe, sos-
yolojı, sanat ve bılımlerin birlikte ha-
reket etmeye başlamalan (Belkı de pra-
tikte hep öyleydi) dile getırildı. Yüksek
sanatlann içınde ele alınan ve Fransa'da
17. yüzyılda Akademinın kurulması
ile ulusal devletlere doğru gidenbir yol-
da dıluı merkezüeştirilmesıne karşı çağ-
daş bir cevap verebilıyor olması; yani
daha önce "mekanik sanatlar" (resım
heykel) ve "liberal sanatlar" (matema-
tik, geometn, astronomı) arasında ya-
pılan aynmın dışındamekanıkolarak ad-
landınlan sanatlann yüksek sanat ala-
nında yer almasmdan sonra modernlik
ile başlayan karşı akumn 20. yûzyıla
denk düşmesi önemü gibi duruyor.
Yüksek ve alçak sanat aynmının yok
olmasıyla azınlık veya azlık siyaseti gı-
bı azınlık ışlerinin de çağdaş sanatın
içuıde yer alır olması. Kapıtahzmm ve
bu mantıkta gehşen "büyüksergUernT
karşısına daha mınör sergüenn minör
işlerle karşı çıkması. Ve de majör ve
mınör eserlerin birlikte ele alınabilme-
sini beraberinde getirmektedır. Yani,
yüksek sanat unsuru, majör olarak ele
alınan resim ve heykel veyaenstalasyon
ile genelde alçak sanat veya minör ça-
lısma olarak kabul edilen desen, sulu-
boya, eskiz ve ilk çalışmalarla, çizgi
filmin hiyerarşisiz bir şekilde ele alın-
ması
' Kronolojik olmayan bır sanat tarihi-
nin içine girmiş olmamız ve bu anlam-
da da sıraların yerini aynşık birlikte-
lıklerin almış olması. Tarihe referans-
lann güncelleştirilmesı. Retrospektif
bazı sergılerin anlamını da belkı, bu şe-
kilde değerlendırebiliriz.
Toplumumuza hemen yansıyan ve
etkisını korkunç boyutlarda gösteren;
ama. sanatsal uğraşısı TÜYAP Sanat
Fuan'nın binncilik ödülünde örneği
görülen ve 21. yüzyıla da etkilerini mu-
hakkak taşıyacak olan deprem olgusu
hepimizın yaşamına girdi. Bu aralık
aymda bir grup Yunanlı sanatçı Meslek
Odalan Birliğı organizasyonunda ts-
tanbul'a geldı ve deprem bölgesinı zı-
yaret ettı. Bu da MuratMorava'nın dep-
rem sonrasmda örgütledıği Nişantaşı
Dayanışma Derneği'nin girişımiyle ger-
çekleştinldı. Yüz Yüze sergüeribağla-
mında oluşan Yunanlı sanatçılann se-
yahatı, gelecekte üçüncü bir Yüz Yüze
sergısirun oluşumuna da katkıdabulun-
mak niyetindeydi.
Yıla bakmak
Yukanda ele alınan perspektiflerden
yola çıkarak ıçuıden geçtiğimiz yılın
sanat olaylannabakarsak; öncelikle çok
dınamıkve çokboyutlu bu" sanatyılı ge-
çırdik demenin mümkün olduğunu sa-
nıyorum: Bır yandan bienal ve onun
çerçevesinde yapılan sergiler, diğeryan-
dan yıl boyunca gerçekleştirilen sergi-
lerle takıbıbıle neredeyse olanaksız sa-
yıda sergi açıldığını gözlemleyebiliriz.
Aynca Art- îst dergisinin piyasaya gır-
mesiyle müzesi olmayan ve müzesi ol-
sun tartışmalan yapan bir ortamda sa-
nat âlemine bır dergı gırmiş oldu. Ha-
Bl Altmdere ve Vahit Tuna'nın gerçek-
lestirdiğı dergı, tasanmı ve ıçeriğı ile be-
ğeni tophıyor.
Munar Sinan Güzel Sanatlar Akade-
mısı ve Marmara Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi genç sa-
natçılar yetıştirmeye ve ken-
di mekânlannda sergiler dü-
zenlemeye devam ediyor (Mü-
zesinı Düşleyen Sergi, Tutku
ve Dalgavb.). Bunlarabrr ünı-
versite daha eklendi: Saban-
cı Üniversitesı'nin "Kasa"
sergıleri de genç sanatçılara
yenı unkânlar yaratmaya ça-
lışmakta. Susanna Milevs-
ka"nm küratörlüğünü yaptığı
'Kıyamet Sonrası Sanat' ser-
gisı de Yıldız Üniversite'sın-
de gerçekleştirildi. Bir de bu
yıl Genç Etkinlik sergilerinin
kesildiğini görmekteyim. Bu
daüzücü olmaktadrr, çünkübu
sergıler hem katılım boyutla-
nylahem de etkilenyle,küra-
törlere genç sanatçılann yol-
lannı açan sergiler olarak anı-
lacak. Ancak; Ankara Plastik
Sanatlar Derneği'nin düzen-
ledıği Genç Etkinlik yem bir
boyuta girmeye başladı. Bu
da Ankara dinamiğinin ne ka-
dar etkılı olduğunu bize bir
kez daha hatırlatmakta. Genç
Dukinea'daki 'Tepeler Arasında Tablo' adh sergide Vahh Tuna'nın tşi (üstte),
Seza Paker'in Akademi Istanbul'da açbğı 'Giz' başlıkh sergisinden (yanda).
Etkinlik'in açtıgı yoldan giden Anado-
lu sergileri genç sanatçılar içm daha
merkez dışı olarak kalmakta; ama aynı
zamanda daha "vahşp bır tecrübeyı on-
lara tattırmakta gibi görünüyor. îktısat
alanındaki Anadolu kaplanlan gibi ye-
ni bir resım dınamiği olduğunun farkı-
na varmak gerekecek. Aynca yine siya-
si olarak Islamcı ve milliyetçi denilen
birçızgide resımleryapanbirressamgru-
bunun da Türkıye sosyolojısı içuıde ye-
rini aldığını "ÖdüDüYanşmalw''agön-
denlen çalışmalar sayesinde öğreniyo-
nız.
Galerilere gelirsek, daha önceki yıl-
larda kurumlar - vakıflar ve galeriler
arasındaki aynmlann büyüdüğüne şa-
hıt olmaktayız: Bıenaller srrasmda boy
Nev'den geçen sanatçılar, 2000'li yılla-
ra doğru "nostaPt" ve "gfincd dma-
mik" sergileriyle süreceğe benzdyor.
Milh Reasürans Galensi retrospektif
sergilenyle ilgi çeken galeriler arasın-
da; bu sergılerden birçoğu tarihin yatay
olarak çızildığını, nesıller arasındaki
farklann akımlara ait olmaktan çok
akımlan kesenbıryapıya sahıp olduğu-
nu gösteriyoT. lsmiet Doğan'ın "Et" s+
e+r+g+i'sini gerçekleşttrmiş olduğu
AKM Galensi de yine lstanbul'un en
merkezi yeri olmak konumunu sürdü-
rüyor. Belkı de Bedri Baykam'ın "Be-
nim Yûzyürm'" sergısının bu mekânda
gerçekleştrriknesının, siyasi olduğu ka-
dar modernTürk sanatmekânıyla da ıhs-
kılendrnlebilecek bır yani var. Dolma-
"gösterisi olmayan'' bir bienal olduğu-
nu ve bu yapısıyla da Barj'nın nkanan
bienallerinın modelıne bir alternatıfola-
bileceğini yazdı. Aynı şekilde tstan-
bul'a gelen sanat eleştirmeni ve akade-
mısyen RobertMorgan da bienalin u
s-
kı nkı ve insani boyutiarda" olduğunu
söyledi. Bu Cumhuriyet gazetesinın
ekım ayında yapüğı ve sanat adamlan
ve eleşûrmenleri ile gerçekleştirdiğı an-
ketın tam tersi bir hareketı ortaya koy-
makta değil mP Bu yüm tartışma oda-
ğı olan ve "beğenilıııeyen'' bıenalın "al-
ternatifn
olarak sunulmasına ne cevap
vermeli! Şu bakımdan bunun üzerinde
duruyorum; asundaminörlük, deneysel-
Uk, sakathk, bozmatüm 20. yüzyılın mo-
dem sanatının zihniyetiyle birleşıyor.
B'ir yandan bienal
ve onun çerçevesinde
yapılan sergiler, diğer
yandan yıl boyunca
gerçekleştirilen " "
sergilerle takibi bile
neredeyse olanaksız
sayıda sergi açıldığını
gözlemleyebiliriz.
artışmalar yaratan
Uluslararası Istanbul
Bienali sırasında,
îstanbul birçok sanat
etkinliğine sahne
oldu. Yeni mekânların
yani sıra, AKM
kentin en merkezi
yeri konumundaydı.
Yıl sonuna doğru
Türk sanatçılarının
yurtdışı sergileri de
ivme kazanmış gibi
duruyor.
gösteren bu ayrım ve tartışma, bu yıl sa-
natçılan da ıçine alarak yeni bir ekse-
ne erişti. Bu konuya aşağıda tekrar dö-
neceğız; ancak şımdı yıl içuıde açılan
bazı anlamlı sergüere goz ataum Os-
manlı'run 700. Yılı bağlamında "Os-
manhEsiniyle ÇağdaşTürkSanaü" ve
"Kzans'ı Haürlamak" ve "Beüini'nin
Fatih Portresi" sergileri, Yapı ve Kredi
Kâzrm Taskent Galerisi'nde dikkat çe-
ken sergiler arasında sayılabüir. îstan-
bul'da geçen yıl açılan Apel Galensi de
tematik sergilenyle yılın yenı ama dik-
katçeken galerilen arasında duruyor. Ga-
leri Nev'in "Muze Khabı" ve bu kita-
bın orijinal örneklennı seTgilediği
bahçe Kültür Merkezi ıse yeni mekân-
lar arasında 6. Uluslararası tstanbul Bı-
enali'ne ev sahiphğı yapmasıyla önem
kazanacak: bu şekilde mekânın kulla-
mrrunda tarihi yerlerin etkisınin olma-
sı veya olmaması arasındaki tartışma,
burada bu bağlamda, bk kez daha ha-
tırlatılabilecek.
Bienal tarnşmalar yaratü
Bilindiği gibi Paulo Colombonun
küratörlüğünde Uluslararası Îstanbul
Bienali taröşmalaryaratü. Genelde Türk
sanatçılarının ve galericilerinin beğeni-
sıni kazanmadı. Köşe yazarlanndan da
genelde iyı tepkı almadığı gözlemlen-
dı. Ben bunlann içinde say-
madımkendimi ve yukanda
ele aldığun minörlük sorunu-
nu gündeme getirdiğıru söy-
ledimveyazdım. Bu 20. yüz-
yılın başında, "prnnithizm''
olarakadlandınldı; daha son-
ra antropolojide buna '^a-
ban düşünce" adı verildi.
Yüzyılı terk ederken de mi-
nörlükolarakadlandınlacak.
Edebıyatın yaptığını (Kaf-
ka, Joyce vb.) plastik sanat-
lar şimdilerde ele almakta.
Bu yıl îstanbul Bienali
Türksanatseverlen tarafindan
çok kötü eleştinler almasma
rağmenyurtdışındakı basın-
da bazı iyi eleştinler aldı.
Bunlar arasında en güzelı,
belki de, CatherineMfflet'nin
Art Presse'in aralık sayısın-
da kaleme aldığı yazıydı.
1950-60'lardaki Uluslarara-
sı Sitüasyonıstler'ın kurucu-
suolanGiiyDebord'un "gös-
teritopluma" metnıne gön-
derme yaparak, Catherine
Joseph Kosuttı, Frankfurt'taki yerieştirmesinin önünde. Millet "IstanbulBienaB"nm
Ancak 1980'li yıllann postmodem gö-
rüntü alnnda "gözboj'ayan'' işlere önem
vermesı bir yanılsama yarattı ve büyük
işleri (garandiose) gündeme getirdi ve
ardmdan 20. yüzyıl kendı içınde katlan-
dı: Primitivızme olanbu geri dönüşyol-
lannı aramaya ve bulmaya çalıştı. Soy-
kütüksel bir yönelimden başka bır şey
gibi gözükmemekte.
Modern sanaun başladığı yıllarda Ja-
pon riizgân, Afrika ve Mısır esintisı ne
kadar sanatı vahşileştirdiyse, Fauvistle-
rin nrçalannın soyuta giden yüzü de
çağdaş sanatın mmörlüğü ile boy öl-
çüşmektedir.
Çok özet bir şekilde ve kabaca; Ma-
tisse, Jav-elinsky Kandinsk> gelişen bır
akım Schwitters ve KMn'den geçerek,
fhmıs'a doğru yol aldığrna göre, bızde-
ki Nejad De%Tİm, SabriBerkel, Adnan
Çoker, Erol Akyav^ş, Ömer Uhıç vb.
çızgısı de genç güncel sanatımızla yol-
lanmaktadır. Bununetkilen. zannedıyo-
rum, bilınçdışından da gelse yadsıyama-
yacağız. Bu bakımdan da ÖmerUluç'un
Paulo Colombo'nun sergisinde bulun-
masını anlamlı buluyorum. Birtecrübe
olarakresımve heykelı yan yana ahna-
sı ve malzemeden çok sanatıyla ilgi-
lendınnesı.
Benzer bir tavn TÜYAP Sanat Fu-
an'nda OrhanTaylan gösterdı. Desen
ve heykeli birleşnrerek, hem kendı üs-
lubunu hem de mınörlüğü soktu devre-
ye. Bu örneklerinbenzerlenne uzun za-
mandan beri New York ve Paris'te de
şahıt olmaktayız Mınörlükve'içiçegeç-
me estetiğjnin" (Merleau-Ponty) ıfade
tarzlanndan bazılan bunlar.
Kosuth, Bresson, Baudrülard
Îstanbul Bienali sırasında Îstanbul
birçok sanat etkinliğine sahne oldu.
Bunlar arasında perfonnanslar (Nadı
Güler), fotoğraflar (Balkan Naci tslim-
yelı, tsmet Doğan, Ahmet Elhan, vb.),
projeksiyonlar (lnal - Gidış - Dönüş) ens-
bdasyonlar, video enstalasyonlar (Mü-
şerref Zeytınoğlu, Halıl Altındere vb.)
gerçekleştirildi. Yenı mekânlar içınde bu
yıl devreye gıren Karaköy'deki SetimBir-
sd'in yönettiği "Bir Dûkkân - Galeri"
"Zemin: Mekân -yüzey - katman" ser-
gısiyle dikkat çektı. Yine Akademi ts-
tanbul hamam kubbesınin mekânrnı bir
galenye çevırerek Seza Paker'in "Giz
ve Açıkbk" sergısını gerçekleşüren bir
yer oldu. Aynı şekilde SeldaAsaTın yö-
nettiği "Apartman-Galerts'r "AyaÛta-
bı Dükkâru
r!
sergısıyle açıldı
Dulcınea Sanat Galensi "TepeterAra-
sında TabkT sergısıyle ızleyıcileri me-
kânına çağırdı Yakın zamandır açık
olan bu galen de merkezdeki galeriler
arasında yenı bir yere sahip. Ancak bu
yenı galerilerin yanındaUrart Sanat Ga-
lensı'nde gerçekieştınlen "Sanat ve
Modalan" sergısi, modernliktemasına
Baudelaire'den yola çıkarak yaklaştı.
Borusan Sanat Galerisı ise "Başkaldt-
ran Sanat: Ftnsus sergisınden ayn. bir
de bienal sırasında uluslararası bır ısım
olarakkavramsal sanatın en etkin isım-
lerinden birisi olan Joseph Kosuth'ün
ışlenni "Konuklar ve Yabanalar" adı
altmdakavTamsal sergide gerçekleştır-
di: Bu sergide Türk düşünürlen ve ya-
zarlannrn adlan da yer aldı. Felsefı me-
tinlerin çevırilen ıse Onıç Anıoba ta-
rafindan gerçekleştirildi Fransız Kül-
tür Merkezi Galerisı ise sosyolog Jean
Baudrülard'ın fotoğraflannı seyırcile-
rin beğenısıne sundu. Galen Apel'de
ise sokak sergısi, sokak ve sanatıbirleş-
tirmek amacındaydı. Darphane-ı Ami-
re'de ise "Avrnpanlar'' sergısıyle, Hen-
riCartier-Bresson'un olağanüstü fotoğ-
raflan sergılendi. Yine Pamukbank ta-
rafmdan desteklenen "Kem Göz Has
Bakış" adh bir fotoğraf sergısı Îstanbul
Bienali ile zamandaştı.
Yıl sonuna doğru Türk sanatçüannın
yurtdışı sergileri de ivme kazanmış gi-
bi duruyor: Amsterdam'da "Hiçbir Yer-
den". Avusturya'nın Lınzkentınde ger-
çekleştirilen "SosyalMakinePara" ser-
gısi, Sruttgart kentinde "Stflk Cut and
Fragment" sergisi birçok sanatçıyı ko-
nuk ettı. Ayşe Erkmen'in "SummerB-
ne" sergısı de Frankfurt'ta yapıldı Bü-
lent Şangar'ın çahşması ise Rosa Mar-
tinez'in küratörlüğünü yaptığı Santa Fe
Bıenali'nde sergilendı.
Bir de son olarak bu yıl kaybettikle-
rımiz, ne yazık ki var. Bunlar da anıla-
nmızda eseTİeri ve kişilikleriyle kala-
cak. Erol Akyavaş, Hüseyin Katırcıoğ-
lu ve DenizBUgin üzücü olarak aramız-
dan aynldılar. Daha önce bize bıraktık-
lannı değerlendirmek gerekecek artık.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BtRKİYE
Yaşamın Kendisidir, Aşk...
Bir yılı bitirirken, bir yüzyılı bitirirken, bir binyılı bi-
tirirken neyi sorgulamalı insan! Nedir aslolan, todc-
sun hırçın mavıliğine bakarken!
Saatler kalmışken iki bine, ne yazılmalı, neyin al-
tı çizilmeli; insanlığın ayıbı mı, uygarlık denen aldat-
maca mı, yoksa kişisel bir tarihten mi söz etmeli?
Lodosun hırçın sesi, gecenin sonunda yağmuru
söylerken.
Sorular sorunlarta, dahası sorunsallıklarla özdeş-
leşiyorsa, bu tehlikeli. Anlatmak için de tehlikeli, an-
lamak için de.
Türkiye'de yaşıyorsanız, çok zordur ülkeyi anla-
mak; şayet anladığınız gibiyse de, bu kez felaket...
Aslında işin özü, yani büyük sorgulama ya da bü-
yük hesaplaşma, asıl kişisel birtarihleyapılmalı. En
güç olanı bu galiba...
Insan bir yazının, severek yazdığı ve ustalanndan
devraldığı deneme adh yazının keyfini yaşarken, na-
sıl anyorsa satırlardaki şiiri; o şiiri yaratmak için uğ-
raşıyorsa düzyazı ormanında, yaşamının şiirini de öy-
lesine aramalı, yaratmalı kişisel tarihinde...
Henüzyanm asır olmadı ama, iyi kötü kırk beş yıl,
bu yeryüzünde, dünyanın en güzel kenti diyetanım-
ladıgımız Istanbul'da, dünyanın en garip ülkesi di-
ye tanımladığımız Türkiye'de yaşadık iyi kötü.
Ne büyük bir işi başarmışız: Hem lstanbul'un hır-
çın lodos mavisini gördük hem de Istanbul'un yitip
gitmekte olan, açık mavisini.
Daha çok bu kenttiler bilir, iki mavintn birteştiği rüz-
gânn hüznünü...
Yıllar önce bir kıza âşık oldum; bir şiirdeki gibi, bir
şiir gibi, kimse bilemedı, kimse bilmedi.
Karanlık sahilde tek başıma dolaştım, bahann ne-
mı gecenin üstündeydi; gençliğimin coşkusuyla,
yaşanmamışlığın saflığıyla içtim gizlice.
Boş şişeleri hıçbir zaman denizin gizem dolu su-
lanna atmadım; oysa çok ıstedim, öfkemi ve nefre-
timi sulara gömmeyi. Denize kıyamadım.
Şiirler yazdım, sayfalarca şiirier, binlerce dizeler...
Çok ıstedim okumayı, kimseye okumadım; çok
istedim tüm yazılanlan yırtıp lstanbul'un sokaklan-
na atmayı, kentime, yani kendime kıyamadım.
Unutulmuş bir sobada gizlice yaktım, gizlice ağ-
ladım.
Yıllar önce yaşadıklanma, yıllarca yaşadıklanma
hüzün adını koydum.
Yıllar yıllan kovaladı; dostlanmı yitirdim, birçoğu
öldürüldü.
Darbeleri gördük, dünya da savaşıp duruyordu ya,
en acısı, kişisel tanhimde babamın ölümüydü...
Yıllar yıllan kovaladı, genç bir kadını sevdim, kim-
senin haberi bile olmadı; yalnızca bir serçe biliyor-
du, pencere önündeki konserinde tanıdı beni:
aşka geldi sıra
baktım, küçük serçenın gözleri büyüyordu
hüzünlü ve masum
gözlerinden öptüm, büyüdükçe
kadın oluverdi küçük serçe
benöptükçe
saatlerce baktım kadınhğına, konuşmadari' '"'^
saç/anna dokundum, itiraz etmedi *^.
yoksa serçenin tüyleri miydi . "".
t
'
1
"
i
e//me dokundu ansızın
ne kadını, ne serçeyi gördüm bir daha
masum ve ağlamaklıydım
ellerim küçülmüş, kavuşmuştu kucağımda
bûyümüydü?
Yıllar yıllan kovaladı, dünyanın en güzel diliyle,
ana dilimle yazdım; kendimi birden denemenin en-
gin sulannda buldum, varoluşumu anladım; acemi
dizelerim, ilkgençlik aşklanmdı.
Zaman geldi, dünyaya da küstüm, Istanbul'a da
küstüm, denemeye bile küstüm; tüm kapılanmı tüm
pencerelerimi kapadım, bir serçe bile giremezdi içe-
ri; ama hiçbir zaman, kişisel tanhimde aşka küsme-
dim, çünkü:
Yaşamın kendisidir, aşk...
Paul McCartney'den
Tom Jones'a Şarkı
• Kültür Senisi - Eskı Beatles üyesi Paul
McCartney, Tom Jones ıçın bir şarkı yazdı. 60'h
yıllann sonlannda McCartney 'Long and The
Winding Road' adlı parçayı Tom Jones'un
seslendırmesini ıstemış ama Jones bu teklifi gen
çevırmıştı. Daha sonra Jones'un bu karan yoğun
işleri nedenıyle gen çevırdiğinı açıklaması üzerine
McCartney eski dostunun seslendırmesi için yeni
bır beste yapacağını açıkladı.
Cazcı Matt Levvinsky Öldü
• Kühür Servisi - Besteci ve klarnet sanatçısı Matt
Lewinsky 70 yaşında yaşamını yitirdi. 60Tı yıllarda
cazcı Benny Goodman ıle çalan Levvinsky, Sinatra
ve Liza Mınellı gıbı sanatçılann müzikalleri için
aranjörlük de yapmıştı.
Festlval sponsor arayışında
Ödüller toplam
18 milyar TL
EmreZeytinoğhTnun UrartSanatGalerisi'ndeaçüğ? 'Sanat ve.Modalan'sergjsinden.
Kültür Servisi - Bu yıl
15-28 Mayıs tanhlen ara-
sında düzenlenecek 12.
UhıslaranısıAnkaraFıhn
Festiv^Bnin altı dalda geT-
çekleştıreceğı yanşmala-
nn toplam ödülünün 18
miryarTL olduğubehrtil-
di. Festıvalın yenı başka-
nı Ömer Tuncer yaptığı
açıklamada, basında yer
aldığı gibi bu yılki ödül
miktannm 200 milyar
TL'ye ulaşmadığını, bir
yanlış bügilendınlmenin
söz konusu olduğunu ve
Çankaya Beledıyesı'nın
18 milyar TL dağıtacağı-
nı söyledi.
Tuncer, festivalın bütçe-
sini 150 milyar olaraksap-
tadıklannı ve bu miktan
sağlayabibnek için spon-
sor arayışına başladıkla-
nnı söyledi: u
Basındaçı-
kan haberierdebetirtikli-
ği gibi 200 mflyarumz ol-
duğu ve Kültür Bakanb-
ğı'nın 12yılsonrafestrsa-
U destekkme karan aldı-
ğıtamamen yanhş.Kültür
Bakanhğı daha ilk gün-
den festhalin \arunda. Her
bakan, politik görüşü ne
olursa olsun bizim yant-
rruzda yer aldı. Bu yıl da
KültürBakanhğı,TRT ve
Çankaya Belediyesi ana
sponsorianmız."
Festıvah düzenleyen
Dünya Kıtle lletişimi
Araştırma Vakfi'nın baş-
kanlığmı, bır süre önce
yaşamını yitıren yazan-
mız Matamut Tali Öngö-
ren' ınyenne Ankara Üni-
versitesi Dekanı Prof. Dr
Oğuz Onaran üstlendi.