25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYTA CUMHURİYET 25 KASIM 1999 PERŞEMBE 14 i l U l \ kultur@cumhuriyet.com.tr Ensemble Nino Rota, konserinde izleyicileri renkli bir sinema yolculuğuna çıkardı Film• Rota, bizlere, film müziklerinin görüntü olmadan da keyifle dinlenebileceğini öğretti. Bugün Italya'da insanlar geriye dönüp eski fümlerin müziklerini araştınyor. Rota ve benzeri sanatçılar yeniden keşfediliyor. FECİRALPTEKtN ltalyan müzik topluluğu 'En- setnMeNino Rota', Borusan Kül- tür ve Sanat Merkezi etkinlikleri kapsamında tstanbul'da bir kon- ser verdi. tsmini, Federico Fellini fılmlerine yaptığı müziklerle ta- nıtan ünlü besteci Nino Rota'dan alan ve akademik kariyerlerini sürdürmekte olan altı genç müzis- yen tarafından sinema müzikle- rini seslendirmek iizere 1990 yı- lında kurulan Ensemble Nino Ro- ta, ltalyan Kültür Merkezi'ndekı konserinde Amarcord,CennetSi- nemasu Tatlı Hayat, Schindler'in Listesi, Singin'in the Rain. Hayat Güzeldir. Bir Zamanlar Batı'da. Ruzgâr Gibi Geçti, Summertime, Son lmparator gibi unutulmaz filmlerle Cats müzikalınin tema- lanndan oluşan renkli bir program sundu. Flütte Federica Torbidoni, ke- manda GianninaGa/zaroni. obua ve komoda Luciano Franca. vi- yolonselde Andrea Agostinelli. piyanoda Deborah Mco ve sop- rano Tiziana Santarelli'den kuru- lu Ensemble Nino Rota'yla top- luluğun oluşumu ve film müzik- leri üzenne konuştuk. - Bize Ensemble Nino Rota'nın öyküsünü anlanr nusınız? DEBORAH VICO-Topluluk, bizlerın, yani her biri konserva- tuvareğitimı almış, konserdene- yimi olan ve hem müzik hem de sinema için ortak bir tutkuyu pay- iğiyle aıımısaııaıılar, konsenaruvareğirimi almış altı müzisyenden oluşan topluluğun ortak özelüği sinema ve müzik tutkusu-(Fotoğraf: UĞURGÜNYÜZ) laşan altı müzisyenin karşılaşma- sı sonucu 1990 yılında kuruldu. Ensemble Nino Rota'nın oluşu- munun en önemli temel dayanağı, sinemayla müziğin buluşturul- ması fikriydi. 1990 yıhndan bu ya- na hem Avrupa'da hem de Avru- pa dışında çeşitli ülkelerde kon- serler veriyor; en ünlü film mü- ziklerinden daha az bilinen, an- cak tanıtılmayı hak eden çalış- malara uzanan geniş bir yelpaze- de programlar sunuyoruz. Arusını yaşatmak için - Sizi, topluluk olarak ö/cllikJe film müziklerini seslendirmeye yönetten neden neydi? DEBORAH MCO - Ensemb- le Nino Rota'nın onjinal özelli- ği, sinema ve müziğe adanmışlık- h zaten. Daha önceleri de, bazı kut- lamalarda ya da yıldönümlerinde Morricone. Gershwin gibi ünlü sa- natçılann temalannı seslendiren orkestralar oldu; ama biz, sadece film müziklerini seslendirmek amacıyla bir araya gelen ve bu çizgide bir repertuvar olusturan ılk topluluguz. Yaptığımız iş, beyaz- perdede görüntüyü destekleyen müzikleri konser biçiminde sun- mak. - Topluluğa, ünlü besteci Nino Rota'nın isminivermeye nasd ka- mrverdiniz? LUCİANO FRANCA - Rota, tüm yaşamraı sinemaya adamış, çok büyük sanat filmlerine imza atmış, en büyük ltalyan müzis- yenlerden biriydi... Yaptığı film müziklerinin yanı sıra ardında pek çok oda münği, senfoni ve ba- le müziği de bırakmış bir klasik müzik bestecisiydi. Sahip olduğu klasik müzik zevkini sinemaya aktardığından, bestelediği film müzikleri de filmler kadar başa- nlı oldu. Biz de anısını yaşatmak adına, topluluğumuza Rota'nın ismini vermeyi uygun gördük. - Nino Rota'nın çağdaş İtalyan müziğindeki yeri ve önemini de- ğeıiendirir misiniz? FEDERİCA TORBİDONİ - Rota, ltalyan müziğinin 1900'ler- deki en önemli temsilcilerinden biri oldu. Bizlere, film müzikle- rinin görüntü olmadan da keyif- le dinlenebileceğini öğretti. Bu- gün, 'Yasam Güzeldir' filminin Italya'da uyandırdığı ilgi sayesin- de insanlar geriye dönüp eski fıbn- lerin müziklerini araştırmayabaş- ladılar. Rota ve benzeri sanatçı- lar da şimdi yeniden keşfediliyor. - Sizin beste çanşmalannız var mı? DEBORAH V1CO - Şimdilik sadece düzenlemeler yapıyonız; herhangi bir beste çalışmamız yok. Ancak hepimiz kompozisyon eğıtimı almış müzisyenleriz ve gelecekte kendimize ait projele- rimiz de olacak. Bazı film yönet- menlerinden aldığımız teklifler var ve bu teklifleri değerlendiri- yoruz. Yönetmen-besteci işbiriiği - Müzik, eşlik ettiği film için na- sd bir işlev üstlenhor sizce? LUCİANO FRANCA - Müzi- ğin film üzerinde çok önemli bir etkisi olduğunu düşünüyoruz. Gü- zel bir görüntüye, bir duygu du- rumuna ya da özel bir sahneye eşlik eden müzik, ızleyici tara- fından sinema salonunun dışında dınlendiğı zaman da o filme da- ir imgeleri canlandınr. Hatta o filmi izlerken yanınızda olan in- sanı anımsar, herhangi bir kare- de duyduğunuz heyecanı yeniden yaşarsınız. Beyazperdeyle aranızda kuru- lan ilişkinin filmden sonra da de- vam etmesini sağlayan şey müzik- tir. Bu yüzden sessiz filmlerde bile müzik kullanılmıştır. Müzik, sinemanın heyecanını arttıran önemli bir elemandır ve en iyi film müzikleri de Fellini- Rota, Le- one-Morricone gibi örneklerde rastladığımız sağlam yönetmen- besteci ortaklıklannın sonucudur. Yönetmen-besteci işbirliğinin ürünleri, her zaman için hazır par- çalardan oluşturulmuş film mü- ziklerinden daha başanlı bulun- muştur. - Peki, film müziklerinin son yıllarda markette gördüğü ilgiyi nasü değerlendirivorsunuz? DEBORAH VİCO - Çok eği- timli bir kulağa sahip olmayan dinleyici, popüler film müzikle- ri için hedef kitleyı oluşturuyor. Insanlar, sevdikleri fılmin müzi- ğini evlerinde dinlemeyi, ayın anı yeniden yaşamayı seviyorlar. Sa- nınm popüler filmlerde müzikle- rin, bilinçli olarak duygulara ses- lenmesi amaçlanıyor. Ender Sakpmar'ın yöneteceği konserin solistleri îdil Biret ve Ayşedeniz Gökçin ENKA Sinfoniettay nın ilk konseriKültür Servisi - Yaş ortalaması 18 ile 25 arasında değişen 46 müzisyenden olu- şan ENKA Sinfonietta. bugün saat 19.00'da ilk konserıni gerçekleştirecek. Bugün ve yann saat 19.00'da Sadi Gül- çelik Spor Sitesi'ndeki Oditoryum'da verilecek konserlerin solistleri Devlet Sanatçısı piyanist tdil Biret ve son gün- lerde adını uluslararası birçok yanşma- da aldığı ödüllerle duyuran 11 yaşında- ki Ayşedeniz Gökçin. Genel sanat yönetmenliğini ve orkest- ra şefliğini Ender Sakpmar'ın üstlendi- ğı ENKA Sinfonietta'nın konser prog- ramında F.VSuppe'nin Hafıf Süvari Uver- türü. Chopin'ın Piyano Konçertosu No: 2 Fa minörop.21, Mozart'ın Piyano Kon- çertosu no: 21 Do majör KV 467 yeralı- yor. Aynca Nihat BaysaTın yönettiği EN- KA Çocuk Korosu da R.Rodgers' ın" Do- Re-Mi', M. Sun'un 'Çalgıcılar', Y.Tu- ra'nm 'Güzel Annem'. M-Sun'un 'Yağ- murTürküsü'. C.Fernandez'in 'Cielito Lindo" adlı yapıtlannı seslendirecek. Her çocuğun bireysel yetenek ve ya- ratıcılıgını keşfedebilmesi için uygun or- tamı yaratmayı amaçlayan ENKA Okul- lan Oditoryumu'nda, 1999-2000 yılın- da "Mürikte tlk Adımlar" adlı yeni bir proje başladı. Projenin ve oditoryumun sanat direktörlüğünü orkestra şefı Ender Sakpınaryürütüyor. Projenin amacı, ço- cuklann 'çocuk' kimliklerini, düşgücü- nü ve yaratıcılıklannı ön plana çıkararak, onlara erken yaşta bilinçli bir müzik sev- gisi aşılayarak yeni bir dünya görüşü ka- zandırmak. Çocuklara yönelik bu proje kapsamında, öğrencilerin aktif katılım- lan ile gerçekleşecek çeşitli konser, ope- ra, bale, seminerve atölye çalışmalan ha- zırlanıyor. Bu proje çerçevesinde geçen eylül ayında 46 kişilik orkestra ENKA Sinfo- nietta kuruldu. Bu orkestra, ENKA okul- lan eğitim felsefesi ile bütünleşerek ço- cuklan erken yaşta müzikle tanıştırmak, müzik bilinci oluşturarak müziği sevdir- mek ve ülkemizin sanat çevresinin de- ğerli isimlerini tanılmak amacmı taşı- vor. Oda müziği eserlerinden büyük sen- fonik eserlere uzanan geniş bir repertu- an seslendirebilecek kapasiteye sahip olan orkestra, bu sezon 4 senfonik kon- ser ile ortalama 25 sanatçının yer alaca- ğı 3 oda müziği konseri gerçekleştirecek. ENKA Sinfonietta'nm provalan kon- ser tarihinden bir hafta önce oditoryum- da başlayacak. Beş provanın 40'ar dakı- kalık bölümleri, okulun öğrencilerine açık olarak ve bir tema etrafinda yapıla- cak. 'Orkestra şefinin görevi nedir', 'Bir konser nasü izlenir', 'Orkestranın otur- ma düzeni nedir' gibi sorulara hep bir- likte yanıt aranacak. Dünyanın çeşitli ülkelerinin kültür mi- rasmı, müzik aracılığıyla çocuklarla ta- nıştırmak amacındaia 50 kişilik ENKA Çocuk Korosu da ENKA Okullan çocuk- lanndan oluşuyor. 2000 yılında Tepertu- annı kardeşlik, sevgi, banş ve hoşgörü konulu dünyanın çeşitli uluslanna ait ço- cuk şarkılanyla olusturan koro. ilk kon- serini bugün ve yann ENKA Sinfoniet- ta eşliğinde verecek. Orkestra, 18 ile 25 yaş arasındaki 46 müzisyenden oluşuyor. Ali Özgentürk 'ün 'Çıplak'filmi Kalküta Uluslararası Film Festivali 'nde izleyici rekoru kırdı Yoğun ilgi gören festival, 5. yılında daha nitetikliydi GÖNÜL DÖNMEZ- COLİN Dünyanın değışik ülkelerinden seçkin örnekler sergilemeyi amaçlayan Kalküta Uluslararası Film Fes- tivali bu yıl perdeleri tran'ın militan kadm yönetmen- lerinden Tahmineh Milani'nin "İki Kadm" filmi ile açtı. Komşu eyalet Orissa'yı acılara boğan sel fela- keti nedeniyle son ana dek gerçekleşip gerçekleşme- yeceği belli olmayan festivalin yöneticileri yürekli bir karar alarak gelırin yüzde 75"ini felaketzedele- rine göndermek koşuluyla programı yürütmeyi ön- gördü. Geriye kalan para da her zamanki gibi film endüstrisinde çalışarılara gidecekti. Beşinci yılında hem nıtelik hem de nicelik açısın- dan daha başanlı bir festival vardı karşımızda. Baş konuklar arasında Paul Cox dikkati çekiyordu. Yö- netmenin son filmi, 1872 yılında bir Havvaii Ada- sı'nda cüzamlılarla yaşayarak siyasal ve dini tartış- malara neden olan bir papazın başından geçenleri gö- rüntüleyen "Molokai: Father Damien'in Öyküsü" Cox'un diğer filmlerinden farklı bir yapıttı. Festi- valin saygı programı sunduğu Gillo Pöntecorvo ile yüzyüzetanışabildı^ ızleyici. Ermeni kökenlı Parad- janov'un ıse artık "ÂşıkKerib'','"Snram KatesiSöy- lencesi" gibi yapıtlanyla kendini hissettirdı. Seksen yaşında Pöntecorvo onca yola aldırma- dan konuk olmuştu festivale. Bugün dünya klasik- leri arasında yerini koruyan yönetmenin baş yapıtı "Cezayir Savaşı''nı (1966) izledik bir kez daha. Film- lerinde sömürgecıliğe açıkça meydan okuyan yönet- men, Kalküta'dakı bir konuşmada, günümüzde de sö- mürgetiliğin var olduğunu ve toplumsal sömürge- ciliğin kültür sömürgeciliği ile yer değiştirdiğini vurguladı: "Amerika ve onun ûçüncü dünya ülkele- ri üzerindeki kültür baskrsı da bir tür söraürgecüik- tir." Televizyon ve gazete söyleşilerini, üniversite ve film okulu davetlerini, bahçedeyakalayabilmek için yolunu bekleyen halkı geri çeviremeyen Ali Özgen- türk. sanınm nefes alacak zaman bulamadı hafta boyunca. Kendisinm de en son basın toplantısında dediği gibi "Yönetmen olduğunu derinine duymak istc\en, Kalküta kentine gelmeh" idi. Türk sineması deyince yalnızca Ydmaz Güney'i ve iki yıl önce Kalküta'da izleyici ile buluşan Ömer Kavur'u tanıyan Kalkütalılar, Ali Özgentürk toplu gösterisine büyük ilgi gösterdiler. Yönetmenin en çok f zgentürk'ün At, Hazal, Mektup filmleri beğeni toplarken, sansür nedeniyle öpüşme sahnesi bile gösterilemeyen ülkede, Çıplak filmini izleyebilmek için uzun kuyruklar oluştu. beğenilen filmleri sırayla "At", "Hazal" ve "Mek- tup" iken "Çıplak" filmi sansür nedeniyle kendi filmlerinde doğru dürüstbir öpüşme sahnesi bile gös- teremeyen bu ülkede kuyruk rekorlan kırdı. (Ikinci sırada Zoltan Kamondi'nin "ve Bakire" filmi vardı.) Bengal eyaleti kültür bakam ise özellikle "So da Ya- nar"dan etkilenmişti. Esen Işık'm kısa konulu filmi "Babamı Hırsa- larÇakh" da büyük ilgi topladı. Özgentürk'ün "Mek- tup" filmi ile bu fılm arasında bir bağlantı kurma- ya çahşan eleştirmenler, babamn yokluğunun anı- lar ve anımsamalar yoluyla gerçek varlığa dönüştü- rülmesi açısından benzer bir tema gözlemlediler. Gabriel Gancia Marquez'in romanlanndan esin- lenen ya da senaryosunu kendi yazdığı filmlerden örnekler, yeni Fransız sinemasmdan birkaç fılm, Sa- vaş Sonrası Doğu Avrupa. Hollanda Panoraması. Yeni Hint Filmleri gibi Uluslararası Sinema Bölü- mü de ilgi topladı Latin Amerika'dan Estonya'ya il- gınç örneklerle. Hitcheock'unyüzüncü yaşgününü kutlamak ama- cıyla on iki filmi gösterildi. Kapanış gecesi akşam on birden sabah altıya dek Karün Traklia'nın "Po- lonyafa Gelin" ve Angelopoulos'un "Sonsuzhık veBir Gün" ün de aralannda olduğu altı film izlendı. Bu arada paralel ve rakip bir başka şenlik, Ulus- lararası Yeni Sinema Forumu, bir diğer mekânda 50 kadar fılm gösterdi. Bunlann arasında Zeki Demir- kubuz'un "Masunüyet" filmi de vardı. Kalküta Film Festivali ve benzer festivallerin hü- kümet desteğiyle gerçekleşmesi bütçe açısından ya- rarlı ise de festivale politika kanşması bakımından aydınlan düşündüren bir nokta. Açılış gecesi Ben- gal eyaleti başbakanı ve onun birinci bakanı sahne- de yer alırken festival danışma komitesinde görev- li, ama muhalefet partisinden kişiler geceyi boykot ettiler. Birçoklan da "bürokraüar festivali" deyip bu- run kıvırdılar. Konuşmasında, bir filmin niteliğini yargılayacak yeteneği olmadığı gibi sinemaya da gitmediğini vurgulayan, ama bunun sinemaya düş- kün aydm halkın kitleler oluşturduğu bir kentte fes- tival düzenlemeye engel olmadığının altını çizen başbakanın dediği "Festivali izlejici yargüasın" sö- zü tam yenndeydi ve Hindistan'ın iki komünist eya- letinden biri Batı Bengal'in başkenti Kolkata (namı diğer Calcutta) sakinleri bu yıl yine festivallerine tam anlamıyla sahip çıktılar. YELPAZE ATİLLA BİRKİYE Sonbahar Bitiyordu... Adam genç kıza. seni zamana yazdım dedi. Yüzyılın sonbahan bitiyordu ve yapraklannı dök- memiş ağaçlar, rüzgârla dans ediyordu. Adam denize bakıyordu ve yalnızca genç kızla ko- nuşuyordu; genç kıza anlatıyordu, genç kıza söylü- yordu, genç kıza mınldarnyordu yüreğinin hüzünlü me- lodisini. Çünkü yalnızca genç kız girebilirdi, deniz ile ara- sına. Çünkü adam, sararmış bir sonbahar yaprağına yazılı, belki de uzak bir köşede yazılı duran dizâer- deki kadar yakındı genç kıza: Denize baktığımda seni görüyonım Yalnızca sen girebilirsin deniz ile arama Çûnkü, yanıbaşındayım Çünkü, dudaklarına çok yakınım. Ağaçlar vahşi danslannı sürdürüyor, rüzgâr ku- zeyden sert esıyordu. Yeryüzıinün en kıskanç varlıklarıydı ağaçlar; pen- cereden hep mutlu aşklara bakar ve onları zamanı geldiğinde bitirırierdi. Belki de aşklann brtmesine neden olan ağaçlar de- ğil de, ağaçları görmezden gelenlerdi; ağaçlan unu- tanlardı. Ağaçlann unutuluşuydu, belki de aşkları bitiren. Martıların unutulduğu Istanbul gibi... Kuşkusuz ki bir ayrılık şarkısıydı adamın kızın avu- cundan aldığı. Son kez tırtuyordu ellerini. Rengârenk parmaklan hayatın imgesiydi ve yüz- yılın sonbahan bitiyordu... Adam. gece açan nilüfer çiçeğinin mucizesine inandı tüm yaşamı boyunca; adı mucize olan. Adam mucizeyi de geleceğe yazdı. Bu kez kız gözden kaybolurken, belki de hiç gö- rünmemişti ya, adamın yüregini buruk bir güz esin- tisi kapladı. Ağaçlann vahşi dansına eşlik eden ve kış bakışlı sert rüzgânn tam karşıtıydı bu. Körfez'den esıyordu; uzaktaki bir körfezden. Adam da zaten, şimdi uzak bir kıyıdaydı; belki de çok yakın bir kıyıda. Genç kız görünmüyordu, artık; adam genç kıa düşleyemiyordu. Genç kız hayallerden bile çıkmıştı... Belki de hiç yoktu, kim bilir. " v '' ; Güzel bir yanılsamanın, hep söylenegelen, hep yazılagelen düşsel sözleriydi. Yine de adam yüreğine bir körfez umudunu sak- ladı. Genç kızın uzun saçlı esmer gülüşüyle birlikte... Yüzyılın sonbahannın bittiği gibi adam ile kızın öy- küsü de bitiyordu -belki de bitti, belki de bir başka gece yeniden başlayacaktı. Yüzyılın sonbahannın bittiği gibi, yazı da bitiyor- du -belki de yeni bir yazı, başka bir gün yazılacaktı. Yüzyılın sonbahannın bittiği gibi, yaşam da bitiyor- du -belki de yeni yaşamlar başlayacaktı: ağaçlar belki de, kırmızı bir gül belki de... Yüzyılın sonbahan biterken, Metin Attıok'un di- zeleri de bir gül yaprağına, belki de kırmızı bırgui yap?i rağına usulca düşüyordu: ,Ü Sonbahar -ki acının değişmez dipnotudur- Sesinin solgun göğünde, Küçük bir yıldızla bir harfi tutuşturur. Savrulur her yana kavruk kelimelerle, Yüregini acıyla buruşturur. Bakışının pasıyia zırhlanan dünya, Binlerce pıtrak yapıştınr yüzünün kumaşına. Sonbahar -ki doyumsuz bir aşkın sonudur- Irak'ta şairler buluşması • BAĞDAT(AA) -1 rak'ta her yıl geleneksel olarak düzenlenen Mirbed Şiir Festivali'nin on beşincisi dün başladı. Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in hımayesinde düzenlenen festivale çeşitli ülkelerden 350 şair ve yazann yanında elli gazeteci katılıyor. ilk üç günü Bağdat'ta düzenlenecek ve daha sonra Basra kentinde devam edecek olan festival sekiz gün surecek. Festivalde şiir oturumlanndan başka Arap Şiiri konulu seminerlerde düzenlenecek. Mirbed Şiir Festivali ilk olarak 1971 yılında Basra"da düzenlenmişti 199 \ "de Körfez Savaşı nedeniyle ara verilen etkinliğe 1994'te yeniden başlandı. Bu yılki festivale Türkiye'den de şairler katılıyor. Rus Ordu Korosu, Ankara ve < İstanbul'da konserler verecek • ANKARA (AA) -Dünyanın en ünlü korolanndan olan ve 'Kızılordu Korosu' adıyla bilinen Rus Ordu Korosu ve Dans Topluluğu 26-27-28 Kasım günlerinde Ankaralı sanatseverlerle birlikte olacak. Konserler Kültür Bakanlığı'nın katkılan, Çankaya Rotary Kulübü, Türk-Rus Opera ve Bale Derneği'nin organizasyonu ile gerçekleşecek. Bir zamanIann Kızılordu Korosu'nun bir parçası olan Rus Ordu ve Dans Topluluğu 'Yeni Binyıl Konserleri" çerçevesinde ilk kez yann Harp Okulu Komutanlığı'nda konser verecek. Orgeneral Victor Eliseyev tarafından yönetilen; koro. dans grubu ve solistlerden oluşan topluluk 27 ve 28 Kasım günlerinde de Atatürk Spor Salonu'nda başkentlilerle buluşacak Ankara'daki konserlerinden sonra Istanbul "a geçecek olan topluluk 30 Kasım \e 1 Aralık günlerinde Abdi lpekçi Spor Salonu'nda müzikseverlerle buluşacak. BUGÜN • ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde 17 30-19 30 arasında gerçekleşecek olan 'Modern Bilimlerin Işığında Goethe'nin Renk Kuramı 11 konulu panele Prof.Dr. Umur Daybelge. Prof.Dr. Acar Savacı, Dr.Yavuz Seçkin ve Prof. Dr. Şafak liral katılacak. (249 20 0V) • BİLGİ ÜNtVERSİTESÎ nde Amos Ghai'nin yönettiği, Moshe Ivgi, Hannah Meron ve Yusuf Abu-Warda'nın başrollerini paylaştıklan İsrail yapımı 'Da\ After Day' adlı film İbranice orjinaliyle Ingilizce altyazılı olarak 21.30'da gösterilecek. • İDOB. 20.00'de AKMde Mozart'ın 'Saraydan KızKaçırma' operasmı sahneleyecek. (251 10 23) • BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZt'nde 18.30da Semih Korucu'nun 'v katılacağı 'Hindemit ve Bartok' konulu söyleşi yer ahyor. (292 06 55) • BABYLON'da Hint asıllı İngiliz müzisyen Nitin Sawhney'in dinletisi 22.00'de başlayacak. ^292 73 68) • İFSAK FOTOĞR.4F GÜNLERİ kapsamında Aksanat'ta 4. Dia Gösterisi Yanşması'nda dereceye giren ürünlerin gösterimlen yer alıyor. (252 35 00)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear