Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM 1999 PAZAR
14 KULTUR kultur@ cumhuriyet.com.tr
Antalya Altm Portakal Film Festivali'nde en iyi üçüncü film seçilen 'Üçüncü Sayfa' gösterimde
"Umıtıılıııuşkıra adanmıştır...'SINGUÇAPAN
Her yeni rılminde aşama yapıp üslu-
bunu geliştirerek kendı kozasını ören yö-
netmen Zeki Demirkubuz'a olan inan-
cımızı. ımanımızı tazeleyen 'Üçüncü
Sayfa" halen gösterimde. Antalya'da en
iyi üçüncü film seçilip aynca en iyi se-
naryo (Zekı Demirkubuz) ve en iyi ka-
dm oyuncu (Başak Köklükaya) ödülle-
rinı de toplayan 'Üçüncü Sayfa' nede-
niyle yönetmen Zeki Demirkubuz'la
Antalya "da niyetlenip bir türlü biraraya
gelemeyerek ertelediğimiz söyleşıyi fs-
tanbul'da gerçekleştirdik sonunda..
-Demirkubuz'un ne anlama geldiği-
ni bilivorsundur sanınm.
ZEKİ DEMtRKUBUZ - Bilıyorum.
Orta Asya'daki Manas şenliklerine ka-
tılan. TRT'den bir kameraman arkada-
şım bir demirkubuz getirmişti bana ora-
lardan hediye. 'Bak senin adını bul-
dıım' dıyerek...
- Bu küçük, demirden sazın Kızüde-
rili çalgısı zannedilmesi, Orta Asyalı ata-
lanmuın. çağlar öncesinde Bering Bo-
ğazı"ndan Amerika'ya geçmderivle açık-
lanabilir herhalde. Zaten kubuz bizde-
ki kopuzun bozulmamış hali değil mi?
DEMİRKUBUZ - Herneyse benım,
hem de Manas şenliklerinden getıril-
miş bir demirkubuzum var yani. Bir ta-
nhte. 'Simurg' belgeselini çekerken de-
mirkubuz'u sorduğum, rahmetli Ömer
Asım Aksoy yanıltmıştı beni, oklann
konduğu, sirta asılan, sadak demişti de-
mirkubuz için. Ailemin yaşadığı, Eğri-
dir'in bir Türkmen-Yörük köyü, Ispar-
ta köylerine benzemez. Çünkü bizim
yöre sakinlerinin atalan, 150-200 yıl
kadar önce Orta Asya'dan gelme Türk-
menler Zaten dış görünüşlerinden, dil-
lerinden fark, apaçık belli oluyor ilk ba-
kışta.
'İçime sinmeyen işi bırakınm'~
-1994'dcn günümüze kadar. 5 yılda 3
önemli film \aptın. namerde muhtaçol-
nıadan, kimseye gebe kalmadan ve yö-
netmenliğinin yanı sıra fümlcrinin ya-
pımcıltğını da üstlenerek. Nasıl beceri-
\orsun filmlerini fuıanse etmeyi ?
DEMtRKUBUZ-Zoramabaşkaça-
ren yok. ne yapıp edip gereken çözümü
bulacaksın, ısrarve inatla.'C Blok' dı-
şında. kimseden kredi almadan, spon-
sor filan bulmadan yaptım filmlerimi.
feki Demirkubuz film çekerken herşeyi baştan düşünüyor, planlıyor, kısa sürede
hazırlık yapıyor ve sonra da işi bitiriyor. Bu yüzden de filmlerinde öyküsünden
projelendirme ve çekim aşamasına kadar neyi isteyip istemediğini iyi biliyor, içine
sinmeyeni de o anda bırakıyor. 'Üçüncü Sayfa' ile ilgili tek şikâyetinin ise kendi
duygulanndan ve insanlarla ilişkilerindeki yalnızlığından kaynaklandığını söylüyor.
'C Blok' için Kültür Bakanlığı'ndan
almış olduğum yardımı da hemen öde-
miştim zaten.
