Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1OARAUK1999CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Emlak Bankası
Binalar
70bin
dolara
incelendi
İstanbul Haber Servisi -
DSP istanbul Milletvekili
Ahmet GâzeL deneyimli mü-
hendîs, mimar ve teknik ele-
manlara sahip olan Emlak
Bankası 'oın deprem bölge-
sindeki şube ve lojmanlannı
kendi elemanlan yerine, bir
vakfa 70 bin dolar ödeyerek
incelettirdiğini öne sürdü.
Milletvekili olmadan önce
Emlak Bankası'nda Sinanoba
Kontrol Amiri olarak görev
yapan Ahmet GüzeK önceki
gün Emlak Bankası'ndan so-
runüu Devlet Bakanı SadiSo-
muncuoğlu tarafından sözlü
olarak janıtlanması istemiy-
le TBMM'ye verdiği soru
önergesinde konuyu dile ge-
tirdi. Güzel, Emlak Banka-
sı'nda çalışan mımar, mühen-
dis ve teknik elemanlann de-
neyimleri nedeniyle 17 Ağus-
tos'ta meydana gelen dep-
remle ilgiü tespitlerde bulun-
mak üzere Izmit, Gölcük. Ya-
lova ve Sakarya'da görevlen-
dirildiklenni hatırlatarak ban-
kada görev yapan teknik ele-
manlann kendi bınalannı in-
celeyemeyecekkadarbilgı ve
deneyimden yoksun iseler ne-
den deprem bölgesinde gö-
revlendirildiğini sordu.
Güzel, bankanın mühendıs
ve mimarlanna inceiettiril-
meyen binlann bir vakfa 70
bin dolar ödenerek incelettı-
rildiğini öne sürdü. Güzel,
banka tarafindan yapılıp saü-
lan binalann inceleme kapsa-
mına alınıp alınmayacağını
da soru olarak yöneltti. Gü-
zel, soru önergesinde, Emlak
Bankası Genel Müdürlüğü ta-
rafından 17 Ağustos depre-
minden sonra gönderilen im-
zasız bir duyuruda satılan bi-
nalardaki üstün inşaat kalite-
sine vurgu yapıldığını belirte-
rek devlet memuriyeti ciddi-
yetiyle bağdaşmayan imzasız
duyunı gönderen banka yö-
netimi hakkında soruşturma
agtlıpı açılma\ acagının da
Dçvk* Bakanı Sadı Somun-
coğlu tarafından yanıtlanma-
sını istedi.
Güzel, Içişleri Bakanı Sa-
dettin Tantan ın sözlü olarak
yanıtlanmasını istediği bir
başka soru önergesinde ise
depremzedeler için İstanbul
Valiliğı tarafından toplanan
yardım kampanyasının akı-
betini sordu.
Kızılay raporu
Çadır
alımına
takipsizlik
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara cumhuri-
yet savcılanndan Abdullah
Ayhan Şan. Kazılay'ın "ive-
dj" karanyla yaptığı çadırbe-
zı ihalesinin yerinde olduğu-
na karar vererek iakibata ge-
rek olmadığıru kaydetu. Kızı-
lay yönetıcileri hakkındaki
rüşvet davastnm ise sürdüğü
belirtildı.
Kızılay dan yapüan açıkla-
mada, Başbakanlık Teftiş Ku-
rulu müfettişlerince hazırla-
nan ön rapor sonrasında,
1998 yılında yapılan çadır
ihalesiyle ilgili iddıalan so-
ruşturan Ankara Cumhunyet
Savcısı Abdullah Ayhan
Şan'ın Kızılay Genel Başka-
nı Ertan Gönen ile o dönem-
deki yöneticilerden Nurettin
Özdemir,KadirKurt Tfirker
Sanal ve eski Etimesgut De-
po Müdürü Taner Erdoğan
hakkında takibata gerek ol-
rnadığı karan verdiği belirtil-
di. Açıklamada kararda şu
görüşlere yer verildiği kayde-
dildi:
"17 Ağustos 1999 yıhnda
meydana gelen depremde Kı-
züay Genel Başkanbğının
önemli oranda çadır sıkınüsı
çektiği, ivedi alımın başartsız-
takia sonuçlanrnasının bu sı-
kınbda önemli bir rol oynadı-
ğL oitekim müteahhitierin yfi-
kümlûlûklerini yerine getir-
miş olmalan durumunda çe-
kilen sıknıfuun hafifleyebüe-
ceği yaşananlarla görülmüş
otduğundan rvedi alınun ye-
rinde olduğu sonucuna vanl-
mış. bu sebepie de göre\1erini
ihmal ettiklerine dair iddia
mücerret kalnuşar~
Savcılığın, "ivedi kararry-
la çadırbeziihalesine gidibııe-
si. ihalede usulsüzlük oiup ot-
madığı ve disiptin" konulann-
da soruştuıma yürüttüğü bil-
dirildi. Kızılay yöneticıleri
hakkındaki rüşvet davasının
ise sürdüğü öğrenildi.
CHP lideri Öymen, Bolu'daki çadırkentlerde incelemelerde bulundu
Depremzedeye îftar çadın
MUTLUSERELİ
BOLÜ - CHP Genel Başkanı Atan Öy-
men, can kaybı ve yıkılan bina sayısının az
olması nedeniyle Bolu 'daki durumun ciddi-
yetinin geç fark edildiğıni söyledi. Öymen,
CHP'nin deprem bölgesinde siyasi parti gi-
bi değil, sivü toplum örgütü gibi çalıştığını
vurguladı. Bolu Valisı Nusret Miroğlu da,
bannma yardunının tercih edilmesi duru-
munda prefabrike konutlann boş kalma teh-
likesi bulunduğunu kabul ederken M
Boş ka-
lan prefabrike konutlarmemurlara veriîebi-
Br" dedı.
CHP Genel Başkanı Altan Öymen, genel
sekreter yardımcılan Bekir YurdagüL Ylğpt
Gûlöksüz. Merkez Yönetim Kurulu (MYK)
üyeleri Algan Hacaloğtu, Metin Arifağaoğ-
lu ve Gaziantep Anakent Belediye Başkanı
Cebl Doğan, Hatay Belediye Başkam tris
Şentürk, Çankaya Belediye Başkanı Hay-
dar Ydmaz ve Yenimahalle Belediye Baş-
kanı Tuncay Alemdaroğhı ile Bolu, Düzce
ve Kaynaşlı'yı ziyaret etti. Oymen, Bolu'da
çadırkentlerde yaptığı incelemelerden son-
ra Bolu Valisi Nusret Miroğlu'nu ziyaret et-
ti. Oymen, burada yaptığı konuşmada, can
kaybı ve yıkılan bina sayısının az olması ne-
deniyle Bolu'daki durumun ciddiyetinin geç
fark edildiğini söyledi. CHP'nin deprem
bölgesinde siyasi partı gibi değil, sivil top-
lum örgütü gibi çalıştığını kaydeden Öy-
men, partili beledıyelenn yardımlanyla il-
gili bügi verdi.
Miroğlu da Bolu 'da 3 aydır sarsıntılar ya-
şandığını belirterek yurttaşlann evlerine gi-
remediklerinı belırtti. Miroğlu, "Ük başta
bunun korkudan kaynaklandığı sanıidı a-
ma, evlerûı girilecek durumu >ok" dedi.
Depremin ılk günlerinde en büyük proble-
min çadır konusunda yaşandığını kaydeden
Miroğlu, bugüne kadar Bolu'da yaklaşık 40
bin çadırdağıtıldığını. bunlann sadece 3 bin
500'ünün kışhk çadır olduğunu söyledi. Mi-
roğlu, "Ktşfak çadırlan asgari 5 bin taneye
Bölgeye yardımlar sürüyortstanbul Haber Servis - Yerel
yönetımler başta olmak üzere ki-
şi ve kuruluşlann deprem bölge-
sine yardımlan sürüyor. Deprem
bölgesine yardım Türkiye Eğitim
GönüUüleriVakfi'nm(TEGV), 17
Ağustos depreminden etkilenen
illerde halkın geçicı konut ve eği-
tim gereksiniminı karşılamak üze-
re başlattığı "Hayat Mahaflekri
Projesi'' kapsamtnda yapılacak
konutlaruı ilk temeli Adapazan
Arifrye'de aüldı. NTV'de 13 saat
süren canlı yayınla desteklenen
proje için 1 trilyon 550 miryar li-
ra toplandı.
Başbakanlık kriz Merkezi Düz-
ce depreminde ölenlerin sayısmın
813, yaralı sayısmın da 4 bin 948
olduğunu açıkladı.
TEG V Yönetim Kurulu Başka-
nı Ibrahim Betfl, Sakarya, Yalova
ve Kocaeb'nde toplam 250 konu-
tun inşa edıleceği 5 mahallenin
kurulacağını söyledi. Betil, kunı-
lacak tt
Ha\at \lahalleteri"nden
ıkısiııın, öğretmen lojmanı olarak
kullanılmak üzere
Milli Eğitim Bakan-
lığı'na devredilece-
ğini belirterek "Di-
ğer üç mahaBede ise
evsizkaianaflder ko-
nutlara yerleştinle-
cek'HayatMahalle-
leri'nin beüru alan-
lan ise öğrenci yurt-
ian, çocukve göıçJe-
re hemet vermek
üzere TEGVEğitinı
ParVa'nadönüstürü-
lecek. Isrtma, a>dm-
latma>« aityapta ha-
zır olarak tesfim edi-
lecek olan konutlar ortalama 50
metrekare büyüklüğündedir*' de-
di. Betıl, -Ha\atMahaHeleriPro-
jea"ne, Türk-Alman Atatürkçü
Düşünce Demeği, Türk-Amen-
kan Demekleri gibi sivil toplum
kuruluşlannın yanı sıra bilim, sa-
nat, politika spor ve iş dünyasın-
dan ünlü isimlerin de destek ver-
diğini söyledi.
Insan Haklan Derneği (tHD)
İstanbul Şubesı yurttaşlann zarar-
lannın yine yurttaşlara "ek vergi-
ler" ile ödetilmesinı eleştirerek bu
konuda aJınnuş kararlann yeniden
gözden geçmlmesini istedi.
Kıyı Emniyetı ve Gemi Kurtar-
ma Genel Müdürlüğü tarafindan
takvim, ajanda ve anahtarlık ya-
pdmak için istenen 50 milyar lira-
lık ödenek Devlet Bakanı Rama-
zan Mirzaoglu'nun eşi Lütfr>e
Mirzaoğhı tarafindan Düzce'deki
depremzedelere dağınldı.
Efes Pilsen, tasanmı Japon mi-
• 17 Ağustos
depreminden
etkilenen illerde
halkın geçici konut
ve eğitim
gereksinimini
karşılamak üzere
başlattığı "Hayat
Mahalleleri Projesi"
kapsamında
yapılacak konutlann
ilk temeli Adapazan
Arifiye'de atıldı.
mar Sbigeru Ban tarafindan yapı-
lan "K^ıt Kûtük Ev" projesine
destek ohıyor. Yeniden dönüşüm-
lü kâğıttan yapılan evlerin zemi-
ninde Efes Pilsen kasalan kullanı-
lıyor.
İSTEK Vakfi Acıbadem Okul-
lan tarafindan toplanan yardımlar
da Kadıköy Belediyesi'ne ait
araçlarla deprem bölgesine götü-
rüldü. Adapazan Emirdağ Çadır-
kenti'ne göfürülen ve 8 koli kırta-
siye, 57 koli kışlık giyım eşyası,
38 koli erzak, 120 adet battanıye.
8 koli çocuk bezi ve hijyenik bağ,
10 koü temızlik maddesı, 2 çift lri-
şilik yatak, 8 elektnk sobası ile
buzdolabından oluşan yardımlan
öğrenciler kendileri dağıttılar.
Türkiye Yazarlar Sendikası
(TYS) da deprem bölgesindeki ki-
taplıklanndan ikincisinı dün tzmıt
Büyükşehir Belediyesı Şehir Ti-
yatrosu Süleyman Demirel Kül-
tür Merkezi'nde hizmete açtı.
Final Dergi-Dershanesi öğret-
menleri, 24 Kasım Öğretmenler
Günü'nü Bolu-Kay-
naşlı'da depremze-
delerle geçirdi. Final
Dergi-Dershanesi
Bölge fl Yöneticisi
ZekJÇobano^u,öğ-
retmenlerin, 100
depremzede aileye
yiyecek-giyecek üe
15çadırve50batta-
niye götürdüğünü
kaiyderri.' 10 Ara-
lık'ta Final Detsha-
nesi'nin 40 öğrencı-
si öğretmenleri eşli-
ğinde Bolu-Kaynaş-
lı'ya gidecek.
Düzce depreminden zarar gö-
ren öğretmenler de yardımda bu-
lunmadığını belirterek llkokul
Öğretmenleri Sağük ve Sosyal
Yardım Sandığı'nı (İLKSAN)
eleştirdıler. İLKSAN Düzce Tem-
sılcisi ve Kaynaşlı Siperük llköğ-
retim Okulu ögretmenlerinden Se-
buni Dursun deprem anından itı-
baren ÎLKSAN'ın admı duyma-
dıklannı kaydederek "Büyûk ai-
dadar ödedigimiz tLKSAN dep-
rem bölgesnMİeki ûyeleriııin mağ-
duriyetinigiderebiMr.Ancak varb-
ğmı htssetmedik" dedı.
Depremde y akınlannı yitirerek
güvencesiz kalmış kadınlann ve
çocuklarm geçici ve kalıcı bann-
ma sorunlannı çözmek, eğitim,
meslek ve iş edinme olanaklanna
kavuşabilmelerini sağlamak için
Kadın Dayanışma Grubu (KDG)
da. "Depremzede Kadnuar tçin
Kadm Sitea Projesi" başlıklı bir
proje viirütüyor.
çıkarmak istiyoruz. Bunu İS gün içmde ta-
mamla>abiliriz. 5 bine yakm prefabrike ko-
nut da yapıiıyor. Bunlann > eteceğini sanryo-
nız" dıye konuştu.
Yurttaşlann 100 müyon liralık bannma
yardımını tercih etmeleri durumunda pre-
fabrike konutlann boş kalma tehlikesi bu-
lunduğuna dikkat çeken Miroğlu, "BH du-
rumda boş kalan prefabrike konutlara me-
murlar yerleştirilebüir'' dedi. Miroğlu, ka-
mu personelınin yavaş yavaş kenti terk et-
meye başladığını bildirdi.
Kent merkezinin çeşitli yerlerinde kuru-
lan çadırlara altyapı hizmeti götürmekte zor-
landıklanm belirten Miroğlu, "Sonra bu
yurttaşlar basm mensupbn-
na şu\nmuz yok. buyumuz
yok, di\e şikivet edrvorlar.
Kimsevi kohından rutup at-
mak gflbi bir nivetimiz yok a-
ma, oralara hizmet götürme
şansmnz yok" dedi.
Yurttaşlann kriz merkez-
lennden bılgi almak istedik-
lerinin anımsatılması üzeri-
ne de Miroğlu, hasar tespit-
lerinin ilan edilmediğini be-
lirterek "Kriz masası o bflgi-
lere sahip değil. Vatandaşla-
rm sorulanna yaıut verecek
eleman bizde de yok" diye
konuştu. Miroğlu, CHP'li
belediyelerin ramazanda if-
tar ve sahur için yemek da-
ğıtacağının belirtilmesi üze-
rine de şunlan söyledi.
" Yanlış aıüaşılmasuı ama,
\-atandaslar Kızılay'uı ye-
mekierindea şikâyetçi oiu-
yoriar. Ozd kunımun ye-
meklerinden daha memnuu-
lar. Ne kadar çok kurum ye-
mekyaparsa o kadar iyi olu-
yor. Ç ûnkfi bem yemek yapı-
lan kişilerin sayısıbötünüyor,
hem de rekabet arrüğı için
daha iyi yemek çıkr>or."
Ö)Tnen Bolu'dan sonra
Kaynaşlı ve Düzce'de de ba-
zı incelemelerde bulundu.
Çankaya ve Kadıköy beledi-
yelerince hazırlanan aşevle-
rini ziyaret eden Oymen,
Gaziantep Anakent Beledi-
yesi'nce hazvlanan "dep-
remzede iftar $ofras»T
'nda
yurttaşlarla yemek yedi. Öy-
men'in aynlmasuun arduı-
dan aşevıne gelen DYP Ge-
nel Başkam Tansu Çiller'ı
Gaziantep Anakent Beledi-
ye Başkanı Cebl Doğan kar-
şıladı. Doğan ve Çıller çay
içip bir süre sohbet ettiler.
Düzce resmen il oldu
Yardımlardan yarariamnak istevenkr uzun kuyruklar ohışturuyor.
Triırt Haberteri Servisi - 12 Ka-
sun depremiyle yerle bir olan
Düzce il, Kaynaşl] ve Derince ise
ilçe oldu. Kocaeli'nin Körfez ilçe-
sinde, Baymdırlık ve lskân Ba-
kanlığı. Italyan hükümetı ve özel
sektörce yaptınlması planlanan 2
bin prefabrike konuttan 366'sı ta-
mamlanarak hak sahıplenne tes-
lim edildi. 17 Ağustos'ta meyda-
na gelen Marmara depremi ile il-
gili tartışmalar ABD'de de sürdü-
rülecek.
12 Kasım'da meydana gelen
depreminmerkezûssü Düzce'yi ü
ve Kaynaşlı ile Marmara depre-
minde büyük zarann meydana
geldiği Derince'yi ilçe yapan Ka-
nun Hükmünde Kararname, Res-
mi Gazete'nin dünkü sayısında
yayımlandı. Kaynaşh'ya 19, Ko-
caeli 'ne 6 köy, Düzce'ye ise Mer-
kez, Akçakoca, Cumayeri, Çilim-
li, Gölyaka, Gümüşova, Kaynaşlı,
Yığılca ilçeleri bağlandı. Yeni ku-
rulan il ve ilçelerin ihtiyaçlannı
karşılamak üzere çeşitli kurum ve
kuruluşlara ait toplam 657 kadro
ıhdas edildi.
Kocaeli'nin Körfez ilçesinde,
Baymdırlık ve lskân Bakanlığı,
Italyan hükümeti ve özel sektörce
yaptınlması planlanan 2 bin pre-
fabrike konuttan 366'sı tamamla-
narak hak sahıplenne teslım edil-
di. İlçe girişinde ve D-100 Kara-
yolu'nun güneyindeki alanda ya-
pımı planlanan prefabrike konut-
lann 216'sını Sabancı Philips
Morris, 150 sinı de Bayındırhk ve
lskân Bakanlığı, ihale ederek yap-
tırdı.
"Körfezköy" adı verilen bu
alandaki konutlarda kayıtlı 1100
kişi ohnasına karşın. 3 bin ch'ann-
da depremzede bannıyor 2 oda,
banyo ve mutfaktan oluşan konut-
lar, doğalgaz sistemiyle ısıülıyor.
Baymdırlık ve lskân Bakanlı-
ğı'nca "YeMköy" adıverilen diğer
alanda yapımı süren 113 prefabri-
ke konutun da bu hafta sonuna ka-
dar tamamlanarakhak sahiplenne
teslim edihnesı bekleniyor.
Ankara Valisi Yabya Gür, yurt-
taşlan, Kocaeli ve Düzce'deki
depremzedeler için valilık tarafin-
dan açılan "2000'H \ lUarda A/ete
Boyıu EğmejçMm" kampanyası-
na katılmaya çağırdı. Vali Gür.
yaptığı yazılı açıklamada, Kocaelı
ve Düzce depremlerinde çok sayı-
da yurttaşın yaşamım yitirdiğıni
ve felaketlerin en büyüğünün ya-
şandığını belirto. Valılik tarafin-
dan olası afetlere karşı çeşitli alan-
larda hazırlıklannyapıldığma ışa-
ret eden Gür, şöyle devam etti:
"Afetzedelerm bir an önce ba-
nndB-rfmaian.yiyecekveiçecekib-
riya^tannın karybnmaa, enktrmı
kaknnlması, \ardunlann koordi-
nasyoniçindedağrtdmasıiçinçeşit-
li düzenlemeler yapumaktadtr. İf-
tar >emeği gibi özeî davetier ve yri-
başı annağanlannayapriacak har-
camabrm beürh' bn- bölümunün
Nakıflar Bankası Ankara Şabesi
ne/dindeki 'Ankara Valiliği
2000'ü Yıllarda Afete Boyun Eğ-
meyelim 2050000 No'lu" hesaba
aktuntnnBi sağlaıunası, doğıbfle-
cek sorunlann dahafcolaycözüm-
lenmesİDe katktda bulunaaıktır.''
Depremde evsız kalan ailelerin
çocuklannın daha önce yasadıkla-
n eve özlemduymalannın, duygu-
sal yönden bazı sorunlar yarartığj
belirtildi.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakül-
tesi Çocuk Psikiyatnsi Anabilim
Dalı Başkanı Doç. Dr. AyşeaCoş-
kuo, depremde evi yıkılan ve ev-
dekı çok sevdiği oyuncağı enkaz
altında kalan cocuğun daha sonra-
ki günlerde bazı psikolojik sorun-
larla karşılaşabildığini söyledi.
Doç. Dr. Coşkun, çocuğun çadır-
daveyaprefabrike konutlarda,ev-
de alıştınldığı düzen içinde yetiş-
nrilmesini ve çocukla sürekli dert-
leşmeyi önerdi.
Öte yandan Zonguldak'ın
Alaplı ilçesinde deprem korkusu
ile çadır kuranlardan, "deprem
olgusu" geçtikten sonra bunlan
sökeceklerine dair "taahhüt-
name" alıyorlar.
DUZYAZI
ORHAN BtRGtT
Helsinki'ye Doğru..
Çoğunluğun altıncı duygusu, o yıllar süren
ayak sürçmelerden sonra bu kez Avrupa Bir-
liği kapısının Türkiye'ye açılacağını söylüyor.
Çoğunluğun içinde, "S/z"den başka, ger-
çek dostlar da, hasımlar da var; ama bu kez
Türkiye'yiAvrupalı kimliğini taşımak için aday
olarak görmek isteyenlerin amaçları, 21. yüz-
yıl Avrupa'sının, dünyanın en aktif kıtası ola-
cağını bilerek üzerinde yaşayan bütün ulus-
ları belirli kriteriere kavuşturmakta birleşiyor.
O amacı somut bir cümlede toplamak
mümkündür:
Yeni yüzyılda her bakımdan "insan gibiya-
şamak"\
Ademoğlu, uygariığın merdivenlerini tır-
mandıkça, "insan gibi yaşama" hakkının
kendisi için en doğal hak olduğunun ayırdı-
na vardı. Bu yüzdendir ki 17. yüzyıldan bu ya-
na o haklann alınması için nice kavgalar ver-
di ve nice sözleşmeler yaptı.
Ikinci Dünya Savaşı'nın hemen ardından 10
Aralık 1948'de de ünlü "İnsan Haklan Bildi-
hsi"n imzaladı. Altında Türkiye Cumhuriye-
ti hükümetinin de imzası bulunan o bildirinin
kabul edildiği 10 Aralık'ı "İnsan Haklan Gü-
nü"yaptı.
DemekAB ülkeleri, bugün Türkiye'nin aday
üyeliği için Helsinki'de olumlu bir karara ula-
şırlarsa, 10 Aralık 1948 bildirisinin altındaki
imzamız, gerçekten anlam kazanacak.
Ve bugünkü inşanlık için çok geride kalmış
olan o bildirideki otuz maddeyi somutlaştı-
ran Kopenhag Kriterleri için haftalardan be-
ri ağzımızdan düşmeyen ortak deyimi bir kez
de burada ben yineleyeyim. Türkiye'nin asıl
ev ödevi başlayacak.
Kopenhag Ölçütleri, ekonomik ve siyasal
olarak ikiye aynlıyor. Avrupa Birliği'nin eski
üyeleri, yeni adaylardan o ölçütlere uyma sö-
zü istemekle yetinmiyoriar; beliıii bir süreç
içerisinde davranış biçimleriyle verdıkleri söz
arasındaki uyumun eşdeğer olup olmadığı-
nı anyoriar.
Hükümet, 10 Aralık 1999 Helsinki kararına
yönelik sınavlarda, bir koalisyon hükümeti
olmasına karşın çoğunlukla başanlı çıktı. Ön-
celikle, bu akşam ya da en geç yann Helsin-
ki'de alınacak karann Türkiye için bir "zafer
ya da hiç" olmayacağını içine sindirdiğini
dosta ve hasma anlattı. Özellikle Gümrük
Birliği'ne girerken DYP+SHP koalisyonunun
sergilediği o düğün bayram şenliğinin ço-
cukça gösterilerini yinelemek şöyle dursun,
"Olmazsa kıyamet kopmaz" görûşünürtağır-
başJılığı içinde bugüne geldi. , '
Ve bu aşamada önündeki ev ödevlerinin
önemli bir bölümünü tamamladı. Yani, İnsan
Haklan Şartı gibi, Mülk Hakkı Protokolü gibi
belgeleri imzaladı. Yine Işkencenin Önlen-
mesi Şartı'nı, Avrupa Sosyal Şartı'nı, Kadın-
lara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi
ve Çocuk Haklan şartlarını imzaladı. Ama
bunlara "Evet" diyen hükümetin önünde
bekleyen başka belgeler de var. ,
Irk Aynmına Son Verilmesi, Toplu Şikâyet
Protokolü, Milli Azınlıklar Şartı Taslağı, Birey-
sel Haberleşme Hakkına llişkin Protokol,
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar İçin
Sözleşme gibi belgeler Türkiye'nin Helsinki
kapılarına adım atmasından sonra tek tek
önüne çıkanlacak ev ödevleri arasındadır.
Ve tabii, öncelikle de idam cezasının kal-
dınlmasının AB üyeleri için ne ölçüde yaşam-
sal bir önem taşıdığını özellikle görecektir.
Veysel'in o ünlü "Uzun ince biryoldaytz"
türküsü, şimdi başta hükümet olmak üzere
hepimiz için hemen her gün yineleyeceğimiz
ortak birsöylem gibi belleklerimizde canlan-
malıdır. Avrupa Birliği üyelerinden herhangi
birisi, döneklik yapmaz da bugün ya da en
geç yann bize biriiğin kapılan aralanırsa, he-
pimiz için asıl sınav günleri başlayacak de-
mektir.
Türk toplumu, Batı'daki komşularının çok
doğal olarak algılayıp uyguladığı haklan kul-
lanarak gerçek ve tam bir demokrasinin bü-
tün isterlerine kavuşmayı ne ölçüde istediğini
bu ev ödevlerinin yapılmasını başardığı oran-
da gösterecektir.
Faks:0212 677 07 62
E-Mail: orhan.birgrKr; do.net.tr
Televizyon yayıncılığı ve mafya (!) savunuculuğu...
Dr.CENGİZÖZDÎKER
RTÜK Kamuoyu Yayın Araştır-
malan Dairesi Başkanı ve Ulusal
Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar
Derneği Başkanı
Anayasamızda basın ve yayımla il-
gili hükümler "Basm hürdür, sansür
edilemez" söylemiyle başlamakta
olup, başta 3984 sayılı RTÜK Kanu-
nu ve Basm Kanunu olmak üzere ba-
srnla ilgili hukukı düzenlemeler "ba-
sm özgürlûğü"nü iddia edildiği gibi
sınırlandırmamaktadır.
Ülkemizde basm özgürlüğünün
gelişimi ve bu özgürlüğün yerinde
kullammı bakırnından yaşanan temel
sorun, yaymlarm (haber ve yorum-
lar) nitelik ve niceliği, bazı uygula-'
macılann kural tanımazlığı, diğer bir
ifadeyle özdenetim yoksunluğudur.
"Basm/Medya"run yayınlannda "ka-
mu yaran"nı gözetmesi ve konıma-
sı tüm dünyada birey lehine genişle-
yen düzenlemeler yanında, ulusal ve
uluslararası yayıncılık hukuku, ya-
ymcdık geleneği ve etik değerleri ba-
kırnından da zorunludur.
Günümüz Türkiyesi'nin ulusal-
bölgesel-yerel medyasında etkinlik
yönünden televizyonlar (230 kanal)
önde gelmekte, daha sonra gazeteler
ve dergiler (3.500 yayın) ile radyolar
(1.176 kanal) sayılmaktadır. Sadece
televizyon yaymcılığı bakımından et-
kinliğin kapsamı 65 milyon vatandaş
ve hanelerde bulanan 25 milyonu aş-
kın televizyon ve radyo cıhazıyla su-
nulan yayın ve yayınlann etkisi bo-
yutundadır.
Türkiye'de 1990'den bu yana beş
yılı gayn resmi, beş yılı da yasal ol-
mak üzere 10 yıldır özel radoy ve te-
levizyon yaymcılığı yapılmaktadır.
Bu süre içerisinde yayıncüığın kendi
ması,özel yaymcdığm gelişimine pa-
ralel hukuki düzenleme arayışlannı
hükümetlerin, yaymcılann, akade-
misyen ve vatandaşlann gündemıne
getirmektedir.
RTÜK'ün kurulmasıyla başlayan
yayın ilkelerine yönelik uygulamalar
ve ihlallere yönelik müeyyideler de
sürekli tartışılmaktadır. Bu urtışma-
lar doğal olup radyo ve televizyon
yaymcılığı açısından "düzenfcme"
ve "denedeme" görevlerini RTÜK'e
veren yasa koyucu (TBMM) ve ya-
sayı uygulamakla görevlı birimlerin
'^aym ilkeleri''ni, uygulama-sonuç
ilişkisi çerçevesinde değerlendirme-
si ve geh'ştirmesi gerekmektedir (**).
Toplumsal yaşamı her açıdan etki-
lemede önemli bir rol üstlenen tele-
vizyon yayınlannda "karnu yara-
n"nın gözetilmediği, toplum değer-
leri ve bireysel haklann korunmadı-
ğı bir yayın olgusu da mafya (Türk
Dil Kurumu'nun Türkçe Sözlüğün-
de 'Mafya, yasadısı isJerie uğrasan,
zor kullanarak birtakım gizli çıkar-
lar sağlayan örgüt veya bu örgüte
mensup kimse" şeklinde tanımlan-
mıştu') savunuculuğu ya da sempati-
zanlığı yapmak, çarpıcı haber niteh-
ğindeki yasadısı olaylarla toplum
sağlığı. kişi ve toplumlann güvenli-
ği konusunda çelişki yaratmak şek-
linde ortaya çıkmaktadır. Basm yayın
yoluyla suç ve toplumsal kurallara
aykın davranışlann her ne şekilde
olursa olsun övühnesi, basm ya da
yayın suçu oluşturduğu gibi, suç is-
tatistiklerindeki artışla da paralellik
gösterecektir.
Medyanın süregelen önemli so-
runlarmın başmda, ulusal ve evren-
sel boyutta yazılı ve sözel ilkelere
rağmen özdenetim sağlanamaması
yanında medyarun yazılı-görsel-işit-
sel terminolojisini oluşturamaması
geünektedir. Örneğin, televiz-yonlar
yasadısı faaliyet gösteren ya da ken-
disini mafya olarak niteleyenlere ge-
reğinden çok fazla yersiz ve anlaşıl-
maz bir biçünde yer vermektedir.
Ülkemizde "yeralü ekonomisi''nin
büyüklüğünün milli gelirin yüzde
25-30'u dolayında olduğu tahmin
edilmekte olup, çıkar amaçlı suç ör-
gütleri ile bu tür yasadısı faaliyetle-
rin yeşenne ortamı ve hukukun geç
tecellisinden kaynaklanan ihkak-ı
hak arayışlan ayn bir inceleme konu-
sudur.
Türk medyası, sıklıkla yasadışılı-
ğı ve legal olmayan davranış biçimi-
ni haber ve programlardaki "ünlü ba-
ba", "yenütı dünyasının tanmmış is-
mi", "ünlü kabadayı", "çete reisi",
gibi terim ve tanımlamalarla zrmnen
övmekte, izleyicilerde korku ve
olumsuz uyaran yaratılmasına zemin
hazırlamaktadır. Aynca bazı kişıler
tanıtılırken "baba" takılan yetmez
gibi bu şahsiyetlerin isimleri başına
"Kürt, Laz, Çerkez, Arnavut" gibi
ırk takılan konulmakta, ya da "Ka-
radenizli, Ankarah, Oflu, vb" gibi
bölgesel ayuTrnlara gidilerek "nam"
yürütülmektedir.
Sahip olduğu ideolojisiyle amlan
"Ülkücü Baba" gibi ideolojik ortak
paydada buluşma kadar, ayınm göze-
tilerek çatışma yaratılmasından fay-
da umıilduğu da bir gerçektir. Pek
çok yönden olumsuzluk içeren bu
ifadelerin, sadece yayıncılık bakı-
mından değil, toplumsal açıdan da
gerekliliği tartışmalıdır. Yasadısı sol
örgüt olarak bilinen Dursun Karataş
grubunun (DHKP-C) da tamamıyla
çıkar amaçlı suç örgütü konumunda
olduğu ve bir tür "tetikçilik1
" yaptığı
öne sürülmektedir.
Sürecek