Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYTA CUMHURİYET 25 KASIM 1999 PERŞEMBE
14 i l U l \ kultur@cumhuriyet.com.tr
Ensemble Nino Rota, konserinde izleyicileri renkli bir sinema yolculuğuna çıkardı
Film• Rota, bizlere, film
müziklerinin görüntü
olmadan da keyifle
dinlenebileceğini
öğretti. Bugün
Italya'da insanlar
geriye dönüp eski
fümlerin müziklerini
araştınyor. Rota ve
benzeri sanatçılar
yeniden keşfediliyor.
FECİRALPTEKtN
ltalyan müzik topluluğu 'En-
setnMeNino Rota', Borusan Kül-
tür ve Sanat Merkezi etkinlikleri
kapsamında tstanbul'da bir kon-
ser verdi. tsmini, Federico Fellini
fılmlerine yaptığı müziklerle ta-
nıtan ünlü besteci Nino Rota'dan
alan ve akademik kariyerlerini
sürdürmekte olan altı genç müzis-
yen tarafından sinema müzikle-
rini seslendirmek iizere 1990 yı-
lında kurulan Ensemble Nino Ro-
ta, ltalyan Kültür Merkezi'ndekı
konserinde Amarcord,CennetSi-
nemasu Tatlı Hayat, Schindler'in
Listesi, Singin'in the Rain. Hayat
Güzeldir. Bir Zamanlar Batı'da.
Ruzgâr Gibi Geçti, Summertime,
Son lmparator gibi unutulmaz
filmlerle Cats müzikalınin tema-
lanndan oluşan renkli bir program
sundu.
Flütte Federica Torbidoni, ke-
manda GianninaGa/zaroni. obua
ve komoda Luciano Franca. vi-
yolonselde Andrea Agostinelli.
piyanoda Deborah Mco ve sop-
rano Tiziana Santarelli'den kuru-
lu Ensemble Nino Rota'yla top-
luluğun oluşumu ve film müzik-
leri üzenne konuştuk.
- Bize Ensemble Nino Rota'nın
öyküsünü anlanr nusınız?
DEBORAH VICO-Topluluk,
bizlerın, yani her biri konserva-
tuvareğitimı almış, konserdene-
yimi olan ve hem müzik hem de
sinema için ortak bir tutkuyu pay-
iğiyle aıımısaııaıılar,
konsenaruvareğirimi almış altı müzisyenden oluşan topluluğun ortak özelüği sinema ve müzik tutkusu-(Fotoğraf: UĞURGÜNYÜZ)
laşan altı müzisyenin karşılaşma-
sı sonucu 1990 yılında kuruldu.
Ensemble Nino Rota'nın oluşu-
munun en önemli temel dayanağı,
sinemayla müziğin buluşturul-
ması fikriydi. 1990 yıhndan bu ya-
na hem Avrupa'da hem de Avru-
pa dışında çeşitli ülkelerde kon-
serler veriyor; en ünlü film mü-
ziklerinden daha az bilinen, an-
cak tanıtılmayı hak eden çalış-
malara uzanan geniş bir yelpaze-
de programlar sunuyoruz.
Arusını yaşatmak için
- Sizi, topluluk olarak ö/cllikJe
film müziklerini seslendirmeye
yönetten neden neydi?
DEBORAH MCO - Ensemb-
le Nino Rota'nın onjinal özelli-
ği, sinema ve müziğe adanmışlık-
h zaten. Daha önceleri de, bazı kut-
lamalarda ya da yıldönümlerinde
Morricone. Gershwin gibi ünlü sa-
natçılann temalannı seslendiren
orkestralar oldu; ama biz, sadece
film müziklerini seslendirmek
amacıyla bir araya gelen ve bu
çizgide bir repertuvar olusturan ılk
topluluguz. Yaptığımız iş, beyaz-
perdede görüntüyü destekleyen
müzikleri konser biçiminde sun-
mak.
- Topluluğa, ünlü besteci Nino
Rota'nın isminivermeye nasd ka-
mrverdiniz?
LUCİANO FRANCA - Rota,
tüm yaşamraı sinemaya adamış,
çok büyük sanat filmlerine imza
atmış, en büyük ltalyan müzis-
yenlerden biriydi... Yaptığı film
müziklerinin yanı sıra ardında
pek çok oda münği, senfoni ve ba-
le müziği de bırakmış bir klasik
müzik bestecisiydi. Sahip olduğu
klasik müzik zevkini sinemaya
aktardığından, bestelediği film
müzikleri de filmler kadar başa-
nlı oldu. Biz de anısını yaşatmak
adına, topluluğumuza Rota'nın
ismini vermeyi uygun gördük.
- Nino Rota'nın çağdaş İtalyan
müziğindeki yeri ve önemini de-
ğeıiendirir misiniz?
FEDERİCA TORBİDONİ -
Rota, ltalyan müziğinin 1900'ler-
deki en önemli temsilcilerinden
biri oldu. Bizlere, film müzikle-
rinin görüntü olmadan da keyif-
le dinlenebileceğini öğretti. Bu-
gün, 'Yasam Güzeldir' filminin
Italya'da uyandırdığı ilgi sayesin-
de insanlar geriye dönüp eski fıbn-
lerin müziklerini araştırmayabaş-
ladılar. Rota ve benzeri sanatçı-
lar da şimdi yeniden keşfediliyor.
- Sizin beste çanşmalannız var
mı?
DEBORAH V1CO - Şimdilik
sadece düzenlemeler yapıyonız;
herhangi bir beste çalışmamız
yok. Ancak hepimiz kompozisyon
eğıtimı almış müzisyenleriz ve
gelecekte kendimize ait projele-
rimiz de olacak. Bazı film yönet-
menlerinden aldığımız teklifler
var ve bu teklifleri değerlendiri-
yoruz.
Yönetmen-besteci işbiriiği
- Müzik, eşlik ettiği film için na-
sd bir işlev üstlenhor sizce?
LUCİANO FRANCA - Müzi-
ğin film üzerinde çok önemli bir
etkisi olduğunu düşünüyoruz. Gü-
zel bir görüntüye, bir duygu du-
rumuna ya da özel bir sahneye
eşlik eden müzik, ızleyici tara-
fından sinema salonunun dışında
dınlendiğı zaman da o filme da-
ir imgeleri canlandınr. Hatta o
filmi izlerken yanınızda olan in-
sanı anımsar, herhangi bir kare-
de duyduğunuz heyecanı yeniden
yaşarsınız.
Beyazperdeyle aranızda kuru-
lan ilişkinin filmden sonra da de-
vam etmesini sağlayan şey müzik-
tir. Bu yüzden sessiz filmlerde
bile müzik kullanılmıştır. Müzik,
sinemanın heyecanını arttıran
önemli bir elemandır ve en iyi
film müzikleri de Fellini- Rota, Le-
one-Morricone gibi örneklerde
rastladığımız sağlam yönetmen-
besteci ortaklıklannın sonucudur.
Yönetmen-besteci işbirliğinin
ürünleri, her zaman için hazır par-
çalardan oluşturulmuş film mü-
ziklerinden daha başanlı bulun-
muştur.
- Peki, film müziklerinin son
yıllarda markette gördüğü ilgiyi
nasü değerlendirivorsunuz?
DEBORAH VİCO - Çok eği-
timli bir kulağa sahip olmayan
dinleyici, popüler film müzikle-
ri için hedef kitleyı oluşturuyor.
Insanlar, sevdikleri fılmin müzi-
ğini evlerinde dinlemeyi, ayın anı
yeniden yaşamayı seviyorlar. Sa-
nınm popüler filmlerde müzikle-
rin, bilinçli olarak duygulara ses-
lenmesi amaçlanıyor.
Ender Sakpmar'ın yöneteceği konserin solistleri îdil Biret ve Ayşedeniz Gökçin
ENKA Sinfoniettay
nın ilk konseriKültür Servisi - Yaş ortalaması 18 ile
25 arasında değişen 46 müzisyenden olu-
şan ENKA Sinfonietta. bugün saat
19.00'da ilk konserıni gerçekleştirecek.
Bugün ve yann saat 19.00'da Sadi Gül-
çelik Spor Sitesi'ndeki Oditoryum'da
verilecek konserlerin solistleri Devlet
Sanatçısı piyanist tdil Biret ve son gün-
lerde adını uluslararası birçok yanşma-
da aldığı ödüllerle duyuran 11 yaşında-
ki Ayşedeniz Gökçin.
Genel sanat yönetmenliğini ve orkest-
ra şefliğini Ender Sakpmar'ın üstlendi-
ğı ENKA Sinfonietta'nın konser prog-
ramında F.VSuppe'nin Hafıf Süvari Uver-
türü. Chopin'ın Piyano Konçertosu No:
2 Fa minörop.21, Mozart'ın Piyano Kon-
çertosu no: 21 Do majör KV 467 yeralı-
yor. Aynca Nihat BaysaTın yönettiği EN-
KA Çocuk Korosu da R.Rodgers' ın" Do-
Re-Mi', M. Sun'un 'Çalgıcılar', Y.Tu-
ra'nm 'Güzel Annem'. M-Sun'un 'Yağ-
murTürküsü'. C.Fernandez'in 'Cielito
Lindo" adlı yapıtlannı seslendirecek.
Her çocuğun bireysel yetenek ve ya-
ratıcılıgını keşfedebilmesi için uygun or-
tamı yaratmayı amaçlayan ENKA Okul-
lan Oditoryumu'nda, 1999-2000 yılın-
da "Mürikte tlk Adımlar" adlı yeni bir
proje başladı. Projenin ve oditoryumun
sanat direktörlüğünü orkestra şefı Ender
Sakpınaryürütüyor. Projenin amacı, ço-
cuklann 'çocuk' kimliklerini, düşgücü-
nü ve yaratıcılıklannı ön plana çıkararak,
onlara erken yaşta bilinçli bir müzik sev-
gisi aşılayarak yeni bir dünya görüşü ka-
zandırmak. Çocuklara yönelik bu proje
kapsamında, öğrencilerin aktif katılım-
lan ile gerçekleşecek çeşitli konser, ope-
ra, bale, seminerve atölye çalışmalan ha-
zırlanıyor.
Bu proje çerçevesinde geçen eylül
ayında 46 kişilik orkestra ENKA Sinfo-
nietta kuruldu. Bu orkestra, ENKA okul-
lan eğitim felsefesi ile bütünleşerek ço-
cuklan erken yaşta müzikle tanıştırmak,
müzik bilinci oluşturarak müziği sevdir-
mek ve ülkemizin sanat çevresinin de-
ğerli isimlerini tanılmak amacmı taşı-
vor.
Oda müziği eserlerinden büyük sen-
fonik eserlere uzanan geniş bir repertu-
an seslendirebilecek kapasiteye sahip
olan orkestra, bu sezon 4 senfonik kon-
ser ile ortalama 25 sanatçının yer alaca-
ğı 3 oda müziği konseri gerçekleştirecek.
ENKA Sinfonietta'nm provalan kon-
ser tarihinden bir hafta önce oditoryum-
da başlayacak. Beş provanın 40'ar dakı-
kalık bölümleri, okulun öğrencilerine
açık olarak ve bir tema etrafinda yapıla-
cak. 'Orkestra şefinin görevi nedir', 'Bir
konser nasü izlenir', 'Orkestranın otur-
ma düzeni nedir' gibi sorulara hep bir-
likte yanıt aranacak.
Dünyanın çeşitli ülkelerinin kültür mi-
rasmı, müzik aracılığıyla çocuklarla ta-
nıştırmak amacındaia 50 kişilik ENKA
Çocuk Korosu da ENKA Okullan çocuk-
lanndan oluşuyor. 2000 yılında Tepertu-
annı kardeşlik, sevgi, banş ve hoşgörü
konulu dünyanın çeşitli uluslanna ait ço-
cuk şarkılanyla olusturan koro. ilk kon-
serini bugün ve yann ENKA Sinfoniet-
ta eşliğinde verecek. Orkestra, 18 ile 25 yaş arasındaki 46 müzisyenden oluşuyor.
Ali Özgentürk 'ün 'Çıplak'filmi Kalküta Uluslararası Film Festivali 'nde izleyici rekoru kırdı
Yoğun ilgi gören festival, 5. yılında daha nitetikliydi
GÖNÜL DÖNMEZ- COLİN
Dünyanın değışik ülkelerinden seçkin örnekler
sergilemeyi amaçlayan Kalküta Uluslararası Film Fes-
tivali bu yıl perdeleri tran'ın militan kadm yönetmen-
lerinden Tahmineh Milani'nin "İki Kadm" filmi ile
açtı. Komşu eyalet Orissa'yı acılara boğan sel fela-
keti nedeniyle son ana dek gerçekleşip gerçekleşme-
yeceği belli olmayan festivalin yöneticileri yürekli
bir karar alarak gelırin yüzde 75"ini felaketzedele-
rine göndermek koşuluyla programı yürütmeyi ön-
gördü. Geriye kalan para da her zamanki gibi film
endüstrisinde çalışarılara gidecekti.
Beşinci yılında hem nıtelik hem de nicelik açısın-
dan daha başanlı bir festival vardı karşımızda. Baş
konuklar arasında Paul Cox dikkati çekiyordu. Yö-
netmenin son filmi, 1872 yılında bir Havvaii Ada-
sı'nda cüzamlılarla yaşayarak siyasal ve dini tartış-
malara neden olan bir papazın başından geçenleri gö-
rüntüleyen "Molokai: Father Damien'in Öyküsü"
Cox'un diğer filmlerinden farklı bir yapıttı. Festi-
valin saygı programı sunduğu Gillo Pöntecorvo ile
yüzyüzetanışabildı^ ızleyici. Ermeni kökenlı Parad-
janov'un ıse artık "ÂşıkKerib'','"Snram KatesiSöy-
lencesi" gibi yapıtlanyla kendini hissettirdı.
Seksen yaşında Pöntecorvo onca yola aldırma-
dan konuk olmuştu festivale. Bugün dünya klasik-
leri arasında yerini koruyan yönetmenin baş yapıtı
"Cezayir Savaşı''nı (1966) izledik bir kez daha. Film-
lerinde sömürgecıliğe açıkça meydan okuyan yönet-
men, Kalküta'dakı bir konuşmada, günümüzde de sö-
mürgetiliğin var olduğunu ve toplumsal sömürge-
ciliğin kültür sömürgeciliği ile yer değiştirdiğini
vurguladı: "Amerika ve onun ûçüncü dünya ülkele-
ri üzerindeki kültür baskrsı da bir tür söraürgecüik-
tir."
Televizyon ve gazete söyleşilerini, üniversite ve
film okulu davetlerini, bahçedeyakalayabilmek için
yolunu bekleyen halkı geri çeviremeyen Ali Özgen-
türk. sanınm nefes alacak zaman bulamadı hafta
boyunca. Kendisinm de en son basın toplantısında
dediği gibi "Yönetmen olduğunu derinine duymak
istc\en, Kalküta kentine gelmeh" idi.
Türk sineması deyince yalnızca Ydmaz Güney'i
ve iki yıl önce Kalküta'da izleyici ile buluşan Ömer
Kavur'u tanıyan Kalkütalılar, Ali Özgentürk toplu
gösterisine büyük ilgi gösterdiler. Yönetmenin en çok
f
zgentürk'ün
At, Hazal,
Mektup filmleri
beğeni toplarken,
sansür nedeniyle
öpüşme
sahnesi bile
gösterilemeyen
ülkede, Çıplak
filmini
izleyebilmek için
uzun kuyruklar
oluştu.
beğenilen filmleri sırayla "At", "Hazal" ve "Mek-
tup" iken "Çıplak" filmi sansür nedeniyle kendi
filmlerinde doğru dürüstbir öpüşme sahnesi bile gös-
teremeyen bu ülkede kuyruk rekorlan kırdı. (Ikinci
sırada Zoltan Kamondi'nin "ve Bakire" filmi vardı.)
Bengal eyaleti kültür bakam ise özellikle "So da Ya-
nar"dan etkilenmişti.
Esen Işık'm kısa konulu filmi "Babamı Hırsa-
larÇakh" da büyük ilgi topladı. Özgentürk'ün "Mek-
tup" filmi ile bu fılm arasında bir bağlantı kurma-
ya çahşan eleştirmenler, babamn yokluğunun anı-
lar ve anımsamalar yoluyla gerçek varlığa dönüştü-
rülmesi açısından benzer bir tema gözlemlediler.
Gabriel Gancia Marquez'in romanlanndan esin-
lenen ya da senaryosunu kendi yazdığı filmlerden
örnekler, yeni Fransız sinemasmdan birkaç fılm, Sa-
vaş Sonrası Doğu Avrupa. Hollanda Panoraması.
Yeni Hint Filmleri gibi Uluslararası Sinema Bölü-
mü de ilgi topladı Latin Amerika'dan Estonya'ya il-
gınç örneklerle.
Hitcheock'unyüzüncü yaşgününü kutlamak ama-
cıyla on iki filmi gösterildi. Kapanış gecesi akşam
on birden sabah altıya dek Karün Traklia'nın "Po-
lonyafa Gelin" ve Angelopoulos'un "Sonsuzhık veBir
Gün" ün de aralannda olduğu altı film izlendı.
Bu arada paralel ve rakip bir başka şenlik, Ulus-
lararası Yeni Sinema Forumu, bir diğer mekânda 50
kadar fılm gösterdi. Bunlann arasında Zeki Demir-
kubuz'un "Masunüyet" filmi de vardı.
Kalküta Film Festivali ve benzer festivallerin hü-
kümet desteğiyle gerçekleşmesi bütçe açısından ya-
rarlı ise de festivale politika kanşması bakımından
aydınlan düşündüren bir nokta. Açılış gecesi Ben-
gal eyaleti başbakanı ve onun birinci bakanı sahne-
de yer alırken festival danışma komitesinde görev-
li, ama muhalefet partisinden kişiler geceyi boykot
ettiler. Birçoklan da "bürokraüar festivali" deyip bu-
run kıvırdılar. Konuşmasında, bir filmin niteliğini
yargılayacak yeteneği olmadığı gibi sinemaya da
gitmediğini vurgulayan, ama bunun sinemaya düş-
kün aydm halkın kitleler oluşturduğu bir kentte fes-
tival düzenlemeye engel olmadığının altını çizen
başbakanın dediği "Festivali izlejici yargüasın" sö-
zü tam yenndeydi ve Hindistan'ın iki komünist eya-
letinden biri Batı Bengal'in başkenti Kolkata (namı
diğer Calcutta) sakinleri bu yıl yine festivallerine tam
anlamıyla sahip çıktılar.
YELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
Sonbahar Bitiyordu...
Adam genç kıza. seni zamana yazdım dedi.
Yüzyılın sonbahan bitiyordu ve yapraklannı dök-
memiş ağaçlar, rüzgârla dans ediyordu.
Adam denize bakıyordu ve yalnızca genç kızla ko-
nuşuyordu; genç kıza anlatıyordu, genç kıza söylü-
yordu, genç kıza mınldarnyordu yüreğinin hüzünlü me-
lodisini.
Çünkü yalnızca genç kız girebilirdi, deniz ile ara-
sına.
Çünkü adam, sararmış bir sonbahar yaprağına
yazılı, belki de uzak bir köşede yazılı duran dizâer-
deki kadar yakındı genç kıza:
Denize baktığımda seni görüyonım
Yalnızca sen girebilirsin deniz ile arama
Çûnkü, yanıbaşındayım
Çünkü, dudaklarına çok yakınım.
Ağaçlar vahşi danslannı sürdürüyor, rüzgâr ku-
zeyden sert esıyordu.
Yeryüzıinün en kıskanç varlıklarıydı ağaçlar; pen-
cereden hep mutlu aşklara bakar ve onları zamanı
geldiğinde bitirırierdi.
Belki de aşklann brtmesine neden olan ağaçlar de-
ğil de, ağaçları görmezden gelenlerdi; ağaçlan unu-
tanlardı.
Ağaçlann unutuluşuydu, belki de aşkları bitiren.
Martıların unutulduğu Istanbul gibi...
Kuşkusuz ki bir ayrılık şarkısıydı adamın kızın avu-
cundan aldığı.
Son kez tırtuyordu ellerini.
Rengârenk parmaklan hayatın imgesiydi ve yüz-
yılın sonbahan bitiyordu...
Adam. gece açan nilüfer çiçeğinin mucizesine
inandı tüm yaşamı boyunca; adı mucize olan.
Adam mucizeyi de geleceğe yazdı.
Bu kez kız gözden kaybolurken, belki de hiç gö-
rünmemişti ya, adamın yüregini buruk bir güz esin-
tisi kapladı.
Ağaçlann vahşi dansına eşlik eden ve kış bakışlı
sert rüzgânn tam karşıtıydı bu.
Körfez'den esıyordu; uzaktaki bir körfezden.
Adam da zaten, şimdi uzak bir kıyıdaydı; belki de
çok yakın bir kıyıda.
Genç kız görünmüyordu, artık; adam genç kıa
düşleyemiyordu.
Genç kız hayallerden bile çıkmıştı...
Belki de hiç yoktu, kim bilir. "
v
''
;
Güzel bir yanılsamanın, hep söylenegelen, hep
yazılagelen düşsel sözleriydi.
Yine de adam yüreğine bir körfez umudunu sak-
ladı.
Genç kızın uzun saçlı esmer gülüşüyle birlikte...
Yüzyılın sonbahannın bittiği gibi adam ile kızın öy-
küsü de bitiyordu -belki de bitti, belki de bir başka
gece yeniden başlayacaktı.
Yüzyılın sonbahannın bittiği gibi, yazı da bitiyor-
du -belki de yeni bir yazı, başka bir gün yazılacaktı.
Yüzyılın sonbahannın bittiği gibi, yaşam da bitiyor-
du -belki de yeni yaşamlar başlayacaktı: ağaçlar
belki de, kırmızı bir gül belki de...
Yüzyılın sonbahan biterken, Metin Attıok'un di-
zeleri de bir gül yaprağına, belki de kırmızı bırgui yap?i
rağına usulca düşüyordu: ,Ü
Sonbahar -ki acının değişmez dipnotudur-
Sesinin solgun göğünde,
Küçük bir yıldızla bir harfi tutuşturur.
Savrulur her yana kavruk kelimelerle,
Yüregini acıyla buruşturur.
Bakışının pasıyia zırhlanan dünya,
Binlerce pıtrak yapıştınr yüzünün kumaşına.
Sonbahar -ki doyumsuz bir aşkın sonudur-
Irak'ta şairler buluşması
• BAĞDAT(AA) -1 rak'ta her yıl geleneksel olarak
düzenlenen Mirbed Şiir Festivali'nin on beşincisi
dün başladı. Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in
hımayesinde düzenlenen festivale çeşitli ülkelerden
350 şair ve yazann yanında elli gazeteci katılıyor.
ilk üç günü Bağdat'ta düzenlenecek ve daha sonra
Basra kentinde devam edecek olan festival sekiz gün
surecek. Festivalde şiir oturumlanndan başka Arap
Şiiri konulu seminerlerde düzenlenecek. Mirbed
Şiir Festivali ilk olarak 1971 yılında Basra"da
düzenlenmişti 199 \ "de Körfez Savaşı nedeniyle ara
verilen etkinliğe 1994'te yeniden başlandı. Bu yılki
festivale Türkiye'den de şairler katılıyor.
Rus Ordu Korosu, Ankara ve <
İstanbul'da konserler verecek
• ANKARA (AA) -Dünyanın en ünlü korolanndan
olan ve 'Kızılordu Korosu' adıyla bilinen Rus Ordu
Korosu ve Dans Topluluğu 26-27-28 Kasım
günlerinde Ankaralı sanatseverlerle birlikte olacak.
Konserler Kültür Bakanlığı'nın katkılan, Çankaya
Rotary Kulübü, Türk-Rus Opera ve Bale
Derneği'nin organizasyonu ile gerçekleşecek. Bir
zamanIann Kızılordu Korosu'nun bir parçası olan
Rus Ordu ve Dans Topluluğu 'Yeni Binyıl
Konserleri" çerçevesinde ilk kez yann Harp Okulu
Komutanlığı'nda konser verecek. Orgeneral Victor
Eliseyev tarafından yönetilen; koro. dans grubu ve
solistlerden oluşan topluluk 27 ve 28 Kasım
günlerinde de Atatürk Spor Salonu'nda
başkentlilerle buluşacak Ankara'daki
konserlerinden sonra Istanbul "a geçecek olan
topluluk 30 Kasım \e 1 Aralık günlerinde Abdi
lpekçi Spor Salonu'nda müzikseverlerle buluşacak.
BUGÜN
• ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde 17 30-19 30
arasında gerçekleşecek olan 'Modern Bilimlerin
Işığında Goethe'nin Renk Kuramı
11
konulu panele
Prof.Dr. Umur Daybelge. Prof.Dr. Acar Savacı,
Dr.Yavuz Seçkin ve Prof. Dr. Şafak liral katılacak.
(249 20 0V)
• BİLGİ ÜNtVERSİTESÎ nde Amos Ghai'nin
yönettiği, Moshe Ivgi, Hannah Meron ve Yusuf
Abu-Warda'nın başrollerini paylaştıklan İsrail
yapımı 'Da\ After Day' adlı film İbranice orjinaliyle
Ingilizce altyazılı olarak 21.30'da gösterilecek.
• İDOB. 20.00'de AKMde Mozart'ın 'Saraydan
KızKaçırma' operasmı sahneleyecek. (251 10 23)
• BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT
MERKEZt'nde 18.30da Semih Korucu'nun 'v
katılacağı 'Hindemit ve Bartok' konulu söyleşi yer
ahyor. (292 06 55)
• BABYLON'da Hint asıllı İngiliz müzisyen Nitin
Sawhney'in dinletisi 22.00'de başlayacak.
^292 73 68)
• İFSAK FOTOĞR.4F GÜNLERİ kapsamında
Aksanat'ta 4. Dia Gösterisi Yanşması'nda dereceye
giren ürünlerin gösterimlen yer alıyor. (252 35 00)