26 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 MAYIS 1997 PAZARTESİ 12 HABERLERIN DEVAM istanbul Edime Çanakkale Kocaelı Izmır Manısa Aydın Denızlı Y Y ÇB PB A A A A 22 20 23 21 28 29 32 29 Zonguldak B 19 Antalya Sınop Samsun Trabzon Giresun Ankara Konya Eskışehir Sıvas B Y Y Y Y B B B 19 20 21 21 25 24 21 18 26 Kars Adana Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkârı Van A A A A A A A B 30 30 30 31 28 28 24 24 Y 20 Orta ve Doğu Karade- nız, Doğu Anadolu'nun kuzeyı ile Trakya sağa- nak ve gök gürültulü sağanak yağışlı, ötekı yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklı- ğı yurdun kuzey kesım- lennde bıraz azalacak, öteki yerierde önemlı bır değışıklık olmaya- cak. Ruzgâr kuzey ve batı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette ese- cek. Londra Paris Roma Bertin Amsterdam Madrid Sofya Brüksel B B B B B B Y B 19 22 24 18 16 16 15 16 Budapeşte B 18 Münıh Atına Milano Oslo Helsinkı Stockholm Belgrad Viyana Bonn Y Y Y Y Y B B B 2/ 28 12 11 17 16 18 20 B 20 Taşkent ÂSYA Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire B Y Y Y Y Y Y A 13 27 25 26 25 26 26 33 Şam B 32 0 Açık Parçalı bulutlu Sıslı BulutL k Çok bulutlu • Yağmurtu Kari, Sulu kar > Gok gurultülu G U N C E L CÜIVEYT ARC4YÜREK • Baştarafı 1. Sayfada rın kefareti. Ne zamanın başbakanına ne de Haziran 1993'ten beri kadına yaltaklanarak gelen DYP'nin deneyim- li politikacılarına, hatta "büyük medyaya" şaibeli gerçeği anlatabildik. Yazdık çizdik, hayır! Şaibe'yi göklere çıkarmakta direndiler. Kimileri sonradan pişmanlık gösterdi. Oturduğu koltukgereği Şaibe'den kurtulmayaönayakolacak "hiçbir şey yapamadı". Belki yapabilirdi, ama ya- pamadı, yapmadı. Şimdi Türk sıyasal yaşamına özgü koşullarda olu- şan siyasal koro, "Şaibe ve kocasının egemen ol- duğu bir hükümetle bunalımlardan çıkılamayaca- ğını" özel söyleşilerde, özel kişilere, özel gazeteci- lere söylüyorlar. Medyanın gelişmelere bakarak manşete getirdi- ğı başlık "DYP'de çözülme"nin başladığını vurgu- luyor. Oysa, DYP, dirilmeye dönük eylemlere gebe. Ta- bıi; bılinçli. gerçekçi ve kadının yumuşak elleri önün- de tekrar eğilmemek koşuluyla ve yürekli davranış- larla. Özetlemek gerekirse; muhteris, çıkarlan uğruna her şeyi ateşe vermeye hazır bu kadından kurtul- mak koşuluyla. Son hareketlenmelerin, kuşkusuz, DYP'nin "ka- dından kurtularak eski günlere dönmeye hazıhan- dtğına" işaret sayılabileceğini söylemek için "vakit çokerken". Siyasetçinin çantasında taşıdığı birkaç değişik maskenin hangisini takınacağını ve olaylara kazan- dıracağı yeni ivmeyi kim tahmin edebilir? O neden- le acele etmeyelim, bekleyip görelim. Yanıtsız soru Kadından kurtulmak? Elbette! Elbette, ama na- sıl? Ülkenin demokratık bütün kuaıluşları gizli ka- paklı yollarda değil; açık, apaçık zeminlerde yüzü- ne söylüyorlar: Çekil ve git! Hatun, dönüyor, saldırgan sesle "Sen git!" diye yanıt verıyor. Sözlüklerde, yüzsüzlüğün karşısına Şaibe Hanım yazılmalı. Kürsülerde ağlayan ve basın önünde sanki ulu- sal bir önder gibi "mılletine sakin olmalan, telaşa kapılmamalannı" salık veren ilkesiz ve belkemiksiz bır siyasetçi olan bu hatun mu ağır hakaret ve bas- kılara dayanamayıp pes edecek? Güldürmeyin insanı! Olayı yokuşa sürecek, öyle- sine manevralar yapmaya kalkacak ki... Örneğin, bol para, vaat ile yanına çekeceğine inandığı dele- gelerle büyük bir kongre bile tezgâhlayabilir. Ve şöyle bk sonuç için: "Tasfiye edelim derken, tasfiye olan yaşlı başlı siyasetçiter." Ama, sonuç böyle olursa ne ilginç bir manzara çı- kar ortaya değıl mi? Yüzüne söylenen nedir? REFAHYOL tükendi, bit- ti. Bu, bir. Uğrunda her şeyini verdiği ve verebilece- ği başbakanlığa -Takkeli büyük bir özveri gösterir- se- hadi oturdu diyelim. "Bunalıma giren rejim kur- tulmaz!" Bu iki gerçeği kocası Enişte'mizle görkemli ko- nutlarında irdeleyip "üzerlerine düşeni yapmadık- ları sürece" ne Türkiye, ne siyaset, ne de başta TSK ve direnişe geçen demokratik kuruluşlar rahat nefes alabilir. Nuh diyor. peygamber demiyor. Rejimi bu aç- mazların ortasına atan insan, kişisel çıkarlar karşı- lığı RP'yi ıktidar yaptığı için, bu durumlara geldiği- mizi kabul edemiyor. Askerierin "yeni model 'darbe' uygulamalan"nın özünü içeren "dışandan baskılarda sonuç vermez- se", varacağımız noktayı artık lise öğrencileri -da- hi- çaktı. RP'ye karşı çıkanlara Şaıbe'den itiraf: "...Mec- lis'te TEDAŞ, TOFAŞ -nedense malvartığı komis- yonunu saymıyor- önergeleri ile ANAP partiyi da- ğıtacaktı. Onun için bu hükümeti kurduk" diyor. Bir insan Yüce Divan'dan kurtulmak için RP'ye yapıştığını ancak böylesine "veciz biçimde" anla- tabilir. Türkiye'nin, geleceğimizin en büyük belası Tak- keli sanılıyor. Yanlış. Bela sıralamasında: Şaibe'den büyük yok! Devrimci-demokrat arkadaşımız YAMAN ERDOĞAN'ı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Unutmayacağız!.. MAKİNA IVIÜHENDİSLERİ ODASI ANKARA ŞUBE YÖNETİM KURULU Sevgili FİRUZHAN, seni kaybettik. Çok üzgünüz. AİLESİ Çiçeklerîn ezflmedigi mitingİstanbul Haber Seni» - Miting öncesinde HADEP. ÖDP ve istan- bul Emniyet Müdürlüğü'nün or- taklaşa belirledikleri pankartlar dı- şında pankart açılmamasına karşın HADEP'in içindeki bir grup IKDP lideri Mesut Barzani'nin maketini yakarak, Kürdistan bayrağı açmak istedi. Grup ÖDP'liler tarafından engellendi. HADEP'liler Bursa, Yalova, Edirne, Tekirdağ'dan da otobüsler- le partili getirdi. Mitinge HADEP Genel Başkan Yardımcısı Sım Sa- kık ve Ahmet Türk de katıldı. Sultanahmet buluşmasına gelen kimi aydmlar arasında şu isimler bulunuyor: Ataol Behramoğlu, Sevinç Erata- lay, Can Dündar, Orhan Aydın, Ay- dın Ilgaz, Suna Aras, Fatih Altayu, Tank Akan, Rutkay Aziz. .\ksn Bir- dal. Ercan Kanar. Genco Erkal, Metin Akpınar, İlyas Salman, Cez- mi Baskın, Ragıp Zarakolu, Ayşe Zarakolu. Emniyetin onayladığı ve kürsü- den atılan sloganlar ise şöyleydi: "Ne istiyoruz, özgürlük; ne zaman, hemen şimdi", "Ne istiyomz, banş; ne zaman. hemen şimdi; yaşasın öz- gürlük dayamşma", "Susma sus- tukça sıra sana gelecek", "Çeteler halka hesap verecek", "Ne RE- FAHYOL, ne hazıroP, "Çeteler de- giL,firetenleryönetsin", "Ne şeriat ne darbe; çözüm halkın elinde" ve "Yaşasın halklann kardeşliğL" Meydana saat 11.00'den itibaren 5 ayn noktadan girişler yapıldı. Trakya'dan gelenler Sahilyolu'nda buluşup meydana Sirkeci-Gülhane Parkı yönünden çıktılar, Anadolu yakasından gelenler Divanyolu ve Yerebatan caddelerinden giriş ya- ptılar; Avnıpa yakasından gelenler de Çarşıkapı-Çemberlitaş yolunu kullandılar. Meydana giriş noktalannda sıkı aramlar yapıldı. Sokak aralannda emniyetin çok sayıda panzer, ak- rep ve panter araçlanyla havada po- lis helikopteri yer alırken, miting boyunca 12 ambulans, 30 sağlık personeli, 1 itfaiye arabası hazır bulundu. Yerebatan Sarnıcı'nın ya- nında kurulan canlı yayın sistemiy- le ise Emniyet Genel Müdürlü- ğü'ne canlı yayın yapıldı. Mitingi istanbul Emniyet Müdüryardımcı- lan Mehmet Çağlar, Atilla Çınar da meydana gelerek izledi. ÖDP ve HADEP'liler tarafından kürsünün etrafında oluşturulan gü- venlik zincirinde kadmlann da bu- lunması dikkat çekti. Mitingin ilk saatlerinden itiba- ren meydanda sürekli olarak sessız bir "HADEP-ÖDP" gerginliği his- sedildi. ÖDP'nın sloganlanna HA- DEP'liler, HADEP'inkilere de ÖDP'liler katılmadı. HADEP'li yetkililer mitingi ortaklaşa düzen- lediklerini, bu miting için Bey- koz'da gerçekleştirecekleri "3. ku- ruluş şenliğPni iptal ettiklerini be- lirterek, ancak ÖDP'lilerin kendi- lennı bir destekJeyici parti olarak tanıtmalanndan şikâyet ettiler. ÖDP'liler ise bu mitingin ev sahi- binin ÖDP olduğunun altını çizdi- ler. Miting sırasında polis helikop- teri alan üzerinden geçerken, katı- lımcılarhelikopten ıslık ve "Yuh" sesleriyle protesto ettiler. Halence- zaevinde tutuklu bulunan sanatçı Şanar Yurdatapan da meydanda alkışlarla anıldı. ÖDP'nin afişleme için yaklaşık 450 milyon liralık harcama yaptığı bildirildi. ÖDP'nın miting alanın- da da güvenlik için 500 partiliyi görevlendirdigi kaydedildı. ÖDP yetkilileri, miting sırasında çevreye zarar verilmemesine özen gösterildiğine dikkat çekerek her ezilen çiçeğin yerine aynı gün içe- risinde yeni bir çiçek dikileceğini ifade ettiler. ÖDP'nin bez şapkalan alanda 200 bin liraya satılırken, çuvallar- la meydana getirilen "Şapka,zınl- ü.ayna'" üçlüsü de 50 bin liraya çok sayıda alıcı buldu. İZLENİMLER 'Tarih de hiziz, demokrasi de...' OKTAY EKİNCİ ÖDP'nin güçlü ses düzeniyle donatılmış mi- ting kürsüsü "Bab-ı Hümayun" Caddesi'nin önünde duruyor. Kürsüden bakınca sağ tarafta III. Murad'ın, II. SeKm'in ve III. Mehmed'in tür- beleri kalabalıktan görünmüyor. Ama hemen ar- kadaki AyasofVu, her zamanİci görkemiyle gök- lere yükseliyor. Karşıda, tarihi Divanyolu Cad- desi'nin hemen köşesinde, bir zamanlar tstan- bul'un dünyanın merkezi olduğunu simgeleyen "Minelyum" taşı var. Polislerden görünmüyor, ama bütün yollar yıne ona ulaşıyor. Miting meydanının solunda. şimdi Kültür Ba- kanlığı'nın el yapımı Anadolu halılan için de sa- tış yeri olarak kiıllandığı Haseki Hamamı. He- men karşısında Abdurrahman Şami TekkesL O- nun az ilerisinde Cedid Mehmet Efendi Medre- sesl Ve havuzîu parkın arkasında altı minaresiy- le İstanbul siluetinin gözbebeği ve meydana adı- nı da veren Sultanahmed Camisi... Işte böylesine bir meydanda, 2700 yıllık ta- rihsel geçmiş içinde kimbilirkaçıncı kezbirara- ya gelen İstanbullular. aralanna diğer kentlerden koşup gelenleri de almışlar, "Tarih debiziz" di- yorlar, "demokrasi de". Ardından ise binlerce, belki de onbinlerce kişinin o andaki ortak duy- gularını kürsünün hemen arkasındaki tarihi Sul- tanahmet Cezaevi'nin otel yapılsa bile unutma- yacağı anılanna hep birağızdan eklıyorlar: "Ne şeriat, ne darbe!.. Sadece demokratik ve özgür Türki>e_." Doğrusunu isterseniz, geçenlerde imam-hatip okullannın kapatılmaması ıçın aynı yerde yapı- lan mitingdeki "tahribattan" sonra Rehberler DerneğJ'nin dile getirdiği "Suttanahmet bu tür gösterilere kapaölsın" düşüncesı bana da sıcak gelmişti. Ne var ki şimdi Özgürlük \« Dayanış- ma Partisi'nin (ÖDP) çağnsına uyarak tarihi meydanı dolduran aydınlık ınsanlann yarattığı "uygarhğı T ' görünce, düşüncemi değiştiriyorum. Kürsüde konuşan ÖDP görevlisi diyor ki: "Bu ülkenin tarihsd yapılannın, doğasının. ağaçlaruı ve çiçeklerin sahibi biziy; onlan koruyarak de- mokrasimizi kuracağız™'' Tarihi ve doğayı yağ- malayarak varlıklanna varlık katan "çetelere" karşı yıllardır sanatı ve kültürüyle savaşan ak sa- kallı Genco Erkal da coşkûyla okuduğu Nâzun şiirlerinindizeleri arasında diyor ki: "Kanunlar hem \ar, hem yok... Kimine var, kimine yok..." Istanbul'un tarihi. bir anlamda Sultanah- met'teki mitingler tarihıdir. Bizans ve Osmanlı dönemlerinde bu meydanı çevreleyen yapılar, sayısız toplantılara tanık oldular. 20. vüzyılın ise belki de en önemli ilk mitingleri, İzmir'ın empervalist güçlenn desteğiyle Yunan ordusu tarafından işgal edilmesi üzerine. 1919 ve 1920 yıllanndaki dört büyük protesto gösterisiydi. Bu mitinglerden birinde de Hamdullah Suphi (Tan- növer). Mehmed Emin (Yurdakul) ve Halide Edip( Adıvar) gibi, dönemin aydınlannca hazır- lanan bir "muhûra" yine dönemin Osmanlı hü- kümetine verilerek "ülkenin işgalci çeteierden kurtanhnası" istenmişti... Şimdi de 20. yüzyılın sonlanna doğru, a^jıı meydanı "benzer duygularla" dolduran bu il- kenin her yaştan aydınlan, yine benzer istekle- rini dile getirdiler. Ama bu kez "muhatap" hü- kümet değil, toplumun kendisiydi. Çünkü çete- ierden annmış bir Türkiye için tek güvence. ka- ranlığa karşı milyonlarca mum yakmış bir hal- kın artık "yeter" demesiydi... ÖDP'nin Sultanahmet mitingine kaülanlar "Susuriuk zmltısı' ve a>nalarla protesto gösterileri yapblar. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Görkeııdi demokrasi mitingî I Baştarafı 1. Sayfada sında bulundular. ÖDPnin "Ne REFAHYOL ne hazır ol" mitingi dün geniş bir ka- tılımla gerçekleştirihrken Sulta- nahmet Meydanı "Çeteler halka hesap verecek", "Çetelere, savaşa, özelleştirmeye, darbe>e, din devle- tine karşı emekçilerin birliği, halk- lann kardeşliği" ve "Operasyona, yeni koruculuğa hayır" afişleriyle donatıldı. "Susurlukzmltısı" ve ay- nalann ışığının yükseldiği miting alanında sık sık "Dünya yerinden oynar, Meclis'ten adam çıksa", "Yaşasın halklann kardeşliği*", "Savaşı durdurduk. çeteierden kur- tulduk" ve "Çeteler Meclis'te, öğ- rendler hapiste" sloganlan atıldı. Sabahın erken saatlerinden itı- baren dolmaya başlayan meydana mitingin başlama saati olarak belir- lenen saat 13.00'te hâlâ gelenlerin olması nedeniyle miting ancak sa- at 14.00'te sanatçı Genco Erkal'ın Nâzun Hikmet'ten okuduğu şiirler- le başladı. Mezopotamya Kültür Merkezi'nin Çocuk Korosu'nun söylediği Kürtçe şarkmın ardından ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, H.A.DEP Genel Başkanı Murat Bozlak, DlSK Genel Sekreten Ke- mal Da>sal, KESK Genel Başkanı Siyami Erdem ve kürsüde konuşma yapacak olan gazeteci Can Dün- dar kürsüye çıkarak katılanlan se- lamladı. Devrim şehitleri anısına bir dakikalık alkışlı saygı duruşun- da bulunulmasından sonra söz alan Ufuk Uras. "Bu meydana bizden önce çeteciler, şeriatçılar geldi. Bu- rayı pislettikr. Biz o pisliği süpür- meyc geldik" dedi. Sultanahmet Meydanfnın diğer bir adının da "At Meydanı" olduğunu anımsa- tan Uras, onbeş gün önce DYP'li- lerin ve RP'lilerin meydanda atıp tutuklanm, at koşturduklannı söy- ledi. Uras, Cumhuriyet tarihinde şimdiye kadar pisliklerin örtülme- si için ilk kez bir hükümet kuruldu- ğunu vurgulayarak, "Burası sizin babanızın çiflÜği mi? Bizi neden hiç hesaba katmadınız? Arap Emirlik- leri'ne kaçsanız bile peşinia bırak- ma>'acağız" diye konuştu. Hafta içinde ünıversitelerde çı- kan olaylara da değinen Uras, Içiş- leri Bakanı Meral AkşenerM kaste- derek şöyle konuştu: "Sen kimsin? Çocuklanmızı kurşunlatıp. coplatmaya ne hakkın var? Bu ne cüret?" Konuşması sı- rasında alanın HADEP tarafındakı bir grubun PFCK bayTağı açmak is- temesi üzerine ise Uras, bayrak in- dirilmediği takdirde mitingi iptal edeceğini söyledi. Bu uyandan sonra bayrak indirilirken Uras, "Geün kötülükleri sevgryleyeneüm. GeKn içimizdeki özgür iradeyi ön plana çıkarahm" çağnsında bulun- du. HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak ise yaptığı konuşmada. bundan sonra parlementodaki par- tilerden bir şey bekJemenin yanlış olduğunu belirterek, "Iktidan hu*- sızlann elinden aunahyız" diye ko- nuştu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir an önce Kuzey Irak'ta başlattı- ğı operasyonu durdurmasını iste- yen Bozlak, kimsenın bu operasyo- na tepki göstermemesıni de anlaya- madığını dile getirdi. DlSK Genel Sekreteri Kemal Baysal da yaptığı konuşmada "REFAHYOUdan kurtulmak için darbe özleyenlerin tuzağmadüşmemekgerekir" dedi. TankJann. şeriatın ayak seslerine karşı burada toplandıklannı anla- tan KESK Genel Başkanı Siyami Erdem parlamentoda Murat Boz- lak'lar, Ufuk Uras'lar olmadığı için çözüm üretemediğini söyledi. Sul- tanahmet Meydam'nda toplanan insanlann siyasete ağırlığını koy- duğu zaman Türkiye de çok şeyle- rin değişeceğini ifade eden Can Dündar ise bu ülkede demokrasi isteyenlerin yahnz olmadığını be- lirtti. Konuşmalar sırasında HADEP'li bir grubun PKK ba>Tağını çıkara- rak sallaması miting alanında ger- ginlik yaratırken, HADEP'li yöne- ticiler bu grubu sık sık uyarmak zorunda kaldı. Konuşmalann ar- dından olaysız bir şekılde dağılan mitinge katılanlar Sultanahmet Meydam'nda topladıklan çöplerin üzerine "REFAHYOL çöplüğü" yazdılar. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ; nu belli ne başı... Taze bir şeyler aramak üzere kartlar yeniden ka- nlıyor... Bugün olağanüstü Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) var. Şûra arifesi, Genelkurmay Başkanı Orgeheral Ka- radayı, Başbakan Erbakan la önceki gün görüş- tü. Erbakan'ın girişteki değerlendirmesi şuydu: - Hükümetimiz her zaman ordumuzun hizmetin- dedir... Giriş taksimi böyleydi ama, içeride 2 saat 15 da- kika sadece hangi konularda hizmet edilecegi ko- nuşulmamış olmalı. Karşılıklı uyum mu vardı, oyum mu vardı; yorumu okura bırakalım. Erbakan, başkanhğını yapacağı olağanüstü YAŞ toplantısını, kendisine Genelkurmay'dan iletilen kuryeyleöğrendi... Bir başbakan kendi başkanlığındaki toplantıyı böyle öğrenirse yapacağı iki şey var: - Hayır, başkan bensem buna ben karar veririm, önce konuşmalıydık... - Madem ki ben edilgen duruma sokuluyorum, çekiliyorum... Ikisini de yapmıyor. Ne kalıp iktidar olabiliyor ne çekilip gidebiliyor. l Erbakan'ın bugün atacağı daha sonra inkâr ede-' ceği imzaya, parti içi ilk yorum RP Genel Başkan Yardımcısı Rıza Ulucak'tan geldi: "Göreve son verme gibi karahann olacağından söz ediliyor. Ordu birdisiplin içinde olmalıdır. Ama insanlara zulmederek biryere vanlmaz." Bu karariarın altına Erbakan yine imza atacak. Geçen sefer de öyle olmuştu. Bu ne imza külliyatı, bu ne zulüm edebiyatı... Haftanın başındaki YAŞ'ın ardından sonunda da 31 mayısta Milli Güvenlik Kurulu var. İki ucun ara- sında çok yoğun siyasi kulis dönecek. Çillerler'in tilkileri... Çiller, önceki gün 53 yaşından 52 yaşına girdi. Çillerler hafta sonunu tilkileriyle birlikte geçirdi. Çiller ve azalan çevresinden gürül gürül akan ha- berlere göre plan şu: - Bugün Erbakan'la Çiller arasında baş başa ya da heyet heyete görüşme. Kızımıza başbakanlığı is- teme. Olmazsa yumruğu cama vurup çıkma... - Salı günü, Türkiye Cumhuriyeti'nin tek kurtarı- cısı takımlannı giyip Bakanlar Kurulu'nu toplama... Orada, MGK kararlarının anlam ve önemi üzerine iki ciltlik tarihi bir konuşma yapma... - Çarşamba günü, önce parti grubunu ardından genel idare kurulunu (GİK) toplama... Burada top- lama çıkaımayapıpcdwuma bakma. .- Duruma batrç, keSçışi da içerebilir ama^ 6en Çil- ler'den bir "son dakika numarası" bekliyorum. DYP içinde kalan milletvekillerı kapalı kapılar ardında söylediklerini şimdi, açık mikrofonlar önünde söy- lüyorlar. Bir yarıştır gidiyor: ; - Bu hükümeti ben yıkanm... [ "Hayır ben yıkanm..." ; - Ne münasebet haddini bil. Ben kurdumsa, ben' yıkanm... "Asıl sen haddini bil. Bizpartinin direğiyiz, neya- pılması gerektiğine biz karar veririz..." DYP içindeki kaynama, doğal olarak beraberin- de buharlaşmayı da getiriyor. llhan Aküzüm'ün ay- nlmasıyla buharlaşan milletvekili sayısı 41 oldu. Bu- günden başlayarak yeni istifalar da söz konusu ola-, bilir. Necmettin Cevheri nin, parti içinde ne kadar cevheri kaldı? Yanıtı aranan bir başka soru da bu. Zira, DYP'de ağırtop sözü, biraz delege tabanına dayalıydı. Çil- ler ailesi tabanı yeniden örerken acaba Cevheri'nin istemleri ön planda oldu mu? Sanmıyoruz... '• Gerçekçi olmak gerekirse, bu hafta olacaklan ön- görmek için tüm olasılıkları sıralayıp, "bunlardan biri" demek gerekiyor. Gelişmelerin odağında DYP var. ; Daha önce Çiller'i en iyi ben "yıka"nm diyenler, şimdi Çiller'i ben "yık'anm diyorlar... Ikisi de "yıkanm"... ; Hey güzel Türkçe... Her şeyi ne güzel anlatıyor- 1 sun... BODRUM TURGUTREİS'TE DENİZ KENARI Özel Plaj, Yarı Olimpik Havuz, Restaurant, Bar Market, Möbleli 4 KİŞİLİK APARTLAR Günlük: 3.300.000.- TL ODAKTATİLKÖYÜ (0.212) 587 42 31 - 58744 39 Halk ve ozan dostu Sevgili MUSTAFA EKMEKÇİ'nin ailesine, dostlanna, Cumhuriyet Gazetesi ve okurlanna başsağlığı dileriz. AŞIK YTYSEL KÜLTÜR DERNEĞI ANK4RA ASLİYE11HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo:996'920Es. Davacı Güler Çebi vekıli tarafından davalılar Ö. Faruk Çebı aleyhine açıian boşanma davasının yapılan yargılamasında ven- len ara karan gereğıne Davalılardan Ö Faruk Çebı'ye çıkanlan davetıye. bıla ikrrial ıade edılmış zabıta tahkıkatında da adresı meçhul kaldığından dava dilekçesımn ve duruşma gününün ıla- nen tebliğine karar verilmış olup, bu dava ile ilgıli ıbraz etmek ıs- tedığınız belgelen. duruşmanın bırakıldığı 3.7 1997 günû saat 10.00'a kadar göndermenız \eva bır vekıl tarafından kendınızı kendınızı temsıl ettırmedığınız takdirde 7201 sayılı TYnın 28. 29. vedevamı maddelen ile HUMK'nın 213 377 maddelen ge- reğınce yargılamamn yokluğunuzda yapılacağı ve hûkûm venle- cegi dava dılekçesı ve duruşma gûnü yerine kaim olmak ûzere ıla- nen du>ıırulur 21 5 1997 Basırr 22321
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear