25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25MART1997SALI HABERLER Hacı adayı milletvekillepi • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Suudi Arabistan Kralı Fahd'ın daveti üzerine hacca gidecek milletvekilleri belirlendi. RP'den, aralannda Başbakan Necmettin Erbakan'ın da bulunduğu çok sayıda milletvekilinin hacca gideceği bildirilirken, DSP'den 3 hacı adayı çıktı. CHP ise Fahd'ın daveti çerçevesinde hiçbir milletvekilini göndermeme karan aldı. Fahd'ın daveti üzerine, siyasi partilerden de 30'a yakın milletvekilinin hacca gideceği bildirildi. Katkancrnm çek davası • tstanbul Haber Servisi - Kamuoyunda "Cinci Hoca" olarak tanınan Ali Kalkancı'nın, Ağateks Tekstil ve Ticaret Limited Şirketi'ne verdiği toplam 738 milyon liralık 2 çekinin karşılıksız çıkması nedeniyle 6 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına lstanbul 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Mahkeme heyeti, dava dosyasının eksik olduğu gerekçesiyle duruşmayı erteledi. İnanoğlu toprağa verildi • İstanbul Haber Servisi - Kanlıca'dakı e\ınde ıntihar eden atv'nin genç sunucusu Nil Pınar İnanoğlu toprağa verildi. Inanoğlu'nun cenazesi, Levent Camıi'nde kılınan ikindi namazının ardından Kanlıca Mezarlığı'na getirilerek defnedildi. Cenaze törenine, eşi Sezer İnanoğlu ve ailesinın yanı sıra siyaset, sanat, basın ve iş dünyasından çok sayıda kişi katıldı. Sezer Inanoğlu'nun cenaze töreni sırasında çok üzgün olduğu ve zaman zaman gözyaşlannı tutamadığı görüldü. Düzettme • 24.3.1997 tanhli Cumhuriyet gazetenizin 4. sahifesinin Banş Partisi'ne ilişkin haberin üstündeki fotoğrafın altındakı yazıda şahsımla ilgili doğru olmayan bir bilgilendirme yapılmıştır. 1980yılında Diyarbakır'da sıkıyönetim savcısı olarak görev yaptığım doğrudur. Ancak benim ışkenceye uğradığım iddiası ile devlete karşı dava açtığım hususu doğru değildir. Diyarbakır'da görevli bulunduğum sırada Mardin'de meydana gelen gözaltındakı ikı ayn ölüm olayı nedeniyle yaptığım soruşturmalar sonucu işkence ile ölüme neden olan güvenlik görevlileri hakkında savcı olarak dava açtım. Bu davalar sonucu da görevimden alınarak eski görev yerime iade edıldim. Kanımca doğru olmayan husus, anlattığım gerçek olayın yanlış ifade edilmesinden kaynaklanmıştır. Kamuoyunda uyanabilecek yanlış izlenimlerin giderilmesi içın bu dûzeltmenin 5680 sayılı basm kanununun 19. maddesi uyannca aynen ve tamamen yayımlanmasını rica ederim. Av. Dr. Ümit Kardaş EmekJi Yargıç Albay, Banş Partisi 11 Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı. TiTİyoıüııls. zarar lıasıraltı Emlak Bankası'm zarara uğratmakla suçlanan eski Genel Müdür Aydm Ayaydın ve bankanın diğer yöneticilerini koruyan Bakan Söylemez, soruşturma açtırmadı ESRA YENER ANKARA - Devlet Bakanı Ufiık Söyle- mez. eski Emlak Bankası'nınGenel Müdü- rü Zafer Kültürlü'nün, banka tarafından yaptınlan Beylikdüzü ve Mavişehir II. etap projelerinde zarar oluşacağmın görülme- sine karşın ihaleleri onaylayan Rekabet Ku- rulu Başkanı dönemin Genel Müdürü Ay- dın Ayaydın ve diğer vöneticiler hakkında soruşturma açılması istemini kabul etme- di. Kültürlü tarafından. Emlak Bankası Ge- nel Müdürü olduğu 29 Temmuz 1996 tari- hinde Söylemez'e yazılan yaada, Başba- kanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun (YDK) önerisi üzerine, banka müfettişle- rine inceleme \aptınldığı bildirildi. Zarar belirieniyor tnceleme sonucunda, Proje Geliştirme ve Ihale Müdürlüğü'nün, Mavişehir II. E- tap Projesi için 8 Mart 1994 tarihinde ha- zırladığı raporda, projenin belirlenen fiyat- larlayapılmasıdurumunda bankanın 1 tril- yon 439 milyar 399 milyon lira zarar ede- ceği uyansında bulunulduğunun görüldü- ğü kaydedilen yazıda. şöyle denildi: "Zararolacağı belirtilen fLdbilite raporu- na rağmen önerge, Banka Yönetim Kuru- lu'nun 8 Mart 1994 tarihinde >apılan top- lanbsında görüşülerek kabul edilmiştir. So- rumluluğun, ilgili önergedeld olumsuzluk- lara rağmen ihaleyi ona>layan ve gerekli tedbir ve basireti göstermeyen, banka kay- naklannı kârlıhk, verimlilik ilkeleri doğrul- tusunda kullanmayan Yönetim Kurulu Başkanı Ayaydm ile Nurettin Şenözlü. Ci- han Sakarya, Erdoğan Alkin. Münevver Turan11 'dan oluşan yönetim kurulu üyeleri- ne ait olduğu belirtUmektedir. İncelemede, 15 Haziran 1996 tarihi itibanvla 6 trilyon 502 milyar liralık zarar hesaplanmıştır." Yazıda Ayaydın ve diğer yönetim kuru- lu üyeleri ıçın takıbat yapılması içın Hazı- ne ve bankalardan sorumlu Devlet Bakanı Söylemez'in ızni istendi. Kültürlü tarafından. Söylemez"e yazılan aynı tarihli ikinci bir yazıda da, yine YDK'nin istemi doğrultusunda Beylikdü- Zarar 11 trilyon Aydm Ayaydın'm genel müdür olduğu dönemde Beylikdüzü ve Mavişehir II projelerinin zarar edeceğinin belirlenmesine karşın ihaleleri onaylandı. Ayaydın, Nurettin Şenözlü, Cihan Sakarya, Erdoğan Alkin ve Münevver Turanlı'dan oluşan Emlak Bankası Yönetim Kurulu yaptığı ihalelerle bankayı 15 Haziran 1996 değerleriyle 10 trilyon 985 milyar lira zarara uğrattı. Genel Müdür Zafer Kültürlü'nün soruşturma istemi Bakan Söylemez tarafından rafa kaldınldı. zü Projesi'nin banka müfettişlerince ince- lemeye alındığı kaydedildi. tncelemede. Proje Geliştirme ve Ihale Müdürlüğü'nce 21 Eylül 1994'te hazırlanan raporda, Bey- likdüzü projesi için verilen önergedeki fî- yatlann kabul edilmesi durumunda banka- nın 1 trilyon 499 milyar 488 milyon liralık zarara uğray acağı uyansında bulunulduğu- nun görüldüğü bildirildi. Raporda yer alan zarar miktannın 15 Ha- ziran 1996 itibanyla 4 trilyon 834 milyar 129 milyon lira olarak hesaplandığı kayde- dilen yazıda, dönemin yönetim kurulunun rapora karşın. ihale önergesini onayladık- lan belirtildi. Bu yazıda da, dönemin Yönetim Kuru- lu Başkanı Aydın Ayaydın ve diğer yöne- tim kurulu üyeleri hakkında takıbat yapıl- ması için izin istenildi. Devlet Bakanı Söylemez'in yazılann gönderildiği Temmuz 1996'dan yaklaşık 3.5 ay sonra, 14 Kasım 1996'da verdiği ya- rutta soruşturmanın yapılmasına gerek ol- madığını belirttıği bildirildi. Söylemez de suçlanmıştı Emlak Bankası 'nda yasal takip izni ver- meyen Devlet Bakanı Ufiık Söylemez hak- kında da Maliye Teftiş Kurulu'nca hazırla- nan raporda suç duyurusunda bulunulma- sı istenilmişti. Raporda, Dışbank Genel Müdürlüğü döneminde 158 milyon dolar usulsüz kredi dağıtmakla suçlanan Söyle- mez'in "emniyeti suiistimal ettiği'' vurgu- lanmıştı. Cumhuriyet'in ortaya çıkardığı raporda, Söylemez yönetimindeki Dış- bank'ta yasadışı kredi dağıtıldığı. hatta yurtdışındaki "hayali" şirketlere "kredi ve- rilmiş gibi işlem yapılarak" bankanın içinin boşaltıldığı vurgulanmıştı. Maliye Teftiş Kurulu'nun Söylemez hak- kında ağır suçlamalar içeren raporu. "ge- reği yapılmak üzere" bankalardan sorum- lu Devlet Bakanı olarak Söylemez'e gön- derilince rafa kaldınldı. Söylemez de, Aydın Ayaydın'a benzer bir şekilde, "Maliye Bakanlığı raporunun partjyanra,ka<ıtlıyayıldıgını''nnp sürdü ve bugüne kadar kamuoyuna yansıyan hiçbir işlem yaptırmadı. Aydm Ayaydın, hazırlanan raporlann gerçek değil şişirme olduğunu öne sürdü 'Müfettişnaporlm siparişyaptınkir Banka acmazda TOKİ'ye devredilen konut yardımı sorun oldu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hazjine Müsteşarlığı Bankalar Yemiüli Murakıplan Kurulu, mahkeme karanyla Toplu Konut Idaresi'ne (TOKİ) geçirilen konut edindirme yar- dımlannın Errüak Bankası 'ndan alınmasının önemli bir likidite sorunu yaratacağı uyansında bulundu. Emlak Bankası'nın, lstanbul 5. tdare Mahkeme- si'nin geçen hafta verdiği kara- n, bölge idare mahkemesine başvurarak temyiz etmeye ha- zırlandığı öğrenildi. TBMM KİT Komısyonu'nda bugün Emlak Bankası'nın 1994 yılı hesaplan görüşülecek. Ha- zine Müsteşarlığı Bankalar Ye- minlı Murakıplar Kurulu'nun raporunda. KEY hesaplannın, yılsonu itibariyle 53 tnlyon li- rayla banka mevduatlannın yüz- de 38.4'üne ulaştığı belirtildi. Raporda. şöyle dendi: "KEY hesaplannın gerek kaynak yapı- sı, gerekse mc\ duat icindeki pa- yının zaman içinde azalmasına karşın 1995 sonunda ulaştığı tu- tar, bankanın likit aktüler topla- mının yaklaşık 15 trilyon lira üzerindedir. Bu durum da söz konusu hesapiann bankadan ta- lep edilmesi durumunda önem- li bir likidite sorununa yol aça- cakör." Raporda, "Banka kaynak ya- pısının dayalı olduğu mevduatm yaklaşık yüzde 90'ının 3 ava ka- dar vadeli mevduattan oluşma- sı. banka likiditesini zorlayacak diğer bir unsurdur" dendi. • Aydın Ayaydın, "Bahsedilen müfettiş raporlan, inceleme, soruşturma adı altında müfettişe hazırlatılmıştır. Bu rapor hakkında da daha sonra inceleme başlatılmıştır" açıklamasını yaptı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Rekabet Kurulu Başkanı Aydın Ayaydın, Emlak Bankası Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın, kendisinin de genel müdürlük dönemini kapsayan 1994-1995 yıllanndaki inşaat ihalelerinden 44.6 trilyon liralık zarar oluştuğu yönündeki raporu için "Gerçek değfl. Şişünıe raporiar'" savını öne sürdü. Ayaydın, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun raporlanna da yansıyan zarar rakamlan konusunda. "Müfettiş raporlan benden sonra genel müdür tarafından siparişle vapünldı. Gerçeği yansıtmıyor" diye konuştu. Bahçeşehir konutian Emlak Bankası'nın en kârlı projekrinden biri oldu. Ayaydın, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada. Emlak Bankası Teftiş Kurulu'nun böyle bir rapor hazırlamaya yetkisi olmadığını söyledi. Bu raporlann Banka Teftiş Kurulu'na kendisinden sonra göreve gelen yönetim tarafından "tamamen siyasi" bir düşünceyle "siparişle*' yaptınldığını savunan Ayaydın şöyle devam etti: "Benira hakkımda bir inceteme yapabümesi veya soruşturma -• yapabilmesi için izin alması bam. Şişirme bir rapor düzenlemişler. Benim dönemimdeki ihalelerin toplamı 7-8 trilyon lirayı geçemez. Benim dönemimden önce hep ihalesiz verilmiş. tlk defa benim dönemimde ihale açüdı. İhale açmam mı suç? Bunlar daha önce Emlak Bankası'nınfiilenyürütülen projderi. Aynı projenin ikinci bölümü için ihale yapürdını. O rapor haarlayan insanlar ihalesiz vermişler." Emlak Bankası Teftiş Kurulu'nun raporlannm kendisini karalamak için "sipariş"le yaptınldığını iddia eden Ayaydın. projelerin ANAP lideri Mesut Ydmaz'ın başbakanlığı döneminde de ınceletildiğini söyledi. •kvaydın. "Raporda, bu dönemin benimle ilgili olmadığı \azıldı''dedi. Zarar edildiği belirtilen Beylikdüzü projesindeki tüm konutlann satışa çıkanlır çıkanlmaz satıldığını söyleyen Ayaydın, "Bahsedilen müfettiş raporlan, inceleme, soruşturma adı alunda müfettişe hanrlatılmıştır. Bu rapor hakkında da daha sonra inceleme başlahlmıştır'" açıklamasını yaptı. UZ YAZIIORHAN BİRGİT Dün sabah Kanal D Televizyonu'nda Ankara Milletvekili Gökhan Çapoğlu ile yapılan bir söyleşide, sayın milletve- kilinin partisi icindeki isyan hareketini yorumlayış biçimini dinlemeseydım, Demokratik Sol Parti'deki "üçler" olayı bugünkü yazının konusu da konuğu da olmayacaktı. Çapoğlu, bu söyleşide kendisinin DSP Genel Başkanlığı için aday olma niyetinı de açıklayarak rahmetli Ismet Inönü'nün, Bülent Ecevit'e gösterdiği müsamahayı, partı lıderinin kendılerin- den esirgediğınden şikâyet ediyordu. 12 Eylül müdahalesi, 1980 dönemi partilerini kapatmakla kalmadı; partile- rin kapatılma işlemini uygulamakla gö- revlendirilenler, arşiv olarak ellerine ge- çirebildikleri bütün belgeleri de kâğrt ha- muru yapılmak için ŞEKA fabrikasının kazanlarına gönderdiler. Cumhuriyet Halk Partisi'nin tek parti dönemi ile ilgili belgeler, zaten 1954'lü yıllarda, bu partinin tüm mallarına Ha- zine adına el koydurtan dönemin ıktıda- nnın tasarrufu ile Maliye Bakanlığı'nın depolannda çürümeye bırakıldığı için en eski siyasi partinin geçmişi on beş yılı aşmayan ülkemizde, bir siyasi eylem için harekete geçen insanlar da kulak- tan kulağa nakledilmiş dedikodulara dayanarak ilk adımlarını atmaya çalışı- yortar. Yanlış atılan ilk adım, tökezlemeyi ön- Siyasi Hafıza. leyemez. 6O'lı yılların Cumhuriyet Halk Partı- si'nde ortan/n solu hareketı olarak isım- lendirilen, bugünün sosyal demokrat, ya da demokratik sol eylemi ile DSP'de- ki sekızler ya da üçler kalkışmasının uzaktan yakından benzerliğı yoktur. Ta- bıı, daha önce yıne aynı partide kendı- lerine "ç/Ve çiçekleri" yakıştırmasını ya- pan Kesebir'cilerin de... Olabıldiğince özetle, SO'lı yıllara dö- nüş yapalım: 1961 Anayasası, ülkede o güne ka- dar konuşulmayan birçok şey gibi "soi, sağ, emek, sermaye, grev, artı değer, reform" gibi kavramlan da güncel söy- lemler arasına katrnıştı. ismet Paşa, 27 Mayıs müdahalesinden önce seçmen gözünde çok güçlenmiş, ama müda- haleden sonra istemese de ordu ile iş- birlikçilik sıfatı çağrıştınlan partisi için "ortanın solunda" yakıştırmasını yap- mıştı. Bu yakıştırma, 1965 seçimlerinde CHP'yi, beklenilenin aksine biryenılgi ile karşı karşıya bırakınca, ismet Paşa'nın o günkü çevresı, genel başkanı bu söy- leminden vazgeçinmek için harekete geçtiler. Adeta sahipsiz kalan "ortanın solu" söylemi, çoğunluğu o seçimlerde par- lamentoya giren ve sayılan ıki elin par- maklarını zorlamayla geçebilen bir kad- ronun bayrağı halinegeldi. Bülent Ece- vit, bu kadronun CHP Partı Meclisi'nde- ki üç ya da dörttemsilcisinden birisi ol- manın yanı sıra, fikrin en katı savunucu- su olarak ortanın solu sloganına içerik ve aksiyon kazandırmaya çalışıyordu. Hareket, uzun süre lıdersız çalıştı. Ha- reketi benirnseyenler, görüşlerini önce- likle parti içi organlarda, yani parti mec- lisinde, grupta oluşturup savundular. Zamanla örgüt kongrelerinde yandaş sağladılar. Bunun için ülkeyı kendı paraları ile kanş kanş dolaştılar. Ta ki hareketın eyleme dönüşeceği partı kurultayının toplanma aşaması yaklaşınca, oluşmakta olan kadro, lide- rinı saptamak zorunluğu ile karşı karşı- ya geldı. Ecevıt, arkadaşlannın uzun diretme- lerine karşın liderlik için Turhan Feyzi- oğlu'nun adaylığında ısrariıydı. Ama ha- reketı yürütenler, görüşlerınde ısrarlı olunca Onsekizincı CHP Kurultayı'nda seçilecek yeni genel sekreter için Bülent Bey adaylığı kabul etti. O kurultayda or- tanın solu hareketınin temsilcilerinin ha- zırladığı partı meclisi lıstesi, toplantıdan bir gün önce Ecevıt tarafından Genel Başkan Inönü'ye sunuldu. Bülent Bey, bu ikili görüşmede rahmetli büyük inö- nü'nün, uzun bir inceleme aşamasın- dan sonra kendisine "peki, bu parti meclisinden kim genel sekreter seçile- cek" sorusunu yönelttiğini, kendisinin de kısa bir duraklamadan sonra elini hafifçe masaya vurarak "Ben efendim. Arkadaşlanm benim adaylığımda ısrar- lılar" dediğini anlatırdı. Inönü, halim selim Ecevıt'ten bekle- mediğı bu yanıt üzerine listedeki isim- leri bir kez daha saymış ve "hayırlı ol- sun" demişti. Elbette daha sonraki aşamada paşa, zaman zaman ortanın solcularını des- tekledi, zaman zaman da karşısına al- dı. Ama bilinsin ki gerçek destek partı örgütü ıdi. Tabanın kendisi idı. • • • Demokratik Sol Parti'deki değerli ey- lemcilerin tam ne istediklerıni ben yete- rince anlayamadım. Solda bütünleşme hareketı için Cumhuriyet Halk Partisi ile birleşme çabaları ya da en azından ni- yetlerı olduğunu sanıyordum. Oysa dün sabahkı Kanal D söyleşisinde Gökhan Çapoğlu bu tür söylentileri kesin bir b.i- çımde yalanladı. Çapoğlu'nun söyleşi- sinden aklımda kalanlar, diğer iki arka- daşı ile birlikte kasım ayı içinde Türk- İş Başkanf nı ziyaret ederek sendikalarla birlikte hareket için bir gırişimde bulun- dukları oldu. Kendisinin DSP'nın ilk ku- rultayında lider adayı olacağını, bunun içın bir de kıtap yazdığını öğrendim. Ve o söyteşide Eceviften yolu tıkamama- sını ima eden sözler duydum. Bir başka televizyon konuşmasında da Çapoğlu, partilerın, lider adaylarının sarf edeceklerı parayı üstlenmesi için biryasateklifi hazırlayacağını söylüyor- du. Stratejik Araştırmalar Vakfı'nda baş- layan, daha sonra bu kuruluşla ilişkisi- nin kesilmesı üzerine Anadoîu Araştır- ma Vakfı'nda süren bilimsel ve sosyal çalışmalan ile tanınan genç politikacı ve arkadaşları, bencetüm ortak amaçları- nı çok açık ve yalın bir biçimde açıkla- yarak işe başlamalıydılar. Zeytin dalı oluşumunda tümü tam ıt- tifak halinde midirler? Öyleyse bu dal hangi partileri ve sendikaları kapsıyor? Türk-lş ve DİSK, böyle bir bütünlükten önce niçin ayn iki platformda kalmakta yarar görüyorlar. CHP, partı olarak mı bu ağacın altına gelecek, yoksa kimilerın ileri sürdüğü gibi Murat Karayalçın'ın hemen her CHP örgütünde "Düşünce Atelyeleri" adı altında oluşturduğu ikin- ci bir oluşumun mu katılması söz konu- sudur? Bunlar tek tek açıklanmalıdır. Çünkü açıklık kadar iyı bir şey yoktur. GUNDUZ GOZUYLE MELİH CEVDET ANDAY Anlam Dediğimiz Nedir? Dilbilim konusu eski bir merakımdır. Okuduğum bu konuya ilişkin kitaplar içinde beni en etkileyen, dahası en şaşırtan ise Ferdinand de Saussure'in "Dilbilim Dersleri" olmuştur. Sözcüklere anlam nasıl gelip yerleşmiştir? Söylenenleri nasıl anlıy- oruz? Anlaşma nedir? Bu sorular kafamda karışıklıklara neden oluyordu. "Dilbilim Dersleri"n\ okuyunca bu karışıklık büyük ölçüde dağıldı. Karşınızdakinın ağzından "ağaç" sözcüğü mü çıktı, bu sözcük kulağınıza geldiğinde artık bir "gösferen"dir ve kafanızdaki ağaç kavramı ile bu- luşur. Bu kavram "gösterilen"dır. Anlama, anlaşma, gösteren ile gösterilenin birleşmesinden ortaya çıkan "gösterge" ile gerçekleşir. Biz göstergelerle anlaşıyoruz. Bunlann, gerçekleri yansıtıp yansıt- madığına biraz sonra geleceğiz. Burada şuncasını söyleyiverelim ki, yüzyılın başlannda Cenevre Üniversitesi'nde dilbilim ders- leri veren Ferdinand de Saussure, ilerde bir Gösterge Bilim kurulacağını, dil'in de bu bilim içinde yer alacağını söylemişti. Bu bilim kuruldu; kurulur kurulmaz da, dilbilim mi gösterge bilim içinde yer alacak, yoksa gösterge bilim mi dilbilim içinde sorusu ortaya çıktı. Batı kültürü budur, rahat etmez, rahata kavuşmaz bir türlü. Bizim gösterge bilimcilerimizden Mehmet Ri- fat'ın Yapı Kredi Yayınları arasında basılan "Homo Semioticus" adlı yeni kitabı beni heyecanlandırdı. "Homo Semıo(ıcus"u bütün okurlarıma salık vereceğim, ama bu adın korkutucu gelebileceğin- den kuşkulanınm. Bana sorarsanız, hiçbir bilim korkutucu değildir, olamaz; çünkü ınsan aklının ürünüdür o, ve akıl (us) insanlığın eşit paylaştığı bir yetenektir. "Homo Semioticus anlamlandıran insandır; dünyadaki anlamlann oluşumunu, birbirine ek- lemlenerek yepyeni anlamlar yaratmasını sorgu- layan insandır; çevresindekı bireysel, toplumsal, kültürel gösterge dizgelerini yalnızca betimlemek- le yetınen değil, bu dizgelerin üretiliş sürecini yenıden yapılandıran insandır." Şimdi okurlarıma Sayın Mehmet Rifat'ın yeni kitabından bir bölümü aktarmak istiyorum. Üz- erinde ilgi ile durulduğunda, gösterge bilime herkeste merak uyandıracaktır bence. "Dünyadaki her çeşit gösterge dizgesinin an- lam taşımasını, anlam belirtmesini, anlam ak- tarmasını sağlayan şey (özellik) gönderme yaptğı gerçeklik düzeyi midir? Yoksa doğrudan doğruya bu dizgenin kendisi midir? Ya da şöyle sorabiliriz: Bir göstergeler dizgesi, bir anlamlı bütün, gerçeği yansıttığı için mi anlam taşır ve bir bilgi iletir, yoksa gerçeği yeniden oluştur- duğu, yeniden düzenlediği ve anlamlandırdığı için mi? Sözgelimi, insanlar arasında bildirişi- mi sağlayan doğal dil, kendi dışında bir gerçeğe uygun bir biçimde gönderme yaptığı için mi an- lam taşır, anlam belirtir, anlam aktann yoksa tersine bizi çevreleyen, dünyayı oluşturan, ona anlam veren bu doğal dilin kendisi midir?" Ulastırma Bakanı Barutcu 'Yolsıızlıık iddialarıyla benim ilginı yok' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Llaştırma Bakanı Ömer Barutçu. Atatürk \e Antalya ha\ alimanlan ihale- leri ıçın ortaya atılan yolsuz- luk ıddialannın, kendisinin bakanhk dönemiyle ilgısi ol- madığını belirterek, "Soruş- turma açmazlarsa namert- ler. Kim çamuruzerindeotu- nı>t)r görelim'" dedi. Barutçu. dün düzenlediği toplantıda. 28 Haziran 1996'da Ulastırma Bakanı olduğunu anımsatarak. An- talya Dış Hatlar Termina- li'yle ilgili sözleşmenin dö- nemin DHMİ Genel Müdü- rü Önder Karaduman ve Genel Müdür Yardımcısı Aydın Müftüoğtu tarafından 16 Şubat 1996 tarihinde im- zalandığını söyledi. Başbakanlık Teftiş Kuru- lu'nca .Antalya Dış Hatlar Termınal binası ihalesine ilişkin hazırlanan raporun savcılığa gönderildiğini bil- diren Barutçu. kendisinin de savcılığın soruşturma açma- sına izin verdiğıni kaydetti. Ancak Barutçu, cezai taki- batın yanı sıra maddi zarar doğan durumlarda gündeme gelen ve Antalya Dış Hatlar Terminali projesi içın de ta- lep edilen hukuki takıbat ko- nusunda bır açıklama yap- madı. Barutçu, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlı- ğı'nın Atatürk ve Antalya hav alimanlan yeni dış hatlar terminallerinin ıhalelennde çcşitli usulsüzlükleryapıldı- ğı savlan üzenne dönemin başbakan ı Mesut Yümaz'ın onayı ile başlatılan, Başba- kan Necmettin Erbakan'ın onayıyla da biten raporun yanlı ve eksik olduğunu sa- vunarak. "Raporda birta- kım bürokratlan aunışlar, mercek altına koymuşlar. Ancak, kendi koUadıklan bürokranarraporda>er al- mamış" dedi. Barutçu, DHMt Yönetim Kurulu'na DYP'li EsatKırathoglu'nun oğlu Ahmet Kıratiıoğlu'nun alınmasına ilişkin sorular üzerine de şöyle konuştu: "ANAP'lı Akm Gönen'jn kardeşi Metin Gönen ve Haydar Özalp'm veğeni Ay- dın Müftüoğlu da bu kunı- lun üyeleri. Muhalefet yap- mak hakkınız, ama ikidc bir "Ben çamur üzennde otur- mam' deyince,dönerterder- ler ki, 'Sen neyin üzennde oturuyorsun.' Sonışturma açmazlarsa namerrJer. Kim çamur ü/erinde oturuyor görelim." Yılmaz hukümeti sucladı 6 MGK karşıtı bir cephe ohışturmak istiyorlar' ANK\RA/İSTANBUL (Cumhuriyet) - ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Yılmaz. hükümetin MGK kararlan konusunda yeni bir kamu- oyu oluşturmaya ve "karşı cephe'" yaratmaya çalıştığı- nı söyledi. Yılmaz. "Başba- kan ve sözcüleri MGK ka- rarianyla mutabık olup ol- madıklannı bir an önce açıklamalılar7 * dedi. Yılmaz. ANAP Başkan- hk Dıvanı toplantısından sonra yaptığı açıklamada. Hükümetin MGK kararlan konusunda yeni bır kamu- oyu oluşturma çabasmda olduğunu vurgulayarak Başbakan ve hükümet söz- cülerinın MGK kararlannı benimseyip benimsemedık- lerıni bır an önce açıklama- lan gerektığinı söyledi. Ka- rarlara ıradeleri dışında im- za attılarsa Başbakan ve yardımcısının istifa etmesi- ru isteyen Yılmaz, "Bir yan- dan imzalayıp sonra da al- tında imzası bulunan karar- lara muhalefet etmek. an- cak Erbakan \e partisine yakışan bir garabettir" de- di. Yılmaz. 8 yıllıkkesintı- siz eğitim konusunda hükü- metten çelişkili seslerçıktı- ğını söyledi. Bu konuda hü- kümetin bir an önce ortak görüş oluşturup Meclis'e getirmesi gerektığini belir- ten Yılmaz, "MGK'nin ka- rarlan açıktır. Eğer bunlar- la mutabıklarsa gereğini ya- pariar. Hükümetin RP ka- nadı, altında Başbakan'ın imzası bulunan kararlan uygulamak yerine bu karar- lara karşı cephe yaratmayı amaçlamaktadır. Huküme- ti bir an önce tutumunu açıklığa kavuşturmaya ça- ğuiy-onız." dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear