Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
26 MAYIS 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Sümer
Holding'de adım
adım
özelleştipme
• ANKARA (AA) -
Sümer Holding'e ait 6
ışletme ile bir fabrika ve
bır iştirak payının satışı
ıçin duyurulara bugün
başlanıyor. Edinilen bilgiye
göre Sümer Holding'e ait
Afyon Sincanlı Yapağı
Tiftik. Bünyan Yünlü
Sanayi. Salihli Palamut ve
Valeks, Denızli PamukJu
Sanayi, Ereğlı Pamuk
Sanayi Işletmeleri ile
Akdeniz Sanayi ve Ticaret
firmasına ait AKSANTAŞ-
II fabrikasının satışı içın
ihale açılacak. Mannesman
Sümerbank Boru
Endüstrisi'ndeki yüzde
35.73 hissenin blok satışını
da içeren özelleştirilme
içın bugünden itibaren
verilecek ilanlarla ihaleye
çıkılacak. Teklif almak ve
görüşmeler yapmak
suretiyle, pazarlık usulüyle
gerçekleştirilecek
ihalelerde son teklif verme
tarihi 27Haziran 1997
olarak belirlendi.
Gelişmiş yörelerdeki makine-teçhizat yatınmlan teşvik kapsamma alındı
Zengin illere Hazine teş\ild• Teşviklerin kalkınmakta
öncelikli yörelere
kaydınldığı görüntüsünü
veren REFAHYOL
hükümeti, aldığı ani bir
kararla gelişmiş yörelerdeki
kapasite arttırım
yatınmlannı teşvik belgesine
bağladı.
SEDA OĞUZ
Hazine Müsteşarlığı, geçen hafta
"sessiz sedasız" aldığı kararla İstanbul,
Kocaeli, Ankara, Izmir, Adana ve
Bursa illerindeki makine ve
teçhizat yatınmlannı teşvik belgesine
bağladı. K.arar, 1996 aralık ayında
kaldınlan gelişmiş yörelerdeki
kapasite arttırma yatınmlannı teşvik
uygulamasına geri dönüş olarak
yorumlanıyor.
Geçen hafta Hazine Müsteşarlığı Teşvik
\ e Uygulama Genel Müdürü Ergun
Koç imzasıyla özel sektör kunıluşlanna
çekilen 15 Mayıs 1997 tarihli faksla,
Zor günler yaşayan REFAHYOL, teşvik uygulamalanyla da kafalan kanşürdı
gelişmiş yörelerdeki makine-teçhizat
yatınmlannın; modernizasyon,
yenileme, kalite düzeltme ve darboğaz
giderme yatınmlan şeklinde
değerlendirilerek teşvik belgesine
bağlanacağı bildirildi.
Söz konusu faksta, karann gerekçesi
olarak "uygulamada tereddütierin
kaldınlması ve yeknesakhğın
sağlanması" gösterildi.
'Bazıfirmalarkayınldı mı?'
Teşviklerin kalkınmakta öncelikli
yörelere kaydınldığı görüntüsünü veren
REFAHYOL hükümetinin, kapasite
arttınm yatınmlannı teşvik belgesine
bağlayan karan, gelişmiş yörelerde
faaliyet gösteren bütün sektörleri
kapsıyor.
Gelişmiş yörelerdeki yatınm
kapasitesinin dolması nedeniyle
gelişmiş yörelerde 6 ay önce kaldınlan
teşviklere geri dönüş anlamını taşıyan
bu kararla, yatmmcılar makine-teçhizat
alımlannda her türlü vergi, harç
yükümlülüklerinden muafiyet,
kredi kolaylığı, yatınm indirimi gibi
önemli maddi avantaj elde edecekler.
Hazine'nin, ani teşvik
uygulamasıyla, daha önce pek çok
örnekleri görüldüğü gibi, iktidara yakm
firmalann kayınlmış olabileceği
yorumlan da yapıhyor.
Bazı fırmalara milyarlarca liralık
avantajın sağlandığı bu tür teşvik
kararlannın kısa bir süre sonra yine ani
bir değişiklikle uygulamadan
kaldınldığına dikkatı çeken konuya
yakın kaynaklar, gelişmiş yörelerdeki
makine-teçhizat alımlannın teşvik
belgesine bağlanması karannın
yakından izlerunesi gerektiğini
belirttiler.
DUNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ/ ERGİNYILDIZOĞLU LONDRA
Iran halkı, 1979'dan bu
yana yapılan 5. başkanlık
seçımlerinde ilk defa sınırlı
da olsa bır seçenekle karşı
karşıya kaldı ve bunu mol-
la rejimine hayır demek için
kullandı. Seçimlerde. insan
haklan, daha fazla ifade öz-
gürlüğü, hukuk devletıni
savunan ve enflasyona,
yoksulluğa ve yolsuzluğa
karşı bir platformla gıren
Muhammed Hatemi, mu-
hafazakâr rakibı Natik Nu-
ri'yi. oyların yüzde 70'ini
alarak yendı.
Ancak, bu yukandaki sa-
tırlarda ıfade edilen sonuca
ulaşırken çok temkinlı ol-
mak, başkan adaylan ara-
sındaki farklan görünür bir
hale getırmek içın bir mık-
tar abartmak ve en önem-
lisi seçım sonuçlarını
İran'dakı sıyası ve ekono-
mık ıktidar ilişkılerıni ve mü-
cadelelennı göz önüne ala-
rak değerlendirmek gerekı-
yot
Devlet bürokrasisi,
çarşı ve vakıflar
iran'ın sosyo-ekonomık
manzarasını esas olarak üç
toplumsal/ekonomik ke-
sım/sınıf şekillendiriyor.
Bunlardan birincisı ekono-
minin yaklaşık yuzde 85'inı
kontrol eden devlet ışlet-
melerı üzerinde yaşayan
devlet bürokrasisi (bır tür
devlet kaprtalısti sınıf). Ikin-
cisi, dını vakıflara (Bon-
yad'lar) çöreklenmış Şu
ruhban sınıfı (bu sınrfı camı
kadrolannı da ıçıne alacak
şekılde genışletmek gere-
kir). Bu vakıflann en önem-
lilerinden biri olan Bonyad-
ı Mostafazan (EzılenlerVak-
fı), 1979'da devnmden
sonra mülksüzlerin dertleri-
ne çare bulmak ıçin kurul-
du. Ancak bu vakıf zaman-
la, iran tekstil sanayıinin
yüzde 20'sini. meşrubat sa-
nayiınin yüzde 43'ünü. cam
sanayiinin yüzde 75'ini, ta-
rım ürünlerinın yüzde 90'ını
kontrol eder hale geldi ve
toplam aktıfleri 12 milyar
dolan aştı (Christian Scien-
ce Monitor 09/04/97). Bu
vakfın bürokrasisi, ruhban
kesimı içinde ve genelde
ülkede önemli bir ekono-
mik sıyasi güç haline geldı.
Üçüncü önemli sosyal ta-
baka da ithalat-ihracata
dayalı, tüccarlar (gelenek-
sel komprador burjuvazi)
ve bunlann ticaret ağının
parçası olan çarşı esnafı.
Bu üç egemen toplumsal
tabakanın yanı sıra, tabii ki
önemli bir işçı sınrfı, yoksul
köylüler tabakası gibi halk
sınıflanndan da bahsetmek
gerekir. Ancak bu seçimler
esas olarak egemen sınıf
fraksiyonlannı temsil eden
adaylararasındageçti. Hal-
kın oytan, bunlar arasında
yaptığı tercih ve daha çok
uzun dönemli etkileri açı-
sından önemli.
Ve adaylan...
Bu kesımler arasındaki
çekişmelere ve adaylanna
dönersek, muhafazakâr a-
day Ali Ekber Natık Nuri
'çarşı'tarafından destekle-
niyordu. 'Çarşı', fıyat kont-
rollenne, düzenleyicı vergi
ve yasalara karşı çıkıyor.
Middle East Economic Di-
gesf'len Vahe Petross-
yan'ın ifadeleriyle, "19.
yüzyıldakine benzer, çoka-
ma çok serbest bir piyasa
kapitalizmi, ithalat serbes-
tisi ve yerel sanayiden zi-
yade ithalata önem veril-
mesini" istiyor. (InterPress
Service 23/04/97). Bu ke-
sim özellikle anti-enflasyo-
nıst sıkı para politikalann-
dan ve stokçuluğu ve spe-
külasyonu engellemeye, fi-
yatlan düşürmeye yönelik
politikalardan hoşlanmıyor.
Tahran Belediye Başkanı
Gulamhuseyin Karbaş-
çı'nın Rafsancani'nın doğ-
rudan desteğıyle, süper-
marketler ve belediye dük-
kânlan zinciri kurarak 'çar-
şı 'nın fıyatlannı kırmaya ça-
lışmasından dolayı çok ra-
hatsız olan bu kesim Natak
Nuri'yi destekleyerek bu
yolla devlet üzerinde etkile-
rini arttırmayı amaçlıyordu.
Bu sınıfın etkilerıni, Natık
Nurı'nın ekonomik büyü-
meyi yavaşlatmadan enf-
lasyonu kontrol etmekten
bahsetmesınden, vergi sis-
temine yönelik eleştinlenn-
den, özelleştırme konusun-
dakı ısteklılığinden, yolsuz-
luklara diğer adaylara göre
çok daha az önem verme-
sinden ve toplumsal adalet
yerine, şimdilik hızlı büyü-
meye öncelik tanımasın-
dan da (Iran Focus, Ma-
yıs/1997) görebiliriz.
Öbürtaraftan, devlet bü-
rokrasisi içinde, özellikle
teknokratlardan oluşan
(Gorbaçov'in kadrosunu
hatırlıyor insan ıster iste-
mez) bir kesim ekonomınin
gelışmesi ve modemleş-
mesı ıçin Batı'ya açılınma-
sı, 'çarş/'nın, dolayısıyla
tüccarsermayesinin boğu-
cu etkisinin kırılması, yol-
suzluklann engellenmesi ve
kaynaklann daha çok üre-
time yönelik alanlara kay-
dırılması gerektiğini savu-
nuyor. Bu kesim, ruhban sı-
nrfının ideotojik etkisine kar-
şı yasaların üstünlüğünü ve
şerbestliği savunuyor.
Özelleştirme ve ekonomik
büyüme konulannda, daha
temkinli ve planlı olmak ge-
rektiğini düşünüyor. Bu ke-
sim toplumsal denklem
içinde en zayıf kesim oldu-
ğu için de halk sınıflanndan,
öğrencilerden, aydınlandan
ve kadınlardan destek al-
maya büyük önem veriyor.
IMF tarafından da çok
olumlu karşılanan (Reuter
18/05/96) bu kesimin istek-
leri ve kurmak istediği itti-
faklann talepleri de Hate-
mi'nin platformuna belirgin
bir şekilde yansıdı: "Siyasi
ve ekonomik gelişmeler,
önce Batı'da başladı. Batı
medeniyetinin iyi ve kötü
yanlannı doğru tespit ede-
mezsek gelişemeyiz" (Sa-
laam 6/5/97) diyen Hatemi,
'adaletin en üstün değer'
olduğunu Ve gelişme pro-
jeleri planlanırken mutlaka
göz önünde tutulması ge-
rektiğini düşünüyor.' Hate-
mi, 'toplumsal adalete bü-
yük önem verilmesi gerek-
tiğine, bu amaç için eko-
nomikbüyümeden dahi bir
süre için fedakârfık edilebi-
leceğine' inanıyor. Hate-
mi'ye göre 'önemli olan
devlet veya kamu mülkiye-
ti değil, işletmelerin sağlık-
lı bir şekilde yönetilmesi.'
insan haklan ve düşünce
özgürlüğü, kadın haklan
Hatemi'nin platformunda
çok büyük bır yer kapladı.
Hatemi, Zanan isimli kadın
dergısıne verdiğı demeçte,
"Kadınların hükümetlerde
bakan olmalannın önünde
hiçbir engel görmediğini"
(CNN 24/5/97) söyleyerek,
Iran'da kadınlann verdikle-
ri mücadeleyi desteklemiş
oldu. Hatemi, Natık Nuri'nin
aksine, "Belli bır toplumsal
gelişme ve demokratikleş-
me olmadan ekonomik ge-
îran Mollalara 'Artık Yeter' Dedi
Seçtmt kazanan Hatemi
lişmenin imkânsız" olduğu-
na inandığını söytüyor. Di-
ğer taraftan, bürokratik ta-
bakanın da çıkarlanna uy-
gun olarak "özel sektör
anayasamızda tanınmıştır,
ancak, etkinliği devletin he-
deflerine ters düşmemeli-
dir. Hersektör, oranlı olarak
gelişmelidir" dedikten son-
vaatterini gerçekleştirebilecek mi?
ra ekiiyor "Özelsektörie bir
sorunumuz yok, yeter ki
yoksulluk olmasın."
Yoksulluğa yönelik ola-
rak biri kısa dönemli acil, di-
ğeri de daha uzun dönem-
li yapısal olarak tarif ettiği i-
ki aşamalı bir müdahale
öneriyor Hatemi. Kısa dö-
nemli müdahale doğrudan
doğruya 'çarş/"yı, yüksekfi-
yatları, spekülasyonu ve
yolsuzluğu hedef alıyor.
Uzun dönemli müdahaleye
ilişkin olarak ıse ekonomik
büyümeden ve toplumsal
adaletten bahsediyor (Iran
Focus).
Üçüncü önemli aday da
Devrimci Değerieri Koru-
ma Biriiği adına seçimlere
giren Muhammed Mu-
hammedi Reyşehri'ydi.
Bu aday daha ziyade ruh-
ban sınıfının çıkarlannı tem-
sil etmeye çaba gösterdi ve
platformunda, dini değer-
lere önem verdi, bu arada
'çarşı' oylarını almak için
vergilere karşı çıktı, özelteş-
tirmeyı savundu, yoksulluk
sorununu geçiştirdi; çok
genel, soyut bir sosyal ada-
let fikrini savunmaya çalış-
tı ve herkesten daha çok
Batı düşmanı birtutum içi-
ne gırdi. Bu aday, esas ola-
rak var olanı korumaya yö-
nelik ve tutarsız bir platform
sundu.
Halkın tercihi
1980-1992 arasında Kül-
tür Bakanlığı yapan, ancak
daha sonra liberal davran-
dığı için bu görevini kaybe-
den Hatemi'nin seçimleri
kazanmasını kimse bekle-
miyordu. Üstelık, devlet
radyo televizyonu ve gaze-
teleri Natık Nun'yi destek-
ledi. Gerekirse seçim so-
nuçlannı geçersiz sayabile-
cek kadar siyasi güce sahıp
olan dini lider (rehber) Aye-
tuliah Ali Hamaney de Ha-
temi'ye karşı tutum aldı ve
Natık Nuri'yi destekledi.
Cami imamlan da Natık
Nuri için çalıştılar (The Eco-
nomıst 17/5/97).
Ancak muhafazakârtann
bu kampanyası, mollalar-
dan bıkmış olan halkın tep-
kısinı arttırdı, yakın zamana
kadar seçimlere ilgı duy-
mayan kesimler, Hatemi'yi
desteklemek için ortaya
çıktılar. Tahran'da her taraf
Hatemi posterienyle kapla-
nırken Natık Nuri'nin pos-
terteri üzerine sık sık siyah
boya atıldığı görülüyordu
(lntemational Herald Tribu-
ne, 24-25/5/97). 18 yıkjırılk
defa adaylar arasında bir
fark sezen gençler, aydınlar,
şehir yoksullan, kadınlar
özgüriük ve demokrasi ta-
lebiyle Hatemi'ye oy verdi-
ler (Le Monde, CNN). Se-
çim sonuçlan mollalan çok
şaşırttı. Ancak bu kesimin
Meclis'te ve devletin en
yüksek kademeterinde ne
kadar güçlü olduğunu dü-
şünürsek, fıalkin seçimler-
dekitavn, açakkitlesei pro-
testolaradönüşmezse, ge-
lecekte bir değişiklık bekle-
mekçok lyimserolur. Hate-
mi de zaten bir parçası ol-
duğu sisteme kolaylıkla
uyum sağlar. Böylece de iş-
levi, bu seçimlerde muha-
lefeti kendine toplayarak
uyuşturmuş olmaktan öte-
yegitmez...
SERMAYE PİYASASI KURULU
SALIKONFERANSLARI
Anadolu'nun Tarihsel Zenguıliği
Konuşmacı:
Prof. Dr. Ekrem AKURGAL
Yer: Sermaye Piyasası Kurulu Konferans Salonu
Doç. Dr. Bahriye Üçok Cad. No: 13
Beşevler/ANKARA
Tarih: 27 Mayıs 1997 Salı, Saat: 16.00
Konferans herkese açıktır.
İZLEYEN KONFERANSLAR
Tarih
lOHazıran 1997
24Haziran 1997
Konuşmacı Konu
Prof. Dr. Ercan Uygur Merkez Bankacılığı ve Merkez Bankası Politikalan
Hayrettın Karaca Türkiye'de Erozyonla Maruz Kalınan Tehlike
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Ekmekçi...
Karınca gibi çalışan ve üreten, ama gösterişi
sevmeyen, yani "satışı olmayan" yük taşıyıcılar
vardır; sen otürlerin en öndegelenlerindendin; üs-
telik "kendine özgü" ya da bir okurunun deyişiyle
"tuhaf" kişiliğinle.
Emekten yana, düzgün birdüşünsel çizginin ge-
reklerini "her koşulda ve de aynm yapmaksızın
herkes için" yerine getirmek az şey mi? Toplum-
da yerieşmiş anlamsız bağnazlıkları kırmak için yi-
ne hiç çekince göstermeden ve de "domuzuna"
uğraş vermek; Kürt ve Kıbns konulannı işleyebil-
mek... Bitmedi, Köy Enstitülerini yazarken örneğin
1970'li yıllann ikinci yansında görüldüğü gibi üni-
versiteye yapılan faşizan saldınlar karşısında, gö-
zünü kırpmadan, yiğitçe, doğruları yazmak ya da
Aydınlar Dilekçesi'nin kamuoyuna mal edilmesin-
de, yine hiçbir "öne çıkma, pazaıiama ve satış " ça-
basına girmeden, yorulmak bilmeyen bir uğraş ver-
mek...
Tüm bu emekler, kalın bir ışık kümesi olarak uza-
ya uzanıyor; kalıcılık kazanıyor.
•••
Yazılarımda "kişiadlanna"yer veremiyorum, bi-
liyorsun; bugün bu kuralın dışına çıkacağım; kuş-
kusuz senin yazılannı andıracak bir biçem tuttura-
mam; o nokta ayrı, çünkü llhan Selçuk'un dediği
gibi "Ekmekçi, sen başlı başına birekolsün". Sa-
na ilişkin bir başka yerinde nrtelemeyi Melih Aşık
yaptı, ömür boyu emekten yana olduğun gerçeğı-
nı özetledi. adını E(k)mekçi diye yazdı. Dr. Hüsnü
Göksel, "Ben bu evde hep kahkaha atanm" diyor.
Yaşam. sensiz-seninle,_sürüyor.
AJdoğan, Eylem ve Özlem, sevenlerine olağa-
nüstü güzel davranmayı, senden aldıkları güçle,
başanyor.
Çağdaş'tan Cumhuriyet'e, oradan da Malte-
pe'ye yürüyüş, binlerce "alkışlaria " güle güle diye-
nini bir araya getirdi; düzgün topluluğa bakan Ah-
met Isvan ve Necdet Uğur birbirlerine, "Tam da
Ekmekçi'lik bir yürüyüş" diyor. Yurtdışından ve ül-
kenin her yöresinden gelen okurlannın her biri bir
ani yumağı. Senin, Yaşar Kemal'in "insan hak ve
özgüriükleri" ve Server Tanilli' nin "aydınlanmacı
kültür", Melih Cevdet Anday'ın "yazın", Aziz Ne-
sin'in "gülmece".. gibi bu toplumun "düşünsel te-
pe noktalarının çatısı olan yazılannı" hep özleye-
ceklerini beyaz mendillenne işliyorlar. Bu noktada,
Ahmed Arif'in şu dızelerine ne dersin:
"Seni, anlatabilmek seni; İyi çocuklara, kahra-
man/ara; Seni anlatabilmek seni; Namussuza, hal-
den bilmez; Kahpe yalana."
•••
"Ya bundan sonrası mı" dedin. Bu sorunun ya-
nıtı, daha senin sağlığında, ölümünden bir gün ön-
ce çok görkemli bir biçimde verildi. Çankaya Be-
lediye Başkanı Doğan Taşdelen'in çabalan ve sa-
natçı Zürfü üvaneli'nin özverisiyle gerçekleşen
"Güneşle Geliyoruz" şöleninde, 19 Mayıs akşamı
Ankara Hipodromu'nudolduran bir milyonayakın,
büyük çoğunluğu senin hep sevecen davrandığın
gençlerden oluşan coşkulu topluluk, sana "güle
güle dercesine" haykırdı: "Türkiyp^k^rJaJH.ka^
lacak."
Sanırım, toplumun "güneşli güçleri", Nâzım'ın
vurguladığı noktaya geldiler, "gaynyeter" diyorlar.
önemli olan siyasetçilerin bu güçlü haykırışın ge-
reklerini yapmalarının sağlanmasıdır. Laik, demok-
ratik Türkiye istemi, Uğur Mumcu nun dediği gi-
bi gün geçtikçe "güneşten bir top" özelliği kaza-
nıyor.
Sen, "bozkınnesmergüneşi", biliyorsun, butop-
lum ne baskılar, ne hırsızlıklar ve karanlıklar gördü,
sonunda hepsini düzeltti, güneşiyle aydınlattı; kuş-
ku duyma ki bozkır güneşinin aydınlığı sürecek, hiç
bitmeyecek ve bunlan da temizleyecek. Aslında bu
sonucu çok sevdiğin bir fıkra anlatıyor:
Denizi çok seven Temel, çocuklarına sürekli o-
larak
"- Olduğumde peni tenize gomun" dermiş.
Temel ölmüş. Çocuklan, komşulan, çok dalgalı bir
denizde, büyük uğraşlar vererek Temel'i gömmüş-
ler. Kıyıya çıktıklarında yaşlı amcaları sormuş,
"Uşaklar, Temel'i tenize gomdunuz mu?"
Büyük oğlu şu yanıtı vermiş: "Gommesinegom-
dük de, çok 'telefat' verduk."
Sen, ömür boyu tüm toplumsal olumsuzlukların
"en az kayıpla" atlatılmasına uğraş verdin.
Seninle aynı anlan paylaşmak çok güzeldi; güle
güle demiyorum, çünkü senin görüşlerini alkış-
lamayı hep sürdüreceğiz.
TAM öncülüğünde
Almanya'dald
KOBt'lere AB desteği
ÖZX^ÜRULUSOY
ESSEN - Almanya'dakı
Türk KOBt"lerinin sayısı-
nı arttırmak için Türkiye
Araştırmalar Merkezi
(TAM) öncülüğünde baş-
latılan kampanyaya önceki
gün start verildi. Merkezi
Essen'de bulunan TAM üe
Türk işçılerinın yoğun ola-
rak bulunduğu Kuzey Ren
Vestfalya Eyaleti Ekonomi
Bakanlığı'nın ortaklaşa
gerçekleştirdiği "Girişim
Atdımı" (GO) projesinin
yabancılara yönelik ılk bü-
yük toplantısı önceki gün
Almanya'nın Duisburg
kentinde düzenlendi.
Avrupa Biriiği (AB)
bütçesi destekli eyalet kre-
dileriyle jürütülen GO
projesinin tanıtımına yö-
nelik kampanyanın ilk aya-
ğına yüzün üzerinde Türk,
Yunan ve Italyan işadamı
katıldı. Projenin yabancı-
lara yönelik bölümünü üst-
lenen TAM'ın Direktörü
Fanık Şen, dün düzenle-
nen toplantıda, proje çer-
çevesinde dağıtılacak kre-
dilerden yurtdışındaki ftr-
malann da yararlanabile-
ceğıni söyledi.
Türkiye"den Kanal D ve
iki tekstil fırması dışında
Cumhunyet gazetesini de
kredilerden yararlanabile-
cek Türk firmalan arasın-
da sıralayan Faruk Şen,
"1924'te yayın havaüna
başlavan Türkiye'nin en
eski gazetesi Cumhuri-
yet'in Essen - Karten-
berg'deki yeri hanr" şek-
linde konuştu.
Cumhuriyet'in Türki-
ye'nin en tanınmış gazete-
lerinden olduğunu belirten
Faruk Şen, sözlerini şöyle
sürdürdü: "Almanya'nın
Frankfurt kentinde mer-
kederi bulunan Türkgaze-
tderinin toplam tirajı 370
bin. Kuzey Ren Vestfalya
Eyaleti, Essen'i de medya
için bir çekim odağı haline
getirmek istiyor." Şen,
Cumhunyet gazetesinin
yanı sıra tekstil şırketleri
Görüm ve Arat - Tekstil'in
de kredilerden yararlanma
durumunda olduğunu söz-
lerine ekledi.
Türkiye Araştırmalar
Merkezi'nin proje çerçe-
vesinde geliştirdiği ve Al-
manya'nın beş kentinde
yer alan bağlantı bürolan
aracılıgıyla bilgilendirme
hizmetlerinin sağlandığı
kampanya çerçevesinde,
önümüzdeki günlerde ga-
zetelere ilan yoluyla kamu-
oyunu aydınlatma çalışma-
lan hızlandınlacak.