Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 13 EKİM 1999 ÇARŞAMBA
O L A Y L A R V E CrORUÎ^LillıK olay.gorus@cumhuriyetcom.tr
Bıçağın Ucundaki CHP...
Yetkin ARÖZ ÇYDD Sarıyer Şubesı Başka,
T
urkıye şu sıralarda "dep-
rem"ın getırdığı sarsın-
tıyla bırlıkte, ellı yılı aşkın
bıryonetımsızlık modelı-
nın faturalannı tartışıyor
Neyazıkkı tartışmayı da-
ha başlangıcında korlenn "filin ayakla-
nru'" yorumlamadakı fıkrası gıbı tut-
mayı surdûruyor Yurütulegelen yağma
sıstemını sorgulamayı, bu boyutundan
bakarak onlemler gehşnrmeyı, akılcıl ol-
mayı goze alamıyor Kurulu duzenımn
kor-topal devamı ıçın karanlıkta "ıshk'"
çalmayı veğlıyor Hanı, bır ışık yaksa,
yadabınlen vada toplumsal dınamık-
ler çoğalarak ışıklannı bırleştırse gızle-
nenler ortava çıkacak Işıklar, çapulcu-
luğun vağmacılığın,duzeysızlığın akıl
dışılığın, sınsılığın kumazlığın sahte-
cılığın kımyasını açığa çıkaracak
Cumhunyetı kurma, de\Tim yasala-
nna sahıp çıkma onlan toplumsal kök-
lenne oturtma geleneğınden gelen CHP
bugûn nerelerde duruyor9
Ozunu koru-
ma yanı ıle yozlaşan yanı hangı boyut-
larda aynşıyor9
Tutuculuk çızgısı ıle
ılencılüc çızgısının sının nerede bıtı-
yor9
CHP nın Ataturk'un olümünden
mı
sonra "statükoya" boğulduğu, devnm-
cı atılımını özünu yıtırdığı, kendı devı-
nırnınısürduremedığıbır gerçek Bunun
ıçın de cepten yıyen mırasyedı gıbı hep
Cumhunyet'm aydınlanma devnmle-
nnden, o devnmlenn bılıncınde olan
kuşaklann dırencınden yedığı de bır
başka gerçek
Zaman zaman ortaya çıkan ıvmeler de
toplumsal dönuşumü başarmaya yetme-
dı 8O'lı yıllann sonrasında da kendı
doğrultusundakı çızgısınden ıyıce kop-
tu kendı kımlığıne ters duşen akımla-
nn peşıne takıldı Sağda yer alan partı-
lenn körû körüne dışa bagımlılığını ser-
gıleyen uygulamalanrun kımı surdüru-
cusu, kımı ızleyıcısı oldu Farklıbırmo-
del uretemedı
Eskı CHP Genel Başkanı Sayın Bay-
kal ve arkadaşlannın partıyı getırdığı
son nokta bu gıdışın son noktası oldu
Yeruden toparlanma v e partı çızgısını yö-
rungesıne oturtma gınşımı başanya ula-
şamadıkça da, yonetımıne kım glırse
gelsın, sonucunun bundan daha farklı ol-
mayacağı ortada Sorununözu Partının
kendı yörungesme dönmesınde ve sap-
maya uğradığı yerden doğrultusundakı
yüruyüşunu yemlemesınde Neydı bu
yorünge9
Neydı bu temel doğrultu9
Kısacası "CumhuriyetAydınlanma-
cıhğı". Aklnı, bılımın aydınhğında çağ-
daş bır ülke olmanın gereklenru yenne
getırmek Bunun ıçın ulusalcı, halkçı-
toplumcu çızgıyı odünsüz uygulamak
Zaman zaman Jakoben bır anlayışı da
ıçerse onun gereklennı yenne getırmek
Aydınlanmacılıkla demokrasıyı ıç ıçe
geçırmek Bırbınne karşıt kıtmadan bu-
tunleştırmebaşansıngöstermek Butun
bunlan kavramlardan yola çıkarak de-
ğıl, somuttan çözumler üreterek kotar-
mak
Söz gelımı, toplumun büyük bır ke-
sırru yoksulluğun alt sınınna düşmüşken
eğıtımı, sağlık hızmetlennı paralı ya-
pamazsınız Paralı eğıtımı, sağlığı bes-
leme pohtıkalannı savunamazsınız Sos-
yal guvenlığmı "mezardaemekMfiğe" dö-
nuştûremez, el altından "dzd" sıgorta-
lann msafına bırakamazsınız Işsızlığın
çözümunü, ılen teknolojıye dayalı ya-
tınmlann gerçekleşmesını ozel sektör-
den bekleyemezsınız Devlete yuksek fa-
ızle borç veren ve kâr eden kuruluşa da
özel sektör dıyemezsuuz Ülkeyı "kü-
resefleşme" adı altında yağmaya teslım
edemezsınız Tahkımı getıremezsınız
Ulus devletlenn sonu geldığını, Ata-
tûrk ün ışlevını bıtırmış tanhsel bır anı
olduğu soylemlerıne tepkısız kalamaz-
sınız "Yasaksavma"anlamındabırşey-
ler soylemış olamazsınız Küreselleş-
me pohtıkalannın arkasında duran ulus
devleder gerçeğını goz ardı edemezsı-
nız
Başta ABD olmak uzere gelışmış ul-
kelenn herbınnde çeşıtlı kokenden, dın-
den, ırktan gelen yurttaşlardan oluşmuş
unıter devletler burunluğune toz kon-
durmazken, Kürt ya da bır başka koken-
lı yurttaşlanmızın kımlık sorunlannı ul-
kenın bölünmesı bağlamında gerekçe
olarak kullanamazsmız Buna devnm-
cılık sûsü veremezsınız Demokrası ek-
sığımızden, yörunge sapmasmdan çı-
kan yanlış uygulamalan, "ayıph" top-
lum olmanın sorunlannı çözme savaşı-
mını \enrsınız
Son gunlerde gazetelerde haber ola-
rak yer alıyor, CHP'nın eskı genel baş-
kanı Sayın Denız Baykal gezılere baş-
lamış Partı ıçınde yer alan arkadaşlan
buroaçıpçalışmalaryapıyormuş PM'de-
kı üyelen MYK'ye güvensızlık oyu ve-
rebılırmış Genel ve yerel seçımlerdekı
boşalmalar nedenıyle ıl ve ılçe yöne-
tımlenne vaptığı atamalar aynen kal-
malıymış Nedırbu boş emek. nedır bu
çalışma9
tşı sonundan alarak yorumla-
yalım, dıyelun kı Sayın Baykal partının
başına alkışlarla yenıden geçmış olsun
Kadrolan ışbaşı yapsın Ne olur, neyı de-
ğıştınr bu9
Üstûnde partının sûrüp ge-
len yanlışlannın son halkası v e ona ek-
lenen kışısel lcusurlan sonucunda par-
nsının kuçuldüğu gerçeğı varken. "Dev-
leti kuran" bır partı olmasına karşın top-
lumsal guvenı büyuk olçude yıtomışken
Gelse ne yapacak9
Aynı kafa yapısıyla, aynı kadrolarla,
aynı soylemlerle kımlenn oyunu alma-
ya hak kazanacak. Bütun bunlar partı-
yı daha da kuçültmekten, kıtlelen Tûr-
kıye'nın kurtuluşu umudunu başka yer-
lerde aramaya götûrmekten başka ne
ışe yarayacak7
CHP'yı kım ya da kımler yonenrse yo-
netsın, onu yörüngesıne oturtmak zorun-
dadır Buna göre ıdeolojısının çerçeve-
sını çızmek, modelıne uygun örgütlen-
mesını yapmak durumundadır Bunun
dışında yuzlerce toplantı, yuzlerce otu-
rum düzenlense, dışa ve yenıden yapı-
lanmaya ılışkın bır uygulama ortaya
konmadıkça hıçbır şey başanlmış ol-
mayacaktır Işte o zaman "CHP ağlan-
nı ormeve" devam edecektır1
ARADABİR
ABDULLAH TEKİN
'Halikarnas Tupizmcisi'
"Bodrum bırcennet, ama ben burayı on kat da-
ha cennet yapmazsam adam değılım" der ve ka-
tır sırtında "mevcutlu" olarak getınldığı, adı bıle
sevımlı olmayan (Bodrum) bır kıyı kasabasında ışe
hemen o akşam kıraladığı evının avlusundakı "kay-
rak" taşlanna kovalarla su dokerek başlar
"Oxford" eğıtımlı, kulturel donanımı olan, bır-
kaç yabancı dılı konuşabılen "kalabent"lık mah-
kûmu bır aydın burada urun veren, yaratan, ça-
lışan bır emekçı konumundayansımaya başlar Bır
tarımcı, bahçevan, bırbalıkçt, sungercı, bıryazar,
arkeolog, bır mımar ve bır turızmcı olarak çalışır
önce yaşadığı yoreyı lyı tanımaya çaJışır ve bu
doğrultuda yaptığı araştırmalar songcunda Batı
dunyasının "Yunan mucızesı" dıye yaklaştığı uy-
garlığın Ege boyutuyla Anadolu kokenlı olduğu-
nu saptar Yanı bır tanh bılıncı uyandınr, Anadolu
kulturune onculuk yapar Herodot'un Bodrumlu,
Homeros'un Izmırlı olduğu savlarını one surup,
kanıtlar Daha sonra kendı cennetını yaratma uğ-
raşını venr Tanm kıtapları, kataloglar ve ansıklo-
pedılergetırır Bodrum sokakları begonvıller, kak-
tusler hurma, mımoza ve okalıptuslerte tanışır
Kent renklenır ve yeşıle burunur Daha sonra bu
çıçeklen genç kızlann başlannda ve yakalarında
gormenın mutluluğuna enşır Balıkçı Çabalaruru-
nunu vermıştır Doğa ve ınsan yaşamın sevıncı
ortak paydasında buluşmuşlardır Brezılya'dan
getırılen tohumlar Bodrumlu btr genç kızın saçla-
nnda açan bır çıçektır artık.
Denıze de aynı ınanç azım ve sevecenlıkle yo-
nelır Sungercılerle çalışır balıkavlar teknesıyfe çev-
re gezılerıne çıkar Gokova'yı Knıdos'u keşfeder
Bodrum ve çevresının tanhını oğrendıkten ve bu-
rayı bır cennet bahçesme çevırdıkten sonra Bod-
rum tanhını Ingılızce ve Fransızca makaleler ya-
zarak Batı dunyasına tanıtma uğraşına gırışır
Balıkçı'nın tunzmcılığı boylesıne zengın ve urun
verıcı bırçalışmanın sonucu olarak değer bulma-
lıdır
Önce bılgı sahıbı olma, arkasından çalışma,
uretme, yaratma Bu çerçevede zengınlık oluş-
turma Yeşıl dokusu çıçeklen, konutları, tanhı ve
arkeolojık değerien, yenı keşfedılmış koylan, kor-
fezlen ıle zengın bır tunzm bolgesı yaratma
Daha sonra bu zengınlığın tanrtılması ve dun-
yaya açılması
Butun bu çaba ve uğraşlann temelınde yatan
dınamık gucun kulturel boyut taşıdığını unutma-
mak gerekır
Bu boyut olmadan tunzm hareketlennın ıçınde
olanlar "rant" sozcuğunden başka şeyle ılgılen-
medıklerı ıçın bınılen dalı kesme uğraşından baş-
ka bır şey yapmıyorlar Toprak, denız, ağaç, ınsan
sevgısı olmadan, kultur bınkımı olmadan nereyı cen-
nete çevırıp zengınleştırebılır ınsan
Balıkçı bıtkı çıçek zengınlığı yaratmış daha son-
ra yatıyla Bodrum'a gelen Fransız şaın Kontes de
Noaılles'e bır kayık çıçek gondermıştır Tunzm de,
kultur de budur ışte
Turkıye'de turızm hareketlennın temelını Balık-
çı atmıştır Turızmde kultur oğesının onem ve ağır-
lığını tanıtım ıçın zengın bır ıçerığın variığını en lyı
bıçımdeanlatan ve uygulayan ıkışı Halikarnas Ba-
lıkçısı'dır Onun ıçın onaHalıkarnas Tunzmcısı de-
mek daha doğru olur Turkıye'de turızm hareket-
lerını başlatan kışı olan Balıkçı'yı yakın arkadaşı
Azra Erhat'ın onunla ılgılı bır anlatımına yer ve-
np saygıyla anıyoruz
"Yaymak gerekıyordu mavı mutluluğu ak de-
nızden kara topraklara Bugun Knıdos 'ta bulunan
bır parmak ufacık bır mermer parçası, Proxite-
lesVn unlu şanlı Aphrodıte heykelı bulundu bu-
lunacak dıye yuzlerce arkeoloğu dunyanın dört
bucağından Turkıye'ye, Izmır'e koşturuyorsa, bu-
nu Halıkamas Balıkçısı'na borçludur yurdumuz
Bodrum'u, Knıdos'u, Gokova'yı oyarattı Egekı-
yılannı o tanıttı, bılıme, tunzme o açtı Rehberlık
yaptı Akdenız uygarlığının Anadolu'da kaynak
bulduğu bılıncını o yaydı "
Olumunun 26 yılında Halikarnas Balıkçısı'na
gonuller dolusu sevgı
Yıllardır Beceremediğimiz Yargı ve Hukuk Reformu
USKIDAR1. AŞLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞrNDElS
99&932 Esas
Da\ acı Hatıce Taşkeser tarafından davalı Rafet Taşkeser aleyhıne
ıiame olunan boşanma davasında Davamızın davalısı olan \e Pan-
galtı Ergenekon Cd No 21^ A As Doseme Elıvle Şışlı ve Manyas
Ilçebi \e Kulaklı K.ovu adreslennde bulundugu bıldınlen Rafet Taş-
keser e belırnlen adreslennden bahısle teblıgat yapılamamış ve vapı-
lan teblıgatlar bıla teblığ ıade edılmış teblıgaüara sanh açık adresı
zabıtaca tespıt edılememış oldugundao adı geçene ılanen teblıgat ya-
pılmasına karar lenlmıjtır Davalı Rafet Taşkeser ın teblıgata sanh
açık adresı tespıt edılemedığınden duraşma gunu olan 26 11 1999
gunu saat 10 45 de mahkememız duruşma salonunda \apiiacak du-
ruşmada bızzat hazır bulunmasi gerektığı vevakendısım bırvekılı ıle
temsıl etürmeM dııruşrnada hazır bulunmadıgı ve\a kendısını de bır
vekılı ıle de temsıl ettırmedığı takdırde duruşmalann gıvabında de
\am edecegı ve vıne voklu|unda karar venlecegı hususu ılanen teb-
lıg olunur 24 9 1999 Basm 46409
Av. Turgut ÎNAL
A
daletın tatılı olur ve adalet tatı-
le gırermış gıbı, yıllardır uygu-
lamakta bulunduğumuz bır ad-
h tatılı daha gende bırakmış bu-
lunuyoruz Başta adlı tatılın kal-
dınlacağı ve bunun yanında ul-
ke hukuku \ e yargısının ıyıleştınleceğı (refor-
me edıleceğı) konusunda 40 yıldan ben bütûn
hukumetlenn programlannda çok açık hükûm-
ler bulunmaktadır Her yıl butçe muzakerelen
yapıhrken Adalet BakanlığVnın bütçesı uzenn-
de konuşmalar yapan butun parlamenterler -
başta adalet bakanı olmak uzere- yaşadığımız hu-
kulcun \e yargının kesınhkle ıyıleştınleceğı ko-
nusunda oy bıriığıyle göruş bıldırmektedırler Öy-
lesme kı 3-5 yıl önce bu konuda yapılan konuş-
malan ya da 40-50-57 hukumetlenn kurulma-
sı sırasındakı Meclıs'e sunduğu hukümet prog-
ramlanndakı yargı konulanndaka göruşlen, şab-
lon koymuş gıbı hemen hemen aynıdır
Ulkede hıçbır hukukçunun değıl hıçbıryurt-
taşın Türk hukukunun ve yargısının reform ge-
reksınımı ıçersınde olduğunu söylemeyen yok-
tur
Cumhunyetm ılk yıllarındakı hukümetler,
Tûrk hukukunu ve yargısını yenıden yaratmış-
lajdır Senye Hukuku ve Mahkemelen tama-
men terk edılmış, Batı ülkelennde uygulanmak-
,ta bulunan yasalar, kurumlar ulkemıze getınl-
mıştır Gazi Mustafa Kemal'ın Ankara Hukuk
Mektebı'nı açarken
u
Hiçbir kurumun açılma-
sında, Ankara Hukuk Mektebı'nin açılmaanda-
ki duvduğum mutluluğu duymadun" sözu yenı
Turk hukuk ve yargısına ne denlı değer ve önem
verdığını ortaya koymaktadır
Yargı yılının başlaması nedenıyle olsun baş-
ka nedenle olsun bu sütunlarda şımdıye dek
epeyce yazım çıkmış, hepsınde yargının ve hu-
kukun yaşadığı yığınla soruna değınmek zorun-
luluğunu duymuşuzdur
Reform konusunda daha da ılen gıderek ada-
let ıle Adalet Bakanlığı'nın hıçbır ılgısı ve ılış-
kısı olmaması gerektığını, adaletın, Adalet Ba-
kanlığı dıye bır bakanlığa bağlanamayacağını,
adaletın, devletı oluşturan 3 güçten bınsı, hatta
bmncısı olduğunu, değennı ve onurunu kendı
yapısından aldığını bırçok yazımızda açıklamış-
tık
Ortaya konulan bu tablolar yetmıyonnuş gı-
bı, tersuıe her geçen gun adalet, Meclıse muh-
taç, hûkûmete bağımlı kılınmış ve tum uygula-
ma da buna uygun surupgıtmıştır Yuzlerce yar-
gıç, savcı her yıl Adalet Bakanlığı'nın mutlak
egemenlığı altında sürüp gıden atamalar karşı-
sında, çoğu kez zıpkın yemış gıbı neye uğradık-
lannı anlayamaz duruma getınlmışlerdır
Yargı, devletı oluşturan bır ışlevken yargıyı,
cumhunyet savcılannın protokolde temsıl et-
melenm anlamanın mumkûn olmadığını, yargı-
cın da protokelde yennın 8-9 sıralarda bırakıl-
mış olmasını ne anlayabılmış ne de gerekçesını
açıklayabılmış değılızdır Adaletın uzamasın-
dan ve çok gecıkmesınden pahalılığından, ken-
dısının mulkü olma) ışından, çağdaş araç ve ge-
reçlerden yoksun bırakılmasından, yı1lardan be-
n özellıkle sürdûrulen yargıç, savcı ve personel
açığından, her yıl bır eskı yıla göre aynlan büt-
çesmın azaltılmış olmasından, bunun karşısın-
da, katmer katmer arthnlan mahkeme masrafi,
harç, tespıt, keşıf ve yargı gıderlen gıbı yuzler-
ce mahkeme gıderlen çeşıdınden bın parçaya bo-
lünmuş ve adeta yamalı bohçaya döndurulmüş
yasalaria yargı bırlığının her gun terk edılerek
1dan Yargı, Asken Yargı, Asken Idare Mahke-
mesı, Devlet Guvenlık Mahkemelen, Adlı Mah-
keme ıçersınde Sulh Hukuk, Aslıye Hukuk, Iş,
Kadastro, Tıcaret, keza Ceza Mahkemelen gı-
bı çok sayıda görevlendınlmış mahkemelenn
bıle kendılennın ıçınden çıkamadıklan, hangı
mahkemenm gorevlı, hangı mahkemenın go-
revsız olduğunun anlaşıhp kararlaştınlamadığı
durumlarda gorevlı bulunan Uyuşmazlık Mah-
kemesı'nm yarattığı sorunlar bılırkışı, zamana-
şırru rezaletlen, parasız pulsuz, butçesız bırakıl-
mış adlıyeler gıbı daha sayamayacağımız yuz-
lerce ve bınlerce olayı, aynca yargı adına yargı-
ya yaptırdığımız haksızhklan yarattığımız ada-
letsızlıklen saymış saymış, bunlara çareleroner-
mış ve soylemışızdır
Ama bunlann bınnın bıle azaldığını göreme-
mekteyız Yargı reformunu herkes ıstıyor, bu ul-
kede ıstemeyen tek bır yurttaş yok Oysa bıra-
kın yargı reformunu, yargı konusunda bır san-
tım ılen adım atmamamızı doğuran bu gızlı güç
nedır ve nereden kaynaklanmaktadır
9
Nereden
gelmektedır, bılmış anlamış değılız Bu ülkede
hukumetlenn, Mechsın, ulusal egemenlığın,
yurttaşın, kamuoyunun uzennde gûçler mı var
9
Demokrasılenn varlık nedenının yargı oldu-
ğu konusunda kımsenın kuşkusu olmaması ge-
rekır Yargı, adaletı, hakkı, eşıtlığı sağlayamaz-
sa devlet "cebernıt deviet" olmaktan kendısını
kurtarabılır mı
9
Devletın beylığını, yargı önle-
mıyor, önlemesı gerekmıyor mu
9
Yargı bu ıken.
bu değer ve onen taşırken bızım yargıyı sorun
yumağından kurtarmamız gerekmez mı9
Sozün kısasına gelelım 2000"lı vıllara bu ana-
yasayla ve bu yasalaria gıdenıeyız. Bızım kendı
kendımıze bız cumhunyetız, bız demokrat bır
ûlkeyız, bızım ülkemızde hukukun ûstunluğu
var dememız sadece sözde ve sloganda kalır
Kendı kendmıze "Bizim ülkemizdecumhuriyet
vantar, demokrası vardır, adalet bağunsızdîr"
demekle ış çözulmuş olmaz Neden zaman za-
man bağımsız mahkemelenmız var demek ge-
reksınımı duyanz
9
Mahkemelenmız bağımsız
ıse ona aynca bağımsız dememıze gerek var
mı
9
Yüce demekle, Meclısler yûce mı olur
9
Turkıye'de hukukun üstûnlüğü vardır deyınce Tur-
kıye'de hukuk ustun duruma gınyor mu
9
Tur-
kıye'de hızla demokratıkleşme paketı altında
toplanılan ve çok buyuk bır bolumu yargıya aıt
bulunan yasalar, yenıden baştan almıp yaratıl-
madıkça, yargı sorunlanndan kurtulamaz Yar-
gının duştuğû bunalım, rejım bunalırrunı da do-
ğurur
Barolar Buiığı'ne sunduğum bır raporda be-
luttığım konulardan bırkaçını buraya getırmek
ıstıyorum
tllenmızdekı adalet komısyonlannı, bağımsız
butçelen olan, etkın gorevlerle donatılmış du-
ruma sokmalıyız Bu komısyonlara gerektığın-
de barolardan seçeceklen avukatlarla yargı ve
savcı ekstkhğmı gıdermek görev ve yetkısı bı-
le venlebılmelıdır
Yargının pahalılığı, yülarca surmesı ve çok kar-
maşık hukuk ve yargılama usullen ıle karşı kar-
şıya kalınması önlenmelı, bunlar gıdenlmelı-
dır Yargmm ücrrtsizliği asıl ohnah ve kesınhk-
le basıtleştmlmelıdır \argının bölunmuşluğû
ve parçalanmışlığının yarattığı zarar ortadadır
Hızla yargı bırlığıne gıdılmelıdır Polısın yargı
dışında bırakılmasında, hukumetlenn ve sıyası-
lenn surdürduklen ısrar yargıya zarar vermek-
tedır
Cumhunyet savcılannın, devletın beylığıne
karşı seyırcı olmasına son venlmelıdır Kışıle-
nn tutuklanmasında ve tutukluluğun devamın-
da göstenlen ozen hıç de yureğımıze su serpıcı
durumda değıldır Hele hele haksız tutuklanan-
lara devletçe ödedığımız tazmınatlar utanç ve-
ncı düzeydedır Yargıç ve savcının kuramsal (te-
onk) duzeyde kalan sorumluluğu, ışlerlık düze-
yıne getırılmelıdır
Yargıda, barolarda, yargıç, savcı ve avukatlar
ûzennde yaşanan ve yaşatılan vesayet derhal
terk edılmelıdır Hukuk ve yargı reformlannda
buluşmak dıleğı ıle
Tartışılması Gerekir!..
Meriç VELtDEDEOĞLU
6
Eylul 1999 günü Sayın Yargı-
tay Başkanı'nın yenı yargı yı-
lının başlaması dolayısıyla yap-
tığı konuşmada, Tûrkıye ıçın ılen-
ye surduğu yenı laıklık modelı ıle ıl-
gılı tartışmalar sırasında dınde reform
konusunun da gundeme geleceğını
gosteren bır kıpırdanış vardı
Anımsanacağı gıbı Yargıtay Baş-
kanı laıklığın cumhunyetımızın "yo-
muşakkarnı" olduğunu, benzer du-
rumun laıklığı ornek aldığımız Fran-
sa ıçın de geçerlı olduğunu, Fransa'da
da konunun sıkıntı yarattığını, ço-
zumun kıta Avrupası dışındakı laık-
lık modelını benımsevıp "dfllerinçe-
şitliliğinı ve 124.000 pevgamben ka-
bul eden"(*) bır dının hıçbır toplu-
luğa duşman olamayacağını belırte-
rek, tankatlann onunu açmamız ge-
rektığını, dınsel cemaatlenn tam oz-
gurlüğunu tanıyan bır çoğulculuğa
laıklığın geçıt verdığını uzun uzan
anlatmıştı
Başka konulardakı duşunceleny-
le bırlıkte Yargıtay Başkanı'nın bu
goruşu de medyada tartışıldı, yeğ-
lememız gereküğı soylenen Anglı-
kan laıklığının reform geçırmış ve
"Kavser'in hakla Kav-ser'e, AOah'm
hakkı 411ah'a"djyenbırHrnstryan-
lığın yarattığı koşullarla sıkı sıkıya
bağlı olduğu vurgulanarak belırtılın-
ce, Yargıtay Başkanı da bu aynmı ka-
bul ettığını, dahası tslam dınının de
reform geçırmesı gerektığıne ınan-
dığını açıkladı
Bu gelışmelerden sonra reform
konusunun tartışılacağı ızlenımım
veren bır ortam oluştu Orneğrn 12
Eylul tarıhlı Hurnvet gazetesınde
Sayın Sedat Ergın, Muğla Unıver-
sıtesı Rektoru Prof E. R. Fığlah ıle
yaptığı soyleşıde konuya parmak
bastı Prof Fığlah, "dinselabuı" Ue
"dünyasal abm"ı bır arada goren ge-
leneksel şenat görûşunu değerlen-
dırerek Dunyasal alanı dûzenleyen
dınsel kokenlı kurallann yenne çağ-
daş hukuk yasalannın geçebıleceğı-
nı, boylece her ıkı alanın bırbınnden
aynlıp, dunyasal yaşamın çağın ge-
lışımı doğrultusunda yenıden bıçım-
lenebıleceğını belırttı Ardından Sa-
yın ServerTanilii,24 Eylül'de Cum-
hunyet gazetesmdekı İcoşesınde Is-
lamda reformu ele aldı Ulkemız
ıçın çok onemlı olan bu konu, daha
sonrakı gunlerde ıse -ızleyebıldığım
kadanyla- basmda yer alrnadı ve ka-
muoyunun dıkkatını çekmeden gün-
demden çıkıverdı
Oysa toplumun ılgısını çekecek
kertede bır tartışma ortamı gelıştı-
nlmesının tam zamanı ve yenydı, ko-
nunun tum boyutlanyla ıncelenme-
sı, ılgılı pek çok soruna 21 yuzyıl
bakış açısıyla bakma olanağı sağla-
yabılırdı
Öte yanda konuya 75 yıllık yakın
tanhırnız surecınde bakarsak. cum-
hunyeon ılanından sonra yaklaşık ılk
on yıl ıçınde yer alan dınde reform
ıle ılgılı goruşlenn, 1928 yılında ya-
yımlanan "Dinı Islah Beyannamesi''
ıle oldukça ılen aşamaya geldığını
goruruz Ankara Ilahıyat Fakultesı
çerçevesınde Prof Fuat Koprulü
başkanlığında, felsefe, dını felsefe,
dınsel hukuk, dın tanhı, toplumbı-
lım ve mantıkprofesorlennden olu-
şan bır komısyon. "Dini Islah Pro-
je veBevannamesi" adı altında, dın-
de yapılması ongorulen yenılenme-
len açıklayan bır bıldınyı 1928 yı-
lının hazıran ayında kamuoyuna
açıklamıştı
3 Mart 1924 tanhmde kabul edı-
len bır kararla dunyasal yaşam ala-
nını duzenleme görevı TBMM'ye ve
onun > apacağı laık yasalara bırakıl-
dığından, 1928 tanhh bır reform bıl-
dınsı daha çok dının tapınma bıçı-
mınde, yanı ıbadetın bıçımınde, gö-
runumunde, ıbadetın nıtelığınde,
ıbadetın dılınde ve ıbadetın duşün-
sel boyutunda yanı dını felsefede
koklu donuşumler onermıştı
Ornegın Kuran'm ve Islam dını-
nın ınsansal (humanıst) bır yakla-
şımla yorumlanmasını, toplumun
dıne değıl, dının topluma uyması ge-
rektığı görüşûnûn temel alınması-
nı, camılere sıralar konulmasını,
muzık aletlennın gırmesını ısteyen
yenı bır reform gorüşüdur bu
Bıldın yayımlandığı dönemde
geleneksel Islam tarafından ağırbır
eleştın gelmez, ama bıldınde yer
alan onenler de uygulanmaz Bu-
nun nedenı ûzenne daha sonralan
bırçok göruş ılen surülmuşse de
bunlardanyansıyan ortak kanı "Yo-
ğun hoşnutsuzluk belirtisi Ue za-
mansız veme\simsizoluş"tur Yı-
ne de bu reform bıldmsının ardın-
dan kımı değışımlenn uygulandı-
ğınıgorûyoruz Hutbelenn Turkçe
ohnası, Arap v e Fars dıllenyle eğı-
tıme son venlmesı, ezanın Turkçe
okunması, 1932 yılında Kuran'm
Turkçeleştınlerek Suleymanıye Ca-
mısı nde okunması gıbı
Aynca devletın Batı felsefesıne
ağırlık kazandıran bır eğıtıme geç-
mesı, tslamıyetle başlatılıp sınır-
landmlan dını tanh anlayışı yenne,
yenı bır tanh anlayışına yönelıp bu
alanda çalışmalar yaparak, bır ba-
kıma bu yolla, dını ıdeolojı ıle he-
saplaşmaya gırmesı de (**) bıldı-
ndekı atılımın bır yansıması olarak
algılanabılır
Goruluyor kı, devletın tavn dını
onemlı olçude kontrol altında tutup
çevresını daraltmak, ama dın kuru-
muna herhangı bır mudahalede bu-
lunmadan laık yönetım anlayışını
surdunnektır
1950'lı yıllara gelındığınde, duıı
araç olarak kullanan bır partının ık-
tıdar olduğu bu dönemde. dın re-
formundan elbette soz edılemezdı
7O'lı 8O'lı yıllarda, ılkın ulkemız-
de ardından dunyada uç veren kok-
tendıncılığın yoğunlaşıp yayılması
üzerıne, konu "dinde reform
yapılamaz" gorüşüne ındırgenmış,
9O'lı yıllarda ıse reform sozcuğu
yenne "dinde yenıden vapılanma"
kavramı geçınlmıştır Ama 2000
yılına gırerken gelınen nokta bam-
başkadır
Benzerdurum bıraynmla 9 ve 10
yûzyıllardakı Islamda da görulmüş-
tur fka, üç yûzyıl boyunca, dınsel
alanı dûzenleyen dogmalar, açıkçası
doğrudan doğruya ınanca aıt dog-
malar, bır bır ele alınıp akıl süz-
gecınden geçınlmış, akJın geçıt ver-
medıklen yadsınmıştı, dunyasal
alana aıt olanlara ıse dokunulmamış-
tı Oysa şımdı ongorulen durum tam
bunun aksınedır, ınancın ve ıbadetın
kurallanna aıt herhangı bır duzen-
leme soz konusu olmayıp, ele alınan
dunyasal yaşam kurallannın çağdaş
hukukça yenıden bıçımlendırıl-
mesıdır
Konunun laıklık ılkesıyle bırlık-
te gundeme getınlmesı, yanıt aranan
pek çok soruna açıklık getırebılır-
dı
PENCERE
Fakir.• ••
Eskı edebıyatlarda soylulann yaşamlan anlatı-
lır, krallar, prensesler, prenslenn seruvenlen ılgı
çekıcıdır
Ya kolenınkı?
Kole, uzun bır sureçte once 'serf'e, sonra koy-
lüye donuştu
Ancak bu 'kaba saba kışı'vnn ıncelıklı bır yaşa-
mı var mıydı kı edebıyatı olsun?
Anadolu'da bınlerce yıldan ben kış uykusuna ya-
tan koyluyu kım yazacaktı?.
Mustafa Kemal:
"- Köylü" demıştı, "efendımızdır "
1923'te ulke tepeden tırnağa koylu donanımın-
daydı, kentlerde ne sanayı burjuvası vardı, ne de
fabnka proletaryası
Koylu, toprak ıle gok arasında çaresız, uyandı-
nlmayı beklıyordu
•
Bınlerce yıldan ben kış uykusuna yatan köylu-
yu kım, nasıl uyandıracaktı'?
VaroJan bılınmıyorsa, keşfedılebılır; olmayan, an-
cak ıcat edılebılır
Eğıtımde yenı bır şey ıcat edıldı
Köy Enstttüleni
Koylu yaparken oğrenecek, uretırken eğıtımını
surdurecektı
'Işte eğıtım, eğrtımde 'iş'
Alınterı'
Fabrıkasız bır ülkede çağ atlamanın tek ve en
kısayolu eğıtım seferberlığıydı, 'Aydınlanma Dev-
nmı' boylece gerçekleştığınde, demokrasının alt-
yapısını oluşturan ınsan 'kulluktan' kurtulacak,
'yurttaş' kımlığını kazanıp 'bırey'e donuşecekt.
•
Fakir Baykurt Koy Enstrtulen'nın urunudur, adı-
nı edebıyat tanhımıze bu kımlığryle yazdı, yalnız
bır yazar değıldı, ıster ıstemez eylem adamlığını
da benımsedı
öğretmendı
'1923 Aydınlanma Devnmı' oğretmenlenn omuz-
lannda yukselecektı
Sınıfsal kavganın tam ortasına duştu Baykurt,
çok partılı rejımle bırlıkte sıyasal ıktıdarı ele geçı-
ren 'toprak ağası, aşıret reısı' ve 'taşra mutegal-
lıbesı'ne gore en buyuk duşman oğretmenlerdı.
Duşman
1
.
Somurulmesı, ezılmesı, surulmesı, yok edılme-
sı gereken duşman
1
Avrupa'da yazarlann duşman sayıkjığı, hapse-
dılıp surulduğu donemler geçmış yuzyıllarda kal-
mış, tanhe gomulmuştu
Ya Turkıye'de'
Olayın belkı en ozel ve çarpıcı yanı budur Tur-
kıye'de yazariar, çok partılı rejımde duşman ılan
edıldıler; demokrası adına yapıldı bu ış
•
Baykurt, Köy Enstrtulen'nın yetıştırdığı değerlı
arkadaşJanyia bırlıkte köy dunyasını ve ınsanını sa-
natın merceğınden suzerek edebıyatımıza kazan-
dırmış bır yazardır, ama, bu çabasını tum yaşa-
mında pahalıya odedı
Anadolu bozkınnda yetışmış Baykurt'un yurtdı-
şında yaşamak zorunda kaknası ne adı..
L
Ama daha acı bır gerçek var '
r
Çok partılı rejımde Köy Enstrtuten'nin köküne Mb-
nt suyu ekılmeseydı, Turkıye bugun kışı başına uç
yıllık eğıtım gormuş bır toplum olmayacaktı, oğ-
retımın suzgecınden geçmış çağdaş bırtoplum ola-
rak demokrasıye tam açılımı gerçekleştırecektı
Fakır'ın yaşamı, bu tanhsel seruvenın gerçek
romanında anlam kazanıyor
(*) Ayn ayrı dıllen var eden Is-
lam değıl bunu ınananlarını
cezalandırmak ıçın ortaya koyan
Musevılıktır Bakınız Tevrat Tekvın
11
(**) Sahh Ural Saçak Sayı 33
BURHANİYEİCRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
GAYRtMENKULÜN AÇIK ARTIRMA
İLANI
DosyaNo 1995/1725 E
Satılmasına karar venlen gaynmenkulun cınsı, kıvmen,
adedı, evsafı
Burhamye ılçesı Pehtköyü lçmeler mevkıınde kaın 5107
parselde kayıth 150/3450 arsa payb A blok, 6 nolu dubieks
bına, pencerelen ve kapılan ahşap, pencerelerde panjur mev-
cut olup ıç kısımda döşeme ve sıvalar yoktur fCaba ınşaat
durumunda, gınşte bır mutfak. salon tuvalet mevcut olup, 1
kat 2 oda, banyo, çan katında terastan oluşmaktadır Denızı
görûr durumdakı mesken 2 000 000 000 -TL muhammen
bedelle sablacaktır
Saüşşarttan:
1- Saüş, 01 12 1999 günü saat 10 40'dan 10 50'ye kadar
Burhamye Icra Müdürlüğü'nde açık arttırma suretıyle yapı-
lacaktır Bu artnrmada tahmın edilen kıymetın yüzde 75'ını
ve rüçhanh alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış
masraflarmı gectnek şartı ıle ıhale olunur Böyle bır bedelle
alıcı çıkmazsa, en çok artnranm taahhüdü bakı kalmak şar-
üyla 10 12 1999 Cuma gûnu saat 10 40-10 50'de ıkıncı art-
ttrraaya çıkanlacaktır Bu arttırrnada da bu mıktar elde edüe-
memışse gaynmenkul en çok artüranın taahhüdü saklı kal-
mak uzere arttırma ılanında göstenlen muddet sonunda en
çok artnrana ıhale edılecektır Şu kadar kı arttırma bedelının
malın tahmın edilen kıymetının yuzde 40'ını bulması ve sa-
üş ısteyenın alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından
fazla olması ve bundan başka parava çevırme ve pavlaştırma
masraflarmı gecmesı lazımdır Boyle fazla bedelle alıcı çık-
mazsa satış talebı düşecektır
2- Artnrmaya ışürak edeceklerm, tahmın edilen kıymetın
yüzde 20'sı mspetmde pey akçesı veya bu mıktar kadar mılh
bır bankamn temuıat mektubunu vermelen lazımdır Satış,
peşm para ıledır, alıcı ıstedığrnde 20 gunü geçmemek üzere
mehıl venlebılır Tellahye resmı ıhale pulu, tapu harç ve
masraflan alıcıya aıttır Bınkmış vergıler satış bedelmden
odenır (Tapu harcının 1/2'sı alıcıya, 1/2'sı satış bedelmden
ödenecektır)
3- Ipotek sahıbı alacaklılarla dığer ılgılüenn (*) bu gavn-
menkul üzermdefa haklannı hususıyle faız ve masrafa daır
olan ıddıalannı dayanağı belgelen ıle on beş gun ıçınde da-
rremıze bıkürmelen lazımdır Aksı takdırde haklan tapu sıcı-
lı ıle sabıt olmadıkça pa> laşmadan hanç bırakılacakJardır
4- Ihaleye kanhp daha sonra ıhale bedelım vanrmamak su-
renyle ıhalemn feshme sebep olan tum alıcılar ve kefıllen,
teklıf ethklen bedel ıle son ıhale bedelı arasmdakı farktan ve
dığer zararlardan ve aynca yüzde 50 temerrüt faızınden mü-
teselsılen mesul olacaklardn thale farkı ve temerrüt faızı ay
nca hûkme hacet kalmaksızm daıremızce tahsıl olunacak, bu
fark, varsa öncelıkle temınat bedehnden yannlacaktır
ÖK nın 133 md. tatbık olunur
5- Şartname, ılan tanhınden ıtıbaren herkesın görebılmesı
ıçın daırede açık olup masrafi \ enldığı takdırde ısteven alıcı-
ya bır ömeğı göndenlebılır
6- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyı görmuş ve mündere-
catını kabul etmış sayılacaklan başkaca bılgı almak ısteyen-
lenn 1995/1725 E sayıh dosya numarasıyla mudûrlüğümü-
ze başvurmalan ılan olunur
(*) tlgılıler tabınne ırtıfak hakkı sahıplen de dahıldır
Basm 47899