19 Mayıs 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4MART1997SALI HABERLER Eylemci memuplara ceza • ANKARA (AA)- Anayasa Mahkemesı, bugün gerçekleştirilecek toplantısında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) toplu halde işi bırakma ya da yavaşlatma eyletni yapan kamu görevlilerine uygulanacak yaptınmlan öngören hükmünün iptal isteminin ilk incelemesini yapacak. Anayasa Mahkemesi, ilk inceleme sonucunda itiraz yoluna başvuran mahkemenin yetkilı olduğuna karar venrse iptal istemini daha sonra esastan görüşerek sonuçlandıracak. Iptali istenen madde, bu fiillerin herhangi bir dernek, kuruluş ya da kişinin karanna veya yayımlanan bildiriye dayanarak işlenmesi halinde uygulanacak cezalan da öngörüyor. tutuklıiara baskı • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Buca Cezaevı 'nde tünel olayının ardmdan siyasi tutuklulara baskı uygulanmaya başlandığı öne sürüldü. İHD Izmir Şubesi Cezaevi Komisyonu adına açıklama yapan Rıza Çetin, cezaevi yönetıminin, tünel olayını gerekçe göstererek geçen yıl 12 tutuklunun ölümüyle sonuçlanan ve 67 gün süren açlık greviyle elde edilen haklan askıya aldığını bildirdi. İri'lerin katil zanlılan yakafamdı • KOCAELİ (AA) - Kürşat Yılmaz'ın yeni evli kızı Ülkü Gümgüm'ü kaçırmakla suçlanan polis memuru Dursun Iri'nin öldûrûlen kardeşlen Yaşar \e Bayram Iri'nin katil zanlılannm Istanbul'da yakalandıklan bildinldi. Kocaeli Emniyet Müdürluğü'nden yapılan açıklamada, katil zanlılan Selami Tazegül ile Birhan Dursun'un ilk sorgulannda Kürşat Yılmaz'ın adamlan olduklannın öğrenildiği açıklandı. SSK sınavmda yeni iddia • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP'li Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'in akrabalannın şaibeli Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) sınavıyla işe ahndığını kanıtlayan CHP Malatya Milletvekili Ayhan Fırat, sınav yapıldıktan sonra 200 kişiye yeniden başvuru yaptmldığinı öne sürdü. Bu kişilerin içinde sınavı kazandınlanlann da yer aldığını belirten Fırat, konuya ilişkin olarak araştırma yapılması için TBMM Baskanlığı'na önerge verdi. Kafcancı'mn yargılanması • İstanbul Haber Servisi - Kamuoyu'nda '"Cinci Hoca" olarak bilinen Ali Kalkancf ntn, "Tekke ve Zaviyeler Yasası" ile "Yardım Toplama Yasasf'na muhalefet, "dolandıncılık", "tehdit", "Kanuni evlenme akdi olmaksızın dini merasim yapmak ve yaptırmak" suçlanndan 11 yıl ağır hapis istemiyle yargılanmasına Fatih l'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlandı. PSAKITye beraat • ANKARA (AA) - Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi, yayımladıklan bir basın açıklamasında, 2908 sayılı Demekler Kanunu'na muhalefet ettikleri gerekçesiyle yargılanan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Murtaza Demir ve derneğin merkez yürüüne kurulu üyelerinin beraatlanna karar verdi. Davanın dünkü duruşmasında esas hakkındakı mütalaasını veren cumhuriyet savcısı, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nin 5 Ağustos 1996 tarihinde bir basın açıklaması yaptığını belirterek söz konusu basın açıklamasının eleştiri mahiyetinde bir açıklama olduğunu ve bir bildiri olmadığının anlaşıldığını ifade etti. Ortal.sınıfterk tastiknamemi kaybettim. Hükümsüzdür. ERCAN BÜYÜKPOLAT Muhalefet liderleri Başbakan Erbakan'ın 'işbirliği' önerisine sert çıktı 6 Ya içine sindir ya ayrd'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba- kan Necmettin Erbakan. MGK toplantısının ardından görüştûğü DSP ve CHP liderlerin- den de uyanlar aldı. DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit Erbakan'a "Devletle inatlaşarak hükümet edilemez. Ya bu devleti temei unsur- lanyta içinize sindirmeniz ya da şu aşamada bunu yapamayacak durumda>sanız bir süre hükümetten uzaklaşmayı göze almanız gere- kir'' uyansında bulundu. CHP Genel Başka- nı Deniz Baykal da Erbakan'a. "Krizin nede- ni sizsiniz. Ya ülkenin anayasasryla kavga et- mekten vazgeçeceksiniz ya da istifa edeceksi- niz" diye seslendi. Erbakan, dün Ecevit ile yaklaşık ıkı saat, CHP lideri Baykal ile de 2.5 saat görüştü. Ya- pılan acıklamalar ve alınan bilgilere göre, Er- bakan-Ecevit görüşmesi özetle şöyle. ERBAKAN: Muhalefetle, özellikle DSP ile her konuda uzlaşmaya acığız. Zaten sizin- le aramızda büyük görüs aynlıklan yok. ECEVİT: Bu sözlenniz pek gerçeğe uy- gun değil. Getırilen tasanlarla ilgili verdiği- miz önergeler, sırf muhale- fetten geliyor diye reddedi- liyor. Bankalar sistemi ile ilgili bozukluklardan söz ediyorsunuz. Bu konuda verdiğimiz araştırma öner- gesi reddedıldi. ERBAKAN: Haberını yok, olsaydı reddedilme- mesini isterdım. Tabanımı- zın rahatsızlıklan var. San- ki Türkıye'de dine bağlı kimse bırakılmaması ıste- niyormuş gibi ifadeler kul- lanılıyor. ECEVtT: Bu doğru de- ğil. Müslüman olan ülkeler arasında ibadet özgûrlüğü Türkiye'deki kadar genış olan bir ülke yok. ERBAKAN: Cami yapıl- masına bile itirazlar olu- yor... ECEVİT: Hiçbir Müslü- man ülkede Türkiye'deki kadar cami yok. Dine bağ- lı olanlann özgürlüklennin ik-demokratik cumhuriyet döneminde bir iki küçük olay dışında bir şey olmadı. Laik-de- mokratik rejımde zaman zaman restorasyon, onanm gerekiyor. RP'nin laikliği ıçıne sın- dirmesi gerekir. ERBAKAN: Medyabirçok şeyi abartıyor... ECEVİT: Medya bizim partimizle ilgili olarak da bazı şeyleri genelleştirerek yayın- lar yapıyor, ama sesimizi çıkamnıyoruz. Siz, 'Ezeriz, yok ederiz' diye beyanlarda bulunu- yorsunuz. Yüzde 21 oyunuz olduğu halde, mtlletin çok büyük çoğunlugunun desteğini almış gibi da\Tanıyorsunuz. Sonra Iran'dakı rejime özeniyorsunuz. ERBAKAN: Bu doğru değil. Başka her- hangi bir ülkeye, bu arada İran'a özenmemiz söz konusu olamaz. ECEVtT: Belediye başkanlannızın, bazı parti yöneticilerinin beyanlan kaygı üyandı- nyor. Maksadı aşan beyanlar olduğunu söy- lüyorsunuz, ama sizin parti olarak ektiğiniz tohumlar ürün veriyor. Hükümetin rejim ko- nusunda muhalefetle de, geniş kamuoyu ile de uzlaşma eğilimi yok. Devletle inatlaşarak hükümet edilemez. Bundan tek başına MGK'yı düşünmediğımızı belirtmek isterim. Cumhurbaşkanı, TBMM ve mılletin büyük çoğunluğunu kastediyorum. Ya bu devleti te- mel unsurlanyla içinize sindirmeniz ya da şu aşamada bunu yapamayacak durumdaysanız bır süre hükümetten uzaklaşmayı göze alma- nız gerekir. Aynca Güneydoğu konusunda da bir şey yapılmıyor. TSK aylardır yakınıyor. hiçbir adım atılmıyor. ERBAKAN: Güneydoğu ile ilgili kaygıla- nnızı pa\laşıyorum. Somut hazırhklar yapı- yoruz. ECEVİT: Sız Susurluk'tan sonra kirli iliş- kiler agının ırdelenmesmden rahatsız gibi gö- rünöyorsunuz. Toplum da bu konuda çok du- yarlı. Bir özel tim görevlisi, komisyonda dev - leti tehdit etme cüretini gösterebiliyor. ERBAKAN: ECEVİT: DSP olarak kesinlikle müdaha- le beklentisini izlemenimine girilmeden so- runlara eğilmek gerektiğini söylüyoruz. Res- torasyon sürecine rejimle ilgili gölge düşme- meli. Ecevit, görüşmeden sonra gazetecilerin "Bundan sonra daha dikkatü olunacağı izle- nimi aldınız mı" sorusuna. "Bilemryorum. Er- bakan'ın çok farklı bir üslubu vardır" yanıtı- nı verdi. Ecevit, bır başka soru üzerine. "T- SK mensuplannuı da ülke sorunlan ik ilgili görüşlerini açıklamalan doğaldır. TSK'nin yakınnıaiannı dile getirme dışında herhangi bir eğilimi, niyeti olmadığı kaıusındayız. So- runlann çözümyeri TBMM'dir" açıklaması- nı yaptı. Baykal da kendısıni ziyaret eden Erbakan' ı. "&5 a> önce burada\dınız. hükümet kurma önerinizL, anayasanın temeliyle ilgili kaygüa- nmız nedeniyle reddettik. Şündi bu noktaya getjndi Krizin nedeni. iktidarla muhalefetin diyatog eksikliği değiL Bu taroşmanın içine Türkiye'yisizsoktunuz'' sözleriyle karşıladı. Hiçbir dönemde rejimm temel unsurlannın böylesine tartışma konusu olmadığına dikkat çeken Baykal. Erbakan'm özellikle "Türki- ye'de laikiik faşizmi var" söz- lerini eleştirdi. Baykal. görüş- meden sonra yaptığı açıkla- mada, "Sorun RP Ue muhale- fet arasında değildir. sorun RP ik ana>asa arasındadır" dedi. Erbakan'ın "Yapa\, zorta- ma çaba bular. Avantalan ke- silenlerin gayreti, medyanın abartmasr yorumu yaptığını aktaran Baykal, "Bu yorumda teselli ararsaıuz sorunu çöze- mezsiniz. Büyük sıkınnlaria karşdaşdır.Ola) ciddklir.balu- nız > üzde 3'tür. 5"tir dediğiniz insanlaria diyalog aramak m- runda kalrvorsunuz, bunun için MGK topbnösı gerektT açıklamasını yaptı. Baykal, "Hükümet bakışaçısını değis- tirmelL Hükümet ya anayasay- la ka\ »a etmekten vuzgeçecek- tir ya da istifa edeccktir. Ya da TBMM'de düşürülecektir. Kimse inadım inat 3 gün daha iktidarda kalayım dhe ülkcji tehlike>e atma hakkına sahip kullanılması konusunda, la- Dün ilk olarak DSP lideri Bülent Lcevit'i ziyaret eden Erbakan, muhalefet partilerinden beklediği desteği btılamadı. değüdir" dedi. Yilmaz 'Geniş tabanlı hükümet gündemde9 VİYANA(AA)-ANAP Genel Başkanı Mesut Yü- maz. Viyana'daki temas- lannın son gününde A\ us- turya Başbakan Yardımcı- sı ve Dışişleri Bakanı Woifgang Schüssel ile gö- rüştü. Avrupalılann Türki- ye'nin iç politikasındaki gelişmelerini çok yakın- dan izlediklerini belirten Yılmaz, u Ben bu koalis- yon hükümetinin geteceği olmadığınu Türki\e'de muhtemelen dahageniş ta- banlı bir hükümetin gün- deme geleceğini ifade et- tim"dedı. ANAPGemş- letilmiş Başkanlık Divanı toplantısında MGK'nin 28 şubat kararlan ve hükü- met yetkililennin açıkla- malan değerlendirildi. Toplantıdan sonra bır ba- sın açıklaması yapan ANAP Genel Başkan Yar- dıtncısı Agâh Oktav Gü- ner, Başbakan Necmettin Erbakanın "Komutan- laria tam bir uyum içinde- yiz" dedikten sonra MGK kararlanndan şikâyetçi ol- duğunu belirterek "Baş- bakan halüsinasyon mu görüyor?" dedi. Erbakan MGK'ye meydan okudu 'İstifa etmem' diyen Başbakan, MGK'nin hükümete hiçbir konuda dayatmada bulunamayacağını belirterek darbe söylentilerinin gündemden çıktığını söylöcii ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) uyanlannm ardından mu- halefet liderleriyle görüşerek hede- fin yalnızca kendisi olmadığı izle- nimi vermeye çalışan Başbakan Necmettin Erbakan, "Hükümet MecuYte kurulur. MGK'de değil. MGK,yasalar konusunda hüküme- te ve Meclise davarmada buluna- maz"sözleriyle meydan okudu. CHP ve DSP lıderlerinin istifa çağnsı yaptığı Erbakan. "İstifa et- mem. Herkes istediği gibi konuşabi- lir, ama bu konudaki karan TBMM verir" dedi. Başbakan Erbakan, liderler turu çerçevesinde DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve CHP Genel Başka- nı Deniz BaykaTla yaptığı görüşme- lerin ardından açıklama yaptı. Her iki liderin konuşmalannı te- levizyonlarda izledikten sonra bası- nın karşısına çıkan Erbakan, Ecevit < ve Baykal ile görüşmeye katılan par- ti yöneticilerinin "fevkalade naak, kibar, iyi niyetii ve saminıi oldukla- nnı" belirterek "Ülkede>aratümak istenilen suni gerginlikler karşısın- da banş, kardeşlik, huzur ve yumu- şamavi sağlamak üzere bu görüşme- leriyaptık" dedi. Rejim konusunda fikir alışverişinde bulunduklannı kaydeden Erbakan."Baykal ve Ece- vit de aynen bizim gibi bugünkü ana- yasal rejimin yürüriükte olmasuu, suni rejim tartısmalannın ülke>fya- rar gerirmeyeceğini düşünüyor" di- ye konuştu. MGK'nin hükümete da- yatmada bulunamayacağını kayde- den Erbakan, sözlerini şöyle sürdür- dü: "Türkiye'de hükümet TBMM'de kurulur, MGK'de kuruunaz. Yasa- lan TBMM yapar. MGK Şu yasa- Cumhuriyet, günlerdir tartışılan mektup' konusuna açıklık getiriyor Cumhurbaşkanı'ndan 9mektup lan yapın' diye herhangi bir sekSde ne TBMM'ye, ne hükümete dayat- mada bulunamaz. Ancak MGK, el- bette anayasal görevini yaparken çe- şitli konularda fikirierini ortaya ko- yar, önerilerde bulunabilir. Türki- ye'nin güvenliğini korumakla mesul olan hükümettir." Başbakan Erbakan, Ecevit'le ül- ke sorunlannın çözümü için huzur ve banşa her zamankinden fazla ge- reksinim duyulduğu, parlamentoda- ki partilerin kardeşlik içinde çalış- ması gerektiği ve Türkiye'nin reji- minin tartışmasız demokrasi olduğu konusunda tam bir göriiş birliği içinde olduklannı söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı SüleymanDemirel'in Başbakan Necmettin Erbakan'a çeşit- li konulardaki göriiş ve değerlendir- melerini içeren 9 mektup gönderdiği öğrenildi. Bütün mektuplann 4 Şubat 1997'de Erbakan'a ulaştınldığı, bunlardan 4'ünün Demirel'in imzasını taşıdığı, 5'inin de Cumhurbaşkanhğı Genel Sekreteri NecdetSeçkinöz imzalı oldu- ğu belirtildi. Cumhuriyet. kamuoyunda günîer- dirtartışılan "Demirel'den Erbakan'a mektup" konusunun içyûzünü ortaya çıkardı. Köşk'ten Erbakan'a 4 Şubat 1997'de 9 mektup birden gitti. Bu mektuplardan Demirel'in imzasını ta- şıyan 4'ü. Türkiye'nin gündemindeki önemli konularla ilgiliydi. Birinci mektupta, laikiik konusu de- ğerlendiriliyordu. Anayasanın 2., 24. ve 174. maddelennin anımsatıldığı mektupta, laikliğin Türkiye Cumhuri- yeti'nin temel taşlanndan biri olduğu vurgulanıyor ve bu maddelerden ödün verilemeyecegi belirtiliyordu. tkincı mektupta ise Milli Eğitirh Ba- kanlığı'nın çahşmalan konu edilmiş- ti. Temel eğitimin önemınin vurgulan- dığı mektupta, "genel gidiş" ve ilgili değerlendirmeler yer alıyordu. Uçüncü ve dördüncü mektuplar ise Adalet Bakanlığı'nın faaliyetleri ile il- giliydi. Yargı bağımsızlığma dikkat çekilen mektubun bir bölümünde de Akit gazetesi yazarlanndan Abdur- rahman Dilipak'la ilgili beraat karan veren hâkimin ışe almması konu edi- lerek "yargn^ oian güvenin sarsüma- ması gereku^i" vurgulanıyordu. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkirtöz'ün imzasını taşıyan öteki beş mektupta ise gündemdeki çeşitli konularla ilgili kamuoyundan gelen yakınmalar ışığında durum de- ğerlendirmeleri yer alıyordu. Edinilen bilgiye göre, MGK toplan- tısının ardından yayımlanan bildirinin özünü, Demirerin Erbakan'a gönder- diği mektuplardaki konularoluşturdu. Erbakan. CHP lideri Bay- kal'la görüşmesinin ardın- dan yaptığı açıklamada, RE- FAHYOL hükümetinin programında anayasa deği- şikliği bulunmadığmı belir- terek "D\ P'nin de. bizim de anayasa değisjkliği gibi bir talebimiz yok. Bu zaten programda da yok" dedi. Erbakan, görüşmelerin ardından "darbe söylentüe- rinin gündemden kalkıp kalkmadığı" yönündeki bir soruva. "Darbe tamamen gündemden çıkü. İ Ikemize yönelik faaüyetlerini sürdü- ren dış güçler ile bir avuç iç mihraklar. huzursuzhık ya- ratmak için ellerinden gele- ni yapölar. Ancak, hepsi boş çıkrj" karşılığını verdi. SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] Erbakan, Milli Güvenlik Ku- rulu (MGK) toplantısı öncesi mangalda kül bırakmıyordu. Refah'ın laikliği delmeye yö- nelik girişimlerine karşı çıkan çevreleri, "faşist laikler" diye suçluyor, gözlerini oynata oy- nata aklınca laikliği savunan- larla alay ediyordu. Toplantı öncesi komutanların basına yansıyan gergınliklerine önem vermez bir hava yayıyordu. Ardından MGK toplandı. Toplantı sonrasında Refah Partisi'nin uygulamalarını he- def alan sert bir bildiri yayım- landı. Bu bildirinin RP'li bir Başba- kan'ın katıldığı görüşmedeka- leme alınması, demokrasiyi içine sindirmiş insanlan derin- den sarsması gerekiyordu. Çünkü Meclis'ten çıkmış ve çoğunluğun desteğini almış bir hükümetin başkanı ağır eleştirilere hedef oluyor ve bir an önce "yola gelmesi" için uyanlıyordu. Erbakan'ın bu uyarılar ve Sözüne Sahip Çıkamayan Erbakan yaptırım tehdıtleri karşısında ne yapması gerekirdi? De- mokrasiyi benimsemiş bir si- yasetçi olsaydı, komutanları dinledikten sonra, "Burası bir kararyeri değil, tehditkârdav- ranmaya da hakkınız yok. Önerilerinizi demokrasi sınır- lan içinde dinlemeye hazırım, bunun ötesindeki çıkışlannızı kabul edemem. Çünkü so- nunda sız birer devlet memu- rusunuz ve seçilmiş kişilerin çıkardığı yasalara uymak zo- rundasınız" demeliydi, diyebil- meliydi. Nerede Erbakan'da böyle bir yürek, böyle bir bilinç diye- bilirsiniz? Kendisi güce tapan bir kültürden geldiği için, güç sahiplerini görünce süngüyü yere indirir mı demek istiyorsu- nuz? O zaman ona derler ki, neden toplantı öncesi esip sa- vuruyordun, nerede kaldı se- nin medeni cesaretin? Sen na- sıl bir demokratsın, demokra- siyi nasıl savunacaksın? işin aslı, Erbakan demokrat değil. Bu nedenle onun de- mokrasinin yara alması gibi bir derdi yok. Siyasi kişiliğinin ze- delenmesine de aldırmıyor. Bu, bir anlamda onun kendisi- ne verdiği değerin bir ölçüsü, ama davranışlan zaten özüriü olan pariamenter sistemi iyice zavallı bir hale getiriyor. Onun kendi kişiliğini savunamayan ezik tutumu, sonunda bütün sistemi lekeliyor. Erbakan kişilik bölünmesini, toplantıdan çıktıktan sonra da sürdürüyor, "Kahraman ko- mutanlaria tam bir uyum için- deyiz" diyebiliyor. MGK muh- tırasının, asıl hedefinin basın olduğunu söyleyecek kadar işi pişkinliğe vuruyor. Basının ka- sıtlı olarak gerilim çıkardığını iddia edecek kadar kendini komik duruma düşüren kaça- maklara başvuruyor. Eğer MGK kararlanndan hoşlanmı- yorsa bunu açıkça kamuoyu önünde dile getirmeli. Kendisi Başbakan, elinde hertürlü de- mokratik yetki ve olanak var. Muhatabı da basın değil ko- mutanlar, ne söyleyecekse on- lara söylemeli. MGK toplantısında düşün- celerini komutanlara anlatma- sı gerekiyordu. Bunlann hiçbi- rini yapacak bir cesarete ve kendine güvene sahip değilse o zaman da o koltuğu hızla terk etmeli. Erbakan'ın siyaset tarzı, ne- den demokrasinin ülkemizde bir türlü işleyemediğinin ö- nemli kanıtlanndan birisi. Er- bakan, 35 yıldırTürkiye'nin ka- derine yön veren politikacılar- dan. Ikı askeri darbede de li- derliğini yaptığı partiler kapa- tıldı, kendisi hedef haline gel- di. Pariamenter rejimin kesinti- ye uğramasının sorumlusu yalnız Erbakan mıydı diye so- rulabilir. Hayır tabii ki yalnız o değil, şu anda siyasi yaşamı- mızın önde gelen bütün isim- leri, aynı kültürden geliyorlar ve aynı deneylerden geçtiler. Sürekli iç gerilimin artmasına neden olan biryol izlediler, as- kerlerin müdahalesiyle yüz yü- ze gelince de tası tarağı topla- yıp gıttiler. Aradan zaman geçti, yaşa- dıklanndan hiç ders çıkarma- dan bıraktıklan yerden yeni- den başladılar. Hiçbir zaman demokrasiyi savunacak yü- rekliliğı gösteremediler. Çün- kü hiçbiri gerçek anlamda ger- çek demokrat değiller. Şu günlerin kargaşa orta- mında, Erbakan'a demokrat misyon yükleyenlere gülüp geçmek gerekiyor. Vazgeçtim demokrat olmasından, kendi sözüne sahip çıkabilecek bir direnç gösterse yeter. Nerede o duyarlıkü! GÜNDUZ GOZUYLE MELİH CEVDET ANDAY Sen Önce Anayasa ile Anlaş! Ikı iki daha dört eder benzeri herkesçe bilinenle- ri kendi buluşum gibi ortaya atacağım günlerin ge- lip çatacağı aklımın ucundan geçmezdi elbet. Ama bugün bunu yapmak zorundayım. Ne diyeceğim? Diyeceğim ki; bugün bizde demokrasi bayrağını en çok dalgalandıranlar, şeriatçılardır. - Madem demokrasi var, herkes istediği gibi dü- şünür, istediği gibi konuşur, diyoriar. - Bu milletin yüzde doksan dokuzu Müslüman- dır, diyoriar. - Laiklere karşı bir de Müslümanlar yürüyüşe ge- çerse ne olur, düşünün, diyoriar. Daha, - Yüzde doksan dokuz isterse, şeriat gelecektir elbet, demiyoriar. - Şeriat geldiğinde demokrasiye gerek kalmaya- caktır, demiyoriar. Dahası, Bizim bunları düşüneceğimizi hiç düşünmüyor- lar. Gözlerimizin içine bakarak "Madem demokrasi var..." diye gülümsüyoriar. Millî Güvenlik Kurulu'nun kararlan karşısında, ba- kın, Erbakan, hükümete uyan niteliğinde olan bil- diriyi "mükemmel" olarak değerlendirdikten son- ra, bu bildirinin hedefinin ülkede bir laik-antilaik ay- nmıyla bölücülük yapanlar olduğunu öne sürüyor. • Imam-hatip liseleri gereksınim ölçüsüne indi- rilsin. • Kuran kursları denetlensin. • Devlet içındekı aşın dinci kadrolaşma durdu- rulsun. • 8 yıllık temel eğitim uygulaması bir an önce ha- yata geçirilsin. • Öğretım Birliği yasasından vazgeçilemez. • Daha önce kaldırılan, Türk Ceza Yasası'nın 163. maddesini karşılayacak yeni bir yasal düzen- leme yapılmalıdır. Hükümete iletilen ikinci bildirinin anahatlan için- den birkaçını seçtim. Şimdi soruyorum: Bunlar antilaık ayrımını çıkaran laiklere karşı mı, yoksa şerıatçılara karşı mı söylenmektedir? ^/lillî Güvenlik Kurulu, dinci politıkaya karşı dav- ranışını belırtiyor, bunun başka anlamı var mı? Gazetemizin pazar günkü sayısında çıkan baş- yazının sonlarında şu tümce yer alıyordu: "Peki, bu önehler ülke yaşamında uygulamaya geçihlmezse ve gerekli önlemler alınmazsa ne olur?" Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin Atatürk ilkelerine bağ- lılıktaki duyarlığını ve dikkatini ne denli övsek ye- rindedir; bu sorunun yanıtını başka bir yazımızda bulmaya çalışacağız. Biz şimdi bu yazıda ele aldığımız konuyu işleme- ğı sürdürelim. RP Başkanı, MGK kararian dolayısiyle gene bir kumazlığa kalkıp, sorumu bütün partilere yayma- ya grrişmektedir; bu hesapla siyasar partiler ba$- kanları ile konuşmalara başlamıştır. Bu girişime en güzel yanıt, CHP Başkanı Sayın Deniz Baykal'dan geldi. Sayın Baykal şöyle diyor: - Başbakan'ın parti liderleriyle konuşmak isteme- sine bir şey denemez; ama Başbakan önce anayasa ile anlaşsa daha iyi eder. Yalım Erezden ciller'e ^Koatisyondan çekflelim' ANK.ARA (Cumhuriyet Bürosu) - MGK'nin hükü- mete 20 maddelik uyansı- nın ardından gerginliği tır- mandıran Başbakan Nec- mettin Erbakan. kabinenin DYP kanadınca da istifaya çağnldı. Sağltk Bakanı Yıl- du-ımAktuna. içinde bulun- dugu kabinenin başkanına, -MGK'nin aldığı ortak ka- rar, Türkiye'nin doğrulan- nın özetidir. Erbakan. ken- disini MGK'nin kararlannı yapmak zorunda görmü- yorsa istifa edebiKr" sözle- riyle uyanda bulundu. DYP lideri tansu Çillerde Erba- kan'la yaptığı görüşmeden sonra yaptığı açıklamada MGK kararlannın uygula- nacağını bildirdi. MGK'nin yaptınm uya- nlı sert açıklaması. hükü- met ortağı DYP'de "hükü- metten çekflmeyi" de kapsa- yan durum değerlendirmesı yapılmasına neden oldu. DYP'nin dün yapılan baş- kanlık divanında Erba- kan'ın MGK bildinsınden sonra gerilimi tırmandırma- sı ve toplantıda itiraz etme- diği konulara kamuoyu önünde çıkış yapması tep- kilere neden oldu. Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez"ın, toplantıdan önce görüştûğü Çıller'e. TEDAŞ, TOFAŞ ve malvarlığı soruş- turmalanndan aklandığını behrterek "Koah'syondan çeküelim" önensı götürdü- ğü öğrenildi. C'Her'ın Erez'le yaptığı görüşmenin ardından, Kilis Milletvekili Doğan Güreş'le de bir gö- riişme yaptığı bild.irild.i- Er- bakan'ın tavnnın kısa süre izlenmesi görüşüne varan DYP Başkanlık Divanı üye- len, "seçim hükümeti" se- çeneğini de gündeme aldı. Çiller. partisinın yetkıli or- ganı genel idare kurulunun (GİK) yann toplanmasını kararlaştırdı. C'Her, başkan- lık divanının ardından Erba- kan'la görüştü. Çiller'ıngö- rüşmede, Erbakan'a. baş- kanlık divanındaki "KoaBs- yondan çeklehrn'' yönünde- ki baskılan ilettiği öğrenil- di. Çiller, görüşmenin ardın- dan yaptığı açıklamada, REFAHYOL hükümetinin devam edeceğini belırtirken MGK kararlannm uygula- nacağını söyledi. Çiller, "Laikl^inteminatıbiriz, de- mokrasinin teminaü da TürkSUahh Kuvvetkri'dir" dedi. Aktuna, dün yaptığı açık- lamada, RP'lilerin rejim karşıtı girişimlerini anlatır- ken "Bu olaylar bir şeyin çığ- nndan çıkmakta olduğunu gösteren isaretkrdir. RPden güç ahnmamış olsa bu hare- ketierinolması mümkün de- ğil'" diyerek koalisyon orta- ğını açık bir dille suçladı. MGK'nin bildirisinde y- er alan olumsuzluklann yıl- lardan beri oluşmuş birbiri- kimin ortaya çıkan sonuçla- n olduğunu belirten Aktu- na. "Uzlaşmak zorundayız. Ama Sa>ın Erbakan yahut RP bu noktada uzlaşmak is- temezse tabii o zaman bu hü- kümetin devamı zoriaşu-" uyansında bulundu. MGK. kararlanna ilişkin düzenle- meler için muhalefetten de yardım isteyen Aktuna, Er- bakan'ın bazı maddelere karşı çıktığı yolundaki açık- lamalannın anımsatılması üzerine şunlan söyledi: "Bu sözler değişmek du- rumundaolabilir. Çünkü bir de biz vanz. Koalisyon orta- ğıyız. Yani, bize güvenerek de bir se> yapamayacak Id. Biz de aynı şeyi isteyeceğiz. Yapmak zorunda görmü- yorsa kendisini. kendisi zat- en o zaman istifa edebilir. Kendisi çekUebiUr."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear