19 Mayıs 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4MART1997SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER jstihbaratçı Hüseyin Oğuz'un Uğur Mumcu komisyonu tutanaklanndaki iddiası ^Suikastçı Alımet OzaPla bağkmülı^ DÜHDANE KOCAOĞLU -ANKARA - Lğur Mumcu Cinayetıni Araştırma -Jtomısyonu'na ifade verenjandarma istıhbaratçısı Astsubay Hüseyin Oğuz, Uğur MuDicıTyu C-4 ripi bir bombayla öldürdüğünü ileri sürdügü Tekin Coşkuner'in 8. Cumhurbaşkanı Turgut Ozal'ın oğlu Ahmet Özal'la da yakın ilişkıde olduğunu ıddia ettı. Tekin Coşkuner'ın C-4 tipi bombayı eski MtT'çi Cem Ersever'den aldığını belirten Hüseyin Oğuz, Aydın Oztürkadlı bır kışınm bu olaylar hakkında bilgisı olduğunu ve dönemin CHP Malatya ll Başkanı °na, "Erdal Inönü güvence versin, her şeyi anlatacağun" dediğını dile getirdi. • Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu'na bilgi verenjandarma istihbaratçısı Astsubay Hüseyin Oğuz, Mumcu cinayetine kanştığını ileri sürdüğü Tekin Coşkuner'in Alaattin Çakıcı ve Sedat Bucak'la birlikte Ahmet Özal'la da yakın ilişkide olduğunu öne sürdü. Hüseyin Oğuz, Tekin Coşkuner'i de yakından tanıyan Aydın Oztürk adlı Malatyalı bir kişinin, dönemin CHP Malatya îl Başkanf na, "Erdal Inönü güvence versin, her şeyi anlatayım" dediğini söyledi. Mumcu Araştırma Komisyonu, bugûn eski Ankara Emniyet Müdürü Edirne Valisi Mehmet Canseven'i dinleyecek ve bugûne kadar konuya ılişkın olarak gerçekleştirilen televizyon programlannı izleyecek. Susurluk'tan sonra Mumcu komisyonuna da ifade verenjandarma istihbaratçısı Hüseyin Oğuz'un, Mumcu'yu uzaktan kumandalı C-4 tipi bombayla öldûrdüğünü ileri sürdüğü Tekin Coşkuner'in ûnlü ûlkücü mafya lideri Alaattin Çakıcı, DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak ve Ahmet Özal'la yakın ilişkide olduğunu söyledi. Tutanaklara göre Hüseyin Oğuz, "Esld ülkücü aym zamanda çek-senet işi yapıyor. Sedat Bucak'la direkt irtibatta olan bir insan" dediği Tekin Coşkuner'in C-4'ü eski MlT'çi Cem Ersever'den aldığını öne sürdü. Hüseyin Oğuz, Malatyalı olduğunu belirttiği Aydın Oztürk'ün Erdal tnönü'nün destek vermesinı istediğini, "Beni korusunlar, ben bu oiayı anlatacağun" dediğini anlattı. Oğuz, Aydın Öztürk'ün bu sözleri, yanlannda başkalannın da bulunduğu bir ortamda CHP Malatya ll Başkanı'na söylediğini dile getirdi. tstihbaratçı Hüseyin Oğuz, ifadesinin bir yerinde de Tekin Coşkuner'in daha önce gözaltına alındığı zaman kendisine Uğur Tonik adında bir Yargıtay üyesi tarafından yardım edildiğini söyledi. Universiteıtstanbul Haber Servisi - tstanbul Üniversitesi'nde (1Ü) geçen hafta gerçekleşen faşist saldın ve çatışmalann bır daha yaşanmaması amacıyla dün Içişleri ve Tunzm bakanlan ile CHP, DYP, RP ve BBP milletvekilleri ve DSP heyeti ayn ayn 10 Rektörü Prof Dr. Bülent Berkarda'yı ziyaret ettiler. Istanbul Valısı. Emniyet Müdürü, öğrenci temsilcileri ve öğretim görevlilenyle devam edecek görüşmeler sonunda üniversitelerde yaşanan gerginliğın TBMM'de de gündeme getirilebileceğı belirtildi. Geçen hafta satırlı ve çıvili sopalı faşist salchnlara sahne olan lÜ dün zıyaretçi akınına uğradı. Prof. Berkarda'yı ilk ziyareti sabah saatlerinde gerçekleştıren Içışlen Bakanı Meral Akşener'le Tunzm Bakanı Bahartin Yücel yaptıklan açıklamada. "Üniversitelerdeki gençler •çin neler yapaböiriz, ne gibi tedbiıier alabüiriz" konusu üzerinde durduklannı kaydettiler. Akşener, geçmişteki öğrenci olaylan sırasında Yücel'le karşı gruplarda yer aldıklannı anımsatarak "O>sa şimdi bakın aynı hükümette görev akiık. Yani bugün birbirlerine yumruk atan gençler yann belki de iş ortağı olacaklaruu, aynı parlamento çaüsı altında çalışacaklannı da düşünsünler" diye konuştu. Içişleri Bakanı Meral Akşener, yasal çerçevede kalmak kaydıyla, demokratik her türlü hak ve özgürlüğün herkesin hakkı olduğunu belirtirken. bununla beraber yasadışı hiçbir tavra da izın vermeyeceklerini savundu. Rektörle yaptıklan görüşmeden tatmin olduğunu vurgulayan Akşener. Berkarda'nın da uyansı üzerine "Bıçak, sanr gibi kesici malzemelerin üniversiteye sokulmamasıyla ilgili TBMM'den bir yasa çıkanlması T> nı gündeme getıreceklerini kaydetti. Gazetecilenn polis tarafından üniversiteye sokulmamalanndan yakınması üzerine ise Yücel, "Basın objektif kurallara âayjuıarak, rektöre de bizlere de yardıma ounabdır" dedi Bağlı buhınduklan partıler ya da TBMM tarafından göreviendirilmeksizin, doğal bir tÜ Rektörü Prof.Dr. Bülent Berkarda'yı ziyaret eden lçişleri Bakanı Meral Akşener'le Turizm Bakanı Bahattin Yücel yapüklan açıklamada, "Üniver- sitelerdeki gençler için neler yapabüiriz, ne gibi tedbirler alabihnz."' konusu üzerinde durduklannı kaydettiler. (Fotoğraf: ALPER TURGUT) biçıtnde bır araya geldiklerinı açıklayan CHP tstanbul Milletvekili Ercan Karakaş, RP Istanbul Milletvekili Mukadder Başegmez, DYP tstanbul Milletvekili Tekin Enerem ve BBP Tokat Milletvekili Hanefi Çelik'ten oluşan "Milletvekili tnisıyatifi" de dün Berkarda'yla görüşrü ANAP Milletvekili Yusuf Namoğlu'nun bir mazereti nedeniyle katılamadığı Milletvekili Inisiyatifi. olaylann tüm taraflanyla görüşmek ıstediklenni, "bu diyaloglar sonunda da konuyu TBMM gündemine taşıyabıleceklerini kaydetti. Berkarda'yla yaklaşık bır buçuk saat süren görüşme sonunda ınisıyatif adına açıklama yapan Mukadder Başegmez, öğrenci kulüplen, Öğretim Elemanlan Derneği, senato ve tüm fakültelerin dekanlanyla bır araya gelerek, sorunlan aynı masada oturarak konuşmak istediklenru söyledi. Başegmez, söz konusu toplantmın gerçekleştirilmesı için Berkarda'nın tarih belırlemesini beklediklerinı vurgularken, Berkarda'nın da isteği üzerine 'Oğrend Birüği'nın oluşturulması ve ödenek gibi sorunlann TBMM'de konuşulacağını söyledi. DSP'nın Istanbul milletvekillen Ahmet Tan, Erdoğan Toprak, Nabi Çağan ve Ziya Aktaş'tan meydana gelen "DSP Ünhvrsite Heyeti" de Berkarda, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aysel Çelikel ve İstanbul Emniyet Müdürü Ramazan Er'le görüştüler. Milletvekilleri yaklaşık üç gün sürecek olan çeşıtli görüşmeler sonucunda bir rapor oluşturacaklannı ve bu raporu da genel başkanlan Bülent Ecevit'e ileteceklerini bildirdiler. Berkarda'yı ziyaret eden CHP tstanbul Gençlik Kolu Örgütü Başkanı Erhan Baydar ise üniversite idaresiyle öğrenciler arasında diyalog sağlamaya çalışacaklannı belirterek, özellikle ülkücü camıayı "betlerindeki silahı çıkarmaya ve daha mert otmaya" davet etti. Komisyon çalışmaları Savcılann Susurluk çabası HÜLYATOPCU Susurluk olayı sonrasında İstanbul DGM'nin başlatnğı so- ruşturma, u soruşturmasavalannınçabalan\1a'' yürüyor. Yak- laşık dört aydıryürütülen soruşturma süresince emniyet, MİT ve jandarmanın delillerin toplanması ve tanıklann dinlenme- si İconusunda savcılığa gereklı yardımda bulunmadığı bildi- nldi. Susurluk'ta meydana gelen ve syaset-emniyet- mafya bağlantısını ortaya çıkaran kaza sonrasında istanbul DGM "ntn başlattığı soruşturma sürüyor. Ahmet Gürses, trfan Öztyen vç Aykut Cengiz Engin_tarafından yürütülen soruşturma, eski MİT elemanı Tank Ümit'm kaybolması ile Ömer Lütfü To- pal cınayetinde düğümlendi. tki olaydan birinin çözümlen- mesinin soruşturmayı önemli ölçüde etkileyeceğı bıldırildi. _ ^ # Dört aydır süren soruştur- V/TIM 7 ff * m a ' üç savcımn kişisel çabası ^JKJ *fj§ • sayesinde yürüyor. Soruştur- ma süresince emniyet, MTT ve jandarmanın hakkında gıyabi tutuklama karan çıkanlan ki- şilerle, delillerin toplanmasına yardım etmemesi dikkat çek- ti. Özel tim görevlısi Ziya Bandırmaboğlu hakkındaki gıyabi tutuklama karannı duyduktan sonra yanında ko- rruser YiısufYükselbulunma- sına karşın DGM'den firaret- mışti. Emniyetin, DGM'ye yardımcı olmadığı ikıncı so- mut olay ise hakkında gıyabi tutuklama karan olmasına karşın Ankara'da korumala- nyla bırlikte rahatça dolaşan eski Özel Harekât Daire Baş- kanvekilı İbrahim Şahin' in yakalanamayışı. Şahın ile bir- likte hakkında gıyabi tutukla- ma karan bulunan Ayhan Ak- ça da emniyetin bır türlü gö- zaltına alamadığı kışıler ara- sında bulunuyor. Haklannda DGM'nin gıya- bi tutuklama karan bulunan Bandırmalıoğlu, Akça, Şahin ve Çatlı gibi sahte yeşil pasa- port sahibi Yaşar Oz''ün gö- zaltına alınamaması da Susur- luk soruşturmasını olumsuz etkıledı. Özel tim görevlisi Ayhan Akça'nın adı Ömer Lütfü Topal'ın öldürülmesi ile eski MİT elemanı Tank Ümit'in kaybolması olayında geçiyor. Akça gibi firarda olan diğer isim Ziya Bandır- malıoğlu da Akça ile birlikte Ümit'in kaybolmasından so- rumlu tutuluyor. Mesut Yılmaz 'ı suçladı Teslim olacağım tstanbul Haber Servisi '-Susurluk soruşturmasını yürüten tstanbul DGM'nin hakkında tu- tuklama karan bulunan eski Özel Harekât Daire- si Başkan Vekili İbrahim Şahin en kısa sürede tes- lim olacağmı öne sürdü. Akşam gazetesi yazan Nazh llıcak'la yaptıgı rö- portajda, Mesut Yılmaz'a suçlamalarda bulundu. Yılmaz'm Çankaya Köş- " kü'ne çıkmadan önce iki 'adamını kendisine gön- 'derdiğini öne süren Şa- "hin, "Yıhnaz Mehmet Ağar veTansu Çiller aley- hinde belge istedi. Belgele- ri verirsem beni koruya- cağmı üetti. Ben de belge yokdedim" diye konuştu. Yılmaz'm daha sonra köşke çıktığmı ve Oım- hurbaşkanı Sükyman De- mireTe "Bu adam katfl" dediğini söyledi. tki ço- cuğunun üniversitede okuduğunu ve kendisine yöneltilen suçlamalar ne- deniyle okulda dışlandık- lannı savunan Şahin, tes- limolmamasına ailevi ne- denleri gerekçe olarak gösterdi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Hangi Şeriat?.. Bir yandan laik ve çağdaş "yurttaşlann" destek- lerine yönelirken, bir yandan da tarikat ve şeriatçı oy- lannayönelen kimi "merkez sağ"yöneticilerin; "Şe- riat Islam'dır", "Şeriata kahrolsun denmez, sadece saygı gösterilir" gibisinden sözleri kafa kanştırmaya devam ediyor. Bu nedenle, aynı konuyu bir kez da- ha ele almak gereğini duyuyorum. Geçen hafta, çarşamba günü başlayan ve pazar günü sona eren bir konferans ve söyleşi turu yap- tım. Beş günde 3000 kilometreden fazla yol gittim ve altı yerde konuştum. Bergama ADD, Nazilli ADD, Yatağan ADD, Muğla ADD, Bodrum'da Ege-Koop ve Denizli Çağdaş Ya- şamı Destekleme Derneği tarafından düzenlenen konferans ve söyleşilerde yaklaşık sekiz bin kişiye seslendim. O insanlann endişelerini ve sıkıntılannı paylaştım; umut ve heyecanlanyla mutlandım. Dili- min döndüğünce güç vermeye çabaladım. Bu tür toplantılan "özel" saydığım için bu sütun- da pek yer vermemeye gayret edenm. Sadece ba- na büyük mutluluk versn ya da yürek tellerimi denn- den titreten bazı olaylan anlatınm. Bu nedenle aynn- tılara girmiyorum. Fakat özellikle Nazilli ve Deniz- li'deki toplantılardaki inanılmaz katılım ve heyecan dozu, bunca emeğimin "heba olmadığının"ben\ çok mutlu eden bir göstergesi olduğu gibi, beni lekele- meye çalışan kimi kalemlerin, boşuna çabaladıkla- nnı da gösterdi. Cumhuriyet okurlan, benim "Cumhuriyet yazan" srfatını da taşıyarak yaptığım bu tür toplantılardan pek haberdar olamıyorlar. Geçen hafta sonunda da İstanbul Çağdaş Eğıtım Kooperatifi uyelerine bir kon- ferans vermiştim, kımsenin haberi olmadı. Zaten bu kooperatrfin kurucu ve yöneticileri, başka iletişim ka- nallan olmadığından, bu konuda bırduyuru yapılma- sını nca ettiklerinde de olumlu sonuç alamamışlar. Çok şaşırmışlardı. Bana söylediklerinde güldüm, "Olur böyle şeyler" dedim, "Bu tür çağnlar çok ol- duğu için yer veremiyoriar herhalde..." Bu toplantılarda en çok sorulan soru, Islamiyet ve şeriat arasındakı ılışki oldu. Oyle sanıyorum ki; katı- lımcılar arasında kendilerini laik ve Atatürkçü olarak "tanımlayan" çok sayıda ANAP ve DYP'li insan da vardı. Ve bu konuda iyice kafalan kanşmıştı. Defalarca anlattım. Şeriat Arapça'da çok değişik anlamlara gelen bir sözcüktür. Bunlar arasında "yol, kaynak, suya giden yol, kaynağa giden yol, vb." ilk anda akla gelen karşılıklardır. Ancak zaman içinde bu sözcük bir başka anlam daha kazanmıştır. Bu anlam da, "düzen"dir. Yani, "toplumsal ve siyasal bir dü- zen". Nasıl bir Islam şeriatı varsa, aynı şekilde bir "Va- hudi şeriatı" vandır, bir "Hınstiyan şeriatı" vardır. Hat- ta demokratik düzen de bır "şeriattır", totaliter dü- zen debirşeriattır... Osmanlı'nın son dönemlerinde hertüriü "yenileş- tirme", yani eski deyimiyle "ıslahat" çabasına karşı; "Şeriat isteriık" diye ayaklanıp bu yenileştirme ça- balannı baltalayanlan bir yana bırakalım, Kurtuîuş Savaşımız içinde ve Cumhuriyetimizin ilk yıllannda aynı sloganla silaha sanlanlan düşünelim. Eğer şe- riat Müslümanlık demekse, bu ayaklananlar Müslü- man olmadtklan için mi şeriat istiyorlardı? Eğer bunlar Müslüman idiyse; ki, kendilerince el- bette Müslumandılar, o zaman "Şeriat isterük" diye etrafı kana bulayan bu insanlann bir başka talep ve beklentılen vardı. O beklenti de gene kendilerince yo- rumladıklan bir "Islam şeriatı düzeni" idi. Ankara'da yürüyen hanımlanmız elbette Islamiyet düşmanı değillerdi. Eminim ki onlann büyük bir bö- lümü kendilerini Müslüman olarak tanımlıyordu. A- ma kendi "anladıklan" ve "yorumladıklan" çağdaş bir Müslüman olarak sokaklara dökülmüşlerdi ve ül- kemizi çağdışı bir Islam düzenine götürmek isteyen- leri kınamanın ve onlara karşı seslerini yükseltmenın mücadelesi ıçindeydiler. "Kahrolsun şeriat"derken, elbette "Kahrolsun Islamiyet" demiyor, "Kahrolsun laik ve çağdaş düzenimizi yıkmak ısteyen softalar" diye haykınyoriardı. Dünkü Milliyet'te, Ege-Koop'un Bodrum'daki mü- kemmel seminerinde birlikte olduğumuz Yavuz Do- nat da değiniyordu. Bu tür sorulan soranlara hep ay- nı yanrtı verdim. Tarihimiz boyunca "Şeriat isterük" diye sokaklara dökülenler neyi istiyor idiyseler, An- kara'da sokaklara dökülen kadınlanmız ona "kanroi- sun" diyoriardı. Yani "31 Mart'ta" Derviş Vahdeti hangi şeriatı is- tiyor idiyse, Kurtuîuş Savaşımızı battalayan ıç isyan- larda Anzavuriar, Delibaşlar hangi şeriat için kardeş kanı döktüyseler, Şeyh Sait Ingiliz silahlanyla hangi şeriatı getirmek ıstedıyse; kadınlanmız o şeriatı kah- rediyoriardı ve bunun Islamiyetle hiçbir ilgisi yoktu. "Şeriat Islamiyettır" diyen kimi siyasetçilerimiz bu- nu bilmez mi? Elbette bilir. Fakat bazı çevrelere şirin görünmek için böyle "ucuzluklara" başvururlar. Ve sonra da şeriat tehlikesinden söz ederier. Allah bunlara akıl, bizlere de sabır versin... DSP'den istifa etmisti Aydın: Ecevit'in sözleri beni ağlattı DÜRDANE KOCAOĞLU ANKARA-DSP'den istifa eden ve DYP'ye katıldıgı açıklanan Çanakkale Millet- vekili Hikmet Aydın, şaibe- ler üzerine, iktidar partisıne gitmekten vazgeçti. Bağım- sız kalacağını açıklayan Ay- dın, DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit'in, "Burnumabir- takun kokulargefiyor" sözle- rinin kendisini ağlattığını söyledi. Hikmet Aydın, laiklik kar- şıtı gelişmeler nedeniyle hü- kümet hakkında verilen gen- soru önergesinin görüşmele- rinden birkaç saat önce Bile- cik Milletvekili ŞerifÇtaı ile birlikte DSP'den istifa etmiş- ti. Aydın ve Çim'in istifa et- tiği saatlerde DYP'ye geçe- cekleri duyurulmuştu. DYP Genel Merkezi'nden her ıki milletvekilinin partilerine ka- tıldıgı açıklaması yapılması- na karşın, katılım törenine gitmeyen Aydın, dün Cum- huriyet'e yaptıgı açıklamada bagımsız kalacağını açıkladı. Aydın, "Neden DYP'ye kanl- d^ınız yolunda açıklama ya- pddı" sorusuna "Bunun öne- mi yok" yanıtmı verdi. Ay- dın, DYP'ye geçmekten ne- den vazgeçtiğine ilışkin ola- rak da, "Şaibderyüzünden" açıklamasını yaptı. DYP ile bir tek kuruş para ve makam pazarlığı yapmadığını belir- ten Aydın. şöyle dedi: "Araa, maalesef birçok şa- ibe dile getirildi. Sayın Ece- vit'in 'Burnuma kötü koku- lar geliyor' sözleri beni ağlat- tı. Biz, bunlan hak etmedik. Sayın Ecevtt,ben DSP'dej'ken bir gün ne yapüğımı sormadı. Hiç kimsc şunu düşünmedi: Bir akademis>en. bir parti- den digerine geçivorsa -bu sol bir partiden sağ partiye de olabilir- munaka önemli biri ohnah. Herkes,'Vatan millet Sakarya' diyor, ama kimse çı- kıp Mechs Genel Kurulu'nda tek keUme söyiemiyor. Tüm millervtkillerinin o kürsüye çıkıp ne \apnguu, neler dü- şündüğünü açıkça ortaya koyması lazım. Millctin bunu duymaya hakkı var. Hiç kim- senin beni eleştirmeye hakkı yok, bordro mahkûmlan ha- ricinde. Ancak,onlar benden hesap sorabilir, beni eleştire- biHr.''
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear