Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA
JUBAT1998RAZAR_
CUMHURİYET
KÜÛfUR
KUŞBAK1ŞI
MEMET BAYDUR
Özgür insanların loraathanes"""^••••••*•••••••^'••fc?8
'*-**>î
-iBPw
l' flP1
• • fŞf^ğ®" m
Sigmund Freud'u yirminci yiu
^ • " âflaı^f enönemli"efeştinnen'
>
lerincienbiı
Y A P
'Kamasutra'
sansüre takıldı
• Yirminci yüzyıla
damgasmı vuran isimlerden
biri de Charlie Chaplin.
Hayatı boyunca sürekli
ezilenlerin, yoksullann
yanmda yer almış, faşizme
karşı koymuş, ABD'deki
. düzenle başı sürekli derde
girmiş, sonunda ününün
doruğundayken ülkeyi
terketmek zorunda
bırakılmış bir dahi
sinemacı...
Sona eren yirminci yüzyıla dönüp ba-
karsak savaş, yıkım. ölüm dışında ne
görüriiz? Bir avuç güzel insan. Sanatçı-
lar, bilim adamlan. şairler...
Picasso, Einstein, Panto Neruda,
Constantin Brancusi, Charlie Chaplin.
Büyük insanhk dramını filme çeken
Ingmar Bergman' ı. büyük insanhk ko-
medyasını filme çeken Federico Felli-
ni'yi de ekleyebiliriz bu listeye. Marcel
Muchamp'ı. Duke EUington'u. James
Joyce'u ve Samuel Becketfı de ekleye-
biliriz. Matematik seviyorsanız iki yıl
önce ölen Macar matematikçisi Paul
fcrdos'u da ekleyebilirsiniz. Sergei
ftaclunaninof u nereye koyacağız pe-
ki? 1943 yılmda ölmüş ama dogumu
1873. Hem on dokuzuncu hem de yir-
minci yüzyıla ait bir büyük sanatçı o.
, Yukanda rastgele yazdığım isimkre
bakıyorum ve Charlie Chaplin'e takılı-
yor gözüm. Şario. 1889 - 1977 arasın-
da 88 yıl yaşamış bu büyük sanatçı a-
ma tümüyle yirminci yüzyıl insanı. Bir
dâhi olarak kabullenilip e\Tensel bir üne
kavuşması 1915 yılında yazıp, yönetip,
oynadıgı kısa fılmlerle başlıyor. Melon
şapkalı, şalvar pantolonlu, gülünç bı-
yıklı ve binbir işe yarayan bastonuyla bu
e\Tensel sersen beylik deyimiyle yedi-
den yetmişe herkesin gönlüne yerleşe-
cektir yüzyıhn başında.
Bu yüzyıhn en önemli bilim erlerin-
den biri olan Sigmund Freud, 1932 yı-
hnda bir arkadaşına yazdığı mektupta,
"Bu hafta Charlie Chaplin Vlyana'day-
dı. Bir Avrupa turuna çıkmış, George
Bernard Shaw ile, İngiltere Başbakanı
Ramsey MacDonald ile göruşmüş. Al-
manya'da isc Marlene Dietrich ve AJ-
1) Sahne Işıklan (1952), 2) Monsieur Vardou* (1947), 3) Şario, 4) Hong Kong'lu Kontes (1967)
mek isterdim Chartie ChaplinMe ama filmin sonunda her şey mutlu sona bağ- günle dengeliyor. Deyim yerindeyse ola-
neyazıkkihavalar onun için çoksoğuk- lanryor.Burolüaynamakiçinkendiego- ğanüstü bash ve saydam bir vaka. Bü-
muş bu aralar, hemen aynkh kentten" sunuunutmak7orundarnıdır?Tamter- ' * * — u
* * i
» " > -
diyor Sigmund Freud ve şöyle sürdürü- shıe,yainızca ve sürekli asıl kendinL yok-
yor mektubunu: "Kuşkusuz büyük bir sulgençlikyıllanndakikendinioynuyor
sanatçı. Sürekli aynı ve tek bir kişiliği bence. O yillann Ldenimlerinden kopa-
canlandınyor perdede. Zayıf, yoksuL, mıyor ve sürekli o yıllardaki acılann,
Sigmund Freud" u yirminci yüzyıhn
en önemli •t
eteştinnea*lerinden biri ola-
rak görmek yanlış mıdır?
• • •
Chaplin otuz yaşına varmadan çok
ünlü ve çok zengin olmuştur. Ögrenimi
olmadığı için de entelektüel sayguüık
peşinde koştuğu söylenir sağcı eleştir-
menler tarafından. Sokak serserisi ola-
rak başladıgı hayatını tsviçre'de Vevey
kasabastnda kansı ve sekiz çocuğuyla
çevrili olarak ve bir Charies Spencer
Chaplin olarak noktalamıştır. Üstüne
yüzlerce kitap yazılan, heykeli dikilen
ve dünyanın dört bir yanında hemen ta-
nınan bir silute sahip ender kişilerden-
dir Şario.
Hayatı boyunca sürekli ezilenlerin,
yoksullann yanında yer almış. sürekli
faşizme karşı koymuş, Amerika Birle-
şik Devletleri'ndeki düzenle başı sürek-
li derde ginniş, sonunda ününün doru-
ğundayken ülkeyi terk etmek zorunda
bırakılmış bir dâhi sinemacıdır Chaplin.
Son fümleri kimi eleştirmenlerce pek
begenilmez ama ben Monsieur Vardo-
ux'yu(1947), Sahne Işıklan'nı (1952),
New York'ta Bir Kral'ı (1957) ve son
filmi olan Hong Kong'lu Kontes'i hep
sevmişimdir. Verdoux'nun kanlannı öl-
düren mavi sakalı, acı bir toplum eleş-
tirisine dönüşür. Sahne Işıklan salt Bus-
ter Keaton'la berabeT oynadıklan sah-
nelerle bıle şaheserdir.
New York'ta Bir Kral, zamanınm ge-
nel geçer siyasal görüşlerine karşı, en-
fesbirpolitık güldürüdür. Chaplin ölün-
ceye kadar kendı bildiğini okuduğu için
önemini ve değerini günümüzde de ko-
nıyor. Hayatı boyunca kimsenin boyun-
durugu altına girmemiş, sürekli kendi
kendinin patronu olmuş, onu varsıl kı-
lan düzeni gözünü kırpmadan, sürekli
eleştirmiş bir halk aydını var karşımız-
da. Sinema yazan Andrew Barris'in de-
diği gibi kimilerini öfkelendiren şey,
Chaplin'in hayatını başından sonuna
kadar özgür bir insan olarak yaşaması-
dır.
• Mllos Forman
Amerika'nın ünlü
komedyenlerinden Andy
Kauftnan'ın yaşammı
işleyen son filmini
bitirdi. Filmin adı 'Man
intheMoon'.
• Val Kllmer ve Mira
Sorvıno, Irvvin
Winkler' ın yeni filmi'At
First Sight'ın başrollennı
paylaşıyorlar. Film,
Oliver Sacks'ın romanı
Mars'taki Antropolog'un
sinema versiyonu.
• Stefanla
Sandrelli, kriz yaşayan
Italyan sinemasının
'oturmayan'
yıldızlanndan biri.
Sandrelli. Cristina
Comencini'nin yönettıği
Matrimoni'de (Evlilikler)
Francesca Neri'nin
annesini oynuyor.
Ramsey MacDonald Ue goruşmu). .-u- sauuııyı. M t l u ı „,..,
manya'da ise Marlene Dietrich ve Al- canlandınyor perdede. Zayıf, yoksıiL mıyor ve sürekli o yıllardaki acuann,
bert Einstein Uebuluşmuş. Ben degörüş- kimsesiz,beceriksizbirgençadamama aşagdanmalannöcünüalarakdünübu-
ganusnı Dasıı vt »ruuıı ^-.. . -
yük sanatçılann yaprtlan içten içc ço-
cukluk anılanyla. idenimleriyte, basla-
lanyla, düş kınklıklarryla bağlıdır. Bu
düşüncv birçok yönden avdınlanmamı-
n sağladı \e değer kazandı gözümüz-
de."
r.
Bizim toplumumuzun benzeri özgür
insanlar listesinde de Nâzun Hikmet'i
görüyoruz, bakarsak.
Şimdi yine bir ütopya ile kapatahm
bu Kuşbakışı'nı: Sinemalardan vazgeç-
tim, bir televizyon kanah, Chaplin'in
bütün fılmlerini gösteremez mi Türki-
ye'de? Yoksa bu küçük öneri, Chap-
lin'in filmlerinden daha mı komiktir?
Dört ana tema işlenecek
1. Uluslararası
İstanbul Kitap
Fuan baharda
düzenleniyor
KültürServisi-1. Uluslararası tstanbul
K.itap Fuan 20-29 Mart tarihleri arasında
CNR-Dünya Ticaret Merkezi'nde düzen-
lenecek. Türkıye Yayıncılar Birligi ve ts-
tanbul Fuarcılık işbirliği ile düzenlenen 1.
Uluslararası istanbul K.ıtap Fuan tngiliz
Yayıncılar Bırliği 'The Pubtishers Associ-
ation Ltd.'nın uluslararası fuarlar listesine
girerek, internette de yer alıyor.
lnternette yayımlanan dünya fuarlar lis-
tcsı sıralamasına göre 1. Uluslararası İs-
tanbul Kitap Fuan ile aynı dönemde Bah-
reyn Uluslararası Kitap Fuan (12-22
Mart), Fransa'da Salon du Livre (20-25
Mart), Uluslararası Londra Kitap Fuan
(22-24 Mart'ta) düzenlenecek. tnternette
kitap fuarlanna ulaşmak isteyenler için
http:7www.puslishers.org.uk adresli web
sayfası açılacak.
'. Dünya Yayıncılar birligi Genel sekrete-
ri J. A Koutchoumov Türkiye Yayıncılar
Birliği'ne gönderdiği mesajda fuan des-
teklediklerini ve ellerinden gelen her tür-
lü yardımı yapmaya hazır olduklanm, ru-
ara katılacaklannı söylüyor.
Türkiye'nin tanınmış yayıncılannın ka-
tılacağı ve aynca Uluslararası Yayıncılar
Birligi, Avrupa Yazarlar Birligi ve Ulus-
lararası Kütüphane Yöneticileri'nin de y-
er alacağı fuar yalnız kitapseverlen değil,
sanatseverleri de bir araya getirmeyi he-
defliyor. CNR ve Türkiye Yayıncılar bir-
ligi yetkilileri. fuar etkinliklerinin 4 ana te-
ma üzerinde toplanacağmı belirterekyeni
bir sosyal akımın başlangıç dönemi olarak
kabul edilen '1968 Kuşağı' hareketlerinin
30. yıldönümü, Cumhuriyet'in 75. kuru-
luş yıldönümü. Alfabenin 70. yılı ve Ber-
tol Brecht'in 100. doğum yılının 1998'e
denk gelmesi nedeniyle fuar boyunca çe-
şitli etkinliklerin düzenleneceğini belirt-
tiler.
1. Uluslararası İstanbul Kitap Fuan'nda
$8 kuşağının 30. yıldönümü etkinlikleri
kapsamında Kübah fotografçı AlbertoDi-
azGutierrez Korda'nın fotograf sergisi de
yer alıyor. Moda fotoğrafçısı olarak çalış-
maya başlayan \e Kübadaki modem fo-
toğrafçıhğın öncülerinden olan Korda,
Ernesto Che Guevara'yı öğrencilerin ido-
lii haline getiren ünlü portresiyle tanınıyor.
5 Mart 1960 yılında Havana limanında
cephane yüklü bır geminin havaya uçu-
rulması sonucu ölen 81 kübalı için düzen-
lenen cenaze törenmi ızlemekle görevli
•olan Korda, o gün aynı zamanda Cast-
ro'nun da aralannda bulunduğu tüm dev-
rim liderlerinin fotoğraflannı çekti. Sergi-
de aynca Küba devrimini yaşamış diğer
fotoğrafçılann da yapıtlan yer alacak.
AksanatProdüksiyon Tiyatrosu Strindberg'in 'Alacaklılar'ını sahneliyor
Iderve alacaklüa
ESRA ALtÇAVUŞOĞLU
Aşk nedır, nasıl tammlanır?
Ilişkı kurmak nedir? tnsan bi-
riyle ilişkisini ne istediğini bile-
rek mi kurar? tlişkiler nerede
başlar. nerede biter? llişkilerde-
ki alışvenşpayı nedır? tlişkinın
bitişı gerçekten bir bitiş mıdir?
tlişki bittiğinde hesaplaşma da
bitmış midır? Yoksa hâlâ ala-
caklı kalan ya da kendini ala-
caklı hısseden var mıdır? thşkı-
ler bu denli çok soru ıçeriyorsa,
insan kime, nasıl güvenmelidir?
Sevgı, "öteki' üzerine egemenlik
kunrıak, vererek ele geçirmek-
se, tahsilat da şiddetli olacaktır
ve 'öteki'nden alacaklı olmayan
yoktur. Hepsi. herkes masum-
dur ama sorumludur.
Bir eşkenar ûçgeıu.
Aksanat Prodüksiyon Tiyat-
rosu August Strindberg'in ka-
dın-erkek ilişkilerini tüm yönlenyle ir-
deleyen "Alacaklılar" adlı oyununu 13
Şubat'tan itıbaren cuma ve cumartesi
günleri Aksanat'ta sahneleyecek. Tilbe
Saran, Köksal Engür % e CüneytTürel'ın
rol aldığı, yönetmenlığinı Işıl1 Kasapog-
lu, çevre düzenini Duygu Sagıroglu. mü-
zigini Joel Simon'm yaptığı oyun. ilk
kez Zeynep Avcı tarafından Türkçeye
çevrilmiş. Ölü diller uzmanı bir akade-
mısyen (Cüneyt Türel), dönemınde hay-
li şöhret kazanmış bir ressam (Köksal
Engür) ve onun kansı yazar (Tilbe Sa-
ran) arasında kurulmuş bir eşkenar üç-
gen çevresinde gelişen oyun, yüzyıllar-
dır süren kadın-erkek ilişkilerini sorgu-
luyor.
'Alacaklılar'm yönetmeni Işıl Kasa-
poğlu, Strindberg'in bu oyununun Zey-
nep Avcı tarafından ilk kez Türkçeye ka-
zandınlmış olmasının önemine değinir-
ken, Türkiye'ye yeni bir metnin, ustala-
nn klasikleşmiş yapıtlannın çevrilme-
sinin ve oynanmasının başlı başına bir
görev haline geldiğini söylüyor. 'Ala-
cakhlar'ın olaganüstü bır oyun olduğu-
nu, böy lece Strindberg' ı yeniden keşfet-
tiklerini belirten Kasapoğlu, üç kişilik.
çok dar bir üçgen çevresinde gelişen
oyunun, yazar tarafından milimetrik ola-
rak hesaplandığını belirtiyor. "Strind-
berg oyunu öyle milimetrik, dramatur-
gjsi öyle doğru hesaplannuş Id, bir mili-
metrc ka\sanız bütün oyun bozuluyor.
Belki de bu yüzden oyunun tek bir sati-
ruu bile eUemedik. Oyunu, saon sann-
na, Doktası noktasına oynuy^ruz."
Metni seçerken önce, ne ve hangi dö-
nemi anlatmak istediklerirubelirledikle-
nni söyleyen Kasapoğlu, metnin Aksa-
nat'ın sahnesine uygun olmasına da çok
türüyor kendini. Bir türiü dizgin-
leri elimize alamıyonız. Bir bo-
ğuşmadır gtdiyor."
Oyunun oldukça sıradan cüm-
lelerle kurulmuş olduğunu vur-
gulayan Saran, 'AUcaldüar'ın
gerçekçiliğın yanı sıra sembolik
bır anlamı da içinde banndırdığı-
nı söylüyor.
evlilikleri, dostluklan çağınm önünde
izlediğini düşünüyor, oyundaki karak-
terini ise şöyle anlatıyor: "Kendisinipek
ön plana çıkarmayı tstemeyen birkişilik.
Fakat biraı nevTotik taraflan da \ar. Üs-
tüne gidildiğinde istenilen şekli alıyor.
Oyun kadın-erkek ilişkilcri açısından gû-
nümüze çok uygun. Karakterler kimile-
rine sert gelebiür ama bu böyle ilişkile-
rin olmadığı aıüamına ğeuniyor."
Oyunda ikı erkek arasında kalan Til-
be Saran. Stnndberg başta olmak üzere,
Işıl Kasapoğlu. Cüneyt Türel, Duygu
Sağıroğlu ve Köksal Engür'le büyük bir
^T.ugust Strindberg'in kadın-erkek ilişkilerini konu
alan 'Alacaklılar'ını Işıl Kasapoğlu yönetiyor. Tilbe
Saran, Köksal Engür ve Cüneyt Türel'in başrollerini
paylaştığı oyun, aşk, intikam ve entrikalarla örülü...
Oyunu Türkçe'ye Zeynep Avcı kazandırmış..
önem verdiklerini belirtiyor. Oyunda bir
tiyatro metninde olması gereken her şe-
yin olduğunu vurguluyor Kasapoğlu ve
ekliyor."Aşk var.intikâm \ar. Kendi için-
de entrikasL, başı ve sonu belli olan bir
oyun. 'Alacakhlar' için derierki; Strind-
berg kendi yaşamını da anlatıyor bu
oyunda."
Oyunun çok realist, aynı zamanda psi-
kolojik boyutunun da hayli yüksek oldu-
ğunu ıfade eden Işıl Kasapoğlu. oyunda
insanm kendısıne ve 'otekfaıe" karşı dav-
ranışını, ilişkilerin nasıl gelışıp çarpış-
tığını anlattığını söylüyor. "Buçarpışma
içinde insan karnuun deşildiğini, tnide-
sinin agndığını hissediyor. Gerçekten
böy le bir yaşamı baştan sona gözünüzün
önünden geçiriyorsunuz. En anndan ya-
şamdaki Oişkileri, en aandan 'öteki'yle
ilişkinia... Sürekli sorgulama durumun-
dasınız. Oyun bittiğinde seyircinin kafa-
suıda uzun sûre kalacağuu, günlük ya-
santınua etkileyeceğini düşünüvorum."
.\ksanat Prodüksiyon Tiyatrosu'nun
'Abelard ve Heloise'den sonraki bu ikin-
ci oy
r
ununa yeni bir isim olarak Köksal
Engür katılıyor. Engür, 'Alacaklılar'ın
yazıldığı döneme oranla düşünce olarak
çok ılende olduğunu, sosyal ilışkıleri,
savaş yaşadığını söylüyor:
"Gerçi bunlann arasındaen çok Kök-
sal'ın bana yardımı oldu. En aztarbşma-
yı onunla yaşadık 'Alacaklılar' zor bir
oyun. Şu anda oyunun sonunu hâlâ bfl-
miyorum mesela. Bu da zorlanmam için
yeterii bir neden olabilir herhakle. Çfln-
kü öyle acayip biroyun ki 'AlacakblaT'—
Üçgen o kadar oynak ki™ Son derece kı-
rugan ve esnek bir malzemeden oluşmuş
bir eşkenar. Herhangi bir repligi karar-
laştınlandan farklı olarak. biraz neşeli,
biraz öfkeli ya da biraz karamsar söyle-
diğinizde bütün oyıın degişiyor. Bir çağ-
layan gibi, nasıl başlanuş&ao biçimde gö-
Cüneyt Türel: Oyun
günümüzle de ortûşûyor
Tilbe Saran, Paris'e gıttiği dö-
nemlerde Freud'un psikanalizın-
den etkilenen. yapıtlannda varo-
luşçuluktan da izler taşıyan, ga-
yet dındar bir adamken tanntanı-
maz olarak hayatını sürdürüp
tekrar tannya dönen, üç kez dün-
yaevine giren Strindberg'i kadın-
lar hakkmda da bugün bizi gü-
lümsetecek hınzırlıkta maço söy-
lemler geliştirmiş tuhafbir adarn
olarak niteliyor:
"Tıpkı bu oyıında oldugu gibi
kim btlirkaç kişiyiöldürdük farkma var-
madan. Kaç kişi bizi öldürdü. Son dere-
ce sıradan, gündelik bir karşuaşmada ne
kadar hayaun esasına dair şeyler aslın-
da_. Bütün hikâye işte buradan çıkryor."
'Alacakhlar'ın diğer oyuncusu Cüneyt
Türel ise oynadıgı karakteri; öç alma
duygusu yaşama nedeni olmuş, eğitim-
li, sıradan biri olmayan, kendini işine
vermış bir adam olarak tanımhyor.
"BekkmedigL, ilişkilerinin doğru gittiği-
ni sandığı noktadabirdenyapayalnu ka-
lıyor. Arkadan hançerienryor hissediyor
kendini. Varlığının sebebi haklüığıru ka-
nıüamak olııvor. Eğer öç almazsa sanld
kişiliğini yeniden \ar edemeyecek gibi
hissediyor kendini. Bu duyguyu yenmek
içinde bu öç almak. onun için kaçındmaz
bir ihtiyaç haline geliyor. Sonunda aldı-
ğı öç ona bir şey kazandinruvor. Belki de
yazann büy üklüğü bu; öç almak için bu
denli uğraşan insanjn öç aldığı anda hiç
de bir şey yapmamtş olduğunun farkuu
varması. Bu kadarönemli olduğunu san-
dığı tadın aslmda çok kekremsL, çok kö-
tü bir tat olduğunun farkma varması.
Birçeşitkendi özeleştirisini yapmışoklu-
ğunu sanıyorum."
Oyunun en büyük özelliğinin bugün-
le örtüşmesi olduğunu söyleyen Cüneyt
Türel, oyundaki ilişki tipinin bugün de
yasandığına dikkat çekiyor.
'Alacaklılar' için bütün kadronun üs-
tüne basarak söylediği, Strindberg'in in-
san yaşamında yakaladığı olgunun de-
ğişkenliğı. tzleyici hangi karakterde
kendı tecrübelerinden izler yakalarsa
onu haklı bulacak ya da hepsinin haklı-
lığına inanacak. Belki de yaşamda hak-
lı olmak hiçbir ışe yaramıyor diyecek...
_ BOb Dylan bır rock
dergisiyle
gerçekleştirdiği söyleşide
artık politikayla hiç
ilgilenmediğini açıkladı.
1960'lannprotest
sanatçılanndan Dylan,
'Politikanm ne olduğunu,
sağcılann solculardân
farkuıı bihnıyorum. Beni
hem solcu hem de
muhafazakâr olarak
adlandırabilirler,
umurumda değil" dedi.
Dylan aynca hiçbir
zaman müziğiyle
dünyayı değiştirmek gibi
bir amacmuı olmadığını
belirterek artık
1960'lann ikonu olarak
görühnek istemedigini
söyledi.
• Claudla
SChlffer m çok genç
yaşta rol aldığı erotik bir
fılm Almanya'daki seks
mağazalannda en fazla
ilgi gören ürünler
arasında yer alıyor.
Almanya'nın en fazla
izlenen özel TV
kanallanndan RTlüe bır
bölümü yayımlanan
filmin video kasetı 40
marka sahlıyor.
• Kamasutra ısimii
fılm önümuzdeki
günlerde Hindistan'da
gösterime gırecek. ancak
filmin bazı bölümleri
sansüre takıldı. Mira
Nair'in yönettiği filmin
20 sahnesi kesildi. Mira
Nair yaptığı açıklamada
filmin sansüre
uğramasma tepki
gösterdi ve 'Bir filmi
sansürlediğinizde
kanatlan olmayan bir
kuşa oenzer" dedi.
• Ztıang Ylmou çm
filmlerinin tanıtunı için
Amerika'ya gidiyor.
Yimou 1952 ve 1977
yıllan arasında çekilen
17 Çın filmiyle ilgıh
söyleşilere katılacak.
Yimou, To Live' (1994),
'Raise The Red Lantern'
(l991)ve'Sorghum'
(1991)isimhfilmleriyle
tanınıyor.
• Richard Waoner
ve VVolfgang Amadeus
Mozart'a ait bazı
belgeteri New York Halk
Kütüphanesi'nden çalan
Julio Gonzales OHiggıns
mahkemede yargılanıyor.
lOyılhapsıistenen
OHiggins bu belgeleri
çaldığinı ve onlan
Manhattan'da bulunan bir
kitapçıya sattığını itiraf
etti.
• Emmanuelle
Beart UNICEF'ÜI
gözlem gezisi için
Viemam'daki çocuklan
ziyarete gitti. Fransız
komitesının iyı niyet
elçiliğinı üstlenen ünlü
yıldız, çocuklann kötü
beslenme nedeniyle çok
kötü durumda
olduklanm, öncelikle bu
konuya eğileceklerini
açıkladı.
• stephen Kino m
X-Fıles için yazdığı bir
bölüm, yönetmen Chris
Carter tarafından geri
çevrildi. Carter, King'in
senaryoyu inceleyerek
yeniden yazmasmı istedi.
Stephan King ise yaptığı
açıklamada kendi
senaryosunun
Carter' ınkinden daha iyi
olduğunu söylese de bu
yıl içinde senaryoyu
yeniden yazacak.
• sean Connery
çekimlerine bir süre önce
başlanan 'The Avengers1
adlı filmde başrolleri
Uma Thurman ve Ralph
Fiennes'le paylaşıyor.
Yönetmeniiğini Jeremiah
Chechik'in yaptığı ve
uzun süreden ben
üzerinde çalıştığı fılm,
1960'lann Londrası'nda
tüm enerjilerini
eğlenceye harcayan, para
içinde yüzen insanlann
hayatlannı konu edimyor.
• Luciano
Pavarotti
hipertansiyon rahatsızlığı
nedeniyle mart sonuna
dek dinlenecek. O
dönemde vereceği
konserleri iptal eden
Pavarotti 11 Nisan'da
Palermo'da Verdı'nin
Aıda operasını
seslendirecek.
• Chlcago Müzlkall
Broadway'den sonra
Hollywood tarafından da
ele almacak. Madonna ve
GoldieHawn'un
başrollerini
üstlenecekleri müzıkal,
hapishanede dans ederek
dışan çıkmanın yollannı
arayan ikı kadın
mahkûmun öyküsünü
konu alıyor. Yaklaşık
yirmi beş yıl önce
Broadvvay'de
sahnelenen
müzikalın şu anda
İngiltere tiyatrolannda
sahnelenen versiyonunda
da Ute Lemper ve Ruthie
Henshall rol alıyor.
Chıcago'nun sinema
versiyonunu Nıcholas
Hynter yönetecek.
Chicago Müzikali'nde Hawn ve Madonna başrolde.
Kuvayi Mttliye Kadınlan'
Zonguldak'ta sahnelenecek
• Kürtür Servisi - Ayna Tiyatrosu'nun
sahnelediği 'Kuvayi Milliye Kadınlan'
adlı oyun 20 Şubat'ta Zonguldak'ta sahnelenecek.
Nezihe Araz'ın yazıp Şakir Gürzumar'ın
yönettiği oyunun müzikleri Nedim Otyam'a,
kostüm çahşması Osman Şengezer'e, ışık
düzenlemesi ise Yüksel Aymaz'a ait.
Oyun, Zonguldak Atatürk Kültür Merkezi
Salonu'nda gösterime sunulacak.