22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 23 EKİM 1999 CUMARTESİ HABERLER da yapılan gösterilerde katiller ve cumhuriyet düşmanlan lanetlendi tundan ayrdmayacağız'iin son yolculuğu- Taner Kışlab'nın öldürûlmesi yur- zenlenen gösteri- östericiler Kışla- ağdırdı. ^esi olduğu Anka- Fakültesi'ndedü- şan Radyo-Tele- mü 1. sınıf öğren- aoğhı'nun "Onun ı.İnsanlandüşün- <ötü hareketlerin- ı. Onun yolunu ta- um" sözleri, Kış- yönelik hoşgörü- lletişim Fakûltesi lı suikast sonucu t Taner Kışlah'yı törenle andı. Fa- 1ye defterine duy- un kuyruk oluştu- ıın resmi önünde- nfîllerle donattı. kalık saygi duru- inündekı törende zyon ve Sinema ısi türbanlı Ayşe ı dersine 4 nafta- jöyle konuştu: im tek şey varsa, rşı gösterdiği hoş- i, bizun de oldük- ese göstermemiz. u takip edelim, o- ınalım. tnsanlan degil. kötü hare- gayahm. Onun yo- inanıyorum." nlyoruz' ögrenci laik cum- lanlanna karşı yıl- ı. 75 yılhk cumhu- kadar48gazeteci- kkat çeken Fırat, ayetlerin faiDerini tn altında kalacak Biz bu faili meç- itüacağını düşiin- ayın aydınlanlma- f sözü de istemiyo- nasuıı bekleyenler, >tir" diye isyan et- mayanlann geçmi- n olduğunu vurgu- ık kolay kattedildi- radanlaşöğı bir İU- nlı tutmak zorun- L, biz unutmaz ve a ve onun züıniye- edebiliriz.Kalenıi- '- Ölümleri kaıuk- lı bir dığer öğren- ışmasında katille- eminı bırakmaya- lyasileri a iki yüz- ı suçlayan Değir- m kiillandıklannı endeğil,düşünce" <lı düşünclerle o- |rendiklerini kay- ızda tletişim Fakûltesi îolat, fıziksel ola- Taner Kışlalı'nın ıza dek yaşayaca- ıha bttmçli ve bi- -ebayrağıtaşınıa- ii. dan, "Unutmaya- ız" pankartlanyla okuk Fakûltesi'ne ıler. "Katiller hal- bdi Ipekçı. Bahri- ksoy, Çetin Emeç, öktepe.AhınetTa- "Susma, seyretme Biz öğrenciyiz, ga- kız" sloganlan at- :ncileri ve demok- cesi bugün düzen- lenecek törene çağırdı. tstanburdaki çeşitli ûniversitelerin rek- törleri, öğretim üyeleri ve öğrencilen, Kışlalı'mn öldûrûlmesini protesto etmek için dün 10 Beyazıt Kampusu'ndaki Ata- tûrk Anıtı önünde toplandı. Burada bir konuşma yapan 10 Rektörü Prof.Dr. Ke- mal AJerodaroğlu şunlan söyledi: "Devlet yetkilileri, gerici ve böiücü akımlan ve onlann uzantüannı koruyan ve koUayanlara af girişimlerinden mutlak surettevazgeçmelidir. L lu önder Atamızın oluşturduğu Türk ulusunu ümmetleştir- mek. Araplaştırmak girişimlerinin son bulmasını \e bu anlayış doğruitusunda ül- kenin çağdaşlaşmasına engel olan bütün düşüncelere. yazan ellere ve koruyan ku- rumlara karşı öntemlerin ahnmasuu açık- ça istiyoruz." AlemdaroŞlu, daha sonra tO'Tiün ilk le örgütü temsilcisi ile öğretim elemanla- n ve öğrencıler katıldı. İzmlr Izmır'de Gazeteciler Cemiyeti ve Çağ- daş Gazeteciler Derneği tarafindan dü- zenlenen yürüyüşle saldın kınandı. Yürü- yüşe Izmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina. gazetemiz Izmir Tem- silcisi Serdar Kızık, tzmir Gazeteciler Ce- miyeti Başkanı Erol Akıncılar, Çağdaş Gazeteciler Dernegi (ÇGD) Izmir Şube- si Başkan Vekili Macit Sefüoğlu. Karşıya- ka Belediye Başkanı Şebnem Tabak, Ko- nak Belediye Başkanı Erdal tzgi, TGS Iz- mir Şube Başkanı Hüseyin Aslan, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Musa Çam tzmirli gazeteciler ve yurttaşlar katıldı. Gazetemiz tzmir Bürosu çnünden baş- Ahmet Taner KışlalTnın öldûrûlmesini protesto eden yurttaşlar, tepkikrini al- kışlaıia gösterdiler. Kışlab için yurdun birçok yerinde tören düzenlendi. rektörü Prof. Dr. tsmail Hakkı Baltacıoğ- lu'nun 1951'de Yeni Adam dergisinde ya- yunlanan "Softa Başkakurmış" başlıklı yazısını okudu. Yazıda yer alan "Softa-. Sen aşağıhk bir ruh değilsin, hem de aşa- ğınk bir soysun~" tiımceleri yoğun alkış aldı. Bir grup öğrencı de rektörün konuş- ması sırasında "Türkiye laiktir, laik kala- cak" sloganlan attı. Protesto toplantısı, ikı dakikalık saygı duruşu ve ardından 10. Yıl Marşı 'nın söy- lenmesiyle sona erdi. Eyleme çeşitli üni- versitelerin rektör ve rektör yardımcılan- nın yanı sıra gazetemiz Yönetim Kurulu Başkanı Alev Coşkun. STKB Dönem Sözcüsü Prof. Dr. Bülent Berkarda. ÇYDD Genel Başkanı Prof.Dr Tiirkan Saylan, ADD îstanbul Merkez Şube Baş- kanı Bilge Bilgiç, 68'hler Birliği Vakfı BaşkamHaşmet Atahan ve çok sayıda kit- layan yürüyüş Cumhuriyet Alanf nda ya- pılan saygı duruşu ile sürdü. Alanda bir konuşma yapan Gazetemiz Izrrur Temsil- cisi Serdar Kızık, Kışlalı'mn ölümüyle sah Cumhuriyet gazetesinin değil, tüm ulusun çok önemlı bir değen yıtırdiğuıi vurgulayarak. "Artık uyanık olmak zo- rundayız. Bize çok görev düşüyor. Aydın oiarak yapmamız gereken çok şey var. Uğur Mumcu ötöürüldükten sonra 'sus- mayacağız" dedik. ^Tne "susmayacağız" dryoruz. Bu ülke için, Mustafa Kemal için susmay^cağız. Bu ülkenin üzerine oyna- nan oyunlan bozmak için bundan sonra daha çok çalışacafğızT ' dedı. lzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erol Akıncılar da, hain saldınyı nefretle kınadıklannı belirttı. ÇGD lzmir Şube Başkan Vekili Macit Sefiloğlu da, saldı- nnın sadece Ahmet Taner Kışlalı'ya de- ğil laik cumhuriyet yönelık bir saldın ol- duğunu vurguladı. Daha sonra tzmirli gazeteciler, Atatürk Anıtı'na kalem, fotograf makineleri ve kameralannı bırakarak saldınyı protesto ettiler. Cumhuriyet Alanf ndan Konak Alanı'ndaki HasanTahsın Anıtı'na alkış- larla yürûyen gazeteciler, anıta karanfil bırakarak, saygı duruşunda bulundular. Suikast ADD IzmirMerkez Şubesi'nin Konak Alanı'nda düzenlediği eylemle de protesto edildi. ADD'nin lzmir şubeleri yöneticileri, üyelen. CHP tzmir tl Örgü- tü, çeşitli sendıkalann ve sivil toplum ör- gûtü temsilcileri ve üyeleri, KESK üye- leri ve çok sayıda yurttaşın katıldığı ey- lemde konuşan ADD tzmir Merkez Şube Başkanı Sadettin Dikkaya, Kışlalı'nın şe- riat özlemcilerinin, tarikat baronlannın kirli emellerine karşı kalemiyle savaşoğı- nı anımsattı. Eylemde, gazetemiz tzmir Temsilcisi Serdar Kızık da bir konuşma yaptı. ADD Karşıyaka Şubesi de, dün Karşıyaka Atatürk Anıtı 'na çelenk koydu. Sesslz tepfcl Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) öğre- tim üyeleri de rektörlük önünden başlaya- rak Cumhunyet Alanı'na kadar sessiz bir şekilde yürûdü. DEÜ Rektörü Fethi tdi- man, rektörlük önünde üniversite senato- sunun duyurusunu okudu. tdiman, saldı- ruun Ahmet Taner Kışlalı'mn şahsında Atatürk'e, Cumhuriyet'e. laikliğe yapıl- dığını söyledi. Türkiye'de dıni politikaya alet etme eylemlerinin son bulmasını ıs- teyen tdiman, "'V'etkililerin konuşmasını değil kariDeri bulmasınu katilkrin arka- sındaki örgûtleri ortaya çıkarmasuu bek- Uyonız" diye konuştu. Yurtta eylemler Zonguldak Atatürk Anıtı'nda saat 12.30"da yapılan eyleme, sendikalar, mes- lek odaları, siyasi partiler, dernekler, demokratik kitle örgûtleri destek verdi. Zonguldak Demokrası Platformu adına konuşan Zonguldak Baro Başkanı E. Ya- man Ayözer, saldınnın cumhuriyet re- jimine, demokrasiye, Atatürk ve devrim ilkelerine yapıldığını Selirterek şunlan söyledi: "Cumhuriyet ve demokrasiye karşı olan karanhk güçler amaçlanna ulaşmak için toplumun önemli değeıierini yok et- meye yöndik saldınlannı sürdürmektedir. Cumhurryet devleti, kendi değerlerini ko- ruyan ve savunan insarüan yok etmek is- teyengüçleri bir an önceortaya çıkartarak yargrya teslim etmelidir." Kışlalı'mn öldürûlmesi Mersin'de bin kişinin katıldığı bir gösteriyle protesto edildi. tP ve CHP yöneticileri de Mersin Cumhuriyet Alanı'nda bulunan Atatürk Anıtı'na çelenk koydu. İP'lilerin çelengi- nin üzerinde Kışlalı'mn fotoğrafi, "Cum- huriyetdevrimi kesinlikle kazanacak-İP" yazısı yer aldı CHP Basın sözcüsü Av. Adnan Gündoğdu ve tP tçel ll Başkanı Yusuf Çelik'in konuşmalanmn ardından topluluk ADD Muammer Aksoy Gençlik Merkezi'ne yürûdü. Mersin'deki eyleme 23 kuruluş destek verdi. Antalya'da emekli işçi Aydın Baba ise Cumhunyet Meydaru'ndaki Atatürk Anı- tı'na gelerek Kışlalı'ya yapılan suikastı pankart açarak protesto etti. Amtm önün- de saygı duruşunda bulunan Baba'nm aç- tığı pankarrta, u Dikkat Anayasa 26. mad- de, insanlar gerek yaa gerekse sözie tekfl fikirierini belirtebÛirler. Merhum. Ahmet Taner Kışlalı değil, tüm insanlan öldürse- nb, gerici olamayız. Siz bizim için bir siv- risineksiniz" ıfadelen yer aldı. Eskişehir Demokrası Platformu üyele- ri de Taşbaşı 'nda bir araya gelerek, bir sü- re alkışlarla suikastı protesto ettiler. Plat- form adına bir konuşma yapan ÇYDD Başkanı İbrahim Gerede, "Tetigi çeken kinı olursa olsun. bu cinayet her türlü sap- ürmaya açık sonuçlarry la önümüzdeki dö- nemde büyük tehlikelerle işaret etmekte- dir" dedı. Topluluk daha sonra Vilayet Meydanı'na kadar yürûdü. Burada Ata- türk anıtına çelenk koyan topluluk, saygı dunışundan sonra dağıldı. LS7/ORALÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net ^kşeyler îdik. Su- mokrasi jnTâTıçin ırıklığma öndürüp jcundan 7bir şey k" diye- ruhhali umutta- işmeleri la şeridi iık. ıer Kış- layal kı- jaresiz- îye dö- jrluk'un 3, butür let için- yle işler nlerço- ız. Tür- ın ger- nin yö- bir ör- ndata- neçhu- ştı. Su- 3ibi sır- aragö- Susurluk'un Üzerine Gidemeyen İrade mülmüştü. Aslında sırlann bir çoğu ortalığa dökülmüştü de, bu ortaya dökülen sırlan izle- yeceK bir siyasi irade, bir top- lumsal irade ağıriığını kabul et- tirememişti. Kışlalı'rnn öldürûlmesi üze- rine hafızaıru tazelemek ve ipuçlan aramak için Susurluk dosyalannayeniden döndüm. Şu anda RTUK Başkanlığı ya- pan Kutlu Savaş, dönemin başbakanı Mesut Yılmaz'ın özel emriyle bir Susurluk Ra- poru hazırlamıştı. Başbakan- lığın onaylayarak kamuoyuna açıkadığı bu rapor aslında bir itirafnameydi. Itirafçısı ise devletti. Devlet, Susurluk Rapo- ru'nda neleri itiraf etmişti: Ra- poru yeniden gözden geçirdi- ğimzde şu başlıklan görüyo- ruz: "lllegal llişkiler Tasfiye Edirneli." Raporun bu bölü- müPde, Ömer Lütfi Topal ci- nayetinden Nesim Malki, Ye- ner Kaya cinayetine, Tank Ürrit cinayetinden Behçet Cantürk cinayetine kadar bir- çok cinayetin, devlet güçleri- nin içinde bulunduğu örgüt- lenmelerle gerçekleştirildiğinı belirtiyordu. Bu işlerin gerisin- de, kara para aklamadan ku- marhane parası paylaşmaya kadar bir dizi çıkar iüşkisinin de bulunduğuna dikkat çeki- liyordu. "Susurluk Oldu, Faili Meç- huller Bitti" başlıklı bölüm ise 'failimeçhul' diye adlandırılan birçok cinayetin failinin bilindi- ğini, hatta bazı cinayetlerin merkezi oiarak karariaştırıldı- ğının saptandığını söylüyordu. Raporun bu bölümde şöyle il- ginç bir saptama vardı: "Su- surluk olayı nedir? Kasım 1996'dan itibaren faili meçhul olaylar adeta bıçakla kesilirgi- bidurmuştur. SUSURLUK IŞ- TE BUDUR. Bir üst görevli, Eylül 1997'de '...Yurtdışından geldi ve başımıza bela oldu. Ortadan kaldınlması gereki- yor, ama ortam müsait değil' diyordu. Susurluk olayı bu de- ğilse nedir? Susurluk olayının başlangıcı belki de zamanın başbakanı Çiller'/n bircümle- sinde gizlidir: 'PKK'yeyardım eden işadamlarının listesi eli- mizde' diyordu. Sonra da in- fazlar başladı. Infazlann kara- nnı kim veriyordu? Bozulma- nın başlaması ve vatan-millet hesaplannın yerini kişisel he- saplann alması kaçınılmazdı ve öyle oldu. Bu rapor, Susur- luk olayını işte böyle algıla- maktadır." Rapor açıkça, cinayetlerde- kı devlet sorumluğunu kabul ve tescil ediyordu. Diyordu ki: "Cinayetler bıçakla kesilir gi- bı kesildi." Yani devlete yön veren irade dur deyince cina- yetler durmuştu. Aslında, tari- hin gerilerine, askeri darbele- re uzanan geçmiş günlere' döndüğümüzde de benzer bir tabloyla yüzyüze geldiğimizi biliyorduk. örneğin 12 Eylül askeri darbesine giden yolun başında Ipekçi cinayeti yatı- yordu. Failleri ise yeşil pasa- portla ödüllendirilmişti. Şimdi Susurluk Raporu'na geri dönelim: Ne değişti de, faili meçhul cinayetlerin düğ- mesine yeniden basıldı? Bu düğmeye basan güçlerin dev- letin dışında olması mümkün mü? Devlet içindeki hangi güç neden yeniden fitili ateşledi? Aslında bütün bu sorulann cevabı bir anlamda eylemin içinde gizli. Sevgili Kışlalı, laik cephenin en etkili sözcülerin- den birisiydi. Bu nedenle o- nun öldürûlmesi laik-antilaik cepheleşmesini kızıştırabilir, belki de yeni bir kanlı iç he- saplaşmanın yolu açılabilirdi. Böyle iç çatışma demokrasi dışı isteklere güç katabilirdi. Türkiye yeni bir kaosun içine yuvarlanır ve böylece Avrupa Birliği gibi hedefler geri plana itilebilirdi. Bugüne kadarki kargaşa ve kaostan beslenen ve rant sağlayan çevreler et- kinliklerini böylece sürdürebi- lirlerdi. Sorularsorulan kovalayabi- lir... Ancak şimdi önemli olan, bu cinayette tetiği çekene ve ona tetik çektirenlere ulaşabil- mek. Aslında bu, belki de dev- letin yeniden yapılanmasını zorlayacak kadar zor bir iş. Göreceğiz. DUZYAZI ORHAN BtRCtT FJbette BİP Hiç İçin Ölmedi , Attnay ve Dotunay kardeşler, ortak açıklamala- nnda, babalannın ölümüne yol açan cinayetin "birfa- ili meçhul" olduğunu düşünmediklerini söylediler. Böylece çoğumuzun Ahmet Taner Kışlalı'mn arka- sından, o ölümün içimizde bıraktığı panik duygulan yüzünden düştüğümüz yanılgılardan soyutlanmış bir gerçekçıliğı sergilediler. Ölüm haberinden sonrayazılan, söylenilenyüzler- ce yazı ve demeç arasında, iki yetişmiş kızının açık- laması, Ahmet Taner'in ülkesine hangi nitelikte insan- lar yetiştirdiğini de ortaya koymuyor mu? Suikastta, babalannın bir sembol oiarak seçildiği- ni söylerken, ancak Ahmet Taner'e özgü bir tevazu ve sadeliği sergiliyorlar. Ve gerçek hedefin; inançla- n ve siyasi eğilimleri ne olursa olsun Türkiye'yi se- ven ve Türkiye'ye inanan insanlar olduğunu anımsa- tarak başta siyasi iktidar olmak üzere herkesi, hepi- mizi hem uyanyor, hem göreve çağnyortar. Kışlalı ile benim Cumhuriyet'teki kapı yoldaşlığım dışında, 1980 öncesinin pditika kulvannda, uzun so- luklu biriikteliğimiz de oldu. Onu 1976'da Cumhuri- yet Halk Partisi lzmir Milletvekili oiarak girdiği TB- MM'de tanımıştım. Üçüncü Ecevit Hükîimeti'nde her bakımdan doldurduğu Kültür Bakanlığı, onun sade- ce düşün değil; tam bir devlet adamı olduğunu da ortaya koydu. Ülkeyi 12 Eylül'e sürükleyen girdapta, o günkü CHP'nin durumunu ele alır, ortak kaygılar paylaşır- dık. Benzer kaygılarda, zaman zaman 12 Eylül sonra- sı söyleşilerimizde de buluştuk. SHP'ye, daha son- ra yeni CHP'ye egemen olmak isteyen sızmalar için, aynı kavşaklarda buluştuk, derleştik. Ahmet Taner, hiçbır zaman, ne "numaracı cumhu- nyefçı", ne de numaradan aydın olmayt yeğlemedi. Tam aksine, gerçek bir çağdaş, ödünsüz bir Ata- türkçü oiarak yaşadı. Kızlan, bu nitelikierin sahibi dan babalannın öldü- rülmesınden "Türkiye Cumhuriyeti'nin düşmanlan, laiklik karşıtlan ve Atatürk düşmanlan'rm sorumlu olduğunu düşündüklerini açıklıyorlar. Altınay ve Dolunay'ın, Ahmet Taner Kışlalı'nın bir hiç için ölmediğine inanmak istemeleri, iki bakımdan haklarıdır. Devlet ne yapıp yaparak Ahmet'i aramızdan alan alçaklar çetesini ortaya çıkartmalıdır. Bunu, Altınay ve Dolunay'ın yanı sıra, elbette bü- tün bir Kışlalı ailesi ile birlikte, Ahmet'le birlikte ay- dınlatma adını verdiğimiz uzun çağdaşlık yolunun tüm yolculan da istiyor ve bekliyorlar. Bu istek ve bekleyiş, bundan önce aynı yolda, ay- nı bayrak koşusunu yaparken kahpece ve bir bir ye- re düşürülen; ama vanş çizgısıne ulaşmaktan kımler tarafindan alakonulduklan belirlenmeyen ötekı şehit- lerimiz için de geçeriiydi. Devtetin o ölümlenn faillerini ortaya çıkartmayışı ya da çıkartamayışı, Ahmet Taner'e yönelen suikastın daha ilk gününde benzer kuşkulann yoğun bir biçim- de çevremizi kaplamasma yol actı. - . Başbakan Ecevrt'in, Ahmet Taner'in 6Mümünde« duyduğu buyük ve ıçten aa içinde, dün "bazı basın- yayın organlannın sanki devlet failleri bulmakta acz içindeymiş gibi bir hava vermelerinden" yakınması elbette haksız değildir. Ama Ecevit de yüreğinden teslim etmelidir ki Uğur Mumcu'dan Aksoy'a, Ücok'tan Turan Dursun'a kadar nice aydın insanı- mızın kanlan yerde kalmıştır. Devletin, özellikle son üç yıldır çeteleri çökertme- de gösterdiği başanyı, Ahrnet Taner Kışlalı'nın kat- ledılışinde de göstermesi, taşaronu ile, azmettirıcisi ve planlayıcısı ile, onlar her kim iseler, yakalayarak adaletin onüne çıkartması, süregelen bu "acı senar- yolan" sona erdirecek en yaşamsal adım olacaktır. Altınay ve Dolunay, babalannın acısını, onu topra- ğa verirken bile Türkiye sevgileri ile örtmeye, küllen- dirmeye çalışarak "İçimizde burvkiuk var, ama kin yok. Bu cinayetten sonra da korkmadık, korkmuyo- ruz. Türkiye'ye ve Tün\ insanına çok gûveniyoruz" derken elbette Ahmet Taner Kışlalı ile birlikte bu uzun koşuya çıkmış ve halen bayrağı yere düşürmemiş olan yurttaşlanna duyduklan güveni dile getiriyorlar. Devlet, o güvenilen yurttaşlann oluşturduğu bir kurum olduğunu, bu kez ispat etmelidir. Faks:0212 67707 62 E-Mail:orhan.birgit« do.net.tr. Duran Kalkan acıkiadı TKK'liler 29 EkimMe teslim olacaklar' Haber Merkezi - PKK, Avrupa'daki yandaşlann- dan oluşan bir grubun Cumhuriyet'in 76. yıldö- nümünde teslim olabilece- ğini bildinü. PKK Başkan- lık Konseyi üyesi Duran Kalkan, banş ve demok- ratik çözüm grubunun ta- mamlayacak yeni bir adım atmaya hazırlandıklannı söyledi._PKK hderi Ab- dullah Öcalan'm kardeşı Osman Ocalan da yaptığı açıklamada, "Önümüze koyduğumuz amaçlara si- lahh yoBardan \aramaya- ragımi7ftan emin Oİduk" dedi. Avrur>a üzerinden ikin- ci grubun 29 Ekim'de Tür- kiye'ye gitmesinüı plan- landığını kaydeden Kal- kan, grubun kaç kişiden oluşacağı hakkında ise herhangi bir açıklamada bulunmadı. PKK'ye yakın kaynaklar, grubun içinde eski DEPmilletvekillerin- den Yaşar Kaja, AM Yığit, Rema Kartal ve Zübeyir Aydar gibi ısimletin yer alabileceğini kaydettı. Osman Öcalan, Rus- :X ya'da yayımlanan Kom- mersant gazetesinde yer alan açıklamasında, Türki- ye'ningenişbiruluslarara- sı destek sağladığını, ken- dilennın ise dışandan des- tek alamadıklanm kaydet- ti. Öcalan, "Bu sözde müt- tefiklerimiz tarafindan al- daûldığunız durumda sa- vaşa devam etmemiz inti- harohır. 1984-99arasmda- ki dönemde bütün güçkri- miziseferber etmijtik,ama bu hem Türkiye'ye hem W- ze yıkun getirdi. ABÜ, bize herzaman düşmanlıkyap- tı. Rusya, liderimizi sıra- dan bir suçhı gibi kovdu. Şimdi Rusya'dan artık ne bekleyebOniz ki? Ama Rusya,Türkiyeikiyiüişki- lerini kullanarak sorunun çözümüne katkıda buluna- biBr" diye konuştu. PKK Başkanlık Konse- yi'ne muhalifolan grubun dün Bonn'da yaptığı top- lantıdan önce Necdet Bul- dan'ın evi üç PKK'li tarafindan basılarak top- lantıya katümaması için tehdit edildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear