10 Mayıs 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 TEMMUZ 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kabüıede tarikatçı bakan iddiası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP ve MHP ile bağımsız milletvekillerinin dışandan desteklediği ANAP-DSP-DTP hükümetinde. tarikatçı bir bakan bulundugu ileri sürüldü. Eski Milli Saviınma Bakanı DYP Bursa Milletvekili Turhan Tayan, iddiayı TBMM gündemine getirirken kulislerde tarikatçı bakanın Devlet Bakanı Eyüp Aşık olduğu savlandı. Hukukçu kadmlardan çağrı • tstanbul Haber Servisi - Türk Hukukçu Kadınlar Derneği'nce yapılan açıklamada, milletvekillerinjn milletin geleceğini düşünmeleri ve laik cumhuriyetin ilke ve devrimlerinden ödün veren hükümetleri desteklememeleri istendi. Açıklamada, "Demokrasinin. demokrasiyi yok etmek için araç olarak bir kesim tarafından kullanılması. bizi telafisi mümkûn olmayan sonuçlara götürecektir" denildi. AOD Sürmene Şube Başkanı oldii • Istanbul Haber Servisi - Trabzon'un Sürmene ilçesinin Atatürkçü Dûşünce Derneği Başkanı Yüksel Kumaş vefat etti. Kumaş'ın ölümü nedeniyle bir mesaj yayımlayan ADD Trabzon Şube Başkanı Nuri Aydın, Kumaş'ın, Atatürkçü düşüncenin yiğit ve yorulmaz bir savunucusu olduğunu belirtti. İBDA-C operasyonu • tstanbul Haber Servisi - Cinci Hoca Ali Kalkancı'nuı işyerinin de aralânnâa bulundugu 19 bombalama ve molotofkokteyli atma eylemi gerçekleştirdikleri bildirilen 7 kişi gözaltına alındı. Terörle Mücadele Şubesi'nden yapılan açıklamada. gözaltına alınan kişilerin Gaziosmanpaşa'da şeriatçı IBDA-C örgütününün "şeriatçı infaz timleri" ve "Türkiye Milli Kurtuluş Ordusu Şehit Cahit Ayaz Intikam Timleri" cephelerini oluşturduklan bildirildi. Eroin operasyonu • İstanbul Haber Servisi - Narkotik Şube Müdürlüğü ekipleri, teşekkül oluşturarak uyuşturucu madde sattıklan belirlenen 4'ü yabancı uyruklu 6 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınan kişilerin gösterdikleri yerlerde ve üzerlerinde yapılan aramalarda, 17 gram eroin ve uyuşturucu madde tartılmasında kullanılan elekrronik terazi ele ; geçirildi. Konsoloslukta yangın ; • tstanbul Haber Servisi - ; Beyoğlu'ndaki ABD I îstanbul Konsolosluğu'nda çıkan yangına müdahale etmek isteyen itfaiye ekipleri, konsolosluk görevlileri tarafından engellendi. Daha sonra içeri alınan itfaiye erleri, el söndürücüleri ile jeneratör bölümündeki yangını söndürdü. BBP'ye baskın • tstanbul Haber Servisi - Büyük Birlik Partisi (BBP) Kadıköy ilçe BaskanlığVna baskın düzenleyen silahlı 2 kişi, görevli Birkan Sakarya'yı bağladıktan sonra duvara - TKEP/L irnzalı "Sıvas'm hesabı sorulacak" sloganını yazdı. Binaya sigara ateşlemeli parça tesirli bonı bomba bırakan saldırganlar, olay yerinden yaya olarak kaçtı. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazicıoğlu tarafından yapılan açıklamada, "BBP'yi olaylara çekmek ve taraftarlannı tahrik etmek istemektedirler" denildi. Eğitimcilerden DSP'li yeni Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'a uyan 'Okııl ınüdiirlerine dikkat' FİGENATALAY Eğitim sistemi. REFAHYOL hükümeti döneminde imam-hatip liseleri ile ilahiyat fakültesi mezunlannın eline teslim edildi. Istanbul'da özellikle son dönemde açılan ilköğretim okullannın yöneticilerinin bü- yük çoğunluğu ilahiyat fakültesi mezunla- nndan seçildi. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Burhan Şenatalar, Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'dan Milli Eğitim müdürleri ve okul yöneticileri hak- kında aynntılı bir incele- ^ _ _ _ ^ _ me yapmasını istedi. 1996-1997 öğretim yı- lında imam-hatip lisele- rinden 44 bin 319 öğren- ci mezun oldu. ilahiyat fakültelennin 1997-1998 öğretim yılı toplam kon- tenjanı ise 3118. Bu öğ- rencilerden 100'ü önü- müzdeki öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlı- ğı'nın burslanndan yarar- lanarak öğrenım görecek. Bakanlık desteği, üniver- sitelerin öğretmen yetiş- tiren bölümlerini kaza- nanlar dışında yalnızca ^ ^ — — " — • ilahiyat fakültesi ögrencilerine veriliyor. İlahiyat fakültelerine aynlan kontenjan- lar, bulunduklan üniversitelerdeki diğer fa- külte ve bölümlere göre oldukca yüksek. Bazı üniversitelerden örnekler şöyle: Marmara Üniversitesi İFahiyat Fakülte- si"ne alınacak öğrenci sayısı ikinci öğretim ve okul birincilerine ayrılan kontenjanla 369'u buluyor. Bu üniversitenin maliye bö- lümüne 80, siyaset bilimi ve uluslararası ilişkilerbölümüne ise 70 öğrenci alınacak. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi kontenjanı 293. Bu üniversitenin sosyolo- ji bölümüne 100. iktisat ve işletme bölüm- lerine 140'ar, kamu vönetimine 120, ulus- LJ niversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Burhan Şenatalar, Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'dan milli eğitim müdürleri ve okul yöneticileri hakkında aynntılı bir inceleme yapmasını istedi. lararası ilişkilere 50 öğrenci alınacak. Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi kontenjanı 206. Bu üniversitede sınıf öğretmenliği dışındakı tüm bölümle- rin kontenjanı bu fakülteden düşük. Örne- ğin sosyoloji, tarih, Türk dili ve edebiyatı bölümlerine 80'er, iktisat. işletme ve kamu yönetimi bölümlerine ise 120"şer öğrenci alınacak. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fa- kültesi kontenjanı 308. İlahiyat Meslek Yüksek Okulu kontenjanı ise 101. Bu üni- versitenin felsefe ve sosyoloji bölümlerine 40'ar, tarih ile Türk dili ve edebiyatı bölüm- —~— lerine ise 50"şer öğrenci alı- nacak. İlahiyat fakültelennin al- dıklan ögrencilerin. ÖYS so- nucunda girdikleri yüzdelik dilim de oldukça yüksek. Yüzdelik dilim. yüksekokul ve fakültelere göre 02 ile 14 arasında değişiyor. İlahiyat fakültelennin kontenjanları çok yüksek. Kimi üniversitelerde en yük- sek kontenjan ilahiyat fakül- telerine ayrılmış durumda. Peki. bu mezunlar ne yapı- yor? İmam-hatip liseleri ve ilahiyat fakültelerini bitiren- ^^™^™~i lerin büyük bölümü, milli eğitim müdürlüklerinde ve okullarda yö- netici ve öğretmen olarak çalışıyorlar. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Burhan Şenatalar'a gö- re. bu sorunun iki yönü var. Biri, imam-ha- tip okullannın kapasitesinin aşın genişle- mesinin yükseköğretimde yeni bir talep ya- ratması, imam-hatip mezunlannın talebi- ne uygun olarak ilahiyat fakültelennin aşı- n genişlemesi. Prof. Şenatalar, "Dinleilgi- li öğretim dallan ortaokuldan doktoraya kadar aşın bir genişleme gösteriyor. Bu alandaki meslek adamı ihtiyacının kat kat üstünde hem imam-hatip hem de ilahiyat meztınu yetişmiş oluyor" dedi. İLAHİYAT FAKÜLTELERİ KONTENJAN TABLOSU Programın Adı Dicle Üniversitesi K.T.U. Uludağ Üniversitesi 100. Yıl Üniversitesi Ankara Üniversitesi Atatürk Üniversitesi Atatürk Üniversitesi (IÖ) Cumhunyet Üniversitesi Çanakkate Üniversitesi Çukurova Üniversitesi Dicle Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi Dokuz Eylül Üniversitesi (IO) Erciyes Üniversitesi Erciyes Üniversitesi (İO) Fırat Üniversitesi Harran Üniversitesi istanbul Üniversitesi Sütçü Imam Üniversitesi Marmara Üniversitesi Marmara Üniversitesi (IÖ) 19 Mayıs Üniversitesi 19 Mayıs Üniversitesi (İÖ) Sakarya Üniversitesi Sakarya Üniversitesi (İO) Selçuk Üniversitesi Selçuk Üniversitesi (IÖ) S. Demirel Üniversitesi S. Demirel Üniversitesi (İÖ) Uludağ Üniversitesi Uludağ Üniversitesi (İO) 100. Yıl Üniversitesi Kazakistan Oğrenim süresi 2 2 2 2 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 Genel kontenjan 50 45 100 100 150 150 75 90 30 60 30 120 80 155 80 50 60 20 60 200 160 100 100 60 60 185 100 100 100 150 150 60 6 Okun. kontenjan 1 1 1 1 4 4 2 3 1 2 1 3 2 4 2 2 2 1 2 5 4 3 3 2 2 5 3 3 3 4 4 2 M.E.B. destekli öğr. sayısı 12 13 10 13 15 10 15 12 Yüzdelik dilimi 09 10 09 14 03 06 09 06 06 06 06 04 06 05 08 06 06 02 - [ 02 07 06 09 04 09 03 08 06 09 04 09 06 - TÎSK Başkanı Baydur, bugünkü merkez solla aynı görüşlerde birleştiklerini belirtti Taşeronlaşma mafyayı doğuruyor' KUÇUKÇEKMECE EDlYE ALİER Budak,temiziik işierini taşeronlaşOrmak isteyen Kiiçükçekmece Belediyesi önünde basın toplanhsı düzenledL (MEHMET DEMİRKAYA) Budak'tanyenihükümeteçağrı İstanbul Haber Servisi - DtSK Genel Baş- kanı Rjdvan Budak, yasal düzenlemeler ya- pılarak genel ve yerel seçimlerin mart ayın- da yapılmasını istediklerini söyledi. Budak, yeni hükümete. "Sosyal adalet mekanizma- sının yerH yerine oturması için, ülkenin ra- hatiaması için, sosyal ve ekonomik plandaki beklentilere yönelik çahşmalan derlial başla- tin" çağnsında bulundu. Temiziik işierini taşeronlaştırmak isteyen Küçükçekmece Belediyesi önünde dün basın toplantısı düzenleyen Budak, yerel yönetim- lerde uzun süreden beri. devlette olduğu gi- bi özelleştirme çalışmalannın sürdüğünü söyledi. Bin kadar işçinin de katıldığı toplan- tıda, özelleştirme değil özerkleştirmeyi sa- vunduklannı. kayıt dışı ekonominin sorunla- nn temelinı oluşturduğunu vurgulayan Bu- dak, "Kamu kuruluşlan borçlandınlarak if- lasın eşiğüıe getiriliyor" dedi. Taşeronlaştır- manın, TtSK tarafından dahi "korsanlaştır- ma" olarak değerlendirildiği bir ortamda D- SP'li bir belediye başkanının böyle bir yolu seçmesini eleştiren Budak, Küçükçekmece Belediyesi 'nde çalışanlann bir gün dahi hu- zurla maaş alamadıklannı söyledi. Işçileri de "doğru dürüst çalışın" diye uyaran Budak. sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz buradan Küçükçekmece Belediye Başkam'na dostca bir uyan yapıyoruz. So- runlan göriişerek çözelim. Toplusözleşme so- rununu kendisiyle görüşmek istiyoruz. Taşe- ronlaşürma DSP'nin merkez politikasıyla uyuşmuyor. Bu ülkede 9 ay sonra seçim var. Genel seçimlerle yerel seçimler birlikte yapı- lacak. 9 ay sonra Küçükçekmece halkıyla bir- likte hesap soranz. Üretimden gelen gücümü- zü de kullamnz ama bunu her zaman yapmak istemiyoruz. Çünkü halk da bundan zarar gö- rüyor." Budak. gazetecilerin sorusu üzerine, yeni hükümetten Türkiye'deki gerginliğin gideril- mesini beklediklerini söyledi. Hukukunege- men kılınmasını. hukukun Cumhurbaşka- m"na. Başbakan'a ve Küçükçekmece'deki iş- çiye de aynen uygulanmasını istediklerini vurgulayan Budak. şunlan söyledi: "RP'yi ikridar yapan birinci neden işsizlik. enflasyon, ulusal gelirde adaletsizlikti. Bunla- n 3,5,9 aylık hükümetler düzeltemez. Her şe- ye rağmen bu parlamentonun bu ülkeyi nor- mal bir seçim dönemine kadar sırtında taşı- yamayacağı açıktır. Ancak hemen bu >il için- de seçim diyerek nüfus sayımı. seçmen kütük- leri yenilenmeden Seçim Yasası değişmeden Siyasi Partiler Yasası demokratikleşmeden bir seçim yapılmasını faydaiı görmüyoruz.' DÎSK'e üye olunca işten atıldılarKIRKLARELİ / BURSA (Cumhuriyet) - Kırklarelı'nin Lü- leburgaz ilçesindeki Sofist Teks- til Fabrikası. işçilerin sendikaya üye olmalan üzerine işveren tara- fından kapatıldı. Bursa'da Mutlu Akü ve Kav Kibrit Fabrikası'nda çalışan işçilerin grevi 30. gününü doldurdu. Bursa Büyükşehır Bele- diyesi'nin temiziik işierini yürüten GfNTEM'dem atılan 150 işçi ise protesto için Ankara'ya yurüye- cek. Lüleburgaz'ın Evrensekiz bel- desinde faaliyet gösteren Garipoğ- lu şirketine ait Sofist Tekstil Fab- rikasfnda çalışan 170 işçiden 130'u DlSK'e bağlı Teksif Sendi- kası'na üye oldu. Ancak işveren bu olayı protesto ederek fabrikayı kapattı ve tüm çalışanlann işine • Lüleburgaz'ın Evrensekiz beldesinde faaliyet gösteren Garipoğlu şirketine ait Sofist Tekstil Fabrikası'nda çalışan 170 işçiden 130'u DİSK'e bağlı Teksif Sendikası'na üye olunca işveren fabrikayı kapattı ve tüm çalışanlann işine son verdi. son verdi. Teksif Sendikası yöne- ticilerinden Kazun Doğan. fabrika sahibi KasımGaripoğlu'nun işye- rinde sendikalı işçi çalıştırmak is- temediğini belirterek. "Durumu tstanbul Bölge Çalışma Müdürlü- ğü'ne ilertik. Olayı protesto için fabrika önünde oturma eylemi ya- pacagE' dedi. Türk-lş'e bağlı Pet- rol-lş Sendikası'na üye Mutlu Akü ve Kav Kibrit Fabrikası'nda çalışan işçilerin başlattığı eylem de 30. gününü doldurdu. KİPLAS lşverenler Sendikası ile 9 ocakta başlanan toplu iş sözleşmesi gö- rüşmelerinde anlaşma sağlanama- ması üzerine gre\ uygulamasına geçtiklerini belirten Petrol-lş yet- kilileri. işverenin sorunlann çö- zümlenmesi doğrulrusunda çaba göstermediğini, sosyal hakları el- de edinceye kadar grevi sürdür- mekte kararlı olduklannı söyledi- ler. Yetkililer, Kav Kibrit Fabrika- sı'ndaki 210 ve Mutlu Akü"nün İstanbul ve Bursa fabrikalannda- ki 830 işçiye 7.5 milyon lira aylık para yardımında bulunacaklannı söylediler. Bursa Büyükşehır Be- lediyesi'nin temiziik işierini ihale ettiği GNTEM'den çıkanlan işçi- ler. eylemlerini ANAP Genel Merkezi'nde devam ettirme kara- n aldılar. DlSK'e bağlı Nakliyat- Iş Genel Sekreteri Zeki Olkun. yaptığı açıklamada, işten çıkan- lan 150 işçinin işe alınacağı sözü üzerine 60 günlük eylemlerini so- na erdirdiklerini, ancak bu sözün yerine getirilmediğini belirterek şunlan söyledi: " ANAP'h Bursa Büyükşehir ile Dçe bekdiye başkanlan bugün top- lanacak ve işçilerin işbaşı yaptın- lıp yapnnlmayacağı yolunda kesin karaHannı verecekler. Karar olumsuz çıkarsa. Ankara'ya gide- ceğiz. Hazııiıklanmızı tanıamla- dık. Bize verilen sözlerin yerine ge- tirilmesini beklKoruz." TÜRK-İŞ ve DlSK'le başlattığı diyaloğu eylem bırliğine kadar geti- ren Türkiye İşveren Sendikalan Konfederasyonu (TİSK) Genel Baş- kanı Refik Baydur, bugünün mer- kez soluyla aynı görüşlerde birleştik- lerini belirtti. İşçi sendıkalarıyla oluşturduklan diyalog ve eylem bir- liğinin yalnızca rejimi korumakla sı- nırlı olmayıp ekonomik ve sosyal so- runlann çözümünü de kapsadığını \ urgulayan Baydur, ortak ağırlıkla- nnı siyasete yansıtmaya başladıkla- nna dikkat çekti. Sendikal örgütlen- meden yana olduğunu ifade eden Baydur, işçi sendikalannı tehdit e- den taşeronlaştırma uygulamasına "yeni bir mafya türü doğuruyor" di- verek tepki gösterdi. TİSK Genel Başkanı Baydur, işçi sendikalanyla gerçekleştirdiği ey- lem birliğinin gelişim sürecini ve iş dünyasında yaşanan evrimi gazete- mize anlattı. - Bu ortak görüşlerinizi siyasete yansıtabikcek misiniz? Bakınız biz ilk siyasi görüşümü- zü eylemimizle koyduk ve zannedi- yorum ki alınan sonuçta etkimiz var(hükümetin istifasında). İkinci eylemimizi bızzat sayın Mesut Yü- maz'ın yemeğinde ifade ettik. Dedik ki, birinci şartımız demokratik-laik parlamenter hukuk devletinin mut- lak yürümesi, Atatürk ilkelerine mutlakriayettir.Yani sizin kuracağa- nız hükümette de bu tür bir irilaf, bir değişik girişim olursa size de karşı çıkanz. Sendikal örgütlülüğfin önündeld engellerin kaldınlmasında da ortak hareket edecek misiniz? Hatırlayacaksınız ben taşeronlaş- tırmanın istikbalin mafyasını doğu- racağmı her fırsatta söyledim. Yine söylüyomm, doğurmuştur da yer yer. Tabi burada işçi sendikalanna düşen görevler de var; işçi sendika- lan da yakın tarihe kadar birbiriyle olan yanşı işverene de uygulayarak gına getirdiler. Dolasıyla herkes sen- dikasızlaştırmanın bir marifet oldu- ğunu zanetti. Halbuki sendikalaşma- nın beraberce üretmenin bir temel fonksiyonu olduğuna inanıyorum. -lşverenlerimiz geneldesendikala- nn yaranna inanıyor mu? lşverenlerimiz yavaş yavaş sendi- kadan kaçmanın bir fayda getirmeye- ceği kanatine geliyor. Türkiye'de şu an 3 tip işveren görebilirsiniz. Bir ta- nesi kendi gelişiminin de daha geri- sinde kaldığı için sendikasızlaştır- mayı bir marifet zanneden bir grup. Burada kaçak çalışma da var. İkinci grup. sendikalaşmaktan kaçmayan ama dış memleketlerdeki irtıbatlan dolayısıyla sendikasız çalışmayı ter- cih eden gruplar. Genellikle Japon ortaklıklan böyle. Ama bunlar ver- dikleriyle işçisini tatmin ediyor. .4merika'da da sendikacılık ikinci dereceye düşmüş durumda. Ama biz madem Avrupa'ya dönüğüz. Oranın en iyi misallerini uygulamanın fay- daiı olacağı kanaatindeyim. AB'ye girdiğimiz zaman da uyum yasalan gereğince bir birlik meydana getir- mek zorunda kalacağız. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Baykal Değişti mi? Bilin bakalım şu sözler kime ait: "Atatürk'ün, Menderes'/n DemirelVn, Özal'/n Türkiye'ye kazandırdıklan ilertemelerin 2000'li yıl- larda yaşayacak olanını biz gerçekleştireceğiz..." Bu sözler Çilier'in mi? Cindoruk'un mu? Yoksa Mesut Yılmaz'ın mı? Hiçbiri değil!.. Deniz Baykal ın! Emekli öğretmen H. Hüseyin Aksoy, demecin çıktığı Hürriyet gazetesini kesip yollamış. Soruyor: "Bu lafın neresini düzelteceksiniz?" Ve ekliyor: "CHP Genel Başkanı'nın Cumhuriyet boyunca Türkiye'ye önemli katkı yapanları sayarken, CHP genel başkanlannı atlamasını mı? Bugünkü bütün inatçılığına rağmen, Türkiye 'de sol adını ilk kez ik- tidara taşıyan Ecevrt'/geçtim; demokrasinin kuru- cusu olan Inönü'nün bile adını anmamasını mı? Yoksa Atatürk'le özal'ın adını bir çizginin devamı imiş gibi zikretmesini mi?" Ve bunlann arkasından gelen bir soru daha var: "özalcılık bu kez de solculuk kılığında mı yaka- mıza yapışacak?" • • • CHP'nin yeniden kurulma kurultayında Baykal genel başkan seçilmişti. O kurultayda yaptığı ko- nuşmadan aklımda kalan tek bir tümce var. Yakla- şık olarak şöyleydi: - Imam-hatipli ile laik liselerde okuyan genci ba- nştıracağız! Kim istemez, birbirleriyle kavgalı olmayan insan- lardan oluşan bir toplumu! Ama iki ayrı dünyanın insanının devlet eliyle yetiştirilip karşı karşıya geti- rilmesi biraymazlıktı. Ve CHP'nin çiçeği burnunda genel başkanı, o aymazlığı sergileyecek yerde, Menderes-Demirel-Özal çizgisinde mavi boncuk dağıtmakla meşguldü. "Altıok'un üçünü, dördünü atalım!" diyenlerie yola çıktı. Kamuoyu yoklamaları yüzde 1-2'lerde kalınca da, keskin bir viraj döndü: - Atatürk'ün ilke ve devrimlerinin sahibiyiz! Ve son seçimlerde "baraj" o sayede, "kılpayı" aşıldı... Ecevit'in DSP'yi parti yapmamakta diren- mesi ve laikliğin tehlikeye düşmesi ile de CHP'nin yelkenleri şişmeye başladı. Ama partinin, ülkenin yazgısına yeniden egemen olabilecek boyutlara erişmesinin ön koşulları bel- liydi: Tarihsel kimliği yeniden kazanmak ve hizipçi- likten uzak, kitle örgütleriyle kucaklaşmayı sağla- yacak bir "demokratikyapı" oluşturmak! Sayın Baykal, kimlik sorununu netleştirmek ama- cıyla düzenlenen parti içi eğitim seminerinin açılış konuşmasında Atatürk'ten söz etmedi. "Kema- lizm" sözcüğünü ise bir kez ağzına aldı: - Kemalizmi de tartışacağız! • • • CHP'nin 1974'te erken seçim arayışlarına gir- mesi, karanlık bir MC'ler dönemini açmıştı. O ara- yışta Deniz Baykal'ın rolü hep söylenir. 1995'te Çiller'le anlaşıp erken seçimi gerçek- leştiren de aynı Baykal'dı. Ve o seçim, Türkiye'yi bu- günkü bunalıma getiren bir sürecin başlangıcı ol- du. Şimdi RP'yi kapanmaktan ve Çiller'i yok olmak- tan kurtarmaya yönelik bir "acele seçim" arayışla- nnda da; eski ortaklann umudu Sayın Baykal'da! Köşe yazarları, sokaktaki adamın duygularını di- le getiriyoıiar: - Baykal Çiller'i üçüncü kez de kurtaracak mı? • • • Soru: Atatürk, Menderes, Demirel ve Özal isim- leri yan yana gelebilir mi? Yanıt: Eğer "Atatürk'e evet, ama Kemalizme ha- yır!" diyorsanız, gelebilir. Cumhuriyetin son yarım yüzyıhna o çizgi dam- gasını vurdu. Türkiye işte o çizgi sayesinde bugün- kü çıkmaza sürüklendi. Ve o çıkmaz sayesinde de, Kemalizm yeniden umut oldu. Bu ortamda, çıkıp da o batakçı çizgiye sahip çık- manın anlamı var mı? "Azıcık sağa kayacağız" demenin anlamı var mı? Kemalist sola daha yakın olan Jospin'e değil de, Blair'e övgü düzmenin anlamı var mı? Bilinen bir şey var. Sayın Baykal'ın en büyük şansı, Ecevit'in tutu- mu... Ama, galiba Ecevit'in en büyük şansı da Bay- kal'ın kendisi! Ve de ikisinin şansları, Türk solunun şanssızlığı! Ömer Lııtfü Topal cinayeti Ozel timcilere idam istendi HULYATOPCU Sanyer Cumhuriyet Başsavcısı Veli Engin Ars- lan, "Susurluk dava- sı"ndan yargılanan özel timcilerden Ercan Ersoy, Oğuz Yorulmaz, Ayhan Çarkın, Mustafa Altınok ile sıgonacı Serdar Öz- dağ'ın "Kumarhaneler Kralı" ÖmerLütfüTopal'ı öldürmek suçundan yargı- lanmalan için hazırladığı fezlekeyi Beyoğlu Cumhu- riyet Başsavcılığf na gön- derdi. Fezlekede beş sanı- ğın"idam"cezasını öngö- ren TCY'nin 450 4. mad- desi uyannca cezalandınl- malan isteniyor. Fezleke- de beş sanığın Topal'ı öl- dürme nedenlerinin tespıt edilemediği vurgulandı. Ömer Lütfü Topal, 28 Temmuz 1996 tarihinde Sanyer'de Tazeceviz so- kakta içinde bulundugu otomobilin silahla taran- ması sonucu yaşamını yi- tirmişti. Susurluk skandalının or- taya çıkmasından sonra Özel Harekât Şubesi'nde görevli polislerden Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz ve Ercan Ersoy'un ismi bu olayda tekrar gündeme gelmişti. Bu gelişmeler üzerine Topal cinayetini soruşturan Sanyer Cum- huriyet Bassavcısı Veli En- gin Arslan olayla ilgili so- ruşturmayı derinleştirdi. Arslan. aynı zamanda "Susurluk da>ı ası"nda da yargılanan özel timcilerden Ayhan Çarkın, Oğuz Yorul- maz. Ercan Ersoy. Mustafa Altınok ile bu kişilerin ar- kadaşı sigortacı Serdar Öz- dağ hakkında Topal'ı öl- dürmek suçundan TCY'nin idam cezasını öngören 450 4. maddesi uyannca dava açılması için hazırla- dığı fezlekeyi dün Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılı- ğı'nagönderdi. Arslan fezlekede beş sa- nığın Topal'ı neden öldür- düklerinin tespit edileme- diğini vurguladı. Başsavcı, Topal'ın ortaklan firari Ali Fevzi Bir ile Sami Hoş- tan'ın dosyasını ayınrken. ülkücü Abdullah Çaüı'vı da öldüğü için dosyadan düştü. Arslan fezleke ile birlikte olayla ilgili olarak topladığı 7 klasörlük deli- li de Beyoğlu'nagönderdi. Fezlekede özel timcilerin Topal'ın öldürüldüğü gün Abdullah Çatlı'yı Serdar Özdağ'a kayıtlı telefonla defalarca aradıklan vurgu- lanıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear