22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyettmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 6 Genel Yayın Koordınatorû. Hikmet Çetinka\a • Yazıışlen Müdüru tbrahim \ ıldız 9 Sonımlu Müdür Kikret İlkiz 9 Haber Merttea Müdıırü. Hakan Kara 9 Gör- sel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberier Şinasi Danışoğlu • tstıhbaral Cengiz Yridınm A Ekonomı Mehmel Saraç # Kültur Handan Şenköken 9 Spor Abdülkadir Yücehnan 9 Makaleier Sami Karaören 9 Duzetane Abdullah Yazm9 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 9Bı!gı-Be\ge Edibe Buğra 9 Yurt ?!abcricn Mehmet Faraf YayınK.unilu İlh»nSdçuk(Başkan). Orhan Erinç. OkUy Kurtböke. HikmetÇetinkaya, Şûkran Soaer, LrgunBatcLUiiK Ta\ıu>^ İbrahim t ıklız, Orhan Bursalı. Mustafa Balb». Hakan Kara. AnkaraTemsilcisı. Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No. 125. Kat:4, Bakanhklar-Ankara Tel- 4195020 (7 hat), Faks 4195027 •lzmırTemsılcısi SerdarKınk,H Zıya Bh 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 4419117 %Adana Temsılcisı Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119 S No: 1 Kat: 1, Tel-363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Müdünı î stifn Akmen 0 K.oordmatör Ahmet Konılsan # Muteshe Bâknt Yener»tdare Hüseyin Günr • tşletme Önder Çdîk • Bılgı- tşlem Nail tnal • Bılgısavas Sıstem Mîbüvet Çîler»Saus MEDYA C: • Yöneum Kumlu Başkam - Genel Mudür Gilbi* Erduran # Koordınator Reha Işıtman A Genel Mudur Yardancısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 YayıraUyan ve Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Ba&ın \e Yayıneılık A $ Türtocagı Cad 39141 Cagaloğlu 34334 tst PK. 246 tstanbul fel |O,212I 512 05 05 (20 hal) Faks (0 212)513 85 95 8ŞUBAT1998 lmsak: 5.33 Güneş: 7.01 Öğle: 12.25 ikindi: 15.09 Akşam. 17.36 Yatsı: 18.58 sigarayı btrakın' • İSTANBL L (ANKA) - 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Giinü olarak kutlanıyor. Sigara içme yaşımn 1 l'e düştüğü ve günde 3 bin çocuğun sigarayla tamştığı dünyada 1 milyar 200 bin insan sigara kullanıyor. Sigarayla Savaşanlar Vakfi Başkanı UbeydKorbey'in açıklamasına göre, sigarayı bırakmanın yeni yöntemlennden ilkini grup terapısi oluşturuyor. Sigarayla Savaşanlar Vakfı'nın organıze ettiği ve Uzman Psikolog Ali Rıza Tanaltay tarafindan gerçekleştirilen 20 kişilik grup terapisi 6 seans sürûyor. Kültür Bakanlığı Kütüphanesi • A\K\RA (AA) - lsmail Kahraman tarafından "yeterli sayıda üyesi bulunmadığı" gerekçesiyle kapatılan Kültür Bakanlığı Kütüphanesi, yeniden açılıyor. Atatürk Kütüphanesi adı verilen kütüphaneden, Bakanlık çahşanlannın yanı sıra vatandaşlar ve öğrenciler de yararlanabilecek. Kütüphane, 10 Şubat'ta açılacak. Acıbadem SOYAK Polikliniği H Istanbul Haber Servisi - Acıbadem SOYAK Poliklinigi hizmete girdi. Üç katlı müstakil binada hizmete gıren polikliniğm en son teşhıs cihazlanyla donatıldığı ve her uzmatüık dalında hızmet verdiği behnıldı. yaygın • İstanbul Haber Servisi - Istanbul Diş Hekimleri Odası Başkanı Ali Uçansu, Türkiye'de toplumun yüzde 80'inde dışeti hastalığı görüldüğünü belirterek hastahğın tedavi edilmemesi durumunda sağlam dişlerin de kaybedilebileceğini söyledi. Tanm sektöründe çalışanlar sanayiye kaydı, en yüksek artış Trakya'da, Karadeniz'in nüfüsu azaldı Türkiyenüfustı babyagöçtü• Genel Nüfus Tesbiti'nin kesin somıçlanna göre 1990'da 56 milyon 473 bin 35 olan Tûrkiye nüfusu, 1997'de 62 milyon 61 bin 252'ye ulaştı. 1990'da binde 21.71 olan nüfiıs artış hızı 1997'de binde 14.74'e geriledi. Nüfusun yaklaşık yüzde 60'ı Marmara, Ege, Akdeniz kıyılan üe Batı Anadolu ve Trakya'da yaşıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Genel Nüfus Tespiti'nin kesin sonuç- lanna göre, 62 milyon 61 bin 252 ki- şi olan Türkiye nüfusu köylerden kent- lere göç etti. Tanm sektöründe çahşan- lann büyük bölümünün sanayi sektö- rüne kaydığı belirlendi. Nüfusun ya- nsından fazlasuım (yüzde 59.81) Mar- mara, Ege, Akdeniz kıyılan ile Batı Anadolu ve Trakya'da yaşadığı orta- ya çıktı. Devlet Bakanı Mehmet Ba- tallı, yanılma paylan ve nüfus tespiti- ni ızleyen günlerde çeşitli merkezler- den gelen eksik yazım şikâyetlerini kayda değerbulmadı. Devlet Istatistik Enstirüsü'nden (DİE) sonımluDevlet Bakanı Mehmet Batalh, 1990 yılındaki oranlarla kar- şılaştınldığmda nüfusun köylerden kentlere göç ettiğinin ortaya çıktığını söyledi. Batalh, tanm sektöründe ça- hşanlann oranlanrun düştüğünü ve bu oramn sanayiye kaydığınıbelirtti. Mü- kerrer ya da eksik yazım olduğu yö- nünde şikâyet gelen yerlerde yeniden tespit için çalışmalaryapıldığını kay- deden Batalh, kayda değer yanılma paylanna rastlanmadığı için bundan vazgeçildiğinı söyledi. Batalh, bu şi- kâyetlerle ilgih olarak 33 bin 152 ki- şinin nüfusa eklendiğini, hayali ve mü- kerrer yazıldığı belirlenen 29 bin 57 nüfusun da düşüldügünü anlattı. Artiş hta düştü Sonuçlara göre, 1990'da 56 milyon 473 bin 35 olan Türkiye nüfusu, 6 mil- yon 137bin217kişiarttı. 1990'da yıl- lık binde 21.71 oranmda gerçekleşen nüfus artış hızı, binde 6.97 oranmda azalarak, binde 14.74 oldu. Trakya Bölgesi yıllık binde 26.81 ile nüfusun en hızlı artış gösterdi|i bölge olurkea, Karadeniz Bölgesi'nde nüfus azaldı. Karadeniz Bölgesi'nde nüfus artış hı- zı eksi 0.87 olarak belirlendi. Gerek, 1990 yılında en iiiksek nüfus artışı- nın gerçekleştigi Güneydoğu Anado- lu Bölgesi'nin bu yıl Trakya Bölge- si'nden daha az artış göstermesi, ge- rekse tanm sektöründe çahşanlann oranlannın düşmesi, nüfusun sanayi böigelerine kaydığmı ortaya koydu. 111er bazında, 1990 sayımında 14 ilin nüfusu 1 milyonu aşarken, son tespite göre 17 il bu rakamın üstüne çıktı. Antalya. binde 32.31 ile bundan önceki yıllara oranla en yüksek nüfus artış hızmı kaydetti. 25 ilde, nüfusun göç nedeniyle azaldığı ortaya çıktı. Gençnûfüs Yaş grubuna göre dağıhm da, Tür- kiye nüfusunun büyük çoğunluğunu gençlerin oluşturduğunu belirledi. 0-17 yaş arası nüfus 20 milyon 227 bin 372 olarak saptandı. 18 yaşın üzerin- de 36 milyon 640 bin 495 nüfus bu- lunufken, 5 milyon 742 bin 385 kişi- nin yaş grubu belirtilmedi. En genç il ise İstanbul. İstanbul'da 18 yaş altı nüfus 2 milyon 843 bin 760, Ankara'da 1 milyon 113 bin 158, tzmir'de 887 bin 141 oldu. 18 yaş üs- tü nüfus Istanbul'da 5 milyon 943 bin 254, Ankara'da 2 milyon 382 bin 31, Izmir'de de 2 milyon 68 bin 565 ola- rak belirlendi. Genel nüfus tespiti için Maliye Ba- kanhğı'ndan verilen 13 trilyon 446 milyar 197 milyon liralık ödeneğîn 7 trilyon 99 milyar 290 milyon lirası harcandı. 1997 belirlemelerine göre Türkiye'nin en kalabahk 10 ili şöyle sıralandı: İstanbul: 9.061.096, Anka- ra: 3.627.098, tzmir: 3.076.928, Kon- ya: 1.937.814, Bursa: 1 ,%5.990, Ada- na: 1.693.332, tçel: 1.513. 956, An- talya-. 1.419.551, Şanhurfa: 1.313.076, Diyarbakır: 1.280.201. Denizaslanlan El Nino kurbanı El Nino denizaslanlanru zor durumda bıraktL Bozulan iklim dengesi deniz hay\ anlannın yaşam koşuHannı da etkiledi. Iknizaslanlan balık bulmak için arbk daha uzun mesafekre yüzmek zonında kalıyorlar. Yetişkinlerin hızına ayak uyduramavan yavnı deni/aslanları ise geride kabyor. Bu va\ rulardan yüzlercesi Şili 1 nin pasifik kryılannda karava çıkb. Başkent Santiago'nun 180 kilometre kuzeybabsmdaki Papudo'ya gelen yavnı denizaslanlan açuktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. ( REUTERS) İLK KENTLEŞME ÖRNEĞt Oylumhöyük'e dünya desteği AHMET BARUTÇ13 KİLtS - Yeryüzünde ılk gercek kentyerleşımininoluş- ruğu belirtilen Oylumhöyük, dünyada koruma altınaalınan ilk 30 tarihsel değer arasına girdi. M.Ö. 10 bin yıhnın orta- lannda iskâna açılan ve ilk yeTİeşim birimi olduğu be- İirlenen Oylumhöyük'ün bu konuda rakipsiz ve önemi dünyada bilinen bir merkez oldugunu söyleyen Hacette- pe Universitesi Arkeoloji Anabilim Dah Başkanı Prof. Dr. Engbn Ozgen, önümüz- dekiyaz sürdürülecek kazı- larla Oylumhöyük'te insanın geçmişmin daha çok aydın- lığa kavuşturulabileceğini söyledi. Özgen, kazılara yurt dışmdan üç üniversitenin des- tek vereceğinı kaydetti. Oylumhöyük"ün sahip ol- duğu ilklerden dolayı koru- ma altına alındığına dikkat çeken Prof.Dr. Engin Özgen şöyle konuştu: "Dünyada 10 bin nüfusa sahip ilk kent ol- duğu belirlenen Oylumhö- yük. avncadünyanınilk tica- ret merkc/i olmuş. Yine ilk hayvan evcilleştirilniesi bu- rada vaptlmış.Mühürle müt khet kavramının gerçekteşti- rildtği ilk >erleşün birimi oi- ma gibi birçok özelliği ve ilk- leri bulunan Oylumhöyük koruma altına ahnmışve dün- yada 30. sıra\ı almıştır. Onun bu değerleri taşıması nede- niylekazdan 12 vıkhr arahk- sız surdürüyoruz." Kültür Bakanlığı 'nın kat- kılanyla Oylumhöyük'te bir de kazı evi yaptıklannı kay- deden Özgen konuşmasını şöyle tamamladı: "Höyük- ten çtkan eserkrin bir bölü- münü burada koruyacağız. Elde etüğimiz bulguiann bir böfömü şuandaABD'nmCa- lifornia ve Almanya'nın He- idetbergüniversitelerinde in- celeniyor. Çalışmalanmızm sonuçlannı aüyoruz." SAK USTUNDE MÜJDATGEZEN %l Çocuklar için Tatil sürüyor. lyi gidiyor mu arkadaştar? Bence bir iki kitap okuyun, ama ders kitabı olmasın. Sonra okul açıldığında o okuduklannızı birbirinize anlatırsınız. Size bu hafta bir mınık şiir gönderiyoaım: Adı, TOPRAK. Yollanmız ya taştan, ya da asfalrtan olmuş Ne koşacak bir arsa, ne de bir bahçe kalmış Kent denilen bu yerde, ne bir çıçek ne yaprak yetişrnez oldu artık, sana hasretim toprak. Pazarlık ve duvarlık sözler TANRI HERKESİ KENDİNDEN KORUSUN. BİR DE DOST GİBİ GÖRÜNENLERDEN... Maske Bu yaştan sonra maske takıp da yazı yazamam. Sözüm de özüm gibi olmaiı. Zaten bu hep böyle oldu. Zarannı görmedim mi? Gördüm. Ama daima yararı, zaranndan az oldu. Aziz Ağabey'in dediği gibi dilime geleni degil, aklıma geleni yazıyorum. Süzgeçten geçirip, eleştirerek kendimi. Bu nedenle yazılarımın beğenildiğini görüyorum. UM Ağabey'in cenazesinde Refik Erduran'ı gördüm. Bana: "Sen aktör olacağına yazar olmalıymışsın" dedi. Oyunculuğumu mu yerrji, yazariığımı mı övdü anlayamadım ama, Refik Ağabey o kadar eski dost ki, ta, babalanmıza dayanan bir dostluk bu, o nedenle ikısini de övmüş olabilir ancak. Bu hafta "TEK BAYRAK OLSA" adlı bir yazı yazmak istiyordum, olmadı. Yerim dar. Masmavi bir kumaş, üzerinde yüzlerce yıldız. Her biri, en küçük bir ada ülkesinden Çin'e kadar tüm dünya ülkelerini simgeliyor, dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin, bu bayrak dalgalanıyor. Çünkü ülke ve sınır diye bir şey yok. Herkes öğrenmiş aynı dili konuşuyor. En pratik biçimde ingilizce olabilir bu. Ne Amerika Irak'ı tehdit ediyor, ne Türkiye ile Yunanistan birbirlerini. Ne zenci var, ne sarı ırk, ne Alevi, ne Sünni. Katolik, Protestan falan dayok. Herkes birbiriyle dost, kardeş... Üstelik ülkenin adı Ütopya da degil. Ne olur yani böyle olsa? Silah yatmmcıları çok şey mi kaybederler? Başka bir sanayi koluna yattnm yapariar, olur biter. Kapitalizm çok mu dertlenir böyle olsa? Böyle bir yazı yazmak isterdim, ama yerim dar... MEKTUPLARINIZIZİVERBEY DURAĞI - KADIKÖY - İSTANBUL ADRESİNE YAZABİÜRSİNİZ. Ayfer Atay'ın mektubu Beşiktaş Belediye Başkanı Sayın Ayfer Atay'dan bir mektup aldım. Aynen yayımlıyorum: Sayın Müjdat Gezen önceükte sevgi ve selamlanmı itetıyorum. Sonra da sizin gibi bir degerli dostumuzun bizleri yanlış değerlendırmesı endişesini taşıyarak, bir bılgi eksıklığıni gidermek istiyorum. 11.01.1998 günü yayımlanan Cumhuriyet gazetesindeki sütununuzdaki "Sen/ güldürenler" başlıklı yazıda bizi hedef almayan, ama yine de özellikle sizın bilmenizi istedigim, Akatlar Kültür Merkezi'ne ilişkin konuya açıklık getırmek ihtiyacını duydum. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi inşaatında ve iç donanımında MESA fırmasının yapımcı olmasından öte hiçbir ilişkisi yoktur. Arsamız Emlak Kredi Bankasfndan alınmıştır. Nasıl alındığını da size bir uygun zamanda anlatmak isterim. Arsamız 16.10.1994 tarihli Sabah gazetesinde yayımladığımız ilanla kat karşılığı ihale edilmiştir. Ihale, arsamızın hemen yanındakı Sarı Konaklar diye bilinen sitenin yapımını daha öoce üstlenen MESA firması yenı bir şantıye açmak ihtiyacı duymadığı için, ihaleye katılan 8 firma içinde en uygun şartlan öne sürerek inşaatı yüklenmıştır. Şimdı bu yapının %66'sı Beşiktaş Belediyesi'nin, %34'ü MESA'nmdır. Yani inşaatın yapım bedelı şu anda MESA şırketine ait olan % 34'ün içindedir. Bölgeye bir küttür merkezi inşa etmek, aslında MESA'nın belediyemize degil ama, MESA'nın yüksek fıyatlarta sattığı daire sahiplerine dolayısıyla da MESA'ya hediye olmuştur. Aslında şehrin gelişmesi ile oluşan arsa rantlannın hiç olmazsa bir bölümünün toplum yaranna geri dönmesi gerekir. Bu yasal olarak sağlanmalıdır. Yani o kültür merkezi gerçekten hediye edilmelıdır. Bu belkı bazı betediyelerde yapılmaya çalışılıyor. Ancak sizin de yazmızda esas olarak vurgulamaya çalıştığınız gibi, bunun faturası bir gün mutlaka çıkanlmaya çalışılıyor. Beşiktaş'ta biz bu çukura KDV hariç Bu ne demek acaba? Bazı dükkânlara giriyorsunuz, malı alıp parasını tam ödeyecekken "ya/n/z, KDV hariç efendim" diyotiar. Böyle bir laf var mı? Satılan tüm malların KDV'sı içinde degil mı? Astron Biigt Işlem adlı finmadan bir bilgisayar alarak ınternete bağlandık. Aracı arkadaşımız aletin fıyatını söyledi biz de pekı dedik. Tam parayı ödeyecegiz "KDV hariç" dediler. Neden hanç? Ben bir tane mal alıyorum. Toptan almıyorum ki. Firma sahibi Lütfi Bey: "Madem size böyie söylenmiş KDV dahil olarak ödey/n" dedi. Ama buna bir formül bulmak gerekiyor. Herhangi bir maldan bir tane alıyorum. KDV dahil mı, hariç mi nereden bilecegtz? Yoksa esnaf bizı saf görüp uyutuyor mu? düşmemeye çalışıyoruz. Arsamızı iyi bir mal sahibi gibi pazarladık. Şımdi içinde sizin de elleriniz, emeğiniz bulunan binamız hizmet vermeye çalışıyor. Sadece bunu bilmenizi istedim. Bu vesileyle bayramınızı kutluyor sağlık, esenlik ve başan dolu günler diliyorum. Saygı ve sevgilerimle Ayfer Atay Beşiktaş Belediye Başkanı Sevgili Ayfer Ağabey... Koskoca istanbul şehrinde topu topu üç tane kalmış demokrat belediyeye gözümüz gibi bakıyoruz. Burada amacımız güzelim Beşiktaş Belediyesi'ni karalamak değil. Bunu siz de biliyorsunuz. Bana yanrt vermesi gereken yer, MESA. Size başarılar diliyorum, bu vesıle ile de MESA'nın bir yaptığını daha anlatarak MESA dosyasını kapatıyorunr. Aksoy Grubu ile ortaklaşa yaptığı Capitol Eğlence ve Alışvenş Merkezi'ne gençier ve çocuklar için bir tiyatro, bir kitaplık ve görmezler için 200 kasetlik bir kitaplık yapıldı. Anlaşmaya göre buralar yüzde ıle çalıştınlacaktı. Bir süre sonra bu adamlar kıtaplığı ve tiyatroyu kapatmak ıçın baskı yapmaya başladılar. Çünkü istedikleri parayı kazanamıyorlardı. Sonunda tiyatro, kitaplık ve görmezler ıçın yapılan kitaplık kapatıldı, orası şımdi market. Bu gibiler para ıçin her şeyı yaparlar. Ev de hediye ederler, salon da, daha başka şeyler de. Eğer para gelmıyorsa, tiyatro da kapatırtar, kitaplık da. Bilmem anlatabıliyor muyum?.. O benim çok sevdiğim bir dost ağa- beyimdi. O zamanlar Türkiye'de karton film yapmak bir olaydı. Kimse nasıl ya- pıldığını bile doğru dürüst bilmiyordu. Oğuz Aral, Tekin, Eflatun Nuri, Yalçın Çetin bir şirket kurmuşlardı. Diğer tarafta da Ali UM, Tonguç Yaşar ve bir iki karika- tür ustası daha (şimdi adlannı anım- sayamadım) Kare Reklam't çalışün- yorlardı. Kimsenin bilmed'ıği bir işt, bu insanlar kendi kendilerine öğrenmiş- ter ve sinema reklamlannda oldukça iyi işler üretirdurumagelmtşlerdi. Fer- nıh Doğan da sinemalara dağıtım iş- Serini gerçekleştiriyordu ve çiziyordu. Ul- viAğabey'i, işteo 60' lı yıllarda tanıdım. Dost olduk. Onu çok severdtm. Şakalan, esprileri bit- . mek bilmezdi. Kandemir Konduk'a kendi anlattığı bir anısından, onu bir kez daha anmak istedim: "Y//- \ar önce Istanbul'a bir buz revüsö golmiş. Biz de gi- Portre dip iztemek istiyoruz. Ama gazetede işleri- miz bitmemiş. Saat dokuza çeyrek var, buz revüsü ise dokuzda başlıyor. 'Ulvi sen bir şeyleryaparsın' demeye başladı arkadaşlar. Açtım tetefonu görevli komiseri istedim: - Alo, ben başbakanm yaveriyim, be- yefendi şu anda toplantıdalar, çtkınca buz revüsünü şereflendirecekter, sa- kın başbakan gelmeden başlamayın dedim. Dokuz buçuk civannda buz revü- süne yetiştik. Geçtik oturduk yerimi- ze, iyi de program birtüriü başlamıyor. - Tabii başiamaz adamlar senin yü- zünden başbakanı bekliyorlar, dedi biri. Kalktım yerimden komiseri buldum: - Ben başbakanm yaverinin yegeniyim, sizi defalarcaaramışlartelefonu düşürememişler, toplan- tı uzamtş, başlasınlar, diyor." Seni hep tatlı anacağım Ulvi Ağabey. Pazarın fıkrası Bebek bekleyen anne küçük oğluna sormuş: - Yakında bir kardeşin olacak, onun sanşın mı olmasını istersin, esmer mi? Oğlan yanıt vermiş: - Zenci olmasını isterim. - Neden? - Babamın ne hale geleceğini gönmek için. TRT Bu kurum adam olmayacak. Bu nedenle de itin kuyruğu gibi ne uzayıp, ne kısalacak. Bu ülkede televizyonla uğraşanlann hemen tümü televizyonculuğu TRT'de öğrendi. Ben de ilk kez ekranla orada tanıştim. Cebimızden harcar parodiler çekerdik... Geçenlerde bir program için davet aldım. Gittim. Önüme bir kâğıt uzartılar. Ikı kişi programa konuk olarak katılıyorduk. Biri ben, biri de ses sanatçısı, Safıye Soyman. Kâğıdı imzalarken bir şey ilişti gözüme. Benim adımın karşılığında 'Konuk - 3.5 mityon', Safıye Soyman'ın adının karşısında ise 'Sanatçh solist 15 milyon' yazıyor. Programa iki kişi katılıyoruz. Genç şarkıcıya böyle bir değer biçmişler, bana da böyle. Nedenini sordum. "O sanatçı" dediler. Paltomu aldım, ayağa kalktım: "Siz adam olmadıkça, beni bir daha çağırmayın, kimin sanatçı, kimin değil olduğunu hangi geri zekâlı tespit ediyor" dedim. Oradakilerin tabii bunda bir suçlan yok. Bürokrasi böyleymiş. Utan bu memleket zaten bürokrasiden battı, bir de bizi mi batırmaya çalışıyorsunuz? Ne Genet Müdür Yücel'in, ne yardımcısı Sevgili Bülent'in iyi niyetleri de bu kurumu düzeltmeye yetmeyecek, çünkü balık çoktan kokmuş. Yıllar önce kel bir genel müdürleri vardı, beni beş yıl cezalandırmıştı. Şimdi ben de TRT'ye bir ceza kestim. Adam olduklannı görünceye dek çıkmayacağım ekranlanna... AZİZ NESİN İLKÖĞRETİM OKULU: Bu hafta elime bağış duyurusu geçmedi demek, bağışlar durdu demek olmasın. Siz ne yapın yapın, birim hiç önemli değil, VAKIFBANK- ÇATALCA- İSTANBUL'a bağışlannızı gönderin. Okulda bir tuğlanız bulunsa ne güzel oimaz mı? Boşuna uğraşıyoruz gizlemek için / Bir zaman gizlesek de / Gün getir gizlenemez / Açık gözlerime bakarlar o gün Gözbebeklerimde tanırtar seni. 1984 İSTANBUL Beni güldürenler )aba Hakkı 3eşiktaş'ın en ünlü futbolculanndandı. Ben kendisini tanıdım. Son derece kişilikli bir adamdı. Yaşlı sayılacak çağlanna dek futbol oynadığından akranlanna oranla ihtiyar futbolcu idi. Otoriter tavn ve davranışlan sahaya da yansırmış. Bu bölümünü ben anımsamam, babamdan dinlemiştim. O denli sözünü geçirirmiş ki sahada, bir gün bir maça kazakla çıkmış. Herkes Beşiktaş forması ve karşı takımın formasını giyerken Baba Hakkı kazakla oynuyor. Kimse sormamış, soramamış. Bir ara Hakkı'nın sertliğini falan hiç bilmeyen biri: "Neden kazakla oynuyorsun" diye ağzından kaçınvermiş. Baba Hakkı da gayet sert biçimde: "Görmüyor musun ulan, hava ne kadar soğuk" diyerek gayet mantıklı bir biçimde yanıtlamış adamı. Ben bu olayı belgeleri ile de görünce çok gülmüştüm. Düşünün, bir futbolcu forma yerine kazakla çıkıp oynayabiliyor. Ama o Baba Hakkı. KISA... KISA... •Tayfun Talipoğlu'nun "Benim Yolum" adlı kitabını okudum, çok beğendim. Size de öneririm, beğeneceksiniz. Bir devre ışık tutuyor. • Yazar Tuncer Cücenoğlu Günaydın gazetesinde sanat yazılanna başladı. Sabahattin Ali için güzel bir kampanya başlatmış, destekliyoruz. • Şanar Yurdatapan'dan gene fakslar aldım. Ama geçen gün on aya mahkûm olduğunu öğrenerek şaşırdım. • Meliha Yılmaz Vakfı faksında "Yasama hakkı tüm canlılanndır" diyor. Davetlerine teşekkür ediyorum. Ama Ankara bize uzak, hem de çoook uzak kalıyor. • Işçi Partisi'nin faksında "Türkiye'yi kimler Yugoslavy haline getirmek istiyor" vurgulanmış. • Uran Kültür ve Sanat Galerisi'nde Nesrin Bal'ın sergisi var.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear