25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYTA CUMHURİYET 9 HAZİRAN 1997 PAZARTESİ HABERLER 'Kurtanlmış bölgeme girmeym' TSK'nin Kuzey Irak'ta sürdürdüğü PKK operasyonları konusunda Türkiye'yi uyaran İran, askerlerimizin Hakurk'taki kampa girmeleri halinde, bölgeye asker göndereceğini bildirdi LALE SARltBRAHİMOĞLU ANKARA - Cumhuriyet tarihınin en bihük sınır ötesi operasyonunda RE- FAHYOL hükümetiyle ödenek bunalı- mı yaşayan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK). harekât bölgesınde de İran enge- liyle karşılaştı. İran. Türk ordusunun teröristkrin bü- yük ölçüde yuvalandığı Hakurk üçgeni- ne girmesi dunımunda, Kuzey Irak a as- kerlerini göndereceği ya da PKK ve ra- kipKürt grubu Kürdistan Yurtsever Bir- liği'ni Ankara'ya karşı kışkırtacağı uya- nsında bulundu. TSK'nin, Kuzey Irak harekâtının yüzde 100 başansında anah- tar rol oynayan Hakurk bölgesine 28 ma- yısta yığdığı askerleri, bu gelışme üze- rine geri çekmek zorunda kaldıği öğre- nildi. Genelkurmay Başkanhğı Genel Sek- reteri Tümgeneral ErolÖzkasnak, Çekiç Harekâtı sırasmda ikı Türk askeri heli- kopterinin PKK'nin Iran'dan sağladığı SA-7B füzeleri ile düşürüldüğünü, ope- rasyon bölgesınden kaçan militanlann Iran'a sığındıklannı ve buradaki hasta- nelerde tedavi olduklanru açıklamıştı. Genelkurmay'ın bu açıkJamasının ardın- da, operasyondan kaçan PKK teröristle- rinin yuvalandığı İran sınınndaki Ha- kurk üçgenine Türk askerlerinin girme- si olasılığına karşı Tahran'ın yaptığı uya- ndan duyulan rahatsızlığin da yattığı be- lirtildi. tran. Türk askerlerini Hakurk üçgenı çevresinden uzaklaştırma isteminin uluslararası alanda kabul görmesini sağ- lamak için Türk ordusunun bu bölgeye girmesi dunımunda "PKK'liler de oba" mülteci akınına uğrayacağı bahanesini ortaya attı. Ancak Iran'ın Hakurk bölge- sine Türk askerini sokmak istememesi- nin üç temel nedeni şöyle: - Türkiye'ye baskı için PKK'yi birdış politika aracı olarak kullanmak. - Bölgede Türkiye'nin fiili bir nüfuz sağlamasını önlemek. - Türkiye'nin, ABD ve tsrail ile birlik- te Kuzey Irak üzerinden İran rejımini or- tadan kaldırmayı amaçlayan büyük bir plan peşinde olduğu savı. Cumhuriyet'in görüşlerine başvurdu- ğu güvenilir kaynaklar, PKK'nin ope- rasyon bölgesinden kaçıp yuvalandığı Hakurk'un arazi bakımından nüfuz edil- mesi en zor bölge olduğuna işaret ede- rek "KuzevIrakoperasyomuıda PKK'ye karşı yüzde 70'c yakın başan sağlayan TSK'nin yüzde 100 başanya ulaşması Hakurk'un düşürülmesine bağlıdır. Ak- si takdirde PKK'nin bölgede yeniden güç kazanması kaçuulmazdır" dediler. Mesud Barzani liderliğindeki Kürdis- tan Demokratik Partisı (KDP) peşmer- geleri, bugün TSK'nin teröristlerden bü- yük ölçüde temizlediği Zap dahıl birçok bölgede Irak yönetimine karşı mücade- leetti. TSK'nin, çağnsı üzerine Kuzey Irak'a girdiğini bildirdiği KDP. bu nedenle böl- geyi çok iyi tanıyor ve Türk ordusuna operasyon sırasında önemli destek sağ- lıyor. KDP peşmergelen, 1995 yılında PKK ile çatıştıkJan sırada teröristler Hakurk'a kaçmayı başarmış ve tran, KDP'ye kar- şı bu bolgeyi kullanmıştı. tran, TSK'nin Kuzey Irak operasyo- nunun başansını önelemek için arazide engellemeler yaparken KDP'nın oluş- turduğu savunma hattı ile topraklanna PKK'nin sızmasının önlendiği Suriye, diplomatik alanda Ankara'ya karşı kam- panyasını yürütüyor. Suriye'nin kışkırt- ması sonucu Türkiye'ye Kuzey Irak ope- rasyonu nedeniyle baskı dozunu arttıran Arap ülkelerinin benzer baskıyı TSK ile işbirliği halindeki KDP'ye yaptıklan da belirtildi. Barzani'nin buna karşın peş- mergelerine Türkiye ile işbirliğini sür- dürmeleri talimatı verdiğı kaydedildi. Ancak Barzani'nin, Türkiye'nin kendi- sine desteğini çekmesi endişesi taşıdığı- na işaret ediliyor. Tahran'ın yorumu 'Hükümetin harekâta desteği az' TAHRAN (AA) - Tahran Radyosu, Türk ordusunun Kuzey Irak'ta düzenlediği sınır ötesi harekâtın "Türk hükümeti tarafindan fazla destektenmedigini" ilen sürdü. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak'ın. "Bölücü terör örgütü PKK'nin İran tarafindan desteklendigi" yolundaki açıklaması tran tarafindan reddedildi. Tahran Radyosu'nun dün öğle ana haber bülteninden sonra yayımlanan yorumunda, Kuzey Irak'ın "İsrail ordusunun planlan ve Türk generallerinin teşebbüsü Ue sürekli bir kriz bölgesine dönüşeceği ve İsrail ordusunun maceracılıklannın Kuzey Irak'ta devam edeceğT ıddia edilerek "Eğer böyle olursa Islami topraklarda öyle bir fitne ateşi yakılacak ki, bölgesel krizlerie ilgili tecrübeye göre düzeltilmesi en azından 20 \ıl alacak ve ikincisi de Irak'ın toprak bütünlüğü ciddi bir şekilde tehdit edilecek"denıldı. "Bu krizin ateşini hazuiama yükümlülüğunün bazı Türk generallerinin omzunayüklendiği" iddia edilen yorumda, "azmlıktaki bu kişilertn, ordunun operasyonlannı, "Türkiye'nın açık ve gizli düşmanlan ile savaş' olarak gösterdikleri'' de öne sürüldü. Yorumda, "Kesin olan şu ki, bu hareketin nihai mağlubu Türkiye ordusu ve Barzani olacaktır" ifadesi kullanıldı. "Türk ordusunun Kuzey Irak'taki harekâtının Türk hükümeti tarafindan fazla desteklenmediğini" ıddıa eden Tahran Radyosu, "Sorunun ümit noktası da budur'" dedikten sonra yorumunu şöyle tamamladı: "Ordu, gerçekte hükümet konusundaki partiler arası rekabetten kaynaklanan siyasi boşluktan yararlanıyor. Şüphesiz Türkiye'nin siyaset adamlan ve yüksek makarnlan işin aİabetine vâkıflar, ama her halükârda hükümetin durumu açıklığa kavuşuncaya kadar. görünüşte Türk ordusunun luzularuun eline uygun bir firsat verilmiştir. 1 ' Resmi İRNA ajansının haberine göre. tran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mahmud Muhammedi. Genelkurmay'ın Iran'ın PKK'yi desteklediği açıklamasını yalanladı. Muhammedi, "Türkaskeri yetkilisinin iddialan, Türkiye'nin iyi ikili ilişkUer ve bu ilişkikrin geliştirilmesi yönünde beyan ettiği politikalan ile çelişki jçerisindedir" dedi. Muhammedi, tran'ın iki ülke arasında güvenlik işbirliğıni geliştirme konusunda çok yoğun çaba gösterdiğini ve bu işbirliğinin sonuçlannın tümüyle yapıcı olduğunu savundu. Muhammedi, bazı Türk askeri yetkililennin son birkaç ay içinde dile getirdikleri bu tür iddialann, "Iran-Türkiye dostluğuna karşı olan belirli çevre ve kgynaklann, iki ulus arasında şüphe yaratmayı amaçlayan güişimleri" çerçevesinde yer aldığını öne sürdü. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, bazı Türk gazetelerinde de bu yönde çıkan haberlerden üzüntü duyduğunu belirtti. Ekoıumükyaptmrn veAzerikozu MGK'nin eylem planına göre,Türkiye'deki aynlıkçı gruplara karşılık îran'daki Azeri örgütlenmelerin desteklenmesi gündeme alınabilecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Şeriat rejimini ihraç etme ve PKK te- rörünü destekleme politikalannı sür- düren tran'a, Milli Güvenlik Kuru- lu Önlemler Paketı'nde yer alan "ey- lem planı"yla karşılık verilebileceği bıldirildi. Milli Güvenlik Kuru- lu'nun (MGK) 28 şubat toplantısın- da görüşülmesinin ardından Dışişle- n Bakanlığı'nca hazırlanan eylem planı çerçevesinde Tahran yönetimi- ne ekonomik yaptınm uygulanması ve Türkiye'deki aynlıkçı gruplara karşılık tran'daki Azeri örgütlenme- lerin desteklenmesi gündeme gelebi- lecek. TürkSilahh Kuvvetleri'nin(TSK) 14 mayısta başlattığı Çekiç Harekâ- tı'nda iki helikopterin; Ermenis- tan'dan alınarak, tran üzerinden PKK'ye ulaştınlan Rus tıpı SA-7B füzeleri ile düşürüldüğünün belirlen- mesi ve harekât bölgesinde komşu ülkenin sorun çıkarması, Tahran'a yönelik yaptınmlann yeniden gün- deme gelmesine neden oldu. Genel- kurmay Başkanlığı'nın, tran'a uya- nda bulunmakla yetinmesi nedeniy- le eleştirdiği Dışişleri Bakanlığı'nın, nisan ayında hazırladığı eylem pla- nının ana hatlan şöyle: 1 - İran'ın Türkiye'deki rejim aley- hine atacağı adımlar dıkkatle ızlene- cek. Her hareketin ardından uyanda bulunulacak. 2- Uyanya karşın aynı tutum de- vam ederse bu kez aynı yöntemle karşılık verilecek. Ömeğin, Atatürk aleyhine yapılacak propagandalara. Türkiye de Humeyni ve Îran'daki re- jim aleyhine propagandalarla karşı- lık verecek. 3- İran'ın Türkiye'nin iç konula- nyla ilgilenmesi halinde. Türkiye de tran'daki Azerilerle ilgilenecek. 4- Bu olumsuzluklann devamı ha- linde ekonomik ilişkiler askıya ah- nacak. ADNAN KAHVECt PARKI'M AÇTI - A3SAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. Ereğli'de Adnan Ka^<eci Par- kı'nın açılışını yapüktan sonra düzenlenen mitingde yapbğı konuşmada, Türkiye de siyaset yalan ve haram- dan temizlenmeden hizmet vennenin mümkün otamayacağını söyledi (Fotoğraf: AA) Yılmaz, Ereğli'de kültür ve sanat etkinliklerine katıldı soygun düzeni var' EREĞLİ (AA) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Türkiye'de "soygun düzeni" olduğunu belirte- rek bazı siyasetçilerin siyaset yoluy- la devlet imkânlannı kullanarak menfaat temin ettiğini söyledi. ""reğli Uluslararası Osmanlı Çile- ği Kültür ve Sanat Festivali etkinlik- lerine katılan Yılmaz, Adnan Kah- veci Parkı'nmda açılışını yaparak bir açık hava mitingi düzenledi. Türkiye'de bugün karamsar bir ha- vanın bulunduğunu öne süren Yıl- maz. ANAP iktidannda dostluk ve kardeşliğin egemen olduğunu söyle- di. Yılmaz. şöyle konuştu: "Ama 6 yıldır maalesef Türkiye o heyecaıunı kay betti. Bu, ANAPdöne- minde 8 sene zarnnda hiç gündeme gelmeyen bir olaydı. Türkiye bu nok- ta> a kendisi gelmedL 6 sene boyunca ANAP olarak devamlı siyasi müca- dele verdik. İlk önce. shasete valanı katanlarla, yolsuzluğu kanştıranlar- la, bu siyasete yüce dinimizi kanşö- ranlarta mücadele ediyoruz." Türkiye'de "soygun düzeni" oldu- ğunu. bazı siyasetçilerin siyaset yo- luyla devlet imkânlannı kullanarak menfaat temin ettiğini iddia eden Yıl- maz, şöyle devam etti: "Siyaset > alandan ve haramdan te- mizlenmeden, bugün Türkiye'de siya- setyoiu}la hizmet yapabilmek müm- kün değildir. Kunse Türkiye'nin için- de bulundugu. yaşadığı duruma ba- kıp ülkenin geleceğinden umudunu kesmesin. Türkiye'nin geleceği aydın- hknr hem de apaydınlıkür. 6 ay önce, 'Millete gidelım, erken seçime gide- lim' dediğun zaman 'Sen hayal gö- rüyorsun. biz 2000 vılına kadar hü- kümete devam edeceğiz' diyenler, şimdi artık bu ayı bile çıkaramaya- caklannı görmüşlerdir." Yurtiçindeki irticaı faaliyetlerin önlenmesi gündemiyle 28 şubatta yapılan MGK toplantısında. İran'ın şeriat ihracı politikası da gündeme geldi. Başbakan Necmettin Erba- kan'ın da imzaladığı MGK metnin- de Iran'a yönelik olarak şu görüşle- re yer verildi: "Ülkemizi çağdışı bir rejimden ve din istismannın sebep olabileceği muhtemel bir çabşmadan korumak için, tran İslam Cumhuri- yeti'nin ülkemizdeki rejim ateyhtan faaliyet, tutum ve dav ranışlanna mâ- ni olunmalu bu maksatla Iran'a kar- şı komşuluk münasebetlerimizi ve ekonomik ilişkilerimizi bozmayacak, fakat yıkıcı \e /arartı faalivet- leri önleyecek tedbüier paketi hazırlanıp, yürürlüğe konma- bdır. Bu konuda Dışişleri Ba- kanlığı Koordinatör, Genel- kurmay Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı ve MİT Müsteşarlı- ğı sorumludur. Önlemler, ko- şullann gerekrirdiği ölçüde se- çilecek ve aşamalı olarak uy- gulamaya konulacak ve baş- vurulacak son tedbir olarak da tran ile iuşkilerin dondu- nılması olacaknr." Dışişleri Bakanlığı kaynak- lan da, terörle mücadele kap- samında "ne gerekiyorsaonun yapıldığını ve yapılacağuu" belirterek, yaptınmlann uy- gulanmasının gündemde ol- duğu mesajını verdiler. Dışişleri pasif Dışişleri Bakanlığfnın, özellikle Sırbistan, Yunanis- tan ve Ermenistan'ı uyarmak konusunda yetersiz kaldığı kaydedildi. Dışişleri Bakanlı- ğı kaynaklan, Genelkurmay GenelSekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak'ın. "Dışişle- ri'ni ekim aymdan bu yana 5 kez uyardık" eleştirilerine, "Terorizmle mücadete kapsa- mında ne gerekiyorsa >apnk" yanıtını verdiler. Aynı kay- naklar. fûzelerin nasıl kulla- nılacağına ılişkin olarak PKK teröristlerinin eğitilmesıni sağlayan Sırbistan ve Yuna- nistan'ın uyanlması konusun- da aynntı vermezken. Suri- ye'nin dikkatinin sık sık çe- kildiğini kaydettiler. Başbakan Necmettin Erba- kan, İran'ın D-8'ler toplantı- sında uyanlıp uyanlmayaca- ğına ilişkin soruya, "Hangiül- kelerin ilgileri olabileceği yo- lunda tahminler ortaya konul- muştur. Bunlann içinden ne- den özellikle İran'dan söz edi- yorsunuz? D-8'ler banş için kurulmuştur. Temel prensibi de banşolduğunagöre bu çer- çevede gerekli değerlendirme- leryapıhr'' yanıtını verdi. 'SIFIK NOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr ZÜRİH - lstanbul uçağındayım. İki gündür Türkiye'den ayrıyım. Gaze- telere de bakamadım. Uçağa biner binmez Onur-Air'in hosteslerinden gazete rica ettim. Gülerek yüzüme baktılar; "Bizde kuponlu gazeteler var. Posta ve Gözcü" dediler. Müzis- yen Suavi'yle. çaresiz bu gazetele- re razı olduk. Her iki gazetenin manşetlerine de hükümetin Kuzey Irak'ta yapılan operasyon sırasında orduya para vermediği haberleri çıkmış. Doğan Grubu'na ait olduğunu künyelerin- den öğrendiğim her iki gazetede de bu vesileyle hükümete veryansın ediyorlar. Gözcü; "Erhakan ve Çiller, PKK'den Yana mı" başlığını atmış. Posta'da da benzer bir tutum yer alı- yor: "Ordu Hükümete Güvenmiyor" Öncelikle, Gözcü'nün başlığına takıldım. Şimdi yeni bir vatansever- lik tartışmasının daha yolu açıldı. Kim PKK'ye daha karşı? Böyle bir kanıtlama yanşı, akıl- mantık ötesi Ordu Üzerinden Siyaset Yapmak... gösterilere neden olabilir. Tansu Çil- ler, ortaya çıkıp, arkasında kaç PKK'li ölü bulunduğunu söyleyen nutuklar atabilir. Onu Necmettin Er- bakan izler. Kıbns'ın fethinden baş- layarak Istanbul'un fethine kadar uzanabilir. Kuponlu gazetelere yansıdığına göre; muhalefet liderleri hükümete karşı bir firsat yakaladtklan inancıy- la bastınyorlardı! Hüsamettin Cin- doruk, hükümeti vatan haini ilan et- miş bile. Ordu üzerinden tartışma yapmak çok sağlıklı bir yol gibi gel- miyor bana. Hükümetle-ordu ara- sındaki gerilime dayanarak bir çıkış yolu bulabileceğimizi de sanmıyo- rum. Laikliğı korumak öncelikle siville- rin işi. Aynca laikliğin demokratik bir anlayışla sağlamlaştırılması da cid- di bir sorun. Türkiye, demokrasi yo- lunda büyük bir tıkanıklıkyaşıyor. In- san haklarına, sivil yaşamın özgür- leştirilmesine indirilen darbeler, de- mokrasi düşmanı güçlerin serpilip büyüdüğü ortamı yarattı. Siyasi İs- lam ve şovenist milliyetçilik, bu sü- reç içinde etkili güçler haline geldi- ler. Siyasi Islami attedebilmenin en sağlam yolu, ülkemizin önünü ka- rartan demokrasi karşıtı anlayışı terk etmek. Barışçı ve ılıman bir siyasi hava yaratmak. Gerilim, siyasi Isla- ma ve tüm gerici güçlere zemin ha- zırlıyor. ÖDP'nin Isviçre'deki sempatizan- larının düzenlediği toplantıda da benzer sorunları tartıştık. Türkiye, si- yasi Islamla nasıl hesaplaşabilirdi? Ben her zamanki gibi iyimser yorum- lar yaptım. Şu anda siyasi islamla la- ikliği savunan güçler arasındaki boy ölçüşme, laikliği savunan güçlerin inisiyatifinde yürüyor. RR biryıl önce hükümete geldiğin- de kendinden çok emin çıkışlara ha- zırlanıyordu. Toplumun bütün haya- tını kendi tutucu anlayışlan doğrul- tusunda şekillendirebileceklerini sa- nıyorlardı. Taksim'e cami, Istanbul'u yeniden fethetmek yolundaki çıkış- lan toplumun geniş kesimlerinden beklemedikleri ölçüde sert bir tepki gördü. Inisiyatifi büyük ölçüde yitir- diler. Bu hesaplaşmanın önemli handi- kaplarından birisi, laikliği savunan bazı kesimlerin, demokrasinin öne- mini kavrayamamaları. Siyasi Isla- mi, sonunda özgürlüğü ve demok- rasiyi savunan güçler, layık olduğu yere oturtacaklar. Siyasi İslam, bu ağııiık karşısında kendisini, demok- ratik bir sisteme uygun hale dönüş- türecek. Önümüzdeki süreç, Türki- ye'nin demokratlaşması ve siyasi Is- lamın Türkiye'ye uydurulması süre- ci. RP, Türkiye'yi kendi istediği kalı- ba dökemeyecek; ya kendisi bu ül- kenin laiklık birikimine uyum sağla- yacak ya da siyasi arenayı terk ede- cek. Ordu üzerinden siyaset yapmak riskli. RP "Ordu bana karşı, ben mazlumum" mesajı vererek manev- ra alanını genişletmek istiyor. Bazı muhalif güçler de ordunun işe daha fazla girmesinin yararlı olduğunu sa- nıyorlar. İki taraf da tehlikeli bir oyun oynuyor. Posta gazetesinin ekinde, iki genç ve güzel yıldızımızın ağzından bir çe- kişme dile getiriliyor. Berna Laçin, Hande Ataizine "O benim çöme- z/m "demış. Bu haber doğru mu bil- mek çok zor. İki güzel arasında eğer bir çekişme yaşanıyorsa, bunun ki- me ne zararı olur ki? İyimser duygularla, Istanbul'a ini- yoruz. BİZBÎZE ERDAL ATABEK Sövgünün deKalitesiVardır... Bir toplumun beslenmesini çöp tenekelerinden, kültürünü sövgülerinden öğrenebilirsiniz. 'Şimdi bü- tûn işimiz brtti de sövgüler mi kaldı' derseniz, hiçbir işinizi bıtiremeden başladığınızyere dönersiniz. Tıp- kı Şevki Yılmaz olayındaolduğu gibi. Dünyanın gün- demiyle uzaktan yakından ilgisi kalmamış bir iç po- litika cambazlığının gelgitleriyle zamanı gerçek an- lamda öldürürsünüz. Türkiye'nin mahkûm edildiği durum budur. 'Aptal kafalı', 'kuş beyinli', 'aklını kullanamayan' türü sövgü deyimlerini hiç duyuyor musunuz? Bun- lar bizim toplumumuzda annelerin çocuklanna, öğ- retmenlerin öğrencilerine söyledikleri şakayla eleş- tiri kanşımı sözcüklersayılır. Zekâya, akla, beyne iliş- kin küçültmeler, aşağılamalar ne söyleyeni doyuaır ne dinleyeni irkiltir. Bunlara önem vermeyen birtop- lumda bu organlarta, bu yeteneklerle ilgili değinme- ler de tepkiye yol açmaz. Onun için de 'Zekâ olim- piyatlan', 'Beyin yanşmaları', 'Matematik şampiyo- nası' gibi belden yukarı işler medya galaksisinde çarpık bacaklı bir kızın etek boyu kadar ilgi çekmez. Bizdeki sövgüler de toplum hayatının büyük bö- lümünü uğraştıran belden aşağı bölgelerle buralar- da yapılması düşlenen işlerie ilgilidir. En anlı şanlı sövgülerimiz 'başkasının anası' ile ilgili cinsel saldı- nmızı dile getirir. Bu sövgü hem ilgimizin kalitesini hem de aklımızı fikrimizi neyin aldığını açıklamaya ye- terli bir göstergedir. Toplumumuzda en kutsal şeyler arasında yer aldığını durmadan söylediğimiz kutsal ana', sadece kendi anamızolmalıdır. Çünkü 'başka- sının anası' saygıya değer bulunmuyor olmalı ki her canımız sıkıldığında ona saldırmayı dil persengi yap- mışızdır. Hem de bu deyim öylesine dil persengi ol- muştur ki ayağımıza çarpan taşla açılmayan kapı bi- le kendi anasını bizim saldınmızdan koruyamaz. Anasını kurtaranlar bu kez de avratlannı kurtarmak zorunda kalırlar. Bu 'ana avrat' sövmeler erkeklenn birbirlerini aşağılamak için bile kadınlan araç kıldığı bir ilkel erkek söyleminden başka bir şey değildir. Bu 'ilkel' tanımından eski toplumlan, uygarlık ön- cesi denen toplumlan anlamamalıyız. Çünkü bu top- lumlann insanlan elektrik kullanmayı bilmiyoıiardı, ama böyle sövgü sözcükleri kullandıklanna ilişkin hiçbir kanıt da yoktur. Uygarlık öncesi toplum insan- lan birbiıieriyle dövüşüıierdi, ama birbirlerini aşağı- lamak için anatanyla avratlannı aşağılamıyorlardı. Bu 'ilkellik', bu çağda yaşadığı halde belden aşağılann- dan kurtulup belden yukanya çıkamayan toplumla- nn insanlan için geçerlidir. Hayatlan boyunca belden aşağılartyla ilgili sorunlannı çözemeyen, o nedenle de hep oralarla, oralardaki işlerie dolu bilinçaltlannı her fırsatta ortaya döken ınsanların uygarlıkla ilişkisi de göstermelik olmaktadır. Durmadan öteye beriye sa- taşan, ona buna söven kişilerin iç dünyalarındaki karmaşık sorunları yansıttığı ise ruhbilimin gerçek- leri arasındadır. Böyle kişilerin tedavi edilmeleri de- ğil, uygarlaştınlmalan gerekir. Ama onlan destekle- yen, beğenip alkışlayan çevreleri de uygar olmadı- ğına göre, yapılacak iş, böyle kişileri tanımak ve hak ettiği yere koymaktır. Sövgüler üzerinden bir 'uygarlık ölçütû' de geliş- tirilebilir. Belden aşağı sövgülerin sahipleri ve ortamlan il- keldir. Belden yukarı sövgülerin sahipleri ve ortamlan uy- gardır. Bu konu hiç değilse tartışılmalıdır. Belki de böyle bir tartışma toplumun gündeminı uğraştıran abuk sabuk görüntülü, ama özünde sinsi bir çıkarcılığın herkesi aptal yerine koyan işbiriiğinden daha anlam- lı olur. Eğer Şevki Yılmaz'ın ilkel sövgüleriyle böyle yoğun biçimde uğraşmak yerine Necmettin Erbakan'la Tansu Çiller'in. herkesi 'aptalyerine koyan' gmşim- lerinden aşağılanma duygusu alınsaydı daha doğru bir iş yapılırdı. Çoktandır 'yalancı' sözcüğü sövgü olmaktan çık- tı da 'becerikli manevracı' anlamında övgü sayılma- ya başlandı. Yoksa devleti yönetenlerin kımileri ken- dilerine söylenen 'yalancı' sözcüğünden epeyce alın- ganlık duyariardı, ama ortada böyle bir şey görülmü- yor. Sövgünün de kalitesi var ya buralarda görülmüyor. Sağlar, Erbakan'a sordu 'Çetedekileri Özer Çiller mikaçırdı?' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP tçel Milletvekili Fikri Sağlar. Susurluk skandalıyla orta- ya çıkan çetenın Kuşada- sı'nda Özer Uçuran Çiller tarafindan korunduğuna ilişkin iddialan Başbakan Necmettin Erbakan'a sor- du. Fikri Sağlar, Başbakan Erbakan tarafindan yazılı olarak yanıtlanması için TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde. Susurluk çetesi sanıklann- dan tbrahim Şahin ve di- ğer özel timcı polislenn. arandıklan dönemde Çil- ler ailesıne ait Kuşada- sı'ndaki çıftlikte kaldıkla- nnm savlandığını anımsat- tı. Sağlar. bu savın doğru olup olmadığını, bu sav doğrultusunda güvenlik kuvvetlerine herhangi bir ihbarda bulunulup bulu- nulmadığını, bulunulmuş ise bu ıhbarlann değerlen- dinlip değerlendirilmedi- ğini sordu. Sağlar, soru önergesin- de, Susurluk kazasından sonra ortaya çıkan tablo- da, öldürülen eski Kuşada- sı Belediye Başkanı Lütfü Suyolcu olayının da irde- lenmesi gerektiğini \oirgu- ladı. Sağlar, yanıtlanması- nı istediği sorulan şöyle sı- raladı: - 1990-1993 ile 1993 Temmuz ayından itibaren Kuşadası ve civannda ya- kalanan uyuşturucunun cins ve miktan ne kadar- dır? 1993 yılından itibaren Kuşadası emnıyet müdür- leri kaç kez ve ne gerekçe ile değiştirilmiştir? Öldü- rülen eski Belediye Başka- nı Lütfü Suyolcu ile Ozer Uçuran Çiller arasında i- mar mevzuatı ile ilgili her- hangi bir tartışma yaşan- rruş mıdtr? -1993 Temmuz ayından itibaren Kuşadası Yat Li- manı'nda personel hare- ketleri durumu nedir? Kaç personelin görev yerleri değiştirilmiştir? Değiştiril- rae gerekçeleri nelerdir? Personel sayısındaki artış ve azalma durumu nedir? Yat limanı müdürleri han- gi gerekçelerle görevlerin- den alınmıştır? - Tansu ve Özer Çiller'e ait yat ya da motor-yat ve- ya değişik tip ve ebatlarda kaç deniz aracı vardır? Bu araçlarne amaçla kulfenıl- maktadır? Bu araçlann alındıklan günden itibaren Türkiye'deki marina işlet- meleri ve liman başkanhk- lanna hangi yolcularla, ne zaman ve nereye gitmek üzere bildirimde bulun- muşlardır?. - Başta Ömer Lütfü To- pal cinayeti olmak üzere birçok suçtan aranan ve ls- tanbul DGM'ce çete üyesi olduklan iddiasıyla gryabi tutuklu olarak yargılanan Sami Hoştan ve A. Fevzi Bir'in, Kuşadası yat Hma- nında Özer Uçuran Çil- ler'e ait yatla yurtdışına •kaçtıklan iddiası doğru mudur? Özer Uçuran Çil- ler'e ait yat son iki yıl içe- risinde hangi tarihler ara- sında Kuşadası Yat Lima- nı'nda kalmıştır? Yurtdışı- na çıkış yapmış mıdır?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear