25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 HAZİRAN 1997 PAZARTESİ 8 DIŞ HABERLER Ingiltere'nin solcu başbakanı Tony Blair, ülkesi gibi Avrupa'da da reform yapmak istiyor 6 AB'de düzen değişmelfGÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Ingıltere'nin yenı başbakanı Tonj Blair, İsveç gazetesi Da- gens Nyheter'in tarnşma sayfasına birya- zı yazarak Avnıpa Birliği'nin reform- dan geçirilmesinin, Para Birliği konusun- dan daha acil bir önemde olduğunu be- lırtti. Blair, partisinin l mayıstaki seçim- lerde halkın büyük desteğini alarak ik- tidara gelmesiyle "sol Oe sağ, kamu sek- törüyfe özelsektör" gibi eski tartışmala- nn artık gende kaldığını. partisinin bir avuç ayncalüdı insana değil. bütün tn- gıliz halkına hizmet etmek için göreve geldiğini ve Büyük Britanya'nın Avru- pa iie ilişkilerinde yeni bir başlangıçta bulunmayı amaç edindiğini vurgulaya- rak yazısını şöyle sürdürdü: "Britanya halkı sandık başına gidip oy verdiğiııde Avmpa'vla vapıcı bir bü- tiinkşme için oy verdi, statükonun korun- mas için değil. 1 ma> ıs sonuçlannın Av- rupa Birliği'nin halen çaltşma biçimine olan güveni gösterdiği sonucuna varmak, çok ciddi bir yanhştir. Gerçekte görükn şey, bir değişiklik için çıkanlan sestir. Aynen İsveç'te de olduğu gibi. B. Bri- tanya halkı kctıdisini. Brüksel'deki karar vermc mekanizmalanndan çok uzakta hissetmektedir. Halk, Avnıpa'nm poli- tik ve bürokratik elit tabakasımn önce- bk tarudığı sorunlann. kendisinin günlük yaşamda karşılaştaklanndan çok daha farklı olduğu görüşündedir. tşte bu yüz- Beş maddelik program 1. Önce iç pazanmm bütünlemeliyiz. 2. Orta ve Doğu Avrupa'yı da bünyemize alarak , örgütü genişletmeliyiz. 3. Ortak tanm politikasını reformdan geçirmeliyiz. 4. Işsizliğe karşı bir haçlı seferi oluşturmalıyız. 5. Dış politikada gerçek bir işbirliği yaparak Avrupa'nın nüfuzlu bir gûç olmasmı sağlamahyız. den yeniİşçi Partisi.AB kunımlannuı ve politik kararlar mekanizmasının halkı- rruzın çıkanna ve yaranna yönelik değj- şikliklere uğrafjlmasını programına akt veseçildr Blair'in programı Tony Blair. bu çerçeve içinde yapılma- sı gerekenleri beş maddede sıraladığını açıklayarak yazisına şöyle devam etti: "Önceiçpazanmızıbütünkmdiyiz,Or- ta ve Doğu Avrupa'yı da bünyemize ala- rak örgütü genişjetrneiryiz ve-aceteetme- den- ortaktanm potitikasınm dayanılmaz hah'ni reformdan geçirmeliyiz. Aynca, iş- sizliğc karşı bir haçlı seferi oiuşturmab- >~Eveiş pryasasuun esnekliği için çaba gös- termeliyiz. Son olarak da dış politikada gerçek bir işbirliği yaparak Avrupa'nın genelde bütün dünya için istikrar ve re- fah bakunından nüfuzlu bir güç olması- nı sağlamalryTZ.'' Tony Blair. ülkesinin de aynen İsveç gibi Maastricht Anlaşması'nın, bir is- tihdam paragrafiyla genışletilerek Avru- pa'daki işsizlik sorununun ön plana çı- kanlmasını istediğini de belirtti. AB ül- kelerinin bırlikte çalışarak tek başına ya- pabileceklerınden çok daha fazlasını ba- şaracaklanna inandığını da açıklayan In- giliz lider, gelecek hafta Amsterdam'da yapılacak olan AB hükümet başkanlan toplantısına bu inançla katılacağını vur- gulayarak yazısını şöyle sürdürdü: "Bu konuyu, oradaki sosval protoko- le geçirteceğbn. Avnıpa Birliği Anlaşma- sı'na (Maastricht II) istihdamla ilgüi bir paragraf eklenmesini isteyeceğim. Bu yüzden. temel haklar ve çevreyle ilgüi bö- lümlerin daha belirgin olarak vurgulan- masuıa çauşacağun. Ben bu nedenk AB'nin, Avrupa Par- bmentosu. uhısalparlamentolarve bün- yesinde gizli saklı kalmaması aracılığıy- İa daha demokratikleşmesinden yana- yun." Tony Blair, kendisinin ve İsveç hükü- metinin, her şeyden önce Avnıpa vatan- daşlanna iş bulunması gereğini paylaş- tığını ve bunun, AB için öncelikli bir konu olduğuna inandığını da vurguladı. Ingıliz hükümetinın bu inançla Amster- dam'daki toplantıya istihdam paragrafi- nı getireceğinı, ancak bunu yaparak Av- rupa'nın "küresel bakımdan rekabetgü- cünün" sarsılmamasına özen gösteril- mesi gerektığinı de belirtri. Tony Blair, yazısına şöyle devam etti: -Hükümetin rvi nryetindenötürii işsiz olmak, durumu herhangi bir şekilde ulumhı olarak etküemez. İstihdam parag- rafının yanhşyonımlanması sonucu, işya- ratma yerine iş a/altması gibi bir riski gö- ze almaya hiç niyetim yok. Bu görüşü bü- tün gücümle hem bugün, hem de gelecek hafta Amsterdam'da dile getireceğim. Başanlı şirkeder, çahşma koşullannda en asgari bir düzeyin korunmasından sonra şefler ve personelin esnekliğine ve bu iki grup için işler bir esnekliğin oluş- turulmasına yönelik yeni girişiırüerde bulunmaktadırlar.'" Tony Blair, sanayileşmedeki artışın. çevre konusunu çok yakından etkiledi- ğini ve çevTe sorunlanyla en etkili şekil- de, yalnızca ülkeler arası işbırlıği yapa- rak uğraşılabüeceğini ve liderlerin, bu ko- nudaki sorumluluklannı yüklenmeleri gerektiğini de savundu. Avnıpa BirtiğTne reform Tony Blair, AB ülkelennin vatandaş- lannın, AB'nin içindeki çalışmalan da- ha yakından izleyebilmelerinın şart ol- duğuna değinerek yazısını şu soruyla sürdürdü: "(AB) Bakanlar Konscyi gizuiik için- de yasalar koy arken halkın ABkonusun- da kuşkulu olmasında garip bir şey var mı? .Amsterdam'da AB kurumlannın çalışmalannın daha açık ve şeffaf şekil- de sürdürülmesini amaçlayan öneriyi desteldeyeceğjm. Hemen şündiçözümlen- mesi gereken daha acil bir sorunla karşı karşıyayız; Avnıpa Birliği'nin. tster Mal- mö ya da Manchester'da. Münih'teya da Milano'da \ aşasın. her vatandaşı için ay- nı anlamı taşıyabilmesi sorunuyla." Amsterdam'da tartısacaklar Blair-Jospin çatışması kapıda • Ingiltere ve Fransa'nın solcu başbakanlannın, işsizlik politikalanndaki farklılıklan AB zirvesinde ortaya koymalan bekleniyor. STOCKHOLM(Cumhu- riyet) - Malmö'de sol lider- lerin görüşmeleri. son dere- ce uluslararası bir şekilde gerçekkştı. Ne var ki gele- cek hafta Amsterdam'da ya- pılacak olan AB zirvesinde ulusal çıkarlann çatışacağı daha da kesinleşti. En bü- yük görüş aynlıklan şu üç te- mel konuda ortaya çıktı: Sınır kontrolü ve mülteci kabulpolrtikası: Bu konuda B. Britanya, ulusal yasalar dı- şında başka hiçbir yasaya u>Tnayacağını kesin bir dil- le açıkladı. Savunma politikası: Bu konuda Tony Blair.John Ma- jor'la aynı görüşte olduğu- nu belirterek ülkesinin. or- tak savunma oluşturulması- na karşı olduğunu ortaya koydu. Işsizük konusu: tş paza- nnda esneklık olması, yanı ışe gırme ve işten çıkanlma konulannın mümkün oldu- ğunca pazar koşullanyla sap- tanması. Iskandinav ülkele- rindeki gibi iş güvenliği ya- salannın artık demode ol- duğu, işini bilenin ve bece- rili olanın önünün açılması, işinde eski olup da değişime uymavana yol gösterilmesi- nın kolaylaştınlması istendi. Tony Blair'in de destek- lediği bu görüşe, LionelJos- pin karşı çıkmakta. Seçim vaatlerinin başında gelen iş- sizliği azaltma sözünü tuta- bilmesi için pazar koşullan- nın devletin denetiminde kal- ması gerektiği görüşünde. Amsterdam'da iki seçim ga- libinin "çaüşmasına" kesin gözüyle bakılıyor. Mal- mö'deki 3 gün süresince Av- nıpa'daki en az 18 milyon iş- sizin ne kadannın, hangi gi- rişimlerle iş sahibi yapıla- cağı belirlenemedı. Dani- marka Başbakanı Poul Nynıp Rasmussen, "Avru- pa'da sosyal demokratlaruı işsizliğe eski araç gereçlerle çare bulamayacağını'" söyle- yerek "işpiyasasındainsan- cıl esneklik" istedi. Kafkasya yeniden biçimleniyorKafkasya'da önemlı gelişmeter oluyor. Özellikle de Rusya ile Çeçenıstan ara- sında, 12 Mayıs 1997'de ımzalanan ba- nş anlaşması sonrasında. Bir yandan, Kafkasya halklan arasında Rusya'yı dış- layan bir yakınlaşma süreci göze çarpı- yor. 31 mayısta Kıstovodsk'ta, Azerbay- can, Ermenistan, Gürcistan ve Rus- ya'nın Kafkasya'daki cumhuriyet ve böl- gelerinden temsilcilerin katlımıyia düzen- tenen Kafkasya forumu, bu yolda önem- li bir adımdı. Çok kısa bir sürede orga- nize edilen toplantıda en fazla öne çı- kan tarafın Çeçenıstan olması da ilginç- ti. Çeçen yönetiminın "beyni" Movtadi Udugov, Karabağ da dahıl bölgesel so- runlann dışardan değil, ıçeriden, Kafkas halklannın temsılcılerı tarafından daha kolay çözülebileceğini söyiedi ve Kaf- kasya'da AGİT {Avrupa Güvenlik ve İş- birliği Teşkilatı) türünden bir yapılanma- ya gidilmesı fikrini ortaya attı. Üstelik bu oluşumun merkezinin Trflis'te bulun- masını önerdı. Gürcstan'la Rusya'nın iliş- kılennin oldukça gergin olduğu, aynca Gürcü-Abhaz anlaşmazlığının çözülme- sınde Çeçenlerın devreye girmesi ola- sılığından sıkça soz edildiği bir sırada bu önerinin gündeme gelmesi önemlrydı. Öte yandan, Azerı petrolünün Çeçe- nistan üzerınden Novorossıysk'ye ak- tanlması yolunda çabalar yeniden hız- landı. Moskova ve Grozni arasında ka- palı kapılar ardında yapılan görüşmeler, bir yandan Azerbaycan-Rusya anlaş- masını, gkJerek Azerbaycan-Rusya-Çe- çenistan anlaşması halıne getirmeye başlıyor, öte yandan yaklaşık 1500 kı- lometrelik boru hattının yalnızca onda' bırini elinde tutan Çeçenlerin, Krem- lin'de gelirin yansını talep etmeleriyle Moskova ile Grozni arasındaki pazarlı- ğı kızıştınyor; son olarak Türkıye'nin de taraf olduğu bir konuda, her şeye kar- şın Ruslan ve Çeçenleri aynı safta bir- leştirerek bölgenın dengesıni yeniden bi- çımliyor. Bölgedeki gelişmelerı öngörebılmek için Karadeniz'in sessız ve derinden giderek güçlenen bir başka devletini daha hesaba katmak gerekiyor: Ukray- na'yı. Son zamanlarda Baltık ülkeleri ve Polonya'yla bir ittifak kuran, NATO'yla sözleşme imzalayan, Romanya ve Mol- dova ile yaptığı anlaşmalarla Batı'daki konumunu pekiştiren Kiev, şimdi gözü- nü muhtemelen Kafkasya'ya ve Orta Asya'ya çevirecektir. Zaten son dönem- de başta Gürcistan'la, aynca Azerbay- can ve özbekistan'la ılişkilerini gelişti- ren Ukrayna'nın, yeniden biçimlenme- ye başlayan Kafkasya'ya ağırtığını koy- ması olasılığı hiç de zayrf değil. BELARUS RUSYA Dış politikada yeni arayış Ufükta diktatörlük mü var? Belarus, Bağımsız Devletler Topluiuğu içinde Rusya'ya en yakın ülke olarak biliniyor. 24 Mayıs 1997'de iki ülke arasında "birtik" kurulmasını öngören bir anlaşma imzalandı. Ancak biıiiğe giden yolda yapılan tartışmalar, her iki ülke yönetiminın de birleşme konusunu iç politik amaçlarla kullanırken karşı tarafı incitecek sözler söylemesi ilişkileri yıprattı. Anlaşma öncesinde Moskova'nın Minsk'e "Belarus, kendini lağvedip Rusya Federasyonu'na katılsın" önerısi, Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko'yu iyice kızdırdı. Ancak kol kırılsa da yen içinde kaldı. Ya da öyle yapılmaya çalışıldı. Ne var ki sorunlar bitmedi. Rusya'nın NATO'yla yaptığı anlaşma ve anlaşma sonrasında pakt üyelerine yönelik füzelerden nükleer başlıklann kaldırılacağı açıklaması, Lukaşenko'nun bir kez daha tepkisini çekti. Derken Rusya ile Ukrayna anlaşması gündeme geldi. Bu anlaşma sonrasında ise Rusya lideri Boris Yeltsin, "Ukrayna, bizim için en öncelikli ülkedir" dedi. Bu arada Belarus, umudunu Rusya'ya bağlayarak mayıs ayı sonlannda Tallin'de yapılan beşli zirveyle (Estonya, Letonya, Litvanya, Ukrayna, Polonya) oluşturulan "Baltık-Karadeniz alyansı"nın dışında kalmıştı. Minsk'ten gelen son haberler, artık Rusya'ya güveni iyice azalan Belarus yönetiminin dış politikada yeni arayışlar içine girdiği yolunda. Sovyetler Biriiği'nin son lideri Mihail Gorbaçov'un Ital- yan Stampa ve Rus Novaya gazeteleri için yazdığı "Ikin- ci şok terapi" adlı son makalede, ilginç iddialar var. Gor- baçov, ezeli rakibi Boris Yettsin'in artık ne pahasına olur- sa olsun ömür boyu iktidarda kalmaya karar verdiğini öne sürüyor. Hükümette Başbakan Viktor Çernomırdin'in geri plana itilerek "genç kurtlar"\n (Anatoliy Çubays ve Boris Nemtsov) öne çıkanlmasını ve bırkaç yıl önce ba- şansız olan şoktedavi önlemlerinin, yeniden gündeme ge- tirilmesini bu karara bağlıyor. Sonuçta bütün ülke ekono- misinin biricaç kişinın elinde toplanacağını, öte yandan toplumun yeni özelleştirme ve vergi. konut reformu gibi hamleterte iyiceyoksullaşacağını savunuyor. Pek çok konuda başansız olan Krem- lin'in, yolsuzluklaria mücadele kampanyası ve ordu reformu gibi göstermelik faaliyetlerie halkın gözünü boyamaya çalıştığını yazan Gorbaçov, iktidann ve sermayenin medya organlanna yönelik baskılanna dikkat çekiyor. Eski Sovyet lideri, bu gidişin ya bir ayaklanmaya ve ardından diktatörlüğe ya da ayaklanma olmaksızın bir diktatöriüğe yol açacağı öngörüsünde bulunuyor ve her durum- da Rusya'da demokrasinin ciddi bıçimde geriye savrulacağını öne sürüyor. Taleban telaşlandı Dış Haberler Servisi - Pakıstan dan aldığı destekle yö- netimi ele geçiren şeriatçı Taleban örgütü, lran, Rusya ve Orta Asya ülkelerinı "Afganistan'ı kanştırmakla'' suçla- dı. Taleban'ın Dışişleri Bakan Yardımcısı ŞerMuhammed AbbasStanekzaigazetecilere yapöğı açıklamada. Rusya'nın hâlâ Afganıstan'ın içişlerine kanştığını ve ülkenin kuze- yindeki Taleban karşıtı güçlere silah ve cephane tedarik ettiğini bildırdi. Stanekzai, Taleban'a karşı savaşan AhmetŞah Mesut'a Tacikıstan'dan da helıkopterle cephane taşındığını söyledi. Önceki gün Taleban saflanna geçen Ml-17 helikopterinin mürettebatı, Tacikistan'ın Kolyab kentinden Ahmet Şah Mesut'un bulunduğu Penşir Vadisi'ne 400 PRG-7 el bombası taşıdık- lannı itiraf etmişlerdi. Öte yandan başkent Kabil'in kuzeyindeki en önemli ana yollardan bi- rinin üzerinde olan Cebel Sarac kasabasının, Taleban'a karşı mücadelesinı sürdüren devrik hükümet güçlerinin elinde olduğu bildirildi. Muhalif güçlerin sözcüsü AbduDah. uydu tele- fon aracılığı ile yaptığı açıklamada, Cebel Sarac'ın kontrolleri altında olduğunu söyledi. Sevgılı dostumuz, güzel ınsan yönetim kurulu başkanvekılimiz ATÇA ERGÜR'Ü yitirdik. Tüm sevenlerinin başı sağolsun. Cenazesi_ 10 Haziran 1997 Salı günü saat 10.30'da Marmara Üniversıtesı Güzel Sanatlar Fakültesi'ndeki törenden sonra Erenköy Bağdat Caddesi Galippaşa Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip demedılecektir. Nâzım Hikmet Vakfi Yönetim Kurulu ATILA ERGÜR'ü yitirdik. Dostları İLAN T.C. İSTANBUL1. ŞULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1997/177 vasit. Hastalığı sebebiyle mahkememizce vesayet altına alı- nan Sevıl Aray'a kardeşı Ahmet Erol Aray'ın vesayetı altına konulmasına, karar venldi. llanolunur. 5.6.1997 Basın: 24592 Babamızı yitirdik, unutmayacağız. Gamze-Elif ERGÜR ACI KAYBIMIZ Demeğimizin kurucu üyesi. yönetim kurulu üyesi ve genel sekreteri, "Özerk, Demokratik ve Üretken Üniversite" için gönül vermiş can dostumuz ATÎLA ERGÜR'ü yitirmenin büyük acısı içindeyiz. Tüm sevenlerine sabır dileriz. Üniversite Öğretim Üyeleri Demeği Yönetim Kurulu Özgürlüğün ve demokrasinin yiğit insanı ATİLA ERGÜR artık yok. Onsuz devam edeceğiz. Özerk Sanat Konseyi Girişim Kurulu ve Ulusal Sanat Kurulu Sevgili dostumuz, üyemiz, insan, özgürlük ve sanat sevdahsı ATtLA ERGÜR'Ü yitirdik. Hepımızin başı sağolsun. Ozgürlük ve Dayanışma Partisi Kadıköy Üçe Orgütü Not: Cenazesı 10.06.1997Salı günü M.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesı 'nde 10 30 da yapılacak tören sonrası Erenköy Galippaşa Camıi nden kaldınlacaktır. ACI KAYBIMIZ Cemiyetimiz üyesi, san basın kartı sahibi değerli meslektaşımız İ. LAMİ SESAR yakalandığı amansız hastalıktan kurtanlamayarak vefat etmıştir. 9 Haziran 1997 Pazartesı günü saat 10.30'da Türkiye Gazetecıler Cemiyetı'nde yapılacak törenden sonra Lami Sesar için uzun yıllar görev yaptığı TRTnin Istanbul Bölge Müdürlüğü'nde de saat 12.00'de bir tören yapılacaktır. Teşvıkiye Camıi'ndeki öğle namazından sonra Lamı Sesar'ın cenazesı Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa venlecektir. Lami Sesar'a Tann'dan mağfıret, kederli ailesine ve üyelerimize başsağlığı dileriz. TÜRKİYE GAZETECILER CEMİYETİ Bir yürek de sizin katkınızla çarpsın TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks:(0 212)212 68 35 KANAL 6DA HER PAZARTESİ 18:10 HUGO 19:00 KANAL 6 ANA HABER 19:50 ALTINA fHUCUM 21:10 MORENOİLEHARİKA MASALLAR 21:25 BİNBİR GECE SHOW TURKİYE EKRANI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear