Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 1999 PAZAR
8 HABERLERİN DEVAMI
R K I Y E
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
PB
PB
PB
AB
A
A
A
A
24
28
26
25
30
31
32
31
Sinop A 25 Adana
Samsun A 25 Mersin
PB 34
PB 31
Trabzon A 27 Diyarbakır A 34
Giresun
Ankara
_A 26 Şanlturfa A 35
A 28 Mardin A 32
Eskışehir A 28 Siirt A 34
Konya A 28 Hakkâri A 30
Sıvas PB 29 Van
Zonguldak A 25 Antalya
A 26
A 30 Kars A 26
Parçalı bulutlu i SEII £ 2 } Bulutlu
Trakya, Iç Anadolu'
nun dogusu ıle Doğu
Akdenız parçalı bulut-
lu, ötekı yerter az bu-
lutlu ve açtk geçecek.
Hava stcaklığı yurdun
batı veortakesimlerin-
de azaiacak, dığeryer-
lerde değışmeyecek.
Rüzgar, yurdun güne-
yınde guney, kuzeyın-
dekuzey yonlerden
hafif arasıra orta kuv-
vetteesecek.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
StocktıcHm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
12
14
12
17
16
17
20
15
Münih Y 19 Zürih
Berlın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
PB
PB
PB
Y
PB
PB
PB
19
22
23
22
23
23
24
28
PB 18 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
PB
A
PB
PB
PB
A
PB
PB
19
28
19
22
25
20
27
29
A 34
k
Çok bulutlu . Yağmutiu Kartı
GüNCELcÜlVEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
Iki partimizdeki kimi olaylar bilinen bu notları
anımsatıyor.
Örneğin, Doğru Yol'la Demokratik Sol Parti'de-
ki gelişmeler..
DYP'de büyük kongre sancılan yaşanıyor. Son
seçimde partinin aldığı sonucu bahaneederekyıl-
lar sonra aklı başına gelen söz sahipleri Tansu Çil-
ler'i genel başkanlıktan indirmek için aylardır ça-
ba sarfediyoıiar.
Her teJden çalan yazarların verilerine inanacak
olursak, DYP'de parti büyüğü 5 kişi Çiller'e karşı
hareketlendi.
Başlarında da, yıllarca onca sava, kanrtlanan ki-
mi olaylara karşın desteklediği Çiller'e bayrak açan
Necmettin Cevheri
Birlikte göründüğü öteki 4 önder: Köksal Top-
tan, Mehmet Ağar, Rıza Akçalı, Ayvaz Gökde-
mir.
Açıklamalara göre, büyük kongrede Çiller'i indi-
receklerine inanıyorlarmış!
Oysa, her türlü olanağı kullanan bir genel mer-
kez var karşılannda. 1993'te DemireTin cumhur-
başkanı seçilmesinden sonra DYP'nin başına Çil-
ler'in gelmesinde büyük rol sahibi olan, o gün de
bugün de örgüt başkanı Hasan Ekinci. ll kongre-
lerinde Çiller'e yatkın olanlann seçilmesini sağlıyor.
Şayet yeni delegelerden oluşacâk kongreye sağ-
duyu egemen olmazsa, yenı genel başkanı seçe-
cek oylann önemli bölümü daha bugünden Çil-
ler'in!
Beri yanda, DYP muhalefeti genel başkan ismi
üzerinde hâlâ anlaşmış görünmüyor. Zira her bir a-
day adayının kerameti kendinden menkul ve bu
nedenle kendinden başkasını genel başkanlığa la-
yık göremiyor.
Çiller zorlanarak yeniden genel başkanlığa ge-
lirse, bir nefeste muhaliflerınin başlarını koparabi-
lir.
Lidersultası, bu olanağı daha bugünden Çiller'e
hazırlıyor.
Bir darbede temizlik
DSP'ye bir göz atalım: Lider sultasının açık se-
çik işlediği tek parti.
Milletvekili listelerinden örgüt düzenine kadar
her şey "kan koca muhabbeti" ile düzenleniyor.
Rahşan Ecevit'in partıyeolan egemenliği gide-
rek başka yönlere kayıyor.
Işte örnek: Başbakan Ecevit'in BM Genel Sek-
reteri Kofi Annan'ı resmi ziyaretinde, devlette hiç-
bir görevi olmayan Rahşan Hanım, görüşme ma-
sasında Ecevit'in hemen yanındaki koltukta yer
alıyor.
Unutkanlıklara karşı çare mi, ama ne? Belli de-
Partideki ikili yönetime karşı çıkanların adları ge-
çendegazetelerdeyeraldı: Uluç Gürkan, Rıdvan
Budak, Ali Arabacı, Ramis Savaş, Tahir Köse
ve Hasan Metin. Sayı 6!
Çiller kişilığe değil, Meclis grubundaki sayıya
önem verdiği ıçin muhaliflerinden bazılarıyla kong-
reden sonra anlaşabilir, ama:
DSP'de, Bülent ve Rahşan ikilisi gerekli gördük-
leri anda 6 milletvekilini giyotine gönderiverir.
Sonuçta, böyle böyle gelişen parti içi demokra-
si ile gerçek demokrası arayışlarımız -gelişir diye-
miyoruz- sürebilir.
Varsın lider sultası pekişsin! Demirel-Ecevit-Me-
sut Yılmaz arasındaki üçlü ittifak, asıl hedeflerine
pupa yelken yol alıyor. İttifak, Cumhurbaşkanı'nın
2.5 saatlik maraton konuşmasıyla yeniden "start
aldı".
Güngör Mengi soruyor ve yanıtlıyor: "Bu konuş-
ma, 40 yıl ülkenin kaderini elinde tutan bir liderin
pişmanlıklan mı? Demirel'in başarısızlıklannı, da-
ha doğrusu hicranını seslendiriyor".
Medyamızın "Baba "sı uzun konuşurken daya-
namayıp kulise kendini atanlar aralarındaki söyle-
şide -Milliyet'in yazdığına göre- "Herşeyi bilen ha-
vasında. Uzun konuşmanın anlamı 'istemem, yan
cebime koy' demek" diyorlar.
Şöylentiler, siyasal tertipler falan filan...
Üçlü ittifakın umurunda mı?
Milletvekillerinin zamanı gelince kuzu kuzu oy
vereceğini biliyor.
İttifak, "kuzulann sessizliğinde" hedefe doğru
ağır ağır yol alıyor.
Teslim olanlar
sorguya ahndı
ENVERSEVİŞ
DİYARBAKIR - PKK -
nin eski Avrupa sorumlula-
nndan Ali Sapan başkanlı-
ğında önceki gün Hakkâ-
ri'nin Şemdinli ılçesi Geli-
şim köyünde güvenlik güç-
lerine teslim olan 8 militanın
sorgulanmasına başlandı.
Önceki akşam teslim olduk-
lan Gelişün köyünden helı-
kopterlerle Yüksekova ilçe-
sine getirilen ABSapan.Sey i-
di Fırat, Mehmet Şirin Tuç,
tsmet Baycan. Yaşar Temur,
Sohbet Şeru Gülten Uçar ve
Yüksel Genç adlı PKK'liler
jandarmada sorgulanmaya
alındılar. PKKIıler, sorgula-
ması tamamlandıktan sonra
Van Devlet Güvenlik Mah-
kemesi Başsavcılığı'na çı-
kartılacaklar.
Van'ın Başkale ilçesinde
dün bir basın toplantısı dü-
zenleyen Abdullah Öcalan'ın
avukatlan Kenan Sidarve İr-
fan Dündar. Şemdınh'de tes-
lim olan PKK grubunun da
avukatlığını üstlendikJenni
söylediler. Toplantı sırasında
gnıbun nasıl teslim olduğunu
basın mensuplanna anlatan
Sidar ve Dündar, güvenlik bi-
rımlerince gözaltına alınan
müvekillerinin sorgulanma-
lanna başlandığını belirttiler.
PKK Başkanhk Konseyi
üyesi MustafaKarasu,önce-
ki gün gerçekleşen teslim ol-
malarla ilgili yaptığı açıkla-
mada, PKK tarafindan atılan
bu adımın taktik ve propa-
ganda olmadıgını söyledi.
Karasu, "SavaşuıdurmasH
nı isliyoruz. Çözüm için bir
adım daha atddı. Bu Türldye
için büyük bir şansbr. Çö-
züm, demokratik cumhuri-
yettemeündegerçekleşebiir"
dedı.
Mustafa Karasu, teslim
olan gruba PKK Başkanlık
Konseyi tarafindan verilen
Cumhurbaşkanlığa, Başba-
kanlığa, Genelkurmay Baş-
kanlığı'na ve TBMM'ye ya-
zılan mektubun içeriğı hak-
kında da şimdilik açıklama
yapmayacaklarını söyledi.
Bu arada, teslim olan grubun
PKK'nin Iran'da bulunan
Kalereşa kampından Türki-
ye'ye geldiği belirtildi. As-
keri yetkililer, teslim olacak
grubun yaklaşık bir haftadan
beri izlendiğıni belirttiler.
'TürkiyefleABD stratejik partner'
• Baştarafi 1. Sayfada
geçtiğini ve Clinton'la verimli bir gö-
rüşme yaptığını söyledi. "Samüni ve
iki mûttefike yakışan dostça bir ha-
vada konuştuk. Birçok konuyuefc al-
dık. Depremk ilgüi yanhmlanna te-
şekküıierimizi sunduk" diyen Ece-
vit, iki ülke arasında iktisadi ve siya-
si ilişkileri güçlendirmeye karar ver-
dilderini bildirdi. Türkiye'ye tanınan
tekstıl kotalannda 2 yıl için 108 mıl-
yon dolarlık artış sağlanmasının
olumlu bir gelişme sayılabileceğini
kaydeden Ecevit, ticaret ve yatınm
anlaşmasının imzalandığını, Clin-
ton'ın GAP'ta yatınm olanaklannı
araştırmak üzere bir grup işadamını
göndermek istemesinin kendilerin-
de mutluluk yarattığını söyledi.
Clinton'ın Bakû-Ceyhan Petrol
Boru Hath Projesi'ne tam desteğini
bir kez daha yineledığıni vurgulayan
Ecevit, Türkiye açısından öncelikli
projeler arasında yer alan Hazar ge-
çişli dogalgaz boru hattı konusunda
da iki ülke arasındaki işbiriiğinin art-
tınlmasını uygun gördüklerine dik-
kat çekti. Clinton'ın, Türkiye'nin
AB'ye üyeliğini aktif bir biçimde
destekJemeye devam ettiğini söyledi-
ğini belirten Ecevit şu değerlendir-
mede bulundu:
u
CBnton yine Avrupa savunma ve
güvenBk (dmliğine iHşkin göröşleri-
mizi de desteklediğini bir kez daha
betirtmiştir. Clinton 3e Kosova gibi
böigesel konularda da görûş ahşveri-
şi yaptık. Böigesel itilaflann çözû-
münde Türkiye ABD işbiriiğinin kat-
lasını vıırguladık. Başkan Clinton,
Türk-Yunan Uişkilerindeki gelişme-
lerden mutluluk duyduğunu beürtti.
Kıbns konusunda Başkan Clinton ve
ABD yönetimini daha gerçekçi ve
Kıbns Türk'ünün görüşlerini daha
iyi ankunaya yöneMk bir tavır içinde
gördûk. ABD tarannın adadald çö-
züm ara>ışlannda 1974 öncesne dö-
nülmeyecegi unsunınu da içeren
açıklaması gerçekçi bir saptama ot-
muştur."
Dünya Bankası ve Uluslararası
Para Fonu (IMF) yönetîcileriyle ay-
n ayn görüşmeler yaptığını da belir-
ten Ecevit, Türkiye'nin izlediği eko-
nomik reformların olumlu karşılan-
dığını gördüklerini anlattı. Bir top-
lantıda iki senatörün olumsuz sözle-
rinin farklı olarak basında ve kamu-
oyunda tepki uyandırdığına işaret e-
den Ecevit, "Bu iki kişizaten Rum lo-
bisinin öteden beri sözcüsü, milhanı
durumundathr. Onlann beUrttikleri
uygunsuz görüşkrin. Senato'nun ve-
ya Temsilciler MecUsi'nin görüşleri
olarak değerlendirilmesi vanlışuk
ohır düşÜDcesindeyim" dıye konus-
tu.
Türkiye'nin ekonomik ve siyasi
alanda giriştiği reformlann ABD'nin
Türkiye'ye olan desteğini büsbütün
arttırdığını belirten Ecevit, "Katddı-
ğunız bütün toplantılarda 3 ortakfa
koalisyon hükümctimizin kısa birsü-
re içerisinde yapbğı \erimli çalışma-
lann ve tutarlı da\ ranışlann büyük
ha> ranhk uyardırdığını gördüm. TB-
MM'nûıuyumluvehızhçahşnıasının
da dflnyadald saygınlığımızı büyük
ölçüde artnnuğuu saptamış oldum"
dedi.
Bu ziyaretin Türkiye ile ABD'nin
stratejik partner olduğunu bir kez da-
ha gösterdiğini vurgulayan Ecevit,
"Ziyaretimiz. bu önemli müttefiki-
mizle daha yakın işbiriiğinin temeü-
ni hazuiamışür. Çok olumlu bir geri
oMu, yurdumuza olumlu bir izknim-
le dönmüş ohnaktan mutlulukduyu-
yorum" diye konuştu.
Ecevit, bir soru üzerine, BM Ge-
nel Sekreteri Kofl Annan ile çok ya-
rarlı bir görüşme yapöklannı belirte-
rek, Annan'ın anlayışlı ve yapıcı bir
insan olduğunu söyledi. Ecevit,
"Kendisinin Kıbns konusuyla ilgüen-
mesi doğaldır, hatta bunu bir güven-
ce olarak da görmek gerekir. Çünkü
çok makul ve anlayışh bir insandır"
dedi.
Bir gazetecinin "Eski ABD Dışiş-
ieri Bakanı ve Ulusal Gü\tnlik Danıs-
manı Henry Kissınger'üı Kıbns so-
nınuna bakış açısı nedir" biçiminde-
ki sorusunu duyamayan Ecevit, ga-
zeteciden biraz daha yaklaşarak so-
rusunu yinelemesini istedi. Başba-
kan Yardımcısı ErsümeT ile Sanayı ve
Ticaret Bakanı Tannkulu'nun soru-
yu tekrarlamalanndan sonra Ecevit,
Kıbns konusunda Türkiye'nin ken-
di görüşlerini dünya kamuoyuna du-
yurduğımu söyledi. Ecevit, "Ama
dünyada bu konudaki görüşlerimin
giderek daha anlayışh bir şekilde de-
ğerlendirfldiğini görüyoruz" dedi.
Partiler Demîrerîn önerisine mesafeli
• Baştarafi 1. Sayfada
lumda üısanJar halen laik-antilaik diye bölün-
müşken,cumhurbaşkanının halk tarafindan se-
çifane» bu ayımada sakmcah sonuçlar doğura-
biür" dedi. Anayasanın ilk 3 maddesi hariç, tü-
müyle değiştirilmesine, siyasi partiler arasında
uzlaşma sağlanırsa kendilenmn de "evet" diye-
ceğini vurgulayan Köse şunlan söyledi:
"Cumhurbaşkanının 2 turlu sistemle, halk ta-
rafindan seçilmesi, yan başkanhk sistemini gün-
deme getirir. Oysa Türkiye'de parlamentcr sis-
tem var. Hükümetler parlamento i(,inden, genel-
likle, hükümet ortağı ya da hükümete mensup
partiterin güvenovuyİa işbaşına geliyor. Oysa
cumhurbaşkanı halk tarafindan seçiUrse arka-
sında büyük bir halk destegi olacak, bir de fesih
yetkisini tam eUne ahrsa, güçsiiz iktklarlar söz
Irak'tan tepki
'Sınırötesi
operasyon
hukuk dışı'
DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bü-
rosu)- Türk Silahlı Kuvvetleri tara-
findan Kuzey Irak'taki PKK kamp-
lannın ımhasına yönelik başlatılan
sınır ötesi harekât sırasında 26
PKK'linin öldürüldüğü, 6 askerin
şehit olduğu, 5 geçici köy korucusu
ile 4 IKDP peşmergesinin yaşamı-
nı yitirdifi belirtildi. TSK'nin sınır
ötesi harekâtına Irak'tan sert tepki
geldi.
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafin-
dan pazartesi günü başlatılan sınır
ötesi harekât devam ediyor. S bin
asker ve korucu ile bine yakın Irak
Kürdistan Demokrat Partisi 'ne bağ-
lı peşmergenin katıldığı sınır ötesi
harekâtın Haftanin ve Metina bölge-
lerinde yogunlaştığı ve bu alanlar-
da şiddetli çatışmalann yaşandığı
belirtildi. Askeri yetkililer, Türki-
ye'den geri çekildiği açıklanan
PKK'lilerin kışı geçirmek üzere her
yıl geldikleri Metina ve Hafta-
nin'deki kamplannın bu operasyon-
larla kullanılamaz hale getirilmesi-
nin planlandığını söylediler. Dör-
düncü gününe giren harekât sırasın-
da şu ana kadar 26 PKK'linin öldü-
rüldüğü belirtildi. Yaşanan çatışma-
lar sırasında 6 askerin şehit olduğu,
beş geçici köy korucusu ile dört
IKDP'li peşmergenin de yaşamını
yitirdiği öğrenildi.
'Hukuka aykın'
TSK'nin pazartesi günübaşlayan
sınır ötesi harekâtı Irak yönetimi ta-
rafindan sert bir dille kınandı. Irak
yönetimince dün yapılan açıklama-
da, Türkiye'nin Irak topraklannda
gerçekleştirdiği sınır ötesi harekâtın
uluslararası hukuka aykın olduğu
gerekçesiyle bir an önce durdurul-
ması istendi.
Bu arada Türkiye-Irak sınınna
dünden itibaren çok sayıda askeri
birliğin yığınak yaptığı bildirildi.
Türkiye ve Irak'a giriş- çıkışlann
yapıldığı Habur gümrük kapısının
da denetim altına alındığı, Cizre-Si-
lopi ve Habur karayolunda askerler
tarafindan yol üzerine barikatlar ku-
rulduğu belirtildi.
Sayılanrun 10 bini aştığı bildiri-
len askeri birlikJerin Şırnak'ın Silo-
pi ve Uludere ile Hakkâri'nin Çu-
kurca ve Şemdinli ilçeleri kırsal
alanlannda konuşlandınldığı öğre-
nildi. Yerel kaynaklar, TSK birlik-
lerinin sınırköylerinden izlenebilen
bu hareketliliğin Kuzey Irak'a bü-
yük ve kapsamlı yeni bir askeri ha-
rekât duzenleneceğinin habercisi ol-
duğunu bildirdiler.
konusu olacak Bunu da Türkiye bu aşamada
kaldıramaz 0bi geliyor. Daha Türkiye'de 28 Şu-
bat süreci bitmiş değil. Toplumsal iç banş henüz
tam sağlanmış degiL Bu durumda. Cumhurbaş-
kanımızın önerileri tek tek ele ahnacak bir şey
değfl,topyekûn bir sistem değişüdiği ile mümkün
olabiUr. Bunun da Türkiye için şu aşamada er-
ken olduğunu düşünüyorum. Senatonun yeni-
den ihdası ise olabilir. Böylece yasalann Anaya-
sa Mahkemesi'nden dönmesi > a da \eto cdilme-
si en aza indirilmiş olur. \ani senato bir süzgeç
görevi üstlenmiş olur."
DSP Ankara Milletvekili Uluç Gürkan ise
Demirel'in bir çeşit "pişmanlık" sergilediğini
savundu. Demirel'in 40 yıldır politika ve dev-
let yönetiminin içinde olduğunu anımsatan Gür-
kan, "Konuşmasında diizemimesini istediği ko-
nular. aslında kendisinin neden olduğu, bir tür-
lü düzeltemediği konular. \ani kendisinin yapa-
madıklan. O nedenle ben bunu pişmanlıgın ser-
güenmesi olarak değeriendiriyorum" dedi.
Demirerin konuşmasma "koşulsuz" destek
veren tek parti ise DYP oldu. DYP Grup Baş-
kanvekili Turhan Güven, cumhurbaşkanının
halk tarafindan 2 kez ve 5 yıllığına seçilmesini
kendilerinin de önerdiğini anımsattı. Güven,
partisinin bu 2. demokrasi paketınde de bu gö-
rüşlerin yer aldığına dikkat çekerek Cumhurbaş-
kanı "nın bu konulan dile getirmesinden "mem-
nuniyet duyduğunu" vurguladı. Senatonun ye-
niden kurumlaştınlmasını, anayasa'nm tümüy-
le değiştirilmesini de istediklerini belirten Gü-
ven, Demirel'in bu anlamda son derece olumlu
bir tavır sergilediğini ileri sürdü.
Y İ İ H İ V İ İ S Ü ' DünyaSağhkÖrgütü'nündüzenlediğiOVHO),
I I J I U V I I Ç U «Sağükh Yaşlanma Yürüyûşü"ne 86 ûlkeden 2
mihon kişi katıldı. İstanbul'da da Pfızer'ın katkılanyla ,\lzheimer Derneği tarafindan Maslak Fatih Ço-
cuk Ormanı (Parkorman) \'ürü>üş Parkı'nda dün sembolik yüriivüş ve piknik düzenkndi. VN HO tara-
findan sağlıklı vaşamayı önemli bir öncelik haline getirebiunek ve biınu tüm dünya yaşklanyla paylaşabil-
mek amacıyla geliştiriİen ve "Yaşlanmak güzeldir. Çünkü alternatifi genç yaşta öhnektir" mesajını içeren
program. "yaşlanmanın kutianacağı" çeşitli etkinükler de içeriyor. (FotoğVaf: SAADET USLU)
Radyo Televizyon Üst Kurulu'na askeri üye
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
B Baştarafi 1. Sayfada
dı, Arap ülkeleri arasında biz birinciyiz" diyor. Ye-
men, "Cumhurbaşkanlığı seçiminiikiadaylayapan
ilk ve tek Arap ülkesi biziz" diyor. Arap ülkeleri bu
yarışı kendi aralarında değil de dünyayla yapabil-
dikleri gün başka bir yol açılacak...
2- Fazilet Partisi ve öteki radikal Islamcı gruplar
belli başlı Arap ülkelerinin içindeki, o ülkedeki yö-
netime de muhalif islamcılarla ilişki kuruyorlar. Böy-
lece Türkiye'nin o ülke yönetimleriyle de ilişkileri-
nin bozulmasına neden oluyoıiar. Örneğin Mısır*da
rejime karşı muhalefetine terörü de katan Müslü-
man Kardeşler'le ilişki kuruyorlar. Yemen'de par-
lamentonun yüzde 80'ini oluşturan Halk Kongre-
si'ne karşı yüzde 10'luk Islah Partisi'yle ilişki kuru-
yorlar.
3- Arap ülkeleri yönetimlerinde açık Israil, gizli
Türkiye düşmanlığının izleri dikkati çekiyor. Bize
hemen "Neden Israil'le anlaşma yapıyorsunuz"
sorusunu yöneltiyorlar. Başta Mısır olmak üzere
öteki Arap ülkelerinden de bu yönde adım atanlar
olduğu anımsatmasını dikkate almıyorlar. Bazen
de, "Ama siz büyük devletsiniz, buna ne gemksin-
meniz var" diyorlar.
4- Arap ülkeleri içinde de daha özgürlükçü adım-
lar atma eğilimleri dikkati çekiyor. Kadınlar ciddi
arayışlar içinde. Bazı yenilikçi liderler bugünkü top-
lum yapısıyla hemen demokratik atılımlar yapma-
nın zor olduğunu düşünüyorlar. Bugünkü genel
görünümü ve Türkiye'deki irtica hareketlerini yan
yana koyunca şu yorum kaçınılmaz gibi görünü-
yor:
"Arap ülkeleri içinde demokratik adımlar gefiş-
meden, Türkiye tam rahata kavuşamaz!"
Türkiye'nin bu konuda bir politikasının olması,
atılan demokratik adımları rahatsız edici bir görü-
nüme bürünmeden desteklemesi gerekiyor.
5- Merve Kavakçı bugünkü başörtüsüyle Arap
ülkelerine gitse çoğunda tepki görür. Ona "Neden
yüzün bu kadar açık " diye sorarlar! Yemen'de, ka-
dın hareketinin önde gelen kişilerinden birisi şu
yorumu yaptı:
"Kadınlar sadece gözleri görünecek biçimde
örtünüyoriar. Bu örtüyü biraz açabilmek için önce
erkeklerin beynindeki örtüyü açmak gerekiyor."
Yeşil kuşağın izleri
6- ABD'nin 1970'li yıllarda geliştirdiği "yeşil ku-
şak" projesinin altyapısı bu coğrafyalarda kurul-
muştu. Şimdi o oluşumların kökleri oradan oraya
savruluyor. Kafkaslar'daki Vahhabi hareketinin bir
yönü de bu!
7- Türkiye'de kendisini "Islamcı grup" diye ad-
landıranlara şu ad daha çok yakışır:
, . ."Radikal Arapçı grupJ".
Türkiye'nin çağdaşlaşma sürecinde "Batıcı" ol-
makla "Batılı" olma sık sık birbirine kanştınldı. Bu-
gün Türkiye'nin de sözünü ettiğimiz "Arapçı"\ar\a,
Arap ülkeleriyle iyi geçinmeyi birbirine karıştırma-
ması gerekiyor.
8- Mısır Arap ülkeleriyle Batı arasında önemli bir
konuma sahip. örneğin ABD'nin Arap ülkelerinde
görev yapacak diplomatlan önce Kahire'ye geliyor.
Altı ay Arapça eğıtimi alıyor. Sonra görev yerine gi-
diyor. Mısır bu işlevinin getirdiği olanakları kullanır-
ken Türkiye'nin dışlanmasından da doğal olarak
rahatsız değil!
9- Arap halklannın çoğunda hemen htç Türk düş-
manlığı yok. Sıradan yurttaş olarak halkla sohbet-
lerimde Türkiye'ye karşı genellikle "imrenme" gör-
düm. Hemen illerimizi sayıyorlar. Sıralaraa genet-
likle şu oluyor:
Istanbul, Izmir, Antalya, Ankara, Gaziantep...
Ülke yönetimleri bu imrenmenin farkında. Bu
yüzden de Türkiye'den korkuyorlar, olabildiğince
kendilerine benzesin istiyorlar. Anadolu'yla bugün-
kü Arap ülkelerinin çoğu geçen yüzyılda aynı im-
paratorluk topraklan içindeydi. Bugünkü teme) fark
şu:
Anadolu, Ortadoğu coğrafyasının Atatürk dev-
rimleri göımüşü!
Coğrafya ülkelerin kaderini belirlediğine göre,
Arap ülkeleriyle iyi geçinmek, ama bu aynmın far-
kında olmak ve bunu diri tutmak gerekiyor!
B Baştarafi 1. Sayfada
direceği bakan; yerel ve böigesel yayınla-
nn il valilerince durdurulabilmesi" yolu
açılıyor. Taslak. üst kurul tarafindan bu iş-
lemlere ilişkin karar alınıncaya dek Da-
nıştay'ın yürütmeyi durdurma karan ver-
mesini engelliyor.
Başbakan BülentEcevit'in deprem fela-
ketinde hükümetin yetersizliklerini gün-
deme getiren yayın kuruluşlanna karşı
yaptınm uygulanmasını istemesinin arduı-
dan RTÜK'ün yeniden yapılanmasına iliş-
kin hazırlanan taslakta yayın denetimi yet-
kisine hükümetin de ortak edibnesi dikkat
çekiyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Hüseyin Kıvnkoğlu da gazetecilerin soru-
lannı yanıtlarken RTÜK'ün yeniden yapı-
landmlması gerektiğini belirterek RP'nin
kapatılmasına karşuı temsilcilerinin kurul
üyeliği görevlerini sürdürdüğüne dikkat
çekmişti.
Alt komisyonun hazırladığı raporda, 9
üyesi bulunan üst kurulun üye sayısını 11
olarak belirtmesi şaşkınlıkla karşılanırken
hazırlanan 80 maddelik taslakta TRT ve
radyolannın yayınlan kapsam dışı tutuldu.
Taslakta, internet yayını, teletekst, ücretli
TV, sayısal yayıncılık ve şifre çözücü de-
coderler de tarumlandı.
Taslakla yayın ilkelerinin tekraren ihlal
edilmesi halinde mevcut yasada öngöriilen
kapatma cezalarının yerini de para cezala-
n alıyor. Buna göre, ulusal düzeyde yayın
yapan TV kuruluşlanna 150 milyar ile 250
milyar lira arasında para cezası verilecek.
Yerel ve böigesel TV kuruluşlanna, bulun-
duklan bölgeye göre nüfusu 1 milyondan
fazla olan yerlerde bu cezanın yansı; nü-
fusu 500 bin ile 1 milyon arasında olan
yerlerde dörtte biri; nüfusu 250 bin ile 500
bin arasında olan yerlerde altıda biri; nü-
fusu 250 binden az olan yerlerde de onda
biri uygulanacak.
Radyo yayınlan ıçin bu miktarlann ya-
nsı geçerli olacak. îhlalin yıl içinde yeni-
den tekrar edilmesi halinde para cezalan
yüzde 50 oranında arttınlacak. Üçüncü kez
tekrarda izin uygulaması bir yıla kadar ge-
çici olarak durdurulabilecek ya da iptal
edilebilecek.
Taslakta, devletin bölünmez bütünlüğü,
anayasal hükümler, terör, etnik aynmcılık
ile ırk, din ve mezhep farkJılığı gözetilme-
mesine ilişkin ilkelere aykın yayınlarda
uyan yapılmaksızın, yayının süresiz olarak
durdurulması ya da izninin iptal edilmesi
öngörüldü.
Taslağa göre, üst kurul. yurt içi ve dışın-
da en az 4 yıllık yükseköğrenim görmüş,
meslekleriyle ilgili konularda kamu ya da
özel sektörde en az 15 yıl görev yapmış.
yeterli bilgı, deneyim ve devlet memuru ol-
ma niteliğine sahip 9 üyeden oluşacâk. Da-
ha önce iktidar ve muhalefet partilerinin
gösterdiği adaylar arasından seçilen kurul
üyelerini, taslağın yasalaşması durumun-
da cumhurbaşkanı atayacak. Taslakta,
cumhurbaşkanına, hukuk, iktisat, maliye
ve işletme ile milli güvenlik görev ve ala-
nmdan da bir kişiyi dogrudan atama yet-
kisi veriliyor. Bu madde "RTÜK'e asker
üye geByor" yorumlanna yol açtı.
Cumhurbaşkanı aynca bakanlar kuru-
lunun yönetim, eğitim-kültür ve güzel sa-
natlar alanlanndan bildireceği adaylar ara-
sından 2 kişiyi; YÖK'ün elektrik-elektro-
nik ve iletişim alanlanndan bildireceği
adaylar arasından 1 kişiyi; gazeteciler ce-
miyetlen ile Anadolu Basın Birliği'nin en
az 15 yıllık San Basın Kartı sahibi olanlar
arasından göstereceği adaylardan da 1 ki-
şiyi seçecek. Başbakan, üst kurulun karar
ya da işlemleri içinde milli güvenlik bakı-
mından uygun olmayanlann değiştirilme-
sini ya da iptal edilmesini isteyebilecek.
Taslağa göre, üst kurul başbakanın bu is-
teğini görüşüp karara bağlayıncaya dek,
itiraz konusu karar ya da işlemin uygulan-
ması durdurulacak. Üst kurul önceki kara-
nnda ısrar ederse, başbakan, Danıştay'da
dava açabilecek.
Kostas Simitis Ankara'nın ikna edici olması gerektiğini söyledi
'Türkiye'yegöstermeükAB adaylığı veritemez
ATÎNA (AA) - Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, AB
üyelerinin hem haklan hem de yükümlülükleri bulundugunu
belirterek Türkiye'ye göstermelik bir AB adaylığı verilmesinin
söz konusu olamayacagını söyledi. Simitis dün Atina'ya ge-
len Finlandiya Başbakanı Paavo Liponen ile yaptığı ve 15-16
Ekim'de yapılacak gayri resmi AB zirve toplantısını konu aldığı
bildirilen görüşmesinin ardından, gazetecilere açıklamalarda
bulundu.
Atina'mn, Türkiye'nin geleceğinin Avrupa'da olduğuna i-
nandığını belirten Simitis, "Türkfye'nin geleceğJnin Avrnpa'da
obnası, hem iki ülkenin hem de bölğenin banş. güvenlik v« işbir-
liği açısından, çıkannadır. Ancak AB üyelerinin hem haklan
hem de yükümlülükkri vardır ve bunun herkes için geçerli ol-
ma» gereklidir. Bu çerçevede Tflrkiye'ye göstermefik bir a-
dayhk verilmesi söz konusu otemaz" diye konuştu.
Türk-Yunan ilişkilenne de değinen Simitis, son zamanlar-
da iki ülke arasında ilk kez görülen olumlu bir havaya dikkati
çekti ve şunlan söyledi:
" B H gergmHğe karşıyız. GergüıBk, yamızca bö^ede banş ve
işbinîğinden kaçmanlara hizmet ediyor. Ancak Türkiye'nin
bugünkü hava içinde bulunacağı girişimlerle. Türk-Yunan ve
Türkiye-AB ilişkik'rinde yeni bir döneme girdiğimiz yotuBda
ikna edici olması gerekiyor. Şimdilik böyle bir geHsme ofau^b.
Aiikara'nmbö^esdveÂBUeişbirtiğinigu^eııdİRcekesffikMr
adun atmasını ümit ederim."
Aday bir ülkenin, AB ile sorun ve gerginlikten uzak ilişkisi
bulunması gerektiğini de vurgulayan Simitis, "Bir ülkenin a-
dayhğıkonusundakararahnırsa.hemensonrabu aiketımbaşka
birABüvesinekaı^gribölge,sınıriarmtartışyınasıvebe«2eri
riferilBiLâkWCdffbJtodta
karariar çerçevesinde Türkiye'ııİB Avrupa geleceğiiB destek-
Hyoruz" diye konuştu.