22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA JUBAT1998RAZAR_ CUMHURİYET KÜÛfUR KUŞBAK1ŞI MEMET BAYDUR Özgür insanların loraathanes"""^••••••*•••••••^'••fc?8 '*-**>î -iBPw l' flP1 • • fŞf^ğ®" m Sigmund Freud'u yirminci yiu ^ • " âflaı^f enönemli"efeştinnen' > lerincienbiı Y A P 'Kamasutra' sansüre takıldı • Yirminci yüzyıla damgasmı vuran isimlerden biri de Charlie Chaplin. Hayatı boyunca sürekli ezilenlerin, yoksullann yanmda yer almış, faşizme karşı koymuş, ABD'deki . düzenle başı sürekli derde girmiş, sonunda ününün doruğundayken ülkeyi terketmek zorunda bırakılmış bir dahi sinemacı... Sona eren yirminci yüzyıla dönüp ba- karsak savaş, yıkım. ölüm dışında ne görüriiz? Bir avuç güzel insan. Sanatçı- lar, bilim adamlan. şairler... Picasso, Einstein, Panto Neruda, Constantin Brancusi, Charlie Chaplin. Büyük insanhk dramını filme çeken Ingmar Bergman' ı. büyük insanhk ko- medyasını filme çeken Federico Felli- ni'yi de ekleyebiliriz bu listeye. Marcel Muchamp'ı. Duke EUington'u. James Joyce'u ve Samuel Becketfı de ekleye- biliriz. Matematik seviyorsanız iki yıl önce ölen Macar matematikçisi Paul fcrdos'u da ekleyebilirsiniz. Sergei ftaclunaninof u nereye koyacağız pe- ki? 1943 yılmda ölmüş ama dogumu 1873. Hem on dokuzuncu hem de yir- minci yüzyıla ait bir büyük sanatçı o. , Yukanda rastgele yazdığım isimkre bakıyorum ve Charlie Chaplin'e takılı- yor gözüm. Şario. 1889 - 1977 arasın- da 88 yıl yaşamış bu büyük sanatçı a- ma tümüyle yirminci yüzyıl insanı. Bir dâhi olarak kabullenilip e\Tensel bir üne kavuşması 1915 yılında yazıp, yönetip, oynadıgı kısa fılmlerle başlıyor. Melon şapkalı, şalvar pantolonlu, gülünç bı- yıklı ve binbir işe yarayan bastonuyla bu e\Tensel sersen beylik deyimiyle yedi- den yetmişe herkesin gönlüne yerleşe- cektir yüzyıhn başında. Bu yüzyıhn en önemli bilim erlerin- den biri olan Sigmund Freud, 1932 yı- hnda bir arkadaşına yazdığı mektupta, "Bu hafta Charlie Chaplin Vlyana'day- dı. Bir Avrupa turuna çıkmış, George Bernard Shaw ile, İngiltere Başbakanı Ramsey MacDonald ile göruşmüş. Al- manya'da isc Marlene Dietrich ve AJ- 1) Sahne Işıklan (1952), 2) Monsieur Vardou* (1947), 3) Şario, 4) Hong Kong'lu Kontes (1967) mek isterdim Chartie ChaplinMe ama filmin sonunda her şey mutlu sona bağ- günle dengeliyor. Deyim yerindeyse ola- neyazıkkihavalar onun için çoksoğuk- lanryor.Burolüaynamakiçinkendiego- ğanüstü bash ve saydam bir vaka. Bü- muş bu aralar, hemen aynkh kentten" sunuunutmak7orundarnıdır?Tamter- ' * * — u * * i » " > - diyor Sigmund Freud ve şöyle sürdürü- shıe,yainızca ve sürekli asıl kendinL yok- yor mektubunu: "Kuşkusuz büyük bir sulgençlikyıllanndakikendinioynuyor sanatçı. Sürekli aynı ve tek bir kişiliği bence. O yillann Ldenimlerinden kopa- canlandınyor perdede. Zayıf, yoksuL, mıyor ve sürekli o yıllardaki acılann, Sigmund Freud" u yirminci yüzyıhn en önemli •t eteştinnea*lerinden biri ola- rak görmek yanlış mıdır? • • • Chaplin otuz yaşına varmadan çok ünlü ve çok zengin olmuştur. Ögrenimi olmadığı için de entelektüel sayguüık peşinde koştuğu söylenir sağcı eleştir- menler tarafından. Sokak serserisi ola- rak başladıgı hayatını tsviçre'de Vevey kasabastnda kansı ve sekiz çocuğuyla çevrili olarak ve bir Charies Spencer Chaplin olarak noktalamıştır. Üstüne yüzlerce kitap yazılan, heykeli dikilen ve dünyanın dört bir yanında hemen ta- nınan bir silute sahip ender kişilerden- dir Şario. Hayatı boyunca sürekli ezilenlerin, yoksullann yanında yer almış. sürekli faşizme karşı koymuş, Amerika Birle- şik Devletleri'ndeki düzenle başı sürek- li derde ginniş, sonunda ününün doru- ğundayken ülkeyi terk etmek zorunda bırakılmış bir dâhi sinemacıdır Chaplin. Son fümleri kimi eleştirmenlerce pek begenilmez ama ben Monsieur Vardo- ux'yu(1947), Sahne Işıklan'nı (1952), New York'ta Bir Kral'ı (1957) ve son filmi olan Hong Kong'lu Kontes'i hep sevmişimdir. Verdoux'nun kanlannı öl- düren mavi sakalı, acı bir toplum eleş- tirisine dönüşür. Sahne Işıklan salt Bus- ter Keaton'la berabeT oynadıklan sah- nelerle bıle şaheserdir. New York'ta Bir Kral, zamanınm ge- nel geçer siyasal görüşlerine karşı, en- fesbirpolitık güldürüdür. Chaplin ölün- ceye kadar kendı bildiğini okuduğu için önemini ve değerini günümüzde de ko- nıyor. Hayatı boyunca kimsenin boyun- durugu altına girmemiş, sürekli kendi kendinin patronu olmuş, onu varsıl kı- lan düzeni gözünü kırpmadan, sürekli eleştirmiş bir halk aydını var karşımız- da. Sinema yazan Andrew Barris'in de- diği gibi kimilerini öfkelendiren şey, Chaplin'in hayatını başından sonuna kadar özgür bir insan olarak yaşaması- dır. • Mllos Forman Amerika'nın ünlü komedyenlerinden Andy Kauftnan'ın yaşammı işleyen son filmini bitirdi. Filmin adı 'Man intheMoon'. • Val Kllmer ve Mira Sorvıno, Irvvin Winkler' ın yeni filmi'At First Sight'ın başrollennı paylaşıyorlar. Film, Oliver Sacks'ın romanı Mars'taki Antropolog'un sinema versiyonu. • Stefanla Sandrelli, kriz yaşayan Italyan sinemasının 'oturmayan' yıldızlanndan biri. Sandrelli. Cristina Comencini'nin yönettıği Matrimoni'de (Evlilikler) Francesca Neri'nin annesini oynuyor. Ramsey MacDonald Ue goruşmu). .-u- sauuııyı. M t l u ı „,.., manya'da ise Marlene Dietrich ve Al- canlandınyor perdede. Zayıf, yoksıiL mıyor ve sürekli o yıllardaki acuann, bert Einstein Uebuluşmuş. Ben degörüş- kimsesiz,beceriksizbirgençadamama aşagdanmalannöcünüalarakdünübu- ganusnı Dasıı vt »ruuıı ^-.. . - yük sanatçılann yaprtlan içten içc ço- cukluk anılanyla. idenimleriyte, basla- lanyla, düş kınklıklarryla bağlıdır. Bu düşüncv birçok yönden avdınlanmamı- n sağladı \e değer kazandı gözümüz- de." r. Bizim toplumumuzun benzeri özgür insanlar listesinde de Nâzun Hikmet'i görüyoruz, bakarsak. Şimdi yine bir ütopya ile kapatahm bu Kuşbakışı'nı: Sinemalardan vazgeç- tim, bir televizyon kanah, Chaplin'in bütün fılmlerini gösteremez mi Türki- ye'de? Yoksa bu küçük öneri, Chap- lin'in filmlerinden daha mı komiktir? Dört ana tema işlenecek 1. Uluslararası İstanbul Kitap Fuan baharda düzenleniyor KültürServisi-1. Uluslararası tstanbul K.itap Fuan 20-29 Mart tarihleri arasında CNR-Dünya Ticaret Merkezi'nde düzen- lenecek. Türkıye Yayıncılar Birligi ve ts- tanbul Fuarcılık işbirliği ile düzenlenen 1. Uluslararası istanbul K.ıtap Fuan tngiliz Yayıncılar Bırliği 'The Pubtishers Associ- ation Ltd.'nın uluslararası fuarlar listesine girerek, internette de yer alıyor. lnternette yayımlanan dünya fuarlar lis- tcsı sıralamasına göre 1. Uluslararası İs- tanbul Kitap Fuan ile aynı dönemde Bah- reyn Uluslararası Kitap Fuan (12-22 Mart), Fransa'da Salon du Livre (20-25 Mart), Uluslararası Londra Kitap Fuan (22-24 Mart'ta) düzenlenecek. tnternette kitap fuarlanna ulaşmak isteyenler için http:7www.puslishers.org.uk adresli web sayfası açılacak. '. Dünya Yayıncılar birligi Genel sekrete- ri J. A Koutchoumov Türkiye Yayıncılar Birliği'ne gönderdiği mesajda fuan des- teklediklerini ve ellerinden gelen her tür- lü yardımı yapmaya hazır olduklanm, ru- ara katılacaklannı söylüyor. Türkiye'nin tanınmış yayıncılannın ka- tılacağı ve aynca Uluslararası Yayıncılar Birligi, Avrupa Yazarlar Birligi ve Ulus- lararası Kütüphane Yöneticileri'nin de y- er alacağı fuar yalnız kitapseverlen değil, sanatseverleri de bir araya getirmeyi he- defliyor. CNR ve Türkiye Yayıncılar bir- ligi yetkilileri. fuar etkinliklerinin 4 ana te- ma üzerinde toplanacağmı belirterekyeni bir sosyal akımın başlangıç dönemi olarak kabul edilen '1968 Kuşağı' hareketlerinin 30. yıldönümü, Cumhuriyet'in 75. kuru- luş yıldönümü. Alfabenin 70. yılı ve Ber- tol Brecht'in 100. doğum yılının 1998'e denk gelmesi nedeniyle fuar boyunca çe- şitli etkinliklerin düzenleneceğini belirt- tiler. 1. Uluslararası İstanbul Kitap Fuan'nda $8 kuşağının 30. yıldönümü etkinlikleri kapsamında Kübah fotografçı AlbertoDi- azGutierrez Korda'nın fotograf sergisi de yer alıyor. Moda fotoğrafçısı olarak çalış- maya başlayan \e Kübadaki modem fo- toğrafçıhğın öncülerinden olan Korda, Ernesto Che Guevara'yı öğrencilerin ido- lii haline getiren ünlü portresiyle tanınıyor. 5 Mart 1960 yılında Havana limanında cephane yüklü bır geminin havaya uçu- rulması sonucu ölen 81 kübalı için düzen- lenen cenaze törenmi ızlemekle görevli •olan Korda, o gün aynı zamanda Cast- ro'nun da aralannda bulunduğu tüm dev- rim liderlerinin fotoğraflannı çekti. Sergi- de aynca Küba devrimini yaşamış diğer fotoğrafçılann da yapıtlan yer alacak. AksanatProdüksiyon Tiyatrosu Strindberg'in 'Alacaklılar'ını sahneliyor Iderve alacaklüa ESRA ALtÇAVUŞOĞLU Aşk nedır, nasıl tammlanır? Ilişkı kurmak nedir? tnsan bi- riyle ilişkisini ne istediğini bile- rek mi kurar? tlişkiler nerede başlar. nerede biter? llişkilerde- ki alışvenşpayı nedır? tlişkinın bitişı gerçekten bir bitiş mıdir? tlişki bittiğinde hesaplaşma da bitmış midır? Yoksa hâlâ ala- caklı kalan ya da kendini ala- caklı hısseden var mıdır? thşkı- ler bu denli çok soru ıçeriyorsa, insan kime, nasıl güvenmelidir? Sevgı, "öteki' üzerine egemenlik kunrıak, vererek ele geçirmek- se, tahsilat da şiddetli olacaktır ve 'öteki'nden alacaklı olmayan yoktur. Hepsi. herkes masum- dur ama sorumludur. Bir eşkenar ûçgeıu. Aksanat Prodüksiyon Tiyat- rosu August Strindberg'in ka- dın-erkek ilişkilerini tüm yönlenyle ir- deleyen "Alacaklılar" adlı oyununu 13 Şubat'tan itıbaren cuma ve cumartesi günleri Aksanat'ta sahneleyecek. Tilbe Saran, Köksal Engür % e CüneytTürel'ın rol aldığı, yönetmenlığinı Işıl1 Kasapog- lu, çevre düzenini Duygu Sagıroglu. mü- zigini Joel Simon'm yaptığı oyun. ilk kez Zeynep Avcı tarafından Türkçeye çevrilmiş. Ölü diller uzmanı bir akade- mısyen (Cüneyt Türel), dönemınde hay- li şöhret kazanmış bir ressam (Köksal Engür) ve onun kansı yazar (Tilbe Sa- ran) arasında kurulmuş bir eşkenar üç- gen çevresinde gelişen oyun, yüzyıllar- dır süren kadın-erkek ilişkilerini sorgu- luyor. 'Alacaklılar'm yönetmeni Işıl Kasa- poğlu, Strindberg'in bu oyununun Zey- nep Avcı tarafından ilk kez Türkçeye ka- zandınlmış olmasının önemine değinir- ken, Türkiye'ye yeni bir metnin, ustala- nn klasikleşmiş yapıtlannın çevrilme- sinin ve oynanmasının başlı başına bir görev haline geldiğini söylüyor. 'Ala- cakhlar'ın olaganüstü bır oyun olduğu- nu, böy lece Strindberg' ı yeniden keşfet- tiklerini belirten Kasapoğlu, üç kişilik. çok dar bir üçgen çevresinde gelişen oyunun, yazar tarafından milimetrik ola- rak hesaplandığını belirtiyor. "Strind- berg oyunu öyle milimetrik, dramatur- gjsi öyle doğru hesaplannuş Id, bir mili- metrc ka\sanız bütün oyun bozuluyor. Belki de bu yüzden oyunun tek bir sati- ruu bile eUemedik. Oyunu, saon sann- na, Doktası noktasına oynuy^ruz." Metni seçerken önce, ne ve hangi dö- nemi anlatmak istediklerirubelirledikle- nni söyleyen Kasapoğlu, metnin Aksa- nat'ın sahnesine uygun olmasına da çok türüyor kendini. Bir türiü dizgin- leri elimize alamıyonız. Bir bo- ğuşmadır gtdiyor." Oyunun oldukça sıradan cüm- lelerle kurulmuş olduğunu vur- gulayan Saran, 'AUcaldüar'ın gerçekçiliğın yanı sıra sembolik bır anlamı da içinde banndırdığı- nı söylüyor. evlilikleri, dostluklan çağınm önünde izlediğini düşünüyor, oyundaki karak- terini ise şöyle anlatıyor: "Kendisinipek ön plana çıkarmayı tstemeyen birkişilik. Fakat biraı nevTotik taraflan da \ar. Üs- tüne gidildiğinde istenilen şekli alıyor. Oyun kadın-erkek ilişkilcri açısından gû- nümüze çok uygun. Karakterler kimile- rine sert gelebiür ama bu böyle ilişkile- rin olmadığı aıüamına ğeuniyor." Oyunda ikı erkek arasında kalan Til- be Saran. Stnndberg başta olmak üzere, Işıl Kasapoğlu. Cüneyt Türel, Duygu Sağıroğlu ve Köksal Engür'le büyük bir ^T.ugust Strindberg'in kadın-erkek ilişkilerini konu alan 'Alacaklılar'ını Işıl Kasapoğlu yönetiyor. Tilbe Saran, Köksal Engür ve Cüneyt Türel'in başrollerini paylaştığı oyun, aşk, intikam ve entrikalarla örülü... Oyunu Türkçe'ye Zeynep Avcı kazandırmış.. önem verdiklerini belirtiyor. Oyunda bir tiyatro metninde olması gereken her şe- yin olduğunu vurguluyor Kasapoğlu ve ekliyor."Aşk var.intikâm \ar. Kendi için- de entrikasL, başı ve sonu belli olan bir oyun. 'Alacakhlar' için derierki; Strind- berg kendi yaşamını da anlatıyor bu oyunda." Oyunun çok realist, aynı zamanda psi- kolojik boyutunun da hayli yüksek oldu- ğunu ıfade eden Işıl Kasapoğlu. oyunda insanm kendısıne ve 'otekfaıe" karşı dav- ranışını, ilişkilerin nasıl gelışıp çarpış- tığını anlattığını söylüyor. "Buçarpışma içinde insan karnuun deşildiğini, tnide- sinin agndığını hissediyor. Gerçekten böy le bir yaşamı baştan sona gözünüzün önünden geçiriyorsunuz. En anndan ya- şamdaki Oişkileri, en aandan 'öteki'yle ilişkinia... Sürekli sorgulama durumun- dasınız. Oyun bittiğinde seyircinin kafa- suıda uzun sûre kalacağuu, günlük ya- santınua etkileyeceğini düşünüvorum." .\ksanat Prodüksiyon Tiyatrosu'nun 'Abelard ve Heloise'den sonraki bu ikin- ci oy r ununa yeni bir isim olarak Köksal Engür katılıyor. Engür, 'Alacaklılar'ın yazıldığı döneme oranla düşünce olarak çok ılende olduğunu, sosyal ilışkıleri, savaş yaşadığını söylüyor: "Gerçi bunlann arasındaen çok Kök- sal'ın bana yardımı oldu. En aztarbşma- yı onunla yaşadık 'Alacaklılar' zor bir oyun. Şu anda oyunun sonunu hâlâ bfl- miyorum mesela. Bu da zorlanmam için yeterii bir neden olabilir herhakle. Çfln- kü öyle acayip biroyun ki 'AlacakblaT'— Üçgen o kadar oynak ki™ Son derece kı- rugan ve esnek bir malzemeden oluşmuş bir eşkenar. Herhangi bir repligi karar- laştınlandan farklı olarak. biraz neşeli, biraz öfkeli ya da biraz karamsar söyle- diğinizde bütün oyıın degişiyor. Bir çağ- layan gibi, nasıl başlanuş&ao biçimde gö- Cüneyt Türel: Oyun günümüzle de ortûşûyor Tilbe Saran, Paris'e gıttiği dö- nemlerde Freud'un psikanalizın- den etkilenen. yapıtlannda varo- luşçuluktan da izler taşıyan, ga- yet dındar bir adamken tanntanı- maz olarak hayatını sürdürüp tekrar tannya dönen, üç kez dün- yaevine giren Strindberg'i kadın- lar hakkmda da bugün bizi gü- lümsetecek hınzırlıkta maço söy- lemler geliştirmiş tuhafbir adarn olarak niteliyor: "Tıpkı bu oyıında oldugu gibi kim btlirkaç kişiyiöldürdük farkma var- madan. Kaç kişi bizi öldürdü. Son dere- ce sıradan, gündelik bir karşuaşmada ne kadar hayaun esasına dair şeyler aslın- da_. Bütün hikâye işte buradan çıkryor." 'Alacakhlar'ın diğer oyuncusu Cüneyt Türel ise oynadıgı karakteri; öç alma duygusu yaşama nedeni olmuş, eğitim- li, sıradan biri olmayan, kendini işine vermış bir adam olarak tanımhyor. "BekkmedigL, ilişkilerinin doğru gittiği- ni sandığı noktadabirdenyapayalnu ka- lıyor. Arkadan hançerienryor hissediyor kendini. Varlığının sebebi haklüığıru ka- nıüamak olııvor. Eğer öç almazsa sanld kişiliğini yeniden \ar edemeyecek gibi hissediyor kendini. Bu duyguyu yenmek içinde bu öç almak. onun için kaçındmaz bir ihtiyaç haline geliyor. Sonunda aldı- ğı öç ona bir şey kazandinruvor. Belki de yazann büy üklüğü bu; öç almak için bu denli uğraşan insanjn öç aldığı anda hiç de bir şey yapmamtş olduğunun farkuu varması. Bu kadarönemli olduğunu san- dığı tadın aslmda çok kekremsL, çok kö- tü bir tat olduğunun farkma varması. Birçeşitkendi özeleştirisini yapmışoklu- ğunu sanıyorum." Oyunun en büyük özelliğinin bugün- le örtüşmesi olduğunu söyleyen Cüneyt Türel, oyundaki ilişki tipinin bugün de yasandığına dikkat çekiyor. 'Alacaklılar' için bütün kadronun üs- tüne basarak söylediği, Strindberg'in in- san yaşamında yakaladığı olgunun de- ğişkenliğı. tzleyici hangi karakterde kendı tecrübelerinden izler yakalarsa onu haklı bulacak ya da hepsinin haklı- lığına inanacak. Belki de yaşamda hak- lı olmak hiçbir ışe yaramıyor diyecek... _ BOb Dylan bır rock dergisiyle gerçekleştirdiği söyleşide artık politikayla hiç ilgilenmediğini açıkladı. 1960'lannprotest sanatçılanndan Dylan, 'Politikanm ne olduğunu, sağcılann solculardân farkuıı bihnıyorum. Beni hem solcu hem de muhafazakâr olarak adlandırabilirler, umurumda değil" dedi. Dylan aynca hiçbir zaman müziğiyle dünyayı değiştirmek gibi bir amacmuı olmadığını belirterek artık 1960'lann ikonu olarak görühnek istemedigini söyledi. • Claudla SChlffer m çok genç yaşta rol aldığı erotik bir fılm Almanya'daki seks mağazalannda en fazla ilgi gören ürünler arasında yer alıyor. Almanya'nın en fazla izlenen özel TV kanallanndan RTlüe bır bölümü yayımlanan filmin video kasetı 40 marka sahlıyor. • Kamasutra ısimii fılm önümuzdeki günlerde Hindistan'da gösterime gırecek. ancak filmin bazı bölümleri sansüre takıldı. Mira Nair'in yönettiği filmin 20 sahnesi kesildi. Mira Nair yaptığı açıklamada filmin sansüre uğramasma tepki gösterdi ve 'Bir filmi sansürlediğinizde kanatlan olmayan bir kuşa oenzer" dedi. • Ztıang Ylmou çm filmlerinin tanıtunı için Amerika'ya gidiyor. Yimou 1952 ve 1977 yıllan arasında çekilen 17 Çın filmiyle ilgıh söyleşilere katılacak. Yimou, To Live' (1994), 'Raise The Red Lantern' (l991)ve'Sorghum' (1991)isimhfilmleriyle tanınıyor. • Richard Waoner ve VVolfgang Amadeus Mozart'a ait bazı belgeteri New York Halk Kütüphanesi'nden çalan Julio Gonzales OHiggıns mahkemede yargılanıyor. lOyılhapsıistenen OHiggins bu belgeleri çaldığinı ve onlan Manhattan'da bulunan bir kitapçıya sattığını itiraf etti. • Emmanuelle Beart UNICEF'ÜI gözlem gezisi için Viemam'daki çocuklan ziyarete gitti. Fransız komitesının iyı niyet elçiliğinı üstlenen ünlü yıldız, çocuklann kötü beslenme nedeniyle çok kötü durumda olduklanm, öncelikle bu konuya eğileceklerini açıkladı. • stephen Kino m X-Fıles için yazdığı bir bölüm, yönetmen Chris Carter tarafından geri çevrildi. Carter, King'in senaryoyu inceleyerek yeniden yazmasmı istedi. Stephan King ise yaptığı açıklamada kendi senaryosunun Carter' ınkinden daha iyi olduğunu söylese de bu yıl içinde senaryoyu yeniden yazacak. • sean Connery çekimlerine bir süre önce başlanan 'The Avengers1 adlı filmde başrolleri Uma Thurman ve Ralph Fiennes'le paylaşıyor. Yönetmeniiğini Jeremiah Chechik'in yaptığı ve uzun süreden ben üzerinde çalıştığı fılm, 1960'lann Londrası'nda tüm enerjilerini eğlenceye harcayan, para içinde yüzen insanlann hayatlannı konu edimyor. • Luciano Pavarotti hipertansiyon rahatsızlığı nedeniyle mart sonuna dek dinlenecek. O dönemde vereceği konserleri iptal eden Pavarotti 11 Nisan'da Palermo'da Verdı'nin Aıda operasını seslendirecek. • Chlcago Müzlkall Broadway'den sonra Hollywood tarafından da ele almacak. Madonna ve GoldieHawn'un başrollerini üstlenecekleri müzıkal, hapishanede dans ederek dışan çıkmanın yollannı arayan ikı kadın mahkûmun öyküsünü konu alıyor. Yaklaşık yirmi beş yıl önce Broadvvay'de sahnelenen müzikalın şu anda İngiltere tiyatrolannda sahnelenen versiyonunda da Ute Lemper ve Ruthie Henshall rol alıyor. Chıcago'nun sinema versiyonunu Nıcholas Hynter yönetecek. Chicago Müzikali'nde Hawn ve Madonna başrolde. Kuvayi Mttliye Kadınlan' Zonguldak'ta sahnelenecek • Kürtür Servisi - Ayna Tiyatrosu'nun sahnelediği 'Kuvayi Milliye Kadınlan' adlı oyun 20 Şubat'ta Zonguldak'ta sahnelenecek. Nezihe Araz'ın yazıp Şakir Gürzumar'ın yönettiği oyunun müzikleri Nedim Otyam'a, kostüm çahşması Osman Şengezer'e, ışık düzenlemesi ise Yüksel Aymaz'a ait. Oyun, Zonguldak Atatürk Kültür Merkezi Salonu'nda gösterime sunulacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear