Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11 TEMMUZ1997 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 15
TURKIYE
Istanbul
fdırne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manısa
Aydjn
Denizli
A
A
A
A
A
A
A
30
29
28
33
33
35
33
A 27 Sinop PB 27 Adana
Samsun Y 25 Mersin
29 Trabzon Y 24 Diyarbakır A
Giresun Y 25 Şanlıurfa
Ankara
33 Eskişehir
28 Mardin
27 Siirt
Konya A 30 Hakkâri
Sıvas
Zonçjuldak PB 27 Antalya
27 Van
31 Kars PB 23
30
28
25 ;
Yurdun kuzey ke-
sımlen parçalı bulut-
luOrtaveDoğu Ka-
radeniz sağanak ve
gökgürültülü sağa-
nak yağışlı. Dığer
yerier az bulutlu ve
açık geçecek. Hava
sıcaklığı Doğu'da
biraz azalacak. Di-
ğer yerlerde önemlı
bir değişiklik olma-
yacak.
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
HB
PB
PB
PB
PB
PB
Y
PB
23
23
20
22
21
22
25
20
Münıh Y 21 Milano
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
Y
PB
Y
Y
B
A
A
2U
22
27
20
30
25
26
33
A 26
ASYA
Moskova B 22
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
A
A
A
Y
A
Y
A
37
40
39
31
33
27
32
Şam 32
Bulutlu ^ Çok bulutlu Yağmuriu
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
nun, ıstırabının asıl nedenlerini sıralıyor:
"Imam-hatipler kapatılıyor, Kuran kurslanna ki-
lit vurvluyor, 163. madde hortlatılıyor, Vakıflarta-
lan ediliyor."
RP için yaşamsal saydıkları dört noktayı, anaya-
sanın ve yasaların emrettiği düzeye getirmek için
girişilmesi olası çalışmalardan ürkmüş Takkeli.
Takkeli, siyasetteki klasik karakterini bir kez da-
ha yjneliyor: Yalan söylüyor!
Kendi kamuoyunu ayakta tutmak ve Yılmaz hü-
kümetinin Iaik düzeni korumaya yönelecek çaba-
larını daha başlamadan karalamak için harekete
geçiyor.
Ustelik, saydığı "dört nokta", yalanlarla örülü.
imam-hatipler kapatılmıyor. Kesintisiz 8 yıl uygu-
lamaya girerse -tabii bu hükümet beklenen cesa-
retı gösterebılirse- imam-hatip ortaokullarına öğ-
renci alınmayacak. İmam-hatip liseleri açık kala-
cak.
Kuran kurslarının kapısına kilit vurulması diye bir
karar yok, eğilim de. Ama yasadışı, Diyanet Işle-
ri'nin denetimi dışında oluşan ve çalışan gizli Ku-
ran kurslannın köküne kibrit suyu.
Ya şu ikisi
163. maddenin "hortlatılmasına " gelince: Geç bi-
le kalındı. 163'ün kalkmasını savunurken RP'nin
âradığı, demokrasinin işlemesi degildi. Demokra-
si şemsiyesi altında şeriata yelken açmaktı amacı.
163. maddenin kalkmasını bu nedenle savunuyor-
du. Başardı da.
Vakıflann talan edilmesi söz konusu değil. Ne ki
vakıflar ya da dinci holdingler aracılığıyla "irticaı
güçlendirmek için dışandan milyariann, trilyonla-
nn gizlice ülkeye sokulmasına" paydos!
Daha neler, neler. Ya, temizlenmesi yıllan alacak
bu belalan başımıza saran; iktidar ve para ve de
gayrimenkul hastası bir kafa ile yardakçıları?
. Partisi çöküş aşamasında. Batmakta olan gemi-
yi terk eden edene. Kurmay dediği yol gösteren kı-
lavuzlarla yaptığı son toplantılarda güya yatıştıncı
bir politika izliyor ve "Bazı 'hatalanmız' oldu. Hep
birlikte bu hatalan düzelteceğiz" diyor, diyebiliyor.
Inanılmaz bir olay, bir insan. "Bazı hatalar" ülke-
yi şeriatın ve darbenin eşiğine getiren eylemler, ka-
rarlar, RP'yi babasından miras mal gibi koruma ça-
baları...
Çıkmışortaya "hatalanmız" diyor, DYP'nintümü-
nü "hatalara" ortak etmeye çalışıyor.
Masum. günahsız, elinden oyuncağı alınmış ço-
cuk gibi gözleri yaşlı. sesi ağlamaklı.
Şaibelerin destekçisi kurmaylardan Ekinci Ha-
san Bey, 1993'ten beri arkasından koşturduğu li-
derinden de öteye, şaşılası, inanılması zor bir man-
tık dokusu içinde yeni hükümetin "kimler tarafın-
ösn"kuruldûğunü ispatlıyon -'"- •"" •">•"••'•«•'"•*
Hükümet programındaki "ordunun yatınm ve
harcamalannın kısıtlanmayacağı" ifadesi var ya;
işte bu küçücük cümleyi, hükümetin "askerler ta-
rafından kurdurulduğunu" kanıtlamaya yeter gö-
rüyor.
Şaibeler kraliçesinin nedimesi Akşener Hanım;
ordunun darbe yapacağını belgeyle kanittadığinı
savlamasından sonraGenelkurmay'ın zehirgibi kı-
sa açıklamasını nasıl oluyor da sindiriyor, anlaşılır
olaylardan değil.
Çok dikkatle yazılmış bir metinde askerler, Ak-
şener'i "cahil, yalancı, başkalannın maşası "na ge-
len ifadelerie karalıyorlar.
Bu nitelemeleri hani şeyin önüne atsan, yemez
ve en azından suç duyurusunda bulunur. Ama Ak-
şener, bulunmaz. "Yöneticisi kışktrtmazsa" hare-
kete geçmeyi aklından bile geçirmeyebilir.
Son olaylar, Parsadan'ın örtülü ödenekle Şa-
ibe'yi dolandırdığı için 6 yıla mahkûm olması... Ne-
leri anımsatıyor?
Basit. Şaibe, her konuda yargı önüne çıkanlsa
bilmediğimiz daha neler oğreneceğimize işaret edi-
yor.
Iki yüzsüzlük örneği karakter, olaylar içinde olay-
lar, DYP'ye yeni bir genel başkan arandığı söylen-
tileri...
Sorması ayıp olacak ama:
Brütüs'ün hançerinden ne haber?
Karlı
Tutanaldar yalaıdıyor
• Baştarafi 1. Sayfada
musak'ın çalışmalannı anlatarak,
eski Istihbarat Dairesi Başkanveki-
li Bülent Orakoğlu ile Içişleri Ba-
kanlığı'nı suçlaması üzerine. Tan-
su Çiller'in birden ayağa kalkarak
"Nasıl olur? Haberim yok- Hemen
görevden ahyorum" savunmasını
yaptığı bildirildi.
Orakoğlu'nu Içişleri bürokratla-
nnın karşı çıkmasma, Cumhurbaş-
kanı'nın da onaylamamasına kar-
şın emniyet istihbaratının başına
"vekâleten" getiren Akşener'in.
emniyetin TSK'den belge sızdırdı-
ğından haberinin olmadığını sa-
vunduğu kaydedildi.
Akşener, 3 kez erteledikten son-
ra 8 temmuzda düzenlediği basın
toplantısında ise Orakoğlu'na T-
SK'de istihbarat yapılması için ta-
limat vermediğini. ancak faaliyet-
lerin bilgisi dahilinde yürütüldü-
ğünü açıklarken. "Tansu Çiller'in
haberi vardı. Ancak belgeyi Başba-
kan'a ben götürdüm" demişti.
MGK'nin İstanbul'da yapılacak
temmuz toplantısında, mavıs top-
lantısımn istihbarat skandalına iliş-
kin bölümünün tutanaklan üzerin-
deki gizliliği kaldırmak için karar
alabileceğine dikkat çekildi.
MGK'nin tutanaklannın açıklana-
bilmesi için kurul karan gerekiyor.
Genelkurmay'ın: irticai faaliyet-
leri izlemek üzere kurulan "Batı
Çalışma Grubu"nu "yasadışı ör-
gütlenme" olarak niteleyen Meral
Akşener hakkında yaptığı suç du-
yurusunun incelendiği bildirildi.
Soruşturmayı yürütmekle yetkili
olan Ankara Cümhuriyet Başsav-
cılığı, dilekçe üzerindeki incele-
mesinin ardından. eylemin Türk
Ceza Yasası'nın (TCY) hangi mad-
desi çerçevesinde değerlendirilme-
si gerektiğine karar verecek. Gere-
kirse Adalet Bakanf ndan izın iste-
yecek olan savcılık. konuşmasında
suç unsuruna rastlarsa Akşener'in
dokunulmazlığının kaldınlması is-
temiyle TBMM Başkanlığı'na fez-
leke gönderecek.
Oramiral Erkaya'nın da. Akşe-
ner'in Deniz Kuvvetleri Komutan-
lığı'na yönelik iddialan nedeniyle
suç duyurusunda bulunmaya ha-
zırlandığı bildirildi.
Kadir Sarmusak adlı onbaşının
belge sızdırdığı gerekçesiyle göz-
altına alınmasının ardından başja-
tılan soruşturmayı yürüten Deniz
MGK25 temmuzda toplanıyor
ANKARA (Cümhuriyet Bürosu)- Milli Güvenlik
Kurulu'nun (MGK), temmuz toplantısuıda 28 şubat-
ta ahnan 18 maddelik kararlar listesini "Ydmaz hü-
kümeti*'ne de bildirebileceği öğrenildi.
MGK'nin aylık olağan toplantısı 25 temmuzda İs-
tanbul'da yapılacak. Toplantıda, iç ve dış güvenliği
ilgilendiren konulann ele almacağı, Yunanistan ile
Tûrkiye arasındaki ilişkilerin de değerlendirileceği
bildirildi. Alman bilgiye göre toplantıda, irticai fa-
aliyetler konusu da ele alınacak.
REFAHYOL hükümeti döneminde, 28 şubatta ya-
pılan MGK toplantısuım sonunda hükümete bildiri-
len irticayla mücadele takvimini de içeren 18 mad-
delik kararlar listesinin Yılmaz hûkümetine de ile-
tilebileceği kaydedildi.
Başbakanhk ta önceki gûn Mesut Yılmaz, Başba-
kan Yardımcısı Bülent Ecevtt. Başbakan Yardımcısı
ve Milli Savunma Bakanı tsmet Sezgin ve Milli is-
tihbarat Teşkilatı Müsteşan Büyükelçi SönmezKök-
sal'ın katıhmıyla yapılan toplantıda, irticanın boyut-
lan ve ahnan önlemler konusunun da ele alınmış
olabileceği kaydedildi.
Bu toplantınm ardından MGK Genel Sekreteri
Orgeneral İlhan Kılıç ı kabul eden Yılmaz, daha son-
ra Genelkurmay tkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir
ile görüştû.
Kuvvetleri Komutanlığı Askeri
Savcılığı'nın. Bülent Orakoğ-
lu'nun atanmasına karşı çıkan bü-
rokratlardan dönemin Emniyet Ge-
nel Müdürü. Balıkesir Valisi .\la-
addin Yüksel'i tanıklık yapmak
üzere Ankara'ya davet ettiği bildi-
rildi. Yüksel'e davet yazısının dün
gönderildiği öğrenildi.
Savcılığın. Orakoğlu'nun atan-
masına karşı çıkan Içişleri Bakan-
lığı Müsteşan Teoman Ünüsan'ın
da tanık olarak ifadesini alacağı
bildirildi.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı
Askeri Savcılığı'nın soruşturmayı
Meral Akşener'i de içerecek şekil-
de genişlettiği bildirildi. ABD'den
döndükten sonra emekliliğini iste-
yen Bülent Orakoğlu'nun emekli
edilmesine ilişkin karar lçışleri Ba-
kanlığı tarafından onandı.
CHP Izmir Milletvekıli Sabri
Ergüi, lçişleri Bakanı Başesgioğ-
lu ile Adalet Bakanı Oltan Sungur-
lu'nun yanıtlaması istemiyle TB-
MM Başkanlığı'na sunduğu soru
önergesinde, Bülent Orakoğlu'nun
maKarlığına ilişkin inceleme yapı-
lıp yapılmadığını. soruşturma açı-
lıp açılmadığının aydınlatılmasını
istedi.
Soruşturmayı yürüten Deniz
Kuvvetleri Komutanlığı Askeri
Savcılığı'nın. kızağa ahnan eski İs-
tihbarat Daire Başkan Yardımcısı
Hanefi Avcı'nın ifadesini aldığı bil-
dirildi. Niğde'ye gittiği bildirilen
Bülent Orakoğlu için yeniden da-
vetıye çıkanlmasının gündemde
oldugu ööTenildı.
Emniyetteki karışıkhk Özal'ın mirası
SERDAR KIZIK
İZMİR- Uzmanlara göre asıl gö-
revi suç işleyeni yasal çerçevede
'yakâlâytp adliyeye sevk-etmekle
sınırlı olan polis örgütünün "cum-
huriyeti koruma ve devleti kolla-
ma" görev ine soyundurulması, bu-
günkü kaosu yarattı. Polisin istih-
barat yapmasının ve ajan kullan-
masının sorunlara >ol açtığı vurgu-
lanıyor.
Casusluk ve köstebek skandalla-
nyla beliren Cumhurbaşkanlıgı. si-
yasi partiler, Genelkurmay, emni-
yet örgütü gibi güç odaklan ara-
sındaki sürtüşmelerin tohumlan,
kimilerine göre 1985 yılında dö-
nemin başbakanı TurgutÖzal tara-
fından atıldı. Bugünkü gibi zaman
zaman çatışmaya dönüşen olayla-
n Özal. polise verdiği yeni yetki-
lerle yarattı. Bu anlamda Bülent
Orakoğlu' nun "Ben. Polis Vazife ve
Selahiyetieri Kanunu'nun 7. mad-
desine göre görev yaptun" sözleri-
ne dikkat çekiliyor. Eski Istanbul
emniyet müdürlerinden ve 1976
yılında Emniyet Genel Müdürlü-
ğü İstihbarat Başkanı olarak görev
yapan MustafaYiğitde buraya par-
mak basıyor. O dönem yapılan de-
ğişikliği ve sonuçlannı şöyle yo-
rumluyor:
"1985 yılında Polis Vazife ve Se-
lahivet Kanunu'na konulan ek 7.
madde ile karmaşa başladı. Polise
ajan kullanına iınkânı sağlandı. ya-
sal kılıf bulundu. Ajan kullanıldı-
ğında doğal olarak işin içjne istih-
barat giriyor. Şimdi Orakoğlu, bu-
na dayanarak konuşuyor. Ayrıca
bugün polis, kendini farklı bir nok-
tada göriiyor. Polisin görevi cumhu-
riyeti korumak, devleti kollamak
değildir. Polisin görevi, suç işleyeni
yasalar çerçevesinde >akalayıp ad-
Bye>e sev k etmektir."
Yiğit. olaylann \e kurumlar ara-
sındaki mücadelenin bu boyuta
gelmesinin genel bir zabıta soru-
nundan kaynaklandığını belirtiyor.
Aynca bugünkü sıcak gelişmeler-
le ilgili yapılan temel bir yanılgı-
dan söz ediyor. Deniz Kuvvetleri
Komutanlığrndan bazı evraklann
çıkanlması. komutanlar ve ailele-
ri hakkında biyografik istihbarat
>apılarak açıklannın aranması ve
telefon dinlenmesi olaylanna dik-
kat çekiyor ve şu (Jeğerlendirmeyi
yapıvor:
"Ûç avn hadiseden söz ediliyor.
Bunlan tek tek ele aldığını/ zaman
olayın bir istihbarat eylenü olduğu
kabul edilemez. Bunlar teknik an-
lamda istihbarat eylemi değiL ispi-
yonajdır. Yani bu. bana ne haber ge-
lirse gelsin dcğiL şu haberi istiyo-
rum konusudur. Etolayısıyla Orak-
oğhı her türlii blgivi değil, seçilmiş
konulaıia ilgili bilgileri istemiştir.
Burada önemli olan ispivonajın
kim ya da hangi makanı tarann-
dan istendiğidir. İspiyonaj konu-
sunda istek yapıldığı zaman bir
operasyon planı>-apıhr. Ve bunu uy-
gıüayacak,yürütecekuzman sapta-
nır (keysofiser). Bu olayuı bir bovu-
tunda da masa başı lojistiği sağla-
yacak, destekçi bir başka görevli
vardır (deskofiser). L'ygulayıc», a-
jan kullanma. para, araç ve gereç
sağlama konulannda destekçiden
talepte bulunur. Destek unsuru
bunlanyerinegetirir. Bu olaydag^ö-
ründügü kadanyla uygulayıcu is-
tihbarat Başkanvekili Orakoğ-
lu'dur. Destekçi belirsizdir. Eski bir
polis nıemuru olan onbaşu ajan ola-
rak kullanılmıştır."
4
Qnbaşı monte edildi'
Bu aşamada belirli sorulann ya-
nıtlanması gerektiğini söylüyor Yi-
ğit. Destekçinin kimliğinin araştı-
nlması gerektiğini belirtiyor. Tek-
nik anlamda onbaşının Genelkur-
may'a yerleştirildiğinin. monte
edildiğinin anlaşıldığını, bunun ki-
min tarafından ve nasıl yapıldığı-
nın saptanması gerektiğini \urgu-
luyor.
Darbe savlariyla- ii^ili olarak
Başbakanlığa bağh Genelkurmay
gibi bir kurumun lçişleri Bakanlı-
ğı'nca araştınlmasının usulsüz ol-
duğunun da altını çiziyor. Istihba-
ratın polisin işi olmadığını vurgu-
layan Yiğit'e göre asıl sorun işte bu
noktada başhyor:
- Polis istihbarat değiL haber top-
lar. İkisifarklı şeydir. istihbarat ha-
berlerin alınması. tasnifı. teyidi,
kıymetlendirUmesL yorumu ve da-
ğıtunıdır. Yani istihbarat, işlenmiş
haberdir. Polis ham haber alır. Bu
işin adu"haber ahnadır ama istihba-
rat değildir."
Yiğit, polisin elinden istihbarat
yapma ve buna bağh olarak ajan
kullanma yetkisinin alınması ge-
rektiğini savunuyor. Istihbaratı,
MİT gibi kurumlann yapması ge-
rektiğini vurguluyor. Ancak bura-
da da MlT'e, polis vazife ve sela-
hiyet yetkisi verilmemesi gerekti-
ğini söylüyor. Yiğit'e göre en
önemlisi de polis örgütünü tepe-
den tırnağa yeniden düzenlemek
ve bunun için gerekli yasal düzen-
lemeleri sağlamak.
5. hükümetten 8 yıl güvencesi. ANK\RA (Cümhuriyet Bürosu) - TBMM Genel
Kurulu'nda hükümet programı üzerindeki görüşme-
ler sırasında. CHP Genel Başkanı DenizBaykal "8y>
la öz davanız olarak sahip çıkm" derken DSP Genel
Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit 8 yıl-
lık kesintisiz temel eğitim uygulamasına bu yıl geçi-
leceğini açıkladı. DYP adına kürsüye gelen Av>az
Gökdemir, hükümeti eleştirirken "Acaba SilabJı Kuv-
vetier getanedi de yerine sizi mi gönderdi" diye sordu.
Başbaian Mesut Yıbnaz da 55. hükümetin kurulma-
sının Türk demokrasi tarihinin zaferi ve Türk demok-
rasisin:n rüştünün ispatı olduğunu söyledi. TBMM
Başkaaı Musöfa Kalenüi'nin yönettiği görüşmeler
sırasında DYP lıden Tansu ÇUİer ile RJMideri Nec-
mettin Erbakan. 'programı riddhe ahnadıklan" ge-
rekçes.yle konoşmadılar.
<- CHP lıderi Baykal, 55. hükümetiözel koşullann iş-
başına getirdiğıni \aırgulayarak başladığı konuşma-
smda, "Bu hükümet, kendini getiren özel koşullan
görmezden gekrek o koşullann kendiliğinden kalka-
cagı uııudunı bizimle paylaşamaz" dedi. Baykal.
"Havala ikmd yapacağız"" diyenlerin 'mecburi iniş
yâpıp ıcağın kanadını kırdıklannı" sa\aınarak sade-
ce REr
AHYOl'un gitmesinin kendilerini tatmin et-
rneye<eğini yheledi.
.Baykal, yen hükümetin bazı konularda net tavır
k'oymanasını tleştirirken 8 yıllık kesintisiz temel eği-
time ^çiş konısunda hükümetin 'bin dereden su ge-
tiren'bir tavf içine girdiğini savundu. Baykal'ın,
RP'ye "Türkre'yi bölmeyeyönelikhareket" diye çat-
ması izenne ce RP sıralanndan "yuh" sesleri yük-
seldi •« bazı nilletvekilleri kürsüye yürüdü. Baykal,
sözlerni, "Yaa önerisini TBMM'ye sunduk, gerisi
TB\Wnin isdenemez. lygulamaya geçmek,Milli
E^rtin Bakaruğı'nın elinde. Kararhlıksergilemezl^r-
sebiz ya deste*i nht vereüm?" diye sürdürdü.
l, Sııurluk fezlekelerinin gereğinin yerine
getirilmesi, dokunulmazlıklann kaldınlması için ge-
rekli adımın atılması ve sağlıklı bir seçimin altyapı-
sının dahazulanmasını istedi. Baykal. hükümetin de-
posundaki benzinin 30-40 kilometrelik olduğunu, an-
cak Türkiye'yi turlamak istediğini savundu.
DSP'ye \iiklenen Baykal, "Güvenoyu vereceğiz.
Ama güvenoyunu bu hükümette yer alanlara verme-
yeceğiz. Türki>
T
e içia demokratik rej im için, REFAH-
YOL'u uzaklaştınnak için vereceğiz" dedi. Baykal.
"Sevda Demirel'e gösterilen şefkatin Metin Gökte-
pe'nin aiksine de gösterilmesi gerektiğini'' söyledi.
DYP adına eleştirilerde bulunan ve hükümet prog-
ramının kendisine 12 Mart Nfuhtırası'nı arumsattığı-
nı kaydeden Gökdemir. "Acaba Silahlı Kuvvetlergel-
medideyerinesizimi gönderdi" dedi. 28 şubattan son-
ra inisı> atifın askerlerin eline geçtiğini belirten Gök-
demir, "Son zamanlarda Baü Çalışma Gnıbu çıktL
TSK'nin kanuni şemasında nereye otunıyor? Hangi
hukuki ka>"naklanvar" diye sordu. Gökdemir, ANAP
lideri Yılmaz'a. "KoUannızdan tuttular. Llçtu uçtu
yaptılar. Başbakan oldunuz" diye seslendi.
D\TH Ayvaz
Gökdemir,
partisi adına
konuştuktan
sonra
kendisini elini
öperek
kutlayan
Akşener'i
yanaklanndan
öptü.
(Fotoğraf:
HASÂN
AYDIN)
Hakkında yolsuzluk suçlamalan bulunan Özer
Uçuran Çiller'in elini kameralann önünde öpmesi>-
le ünlenen eski lçişleri Bakanı MeralAkşener. bu kez
'KomandoAyvaz' diye bilinen Gökdemir'ın elini öp-
tü. Partisi adına konuşmasını tamamladıktan sonra
yerine oturan Gökdemir de elini öpen Akşener'i ya-
naklanndan öptü. MHP kökenli iki DYP'linin öpüş-
mesi üzerine genel kurul salonunda uğultu yükseldi.
Bunun üzerine TBMM Başkanı Kalemli. milletvekil-
lerine. "Herkesin bir kutlama şekli var" uyansında
bulundu. RP Gnıbu adma konuşan Manisa Millet-
vekili Bülent Annç, ağırlıklı olarak CHP'yı eleştirdi.
Annç. "Bu nıillet askerini sever; ama asker süngüsü
altında siyaset yapanlan sevmez. Siz tekmil verirsiniz,
bizhesabınun miDete veririz" dedi. Annç, konuşma-
sını tamamladıktan sonra Erbakan'ın elini öptü.
Hükümet adına söz alan Ecevit, CHP lideri Bay-
kal'm, hükümet programında taritı konulmadığı için
sert eleştirilerine yol açan 8 yıllık temel eğitime ge-
çiş takAİmini açıkladı. Ecevıt, "8 yılhk kesintisiz te-
mel eğitime bu yıl ülke genelinde yaygın olarak geçi-
lecektir. Bu konudaki > asa tasansını da güven oylama-
sından hemen sonra Meclis'e sevk edecegiz" dedi.
Baykal, Ecevit'in bu sözlerinı elleri havada alkışlar-
ken ANAP sıralannda az sayıda millen ekılınin alkış-
lara katılması dikkat çekti. Baykal'ın, kendilerini eleş-
tirmesine karşın. ıktidarda olduğu dönemde 8 yıllık
temel eğitimle ilgili hiçbir girişimde bulunmadığına
dikkat çeken Ecev it. "Anıa biz yasanın çıkması konu-
sunda bazıgüçlüklerle karşüaşsak bile. elünizdeki ola-
naklarla ülke genelinde azami ölçüde bu yıl uygula-
ma>ı başlatacağtt" açıklamasını yaptı.
Yılmaz, hükümet programı üzerindeki eleştirileri
yanıtlarken 55. hükümetin Türkiye'deki birtakım
anormalliklerin sonucu olarak kurulduğunu. görev-
lerinin ise anormallikleri normalleştirmek olduğunu
belirtti. Ekonomiktabloyueleştiren Yılmaz, REFAH-
YOL döneminde açıklanan paketlerin hepsınin de
boş çıktığmı sövledi. 54. hükümetin. Türkiye Cum-
huriyeti Devleti'nin anayasada belirtilen temel nite-
liklerini tehlikeye düşürdüğünü anlatan Yılmaz'm,
"Bunlan yalmz ben söylemhonım. askerde,yargıda.
ünKersiteler de söylüyor" sözleri, RP'li milleuekil-
lerinın protestolanna neden oldu. Hükümetin asker
destekli olduğu eleştirilerini de yanıtlayan Yılmaz.
yaratılan tahribata rağmen Meclis içinden 55. hükü-
metin çıkmasını demokrasinin zaferi olarak tanımla-
dı. Önüne gelecek olan fezlekeleri ertesi gün Mec-
lis'e göndermeyi taahhüt eden Yılmaz, yolsuzluklar-
la mücadele etme sözü verdi. Yılmaz, erken seçim ko-
nusundada, anayasaya uyum yasalan ve erken seçim
için gerekli düzenlemeleri yaptıktan sonra değerlen-
dirme yapacaklannı belirtti. Yılmaz. seçimin 1998
sonbahanna hazır olabileceğini. ancak 2000 yılına ka-
dar devam karan da alabileceklerini kaydetti. Başba-
kan Mesut Yılmaz, ABD'ye parası ödendiği halde
uzun süredir getirilemeyen firkateynlenn önümüz-
deki günlerde Türkiye'ye geleceğini açıkladı.
OSulukar ı Gok gurultülu
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
mokrasi tüm kurum ve kuruluşlarıyla oturmuş de-
mektir. Varsın kimileri karaya oturmuş desin, ama
ona göre her şey rayına oturmuştur...
Sahte demokrat...
Kendi içinde çok çeşidi vardır. Genel özelliği, bu-
lunduğu ortama uymaktır. Uysa da uymasa da
mezedir her masada... Bulunduğu ortama göre
bazen mangalda kül bırakmaz, bazen tespihte
püskül bırakmaz, yeri gelince de Atatürkçülük
edebiyatında fasikül bırakmaz... Askerleri görün-
ce de onlardan çok militarist kesilir. Kimi kuvvet
komutanları onlan dinleseydi, şimdiye çoktan işi
bitirmişti...
Dargın demokrat...
Başta kendisine olmak üzere herkese küstür.
Tavandan çok tabanda görülür. Her söze, "Bu
memleket adam olmaz" diye başlar, biraz çaba
harcayanlann ne kadar gereksiz olduğunu anlat-
maya kalkar. Bardak ağzına kadar doluysa bile,
"Biraz sonra dökülmeyeceğine malûm" der...
Uçuk demokrat...
Bıraksan Mars'a kadar gider. Her şeyi ama her
şeyi, demokrasi şablonuna oturtmaya kalkar, ama
şablonun hertarafı delik olduğu için ne dediği de
belli olmaz. Toplum olumlu-olumsuz bir yere mi
yöneliyor, mutlaka tersini düşünmesi gerektiğini
düşünür. Demokratlığında birinci ölçüt, topluma
ters gelecek şeyler söyleme çabasıdır...
Zengin demokrat...
Hiçbir sorunuyoktur. Malı, mülküyerindedir. Işi-
ni rayına koymuştur. Salonlarda, ekranlarda de-
mokrasi mücadelesinin önemini anlatmaktan bü-
yük zevk duyar. Doğal olarak başta sendikacılık ol-
mak üzere pek çok "eskimiş" değerin artık moda-
sının geçtiğini anlatmaya çalışır.
Yüzsüz demokrat...
Böylesi, tabandan çok tavanda bulunur. Örne-
ğin, 65 milyonluk Türkiye'nin yakında tamamının
kendi partisine oy vereceğinden dem vurur. "Kan-
lı mı kansızmı" diye iktidara gelirler, cansız gider-
ler. Yüzleri olmadığı için maskelerini indirmek de
çokzordur...
Artık susma...
Yorgun demokrat...
Sürekli demokrasi için bir zamanlar ne kadar
çok çaba harcadığını anlatır. Çevresindekilerin
kendisini ne kadar takdir ettiğini anılarla süsler.
Ahmet Kaya'nın şarkısıyla slogan haline geldi.
Bu şarkının iki dörtlüğünü aktarıp devam edelim:
"Bu yolda dönenler oldu/Mum gibi sönenler ol-
du/Yar göğsüne baş koymadan/Vurulup düşen-
ler oldu.
,. Bir sen kaldın geride/Ah, akıp gidiyor hayat/Yü-
reğim anlıyor seni/Artık susma yorgun demok-
rat..."
Apoletli demokrat..
Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli Güvenlik Kurulu ze-
minini kullanarak Türkiye'nin geleceğine yönelik
kaygılannı, laikliğe olan saygılarını ilettiği 28 şubat-
tan beri, demokrasi yelpazesine bu renkdeeklen-
di...
Hırsız demokrat...
Eveeet... Gelelim yazının başlığına. Yukarıdaki
demokrat çeşitlerine yepyeni bir renk daha katıl-
dı. Öyle bir leke.. affedersiniz renk ki yıka yıka te-
mizlenecek gibi değil. Olmadı, yıka yıka götürme-
yeçalışıyoriar...
Hem hırsız hem demokrat olur mu demeyin. Bu
tipler Türkiye tipi demokrasinin ayrılmaz parçası
haline geldiler. Koltuğa oturduktan sonra serveti-
nizi katlayacaksınız, demokrasiyi haklayacaksı-
nız; koltuk alttan gidince feryadı basacaksınız:
"Biz demokrasi çizgisinde duruyoruz. Önemli
olan davadır. Biz davanın peşini bırakmayız..."
Bırakmayın, bırakmayın...
Davalar da sizin peşinizi bırakmayacak...
Operasyon bekleniyor
ANKARA (Cümhuri-
yet Bürosu) - Genelkur-
may'da, Türkiye'de görev
yapan bütün istihbarat bi-
rimleri temsilcilerinin ka-
tıhmıyla yapılan toplantı-
nın ardından bazı kuru-
luşlarda görevden alma-
lann olabileceğine dikkat
çekildi.
Türkiye'de faaliyet gös-
teren istihbarat kuruluşla-
nnın temsilcilerinin önce-
ki gün Genelkurmay Ka-
rargâhı'nda bir toplantı
düzenledikleri öğrenildi.
Susurluk skandahnın
patlamasının ardından
Türkiye'deki istihbarat
çalışmalannın tartışma
konusu olduğuna dikkat
çekilirken lçişleri Bakan-
lığı kulislerinde. hüküme-
tin güvenoyu almasınm
ardından emniyette kap-
samlı bir operasyon bek-
lentisine girildi.
lçişleri Bakanı Başes-
gioğlu'nun Bülent Ora-
koğlu'nu açığa, yardımcı-
sı Hanefi Avcı'yı da kızak
olarak değerlendirilen bir
göreve aldığı vurgulanır-
ken Kemal Çelik'in Em-
niyet Genel Müdürlü-
ğü'nden alınarak bir ile
vali olarak atanacağı öne
sürüldü.
Çelik'ten boşalan göre-
ve geceyarısı operasyo-
nuyla Emniyet Genel
Müdürlüğü'nden uzak-
laştınlan Balıkesir Valisi
Alaaddin Yüksel'in geti-
rilebileceği savunuldu.
Susurluk skandah sıra-
sında Hanefi Avcı'nın
devlet içi çete örgütlen-
mesi içinde yer almakla
suçladığı MtT Kontr-Te-
rör Dairesi Başkanı Meh-
met Ejınür'ün de kızağa
alınabileceğine dikkat çe-
kildi.
EgeMe ölüme kaçış
• Baştarafi 1. Sayfada
Karaburun arasındaki bir
koydan yola çıkan 40 kişi-
lik tekne, 15 dakika sonra
alabora oldu. Dün saat
11.30 sıralannda bahkçı
teknelerinin denizde ceset
görmesi ve Sahil Güvenlik
Komutanlığf na konuyu
iletmesinin ardından hava-
dan ve denizden arama ça-
lışmalan başlatıldı. Tekne-
de 10'u çocuk. 7'si kadın,
23'ü erkek 40 kişinin bu-
lunduğu öğrenilirken dün
gece yansına kadar 11 ce-
set bulundu. Arama çalış-
malan sırasında 6 kişi de
kurtanldı. Kazadan kurta-
nlanlann Azat Celal, Çiğe
Berjani, Ah' Ahmet, Nejat
Ali, Krilbr Behzat ve Os-
man Sait olduğu bildirildi.
Kazada ölenlerden sadece
İrfanÖmerGalipıle Hıdır
Haydar Kadir'in kimliği
belirlendi.
Olayla ilgili biri Kerkük-
lü Türk iki kişinin gözaltı-
na alındığı ve tzmir Emni-
yeti'nde sorgulandıklan
öğrenildi.