Şu ana kadar çektiğim üç filme de pa-
ra yatırmazdı hiçbir yapımcı. Aynı şe-
kilde bundan sonraki film tasanlanma
yatınm yapacaklannı da hiç sanmıyo-
rum.
Çünkü ben gerektiğince allayıp pul-
layarak bir proje götürmesini bile bile-
miyorum daha.Yazdığım öyküleri dı-
şanya prezante etmeyi de kıvıramıyo-
rum.
Ötedenberi bu tür ilişkılere pek kal-
dıramayan biri olageldim zaten.Kim-
seden bir şey istemeyi de beceremedim
hayatım boyunca.
- Antalya'dan ödüllerle driniip eleş-
tirmenlerce de beğenilen 'Üçüncü Say-
fa'da memnun kaldın mı sonuçtan, '»•
tedikierini dilediğince gerçekleştirebü-
din mi?
DEMtRKUBUZ- Kendi adıma bir şı-
kâyetim yok. Çünkü genelde herşeyi
baştan, uzun süre düşünür, planlanm, kı-
sa sürede hazırhk yapanm ve sonra işi
bıtırınm, film çekerken. Hazırlık aşa-
masında. başkalanna bağımlılık vardır.
başka insanlar vardır hayatında, para
konuşur orada, birtakım teknik sorun-
lar öne çıkar, vs. vs. Dolayısıyla plan-
lı, programlı davranmak gereklidir kı-
sa sürede. Ben de uzun süre düşünüp
harekete geçtiğim için, çektiğim film-
de ne istediğimi, ne istemediğimi bili-
nm, öyküsünden projelendirme ve çe-
kim aşamasına kadar. tçime sinmeyeni
o anda bırakınm. O yüzden büyük ak-
saklıklardaolmadı 'Üçüncü Sayfa'da.tek
şikâyetim. benim duygulanmdan, in-
sanlaria ilişkilenmdeki yalnızlığımdan
kaynaklandı.
-Genektefilmi bir ahlaki suç-ceza ek-
senine oturttuğunu söyleyebiür miyiz?
DEMİRKUBUZ- Evet ama uzun sü-
Hüseyin KatîftAdğlu sanatyaşamı boyunca 'yeniyi' ve 'geleceği' kurguladı
'Herşeyiyarm bırakıpgittinJEMRE KOYTNCUOĞLU
Tiyatro dünyası değerli bir sanatçısını
kaybettı. Şimdilik, belli bir grupdışmda.
pek kımse değerinin farkında değil. Türk
Tiyatrosu'nda son 10 yılda yaşanan de-
ğışimin kahramanlanndan biri olan de-
ğerli dostumu, yandaşımı, destekçimi,
heyecanımı paylaşan "fikirdaşımı" kay-
bettim. Benim gibi birçok arkadaşımın da
aynı acıyı paylaştığmdan eminim. Hüse-
>1n Kaaraoğlıı. Türk Tiyatrosu'nda özel-
İiklegösien sanatları. disıplinleTarası sa-
nat \e "alternatiP tiyatro gibi alanlarda
yaptığı çalışmalarla kolay silınmeyecek
ızler bırakıp. aniden gitti. Sanat otorite-
sinın işlemediği alanlar oluşturarak "ye-
niyi" ve "geleceği'" kurgulayan Hüseyin'i
toprakta değil de hareket halinde düşün-
mek ıstedığimde aklıma bir gece festival-
de Assos'un köylüleriyle birlikte keyif-
le oynadığı Zeybek geliyor. New York,
Londra. Amsterdam, Zürih gibi ulusla-
rarası sanat merkezlerinin alternatif iş
yapan mekânlannda Türkiye dendi mi
ilk akla gelen tiyatro sanatçısı olan. an-
cak aynı zamanda Assos'un köy kahve-
sınde de adından saygı ve sevgiyle bah-
sedilen Hüseyin Katırcıoğlu yıllardır gös-
teriler yaptığı ve "sıradışı" bir mekân
olan Un Fabrikası'nın onarım çalışmala-
nnda oluşan bırkazada yaşamını yitirmiş...
Üç gün önce bana telefonda, yine çok
güzel işlerin peşinde olduğunu haber ver-
di. Yıllardır yapmaya çalıştığı bir işi ger-
• Hüseyin
Katırcıoğlu, Türk
Tiyatrosu'nda
özellikle gösteri
sanatlan,
disiplinlerarası
sanat ve
"alternatif"
tiyatro gibi
alanlarda yaptığı
çalışmalarla kolay
silinmeyecek izler
bırakıp,
aniden gitti.
çekleştirdigini söyledi. lsviçre'de Ağus-
tos 2000'de "Avangart Türk Tiyatrosu"
başlıklı bir organizasy onun kuratörlüğü-
nü üstlendiğini heyecanla anlattı. Assos
Gösteri Sanatlan Festivali'ndenbiradım
daha ileriye gidiyoruz, dedi. "Oradaolu-
şan sanatçı gücünü şimdi uluslararası
platformataşıyacağun.." Telefonu kapat-
tığımda Fransa'daki UBU"de Assos Fes-
rivali ile ilgili yazdığımız yazının çıktı-
ğını söylemeyi unuttuğumu fark ettim.
"Nasd olsa, iki üç gün sonra görürüm"
diye düşündüm. Gerçekten de iki gün
sonra karşılaştık. Hiç güzel bir karşılaş-
ma olmadı. Bunu hiç sevmedim. Açıkça
yazıyorum, tıpkı istediğin gibi. Bu se-
ferki performansın hiç hoş değildi.
Çünkü. herşeyi yanm bırakıp gittin.
Birçok proje yanm kaldı... Daha yenı baş-
lıyorduk... Italya'da MurathanMungan'ın
"Geyikler ve Lanetler''ini sahnelemiştin.
Açık alanda, farklı alanlardan sanatçıla-
n birarada kullanarak. Sonra Tiyatro Der-
gisi'ne "4nadolu Kitch" yazm geldi. Da-
ha sonra diğer yazılar.. Truva'daki TAL'le
birlikte yaptığın gösteri ve Assos proje-
sinin ilk ayağı. Birinci, ikinci, üçüncü..
Assos Gösteri Sanatlan Festivali.. Sami-
miyet ve alçak gönüllülükle, birçok zor-
luğa göğüs gerilerek, kapı kapı dolaşıla-
rak ortaya çıkan Türkiye koşullan gözö-
nünde bulundurulduğunda inanılmaz gö-
züken. ancak gerçekleşen bir festival. Bu
nedenle de birçok genç Türk sanatçısına
alanlannda büyük bir ivme kazandıran ve
onlann yaptığı işi destekleyen bir festi-
val. Yöre halkının istek, inanç ve sevgi-
sinin. "sıradışısayılan" birçok sanatçının
işine yansıdığı festival. Benim lzmit hi-
kâyemin düşünsel tohumlan... Yalnız uy-
gulamacılar için mi? Festivalin üçüncü-
sünde oluşturduğumuz festival dergisi
"Neo Athena"da sa\ unduklarımızla baş-
layan "VeniEleştri'*düşüncesi... Bağım-
sız sanatçılara destek düşüncesi... Ve ta-
bi ki. senin her zaman rengarenk, kala-
balık, herkesi içeren "kocaman'' işlerin.
Yüreğin gibi. Bu kadar farklı sanatçıyı,
kuramcıyı nasıl bir araya getirebildin..
Zaten en büyük özelığin yan yana "olmaz
parçalar" gibi gözüken sesleri, bedenle-
ri, işleri, insanlan, yapıtlan, gruplan bi-
rarada kullanarak
tt
güzel''i oluşturman.
Peki, "SünnetiTde neleroldu? Bildikhi-
kâye.. Üzerine pek bırşey yazılmadı,
olumlu ya da olumsuz. Her zamanki gi-
bi. Sanki "yokmuşsun" gibi, aslmda bu
kadar çok "varken*.. Seçtiğin yolla ilgi-
li değil mi?
Benden yazı yazmamı istemiştin. Işte
sana yazı. Sevdin mi? Arhan'la beraber
yaptığınız birgösteriyi hatırlıyorum. Bir
keresinde bir partide kendini tavana asıp
uçmuştun. Bu seferki çok uzaklara doğ-
ru oldu. Seni çok özleyeceğiz.
re suç- cezayla paralel giden film bir nok-
tadan sonra aynlıyor, Türkiye'deki in-
sanlann ruhsal. fiziksel yapılanndan
kaynaklanan nedenlerle. Filmin finali-
nı, en sondaki tabanca sesinden kendi-
ni vurduğunu anladığımız tsa'nın işle-
diği cinayetih fhukuken cinayet onun üs-
tüne kalıyor çünkü) cezası olarak yorum-
lamıyorum ben. Tam tersine, îsa'nın
topluma verdiği bir ceza bizim finali-
miz.Bu fınal, 'saf.yenik Isa 'nın intiha-
nnm, bir ceza gibi toplumun üstüne atıl-
masını vurguluyor. suç- ceza'dan çok.
Sinema üe ahlaki bağ kurmak
- Bütün unutulmuşlara, yenikJere ve
Ajlan Aktuğ'a adamışsın filminu
DEMİRKUBUZ-Evet. Unutulmuş-
larla yeniklerin yanısıra, 'C Blok'ta ba-
ba, 'Masumiyet'te enişte rolünü üstle-
nen ve bir çeşit intihar sayılacak, hâlâ
anlayamadığım bir ölümle hayata çok
erken veda eden oyuncu Ajlan Aktug'a
adadım 'Üçüncü Sayfa'yı. Yönetmeni,
oyuncusu. eleştirmeni. entelektüeliyle
bütün sinema piyasamızda beni şaşır-
tan, gerçekten şaşırtan. çok az sayıda-
ki insandan biri, belki de tek insandı Aj-
lan Aktug.
-Geielim Bağımsız Sinema' konu-
suna-.
DEMtRKUBUZ - Sinemayla ahlaki
bir bağ kurulması gerektiğini düşündü-
ğümden benimsedim Bağımsız Sine-
ma tarzını. Benim için sadece para kay-
naklannı ifade etmıyor Bağımsız Sine-
ma. Varolmanın, düşüncenin üstünde-
ki ipoteklerin kaldınlmasını ve benim
öykümün, fikrimin, senaryomun, bir
onaya tabi tutulmadan, başta seyirci ol-
mak üzere kimseyle biroynaşmaya. cil-
veleşmeye yol açmadan, doğrudan fil-
me çekilmesini anlıyorum ben Bağım-
sız Sinema'dan.Yani paradan çok, savun-
duğum ahlak, ılkeler demek benim için
Bağımsız Sinema. 198O'lı yıllann ge-
tirdiğı zihniyete ve yeni yükselen değer-
lere duyduğum nefret de, bağımsız ol-
mamı gerektiriyor zaten.
- Son dönemde, bir 'Sinemamız geli-
şiyor' muhabbetidir gidiyor yine»
"DEMtRKUBUZ - Sinema dahil her
alandaki temel sorunlara, genel ve or-
tak fıkir yaratma noktalanndan yaklaş-
mak, kesinlikle bir tuzak. Sanat oldu-
ğu iddia edilen sinemanın. Devlet Ista-
tistik Enstitüsü yaklaşımıyla algılan-
^ _ _ - — masıyadahep birtakım sa-
yısal değerlere indirilme-
si. benim kabulleneceğim
bir şey değil.Bu nedenle
teknik durumlar dışında,
genelgeçer tarifli sinema
görüşlerine hiç itibar etmi-
yorum.Sinema benim için
somuttur, yani şu filmdir, bu
filmdir ya da bu yönetmen-
dir, şu yönetmendir. 'Pat-
layan sinema', 'Genç sine-
ma','Yeni Türk-eski Türk
sineması', vb. gibi nitele-
melere, birilerinin varlık-
lannı sürdürebilmeleri için
gereksindikleri, içi boşaltıl-
mış nitelemeler olarak ba-
kıyorum.
-Sinemamızda kendine
yakm duydugun yönetmen-
lervarmı?
DEMİRKUBLZ-Tabii,
öncelikle Nuri BügeCevian
var, 'ruh kardeşi' saydı-
ğım. Sonra Derviş Zaim
var, Kutiuğ Ataman var.
Hollywood'un entelektüel yüzüKültür Servisi- Hollyvvood'a kapağı
atmak için güzel bir yüz ya da etkile-
yıci bir ses artık yeterli değil. Yapım-
cılarla > a da >önetmenle flört etmek de
ise yaramıjor artık. Sanşmlar saçlan-
nı koyu bir renge boyatmak için ku-
aförlere koşturuyorlar. Aktörler gittik-
len gece kulüplerinde margaritalanru Is-
panyolca ısmarlıyorlar. Akşamlan yat-
madan önce Plato okuduklannı ağızla-
rından kaçınveriyorlar. Hollywood'un
kapısını aralayabilmek için aruk aynı za-
manda akıllı ve entelektüel olmak ge-
rekiyorkısacası.
Holl}"wood yıldızlanndan Barbara
Streisand ve .lulia Ormond düzenli ola-
rak -\menka'nın saygın gazetelerinden
The Economist'i taşıyor kollannın al-
tında. MichellePfeifferve JenniferAnis-
ton ise entelektüel imajlanru gözlükJe-
riyle sağlamlaştınyor. Yıldızlar artık
hayatın gerçekleriyle ilgileniyor. Evet
belki çok ıstedikleri bir rolü kapmak için
hâlâ yönetmene güzel bir gece vaat et-
meleri gerek ama en önemli koşul Pro-
ust testıni de geçebilmek.
Oyuncu adaylanna kendilerine kimi
örnek aldıklan soruldugunda ya Yale me-
zunu Jodie Foster'm ya da eski Har-
vard'lı MattDamonveTommyUeeJo-
nes'un isminı veriyorlar.
Hollywood"un bugünlerdeki parola
kavramı 'çok yönlülük'. Yönetmenlik.
yapımcılık, senaristlik yapabilecek, boş
zamanlarda ortaya yaratıcı ve entellek-
tüel başka şeyler de koyabilecekken sa-
dece oyunculuk yapmak yeterli görül-
müyor. Slyvester Stallone yaptığı re-
simleri yakın bir tarihte sergileme>e
başlayacak. Eleştirmenler şimdiden öv-
gülerini dile getirmeye başladılar. Mic-
hael Douglas. kendısıni Birleşmiş Mıl-
letler silahsızlanma projesine adamış
durumda. Ben Affleck ikinci senaryo-
sunu tamamhyor. U'arren Beatt>;CybiII
Sbepherd ve Arnold Schwarzenneger
Beyaz Saray yolunu tırmanmaya baş-
ladılar.
Amerikalılar için çok da büyük bir
önem taşımayan yabancı dil en az ide-
al bir vücut kadar büyük bir zorunlu-
luk haline geldi yıldızlar için. Barbara
Streisand, Warren Beaty ve Mel Gibson
gibi yıldızlann öğretmeni. 12 dil bilen
dilbilimcı MichaelThomas'ın yoğun-
laştınlmış 40 ders ücretı 12 bin dolara
fırladı.
Eğer iki ya da daha fazla dil biliyor-
sanız başvurmanız gereken bir başka yol
daha var: Felsefe terapileri. Bu terapi-
ler psıkoloji terapileri gibi kendinızı ra-
hatlatmak için gıttiğinız terapilere hiç
benzemıyor üstelik. Terapistin görevi
Aristo ve Sokrates'ten yola çıkarak yıl-
dızlann zihinsel açıdan büyümelerine
yardımcı olmak. Hollywood'da son
günlerde en çok okunan kıtap olan
'Plato Not Prosac' adlı kitabtn yazan Dr.
Lou Marinoff "hastalanmıza durum-
lan yenkkn değertendirebilmeleri, so-
runlaıia başa çıkabilmeleri için gerekli
feisefi gereçleri sunuyoruz," dıyor.
Hollywood yıldızlan eskisine oran-
la çok daha entelektüel bir yüz kazanır-
ken imza peşinde koşan hayranları on-
ları Los Angeles ve New York'ta sayı-
lan hızla artan Felsefe Kahveleri'nde bu-
labilecek artık. Holl)"v\ood'un bugünlerdeki parolası 'çokyönlülük'.
İki yeni proje
- Bizim basına hiç yansn
madnsa da,'Masumiyet'in
yaz ortasında Fransa'da gös-
terimegirdiğini Premiere'de
okudumu nasıl oldu bu? Ay-
nca filmin Bevoğlu Beyoğ-
lu sinemasına asılan Fran-
sızca afişi de çok güzel bir
afiş olmuş»
DEMİRKUBUZ - An-
gers Film Festivali'nde bü-
yük ödülü kazanınca, 'Ma-
sumiyet'i çok severt jüri
başkanı. ünlü yönetmen
ClaudeChabrol, bizzat al-
tnasını önermiş dağıtımcı
Marin Karmitz'e. Cahiers
du Cinema başta olmak
üzere çeşitli Fransız sinema
dergilerinde yazılar çıktı,
temmuzda gösterime giren
'Masumiyet' üstüne.
- Yeni tasanlann var mı?
DEMtRKUBUZ-Olmaz
mı? Ama son kararı
ver(e)mediğimden ötürü
bunlardan tüm aynntısıyla
söz etmek için şimdi biraz
erken belki. Yine de iki pro-
je üstünde çalıştığımı söy-
leyebilirim kısaca. tlki şu
anda hazırlıklanyla ugraş-
tığım bir proje.Öteki de
önümüzdeki yıl, Fransa'da.
Fransız oyuncularla, Albert
Camus'nün Yabancı'sından
yapacağım uyarlama.Vis-
conti'nin Marcello Mast-
roianni'yle çekriği Yaban-
cı uyarlamasını görmedim.
Camus'nün özünü tersyüz
edeceğim yani Afnka'daki
beyaz Avrupalıyı, Avru-
pa'daki esmer Afirikalıya
dönüştüreceğim ve Meur-
sault rolünü 'La Haine'le
parlamış arap Said Tagh-
maoui oynayacak.
L A R
Kidman, olimpiyat
meşalesini yakacak
• Nicole Kidman
2000 Sıdney Yaz
Olimpiyatlan'nın
meşalesini yakacak.
Kidman, anavatanı olan
Avustralya'nın Sidney
kentinde düzenlenecek
2000 yıh Olimpiyat
Oyunlan'nın açılışını
yapacak isim olarak
belırlendı
• Avrupa Film
Akademisi 4
Aralık'ta verilecek olan
12. Avrupa Film Ödülü
için aralannda Lukas
Moodyson'un 'Bana
Aşkı Göster', Soren
Krag'ın 'Mifune'. Luc
ve Jean-Pierre
Dardenne kardeşlenn
'Rosetta'. Roger
Michell'in 'Notting
Hill", Alexander
Sokurov'un 'Moloch',
Pedro Almadovar'ın
'Annem Hakkında
Herşey", Istvan
Szabo'nun 'Güneş
Işığı', Tim Roth'un
'Savaş Alanı' adlı
filminin yeraldığı sekiz
filmi aday seçti. Filmler
1-3 Aralık tarihleri
arasında Berlin'deki
Arsenal Salonu'nda
gösterilecek.
• Slnead
O'Connor geçen
nisan ayında Latin
kilısesı tarafından din
görevlisi ilan
edilmesinin ardından
bekaret yeminini
tutamadığını itiraf etti.
irlandalı'nın en önemli
kadın şarkıcılanndan
biri olan ve artık
'Mother Bernadette
Mary' olarak da
adlandınlan O'Connor
bir televizyon söyleşisi
sırasında din görevlisi
ilan edildikten sonra
bekaret yemini ettiğini
ancak aşka, ilgiye ve
sevgiye muhtaç bir
insan olduğu için
yeminini tutamadığını
söyledi. Dıni görevini
bırakmayacağını
söyleyen O'Connor
büyük bir irade
gerektiren bekaret
yeminini en azından
şimdilik rafa
kaldı racak.
• John Travolta,
Nora Ephron'un yeni
fılmi 'Numbers'da
başrol oynuyor.
Travolta, küçük bir
televizyon kanalında
geçen olaylann
anlatıldığı filmde, bir
hava drumu spikerini
canlandınyor.
• Luc ve Jean-
Pierre
Dardenne m. son
Cannes Film
Festivali'nde Altn
Palmiye ödülünü
kazanan 'Rosetta' adlı
çalışması yabancı film
Oscar'ı için yanşacak.
Film, Belçika'nm Oscar
aday adayı olarak
belirlendi.
• Norman Mailer
'Cremaster 2' adlı
filmde sihirbaz
Houdini'yi
canlandınyor. Deneysel
dram niteliğindeki
yapımın yazan ve
yönetmeni, çok yaratıcı
bir isim olarak
değerlendirilen 32
yaşındaki Mathevv
Barney.
• Brad Pİtt. Joel ve
Ethan Coen kardeşlenn
yenı filmı 'To the White
Sea'de başrol oynuyor.
James Dickey'in
romanından sinemaya
uyarlanan filmde
Amerikalı bir adamın,
evine dönebilmek için
Asya üzerinden yaptığı
epik yolculuk
anlatılıyor. Filmin
yapımcılığmı, Bernardo
Bertoluccı'nin Ingıliz
yapımcısı Jeremy
Thomas üstleniyor.
• steven
Spielberg ABD
başkanı Bill Clinton'ın
da ızleyeceği. yaklaşık
600 bin kişinin
katılacağı
Washington'daki
Millenium Galası'nda
gösteri Imek üzere 20.
Yüzj'ilın en önemli
olaylanndan oluşan bir
film hazırlıyor.
• Robert De Niro
yeni filminin set alanı
arayışlan için Nevv
Jersey'de. Kente başrolü
paylaşacağı Jane
Rossental ve filmin
yapımcılğını üstlenen
Miramax'in başkanı
Harvey Weinstein ile
gelen De Niro'nun
mekân konusunda çok
tıtiz davrandığı
söyleniyor.
• Spice Cirls'den
Ceri Halliwell m
Londra'lı rad\o ve
televizyon programı
yapımcısı Chris Evans
ile büyük bir aşk
yaşadıgı ve çiftin kısa
bir süre içinde
nişanlanacağı
söyleniyor. 1998yılında
Spice Girls'ten aynlan
Ginger Spice Gınger
Medya Grubu'nu
kurmuş başma da Chris
Evans'ı getirmişti.
Borusan Filarmonrnin ilk
konserleri 8 ve 9 Kasım'da
•Kültür Servisi - Borusan tstanbul Filarmoni
Orkestrası (BİFO), yenileyen ve genişleyen
kadrosuyla ilk konserini yann saat 19.30'da Atatürk
Kültür Merkezi'nde veriyor. BlFO Genel Müzık
Direktörü ve Daimi Şefi Prof. Gürer Aykal'ın
yöneteceği konsere Ayşegül Sanca. Cihat Aşkın ve
Doğan Cangal solist olarak katılacak. BlFO, bu
konserde Vivaldi'nın 'Viyolonsel Konçertosu' ile
Beethoven'ın '1. Senfonisi' ile 'Üçlü Konçerto'sunu
seslendirecek. Konser 9 Kasım'da Kadıköy Halk
Eğitim Merkezi'nde yinelenecek. BlFO, klasik
müziğin geniş kitlelerle kucaklaşması amacıyla her
ay Anadolu yakasında vereceği konserleri düzenli
olarak sürdürecek. Sezon boyunca orkestranın tüm
konserleri TRT Istanbul Televizyonu tarafından
kaydedilerek çeşitli dönemlerde ekrana gelecek.