Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4MART1997SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
jstihbaratçı Hüseyin Oğuz'un Uğur Mumcu komisyonu tutanaklanndaki iddiası
^Suikastçı Alımet OzaPla bağkmülı^
DÜHDANE KOCAOĞLU
-ANKARA - Lğur Mumcu Cinayetıni Araştırma
-Jtomısyonu'na ifade verenjandarma
istıhbaratçısı Astsubay Hüseyin Oğuz, Uğur
MuDicıTyu C-4 ripi bir bombayla öldürdüğünü
ileri sürdügü Tekin Coşkuner'in 8.
Cumhurbaşkanı Turgut Ozal'ın oğlu Ahmet
Özal'la da yakın ilişkıde olduğunu ıddia ettı.
Tekin Coşkuner'ın C-4 tipi bombayı eski MtT'çi
Cem Ersever'den aldığını belirten Hüseyin Oğuz,
Aydın Oztürkadlı bır kışınm bu olaylar hakkında
bilgisı olduğunu ve dönemin CHP Malatya ll
Başkanı °na, "Erdal Inönü güvence versin, her şeyi
anlatacağun" dediğını dile getirdi.
• Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu'na bilgi verenjandarma
istihbaratçısı Astsubay Hüseyin Oğuz, Mumcu cinayetine kanştığını ileri sürdüğü
Tekin Coşkuner'in Alaattin Çakıcı ve Sedat Bucak'la birlikte Ahmet Özal'la da
yakın ilişkide olduğunu öne sürdü. Hüseyin Oğuz, Tekin Coşkuner'i de yakından
tanıyan Aydın Oztürk adlı Malatyalı bir kişinin, dönemin CHP Malatya îl
Başkanf na, "Erdal Inönü güvence versin, her şeyi anlatayım" dediğini söyledi.
Mumcu Araştırma Komisyonu, bugûn eski
Ankara Emniyet Müdürü Edirne Valisi Mehmet
Canseven'i dinleyecek ve bugûne kadar konuya
ılişkın olarak gerçekleştirilen televizyon
programlannı izleyecek.
Susurluk'tan sonra Mumcu komisyonuna da ifade
verenjandarma istihbaratçısı Hüseyin Oğuz'un,
Mumcu'yu uzaktan kumandalı C-4 tipi bombayla
öldûrdüğünü ileri sürdüğü Tekin Coşkuner'in
ûnlü ûlkücü mafya lideri Alaattin Çakıcı, DYP
Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak ve Ahmet
Özal'la yakın ilişkide olduğunu söyledi.
Tutanaklara göre Hüseyin Oğuz, "Esld ülkücü
aym zamanda çek-senet işi yapıyor. Sedat
Bucak'la direkt irtibatta olan bir insan" dediği
Tekin Coşkuner'in C-4'ü eski MlT'çi Cem
Ersever'den aldığını öne sürdü. Hüseyin Oğuz,
Malatyalı olduğunu belirttiği Aydın Oztürk'ün
Erdal tnönü'nün destek vermesinı istediğini,
"Beni korusunlar, ben bu oiayı anlatacağun"
dediğini anlattı.
Oğuz, Aydın Öztürk'ün bu sözleri, yanlannda
başkalannın da bulunduğu bir ortamda CHP
Malatya ll Başkanı'na söylediğini dile getirdi.
tstihbaratçı Hüseyin Oğuz, ifadesinin bir yerinde
de Tekin Coşkuner'in daha önce gözaltına
alındığı zaman kendisine Uğur Tonik adında bir
Yargıtay üyesi tarafından yardım edildiğini
söyledi.
