02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15EKİM1999CUMA O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R [email protected] Nasıl Bir Af Yasası? M. İskender ÖZTURANLI Y aklaşık bir yıl kadar önce DSP Genel Baş- kan Yardımcısı Rah- şan Ecevit, genel bir af yasası çıkanlmasını toplumun bir beklenti- si olarak degil. kişisel duygusalhğı ne- deniyleortayaatmıştır Hemen arkasın- dan Genel Başkan Bülent Ecevit, yardım- cısını desteklemiştir. Konu, uzun süre unutulmuştur. Seçimler yapılmış, hü- kûmetler değişmiş, son koalisyon pro- tokolünde de böyle bir maddeye yer ve- rilmemiştir. Küllenmiş gibı görünen so- run, ulusça acılı olduğumuz ağustos ayında yeniden gündeme getirilmiş ve birkaç gün ıçinde yasalaştınlmıştır. De- rinlemesine bir hazırhk yapılmadan. uz- man kişılere ve kuruluşlara danışılma- dan gerçekJeştırilmıştir. Örneğın yargı organlannm düşünceleri alınmamış, ba- rolara sorulmamıştır Bilindiği gibı af, parlamentolar tara- findan çıkanlsa da siyasal olmaktan çok bir hukuk sorunudur. Siyasal partiler arasındaki "sen şunlan bağışlarsan. ben de bunlan bağtştanm" pazarlığı değıl- dir. Bu nedenle Sayın Ecevit'in "Koafis- yon ortaklannın değişik beklentfleri var- <h. Sonunda bir uzlaşı sağlandı" biçi- mindeki sözlerini anlamak olanaksızdır. Demek ki bir pazarlığa oturulmuş, or- taklardan hıçbiri ödün vermediği için de tüm suçlulann bağışlanması yoluna gi- dilmiştir. Oysa af yasalan partilerin de- ğişik isteklerine göre değil, koşullan oluştuğu takdirde ulusun bekJentısı doğ- rultusunda çıkanlır ve çıkanlmalıdır. Ters durumda toplumun erinci ve gönen- cı bozulur, toplumsal banş ortadan kal- kar. Işte bu aynntılar ûzerinde durulma- dan Mechs'ten apartopargeçirilen af ya- sası Cumhurbaşkanı'nın vetosuna uğra- mıştır. "Anayasaya. hukuka, adalete ve kamuvicdanınaa>kın"olduguıçin Sa- yın Demirel yasayı bir kez daha görü- şülmek üzere Meclis'e geri göndermiş- tir. Hukuk kurallanyla birlikte toplum- sal tepkiyi de göz önûnde tutmuştur. Meclis, konuyu yeniden görüşmeye başlayacaktır. Kimi siyaset adamlan- mız, veto gerekçesini önemsememekte, toplumsal tepkiyi bir yana atmakta ve yasanın eski biçimiyle çıkmasını savun- maktadırlar. Hemen söyleyelim ki, için- de bulunduğumuz koşullarda öncekine benzer bir af yasası çıkanlması, eşya- nın doğasına olduğu kadar toplumsal gerçeklere de aykın dûşer. Ulus, daha bir yıl önce dünyantn hiçbir ülkesinde akla gelmeyen "sürekli aydınhk içm bir dakika karanbk" eylemini gerçekjeştir- miştir. Amaç, Susurluk olayı ile gün yû- zûne çıkan pısliğin temizlenmesidir. Çe- te ve mafyanın kovuşturulması.gerici ve bölücü terörün durdurulması ve ce- zalandınbnasıdır. Işte af yasası bu gibi sanık ve hûkûmlülerden kimisinin ce- zasını ortadan kaldırdığı, kimı cezalan da ertelediği ve indirdiği ıçin toplum i- . katlannda bir huzursuzluk yaratmıştır. "Afçıkanlmazsacezaevierindekanna- şa çıkar" yaklaşımı da yanlış ve tutar- sız bir yaklaşımdır. Bir kez, cezaevle- nnde her zaman karmaşa çıkmaktadır. Bu yüzden de çıkacaksa, devlet gûçle- ri bu karmaşayı önlemekJe yûkûmlü- dürler. Ama her şeyden önce af yasası- nın toplum katlannda yaratacağı huzur- suzluğu düşûnmek gerekJidir. Çûnkü böyle bir huzursuzluğu önlemek kolay değildir. Veto edilen yasa hukuka, adalet duy- gusuna ve kamu vicdanına aykındır. Uygar dünyada ancak siyasal suçlular bağışlanabilir. Adi suçlar için bağışla- ma yoktur. Bizde ise öteden beri bunun tersi uygulanmaktadır. Kader kurbanla- n adı verilen adi suçlular bağışlanmak- ta, siyasal suçlular ve düşünce suçlula- n bağışlama kapsamı dışında bırakıl- maktadır Bu yanlış tutumdan vazgeç- menin zamanı gelmiş ve geçmiştir. Bundan başka anayasanın 14 ve 87. maddeleri değişmeden bir af yasasını dü- klt " 07/Oİ »E«tZ •IM şünmek ve çıkarmak sakıncalıdır. Bilin- diği gibi 14. madde dûşünceyi suç say- maktadır. Düşünce suçlanmn bağışlan- ması da 87. maddeye göre olanaksızdır. Bu yasak kaldınlmadığı için siyasal ik- tidarlar, anayasaya karşı hile ve aldat- maca yoluna başvurmaktadırlar. Dü- şünce suçlulannı da bağışlayabilmek için " « P sözcüğü yerine "ertefcme" sözcüğünü kullanmaktadırlar. Bunda da başan elde edememektedirler. Böyle- sine bır zorlama ıle kımi düşünce suç- lulan bağışlanabılmekte, kimileri de ba- ğışlanamamaktadır. Bu suretle eşıtlık ilkesı zedelenmektedir. Tüm bu nedenlerle af yasası çıkan- lırken çok düşûnmek ve toplumun bu- na hazır olup olmadığını gözden geçir- mek gerekJidir. Türk toplumu böyle bir af yasasına hazır değildir. Bağışlama güzel bir şey, uygar bır davranıştır. Büyük devlet adamı Ata- tûrk'ün de belirlediği gibi "Uygarhk demek, bağışlama ve hoşgörü demektir. Bağşiama nedir bilmeyen uygarhk, uy- gartak değfl zorbahkür ki, çöker." Ne var kı bagışlamanın koşullan oluşmalıdır. Za- manı ve sınırlan iyi saptan- malıdır. Nitekim Atatürk, koşullan oluştuğu ıçin ca- nına kıymak ısteyenleri ve siyasal suçlu olan 1 SO'lik- leri bağışlamıştır da laiklik karşıtlannı bağışlamamışûr. Laiklik karşıt eylem ve dav- ranışlan "Türk ulusunun bağnna saplanmak istenen zehirii bir hançer" olarak nitelemıştir. Suçlar kimi zaman ceza, kimi zaman da bağışlama ile önlenir. Ama bağışlama de- mek, herhalde belirli za- manlarda af yasalan çıkar- mak demek değildir. Ana- yasa ve ceza yasalanndaki çağdışı yargılan çıkanp at- mak, dûşünceyi suç olmak- tan kurtarmaktır. Toplum- sal banş ancak bu suretle gerçekJeşir. tkide bir ceza evlerini boşaltmakla, ceza- landınlması gerekenleri ba- ğışlamakla hiçbir yere gidi- lemez. Hukuk, bir ulusun yaşa- yan hak anlayışıdır. Top- lum içınde gelişir. toplum içinde oluşur. Hukukun kay- nağı insan - toplum ilişki- leridir. Toplumsal gerçeklerdir. Parlamentolann görevi, top- lumun bilincınde, bulun- cunda oluşan bu hak anla- yışını yazılı metin haline getirmek, yasa biçimine dö- nüştürmektir. Tüm yasalarda olduğu gi- bi af yasasında da Mec- lis'ten böylesine bir anla- yış beklemek hepımizm en doğal hakkıdır. İster American Express, ister MasterCard, ister Visa... Akbank kredi kartlarına sahip olmak isteyenler için kefil yok! Bürokrasi yok! Kredi sicili uygun ve düzenli hane geliri aylık 250 milyon TL'nin üzerinde olan herkes, Akbank'tan kredi kartı alabiiir. A1 Kazan! 31 Aralık 1999 tarihine kadar Akbank'tan kredt kartı alan herkes, kredi kartını alır almaz 10.000 hediye puanı kaanıyori 400 mityon TL'lik harcama karşılığında elde ediiebilen 10.000 puana, siz hiçbir harcama yapmadan sahip olacakstnız. Kullan Ka?anf Akbank kredi kartı oian ya da 31 Aralık tarihhe kadar Akbank'tan kredi kartı alan herkes, yıl sonuna kadar yapacaklan her 100 mityon TL'lik alışverişte ekstra 500 hediye puanı kazanıyor! Daha Çok Puan! Daha Çok Hediye! Akbank kredi karttnızla yapacağınız her harcama*size puan kazandtracak. Bupuanlafte, AkPuan veya AmexPuan katalo^jnda yer alan yüzlerce hediyeden diledikJerinizi seçebilirsiniz. Televizyondan bilgsayara, yurtiçi-yurtdışı uçak biletierinden seçkin mağazaların hediye çeklerine, müzik setinden buzdolabına kadar birbirinden cazip hediyeler sizi bekliyor. AKBANKG ü v e n i n i z i n E s e r i www.akbank.com.tr Akbank kredj kardarıyla ilgili sormak ıstediğiniz her şey için Akbank şubelerine daniîabitirsiniz. American bcpress için Müşteri Hizmetleri Merkezi: (0212) 283 22 00 Visa ve MasterCard için Müşteri Htımetleri Merkeri:(0212) 282 44 44 Kredi kartı b.lgilerinize ulaşmak için Akhizmet Hattı: Ankara (0312) 419 10 20. Istanbut (0212) 280 20 30, Izmir (0232) 483 63 13 ANKARAASLİYE 32. HUKUK MAHKEMESt'NDEN 1999'490 Esas Davacı Hayran Mine Cangal tarafindan da- valı Nüfus Idaresı aley- hine açılan isım tashihi davasında mahkeme- mizce yapılan açık du- nışması sonunda: 16.7.1999 tanh ve 1999/490 esas, 1999/210 sayıh kara- nnda: Ankara ili, Çan- kaya ilçesi Oran Ma- hallesi Cilt No: 0063, Sıra No: 0029'da nüfiı- sa kayıtlı bulunan Do- ğan kızı Gülören'den olma 28.2.1978 D.lu Hayran Mıne Can- gai'ın ismindeki Hay- ran'ın iptali ile Mine Cangal olarak düzeltıl- mesıne karar verilnıiş- tir. M.IC'nin 26. mad- desi gereğince ilan olu- nur. Basın: 42522 PENCERE Bu Diizen Değişmeli!.. Dünya nüfusu 6 milyara ulaştı. Yüzyılın başında 1.6 milyardı; 1960'ta 3 mil- yara yükseldi; 1999'da gezegenimizde yaşa- yanlann sayısı 40 yıl öncesine göre ikiye katlan- dı. Hazreti Isa yaşarken yeryüzündeki insan sa- yısı 150 milyonmuş; 2050'de yalnız Asya'daki nü- • fus 5 milyan aşacak... . . ^ . : • - ' •: Yapılan hesaplara bakılırsa nüfus artışı besin üretiminden daiha hızlı!.. Peki ne olacak?.. Daha bugünden çeşitti varsayımlartüretiliyor; Kutsal Kitaplardaki kıyamet mi kopacak?.. Ge- zegenimiz yeryüzünü talan ederek dogayı tüke- ten ınsanlan taşıyamayacak noktaya mı varacak?.. Yoksa insanlıkta "küreselleşme" yerine "ge- zegensel bilinç" mi doğacak... • Günümüzde YDO (Yeni Dünya DüzenO geçer- li... Yeryüzünün yeni efendileri artık ÇUŞ (Çok Uluslu Şirketler) arasında yükselenlerdir; bunla- nn ilk 100'ü 2000 milyar dolan aşan bir parasal gücü denetliyorlar; gezegenımizi ellerinin attın- da 'tek pazar'a dönüştürmek için sınır tanımı- yoriar. Bir olgu bu!.. Ancak bu olgunun insanlığa getirip götürdü- ğü nedir?.. Birleşmiş Milletler'in verilerine göre gezege- nimizde zengin-fakir uçurumu son yirmi ve on yıllık dönemlerde derinleşti. Gerçekler çarpıcı... Bir yandan dogayı yok eden, öte yandan yok- sul ülkeleri bunalımlara sürükleyen bir dünya düzeni insanca sayılabilir mi?.. Ekonomide "Tüketim için tüketim modeli'ne doga daha ne kadar dayanabilir?.. Kapitalizmin sömürücü içeriğini sosyalizmle dengelemek çabalan 20'inci yüzyılın son on yı- lında çöktü; sosyal güvenliğe yatınm yapmak, büyüme yanşına giren ülkelerde hız kesmek an- lamına geldiğinden modası geçmiş sayılıyor. Ba- tı'da sosyalizm dışlanırken tüm gezegenemize uygulanan küreselleşme süreci geri kalmış top- lumlarda fırtınalar kopanyor; etnik savaşlar kö- rükleniyor; dinci politikalar köpürüyor; çatışma alanlan oluşuyor. Avrupa kendi içinde demokratik bütünleşme- ye giderken dünya nerede?.. • Pakistan'daki askeri darbeyi halk alkışlıyon Pakistan'da tezgâhlanan Taleban, Afganistan'ı ele geçirdi; Suudi Arabistan, Süper Güç'ün za- ten avucundadır; bu cografyadan parasal des- tekle donatılan Vahhabi şeriatçılan Anadolu üze- rinden Kuzey Kafkasya'ya sarkıyoriar. Peki, bu coğrafyalarda demokrasi nasıl geti- şip temellenecek?.. • Türkiye YDD'nin en tehlikeli bölgesinde yaşı- yor; devtet bütçesinın yansı borç faizine gidiyor; dışanya sürekli sermaye ihraç eden bir ülke ko- numundayız. Dünyamıza baktğımız zaman iyim- serliğeyervarmı?.. Yalnız ülkemizdeki değil, bu dünyadaki dü- zen de değişmeli!.. Yoksa 6 milyara ulaşan in- sanlık kendi sonunu kendi elleriyie hazırtaya- cak!.. BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ^ YALNIZCA TÜRKİYE Mİ?Alfemo Modüler Ûrûnler nin »Betçıka • HoUanda »Israil • Aknanya • ABD • Bıiganstan • Fransa • İsviçre • Fınlandiya • Suudi Arabistan • Kenya • Kuzey Kibns TürV Cumhurlyetf ve • Tanzonya da da kuHanıldığını büiyor muydunuz 9 A L F E M O demlikie sulanacak
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear