Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM 1999 PAZAR
O L A Y L A R • E ( J O . R L J Ş L J L R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
Suçlulari Şöyle Bir Sıralayalım...
KAMURAN OLCAY înşaat mhmOsi
17
Agustos 1999
Marmara depremi
ülkenin zengin ve
sanayi yatınmla-
nnın yogun oldu-
ğu bir bölgesinde
yeraldığı için, depremsel büyükJüğünün
neden olduğu maddi hasann yanı sıra po-
litikadan bilime, insani değerlerden ulus-
lararası ilişkilere kadar çok büyûk bir
alanda da çökûntûlere, yanklara, bazı şey-
lerin yerli yerine oturmasına, gerçekle-
rin ortaya çıkmasına, yani kısaca sosyal
bir depreme de neden oldu.
Politikada son elli yıldırülkeyi yöne-
tenlerin, yani devleti eline geçirenlerin,
ashnda ülkeye ve millete ihanet ettikle-
ri ortaya çıktı. Bunlann bilimden, plan-
dan, programdan hiç nasiplerini alma-
dıkJan anlaşıldı. msanmuza hiç değer ver-
medikleri gözlerönüne serildi: "Devte-
ti küçültetim" derken, asıl amaçlannın,
devleti sadece asal görevi olan işlerie ug-
raşan, yani halkına daha iyi hizmet ve-
rebilen, daha etkin bir devlet durumu-
na değil, onu yozlaştınp, soysuzlaştı-
np, zayıflatıp devlet pastasını kendi yan-
daşlanna peşkeş çekebilecek duruma
getirmek istedikleri savı doğnılandı.
Bilim alanında, toplum olarak ne den-
li bilim dışında bırakıldığımız, bilimsel
araştırma ve geliştirmeye hiç önem ver-
mediğimiz, araştırma yapılmişsa bile
bundan yararlanamadığımız ve yurtdı-
şından sadece teknoloji transferi tembel-
liğimiz ortaya çıktı.
lnsana hiç değer vermediğimiz, ulus-
lararası ilişkilere ırkçı yakJaşımda bu-
lunduğumuz ve benzeri hatalarımız
7.4'lûk bu sarsıntı ile ortaya dökûldü.
Şimdi bu hatalardan kaynaklanan kaos
ortamında, yine herzaman başvurduğu-
muz. "Afederden önce öntem almayıp,
afet sonrası olanlann suçiulannı ara-
mak" yöntemini uyguluyoruz. tşte bu
noktada dikkat edilmesi gereken konu;
ashnda gerçek suçlular birden fazla ve
bunlar suçlannın derecelerine göre sı-
ralanmıyorlar. Yapılan sadece bir gü-
nah keçisi ilan ederek onun üzerine yük-
lenmek ve gerçek suçluJan veya suçu da-
ha büyük olanJan kamuoyundan sakla-
mak. Bu yazmın amacı; suçlulari orta-
ya çıkarmak ya da yeni suçlular yarat-
mak degil, sadece suçlulann suçlannı
açıklamak ve bunlan derecelerine göre
sıralamak. Derece olarak da vatandaşa
ve ülkeye verdiği zararlan ölçü almak.
Işte suçluluk sıralaması ve suçlan.
1. Derece suçlular: Ülkeyi yönettiği-
ni sanan siyasiler. Bunlar gerçek suçlu
olarak ilan ettikleri müteahhitleri bir dü-
zen içine alamayan, oy kaygısıyla mü-
teahhitlik koşullannı özel inşaatlarda
uygulayamayan, müteahhitlik karnesi
verme işlemlerini hakkıyla yapmayan,
karnelerin niteîiksiz kimselere kiralan-
masını önJeyemeyen, bir berberden bı-
le işyeri açmak için belge istendiği or-
tamda, onlarca insanın can güvenliğini,
ülkenin zenginliğini ilgilendiren özel
inşaat müteahhitliğinde hiçbirkuralı iş-
letemeyen, sorumluluklan belirteme-
yen, müteahhitler bir oda çatısı alünda
toplanıp, kendi kendilerini kontrol etmek
istedikleri halde ilgili yasal düzenleme-
leri küçük hesaplar nedeniyle yapama-
yan sözde yetkıliler.
Siyasal çıkar çatışmalan ıle uğraş-
maktan vakit bulamadıklan için, inşa-
atlann etkın denetimini sağlayacak ya-
saian çıkaramayan parlamenterler...
Kendi yandaşlanna trilyonlarca lira-
lık kredi için para bulup, bu uğurda ban-
ka batıran ancak üniversitelerde, araş-
nrma için gereken parayı denkleştireme-
yen, ülkenin makro ve mikro düzeyde
deprem ve fay haritalannın çıkması için
kendilenni uyaran ve bu amaçla ödenek
isteyen bilim adamlannı görmezlikten
gelen liderler...
Oy kaygısı ile kaçak yapılara göz yu-
man, nasıl yapıldıgı bilinmeyen, ne idü-
ğü belirsiz kaçak binalar için sık sık
imar affi çıkaran siyaset adamlan...
Hükümet ettikleri dönemlerde; Kızı-
lay, Sivil Savunma ve Afet Jşleri Genel
Müdürlüğü gibi afet oldugunda devle-
tin gücünü gösterecek ilgili kurumlan
yozlaştran, amaçlanndan saptıran, ken-
di çiftlikJeri durumuna getiren, bunJa-
nn gelişmesi için çaba harcamadıklan
gibı, aynlan fonlanna göz diken bakan-
lar...
Kamu binalannın çökmesinin tek ne-
deni olan malzeme, kalite ve işçilıkte-
ki hırsızlığa yol açan "Devlet ihak sis-
temi"n] bir türlü değiştiremeyen bece-
riksizler.
Bakan olarak TBMM'de verilen öner-
geye karşılık yaptığı konuşmada; "Bi-
zrnılstanbtıTda,SaJ<arya'daoiacakdep-
remler için deprem senaryolanınız ha-
ar"diyerek halkı kandıran, bilim adam-
lannın söylediklerini dinleyerek belki de
önlem alınabilecekken. bu olanağın önü-
nü kapatan yalancılar...
Deprem sonucu göçük altında kalan
insanlan kurtarmak için her türlü ola-
nağı çok acil olarak, afet bölgesine gön-
dermek, tüm güçleri insan kurtarmak
için seferber etmek gerekirken, "Olağa-
nüsrii haJ Uan edersek devletin güçsüz-
lüğü belli olur mu?", "Askeri yardıma
çagırırsak, terör gibi bu işi deonlara iha-
leettiğimiz mi düşünülür?'* diye hiç yer
almaması gereken yere komplekslerini
sokan, deprem şokuna uğrarruş ınsanı-
mızı uzun süre yalnız ve yardımsız bı-
rakan bakanlar kurulu.
2. Derece suçlular: Yerel yöneticiler.
Merkez iyice hantallaştığı. hiçbir konu-
da önünü göremediği ve kendisinden
uzak birimleri yönlendirme gücü ve ye-
teneği kalmadığı için yerel yönetimler-
de ülke gerçeğinden uzakJaşma, içine ka-
panma tehlikesi vardır. İçine kapanan.
genelde kan dolaşjmını yiürmiş yerel yö-
netimler yozlaşır, kokar. Yasalar. kural-
lar. uygulamalar sulandınhr. Son dere-
ce yeteneksiz, belkı de kör cahil ınsan-
lar, paralannı, siyasal baglantılannı, aşı-
ret düzeninin sağladığı oy potansiyeli-
ni kullanarak yöneticiliğe gelebilirler.
Bunlann yöneticilik bılgileri, becerile-
ri yoktur, oy ne taraftan gelecekse ken-
dilerini o tarafin çıkanna adarlar. Bunun
sonucu gecekondulaşma, çarpık kentleş-
me, kentsel değerlerinyitirilmesi, nüfiıs
yoğunluklannın olması gerekenin çok
üstüne çıkması, yeşil alanlann yok edil-
mesi gibi olumsuzluklar yaşanır. İşte bu
olumsuzlukiardırki, doğal afetlerde can
ve mal kaybına neden olurlar.
Cahil veya değıl, bölgelerinin mikro
düzeyde deprem haritasmı çıkaran, ak-
tif faylann geçtiği yerleri saptatıp bura-
lan ıskâna açmayan, imarplanlannı, kat
adetlerini deprem haritalanna göre ya-
pan, inşaat mühendisleri odalan ve şu-
beleri ile. inşaatlann projelendirme aşa-
masından itibaren kontrolü için proto-
kol imzalayan belediye başkanlan suç
ve suçluJan ortadan kaldıracak ve her do-
ğal afetten sonra bu denli acılar, yıkım-
lar yaşatmamış olacaklardır. Vatandaş-
lar da oylannı bu yolda bilinçli kullan-
malıdr.
3. Derece suçIuJar: Sanayiciler. Bun-
lann Cumhuriyetin kuruluşundan beri
devlet elıyle desteklenmeleri, ülkenin
en zengin yüzde 5'ini oluşturmalan, hü-
kümetlere yön vermeleri ayn bir yazı-
nın konusu. Ancak Marmara Bölgemi-
zı vuran son deprem onlann afFedilemez
birkaç hatasmı ortaya çıkardı; çok bü-
yük bir egoizm göstererek yatınmlan-
nın hemen hepsini evlerinin dibine yap-
tılar. Böylece bölgeler arası gelişme
dengesizliğine neden oldular, fabrikala-
nnın atıklan yüzünden Marmara Deni-
zi'ni kirlettiler, bu fabrikalarda çalış-
maya gelen insanlann sağhksız yapı-
larda oturtulmalanna göz yumdular, böl-
gede nüfus yoğunluğunu arttırdılar.
Memleketin en iyi çalışan beyinlerini
kadrolanna aldıklan halde, hiçbirinin
aklına fay hattına milyarlık tesisleri
oturtmamak gelmedi. Doğuda, Güney-
doğu'da işsizlikten, yoksulluktan.
PKJC'nın tuzağına düşen insanlann da,
depremde göçük altında acı ve çaresiz-
likle can veren insanlann da günahlan
bunlann boynundadır.
4. Derece suçlular: Müteahhitler. Yu-
kanda ilk üç derecede suçlananlann
yaptıklan hatalan bilip veya görüp de;
"Ne yapahm ben yapmazsam başkası
yapacak" düşüncesiyle. yumuşak top-
rakta, bataklık zeminde, fay hattı üze-
rinde, kıyıda denize sıfır, akarsulann
taşkın bölgelerinde, dolgu üzerinde, ge-
reken önlemleri almadan, önıeğin zemin
etüdü yaptırmadan, projeyi denetleme-
den inşaatlan yapan bilgililerin yanın-
da. çobanlıktan, bakkallıktan. işçilikten
gelip de, daha betonarmenin ne oldugu-
nu kavrayamadan, bilmeden, betonun
ve çeligin da\Tanışı dendiğı zaman, kim
bilir ne anlayan cahiller de bu sektörde
yeralmaktadır. Bu tiplerin yanı sıra hır-
sızlar, gözlenni kârhırsı bürümüş insan-
lık dışı yaratıklar. kapkaççılar. dolandı-
ncılar kontrolün hiç olmadıgı bu alan-
da istedikleri gibi at oynatabılmektedir-
ler. Bu kesimin suçlan hiç de yeniliryu-
tulur suçlardan değildir. Ancak, bunla-
nn suçluluk derecesinde dördüncü sıra-
ya atılmalannın nedenı, devlet yasala-
nnı korkmadan çıkarsa, yerel yönetim-
lerkontrolünü la>ıkıyla yapabilse, inşa-
at sahipleri bilinçli olsa, suçlu duruma
düşmelerine gerek kalmayacagıdır.
5. Derece suçlular: Vatandaşlar. Dep-
rem olur, göçük altında vatandaş kalır.
Devlet kasasında açık verir, vatandaşa
vergi sahnır. Enflasyon altında ezilen
vatandaştır. Örnekleri çoğaltmak olası.
ancak ne kadar uzatılırsa uzatılsın gö-
rülen şudur: altta kalan hep vatandaş.
Acaba bu yazgı mıdır? Hayır. Çünkü
demokrasilerhesap sorma rejimidir. İş-
te altta kalmaktan kurtulması için vatan-
daşın kendisini yönetenlere hesap sor-
masını öğrenmesi ve kendisini yöne-
tenlerden beceriksiz olanlan. hata yapan-
lan, kötü niyetlileri uzaklaştırmasi ge-
rekmektedir. Vatandaşın suçlular sırala-
masına girmesinin ilk nedenı. bu bilin-
ce ve kütüre erişmemiş oimasıdır. Ikın-
ci neden ıse: vatandaşın kendisinden
kaynaklanmaktadır. Bugün evıne buz-
dolabı, çamaşır makinesi vb. alanlar
bunlann garanti belgelerini sorarken,
ev alanlar sadece yüzeysel güzelliğe ve
ucuzluğaönem vermektedirler. Hoş. bi-
na kalitesi için vatandaşın başvuracağı
bir merci de yoktur. Bu nedenle en son
sıra kendısıne verilmiştir.
Böylece herkes suçluyu ve suçunu
bilmeli, kimse sorumluluktan kaçma-
malıdır. Kendi suçunu başkalannın üze-
rine atmak, en azından o suçu işlemek
kadar büyük bir suçtur. Kimse gerçek-
leri kapatamaz \e onlardan kaçamaz.
Ortada bu kadar çok suçlu varken, tek
bir suçlu gösterip, onu cezalandırarak
suçlann önüne geçemeyiz. Daha az suç-
lunun oldugu, suçlulann cezalannı çek-
tiği, artık doğal afetlerde ınsanlannın
ölmediğı bir Türkiye dileğiyle...
1970 yılının nisan ayında Gediz'de 8 şid-
detinde bir deprem yaşandı. Binden fazla
insan öldü. O zamanın parasıyta 400 mil-
yon lira bir zarar hesaplandı. Gerici çevre-
ler hemen sorumluyu buldular; doğaüstü
güçler, yani Tann'nın hışmı!..
İnşaat Mühendisleri Odası ise bu türyan-
lış görüşlere karşı çıktı. Her bakımdan bi-
limsel bir rapor hazırladı. Konuyu bütün
aynntılarıyia sergileyen bu raporun sonuç
bölümünden birkaç alıntı yapmakta yaraı;
görüyorum.
Çünkü otuz yıl geçmiş aradan hiçbir şey
degişmemiş! Yine gerici çevreler, gazete-
ler "Bu Allahın bize verdiği bir cezadır"
nakaratını yinelemiş, başörtüleriyle üniver-
siteye girmek isteyen, ama yasalar karşı-
sında hedeflerine varamayan kişiler ellerin-
deki "7.4 yetmedi mi?" yazılı pankartlarta
on binlerce deprem kurbanı Müslümanı
korkutmaya yönelmiş, Nurculann başı bir
adam da, Gölcükdepreminde birçok erve
subayımızın şehit düşmesini "Allah niye
orayı yıktı, bunun bir anlamı var" gibi çir-
kin yorumlarla kafalan kanştınmaya çalış-
mıştır.
Otuz yıl önce de aynı yorum, otuz yıl son-
ra da!.. Otuz yıl önce İnşaat Mühendisleri
Odası'nın deprem konusundaki uyanları
ile bugünün uzmanlannın uyanlan birbiri-
nin benzeri.
Her şey açıklanmış, yorumlanmış, çare-
leri düşünülüp ileri sürülmüş. Otuz yıl son-
ra da öyle!..
İnşaat Mühendisleri Odası "Bu şiddette
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Boşa Geçmiş Otuz Yıl!
bir depremin böyiesinezarara-yoi açma-
masfgerekirdL Bü'tarariahh temelneefen-
leri spsyo- ekonomik yapıdakı bozukluk-
lardır"diyor: Oda şu önerHeri gündeme ge-
tiriyor
"Devletin birmillikonutpolitikası olma-
lı ve bu politika afet bölgelerini öncelikle
ele almalıdır. Türkiye'nin bir deprem böl-
gesiolduğubilinen birgerçektir. Buna rağ-
men lüks eğlence tesislerine, gereksiz ve
lüksBoğazköprüsüne mityariarca lira akar-
ken, deprem araştırmalanna ve afet böl-
geterineaynlanpara komiktir. Depremin ver-
diği400 milyonlukzarara karşılık, deprem-
le ilgiliaraştırmalara tahsis edilen miktar 1
milyar lira gibi komik bir meblağdır."
"Depremle ilgili bütün çalışma ve araş-
tırmalarkoordine edilmeli ve birieştirilme-
lidir.
Birinci ve ikinci deprem bölgelerinde
yığmayapılarçok sakıncalı olmaktadır. Bu
bölgelerde yapılacak yığma yapılann çe-
lik diyagonal kuşaklarla takviyesi ve köşe
rijitiikierin mutiaka sağlanması gerekir. Eğer
bu tedbirler uygulanmazsa yığma yapıla-
nn deprem bölgelerinde inşası yasaklan-
malıdır."
Bugün Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, otuz yıl önce başbakandı.
Üstelik inşaat yüksek mühendisi bir
politikacı!.. Bilmem otuz yıl önceki bi-
limsel uyanların gerçekleşmesi için ne
yaptı? İnşaat Mühendisleri Odası'nın
1970'deki uyansı boşa gitmiş ki otuz
yıldan bu yana ülkemizin deprem böl-
gelerinde aynı kayrtsızlıtf, urnursamazfık,
rüşveKe işbaşarma alışkanlıklân sürüp geJ-
miş... Taa^Marmara depreminde on binler-
ce ölü, onbirtterce yaralı'onbinlerceevin
7.4'lük bir depremle yok oluşuna kadar!..
Fazıl Hüsnü Dağlarca, Gediz'de yaşa-
nan facianın acısını duyunca "Devrim" ga-
zetesinde "Deprem Türküsü"adlı birşiiryaz-
mış, amabaşınaşu notu koyarak: "Yinedep-
rem yine binlerce ölü yaralı. Yine içeriden
dışandan büyükyardımlar. Yinesoygun. Yi-
ne çürük yapı konusu. Yine doymaz mil-
yarderieri kokmuş yönetimin..."
Dağlarca'nın bu unutulmaz şiirini bir kez
daha sağır sultanlara duyursak mı?
"Sana ağlamak için I Göz büyümeli I
Kara teller kopmuştur I Geleceklere doğ-
ru ISaz büyümeli
Yangından arta kalan I Köz büyümeli I
Devrimin yollannda I Oğul, uzamalı hey I
Kız, büyümeli/
Basa basayürüyerekI IzbüyümeliI So-
ğurken aç ölûler I Kuru ekmek bağnnda I
Tuz büyümeli.
Bu yastan eylem, bilinç I Hız büyümeli
I Yetmedi mi sustuğun I Artık al bayrak-
larta I Söz büyümeli..."
Orman Suçlannın Affi
H. AVHİ USUJOĞLUEmeMA
'O
y oy' türküle-
riyle Orman
1
Suçlan 1950.
1954,1956 ve
1998 yıHarmda sekiz yıl için-
de dört kez affedildi. Hem de
kesinleşmiş mahkeme karar-
lannı da kapsar biçimde. Yar-
gılama sürüyorsa sanıklan bu
suça özendirerek ve ödüllen-
direrek çıkanldı af bu yasa-
lan... Kim kazandı? Yanıtı şu:
El konulan ya da el konula-
cak olan kaçak orman ürünü
ya da satılmış ise bedeli ken-
disine ödenen hükümlü ya da
sanıldar, sözde ve görünüşte
böyle. Daha kimler kazan-
madı ki! Aslında geri aldığı
suç aletleri ve taşıtlanyla bir-
likte daha büyük bir istek ve
zevkle aynı suçlan, korku-
suzcatekrarişleyenier... Ke-
reste tüccarian, ticaretiyle u|-
raşanlar. "Suçuişle,ovunu bl-
zever,vineafbekle' dıyenler...
Buna karşın ülkemizde ör-
neğin ormanlık alan bilfarz
on olsa bugün bu aflar yü-
zünden bu alan üçe, beşe düş-
müş ülkemizin pek çok yön-
Hayatto olmaz!
Egebank Toşıt Kredisi
Kefil Yok
- Kefilsiz! %5,50'den başlayan faiz oranlan!
*:
1 günde kredi onayı! Uygun ödeme koşullorı!
Egebank'o gelin, Türkiye'nin en ovantajlı taşıt kredisi ile tanışın.
EGEBANK
iMüsteşar Yardımcısı
lü kayıplan doğanın akciğe-
ri olan orman]ık alanlann kay-
bının şarattığı yürekler acısı
dufunjkarşısında düşünrae-
ıhiz, defâlarca düşûnmemiz
gcrekmi>x>r mu? - .
Ülkemizde yeterinin de
üzerinde ormanlık alan var
iken Fatih Sultan Mehmet
Han acaba hangi gerekçe ile
"Ormanlanmdan bir dalke-
senin başını keserim" buyru-
ğunu çıkarmıştı?
1954 yılındaki genel se-
çimler nedeniyle yürürlüğe
konulan özendiricı, ödüllen-
dirici Orman Suçiarı Af Ya-
sası Vaadi, bu suçu işlemeden
b^-ük yarar umanlan, daha
sözü edilmeye başlanınca or-
manlara koşturmuştu... Mart
1954 sayısında Orman ve Av
dergisinde "Oy Oy Türkü-
sü" başlıklı yazım ile yaraya
parmak bastun, doğuya sü-
riilmekten kıl pa\ ı kurtuldum.
1957 yılı seçimlerinde Baş-
bakan Adnan Menderes rad-
yo konuşmalannda bu konu-
yu yme propaganda konusu
yapınca. hemen kendısine tel
çekerek hiç değilse bugüne
kadar işlediğıniz suçlann af-
fa konu olabileceğini açıkla-
yarak, bunu yapmazsanız si-
zi Allah da affetmez dedigi-
mi anımsıyorum. Propagan-
da tuttu denmiş, daha da hız-
landınlmış ve sonunda 1958
jılının temmuz ayma kadariş-
lettinlmiş orman suçlan için
özendiricı ve ödüllendirici Af
Yasası çıkanlmıştı...
1961 Anayasası'nabudav-
ranışlara tepki olarak Orman-
lan Koruyucu. Genel Affi Ön-
leyici hükümlerkonulmuştu.
4-5 yıl çok da yararlan görül-
dü, sonra anayasa delinerek bu
yollar tekrar açıldı... Bugün
yürürlükte olan anayasanm
169. Maddesi aynen "Orman-
lara zarar ^rebileeek hiçbir
faalivet ve e>leme müsaade
edilemez.OnnanJann tahrip
edibnesineyolaçanshasi pro-
paganda \apıiamaz" demek-
tedır. Allah aşkına söyleyi-
niz, orman suçlan için af ya-
sası çıkaracağız, demek, kap-
samından söz etmemek siya-
sal propaganda değil midir?
Ormanlan tahribe dönük, or-
manlann tahribıne yol açan
eylem ve faaliyet değil mı-
dir? Sadece orman yangınla-
n mı v asaklanmıştır? Tarla
açmalar. yaş ağaçlan kesme-
ler. fıdanlan tahrip ve ben-
zerleri için af yaassı ve bunun
propagandasınm yolu açık
mıdır? Açıkça bu davramş
anaaysa ile bağdaşıyor mu?
İş işten geçmeden üzerin-
de durulmasında ülke yaran
vardır...
Bakuuz: 30.05.1980 gün-
lü Cumhuriyet gazetesinde
yayımlanmış bu konudakı ya-
zımda açıklanmış Anayasa
Mahkemesinm 18.12. 1979
günlü yasayı İptal karan.
PENCERE
OsmanTyıİyiTanyafem...
Aklı başında biri bugünden düne bakınca ço-
ğu olaya panmak ısınp der ki
- İnsan bir canavar!..
Tarih bir salhane!..
Ingilizin "Üstünde Güneş Batmayan Impara-
toriuk" kurması neden?..
Iki sav ve iki yanrt var:
1) Geri toplumlara uygariık götürmek için..
2) Sömüriı için..
Gerçek yanrt ikisinin bileşkesinden oluşuyor;
sömürgecinin gittiği yere tren, telgraf, telefon
götürdüğü de doğru...
Sömürge imparatorluklan bir tarihte bütün
dünyayı örümcekağı gibi sarmış!.. "BeyazAdam"
Avrupa'da birbirini yemekle kalmıyor, tüm küre-
de çatışıyor.
•
YaOsmanlı?..
"Nizam-ıÂlem"i kunnak için durdurak bilme-
yen Osmanlı'nın tarihi baştan sona savaş...
Ama ne diyoruz:
- Osmanlı fethettiğiülkeye hoşgörü veuygar-
iık götürdü..
Osmanlı'nın hoşgörüsü kendineözgü biriçe-
riktaşıyor, uygarlığı dazamaneye uygun!.. Geç-
mişe bugünün değer yargılanyla bakmak ham-
lık...
Ancak Osmanlı'nın 700'üncü kuruluş yılını da-
vul zurna kutlamak da ham ervahlık...
•
Laik cumhuriyeti içine sindirememiş olan ge-
riciler siyasal savaşımı sürdürüyorlar; tarih bun-
lar için politika malzemesi, Müslümanlık bu yol-
da metalaştınlıyor, Osmanlı'yı evire çevire kul-
lanıyorlar.
Peki, Batı'da böyle savaşım var mı?..
Ne dinci parti var..
Ne tarih kavgası..
Tarihsel bilim çalışmalarının yeri, siyaset mey-
danı değil, üniversitelerdir.
Türkiye tarih tartışmalarını siyaset meydanla-
nndan üniversite amfilerine taşıdığı zaman dur-
muş oturmuş bir toplum olacak...
Yoksa laik cumhuriyeti Islam köktendinciliğiy-
le yıkmak için siyaset yapanlann, cumhuriyet
kurucusu Atatürk'e saldırmalanyla padişahlan
yücettmelerinden türeyen kavganın sonu gelme-
yecek!..
•
Tarih üzerine önyargısız tartışmaların yararla-
rı ise saymakla bitmez...
Neden?..
Erdoğan Aydın'ın hazıriadığı ve bugün Cum-
huriyet'te başlayan "Osmanlı Gerçeği" adlı di-
zinin tanıtım yazısından çektiğim şu tümce dü-
şündürücü değil mi:
"Alevi-Türkmen devleti olarak başlayan Os-
manlı, sonradan nasıl şeriatçı devşirmelerdev-
letinedönüştü?.."
Evet, işin bir de bu yanı var.
Islam, Anadolu'ya Arabistan'dan değil, As-
ya'dan Iran üzerinden geldi, Türkmen öncüle-
riyte yayrtdı. Tasavvufun ruhu çökte oiuşmadı, boz-
kınn taşından toprağından fışkırdı.
Osmanlı'da Yeniçeri Ocağı Bektaşi'ye yakın;
Saray ise Alevi'ye düşman, değil mi?..
Bu iş nasıl oldu?..
•
Anadolu Müslümanlığında laik cumhuriyet bo-
şuna kurulmadı; bu oluşumun tarihte kökeni var.
eÖZLERİNPOYRHZ
Cumhurfyef
k ı l ı p l a r ı
Gazetecı-Yazar Hikmet Çetınkaya'nın içindeki firtınalı
evrende geliştirdiği, duygu denizinde daroıttığı yazılan.
Bir solukta okunacak, kımi zaman bir nisan >ağmuru
altında. bazan poyraz yehnin soguk savurganlığmda ya da
karanlık bir gecenin yalnızlığında yeniden okunacak, yer
yer okunacak inr kitsp bn fcitap
Çağ PazafIsma A.Ş. Tûfksc^ı Cad. No:39/41
(34334)Cağatoğiu-ls!anbu( Tet: (212)5140196
OKTAY AKBAL'IN
SATIŞTAKİ KİTAPLARI
Şairier ve Ben (Çağdaş Yay.),
Sözcüklerie Yolculuk (Cumhuriyet Yay.),
Anı Değil Yaşam (Çağdaş Yay.),
Şarkılanna Kadar Mahzun (Çağdaş
Yay.), Berber Aynası (Can Yay.), Batık
Bir Gemi (Can Yay.), llkyaz Devrimi (Can
Yay.), Yalnızhk Bana Yasak (Milliyet Yay.),
Kırmızı Tenteli Tramvay (Milliyet Yay.),
İnsan Bir Ormandır (Can Yay.),
Suçumuz İnsan Olmak (Can Yay.),
Garipler Sokağı (Can Yay), Ey Gece
Kapını (Can Yay.), Zaman Sensin (Varlık
Yay.), Güzel Düşlerin Sonu (Varlık Yay.),
Senin Adın Aşk (Hürriyet Yay.).
SAHİBİNDEN KİRALIK
Fulya Mahallesi'nde 2*1 sobalı, temiz daire
TEL 0.212.2120804