Universiteıtstanbul Haber Servisi - tstanbul Üniversitesi'nde
(1Ü) geçen hafta gerçekleşen faşist saldın ve
çatışmalann bır daha yaşanmaması amacıyla dün
Içişleri ve Tunzm bakanlan ile CHP, DYP, RP ve
BBP milletvekilleri ve DSP heyeti ayn ayn 10
Rektörü Prof Dr. Bülent Berkarda'yı ziyaret
ettiler. Istanbul Valısı. Emniyet Müdürü, öğrenci
temsilcileri ve öğretim görevlilenyle devam
edecek görüşmeler sonunda üniversitelerde
yaşanan gerginliğın TBMM'de de gündeme
getirilebileceğı belirtildi.
Geçen hafta satırlı ve çıvili sopalı faşist
salchnlara sahne olan lÜ dün zıyaretçi akınına
uğradı. Prof. Berkarda'yı ilk ziyareti sabah
saatlerinde gerçekleştıren Içışlen Bakanı Meral
Akşener'le Tunzm Bakanı Bahartin Yücel
yaptıklan açıklamada. "Üniversitelerdeki gençler
•çin neler yapaböiriz, ne gibi tedbiıier alabüiriz"
konusu üzerinde durduklannı kaydettiler.
Akşener, geçmişteki öğrenci olaylan sırasında
Yücel'le karşı gruplarda yer aldıklannı
anımsatarak "O>sa şimdi bakın aynı hükümette
görev akiık. Yani bugün birbirlerine yumruk atan
gençler yann belki de iş ortağı olacaklaruu, aynı
parlamento çaüsı altında çalışacaklannı da
düşünsünler" diye konuştu.
Içişleri Bakanı Meral Akşener, yasal çerçevede
kalmak kaydıyla, demokratik her türlü hak ve
özgürlüğün herkesin hakkı olduğunu belirtirken.
bununla beraber yasadışı hiçbir tavra da izın
vermeyeceklerini savundu.
Rektörle yaptıklan görüşmeden tatmin olduğunu
vurgulayan Akşener. Berkarda'nın da uyansı
üzerine "Bıçak, sanr gibi kesici malzemelerin
üniversiteye sokulmamasıyla ilgili TBMM'den bir
yasa çıkanlması
T>
nı gündeme getıreceklerini
kaydetti. Gazetecilenn polis tarafından
üniversiteye sokulmamalanndan yakınması
üzerine ise Yücel, "Basın objektif kurallara
âayjuıarak, rektöre de bizlere de yardıma
ounabdır" dedi
Bağlı buhınduklan partıler ya da TBMM
tarafından göreviendirilmeksizin, doğal bir
tÜ Rektörü Prof.Dr. Bülent Berkarda'yı ziyaret eden lçişleri Bakanı Meral Akşener'le Turizm Bakanı Bahattin Yücel yapüklan açıklamada, "Üniver-
sitelerdeki gençler için neler yapabüiriz, ne gibi tedbirler alabihnz."' konusu üzerinde durduklannı kaydettiler. (Fotoğraf: ALPER TURGUT)
biçıtnde bır araya geldiklerinı açıklayan CHP
tstanbul Milletvekili Ercan Karakaş, RP Istanbul
Milletvekili Mukadder Başegmez, DYP tstanbul
Milletvekili Tekin Enerem ve BBP Tokat
Milletvekili Hanefi Çelik'ten oluşan "Milletvekili
tnisıyatifi" de dün Berkarda'yla görüşrü ANAP
Milletvekili Yusuf Namoğlu'nun bir mazereti
nedeniyle katılamadığı Milletvekili Inisiyatifi.
olaylann tüm taraflanyla görüşmek ıstediklenni,
"bu diyaloglar sonunda da konuyu TBMM
gündemine taşıyabıleceklerini kaydetti.
Berkarda'yla yaklaşık bır buçuk saat süren
görüşme sonunda ınisıyatif adına açıklama yapan
Mukadder Başegmez, öğrenci kulüplen, Öğretim
Elemanlan Derneği, senato ve tüm fakültelerin
dekanlanyla bır araya gelerek, sorunlan aynı
masada oturarak konuşmak istediklenru söyledi.
Başegmez, söz konusu toplantmın
gerçekleştirilmesı için Berkarda'nın tarih
belırlemesini beklediklerinı vurgularken,
Berkarda'nın da isteği üzerine 'Oğrend
Birüği'nın oluşturulması ve ödenek gibi
sorunlann TBMM'de konuşulacağını söyledi.
DSP'nın Istanbul milletvekillen Ahmet Tan,
Erdoğan Toprak, Nabi Çağan ve Ziya Aktaş'tan
meydana gelen "DSP Ünhvrsite Heyeti" de
Berkarda, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Aysel Çelikel ve İstanbul Emniyet Müdürü
Ramazan Er'le görüştüler. Milletvekilleri
yaklaşık üç gün sürecek olan çeşıtli görüşmeler
sonucunda bir rapor oluşturacaklannı ve bu
raporu da genel başkanlan Bülent Ecevit'e
ileteceklerini bildirdiler.
Berkarda'yı ziyaret eden CHP tstanbul Gençlik
Kolu Örgütü Başkanı Erhan Baydar ise
üniversite idaresiyle öğrenciler arasında diyalog
sağlamaya çalışacaklannı belirterek, özellikle
ülkücü camıayı "betlerindeki silahı çıkarmaya ve
daha mert otmaya" davet etti.
Komisyon çalışmaları
Savcılann
Susurluk çabası
HÜLYATOPCU
Susurluk olayı sonrasında İstanbul DGM'nin başlatnğı so-
ruşturma,
u
soruşturmasavalannınçabalan\1a'' yürüyor. Yak-
laşık dört aydıryürütülen soruşturma süresince emniyet, MİT
ve jandarmanın delillerin toplanması ve tanıklann dinlenme-
si İconusunda savcılığa gereklı yardımda bulunmadığı bildi-
nldi. Susurluk'ta meydana gelen ve syaset-emniyet- mafya
bağlantısını ortaya çıkaran kaza sonrasında istanbul DGM "ntn
başlattığı soruşturma sürüyor. Ahmet Gürses, trfan Öztyen vç
Aykut Cengiz Engin_tarafından yürütülen soruşturma, eski
MİT elemanı Tank Ümit'm kaybolması ile Ömer Lütfü To-
pal cınayetinde düğümlendi.
tki olaydan birinin çözümlen-
mesinin soruşturmayı önemli
ölçüde etkileyeceğı bıldırildi.
_ ^ # Dört aydır süren soruştur-
V/TIM 7 ff * m a
' üç savcımn kişisel çabası
^JKJ *fj§ • sayesinde yürüyor. Soruştur-
ma süresince emniyet, MTT ve
jandarmanın hakkında gıyabi
tutuklama karan çıkanlan ki-
şilerle, delillerin toplanmasına
yardım etmemesi dikkat çek-
ti. Özel tim görevlısi Ziya
Bandırmaboğlu hakkındaki
gıyabi tutuklama karannı
duyduktan sonra yanında ko-
rruser YiısufYükselbulunma-
sına karşın DGM'den firaret-
mışti. Emniyetin, DGM'ye
yardımcı olmadığı ikıncı so-
mut olay ise hakkında gıyabi
tutuklama karan olmasına
karşın Ankara'da korumala-
nyla bırlikte rahatça dolaşan
eski Özel Harekât Daire Baş-
kanvekilı İbrahim Şahin' in
yakalanamayışı. Şahın ile bir-
likte hakkında gıyabi tutukla-
ma karan bulunan Ayhan Ak-
ça da emniyetin bır türlü gö-
zaltına alamadığı kışıler ara-
sında bulunuyor.
Haklannda DGM'nin gıya-
bi tutuklama karan bulunan
Bandırmalıoğlu, Akça, Şahin
ve Çatlı gibi sahte yeşil pasa-
port sahibi Yaşar Oz''ün gö-
zaltına alınamaması da Susur-
luk soruşturmasını olumsuz
etkıledı. Özel tim görevlisi
Ayhan Akça'nın adı Ömer
Lütfü Topal'ın öldürülmesi ile
eski MİT elemanı Tank
Ümit'in kaybolması olayında
geçiyor. Akça gibi firarda
olan diğer isim Ziya Bandır-
malıoğlu da Akça ile birlikte
Ümit'in kaybolmasından so-
rumlu tutuluyor.
Mesut Yılmaz 'ı
suçladı
Teslim
olacağım
tstanbul Haber Servisi
'-Susurluk soruşturmasını
yürüten tstanbul
DGM'nin hakkında tu-
tuklama karan bulunan
eski Özel Harekât Daire-
si Başkan Vekili İbrahim
Şahin en kısa sürede tes-
lim olacağmı öne sürdü.
Akşam gazetesi yazan
Nazh llıcak'la yaptıgı rö-
portajda, Mesut Yılmaz'a
suçlamalarda bulundu.
Yılmaz'm Çankaya Köş-
" kü'ne çıkmadan önce iki
'adamını kendisine gön-
'derdiğini öne süren Şa-
"hin, "Yıhnaz Mehmet
Ağar veTansu Çiller aley-
hinde belge istedi. Belgele-
ri verirsem beni koruya-
cağmı üetti. Ben de belge
yokdedim" diye konuştu.
Yılmaz'm daha sonra
köşke çıktığmı ve Oım-
hurbaşkanı Sükyman De-
mireTe "Bu adam katfl"
dediğini söyledi. tki ço-
cuğunun üniversitede
okuduğunu ve kendisine
yöneltilen suçlamalar ne-
deniyle okulda dışlandık-
lannı savunan Şahin, tes-
limolmamasına ailevi ne-
denleri gerekçe olarak
gösterdi.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Hangi Şeriat?..
Bir yandan laik ve çağdaş "yurttaşlann" destek-
lerine yönelirken, bir yandan da tarikat ve şeriatçı oy-
lannayönelen kimi "merkez sağ"yöneticilerin; "Şe-
riat Islam'dır", "Şeriata kahrolsun denmez, sadece
saygı gösterilir" gibisinden sözleri kafa kanştırmaya
devam ediyor. Bu nedenle, aynı konuyu bir kez da-
ha ele almak gereğini duyuyorum.
Geçen hafta, çarşamba günü başlayan ve pazar
günü sona eren bir konferans ve söyleşi turu yap-
tım. Beş günde 3000 kilometreden fazla yol gittim
ve altı yerde konuştum.
Bergama ADD, Nazilli ADD, Yatağan ADD, Muğla
ADD, Bodrum'da Ege-Koop ve Denizli Çağdaş Ya-
şamı Destekleme Derneği tarafından düzenlenen
konferans ve söyleşilerde yaklaşık sekiz bin kişiye
seslendim. O insanlann endişelerini ve sıkıntılannı
paylaştım; umut ve heyecanlanyla mutlandım. Dili-
min döndüğünce güç vermeye çabaladım.
Bu tür toplantılan "özel" saydığım için bu sütun-
da pek yer vermemeye gayret edenm. Sadece ba-
na büyük mutluluk versn ya da yürek tellerimi denn-
den titreten bazı olaylan anlatınm. Bu nedenle aynn-
tılara girmiyorum. Fakat özellikle Nazilli ve Deniz-
li'deki toplantılardaki inanılmaz katılım ve heyecan
dozu, bunca emeğimin "heba olmadığının"ben\ çok
mutlu eden bir göstergesi olduğu gibi, beni lekele-
meye çalışan kimi kalemlerin, boşuna çabaladıkla-
nnı da gösterdi.
Cumhuriyet okurlan, benim "Cumhuriyet yazan"
srfatını da taşıyarak yaptığım bu tür toplantılardan
pek haberdar olamıyorlar. Geçen hafta sonunda da
İstanbul Çağdaş Eğıtım Kooperatifi uyelerine bir kon-
ferans vermiştim, kımsenin haberi olmadı. Zaten bu
kooperatrfin kurucu ve yöneticileri, başka iletişim ka-
nallan olmadığından, bu konuda bırduyuru yapılma-
sını nca ettiklerinde de olumlu sonuç alamamışlar.
Çok şaşırmışlardı. Bana söylediklerinde güldüm,
"Olur böyle şeyler" dedim, "Bu tür çağnlar çok ol-
duğu için yer veremiyoriar herhalde..."
Bu toplantılarda en çok sorulan soru, Islamiyet ve
şeriat arasındakı ılışki oldu. Oyle sanıyorum ki; katı-
lımcılar arasında kendilerini laik ve Atatürkçü olarak
"tanımlayan" çok sayıda ANAP ve DYP'li insan da
vardı. Ve bu konuda iyice kafalan kanşmıştı.
Defalarca anlattım. Şeriat Arapça'da çok değişik
anlamlara gelen bir sözcüktür. Bunlar arasında "yol,
kaynak, suya giden yol, kaynağa giden yol, vb." ilk
anda akla gelen karşılıklardır. Ancak zaman içinde bu
sözcük bir başka anlam daha kazanmıştır. Bu anlam
da, "düzen"dir. Yani, "toplumsal ve siyasal bir dü-
zen".
Nasıl bir Islam şeriatı varsa, aynı şekilde bir "Va-
hudi şeriatı" vandır, bir "Hınstiyan şeriatı" vardır. Hat-
ta demokratik düzen de bır "şeriattır", totaliter dü-
zen debirşeriattır...
Osmanlı'nın son dönemlerinde hertüriü "yenileş-
tirme", yani eski deyimiyle "ıslahat" çabasına karşı;
"Şeriat isteriık" diye ayaklanıp bu yenileştirme ça-
balannı baltalayanlan bir yana bırakalım, Kurtuîuş
Savaşımız içinde ve Cumhuriyetimizin ilk yıllannda
aynı sloganla silaha sanlanlan düşünelim. Eğer şe-
riat Müslümanlık demekse, bu ayaklananlar Müslü-
man olmadtklan için mi şeriat istiyorlardı?
Eğer bunlar Müslüman idiyse; ki, kendilerince el-
bette Müslumandılar, o zaman "Şeriat isterük" diye
etrafı kana bulayan bu insanlann bir başka talep ve
beklentılen vardı. O beklenti de gene kendilerince yo-
rumladıklan bir "Islam şeriatı düzeni" idi.
Ankara'da yürüyen hanımlanmız elbette Islamiyet
düşmanı değillerdi. Eminim ki onlann büyük bir bö-
lümü kendilerini Müslüman olarak tanımlıyordu. A-
ma kendi "anladıklan" ve "yorumladıklan" çağdaş
bir Müslüman olarak sokaklara dökülmüşlerdi ve ül-
kemizi çağdışı bir Islam düzenine götürmek isteyen-
leri kınamanın ve onlara karşı seslerini yükseltmenın
mücadelesi ıçindeydiler. "Kahrolsun şeriat"derken,
elbette "Kahrolsun Islamiyet" demiyor, "Kahrolsun
laik ve çağdaş düzenimizi yıkmak ısteyen softalar"
diye haykınyoriardı.
Dünkü Milliyet'te, Ege-Koop'un Bodrum'daki mü-
kemmel seminerinde birlikte olduğumuz Yavuz Do-
nat da değiniyordu. Bu tür sorulan soranlara hep ay-
nı yanrtı verdim. Tarihimiz boyunca "Şeriat isterük"
diye sokaklara dökülenler neyi istiyor idiyseler, An-
kara'da sokaklara dökülen kadınlanmız ona "kanroi-
sun" diyoriardı.
Yani "31 Mart'ta" Derviş Vahdeti hangi şeriatı is-
tiyor idiyse, Kurtuîuş Savaşımızı battalayan ıç isyan-
larda Anzavuriar, Delibaşlar hangi şeriat için kardeş
kanı döktüyseler, Şeyh Sait Ingiliz silahlanyla hangi
şeriatı getirmek ıstedıyse; kadınlanmız o şeriatı kah-
rediyoriardı ve bunun Islamiyetle hiçbir ilgisi yoktu.
"Şeriat Islamiyettır" diyen kimi siyasetçilerimiz bu-
nu bilmez mi? Elbette bilir. Fakat bazı çevrelere şirin
görünmek için böyle "ucuzluklara" başvururlar. Ve
sonra da şeriat tehlikesinden söz ederier.
Allah bunlara akıl, bizlere de sabır versin...
DSP'den istifa etmisti
Aydın: Ecevit'in
sözleri beni ağlattı
DÜRDANE KOCAOĞLU
ANKARA-DSP'den istifa
eden ve DYP'ye katıldıgı
açıklanan Çanakkale Millet-
vekili Hikmet Aydın, şaibe-
ler üzerine, iktidar partisıne
gitmekten vazgeçti. Bağım-
sız kalacağını açıklayan Ay-
dın, DSP Genel Başkanı Bü-
lent Ecevit'in, "Burnumabir-
takun kokulargefiyor" sözle-
rinin kendisini ağlattığını
söyledi.
Hikmet Aydın, laiklik kar-
şıtı gelişmeler nedeniyle hü-
kümet hakkında verilen gen-
soru önergesinin görüşmele-
rinden birkaç saat önce Bile-
cik Milletvekili ŞerifÇtaı ile
birlikte DSP'den istifa etmiş-
ti. Aydın ve Çim'in istifa et-
tiği saatlerde DYP'ye geçe-
cekleri duyurulmuştu. DYP
Genel Merkezi'nden her ıki
milletvekilinin partilerine ka-
tıldıgı açıklaması yapılması-
na karşın, katılım törenine
gitmeyen Aydın, dün Cum-
huriyet'e yaptıgı açıklamada
bagımsız kalacağını açıkladı.
Aydın, "Neden DYP'ye kanl-
d^ınız yolunda açıklama ya-
pddı" sorusuna "Bunun öne-
mi yok" yanıtmı verdi. Ay-
dın, DYP'ye geçmekten ne-
den vazgeçtiğine ilışkin ola-
rak da, "Şaibderyüzünden"
açıklamasını yaptı. DYP ile
bir tek kuruş para ve makam
pazarlığı yapmadığını belir-
ten Aydın. şöyle dedi:
"Araa, maalesef birçok şa-
ibe dile getirildi. Sayın Ece-
vit'in 'Burnuma kötü koku-
lar geliyor' sözleri beni ağlat-
tı. Biz, bunlan hak etmedik.
Sayın Ecevtt,ben DSP'dej'ken
bir gün ne yapüğımı sormadı.
Hiç kimsc şunu düşünmedi:
Bir akademis>en. bir parti-
den digerine geçivorsa -bu sol
bir partiden sağ partiye de
olabilir- munaka önemli biri
ohnah. Herkes,'Vatan millet
Sakarya' diyor, ama kimse çı-
kıp Mechs Genel Kurulu'nda
tek keUme söyiemiyor. Tüm
millervtkillerinin o kürsüye
çıkıp ne \apnguu, neler dü-
şündüğünü açıkça ortaya
koyması lazım. Millctin bunu
duymaya hakkı var. Hiç kim-
senin beni eleştirmeye hakkı
yok, bordro mahkûmlan ha-
ricinde. Ancak,onlar benden
hesap sorabilir, beni eleştire-
biHr.''