25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3HAZİRAN1997SALI CUMHURİYET SAYFA TELEVIZYON 15 KentTv 23.oo| 'Dönemeç' Solda birlik ve REFAHYOL ; TV Servisi - Gazetemiz Genel Yayın Koordinatö- rü Hikmet Çetinkaya \e yazanmız Deniz Som ile , Ümit Zileü'nin birlikte ha- zıriayıp sundukJan "Döne- meç"in bu haftakı konu- lan "İşçi ve işveren sen- dikalarının REFAH- VOL'a karşı tarihi birlik- teliği" ile "Solda topar- lanmanın koşullan" ola- cak. Canlı olarak yayımla- nacak programda. DtSK Başkanı Rıdvan Budak ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Kum- baracıbaşı. MGK toplan- tısının ardından yaşanan son siyasi gelişmeleri, er- ken seçim olasılığı ve sen- dikalann tarihi birlikteliğı konulannda değerlendır- melerde bulunacaklar. Programda, "Çiller'in REFAHYOL manevra- sı DYP'yi kurtarabilecek mi'V'köşeyesıkışan Er- bakan başbakanlığı ne- 'Alev Kapanı', yıldızlardan oluşan oyuncu kadrosuyla ilgi çeken bir 'itfaiye' filmi Ates adamları Onur Kumbaracıbaşı den Çiller'e veriyor", •'Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından Türkiye'yi nasıl bir siya- si ortam bekJiyor" "İş- çi ve işveren niçin ilk kez el ele" \e "Sol partile- rin oy grafıği yükseliyor mu" sorulanna v anrt ara- nacak. MURAT OZER Alevlerinçekjcılıği. .Her yanı dolduran alevler... In- sanlann gözlerınde kıvıl- cımların yansıması... Işte Ron Hovvard'ın "Alev Ka- panı' 'nın (Backdraft) tartı- şılmaz gerçeği. Günümüz toplumlannda önemlı ve işlevsel bir ku- rum olan ıtfaiyenın ınsanlı- ğa yaşamsal bir bağla tutun- duğundan yola çıkarak içten v e gerçekçi olma çabasında bir yapıma sıvanmış Ho- vvard. Chicago ıtfaıyesinde göre\ lı ıki kardeşi odaklaya- rak, itfaıy e kurumunu sorgu- lamış. Kurt Russell ve Wil- liam Baldwin'in "sıkıntı- h" canlandırdıklan bu ikı kardeş. kendi iç çekışmele- riyle uğraşırken, aynı za- manda kurumun ve daha da ötesinde \ ahlığın (dev letın) katıldıklan bir yolsuzluğu ortay a çıkarma çabasına gi- nşırler. "Alev Kapanı". yan- Kanal D 22.00 Alev Kapanı - Backdraft / Yönetmen: Ron Hovvard / Senaryo: Gregory VViden / Görüntü: Mikael Salomon / Müzik: Hans Zimmer / Oyuncular: Kurt Russell, VVilliam Baldvvin, Scott Glenn, Jennifer Jason Leigh, Donald Sutherland, Robert De Niro, Rebecca De Mornay / 1991 ABD yapımı, 135 dakika. gın. itfaiye. kundaklama gı- bı olgulann birliğı gerçeğı- ni öne çıkartarak kotanlmış. ale\leri. ateşi ve "ateş adamlarım" epikleştırme yöntemıne sığinmış, bir ya- pım. Yönetmen, filmi ınan- dıncı kılabilmek ıçin kışı- lerin iç dünyalannı da ola- bildiğince yansıtmaya uğ- raşırken bu "kalabalıklı- ğın" altında ezilmiş. Kışı- ler. fılmin sınırlarına çarpıp tıkanırken, film de gereklı kı- şilik çözümlemelerinden yoksun kalıyor. Filmin bu büyük eksikliğini göz bo- yamacılıkla az da olsa ört- meyi başaran diğer bir un- sur. ses efektlennın başan- sı. Ayncayangın sahnelenn- deki görsel mükemmellık de izlenmeye değer. "Splash!-Deniz Kızı". "VVillovv". "Cocoon-Ko- za" gibı masalsı yapımlar ve '' Parenthood-Geniş Aile"' gıbı avağı yere basan bir "büy ük aile" komedisiy le tanıdığımız Ron Hovvard. bu kez çızgısınde "ciddi- yet"e doğru adım atıyor. "Alev Kapanı", adının içerdiği ateşi izleyıciye ye- tennce aktaramayan. anlık parlamalarla anlık görsel ke- yifler sunan. "boyu geçme- yen sularda" kendine bir yer edınme çabasında bir film... Kurt RusseH'ın oynadığı yapımda. vangın sahnele- rindeki görsel mükemmellik izlenmeye değer. Interstar 22.40 Istifalann nedenleri TV Servisi - Pınar Tü- renç'ın sunduğu "8. Ge- ce"de, Refah Partisi'nın kadına bakışı ve çözülen Iran örneği ele alınırken, Refahlı Şevki Yılmaz'ın hakaret ettiği Gazıantep Beledıye Başkanı Celal Doğan ve eşı ise progra- mın konuğu olacak. Tü- renç. Jefi Kamhi ve Ya- seminKamhi'yle "Mec- lis'teki istifalar ve neden- leri" konulu bir söyleşi yapacak. Ayrıca, son si- yasi gelışmeleri değerlen- dirmek üzere CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da Iprograma katılarak "CHP köktendincileri yok ede- bUecekmi" sorusunaya- nitveriyöf., ' . • Yaşamın zorluklanyla mücadele V 23.20 "Zoı J \1llar'"ın başrolünde Goldic Havvn oynuyor. rnlO T\T Servisi - Daha çok görüntü yönetmeni olarak tanıdığımız Chris Men- ges'ın üç yönetmenlik ça- lışmasından ıkıncısı olan "Zor Yıllar" (CnssCross). oğluyla yaşayan bir kadı- nınzorgünlerinıanlatıyor. Yıl 1969... tnsanoğlu- nun aya adım atmaya ha- zırlandığı bu son derece özel > ıl, otelde kalan Tracy Cross (Hawn) ve 12 ya- şındaki oğlu Chns (Arnott) açısından hiç de iç açıcı geçmemektedir. Vietnam'da yaşadıkla- nndan dolayı dengesini yi- tiren kocası tarafından üç yıl önce terk edilen Tracy. otelde garsonluk yapmak- tadır. Genç kadın. bir yan- dan yaşam mücadelesi ve- rirken, öte yandan ergenlik çağındakı deli dolu oğluy - la baş etmeye çalışacak- tır... Görüntü yönetmeni ola- rak "The Killing Fields- Öldüren Tarlalar" (1984) ve "The Mission - Mis>on"(1986)adlı Ro- land Joffe filmleriyle ıki kez Oscar ödülü alan Chns Menges, yönetmenlığını yaptığı ilk film olan "A VVorld Apart - Ayrı Bir Dünya"( 1988) ile de bü- yük ses getirmiştı. Bu ak- şam izleyeceğimiz "Zor Yıllar", sanatçının yönet- menliğini yaptığı ikinci fil- mi. Bundan sonra da "Se- cond Best - Çocuk ve Yal- nız Adam" (1994) adlı bir yönetmenlik çalışması da- ha v ar. "Zor Yıllar". zorluk- >n<' • Zor Yıllar - CrissCross /Yönetmen: Chris Menges/ Oyuncular: Goldie Havvn, Aıiiss Hovvard, James Gammon, David Amott, Keith Carradine, J. C. Ouinn, Steve Buscemi, Paul Calderon/1992 ABD yapımı, 100 dakika. larla başa çıkmay a çalışan bir kadının dramını anlatır- ken özellıkle küçük oyun- cu Dav id Arnott" un çaba- lany la çekicı olmayı başa- rıyor. Dönemın atmosferi- ni yansıtmaya yönelık ça- lışmasıyla filmını yetkin bırçerçeveyeoturtan Men- ges. o yıllann sosyo-poli- tık değerlerine de dokun- duımadan^geçermyor,.. .'• •-•-•; A . . j L n n • •.•" MERCEKLE BAKINCA MAHMUT T. ÖNGÖREN Dudak Okuma' iki kişı birkenaraçekilmiş, fısfıs konuşuyorlar. On- ların haberi olmadan görüntülerini uzaktan kayıt et- tiniz. sonra da bu işı bılen bırine "dudak okuttunuz" diyelim. Şimdi bu "haber" mıdir? Varsayalım ki, o iki kışi çok önemli görevlerde ça- lışıyorlar ve görüntuleri gızlice çekilirken de çok önemli bir konuda konuşuyorlar. Yani ortada olayın "haber değeri" taşıyabileceğıni belirten çok yeterli nedenler var. Ama yıne de soralım: "Dudak oku- ma", habercıliğin bir parçası mıdır? Aynı sorularTurkiye'de eşdeğerde daha başka ko- nularda az da olsa soruldu. Örnegın "gızli kamera" kullanılabilir mi? Insanların özel görüntuleri gizlice çe- kilip televızyonlardan gösterilebilir mi? Bu kışiler "gizli kamera"ya rüşvet alırken ya da bir başka su- çu ışlerken yakalansalar bıle... Sonra sırada "paralı haber" var. Güncellik taşı- yan olaylarda ekrana çıkmak istemeyen kişileri pa- ra karşılığında konuşturmak ve göruntülemek doğ- ru habercilik mi, değil mi? Böyle uygulamalar sınır- lı da olsa kamuoyu önünde değerlendirılmeye çalı- şıldı. Aynı soruyu "dudakokuma"\\ haberler ıçin de sormak gerekmez mi? Yine varsayalım ki, özü bir türlü açığa çıkmayan birolayla karşı karşıyayız. Örnegin "Susuriukolayı"... Hem üstu kapanmaya çalışılıyor hem de bu olayın kimi sorumlularının kimliğı bilinmesine karşın bir tür- lü bu kışilere el uzatılamıyor. Rastlantılar sonucun- da ya da iz sürerek bir TV ekibi. televizyonun usta- lan ve araştırmacı gazetecilerı (hiç kımseye laf atma- dığımı özellikle belirtmeliyim) ellerindeki ileri tekno- lojıden de yararlanarak "Susurtuk olayı"na, ya gizli kamera ya paralı haber ya da dudak okuma yöntem- lerine başvurup yadsınamayacak biçimlerde açıklık getirdiler diyehm. O zaman bu yöntemler "geçerli- dir" diye bir yargıya varabilir miyiz? Yoksa bu gibi yöntemlerin sonucunda ortaya çı- kan bulgular birer "reytıng" alma çabasından, "de- dikodu'dan ve ilginçlik yaratma biçimınden öteye geç- meyen uygulamalar olarak mı kabul edilmelidir? Daha da ağır bir soru var: Diyelim kı, çok büyük bir kentin kalabalık bir semtine yüksek hasar yapa- cak bir bombanın konduğu haber alındı ve bu bom- bayı koyanlardan birı de yakalandı. Ama bombanın yeri henuz bilınmiyor. Bınlerce kışınin yaşamını kur- tarmak ve bombanın yerıni öğrenmek amacıyla ya- kalanan ve konuşmayan kişiden bilgi almak ıçin ona işkence yapılabilir mi? Sanırım en "uç" soru budur. Ne var kı, bu gibı "uç"taki soruları sorarak ge- çerlilıği gönül rahatlığı ile kabul edilemeyen uygula- malar içın gerekçeler hazırlanırsa o uygulamalar top- lumun birer "olağan" parçası olarak yerleşır ve ar- tık her fırsatta başvurulmasında herhangı bir sakın- ca görülmeyen davranışlar düzeyine gelir. TV yayınlannda henüz "uç" noktaya çıkmamış "du- dak okuma" yöntemine de bu açıdan yaklaşmanın gereklı olduğunu düşünur musünüz? Sinema anılarını içeren bir kitap: Giovanni Scog- namillo, "YeşilçamdanÖnceYeşilçam'danSonra", Antrakt Sinema Kitaplan, istanbul, 1996. KENT HABERLERI Wally N'Dow, HABITAT-II'den sonra sosyal bir hareketliliğin başladığını söyledi rTürkiye'de ulusal komîte kurıılınah' EVRİM SEVİMAY Bırleşmiş Milletler (BM) HABITAT Ge- jel Sekreteri Wally N'Dow. HABITAT-II Konferansı'nın yapıldığı tstanbul'un. insan ^erleşimleri ve sivil toplum hareketi açısın- j3an 'milat' gibı kabul edildiğını belirterek BM jfcözlüğüne bıle "tstanbul'dan önee ve son- ^a" kavramının girdığıni söyledi. £ Geçen hafta Cumhurbaşkanı Süleyman ^emirel'ın davetlısi olarak Türkıye'ye gelen KDovv. HABITATm "tstanbuVdan son- ra"sıyla ilgılı sorulanmızı yanıtladı: • - İstanbul'daki HABITAT organizasyo- îunun hep mükemmel olduğunu söv lemiş- liniz. Bu gerçek fikriniz di>ebilir miyiz? C - Kesinlıkle gerçek fıkrimi yansıtıyor. Bu Sadece benim fıkrim de değil. Hangi devlet l>aşkanıyla, hangi temsilciyle görüştüysem terkes Istanbul'da mükemmel bir organizas- yon gerçekJeştirildiğinı söyledi. Bugüne ka- • HABITAT-II Konferansı'nın üzerinden tam bir yıl geçti. BM HABITAT Genel Sekreteri Wally N'Dow. yaklaşık 5 yıl sonra yapılacak olan geniş bir değerlendirme toplantısının ilk işaretini verirken Türkiye'nin artık 'ulusal komite'sini oluşturmasını da istedi. dar BM 'nin yaptığı en ıyı organizasyon. Bun- da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel"in de katkısı çok büyük. - Demirel'in HABITAT Konferansı'na karşı büyük bir ilgi gösterdiği bilinivor. Siz kendisivle daha >eni bir görüşme > ap- tınız. Sizce Demirel'in ilgisinde azalma ol- muş mu? - Demirel'in sırf konferansa değil. HAB1- TAT'a da ilgısi ve katkısı dev am edıyor. Ge- lişmeleri yakından takip ediyor. Demirel'in bizim yanımızda olması. konferansa başkan- lık etmesi, HABITAT ıçin gerçekten bir şans- tır. -SizTürkive'ninhazırladığı'UlusalEy- lem Planı'nıdaövmüştünüz. Pekişimdiki gözlemleriniz nedir? - Gerçekten ıyı bir plan Özellikle çok çok iyi bölümleri var. Ancak aradan geçen za- man. Türkıve'dede artık "ulusal komite"nın kurulması gerektığinı gösteriyor. Bunu pek çok ülkeyaptı. - Nasıl bir komite? - BM'ler HABlTAT'ın önensi üzenne bir karar aldı. Bu karara göre ülkeler. Ulusal Ey- lem Planfnı hazırlayan ortakların (Ortak; Ü00 erkekten iiçünde fıtığa fastlanıyor $ İstanbul Haber Servisi-Uz- jînanlar. ABD'de en çok yapılan jimeliyat olan fıtığın. son yıllar- jfla laparoskopi (kansız ameliyat) •yöntemiyle başanyla tedav i edil- jdiğini belirttiler. ıf Amerikan Hastanesi'nin dü- •renledıği "Fıtık Cerrahisinde JGüncel Y aklaşımlar""konulu Jempozyum tamamlandı. Fıtığı ^'herhangi bir organ veya bö- jtümiin dışarıva doğru çıkıntı ^apması, bulunması gereken ^erin dışında bir yerde bulun- |nası ya da kaymasf" olarak ta- çımlayan uzmanlar, nedenlerini ^e şöyle sıraladılar: •; "Karın içi basıncını arttıran '•durumlarda veya astım hasta- Jannda sık \e şiddetli öksürük, İtronik bronşit veya kabızlık ^ibi bağ dokusunu zorlayan İurumlarda."' r Fıtığa erkeklerde daha sık rast- landığına dikkat çeken ABD'lı îızmanlar, "Fıtık, 100 erkeğe karşı 4 kadında görülürken her 100 erkekten iiçünde fıtı- ğa rastlanıyor. Bu durumun nedeni, erkeklerdeki leğen ke- miği vapısmın kadınlardan da- ha dar olması olabilir" dedıler. CHP Şişli Gençlik Kolu, Harbiye'de yurttaşlara -hediyelik ekmek' dağıttı. (KADER TUĞLA) Ekmek zammının geri alınması istendi İstanbul Haber Servisi - Emeğın Partisi (EMEP) İstanbul II Örgütü ile TÜMTlS. Hava-İş. Harb-İş istanbul Şubesi ve Haber-Iş tstanbul 1 No'lu Şubesine üye ışçiler. yaptıkları kitlesel basın açıklamasında ekmek zammının geri alınmasını istedıler. CHP Şışlı Gençlik Kolu da Harbiye'dekı Uğur Mumcu anıtı önünde bir gösteri düzenleyerek hayat pahalılığını protesto ettı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi karşısındakı parkta dün saat 12.30"da toplanan yaklaşık 200 kişilik kitle. "Susma. sustukça yeni zamlar gelecek; adil düzen dediler hakkımızı yediler; zamlar geri alınsın: ne darbe ne şeriat. bağımsız demokratik Türkiye" sloganlanyla Belediye Sarayı'na yürüdü. Burada. ortak basın açıklamasını okuyan EMEP İstanbul tl Başkanı Mehmet Kılıçaslan, sağ ve sol partilerin ıktıdanndan sonra adil düzen diyerek iktidara gelen REFAHYOL'un da zam getirdığini belirtti. RP'li Büyükşehir Belediyesfnm 225 gramlık ekmeğin 25 liradan satılmasına onav verdiğini anlatan Kılıçaslan. 13 milyon kişinın açlık sınınnda yaşadığını ifade ettı. Kılıçaslan, başta ekmek zammı olmak üzere tüm zamlann geri alınmasını istedi. Öte yandan CHP Şişli Gençlik Kolu, Harbiye Uğur Mumcu anıtı önünde hayat pahalılığını protesto gösterisi düzenledi. REFAHYOL hükümetınin işbaşına gelmesinden sonra yapılan zamlarla ilgili dövızler açan protestocular. yurttaşlara "hediyelik ekmek" dağıttı. Burada yapılan açıklama da, "Kısa bir süre önce "Ekmek Türkiye'nin heryerinde 15 bin liradan satılacak' diyenlere soruyoruz? Bu sözlerini unuttular mı?" denıldı. HABITAT dilinde sorunlan devletle birlik- te çözecek olan binmlere, yanı: sendıkalar, parlamenterler. üniversiteler. vakıflar ve çe- şitlı STK'lere v erilen ad) daimi bir komite oluş- turması. Amaç, bu komitelerin kendi ülkele- rindekı ve dünyadaki olaylan takip etmesi. Za- ten ben de ülkeleri tek teic dolaşarak kendi ko- mitelerini oluşturupoluşturmadıklannı araş- hnyorum. - Ortaklıktan söz ediyorsunuz, ama dev- letin STK'lerle aynı masaya eşit şartlarda oturmavı istemediği sistemlerde. siviller- le devlet nasıl ortak karar alacak? - Bu sorunu işte komıteler çözecek. Komi- te daha fazla güç ve bu gücün bir elde top- lanması demektir. En sonunda gerçekleşe- cek olan budur. - HABlTAT'ın en önemli başarısı ne- dir? - Kımılen konferanstan bir yıl sonra her- kesin ev sahibi olacağını zannedıyordu. An- cak biz çimentodan bah- setmivorduk. Önemli olan sadece nerede yaşadığınız değildir. Nasıl yaşadığınız ve bu yaşam şeklınıze ki- min karar verdiğıdir. Eski- den bu ışı sadece hükümet- ler. hatta tek Bayındırlık Bakanlığı yapardı. Onlar sizin yennize düşünür. si- zin yerinize karar \ erirler- dı. Ancak bu durum konfe- ranstan sonra değışti. .Artık insanlar nasıl yaşayacak- lanna kendileri de karar vermek istiyor. \'e konf- rensta alınan kararlan her- kes gayet iyi hatırlıyor. kim- se unutmadı ve takip ediyor. Bu aslında dünyayı saran sosyal bir harekettır. Ka- dınlann büyük ılgı göster- mesi de bunun bir kanıtıdır. - Yani size göre '3 ha- ziran'ı STK hareketi ve verieşim sorunu adına bir milat gibi mi kabul etmek gerekiyor? - Evet, yenı bırçağm baş- ladığı doğru, ama bunun dönüm noktası bizım için 3 haziran değil. İstanbul. - HABITAT-III ne za- man? - Belki sizin çocuklannız olduğunda... Belkı de kon- ferans. video ve bılgısayar- lar aracılığıyla vapılır. Bu arada önümüzdekı 5. yılda uluslararası düzeyde bir de- ğerlendirme toplantısı ya- pacağız. Su ve çevre toplantıları îki ayn 'su' sempozyumunda birbirinden farklı görüşler İstanbul Haber Servisi - Eski Cevre Ba- kanı Ali Talip Özdemir. 1stanbul 'da su hav - zalannın ıyı korunamadığını ıddiaederken Cevre Bakanı Ziyattin Tokar, su alanla- nnın korunması konusunda İSKİ \e Bü- >ükşehırBelediyesi'nın"dünyatarihine geçecek"çalışmalan olduğunu savundu. İstanbul'da dün yapılan. ISKl'nin ve TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası'nın ayn ayn düzenlediği "su" konulu sempoz- yumlarda, bırbirine bütünüyle zıt görüşler dıle getirildı. Bakırköy Belediyesi'nin destekledıği. TMMOB Jeoloji Mühendıslen Odası'nın Yunus Emre Kültür Merkezı'nde düzen- lediği "Su ve Çevre" sempozyumunda açı- lışkonuşması yapan ANAP İstanbul Mil- len ekili Ali Talıp Özdemir. su havzaların- da siyasi kaygılarla göz yumulan kaçak v apılaşmay a dikkat çekti. Özdemir, tstan- bul'da nüfus yılda yüzde 4 7 ile Türkiye ortalamasının iki katı oranında artarken kentin yerle^ıme bütünüyle kapalı olması gereken su havzalarındakı nüfus artışının, "yüzde 20" oranında olduğunu açıkladı. Özdemir. ISKİ'nin. kurulan su havzaları polis teşkilatına karşın yeterli koruma ya- pamadığını ve su hav zalarındaki gecekon- duların kent halkının sağlığı için büyük bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Dığer taraftan İTÜ, ISKl ve Su Vak- fı'nın ISKl Konferans Salonu'ndadüzen- lediği "Su kavnaklarının Korunması ve İşletilmesi" konulu sempozy umda ko- nuşan CevTe Bakanı Ziyattin Tokar da "su alanlarının korunması ve değerlendi- rilmesi konusunda en iyi örneği İstan- bul Büyükşehir Belediyesi ve İSKİ'nin verdiğini. 75 vıldır yapılamayan çalış- maların vapıldığını" savundu. Büyük- şehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan da önceki yönetimlerin su alanlarında ko- ruma sağlamadığını ilerı sürdü ve şunları söy ledi: "Mutlak koruma alanlannda bir tane bina kalmavacak. Biz kararlıyız. Ba- zı parlamenter arkadaşlarımızın evieri de vıkıldı. Duvduğumuza göre gene yap- mışlar. Güçlü insanların evini yıkamaz- sak güçsüzlerin hiç yıkamayız." Sempozy umun dığer açılış konuşmala- nnı da Prof Yılmaz Bflrküt. Doç. Tur- gutÖztaş. TMMOB Jeoloji Mühendisle- ri Odası Genel Başkanı Hikmet Tümer, Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Ba- hadırlı yaptı. TEMA Vakfı Yönetim Ku- rulu üyesi Nihat Gökyiğit de "Su ve Eroz- yon" konulu bir slayt gösterisi sundu. Sempozyum. 5 haziranda. Dünya Çevre Günü içın yapılacak bir etkinlikle sona erecek. KÜLTÜR • SANAT 293 89 78 (3 HATI EMİN İGÜS K 0 >i S E R İ SHızınnl997Per}mi>e.Siat2030 Birt sıtç yerten Ruh. Su Kuttür MertM ı M .-..,••. Nepa Mı™* Capra .Metrapol =-Mİ'. Vakkoram» S€y>»- ht^atb 700 000 -1.000.000 - U Oğnnd 350 000 Berök. Is&iaı W (2'2,245 38% 245 4C32 SULAR YÜKSE LİYOR BULÜTSUZLUK ÖZLEMl NEKR0PSÎ KESMEŞEKER .. MA5K KRAMP KÜMDAN KALELER D-100 <ABAICI •AKKKÖT: CA8OUSSEL »UMOJCAD: VAKKORAMA KADIKÖT: ZıHNI ILET1ŞİM KH SUADtYfc VAKKOSAMA Ogıen_, 500 O0O Tam 7S0O0O 6 HAZİRAN 1997 CUMA 19.00 HARBİYE AÇIKHAVA TİYATROSU Kültür Sanat ilanlarınız için: 293 8 9 78 (3 hat) •a % •a 4"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear