25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cıımhuriyet [ı»ayaı Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç 0 Genel Yaym Koordınaıönr Hikmel Çetinkaya # Yazıişlen Müdürlerı. IbrahimYıldu(Sorumlu). Dinç Tayanç % Haber Merkezı Mudüru. Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser D15 Haberler: Şinasi Danışoğlu • lstıhbarat Cengiz Ytkhrun 0 Kültür. Haodan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makakler: Sami Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yaacı 0 Fotoğraf- Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç YaymKurulu. İlhanSdçuk(Başkan), Orban Erioç, Oktav Kurtböke, Hikmet Çetinkaya, Şûkran Soner, Ergon BaJcı, Dinç Tayanç. İbnthim Vıldıy. Orhan Bursalı, Mustafa Balba>, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa BaJbay# Haber Mûduru. Doğan Akın Atatürk BuKan No 125, Kat 4, Bakaıdıklar-<\nkara Tel: 4195020 (7 tıat), Faks. 4195027 0 lzmir Temsilcisı SerdarKıak,H ZıyaBlv 1352S 23 Tel 4411220. Faks 4419117 0 Adana Temsılcısı. Çeön Yiğenoğlu, lnönü Cd. U 9 S No lKat:l,Tel 363 12 11,Faks 363 12 15 Koordiııalör Ahmet Korukan 0 Muhasebe Bülent Yener 0 tdare' Hüseyin Gürer 0 Işletme' Önder Çelik 0 Bılgi-lşlem: Naü Inal 0 Bılgısayar Sistem: Mürüvet Çiler MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Mudûr Gülbin Erduran • Koordmatör Rrha işıtman # Genel Mûdur Yardmıcısı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 ; Sasan- \enı Gün Haber A}ansı, Basın ve Yayıncılık A Ş -»41 OialoJIu 34334 !st PK 246 Istanbul Tel 10212) 512 05 05 (20hat) Faks 10/212)513 85 95 20 HAZlRAN 1997 İmsak: 3.23 Güneş: 5.25 Öğle: 13.13 Ikindi: 17.11 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.39 21gün5btn • Çeviri Servisi - Malezya'nn KualaLumpur centınde "> ılan Adam" îlank tanıran Alı Han. ıkreplerder de korkmuyor. 3u hayvmlınn samldığı tadar lehlikeli olmadığını ıddu eden Alı Han. 5 :errmuzda veni bır rekor deneyine başlayacak. 21 günboyunca 5 bın akreple kapalı bır odada kalacağını ;lan eden korkusuz Vlalezyalı, kendinden önce î bın 500 aitreple birlikte 15 gün geçıren Endonezyalının rekorunu kıracağını bildirdı. Aydırîda diişen özeluçak • NAZİLLl (AA) - Aydın' ın Bozdoğan ilçesine baglı Osmanıye köyü yakınlannda önceki akşam düşen özel uçagm, su motoru. branda \e benzeri malzemeler kullanılarak yapıldığı belırlendı. Nazilirde çerezcilik yapan ve kazada ölen Ali Enver Sertaş tarafından yapılan uçağın, havacılık kayıtlannda bulunmadığı saptandı. Uçağın sahibi olan arkadaşına pılotluk öğretmeye çalışırken yaşamını yitiren diş hekimi Doğan (Cerim Ünverdi'nın ölüm haberi ile bir gazeteye gönderdıği havacılık tutkusunu anlatan mektubu. rastlantı sonucu dün Radikal gazetesinde yayımlandı. KiPliliğe afişli uyarı • İstanbul Haber Servisi - Türkıye'deki deniz kirliliğine dikkat çekmek ısteyen Denıztemiz (TURMEPA) Derneği, bu yılın sonuna kadar ülke çapında, şehir hatlan vapurlan, dolmuş motorlan ve deniz otobüslerine "tmdat... yardım edin deniz boğuluyor" yazılı afişler asacak. Dernek Sekreter Yardımcısı Öner Ilgaz, kampanya nedeniyle ilk etapta 10 bin adet afiş hazırladıklannı söyledi. Kafkasya Yazılan' • İstanbul Haber Servisi - Çıviyazılan tarafından hazırlanan Kafkasya coğrafyasındaki halklann tarih, edebiyat, kültür ve sanatlan konusunda telif ve çevirilerden oluşan •'Kafkasya Yazılan" yayın hayatmabaşladı. 3 aydabir çıkacak Kafkasya Yazılan'nın ilk sayısında Same halkı yer alıyor. Siyasi partiler ve liderlere güvenmiyorlar, mutluluk için parayı özgürlüğe yeğliyorlar GençKk apolîtik ve çıkarcı• İzmir Bilses Vakfı tarafından yapılan araştırma, gençlerin kimlik arayışı içinde olduğunu ortaya koydu. 1990'lar gençliğinin bireysel çıkarlannı toplumsal çıkarlardan daha önde tuttuğunu gösteren araştırma, gençlerin en önemli sorunlannın yüzde 30 oranıyla "ekonomik" olduğunu belirledi. ASUMAN ABACIOĞLU İZMİR - İzmir'de Bilses Vakfı tara- fından yapılan araştırma, gençlerin yüz- de 89'unun, bugünkü liderler ve bu- günkü yapılanyla partilerin toplumun temel sorunlannı çözebileceklerine inan- madığını ortaya koydu. Partilerden hiç- birini tercih etmeyenlerin oranı ıse yüz- de 4O'ıaştı. Bilses Vakfı Başkanı Prof. Dr. İbra- himAnnağan tarafından tzmır'de 1980 öncesinde yapılan ve 1993-96 yıllann- da yinelenen toplam 4200 gence yöne- lik anket çalışması, bugünkü toplumsal ve siyasal yapıdan memnun olmayan, çürüme ve yozlaşma sürecini her gün medyayoluylayaşayan, gelecekkaygı- sı taşıyan, toplumun dışına itilmişlik duygusuyaşayan gençliğin "IdmHkara- yışmda" olduğunu ortaya koydu. Araş- tırmada, gençlerin yüzde 89'unun bu- günkü liderler ve bugünkü yapılanyla partilerin toplumun temel sorunlannı çözebileceklerine inanmadığı belirlen- di. Araştırmaya göre, gençlerin büyük kesiminin merkez sağ ve merkez sol partilerden yana olduklannı belirten Prof. Dr. tbrahım Armağan, "Bunu da buyapda normal görmekgerekir. ANAP rihniyeti parayı temsil eden, CHP ise gençlere göre Atatürkçülüğü, laikliği ve çağdaşlığı temsil eden partktir*' dedi. Siyasal eğüimler Araştırmanm. gençlerin siyasal eği- limlerini belirlemeye yönelik sorulan- na verilen yanıtlara göre, gençlerin yüz- de 21 'i ANAP, yüzde 16'sı CHP, yüzde 6.6'sı DYP. yüzde 3.4'ü DSP, yüzde 2'si RP. yüzde 1.7'sı HADEP, binde 25'i MHP'yi tercih ederken. kararsızlann oranı yüzde 4.3'te kaldı. Partilerden hiçbirini tercih etmeyenlerin oranı ise yüzde 4O'ı aştı. Araştırmada, "genderinençokdeğer verdiği olgular" arasında "iyi bir mes- lek" yüzde 38 oranı ile birinci sırada ge- lirken, "iyi bir öğrenim'' yüzde 29 ile ikinci sırada, "zengiıı olmak" ise yüz- de 20 ile üçüncü sırada yer aldı. Araştırma, gençlerin. en önemli so- runlannın yüzde 30 oranıyla "ekonomik sorunlar"olduğunu belirledi. Bunu yı- ne ekonomik sorunlarla bağlantılı olan "eğjtim", yüzde 25 oranıyla ızledi. Genç- lerin yüzde 16'sı *işsorunu"nu en önem- li sorun olarak nitelendirdi. Gençlenn yüzde 34'ü, "Muthı otanak için ne ge- rekir'' sorusuna "para" yanıtını verdi. Bu soruya "iyibireğhnn" yanıtı veren- leryüzde 22'yi oluştururken, yüzde 17. "iyibiriş'' dedi. Gençlerin sadece yüz- de 5'i. mutlu olmak için "özgûr oima-v nın" gerektiğine inandığını belirtti. Kuşaklar arasında fark En çok paraya değer veren, parayı mutluluk aracı olarak gören bir genç- lik için ekonomik sorunlann binnci sı- rada yer almasını. "gençlerin kendiiçin- ' detutarhhk" diye nitelendiren Prof. Dr. Armağan, bunun aynı zamanda genç- liğin kapitalist zihniyeti benimsediğini ve bireyselleştigini de gösterdiğini söy- ledi. 1990'lar gençliğinin bireysel çıkar- lannı toplumsal çıkarlann önüne koy- duğunu kaydeden Prof. Dr. Armağan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Oysa 1970'ter gençHgiiçin para,sekizinci sırada ver ab- wrdu. 19701er gençüği. topiumda özgür- lük ve eşiüik gerçekleşmeden mutluola- bUeceğine inanmayan, bireyci değil top- lamcu bir gençlikti. Toplumsal sonun- luiuğunun bitincinde olan 19701er genç- liğu i> i \ önlendirilemediği için uzlaşma- cı olmaktan uzaktj ve kimi politik güç- ler tarafindan da kullanılmışü. Bugün- kü gençlik apolitik. bireyci ve paracı oV- ması nedenhle toplumsal sorunlar ko- nusundafazla duyartideğfldir ve bu an- lamda da uzlaşmacı bir gençlik özeDiği göstermektedir." ağazalan, Şişli YKM'de düzenlediği defile ile çeşidJmarkalardanoluşanl997mayomodeUerinimüşteriJerineve basın mensuplanna tanıtt. Aysun Kavacı. Fsin Moralıoğlu, Evlem Şenka>, Sevcan Zabit ve Sekan Türk Ue Alis adlı mankenİerin tanjtüğı mayolar bü\ük beğeni kazandı. (Fotoğraf: KAA.N SAGANAK.) BAKAN BATIK GEMtNİN ŞAPELDEN ÇIKARILMASINI İSTEDİ Bodrum'dan Kahraman'a öfike OZCANOZGUR MUĞLA - Bodrum Kalesi'ndekı şapeli, camiye dönüştürmek isteyen Kültür Bakanı tsmafl Kahraman. Bod- rum Müzesi'ne yazılı emir göndere- rek Doğu Roma Batığı sergilemesi- nin şapelden 'derhal' boşaltvlmasını istedi. Karar Bodrum'da tepkiyle karşı- landı. Müze Müdürü Öğuz Alpözen. "34 yıldır sergi salonu olan şapeli bo- şalüp ne yapacaklar" diye sorarken Bodrum Belediye Başkanı Tuğrul Acar, "SKil toplum örgûtkrini hare- kete geçireceğün. Bunu kabul edeme- >iz" dedi BODER Başkanı Murat ŞeremetSde Kültür Bakanı'nın asli gö- revine dönerek turizmden elini çek- mesini istedi. Kültür Bakanı Kahraman, Muğla Valiliği'ne, Bodrum Kalesi'ndeki şa- pelin derhal boşaltılması talimatmı verdi. Talimatı doğrulayan Vali A.Ce- mil Serhadh, "Şapelin bosalrjlması ta- Umannı Bodrum Kaymakamhğı'na bfldirdik. İşjemin >apılmasıiçin bakan- hktan uzman bekliyoruz" dedi. Bodrum Kalesi 'ndeki şapelin cami- ye dönüştürülmesine karşı çıktığı için geçen yıl başka ile sürülmek istenen • Kültür Bakanı Ismail Kahraman'm Bodrum Müzesi'yle ilgili yazılı emri tepkiyle karşılandı. Belediye Başkanı Tuğrul Acar, sivil toplum örgütlerini karara karşı harekete geçmeye çağırdı. BODER Başkanı Murat Şeremetli, bakanm turizmden elini çekmesini istedi. Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdürü Oguz Alpözen, şapelin yanında minare ya- pımınm bitmek üzere olduğunu belir- terek şunlan söyledi: "Kalede minare yapımı iznini Anrt- lar Kurulu'ndaıı ben aldım. Top atcf- lan sonucu daha önce yıkılrruş. olan mi- nare, kaleninTürkleşmesinin bir sün- gesiydi. Bizbu minarevi bir simge ota- rakyapmakistedik veyapı>'Druz. Ama bakanlık, minarenin>apımıile birtik- te şapelin decamiolmasınıistiyor. Bu, olacakişdeğU." Bodrum Gönüllüleri Derneği Ge- nel Sekreten SaynurGelendost"Yıl- lann emeği Doğu Roma Batığı şimdi bu talimatla boşalnlmayacak, parça- lanacak. Babğm teknikolarak bir baş- ka yere taşınması mümkün değiL Bu bir kültür cinayeti. Buna izin verme- yiz. Kültürsûz Kültür Bakanına dur diyeceğiz'' dedi. Bodrum Belediye Başkanı Tuğrul Acar da sivil toplum örgütlerini ha- rekete geçireceklerini belirterek söz- lerini şöyle sürdürdü: "Şapetin içindeki Roma Babğı İn- giliz ve Amerikata uzmanlann danış- manhğnıda yapüdı. Bu sergi bütün dünyava duyuruldu. Herkes serginin açılmasını beklerken baüğın parça- lanmasını nasıl anlatacağız.Cami ser- gikmesi ne demek? Bodrum'da cami mi yok? Bu karanlık zihnivet Bod- rum'u fetbetmek istiyor. İşe kaleden başladüar. Nhetleri bellL Babğı par- çalayacaklar. Bu olacak iş değiL Buna kesinlikle izin vermevizT 'Turizmden elini çeksin' Bodrum Otelciler Derneği (BO- DER) Başkanı Murat Şeremetli de Kültür Bakanı'nın tunzmden elini çekmesini isteyerek "İ$e kalede içki yasağı ile başladüar. Bu yasağı soran yabancdara anlatamryoruz. Şapelin boşaralmasuu nasıl anlatacağız? Kül- tür Bakanı gitsin. yeraltında çıkarü- mayı bekleyen medennetieri ortaya çıkarsın. Bizi rahat bıraksınlar" dedi. Sorun yüzde 100 oranında belirleniyor İktidarsızlığa uykuda teşhis İstanbul Haber Servisi - Erkeklerin önem- li problemlerinden olan iktıdarsızhğın teşhi- si uykuda yapılıyor. tktidarsızlığın özellikle 40 yaşm üzerindeki erkeklerde yüzde 40-45 oranında görüldüğüne dikkat çeken Alman Hastanesi Üroloji Uzmanı Dr. Tîbet Erdof- ru, "Hastayauykusırasmdau>guladığımız test- le sorununun psikolojik mi yoksa organik mi olduğunu yü/de 100 ora- nında beürliyoruz" dedi. Alman Hastanesi Empo- tans (iktidarsızlık) Tanı ve TedaviMerkezi'ndeyapılan NPT (uyku testi) ile hasta- nın sorunu yüzde 100 teş- his ediliyor. Son yıllarda iktidarsızlığın bir tabu ol- maktan çıkıp bir hastahk olarak kabul edilmeye baş- landığını belirten Dr. Tibet Erdoğru, "40 yaşın üzerin- • Hastamn penisine sanlan bir cihazla sorunun psikolojik ya da organik olduğu kesin olarak saptanıyor. Üroloji uzmanı Dr. Tibet Erdoğru bu şekilde zamandan ve paradan büyük oranda tasarruf edildiğini belirtiyor. e-posta : tan (a vol. com. tr deki erkeklerde yüzde 40-45 oranında görü- len iktidarsızlık, özellikle şeker hastahğı, yük- sek tansivon. yüksek kolestroL koroner kalp hastalığı ve sigara kullanımı (20 adetin üze- rinde) dahada çokgörübnektedir. Şeker has- talığında buoran 50-60 yaşlanndayüzde 80'e ulaşu-" diye konuştu. Hastalığın tedavısin- deki en önemli noktanın doğru teşhisi koy- ma olduğunu vurgulayan Erdoğru, hekimin hastasıyla iyi bir iletişim kurması gerektiği- ni kaydetti. Dr. Erdoğru, iktidarsızlığın teş- hisinde tam başan sağlanan uyku testini ise şöyle anlattı: "Hasta,Rigi-ScanPLUSadh ci- hazuı kınfinı yatmadan önce penise sarar ve uyur. Sabah uyandığında pijama cebine yer- kştirdiği ahcıyıbekûnegetirirvebilgisayarka- yıilan çıkanlarak olayın psikotojik mL yoksa organik mi olduğu tespit edi- Mr. Bu ştkilde psikoiojik kay- naklı sonınlarda zaman ve para kay bı önlenmiş olur." Psikolojik kökenli olan iktidarsızlıklarda, jell veya injeksiyon tedavisinin uygu- landığını belirten Tibet Er- doğru, organik kökenli so- nınlarda uygulanan teşhis- leri de şöyle özetledi: "Penil renkli Doppierult- rasonu; Penisin damarsal yapısun \« sertleşme oluşumundaki damar- sal yetersizlikleri >eya ikrjdarsıztaklann yüz- de 40'ının görüldüğü kan kaçaklannı tespit etmede kullanılır. Dinamik kavernozometri; Sertieşme dokusunun tansivon değtşimi öi- çülerekpenistekikanın kaçağma bağh olarak ne derecede ve ne hızda penisin tansiyonun- da düşme olduğu ve bu düşmenin tedavi Ue engellenip engeUenemeyeceği belirlenir." Trabzon'daki müze, camiye çevrilmek isteniyor Refahlıların gözü ikinci Ayasofya'da AHMET ŞEFtK TRABZON - Kültür Bakanı İsmail Kahraman, Trabzon'da son Bizans dö- neminin en önemli kilise yapılanndan olan ve halen Vakıflar Genel Müdürlü- ğü mülkiyetinde müze olarak kullanı- lan Ayasofya'nın bir an önce boşaltıl- ması için talimat verdi. tslami kesimler Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılmasını istiyor. Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlü- ğü'nün olan ancak Kültür Bakanlığı ta- rafından kullanılan Ayasofya Müzesi ve Anadolu'nun en önemli eserlerin- den sayılan Sümela'nın geleceği tartı- şılıyor. Vakıflar Genel Müdürlügü, ya- pılann kendilerine teslim edilmesini is- tiyor. Bu istem doğrultusunda Kültür Ba- kanı Ismail Kahraman tarafindan gön- derilen yazıda, müzenin boşaltılması ve devir için gereken işlemlerin ve hazır- lıklann yapılması istendi. Kültür Ba- kanlığı yetkilileri bununla da yetinme- yerek telefonla bir kaç gün içinde mü- zenin boşaltılmasını, buradaki binlerce tarihi eserin yeni hazırlanan müzeye ak- tanlmasını talep ettiler. Bu arada Islami çevreler ve Trabzon Türkocağı başta olmak üzere pek çok kesim Ayasofya'nın cami olarak iba- dete açılmasına yönelik baskılannı art- tırdılar. Müzeninboşaltılması talepleri>- le bu istemler arasında bir paralellik olabilecegi belirtiliyor. Ancak Vakıflar Genel Müdürlügü yet- kilileri, Anıtlar Yüksek Kurulu'nun böy- le bir olaya izin vermeyecegini. kendi- lerinin de bu iki tarihi mekandan elde edılen geliri almak istediklerini söyle- diler. Karne günü Eğitim tatile sorunlu giriyor istanbul Haber Servisi-İlk ve orta dereceli okullarda 1996-97 öğretim yılı bugün sona eriyor. Türkiye genelin- deki ilk ve orta dereceli 74 bin 459 okulda öğrenim gö- ren 12 milyon 906 bin 734 öğrenci ile 475 bin 501 öğ- retmen, sorunlarla dolu bir ögretim yılının ardından üç aylık yaz tatiline başlıyor. tlkokullarda karneler bugün veriliyor. Eğitimin, hükümet politi- kasından devlet politikasına dönüştürülememesi nede- niyle bu öğretim yılında bin- lerce öğrenci, okul, öğret- men ve altyapı yetersizlik- leri, kalabalık sınıflar ve te- rörün verdiği sıkıntılan ya- şadı. REFAHYOL hüküme- tinin Milli Eğitim Bakanlı- ğı, MGK kararlan ve yoğun kamuoyu baskısına karşın bu öğretim yılında da 8 yıl- lık kesintisiz temel eğitime geçemedi. Karne heyecanı Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, karnedeki başa- nsızlığın sürekli bir durum olmadığını vurgulayarak öğ- rencilenn tatıli dinlenerek geçirmelerinı istedi. Yetki- liler şöyle konuştu: "Karnelerdeki zajıf not- lar sürekli bir başansızük anlanunagefanez. Nodanza- yıf olan öğrenciler üzülme- sin, tatili eğlcnip dinlenerek geçirsin. Ama önümüzdeki öğretim yılında başanh ol- mak için de belli arahklarla ders çalışsınlar. t mitsidiğe kapılmasınlar, başansızük sürekli bir durum değüdir. Veliler de çocuklanna karşı anlayışh oİsun." SÖYLEŞİ ATTlLÂ İLHAN Gâzi,( Komplo'yu Anlatıyor... Gâzi'nin 'komplo'üan bahsederken, altını çok da çizmeden geçtiği bir nokta benim dikkatimi ziyadesiyle çekmişti; bütün o esef verici olaylar, bi- lir misiniz ki dış politika açısından da fevkalâde 'has- sas' bir ortamda cereyan etmektedir; Gâzi'nin ifa- desiyle, 'keyfiyef şudur: "...Hakkâri mıntkasında, ordumuzla Nestûrî te- dibât yapmakta olduğumuz bir sırada (yânı is- yan sürüyor) Ingiltere dahi hükümete bir ülbma- tom verdi. Meclis'i fevkalâde olarak içtimaa da- vet ern'm. Ingiltere'nin ültimatomuna malûm ol- duğu vechiyle cevap verdik. Harb ihtimalini gö- ze aldık. Işte bahsettiğimiz zevat, bu müşkül an- da, bir ecnebi devletin bize hücum edebileceği bir zamanda kendilerinin de bize taarruz ve hü- cum ederek hedeflerine sühuletle vâsıl olabile- ceklerini hayal ettiler. Muharebeye hazır bulun- durmaya mecbur olduklan ordulannı başsız bı- rakıp, vaktiyle hazzetmedikJerini rtade eyledik- leri politikaya sitâp eylediler..." (Nutuk, Cilt II, s. 855, Türk Inkılâp Tarihi Enstitüsü, 1952) Şeytan bu ya, cumhuriyetin ilk yıldönümünde kal- kışılan bu hareketlerin bu kadar paralel olmasından, insanın içine şüphe düşürüyor; çünkü, hem 'asker' hem 'milletvekili' olan Kâzım Karabekir Paşa, 26 Teşrinievvel (Ekim) 1924 günü, 'milletvekilliği tercih eylediğini' bildirerek, ordu müfettişliğinden istrfa et- miştir. Hadi o tesadüf! Peki, 30 Teşrinievvel (Ekim) 1924 günü, hem 'asker' hem 'milletvekili' olan, Ali Fuat Paşa'nın aynı gerekçeyle istrfa etmesine ne bu- yurulur? Gâzi, aynen şöyle diyor: "...efendiler, bir komp- lo karşısında bulunduğumuzda, bir sâniye bile tereddût etmedim." Komplo'nun tahlil ve mütalâası' Smâ Akşin, birtarihte, gerçekbircumhuriyetay- dınının, en az Gâzi'nin Nutku'nu anlayabilecek kadar, 'Osmanlıca' bilmesi gerektiğini söylemişti. O hesaba dayanarak, olayın Gâzi tarafından nasıl 'tah- lil ve mütalâa edildiğini' onun ağzından naklediyo- rum: "...Rauf Bey'in hey'et-i vekileriyasetindençe- kildiğinden beri, Rauf Bey, Kâzım Karabekir Pa- şa, Ali Fuat Paşa, Refet Paşa ve şaire arasında bir tertip düşünülmüştür. Bunda muvaffak ola- bilmek için, orduyu ele almak lüzumlu görül- müştür. Bu maksatla Kâzım Karabekir Paşa, Bi- rinci Ordu Müfettişliği'ne tâyin olduktan sonra, sâbık kumandanlığı mıntkası olan şark vilâyet- lerini dolaşırken, Ali Fuat Paşa da polrakadan haz- zetmediğini ve hayatnı askerlik mesleğine has- reyiemek istediğini ileri sürerek terfiân İkinci Or- du Müfettişliği'ne grrrj. Üçüncü Ordu Müfettişi oian Cevat Paşa'nın ve bu müfettişlik dahilindeki ko- lordunun kumandanı olan Cafer Tayyar Paşa'nın da aynı tertibe dahil olabileceklerini kabul etti- ler..." "...bir sene, ordular üzerinde, kendi nokta-i nazarlanna göre çalıştılar ve ordulan lehlerinde kazandıklanna zâhip oldular. Istifalanndan ev- vel, bazı kumandanlan kendileriyle beraber ha- rekete imâle çalıştlar. Bu bir sene zarfında, Cum- huriyetin ilânı, Hilâfetin lağvı gibi icraatmız, müş- terek tertip sahiplerini daha ziyade birbirine tak- ribederek, müşterek harekete sâlk oldu. Hare- kete politika yolundan geçeceklerdi. Bunun için münâsip an ve fırsat müterakkıp idiler. Siyasi sa- hada ve orduda hazırlıklannı kâfı addediyorlar- dı. Filhakika, Rauf Bey ve emsâli, Fırka içinde mu- hafazasına muvaffak olduklan vaziyetJeri ile Mec- lis'in tatil devrine tesadüf eden aylarda, âza üze- rinde ve yeni intihapta muvaffak olamayan, ikin- ci grup mensuplan vasıtasıyla bütün memleket- te aleyhimize ifsât için çalışmak fırsatına mâlik oldular. Memleket dahilinde bazı hafi teşkilât ve teşebbüsâta da geçtiler. Istanbul'da Vatan, Ta- nin, Tevhidiefkâr ve Sontelgraf ve Adana'da Ab- dülkadir Kemalî Bey tarafından çıkanlan Tok- söz gibi gazeteterle birieştiler. Bu gazeteter aley- himize bir anonim taarruza geçtiler. Memleket- te bir tesettüt-ü efkâr hâsıl ettiler..." (Nutuk, citt II, s. 854/855) Makine başında muntazır'... Gâzi'nin 'komplo'yu dağrtmak için bulduğu çâ- re, ordunun siyasetle göbek bağını kesmekti. 30 Teşrinievvel (Ekim) 1924'te, 'Şifre makine başın- dadır' kaydiyla, tarihe geçmiş olan ünlü telgrafını çekmiştir: "...1/ Bana olan itimat ve muhabbetinize istj- naden, gördüğüm ciddi lüzum üzerine, derhal meb'usluktan istrfanâmenizi, telgrafla Meclis Ri- yâssetine bildirmenizi teklrf ederim. Mühim olan vazife-i askeriyenize bilâ-kayd-ü-şart hasr-ı mev- cudiyet etmek sebebi, şayân-ı kayıttır. 2/ Erkâ- n-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Müşür Fevzi Paşa Hazretleri, aynı lüzuma mebni teklifim üzerine is- tifanâmesini vermiştir. 3/ Üçüncü Ordu Müfetti- şi Cevat Kor. 1 izzettin, Kor. 2 Ali Hikmet, Kor. 3 Şükrü Naili, Kor. 5 Fahrettin, Kor. 7 Cafer Tayyar Paşalar hazerâtına yazılmıştr. 4/ Telgraf başın- da keyfiyetten haberdar etmenize muntazınm. / Reis-i Cumhur, Gâzi Mustafa Kemal!" Cevat ve Cafer Tayyar Paşalar tereddût etmiş, görevden alınmışlardır; öteki paşalar, 'teklifin dera- kap ve haıüyyen tatbik olduğunu' bildirirler Gâzi'ye göre, "...bu suretle komplo tertip edenlerin Mec- lis ve efkâr-ı umumiyeye karşı, ordu ile yapmak istedikleri blöf meydana çıkanlmış" olur. Musta- fa Kemal, elbette bir 'asker' -hem de çok iyi bir as- ker'-di, ama o, Silâhlı Kuvvetleri, vaktiyle lttihatçı- lar"ın Bâbıâli Baskmı ileyaptığı gibi, 'iktidan ele ge- çirmekiçin' bir 'vasıta' olarak görmüyordu; onun in- kılâpçı idrakine göre, 'hâkimiyet bilâ-kayd-ü-şart milletin'd'i, 'iktidann' kimin olacağına 'millet' karar verebilirdi; Silâhlı Kuvvetler, ancak, bunun böyle ol- masının ve kalmasının 'güvencesi' olabilirterdi, çün- kü onlar, TBMM'nin ordulanydı. Yazalı yıllar oluyor, demiştim ki: Gâzi, jakoben'dir, oysaonun adına yapılan askeri müdahaleler, Bona- partist; bence, Nutuk'da anlattığı 'komplo', sonra- dan yaşanacak 'müdahalelerin' birincisidir; Musta- fa Kemal Paşa'nın şimşek gibi harekete geçip, onu dağrtıp önlemesi; Silâhlı Kuvvetleri, bu tür maceralar- dan uzak tutmak hususundaki azim ve karariılığının, işareti sayılmamalı mıdır? http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgryay/yazar/ailhan.htJm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear